Thursday, January 31, 2008

Bağarası ``Avni Yavuz`` Zeytinyağlarında Sezonun Son Sızması


Aşçı Fok
ascifok@ascifok.com
www.focafaca.com
Yayın Tarihi: 30.01.2008


Sezonun son sıkımına ucu ucuna yetiştik!

"Avni Yavuz Naturel Zeytinyağları"nın üçüncü kuşak torunu Yunus Yavuz'un daveti üzerine, Bağarası'ndaki "Naturel Kontinü Sistem Modern Zeytinyağı Tesisleri"ndeydik...

1959 Yılında Avni Yavuz'un geleneksel yöntemlerle (sulu baskı) sızma zeytinyağı üretimiyle başlayan Yavuz ailesinin zeytinyağı yolculuğunu, bugün Avni Bey'in oğlu Mümin Yavuz ve torunu Yunus Yavuz modern kontinü sistemiyle devam ettirmekteler.

Mümin Bey ile zeytin ve zeytinyağı üzerine gerçekleşen uzun ve keyifli sohbetimizi, sezonun son toplanan zeytinlerinin sıkımı olan zeytinyağ damlacıkları eşliğinde gerçekleştirdik. Foça ve Bağarası bölgesi başta olmak üzere 1984 yılında Türkiye genelinde, zeytinyağı üretiminde kontinü sisteme ilk geçen kuruluşlardan biri olan "Avni Yavuz" markası, son yıllarda ambalaj ve markalaşma konularına da ağırlık vermiş olup, kurumsallaşma adına önemli adımlar atmışlardır.

Bu tür zeytinyağı fabrikası ziyaretlerinde, genellikle erken hasat denilen yeşil zeytinden elde edilen zeytinyağı konu edilir ve her yıl ilk altın heyecanlar coşkuyla anlatılır ilgili yayınlarda. Aşçı Fok, bu defa gelecek sezona kadar tatile girecek olan makinelerin yorgun uğultusu eşliğinde, son hasat zeytinlerin veda seramonisine tanık oldu.

Öyle ya Ocak ayı ortası olmuştu ve zeytin ağaçlarındaki zeytinler birçok yörelerde çoktan toplanmıştı, yine de bazı yörelerin zeytinliklerinde tek tük de olsa son döküm kalanlar oluyormuş. Bizim alel tecel yetiştiğimiz son hasat zeytinyağı sıkımının sonucu olan yağ, pek muteber bir yağ değil elbette, bilindiği üzre erken hasat ne kadar makbul ise, son hasat da o kadar tercih edilmiyor.

Mümin Bey ile bu yılın yok yılı olması üzerine konuşurken, bu yıl ürünün az olduğunu fakat düşük asitli kaliteli zeytinyağı çıktığını öğreniyoruz. Her ne kadar var yılı, yok yılı diye bir şeyin olmadığı, zeytini dövüp pataklayarak toplamanın zeytin ağacına zarar verdiği ve bu yüzden kendiliğinden böyle bir kavramın oluştuğu biliniyorsa da, halk arasında kökleşmiş yanlış inanışların değişmesi zaman alacaktır.

Mümin Yavuz, kaymakamlığın teşviki ile son dört beş yılda Foça-Bağarası bölgesinde 146 bin kadar zeytin fidesi dikimi yapıldığını ve bu konuda teşviğin oldukça üst seviyelerde seyrettiğini ifade etmektedir ki; bu da bana zeytine gönül vermiş bazı platformlardan öğrendiğim gerçekleri hatırlattı ister istemez!

Başımıza taş mı düştü nedir son yıllarda zeytin fidanı ekenler ve zeytinciliğe merak saranlar pıtırak gibi çoğaldı! İyi, iyi çok iyi bir gelişme bu. Zeytin fidesi ekimleri öylesine çoğaldı ki, kırk yıllık fasulyeciler, ayakkabıcı ve tekstilciler bile taaa Erzincan'lardaan, Malatya'lardan kalkıp gelip makul deniz seviyesini koruyan binlerce dönüm araziler satın aldılar ve zeytinciliğe soyunur oldular. Hadi hayırlısı, ne diyelim sonuçta zeytin hayattır, medeniyetin başlangıcıdır, maden arayıp toprağı zehirlemiyorlar ya!

