Tuesday, March 27, 2007

Zeytin ve Zeytinyağı Tanıtım Grubu


Tarım sektörünün yeni gözde sektörlerinden zeytin ve zeytinyağı sektöründe ağırlığı dış piyasalarda tanıtım yapmak üzere Zeytin ve Zeytinyağı Tanıtım Grubu kurulması kararlaştırıldı.


Zeytin ve Zeytinyağı Tanıtım Grubu, fındık ve antep fıstığından sonra tarım sektöründe tanıtım grubu kurulan üçüncü sektör oldu.

Son yıllarda her yıl ortalama 10 milyon zeytin plantasyonları yapılarak 150 milyon zeytin ağacı varlığına kavuşan ve önümüzdeki 2-3 yıl içerisinde bu rakamı 200 milyona çıkarmayı hedefleyen Türkiye, Zeytin ve Zeytinyağı Sektöründe arz talep dengesinde bir sorun yaşamamak için Zeytin ve Zeytinyağı Tanıtım Grubu kurma kararı aldı.

Türkiye’de sektöründe faaliyet gösteren tek ihracatçı birliği olan Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği’nin 2006 yılı Olağan Genel Kurul Toplantısı’nda Zeytin ve Zeytinyağı Tanıtım Grubu kurulmasına oybirliği ile karar verildi. Zeytin ve zeytinyağı ihracatçıları tanıtım faaliyetlerinde kullanılmak üzere binde yarım oranında ek nisbi aidat toplanmasını kararlaştırdı.

Zeytin ve Zeytinyağı Tanıtım Grubu, fındık ve antep fıstığından sonra tarım sektöründe kurulan üçüncü tanıtım grubu oldu. Karar, Dış Ticaret Müsteşarlığı’nın onayından sonra yürürlüğe girecek.

Tarım ürünlerinden fındık ve antep fıstığında tanıtım gruplarının bulunduğunu dile getiren Dış Ticaret Müsteşarlığı Tarım Dairesi Başkanı Mustafa Sever, “Müsteşarlık olarak bu konuda çok ciddi birikimimiz var. Zeytin ve zeytinyağı da en önem verdiğimiz ürünlerden. Dünyada üretim hızla artıyor. Fakat tüketim artışı daha hızlı. 7-8 yıl sonra durum tersine dönecek. Çünkü Türkiye’de olduğu gibi rakip ülkelerde de yoğun olarak yeni dikimler yapılıyor. 10 yıl sonra meydana gelecek üretim patlaması ile elimizdeki ürünleri değerlendirememe durumuna düşebiliriz. Bu nedenle dünya ticaretindeki payımızı şimdiden artırmalı ve markalaşma çalışmalarına başlamalıyız. Tanıtım grubu da bu açıdan başarılı olabilecek bir enstrüman. Tanıtım çalışmalarında müsteşarlık olarak 300 bin doların üzerinde maliyete sahip projelere yıllık 250 bin dolara kadar destek veriyoruz. Yani 50 bin dolarlık katkı ile 250 bin dolar destek alabilirsiniz. Ama bu çalışmanın başarılı olabilmesi için en azından 1-1,5 milyon dolarlık bütçe gerekir. Ancak böylelikle sonuç getirecek çalışmalar yapabiliriz. Yoksa zeytinyağında tanıtım trenini kaçırmak üzereyiz. Zeytin ve Zeytinyağı Tanıtım Grubu ürün ve konjektür itibariyle başarılı olma ihtimali çok yüksek bir sektör” diye konuştu.

Türkiye’de zeytin ağacı varlığının artması için çok ciddi katkılar yaptıklarını dile getiren Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Ali Nedim Güreli ise, “Başta köy tüzel kişilikleri olmak üzere, zeytin temini konusunda destek isteyen her kuruluşa yardımda bulunduk. Bundan sonra zeytin ve zeytinyağının tanıtımına odaklanacağız. Yeni bir işe girişiyoruz. Bu nedenle başlangıç itibariyle binde yarım oranında kesinti yeterli olacaktır. İlk etapta 300 bin dolarlık projeyi finanse eder hale gelelim. Bu kaynakla projeye başlayalım. Tıkandığımız noktada tekrar genel kurulu çağırır, bunun nedenleri ve çözüm yolları konusunda yetki isteriz. Daha büyük bir kesinti özellikle burada olmayan üyelerimizde rahatsızlık yaratabilir. Çünkü çoğu kesinti yapılacağını bilmiyor. Zaten sezon çok kötü geçiyor ve yüzde 3-5’lik kar oranlarıyla çalışıyoruz” diye konuştu.

Monday, March 26, 2007

Tarım ürünleri ihracatına iade desteği


22 Mart 2007
A.A.

Tarımsal ürün ihracatında, bu yıl için uygulanacak ihracat iadesi yardımı tutarları ve uygulama esasları belirlendi.

Yumurta, dondurulmuş meyve, ambalajlı zeytin ve zeytinyağı, meyve suları ihracatındaki iade tutarları artırılırken, sözleşmeli tarım uygulamasında yüzde 40 olan ihracat iadesi artırım oranı yüzde 50'ye yükseltildi. Artırılan tutarın yüzde 40'ı ihracatçıya ödenecek.

Tebliğle ihracatçıya, iade yardımının yüzde 50'sini hizmet satın aldıkları firmalara aktarma olanağı getirildi.Dış Ticaret Müsteşarlığı (DTM) tarafından hazırlanan, Para-Kredi ve Koordinasyon Kurulu tarafından kabul edilen, Tarımsal Ürünlerde İhracat İadesi Yardımlarına İlişkin Tebliğ, 1 Ocak 2007'den geçerli olmak üzere, Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

Tebliğe göre, buket yapmaya elverişli çiçek, taze-işlenmiş-kurutulmuş-dondurulmuş sebze ve meyveler, meyve suları, reçel-jöle-marmelatlar, zeytinyağı, zeytin, bal, hazırlanmış veya konserve edilmiş balıklar, yumurta, kümes hayvanları etleri ve bunlardan hazırlanmış ürünler, çikolata ve kakao içeren gıda müstahzarları, bisküvi-gofretler, makarnalar ihracatında Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) Tarım Anlaşması kurallarına uygun olarak ihracat iadesi ödenecek.

Tarımsal ürünlerin uluslararası piyasalarda rekabet gücünün ve ihracat potansiyelinin artırılması amacıyla, DTÖ kurallarına uygun olarak ihracatta iade yardımı yapılıyor. Destekleme ve Fiyat İstikrar Fonu'ndan karşılanan iade desteği, ihracatçıya hiç bir şekilde nakit ödenmiyor, ihracatçının Merkez Bankası nezdinde açılan hesabına, döviz kuru YTL'ye çevrilerek aktarılıyor. İhracatçı, söz konusu desteği, vergiler, vergi cezaları, SSK primleri, haberleşme giderleri (sabit telefon, telefaks vb.), enerji giderleri (elektrik ve doğal gaz), Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'na ve ilgili tasfiye halindeki bankalara olan borçlar ve bunların gecikme zammı ve faizlerine ilişkin giderlerine mahsup ediyor.