Zeytin, hayırlı ve kutsal bir taamdır ve de zeytinin yağından elde edilen altından değerli olan zeytinyağı yetmişiki derde deva, kırkbir musibete çare, şifa-i ab-u hayattır ki onu bilenler bilmiştir Anadolu'nun denizi sınır diyarlarında. Hatta, ilimler fenler öylesine ilerlemiştir ki; 800'lü rakımların üzerindeki deniz seviyelerine bile irtifa kaybettirilmiştir uygun iklim koşulları sağlamak adına! Geldiğimiz yüzyılda iklimlendirme çalışmaları sayesinde Sarıkamış'ta da zeytin yetiştirirsek şaşırmamak gerek.

Tabii; zeytini yetiştirirken, zeytinyağının tadını hiç bilmeyen yörelere, yöre insanlarına nasıl yedirirsiniz bu kısmı henüz meçhul! Türkiye'de elde edilen zeytinyağlar, "yenilebilir sıvı yağlar" adı altında işlem görüyorken ve hala bir zeytinyağı emtiası oluşturulmamışken zeytinyağının bakir tadı nasıl korunur merak edilen bir konudur.

Mümin Yavuz ile zeytin kara suyunun buharlaştırma yönteminden tutun da, su ısıtma ünitesinin dumanına kadar, piyasada üç "K" olarak adlandırdığı Kristal, Komili, Kırlangıç yağlarının üretim bilgilerinin etiketlerine yansımasına olan güvenine varıncaya kadar zeytin ve zeytinyağına ilişkin birçok konuda sohbet edebilme imkanı bulduk.

Tam da M.Ö. 3000'lerde Foça Limanı'ndan Avrupa'ya gönderilen zeytinyağlarına gelip dayanmıştık ki zamanımız bitti. Genç torun Yunus Yavuz'un şişe seçimindeki duyarlılığı ve sunuş hasssiyetindeki yenilikçi uslûbu gözümden kaçmadı kendisini kutluyorum.

Zeytinyağı ve şişeleme özellikleri hakkındaki görüşlerime bir dahaki yazımda değineceğim.

Yöresel yağlar üzerine konuşup tartışılacak öyle çok yeni konu var ki, "Avni Yavuz" markasını üç kuşaktır başarıyla taşıyıp bugünlere getiren ve hatta dördüncü kuşağı eğitmeye başlayan Yavuz ailesine, davetleri ve bu güzel paylaşımları için www.focafoca.com olarak teşekkür ediyor, başarılarının devamını diliyoruz.

Zeytinyağı safiyaneliğinde sağlıklı günleriniz olsun.

Çukurova’da zeytincilik…


Ali Ekber YILDIRIM
TARIM DÜNYASINDAN
e-mail:aey@dunya.com
Dünya Gazetesi
31 Ocak 2008,Perşembe


Daha düne kadar Çukurova’nın simgesi pamuktu. Romanlar, şiirler, öyküler yazıldı Çukurova ve pamuk üzerine. Filmlere konu oldu. Festivallere( Altın Koza) adını verdi.
Uygulanan yanlış tarım politikaları altın değerindeki pamuğu yok etti. Bugün çok az üretici pamuk ekiyor. Çukurova’nın pamuk sevdası siyah beyaz filmlerde kaldı.

Şimdilerde Adana ve yöresinde pamuk dışındaki ürünlere ilgi daha büyük. Bu ürünlerden birisi de zeytin.

Bölgede zeytincilik hızla gelişiyor. Zeytin ağacı sayısı son 3 yılda 200 bin adetten 1.5 milyona çıktı. Hedef birkaç yılda 15 milyona ulaşmak. Elde edilen başarıda Adana Valiliği, Çukurova Üniversitesi ve zeytinciliğe gönül vermiş birkaç girişimcinin payı çok büyük. Elbette bu çabaları destekleyen Tarım ve Köyişleri Bakanlığını da unutmamak gerek.

Adana ve yöresinde zeytincilikte yaşanan bu olumlu gelişmeler geçen hafta düzenlenen “Doğu Akdeniz Zeytin ve Zeytinyağı Zirvesi” ile taçlandırıldı.
Sektördeki her kesimin katılımı ile gerçekleştirilen zirve, sadece Adana ve yöresi zeytinciliği için değil, ülke zeytinciliğinin de yol haritasının çizildiği önemli bir platform oldu.

İki gün süren zirvenin sonunda kaleme alınan sonuç bildirisinde sektörün mevcut durumu ve geleceğe ilişkin beklentilerine yer verildi. Zirveye katılan Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker’e de sunulan bildiride özetle şu konulara yer verildi:

** Ülkemizde var yılı yok yılı (Alternans) etkisinin azaltılması için, zeytin çeşitlerinin ıslahının yapılması, sulama, ilaçlama ve gübreleme vb. bakım işlemlerinin modernize edilmesi, bunun için zeytin üreticisinin ve araştırıcıların desteklenmesi sağlanmalıdır.

** Ülkemizin ve Doğu Akdeniz zeytin gen kaynaklarına sahip çıkılmalı ve fidan ithalatı yasaklanmalıdır.

** Yeni oluşturulacak tesislerde sertifikalı fidan kullanılması durumunda verilmesi kararlaştırılan 250 YTL/da destek modelinin devamı gerekmektedir.

** Ülkemiz zeytinyağı ambalajlı ve markalı ihracatının arttırılması ve sürekli pazarların elde edilmesi, ancak Avrupa Birliği ülkeleri ile eşit koşullarda rekabet ile mümkündür. Halen 15-20 bin ton civarında satılan markalı ve ambalajlı zeytinyağı ihracatının artırılması için ilave teşvikler geliştirilmeli Türk zeytinyağı imajı oluşturulmasına yönelik tanıtım çalışmaları desteklenmelidir.

** Zeytinyağının önden gelen sorunlarından birisi de tağşiş (zeytinyağına başka yağ karıştırılması). Bu nedenle, piyasa düzenli olarak takip edilerek, tağşişli yağ üretim ve satışı engellenmelidir.

**Avrupa Birliği, yaptığı anlaşmalarla Cezayir, Tunus, Fas ve Lübnan’a zeytinyağı konusunda önemli imtiyazlar tanımıştır. Örneğin, Tunus’a yıllık 56 bin tonluk, diğer ülkelere de 8 bin tonluk gümrük vergisinden muaf bir kota açıldığı görülmektedir. Benzeri bir uygulamanın Suriye ile Avrupa-Akdeniz Anlaşması çerçevesinde yapılması için çalışıldığı bilinmektedir. Türkiye’nin de Avrupa Birliği’ne gümrüksüz zeytinyağı ihracatı yapabilmesi hiç değilse diğer ülkelere tanınan imtiyazlardan yararlanması büyük önem taşımaktadır.

** İhracatta halihazırda ton başına 750 dolar vergi ödenmektedir. Oysa, zeytinyağı sanayi ürünü olarak kabul edilirse haksız vergilendirme engellenmiş olacaktır. Avrupa Birliği’ne yapılan ihracatta 1.12 Avro telafi edici gümrük vergisi ile karşı karşıya kalınmaktadır. Oysa Tunus, Cezayir, Ürdün ve Fas gibi bazı ülkelere gümrüksüz kota uygulaması yapılmaktadır. Böyle bir durumda rekabet şansımız kalmamaktadır.

** Prim, AB’ de olduğu gibi zeytinyağının yanı sıra sofralık zeytin için de verilmelidir. AB’nde uygulanan prim miktarı kilogramda 1.32 Avro’dur. Prim miktarı üretici tarafından önceden bilinmeli ve süreklilik arz etmelidir. Bu çerçevede AB’ de uygulanan yöntemle prim miktarı Ağustos ayında Bakanlığımızca açıklanmalıdır.
Adana ve yöresinin toprağı bereketli, insanları yaratıcı ve çalışkandır.

Zeytinciliğin bu çalışkan ve yaratıcı insanların elinde kısa zamanda dünya markasına dönüşeceğine inanıyoruz. Yeter ki, yukarıda özetleyerek verdiğimiz zeytinciliğin sorunlarına çözüm bulunsun.

Zeytine primde ısrarlılar



İspanya'yı ziyaret eden üreticiler, "Sektörün gelişmesi için önerilerimiz dikkate alınmalı" dedi


NİHAT DELİBAŞI
Yeni Asır
31 OCAK 2008,Perşembe


Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği'nin (EZZİB) organizasyonunda Türkiye Madrid Ticaret Müşavirliği tarafından İspanya'da düzenlenen iş ve inceleme gezisine katılan üreticiler, sektördeki sıkıntının zeytinin milli ürün kabul edilmesi ile ortadan kalkacağını söyledi. Üreticiler ayrıca zeytinyağına olduğu gibi, zeytine de prim verilmesi gerektiğini belirtti.