İhracatçı firmalar, hak edişlerini ürünü satın aldıkları imalatçı firmalara devredebiliyor.

Bu yıl, ihracatçı firmalara ayrıca, hak edişlerinin en fazla yüzde 50'lik bölümünü, ihraç ettikleri ürünü satın aldıkları veya söz konusu ürünün ihraç edilebilmesi amacıyla gerçekleştirilen faaliyetler kapsamında mal ve hizmet satın aldıkları firmalara, tebliğde belirtilen giderlerin mahsubunda kullanılmak üzere devredebilme olanağı getirildi.

SADECE TARIMSAL ÜRÜN ÜRETİCİSİNE NAKİT ÖDEME VAR

İhrac edilen tarımsal ürünün İhracat Bağlantılı Tarımsal Üretim Sözleşmesi kapsamında temin edilmesi halinde, ihracat iade miktarları ve azami ödeme oranları yüzde 50 oranında artırılarak uygulanacak. Bu suretle hesaplanacak yüzde 50'lik artış tutarının yüzde 60'ı üreticiye nakit ödenecek, 40'ı ise ihracatçı adına açılmış mahsup hesabına alacak kaydedilecek.

Önceden, sözleşmeli tarım ürünleri ihracatında iade tutarları ve ödeme oranları yüzde 40 artırılırken, artırılan tutarın yüzde 80'i üreticiye ödeniyor, yüzde 20'si ise ihracatçı firmanın hesabına aktarılıyordu.Tebliğde, ihracat iadesi işlemleri ve iadeden yararlanacak ihracatlar da belirtiliyor.

1 KG'LIK AMBALAJDA ZEYTİNYAĞI İHRACATINA 400 DOLAR DESTEK

Tebliğe göre, dondurulmuş mevye-sebze ile meyve-sebze işleme sanayiine dayalı gıda maddeleri ihracatında tonda 68 dolar olan ihracat iadesi miktarı, 75 dolara yükseltildi.

Meyve suları, meyve nektarları ihracatında, ihracat iadesi miktarı 134 dolar tondan 150 dolar-tona çıkarılırken, iade ödenecek ihraç ürün miktarı yüzde 17'den yüzde 15'e indirildi.

Yumurta ihracatında bin adette 6 dolar olan iade miktarı 15 dolara, kümes hayvanları etinde yüzde 22 olan iade ödenecek ürün miktarı yüzde 40'a yükseltildi.

Markasız, azami 5 kg'a kadar ambalajlarda yapılan zeytinyağı ihracatında, ton başına 100 dolar olan iade tutarı 125 dolara çıktı. Ancak, tescilli Türk Markaları ve “Made in Turkey” ibaresi ile net ağırlığı 2-5 kg arasında (5 kg dahil) olan ambalajlarda ihraç edilen zeytinyağları için ihracat iadesi miktarı ton başına 150 dolardan 175 dolara, 1-2 kg arasında (2 kg dahil) olan ambalajlarda ihrac edilenlerdeki ihracat iadesi miktarı 200 dolardan 250 dolara, 1 kg'a kadar (1 kg dahil) ambalajlarda ihrac edilenlerde ise ihracat iadesi miktarı 350 dolardan 400 dolara çıkarıldı.

Ambalaj büyüklüğü 18 kg'dan fazla olan zeytin ihracatında ihracat iadesi verilmeyecek. Ancak tescilli Türk markaları ve “Made in Turkey” ibaresi ile 2-5 kg arasında (5 kg dahil) olan ambalajlarda ihrac edilen zeytine ton başına verilen iade desteği 100 dolardan 125 dolara, 1-2 kg arasında (2 kg dahil) olan ambalajlarda ihrac edilenlere verilen ihracat iadesi 125 dolardan 160 dolara yükseltildi.

Net ağırlığı 1 kg'a kadar (1 kg dahil) olan ambalajlarda, tescilli Türk markaları ve “Made in Turkey” ibaresi ile ihraç edilen zeytinler için ihracat iadesi miktarı ise ton başına 150 dolardan 200 dolara yükseltildi.

Thursday, March 22, 2007

Şiir :Zeytinci Hurşit



Dünya Şiir Gününüz Kutlu Olsun!...


Zeytinci Hurşit

Prof. T. Ayhan Çıkın


İyi günleri vardır amelenin
- ama çoğunluğu dardadır -
Bir mucizedir sanki ayakta tutan onları
Tüm yoksulluklarına karşı
Söylerlerken iyi olduklarını
Unutmazlar görüntüye eklemeyi mutluluklarını.
Nezaketten mi böyle karşılık verirler ?
Yoksa yoksulluğu gerçekten kader mi kabul ederler.

Zeytin gibi nazik biriydi amele Hurşit
Süslenmiş püslenmiş bir incelik değildi onunkisi
Dokularından, omurgalarından, içtenliğinden
Ve de doğanın o sonsuz cömertliğinden
Hatırını sorunca, mırın kırın etmezdi
Sağa sola oynatmadan ağzını burnunu
“İyiyim bre!.. Hüsmen Ağa” der anlatırdı durumunu

Bu sefer farklı gördü Hüsmen onu
“Bre!.. Hurşit, insanlar hep iyi olmaz ki”
Kırk yıllık bir dostluğu, bir dünya görüşünü
Bir bahar güneşinin tanıklığında paylaştıkları bir gündü
Bir sessiz acı çekme ustasıydı Hurşit
- paylaşmazdı derdini -

“Acılar, dertler başka; iyi olmak başka!..”
Diye söylenirken Hüsmen
Bir köy bilgesi edasıyla Hurşit
“Yarınımın ne olacağını bilmiyorum,
ama bugünümü biliyorum”
“Sırf bu ‘bilgi’ iyi olmama yeter benim
iyi olmak, göbek atıp oynamak değil ki
dünyaya iyi bakmaktır, insanlara iyi davranmak
yalan söylememektir, işini iyi yapmaktır iyi olmak
sabahları fırtınalar kopsa da dışarıda,
içinde sıcak bir güneşle erkenden uyanmaktır sabaha
gökyüzünü kara bulutlar kaplasa da”
Çıkmaz bir sokak gibidir hayat.
Sözlerini büyütmeden, vurgulamadan
Mırıldanır gibi söyledi
Zarafeti yine üstündeydi Hurşit’in
Hemen konuyu değiştirip
Rahatlattı Hüsmen’i.

*Öykü : Hüsmen Solmaz-Bursa

Monday, March 19, 2007

KIRSAL KALKINMA HİBE BAŞVURULARI

03/04/2006 tarihi itibariyle, Tarım Bakanlığı 2006–2010 Ulusal Tarım Stratejisi çerçevesinde, tarım üreticilerine, kırsal alanlarda bireysel ve/veya bir arada yapacakları öz sermayeye dayalı projeli yatırımları için belirlenen iller dahilinde kırsal alanda ekonomik ve sosyal gelişmeyi sağlamak için bir hibe programını yürürlüğe koymuş ve bu kapsamda ilk hibe dağıtımı 2006 yılı itibariyle gerçekleştirilmiştir.