Rakipsizler
İspanya'da zeytinciliğin sanayi dalı olarak geliştiğini tespit ettiklerini belirten EZZİB Yönetim Kurulu Üyesi İsmet Önal, "İşçilik maliyetinin yüksekliğine rağmen İspanya'da zeytin ve zeytinyağındaki üretim maliyetinin düşürülmesi, bu ülkenin yurtiçi ve yurtdışında rakipsiz olmasını sağlıyor. Bizim bu ülkeden alacağımız dersler var" dedi.

Arazi büyük
Türkiye'de zeytinciliğin parçalı yapısının son bulması gerektiğini söyleyen üretici Ali Aydın ise, "İspanya'da sektörün entegrasyonunu yerinde görüp inceledik. Çıkarmamız gereken en önemli ders Türkiye'de sektörün entegrasyon içinde hareket etmesini sağlamak olmalı" dedi. Eker Zeytincilik Ltd. temsilcisi Aykut Eker de, İspanyol zeytincilerinin arazi büyüklüğü ve dikilen ağaçların makineli hasada uygun olduğuna dikkat çekti. EZZİB Yönetim Kurulu Üyesi Kadri Gündeş de, primdeki yetersizliğin sektörün Türkiye'deki gelişiminin önünde engel oluşturduğunu kaydetti. EZZİB Yönetim Kurulu Üyesi Davut Er de sektörün zeytin ve zeytinyağında 500 milyon dolarlık ihracat yaptığını kaydetti.

Araştırmacı Yazar Nevzat Çağlar Tüfekçi:


İhlas Haber Ajansı
31 Ocak 2008 Perşembe


Araştırmacı Yazar Nevzat Çağlar Tüfekçi, her kültür değerlerinin kendi doğal ortamında ve coğrafyasında değerlendirilirse anlamlı olacağını belirterek Milas'ta, 'Açıkhava Arkeoloji Müzesi' ile bir 'Zeytin ve Zeytinyağı Müzesi kurulması gerektiğini söyledi.

Zeytinyağı üretiminde günümüze kadar birçok sistemin kullanıldığını ifade eden Tüfekçi, tarihi süreç içinde insanlığın ve toplumun evrim geçirmesi gibi, tane zeytinden yağ elde etmenin de evrimsel süreci olduğunu söyledi.

Zeytinyağının, İlkçağlarda/antik dönemlerde, 'İşlik'lerde elde edildiğini anlatan Tüfekçi, şöyle konuştu: "İşliğin en güzel örneği, İzmir-Urla'daki Klazomenai antik kentinde bulunmaktadır. Bu işlik, Ege Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof.Dr. Güven Bakır başkanlığındaki bir kazı ekibi tarafından ortaya çıkarılmıştır. Daha sonra zeytinyağı, 'ayak yağı' denilen sistemle elde edilmiş, bu sistemi, günümüze kadar olan süreç içinde burgulu (gocurgat) sistem, presli sistem ve en son sistem olarak da kontinu sistem takip etmiştir. Eskiden beri önemli bir zeytin diyarı olan Milas'ta bu sistemlerin hepsini görmek mümkündür."

AYAK YAĞI BAZI YERLERDE HALA ÇIKARILIYOR

Tüfekçi, terk edilen sistemlerden olan 'Ayak yağı'nın çıkarılmasının günümüzde bir nostalji olarak varlığını sürdürdüğünü, 'Ayak yağı'nın lezzetli bir yağ olduğunu ve bazı köylülerin bunu kendi mutfakları ve damak zevkleri için ihtiyaçları kadar çıkarttıklarını söyledi. Tüfekçi, bu sistemin bir kalıntı olarak Milas'ın Labranda yöresinde, Aydın il sınırına yakın olan Türbe Orta, Türbe Çamlıyurt, Türbe Akkovanlık gibi köylerde bulunduğunu ifade etti.