14 / 02 / 2007 tarihli Resmi Gazetede ikinci hibe programının tebliği yayınlanmıştır .

Program iki kapsamda olacaktır.
a) Ekonomik yatırımlar destekleme alt programı,
b) Tarımsal altyapı yatırımlarını destekleme alt programı.

Ekonomik Yatırımlar Destekleme Alt Programı

Son Başvuru Tarihi : 14 Nisan 2007

Ekonomik yatırımlar için proje başına : 350.000 Yeni Türk Lirası
Bireysel başvuru tekliflerinde : 50.000 Yeni Türk Lirası

Ekonomik yatırımlar destekleme programı proje tekliflerinde hibeye esas toplam tutarın %50’sine hibe yoluyla destek verilir.

Süre : 12 Ay

Programın amacı :
Doğal kaynakların korunmasını dikkate alarak, kırsal alanda gelir düzeyinin yükseltilmesi, altyapının iyileştirilmesi, tarımsal üretim ve tarımsal sanayi entegrasyonunun sağlanması için küçük ve orta ölçekli işletmelerin desteklenmesi, gıda güvenliğinin güçlendirilmesi, kırsal alanda alternatif gelir kaynaklarının yaratılması, tarımsal sulama alt yapısının geliştirilmesi, yürütülmekte olan kırsal kalkınma çalışmalarının etkinliklerinin artırılması, temel kamu hizmetlerinin düzeyinin yükseltilmesi, hizmetlere erişimin artırılması ve kırsal toplumda belirli bir kapasitenin yaratılmasına ilişkin usul ve esasları belirlemektir.

Programın Kapsamı :
Tarım üreticilerine, kırsal alanlarda bireysel ve/veya bir arada yapacakları öz sermayeye dayalı projeli yatırımları için belirlenen iller dahilinde kırsal alanda ekonomik ve sosyal gelişmeyi sağlamak için, gerçek ve tüzel kişilerin ekonomik faaliyete yönelik yatırımları ile tarımsal sulama alt yapısının geliştirilmesi amacı ile basınçlı toplu sulama tesisi yatırımlarını desteklemek amacıyla yapılması gerekenlere ilişkin hususları kapsar.

Ekonomik Yatırım Konuları :
a) Tarımsal ürünlerin işlenmesi, depolanması, ambalajlanması ve paketlenmesine yönelik yeni yatırım tesislerin yapımı,
b) Tarımsal ürünlerin işlenmesi, depolanması, ambalajlanması ve paketlenmesine yönelik faaliyette bulunan mevcut faal olan veya olmayan tesislerin kapasite artırımı ve teknoloji yenilenmesine yönelik yatırımlar,
c) Tarımsal ürünlerin işlenmesi, depolanması, ambalajlanması ve paketlenmesine yönelik önceden başlamış yarım kalmış veya kısmen yapılmış yatırımların tamamlanmasına yönelik yatırımlar,
ç) Alternatif enerji kaynakları kullanan seraların yapımına yönelik yatırımlar için bireysel ve grup başvuruları kabul edilir.
d) Basınçlı sulama tesislerinin yapımına yönelik yatırımlar için de, grup başvuruları kabul edilir.

Uygulama İlleri :
Adana, Afyonkarahisar, Ağrı, Aksaray, Amasya, Ankara, Antalya, Aydın, Balıkesir, Bartın, Bayburt, Bilecik, Bingöl, Bitlis, Bursa, Çankırı, Çorum, Diyarbakır, Düzce, Edirne, Elazığ, Erzincan, Erzurum, Eskişehir, Gaziantep, Giresun, Hakkari, Iğdır, Isparta, İçel, İstanbul, İzmir, K.Maraş, Karabük, Kars, Kastamonu, Kayseri, Kırıkkale, Kırklareli, Kırşehir, Kilis, Kocaeli, Kütahya, Manisa, Mardin, Muğla, Muş, Nevşehir, Ordu, Osmaniye, Sakarya, Samsun, Siirt, Sinop, Sivas, Şanlıurfa, Şırnak, Tekirdağ, Trabzon, Tunceli, Uşak, Van, Yalova, Yozgat ve Zonguldak.
Not: Listede olmayan 16 ildeki projeler yakın bir zaman içersinde farklı bir başlık altında hibelerden yararlanabileceklerdir.

Kimler Başvuru Yapabilir :

Bireysel Başvurular :
Son başvuru tarihinden önce Bakanlık tarafından oluşturulan çiftçi kayıt sistemine veya Bakanlık tarafından oluşturulan diğer kayıt sistemlerine kayıtlı olan gerçek kişiler, ekonomik yatırımlar destekleme programı yatırım konularına bireysel olarak başvurabilirler.

Grup Başvuruları :
Adi ortaklık, iş ortaklığı, kolektif şirket, limited şirket ve anonim şirket şeklinde kurulmuş olan şirketler, vakıflar, tarımsal amaçlı kooperatifler, sulama kooperatifleri ve birlikler ile bunların üst örgütleri, tüzel kişi olarak ekonomik yatırımlar destekleme programı yatırım konularına grup olarak başvurabilirler.

Friday, March 16, 2007

Uluslararası Zeytin Konseyi (IOOC ) Zeytin Ürünleri Piyasası Raporu Özeti

Pazar Yorumu No.12- Şubat 2007
Derleyen , çeviren : M. Hakkı Yazıcı

Şubat 2007 ayında, hem virgin, hem de rafine zeytinyağı üretici fiyatlarında çok küçük bir artış gözlemlenmiştir. Fiyatlardaki bu artış, yılın bu zamanı için olağandır. Geçmiş yıllarda fiyatlar Marttan itibaren artardı, ancak şimdi fiyat artışı biraz erken oluştu. Virgin zeytinyağı için Şubat sonu itibariyle, İspanya, İtalya ve Yunanistan’daki gerçekleşen haftalık üretici fiyat artışlarını Şubat 2006’da kaydedilen fiyatlarla karşılaştıracak olursak İtalya’da % 25, İspanya’da ve Yunanistan’da ise % 37’lik bir düşüş görürüz. Rafine zeytinyağında ise fiyatlar, İtalya’da % 38, İspanya’da % 39, Yunanistan’da % 25 düşmüştür. Bununla beraber, bu yıl, fiyatlardaki düşüşle birlikte zeytinyağı dış ticareti canlanmış, 2006 yılında zeytinyağındaki yüksek fiyatlar nedeniyle kaybedilen alıcıların çok büyük bir kısmı geri kazanılmıştır.

İspanyol yetkililer, zeytinyağı sektörüyle ilgili olarak, 2006/07 sezonunun başından Ocak 2007 sonuna kadar olan aşağıdaki verileri bildirmişlerdir:

-Zeytinyağı üretimi, 829.500 ton olarak belirlenmiştir. Bu, aynı periyot için bir önceki yıla göre % 28.4’lik artış demektir ve 2004/05, 2006/07 ortalamasına göre % 3.6’lık artışı gösterir.

-Bu miktar, % 20.89 yağ verimi alınan 3.971.012 ton zeytinden üretilmiştir.

-Bu yılın yüksek seviyedeki zeytinyağı üretimi, İspanyol dış ticaretinde bir canlanma yaratmıştır. Toplam ihracat, 31 Ocak 2007 itibariyle, aynı periyodun bir önceki yılının rakamından % 43, son dört ürün sezonu yılı ortalamasına göre ise % 5.3 daha yüksek olmuş ve 293.000 tona ulaşmıştır.

Yunanistan’da 2006/07 sezonundaki zeytinyağı üretimi sona gelmiştir. Yunan yetkililerinin tahminlerine göre, 370.000 tonluk üretim gerçekleşmiştir. Sofralık zeytin üretimi ise, önceki tahmin 147.000 tondan oldukça daha az olarak, 115.000 ton civarında belirlenmiştir.

Tuesday, March 13, 2007

“ZEYTİNDOSTU TIR” Türkiye’yi turlayacak

Zeytindostu Derneği’nin hedefi, zeytinyağı tüketimini kişi başına 2 litreye çıkarmak

Turun başlangıç noktası, zeytinyağını bilmeyen bir Güneydoğu Anadolu kenti olacak...


Aylin Gürbüz- Yenigün Gazetesi

Zeytindostu Derneği, Türk zeytin ve zeytinyağı sektörüne özlenen ivmeyi kazandıracak dev proje “Zeytindostu TIR Projesi”ni hayata geçiriyor.

Türkiye’de kişi başına zeytinyağı tüketiminin bir kilogramı bile bulmadığına dikkat çeken Zeytindostu Yönetim Kurulu Başkanı Metin Ölken, “Bu değerli ürünü tüketicilerimizle biraraya getirerek zeytinyağı kullanımında artış sağlamak istiyoruz. TIR’ımızın başlangıç noktası, zeytinyağının bilinmediği Anadolu’nun bir kenti olacak” dedi.

Ölken, temel hedeflerinin üretici bir ülke olan Türkiye’de zeytinyağı tüketimini yaygınlaştırmak ve kişi başına düşen zeytinyağı miktarını 2 kilograma çıkarmayı istediklerini kaydetti.
Daha hazırlık aşamasındayken TIR projesine çok sayıda talep gelmeye başladığını dile getiren Ölken, ön talep toplama çalışması yaptıklarını belirterek, gelen başvuru sırasına göre ‘ Zeytindostu TIR’ında ürünleri yer alacak firmaların ve katılım koşullarının en kısa sürede belirleneceğini söyledi. Ölken, “Artan talep karşısında belli sınıflandırmalar yapmayı düşünüyoruz. Yaz sezonu boyunca farklı illeri ziyaret edecek TIR’ımızda firmalar üretimini yaptığı ürünleri sergileyebilecek. Ayrıca çeşitli etkinlikler yaparak ziyaret edilecek bölge halkının ilgisini çekmeyi planlıyoruz” dedi.

Ölken, “Önemli olan bundan sonra üretimin nasıl ve hangi koşullarda değerlendirileceğidir. Türk zeytinyağının dış piyasalarda tanınırlığı istenilen seviyede değil. Bu nedenle zeytinyağımızda Türk kimliği oluşturma ihtiyacımız var” dedi.

“Hedefimiz 140 bin ton”

Bu yıl tahmin edilen rekoltenin 170 bin ton olduğunu vurgulayan Metin Ölken, “Bunun 20 bin tonu ihraç edilirken iç piyasada yaklaşık 70 bin ton zeytinyağı tüketiliyor. Geriye kalanı da bir şekilde değerlendirmek zorundasınız. Eğer zeytinyağı tüketimini kişi başına 2 kilograma çıkarabilirsek bu 140 bin tona ulaşılması demektir ki bu da ülkemizi dışa bağımlı olmaktan kurtaracaktır” dedi.

Friday, March 09, 2007

Seminer Duyurusu



Alfa Laval zeytinyağı makineleri Türkiye temsilcisi Ünal Irkdaş, 09 Mart 2007 tarihinde, saat 13,30 da, Edremit Meslek Yüksekokulu seminer salonunda bir seminer verecektir.
Zeytinyağının Kalite Özelliklerini Etkileyen Faktörler
Ünal Irkdaş
13 Kasim 2006

"Zeytinyağının en büyük iki düşmanı oksijen ve ısıdır.
Oksijen zeytinyağına kokusunu, tadını ve rengini veren ancak yağda ve suda eriyen maddelerle, insan sağlığına yararları ispatlanmış olan antioksidan maddeleri okside eder.
Isı da bu oksidasyonu hızlandırır."
İlave edeceğim; Oksijen ve ısıdan başka, kuvvetli ve sürekli ışık da (özellikle güneş ışığı) yağın kalitesini bozar.

"Ülkemizde farklı bölgelerde elde edilen zeytinyağlarının çok büyük bir oranı maalesef zeytinyağından beklenen sağlıkla ilgili özellikleri içermeyen ürünlerdir.
Çünkü ülkemizde bulunan zeytinyağı üretim makinelerinin büyük çoğunluğu üç fazlı kontinü sistemdir ve bu makinelerle yağ, yüksek ısı ve yüksek devirde elde edilir.
Bilinen iki fazlı makineler de 'randımanı düşük' gerekçesiyle üç fazlı çalıştırılır. Yani maliyet adına kaliteden ödün verilir."
Karşı görüşte olduğum konular:
1- Ülkemizde bulunan kontinü sistem makinelerin büyük çoğunluğu hem 2 faz hem de 3 faz çalışabilecek özelliktedir. Fakat çoğunlukla 3 faz çalıştırılırlar.
Kurallara dikkat edilmek kaydı ile üç faz çalışarak da kaliteli zeytinyağı üretilebilirsiniz. Üç faz çalışarak uluslar arası yarışmalarda derece almış birçok örnek vardır.

2- Bu makinelerle yüksek veya düşük ısıda çalışmak mümkündür.
Yüksek ısı yağın vizkozitesini (akışkanlığı etkileyen sürtünme katsayısı) değiştirerek sadece yağın su ve pirinadan daha kolay ve çabuk ayrışmasını sağlamaya yarar. Fakat yüksek ısı dediğiniz gibi, polifenollerin ve yağdaki birçok faydalı değerlerin kaybına sebep olarak, kalitesini bozar.
Yüksek ısıda sıkım talebi genellikle müstahsilden gelir, çünkü bizim piyasamızda kaliteden çok miktar önemlidir ve kaliteye yeterli prim verilmez. Birçok üreticimiz, istersen benim yağı pişir ama bir kilo fazla çıksın nasılsa piyasada sadece asidine bakıyorlar gerisi önemli değil, diye yanlış bir uygulama ve kanaat vardır.

3- Dekantörlerde ve separatörlerde yüksek devirle veya alçak devirle çalışmak diye birşey
sözkonusu değildir. İki fazda da üç fazda da ayni devirde çalışılır. Tamburun devri ne kadar yüksek ise merkezkaç kuvvet (sıkma gücü) o kadar artar, faydalıdır. Dekantörde 2 ve 3 faz çalışma farklılığı sadece tambur ile helezon arasındaki hız farkını (diferansiyel hızı) değiştirerek yapılmalıdır. Bu işlemde pirinanın tahliyesi ile ilgilidir.

4- İki faz çalışmada yağın randımanı düşmez. Makinelerin özelliklerine göre bazıları 2 fazda
bazıları ise 3 fazda daha yüksek kapasitede çalışırlar. Teknik yapılarına göre kapasite değişiklikleri olabilir.

5- İki faz çalışmada dekantör girişinde hamura kıvamına göre çok az veya hiç su verilmediği
için, yağın kalite kayıpları azalır. Fakat 2 faz çalışabilmek için zeytin partilerinin büyük miktarlarda olması gereklidir. Aksi takdirde, yağ ve kapasite kayıpları söz konusu olduğu için,
partiler arası geçişlerde teknik açıdan çok dikkatli davranılması gerekir. Dünya genelinde 2
faz ağırlıklı çalışma sadece İspanya'da uygulanır, çünkü kooperatifler müstahsilin getirdiği ürünü ön analiz yaparak yağ kalitesi sınıflarına ayırarak büyük partiler halinde işlerler. Bizde ise işleme yöntemi müşteri adı ve geliş tarihine göredir ve parti miktarları genelde bir malaksör gözünü zor dolduracak kadar küçüktür. Küçük partilerle ve değişik kalitelerdeki zeytinlerle sıra takip ederek 2 faz çalışmak çok zordur ve işletmecilerin kapasite kaybına sebep olur. Kontinü sistem (sürekli kesintisiz) çalışma anlamında, ülkemizdeki uygulama doğru yapılamamaktadır.

6- İki fazlı çalışmanın pirinasındaki su oranı takriben %60-65 civarındadır. Bu orandaki sulu
pirinayı depolamak ve taşımak zordur. Ayrıca birçok pirina fabrikası iki faz pirinasını birçok
sebepten dolayı almak istemezler. Bu da 2 faz çalışmayı engelleyen bir sorundur.

Tuesday, March 06, 2007

"Zeytin ve Zeytinyağı Geleceğin Sektörü"




TARİŞ Zeytin ve Zeytinyağı Birliği Başkanı Cahit Çetin: Önümüzdeki dönemlerde tüm dünya zeytinyağı tüketecek...
Cemil Çelik,Ticaret
Kaynak: http://www.tarimmerkezi.com/haber_detay.php?hid=3131
04-Mart-2007 Pazar- Haber Merkezi

Türkiye son yıllarda, zeytin fidanı dikiminde adeta seferber oldu. Fidancılar zeytin fidesi temin etmekte zorlanıyor. Körfez'de fidancıların siparişler ile çalıştığı gelen haberler arasında yer alıyor. Zeytin ağacına bu kadar yatırım hız kazandı. Doktorlar, avukatlar, mühendisler, esnaflar ve köylüler zeytinciliğe özendi. Herkes tarlasına zeytin fidanı dikiyor. Böyle giderse, çok yakın bir zamanda zeytin ve zeytinyağında rekoltemiz tahminlerin üzerine çıkacak. Şimdiden önlem alınması gerekiyor. Tehlike kapıya dayandığında, sorunların altından kalkmak daha zor olacaktır. Onun için zeytin ve zeytinyağında uzman olan TARİŞ Zeytin ve Zeytinyağı Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Cahit Çetin'e, bugün için zeytinyağında izlenmesi gereken politikalar, yurtiçi ve yurtdışı tüketimi arttırmak için ne gibi çalışmalar yapılmalı, bugünden alınması gereken kararlar ile TARİŞ'in yurtiçinde ve yurtdışında yeni pazar temininde ne gibi çalışmaları olduğunu sorduk.
Aldığımız yanıtları siz okurlarımız ile paylaşıyoruz.

- Türkiye'de herkes zeytin fidanı dikiyor. Siz bunu nasıl karşılıyorsunuz?

ÇETİN: Türkiye uzun yıllar ihmal ettiği zeytinciliğe yeniden sahip çıktı. Ülke tarımında son yıllarda başlayan gerileme, üretim, verim ve gelir kayıpları zeytinciliği adres gösterdi. Zeytinciliğin tarımsal faaliyet alanında tek gelir getiren ürün olması ve dünyada pazarının büyümesi sonucu ülkemizde de zeytincilik ekim alanları ve sektöre ilgi duyanlar anlamında hız kazandı. Bu durum zeytinciliğimiz açısından olumlu bir gelişmedir.

- Zeytincilikte yatırımlar bu hızla devam ederse, 5-6 yıl sonra Türkiye'deki zeytin ağacı varlığı ve zeytinyağı rekoltesi ne olabilir?

ÇETİN: Türkiye 1950'li yıllara kadar dünya zeytinyağı üretiminde İspanya ve İtalya'nın ardından üçüncü sırada yer alıyordu. Bu tarihten sonra margarin furyasıyla zeytinyağı üretimi ve tüketimi geriledi. Türkiye, dünya üretimi sıralamasında altıncılığa düştü. Yine maalesef Türkiye, Akdeniz çanağında zeytinyağı üretip de tüketmeyen tek ülke konumunda. Türkiye'de kişi başına yıllık zeytinyağı tüketimi 1 kilogramı bulurken, AB'de kişi başına ortalama 13 kilogram, yine bu rakam komşumuz Yunanistan'da 22 kilogram seviyelerinde. Zeytinciliğe yapılan yatırımlar arttı. Bu hızla devam ederse, 5-6 yıl sonra Türkiye dünyada zeytinyağı üretim sıralamasında tekrar üçüncülük düzeyine çıkar.

- Sizce bugün için zeytin ve zeytinyağında nasıl bir politika izlenmesi gerekiyor?

ÇETİN: Ülkemiz yılda 1 milyon 400 bin ton likit yağ tüketmektedir ve yıllara göre değişmekle beraber, yılda yaklaşık 800 bin tonunu ithal etmektedir. İthal edilen likit yağın ağırlığını ise ayçiçeği yağı oluşturmaktadır. 776 bin metrekare alanı olan ülkemizde, ayçiçeği ve zeytin ağacı ekecek tarla mı kalmamıştır? Likit yağ ithalatıyla ülkemiz kaynakları önemli ölçüde dışa akmaktadır. Zeytinyağı üretimi ve ayçiçeği üretimi devlet politikalarıyla özendirilmeli ve teşvik edilmelidir. Bunun yapılması halinde, ilk etapta tamamı olmasa bile önemli ölçüde likit yağ ithalatımızda azalma görülür. Türkiye toprakları, arazi yapısı, iklimi dikkate alındığında, bugün gerçekleşen zeytinyağı rekoltesini haketmemektedir. Türkiye'nin yılda 600 bin ton zeytinyağı rekoltesine ulaşması mümkündür. Ciddi, sağlıklı politikalarla zeytinyağı üretimi hızla arttırılabilir, hatta geçmişin kayıpları da telafi edilebilir. Son zamanlarda zeytinciliğe gösterilen önem, 5-6 yıl içinde istenilen düzeye ulaşacak. Hatta dünya pazarlarında bizde varız diyebiliriz.

- Zeytinyağında tüketimi arttırmak için nası bir çalışma yapılması gerekiyor?

ÇETİN: Dünya genelinde sağlıklı beslenme trendinin artmasına paralel, zeytinyağı tüketimi de hızla artış kaydetmektedir. Zeytinyağı tüketim pastası dünyada sürekli artmaktadır. Dünya zeytinyağı tüketimi yılda en az 100 bin ton artış göstermektedir. Mevcut pazarlarda talebin artmasının yanı sıra, zeytinyağı tüketimine yabancı başta Uzakdoğu olmak üzere, yeni pazarların da tüketime yönelmesiyle, zeytinyağı tüketimi dünyada hızla artmaktadır. Yılda 250 bin ton ithalatla, zeytinyağında dünyanın en büyük pazarı ABD'dir. Ağırlıklı olarak fast-food kültürünün yaygın olduğu ABD'de, obezitenin ciddi sorun olmasına da paralel, sağlıksız gıdalardan uzaklaşıldığı ve zeytinyağı tüketiminin artma eğiliminde olduğu dikkate alındığında, ABD'nin gelecek yıllarda da tüketim yoğunluğu açısından önemli pazar olma özelliğini koruyacağını söylemek mümkün. AB ülkeleri, hem üretimde hem de tüketimde zeytinyağında önemini koruyor. Ancak tüm bunların yanı sıra, Uzakdoğu geleceğin hızla büyüyen önemli pazarlarındandır.

YAKIN GELECEKTE TÜM DÜNYA ZEYTİNYAĞI TÜKETECEKTİR

Zeytinin anavatanı olan ülkemizde bu alanda tarladan, sofraya kadar olan süreçte tüm tedbirlerini almalıdır. Son dönemde hükümetin zeytinciliği teşvik etme amacıyla gerçekleştirdiği adımları görmemek mümkün değil. Fidan dikimi konusunda devlet desteği yerini buluyor. Ancak üretim ve ticaretinde, daha önemlisi Türk insanına daha fazla zeytinyağı tükettirmeye dönük özendirici çalışmalar yapılması da kaçınılmazdır. Zeytincilik seferberliği bir bütün olarak ele alınmalıdır. Zeytin ve zeytinyağı geleceğin sektörüdür. Türkiye'de bundan azami pay almalıdır, Türk insanı da bu değerli ve sağlıklı ürünü daha fazla tüketmelidir. Yakın gelecekte tüm dünya zeytinyağı tüketecektir.

- Türk halkına zeytinyağı yedirmek için nasıl bir strateji izlenmesi gerekir?

ÇETİN: İç piyasada tüketimi arttırmaya dönük çalışmalarda fiyat faktörü dikkate alındığında, fedakarlığın üreticiden beklenmesi son derece yanlış olur. Batı ülkelerinde olduğu gibi, tüketici kamu tarafından desteklenmeli ve tüketime özendirilmelidir. AB ülkelerinde üretici fiyatı ile tüketici fiyatı arasındaki fark PRİM sistemiyle aşılıyor. Türkiye'de de böyle yapılmalıdır. Ülkemizde zeytinyağına verilen prim 11 kuruş seviyelerinde kalırken, bu rakam AB'de 1.32 Euro seviyesindedir. Söz konusu rakam ne üretimi ne de tüketimi teşvik etmektedir. Aksine yetersiz prim miktarı kaynak israfına neden olmaktadır.

- Zeytinyağın ihracatındaki düşüşü siz neye bağlıyorsunuz?

ÇETİN: Zeytinyağı iç tüketimi yıllık 60 bin ton seviyelerine ulaşmıştır. İhracat miktarı ise yıllara göre değişmekle beraber, 70 bin ton ortalamasını bulmuştur. Geçen yıl başlayan ve bu yıla da sirayet eden ihracattaki düşüş, kendini korumaktadır. Bunu tek bir cümleyle açıklamak gerekirse, AB'nin genel tarım politikalarının bir sonucu demek mümkün. AB genel tarım politikaları dikkate alındığında, tarıma çok stratejik yaklaşmakta ve buna yönelik en etkin araçları kullanmaktadır. Zeytinyağı ihraç fiyatlarının düşmesine paralel, görülen zeytinyağı ihracatı da yine AB'nin genel tarım politikası içinde değerlendirilmelidir. AB'nin uyguladığı tarım politikaları Türk tarım politikalarına yansımaktadır. Tarımsal alanda dünyada üstünlük savaşları yaşanıyor. Çünkü tarım insanların gıda ihtiyacı ve sanayinin hammaddesi olması özelliğiyle, gelecekte çok daha büyük değer taşıyacaktır. Tarımsal üstünlüğü elinde bulunduran ülkeler de bundan büyük yararlar sağlayacaktır. AB ve ABD kendi çiftçilerini alabildiğine destekler, sübvanse ederken, Türkiye gibi ülkelerin bunları sıfırlamasını istiyor. Tarım ülkesi Türkiye'nin dünyadaki gelişmeleri de dikkate alarak, süratle etkin politikalar devreye koyması kaçınılmazdır. AB eliyle geçen yılın başından bu yana dünya zeytinyağı fiyatlarının yükselmesi suni olarak engellenmektedir. 2006 yılının başında tonda 4100 Euro seviyelerine ulaşan zeytinyağı ihraç fiyatları, AB girişimleriyle 2200 Eurolar'a çekildi. Ekonominin çok basit kuralı olan fiyat, arz talebe göre oluşur mantığının yerini suni müdahaleler aldı. AB zeytinyağı fiyatlarının raf fiyatlarının yükselmesi karşısında tüketicinin alternatif yağlara kayacağı, zeytinyağı tüketiminin düşeceği iddiasıyla fiyatlara fren yapıldı, hatta aşağı çekildi. Bu durumda AB zeytinyağı çiftçisi mağdur edilmez, prim ve diğer desteklerle donatılırken, Türk çiftçisi mağdur oldu. AB Tunus ile özel anlaşmalar yaparak, ucuz fiyattan kotalı ürün alarak, hem kendi sanayicisini hem tüketicisini hem de üreticisini destekledi. Sonuçta AB, ekonomisini güçlendirdi. Bu durumda, dünya zeytinyağı ihraç fiyatları radikal düşüş gösterdi. Başlangıçta iddia edilen zeytinyağında yüksek fiyat tüketiciyi alternatif yağlara yöneltir iddiası da gerçekleşmedi. Çünkü orijin fiyatı ile raf fiyatı arasındaki fiyat makası başlangıçta yüzde 40 seviyelerindeyken, bu oran şimdilerde yüzde 70'e ulaştı. Öte yandan, dünya zeytinyağı otoriteleri de çok iyi bilmektedir ki; zeytinyağı tüketicisinin bu üründen maksimum beklentileri vardır, lezzetin üstünde sağlık beklentileri vardır. Bu nedenle zeytinyağı tüketicisi alternatif yağlara kaymaz ve kaymadı da... Ancak bu iddia zeytinyağında üretici fiyatlarını düşürmede en kuvvetli araç olarak kullanıldı. Oysa burada hedef; özellikle Türkiye gibi, Tunus gibi ülkelerden ucuz mal temin etmekti. Bakıldığında, AB'nin tarım alanında başlattığı savaş, tüm şiddetiyle sürüyor. Bunun işaretlerini son yıllarda görmeye başlamıştık. Önceki yıllarda tonajlı mal ithalatı talep eden alıcılar, küçük partilere yönelmişti. Bu son iki yılda çok daha belirgin hal aldı. Alıcılar, kontratları kadar, ihtiyaçları kadar küçük partiler halinde zeytinyağı alımı yapıyorlar ve sonra piyasadan çekiliyorlar. Bunun ardından gerçekleşecek parti alımında da fiyatları düşürdüklerinden, daha ucuza mal temin ediyorlar. Bu bir savaşsa, satrançsa, biz de ona göre davranmalıyız. Türk çiftçisi bunu biliyor. Arz talebe uymayan fiyatlar karşısında biz de kendimizi koruyacağız. Üretici de ihtiyacı kadar mal satarak, fiyatların gerilemesine engel oluyor. Bu durum karşısında fiyatlar bir miktar yükselme eğilimine girdi. Onlar ihtiyacı kadar mal alıyorsa, nazlı nazlı davranıyorsa, üretici de nazlanacak malını satmada. İhtiyacı kadar satacak ve sonraki partide ürününün, emeğinin fiyatını yükseltecek. Malının değerini bulduğunda satacak.

- Zeytinyağında ihracatı arttırmak için ne gibi önlemler almamız lazım?

ÇETİN: Türkiye zeytinyağında dökme ihracatın yanı sıra, markalı ve ambalajlı ihracata yönelik de tedbirler almalıdır. Ambalajlı ihracata uygulanan teşvik çok yerinde, çok doğru bir karardır, ancak yetersizdir. İhracatta markalı ve ambalajlı ürünler AB seviyelerinde desteklenmelidir. Bu, hem Türkiye'nin zeytinyağında imajını kuvvetlendirecek hem de sektörün önünü açacaktır. Bir diğer önemli konu da, AB adayı Türkiye, AB'ye ihracatta yüksek gümrük vergileriyle giriyor. Hatta girmekte zorlanıyor. Resmi düzeyde görüşmeler yapılarak, AB ülkelerinde zeytinyağımıza uygulanan yüksek gümrük vergileri konusunda indirim istenmelidir. Hatta sıfırlanması konusunda diretilmelidir. AB adayı Türkiye'nin ürünü bu tür yasakların muhatabı olmamalı. Zeytinyağı ihracatının arttırılması için, hem üretimde hem de pazarda, uygulamada olanın üzerinde destek gereklidir.

- TARİŞ zeytinyağı markası ile dünyada belli başlı büyük pazarlarda isim yaptı. Yeni pazarlar nereler olacak?

ÇETİN: Ambalajlı ve markalı ihracatta TARİŞ Zeytin ve Zeytinyağı Birliği büyük gayret göstermektedir. Halen 38 ülkeye TARİŞ markasıyla ihracat gerçekleştiriyoruz. Ancak dış pazarda rakip ülkelerle rekabette zorlanıyoruz. Türk zeytinyağlarının kalite rekabetinde üstünlüğü tartışılmaz, ancak AB'nin büyük oranda teşvikli ve destekli ürünleri karşısında fiyat tutturmakta zorlanıyor. Zeytinyağı sektörü açısından gelecek umut vericidir. Ama hızlı yol almak için markalı ihracatın teşviği büyük önem taşımaktadır. Özellikle, zeytinyağı tüketimine yeni yönelen ülkelerde, pazara ilk giren kuvvetli Türk markaları oluşturmak için destek gereklidir. ABD, Kanada, İngiltere, Japonya, Rusya pazarlarının yanı sıra, Çin ve Uzakdoğu pazarında da iddialı olacağız.

Monday, March 05, 2007

Kanatlı Karınca

Zeytin Dağı

Mehmet Altan

Zeytinlik Dağı, Kudüste eski kentin hemen doğusundaki çok doruklu tepeye verilen addır. Dağ, Kudüsten Kidron Vadisiyle ayrılır. Kudüsü gezerken çıplak gözle baktığınızda pek bir mana veremediğiniz Zeytinlik Dağı, Kitab-ı Mukaddes ve sonraki her dinsel metinde anıla gelen, hem Yahudiler hem Hıristiyanlar tarafından kutsal kabul edilen kireçtaşından bir tepedir aslında.

Bu kireçtaşı tepenin zeytin ile irtibatlanması boşuna değildir. Zeytin, killi, kireçli, akaçlaması iyi ve derin toprakları sever.

Zeytinlik Dağının asıl doruğu, denizden sekizyüz metre yüksekteki güney doruğudur. 1967 yılından beri İsrail yönetimindedir.

Kudüsün bir zamanlar Osmanlı Toprağı olduğunu hatırlarsanız, Falih Rıfkının Zeytin Dağı adlı kitabını da anımsamak zorunda kalırsınız.

* * *
Geçenlerde, mevsimin ilk yağmurundan sonra başlayan hasad mesviminin kutsal topraklarda yaşayan zeytinci Filistinliler için nasıl bir çileye dönüştüğünü anlatan bir yazı okudum.

İsrailin baskısı Filistinlilerin zeytinliklere geliş gidişini çok zorlaştırıyor, hasad mevsiminin geçmesi korkusunu yaygınlaştırıyordu.

O hasadın ne anlama geldiğini, Ayvalık civarında düzenlenen bir hasad gezisinde daha iyi anlamıştım. Zeytin demek aynı zamanda Akdenizlilik demek. Portekizden başlayan Kudüse uzanan Akdeniz kültürünün eski ve kutsal meyvesi demek.

Zeytini izleyen Akdeniz kültürüne erişir.

Oldum bittim, zeytin kültürü ile Akdeniz kültürünü özdeş sayarım. Ayrıca zeytin dünyadaki en eski tarım ürünlerinden biridir. Zeytine dair her hikaye biraz insanlık hikayesi gibidir.

Milattan önce 3500 de Giritte zeytin vardı. Sami halklarının da gene milattan önce üç bin yıllarında zeytincilikle uğraştığı sanılmakta Demek ki, nereden bakılırsa bakılsın insanlığın beş bin yıllık bir dönemini taşımakta.

Homeros, zeytini eski Yunanlıların vücud yağı olarak kullandığını yazar. Zeytin, Romada ise masaya taşınır.

* * *
Zeytin, Akdeniz ikliminin meyvesi olduğu için, sanki her tanesi kendi ardında bu iklimi de taşır gibi gelir bana. Mızrak biçimli, üstü koyu yeşil, altı gümüş rengi yaprakları kadar, dallarda karşılıklı çifter çifter dizilen taneleri de sanki onun gerçekten kutsal olduğunu ispata yönelmiştir.

Sadece bu mu?

Zeytin, insan yavrusu gibi, inanılmaz ve çok uzun bir özen ister. Dikildikten sonra ürün almak için dört ila sekiz yıl beklemek gerekir. En yüksek verime ulaşması için ise on beş ya da yirmi yıl.

Zeytin kültürüyle büyümek, insan emeğinin, insan özeninin, doğa ile insan sevişmesinin de farkında olmak demektir.

Zeytin üstelik bazen şen şakrak, bazen huysuzdur. Bir yıl bol ürün verirse, ikinci yıl cimrileşir.

* * *
---------Akdeniz ile Ege kültürü arasındaki farkın Akdeniz kültüründe, Egeyi etkilemeyen Arap kültürünün vurgusu olarak düşünülebilir.--------

Bu iki kültür, aralarındaki farklara karşın bence zeytinde bir ortaklığa ulaşıyordu.

* * *

İnsanlık tarihi ile samimileşmeden hiç bir şeyin keyfi çıkmıyor. Akdeniz de o kültürün en eski parçalarından biri.

O parçanın en vazgeçilmez unsuru da zeytin.

Şimdi hasat zamanı. Son zeytin tanesini toplayan el zeytine ilk dokunan el ile birbirine değiyor. İkisi arasında koca bir insanlık tarihi var.

Zeytini sadece bir yiyecek sanmak, insanlığa haksızlık olur. Akdenizliliğe de.

Thursday, March 01, 2007

EMYO Öğrencileri de Zeytin Dostu oldu.

Zeytindostu Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Metin Ölken, Başkan Yardımcısı Mustafa Alhat, Genel Sekreter Zafer Özer ve Edremit Temsilcimiz Ahmet Ertür, Edremit Meslek Yüksek Okulu'nda öğretim üyesi Mücahit Kıvrak'ın daveti ile Zeytincilik Bölümü öğrencileri ile Edremit Endüstri Meslek Lisesi'nin zeytincilik programına devam eden öğrencilere seminer verdi.

Seminer sonunda okulun öğrencileri derneğimize üyelik başvuru formlarını teslim ettiler. Yaklaşık 100 öğrencinin katıldığı seminerde öğrencilere dernek takvimi ve yayınları da dağıtıldı.
Seminerde konuşan Zeytindostu Derneği Başkanı Metin Ölken,
"Türkiye'de 10 yıl önce EZZİB tarafından üretim hamlesi başlatılmıştı, Zeytindostu ile birlikte tanıtım hamlesini başlattık. Ülkemizde zeytinyağı tüketimi yok denecek kadar az. Bu da Türk halkının zeytinyağını tanımadığını gösteriyor. Tanıtım hamlesiyle Türk halkını zeytinyağı ile tanıştıracağız." dedi. İçeride tanıtım atağı başlatırken yurtdışında da Türk zeytinyağını için üst kimlik oluşturmanın gereğine değinen Ölken, "Sektörün önü açık. Önümüzdeki yıllarda ciddi anlamda yetişmiş iş gücüne ihtiyaç olacak ve öğrencilerimizin iş bulma sorunu ortadan kalkacak." diye konuştu. Öğrencilerin sorularını da yanıtlayan Ölken, Türk zeytin ve zeytinyağı sektörü için birinci önceliğin iç pazar olduğunu, iç pazarda ne kadar güçlü olursak dışarıda elimizin o ölçüde güçlü olacağını söyledi.
Seminerde Zeytindostu Derneği'nin kuruluşu, faaliyetleri ve projeleri hakkında bilgi veren Genel Sekreter Zafer Özer de tanıtımla sektörün tüm sorunlarının kısa sürede çözüleceğini ve kişi başı yıllık tüketimin artırılabileceğini dile getirdi.

Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mustafa Alhat da öğrencilerin zeytin ve zeytinyağı üretimine yönelik soruları yanıtladı.

Edremit Kaymakamı Ekrem Büyükata'yı da ziyaret eden Zeytindostu Derneği yöneticileri, Ocak ayında Zeytindostu Derneği tarafından düzenlenen Anatolive Fuarı hakkında bilgi verdi. Kaymakam Büyükata, son yıllarda yapılaşmaya bağlı olarak Edremit'te bazı zeytinliklerin kesilmesinden üzüntü duyduğunu ifade etti. Ayrıca semt pazarlarında teneke içinde satılan zeytinyağlarının kontrol altına alınması için bir dizi önlem alınması gerektiğini vurguladı.

Kaymakamlığın ardından Edremit Ticaret Borsası Başkanı Tarkan Denizer'i makamında ziyaret eden heyet, Denizer'den Edremit'teki zeytin varlığı hakkından bilgi alırken önümüzdeki yıl ikincisi düzenlenecek Anatolive Fuarına katılım sağlanması için söz alındı. Zeytindostu Heyeti'nin Edremit ziyaretinin son durağı Edremit Ticaret Odası oldu. Edremit Ticaret Odası Zeytinyağı Meslek Komitesi Başkanı Doğan Öğe'den bilgi alan Zeytindostları, Edremit Ticaret Odası ile sektörün gelişimine katkı sağlayacak projelerde işbirliği yapabileceklerini belirttiler.

Zeytin Dostlarından Köşk'e Fidan Bağışı

Zeytindostu Derneği Türk zeytin ve zeytinyağı sektörüne her alanda destek vermeye devam ediyor.
Köşk Kaymakamlığı'nca organize edilen Köşk Köylerine Hizmet Götürme Birliği Başkanlığı, Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği ile Zeytindostu Derneği Kaynaklı Zeytin Fidanı ve Bursa Siyahı Çeşidi İncir Fidanı dağıtım törenine iştirak eden Zeytindostları Köşk İlçesi'ndeki zeytin üreticilerine 500 fidan bağışladı.
Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği ve Zeytindostu Derneği tarafından bağışlanan toplam 2500 zeytin fidanının dağıtım törenine Aydın Valisi Mustafa Malay, Köşk Kaymakamı İsmail Soykan, Köşk Belediye Başkanı Yalçın Taç, Aydın Tarım İl Müdürü Sadettin Öztürk, Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Davut Er, Tariş Köşk Kooperatifi Başkanı Hasan Köşklü, Zeytindostu Derneği Başkan Yardımcısı Mustafa Alhat, Genel Sekreter Zafer Özer, Yönetim Kurulu Üyesi Gökhan Böcekli, kurucu üyelerimizden Cihat Sinan ve çok sayıda üretici katıldı.
Tören sonrasında Tariş Köşk Kooperatifi'ni de ziyaret eden Zeytindostları, kurucu üyemiz Cihat Sinan'a ait dinlenme tesislerinde verilen yemeğe katıldı.