KÜLTÜREL DEĞERLER KORUNMALI

Tüfekçi; eskisi gibi kullanılmayan, insanların; teknolojik gelişmelerin bir sonucu olarak el değmeden sıkılan kontinu sistemlere yönelmesiyle ayak yağı gibi burgulu sistemlerin aksamları terkedilmiş halde kendi kaderleriyle ve doğayla baş başa birer kalıntı olarak varlığını sürdürdüğünü söyledi. Bunların pek çoğunun sökülerek hurdacılara satıldığını anlatan Tüfekçi, şöyle konuştu: "Aslında bunlar birer kültür değeridir. Yok olup gitmeden onları bir yerde toplayıp, Zeytin ve Zeytinyağı Müzesi içinde değerlendirmek gerekiyor. Bu kültür değerleri, Milas Evleri ve Konakları'nın kapı ve pencerelerinin başına gelenler gibi birileri tarafından toplanıp başka yerlere götürülmeden, kendileriyle ilgili oluşturulacak müzelerde değerlendirilmeli. Milas'ta bu müzenin içini dolduracak çok malzeme var. Milas'ta, geniş çaplı bir 'Açıkhava Arkeoloji Müzesi' ile bir 'Zeytin ve Zeytinyağı Müzesi'ne acil ihtiyaç bulunmaktadır. Her kültür değeri, kendi doğal ortamı ve coğrafyasında değerlendirilirse anlamlı olur."

Adana’daki zeytin zirvesinin ardından


Nedim Atilla
nedim.atilla@aksam.com.tr
Akşam Gazetesi
31 Ocak 2008,Perşembe


Geçen hafta sonu Adana’da gerçekleşen ve tüm katılımcılar tarafından son yılların en önemli zeytincilik platformlarından biri olduğu belirtilen Doğu Akdeniz Zeytin ve Zeytinyağı Zirvesi’ni UZZK Başkanı Mustafa Tan ile konuşuyoruz. Salonun tamamen dolu olması, zirveye bizzat katılarak sorunları ilk elden dinleyen ve bu konudaki görüşlerini katılımcılarla paylaşan Tarım Bakanı Mehdi Eker’in de söyledikleri zirveyi daha da önemli hale getirmiş. Mustafa Tan, Bakan Eker’in yanı sıra öncelikle zirveyi düzenleyen Adana Valisi İlhan Atış’ın şahsında tüm bürokratlara, Çukurova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Alper Akınoğlu’nun şahsında tüm bilim insanlarına teşekkür ediyor.

Zirve sonunda oluşan görüşler Bakan Eker’e sunulmuş, Bakan Eker de UZZK’nın konunun tek otoritesi olduğunu bilerek önemsiyor... Eker’in zirvede yaptığı konuşmadan şu bölümlerin altını özellikle çizdim: “Dünyada kentleşmenin artmasıyla birlikte değişen beslenme alışkanlıklarının, zeytinyağına olan talebi her gün biraz daha artırdığı kesin.

Bu nedenle Türkiye’nin sahip olduğu zeytin üretim avantajını iyi bir şekilde değerlendirmesi gerekiyor. Türkiye’de 110 milyon civarında zeytin ağacı vardı. 2005 yılında başladığımız bir projeyle geçen zaman içinde bu rakam 140 milyona çıktı. Yaklaşık 40 milyon fidan dikildi. Bu son derece önemli bir artış. Biz 2005’de başlattığımız desteklemeyle önce 30 YTL, 2006 ve 2007’de 250 YTL dekar başına destek verdik. Daha sonra yağlı çeşide 250 YTL, Gemlik olarak adlandırdığımız çeşide 45 YTL destek vermeye başladık.”

UZZK’nın önemi

Eker, UZZK’nın önemini de şöyle dile getirmiş: “Bütün partnerlerinin bir araya geldiği, üreticisi, sanayicisi, pazarlayıcısı, masanın bütün kenarlarında oturan herkesin iştirak ettiği bir yasal platform oluşturmak suretiyle sorunların dile getirilmesi, müşterek çözümler hazırlanması için bir konsey kurulması gerekiyordu. Biz de tarım kanunun 11. maddesine göre konsey kurduk. AB sürecinde zeytinyağını, zeytinciliği tam üyelik gerçekleşmeden bazı mesafeler kat etmemiz gerekiyor. Müzakere açısından böyle bir çabanın stratejik önemi ve değeri var. Çünkü belirli kısıtlamalarla karşılaşacağız. Bizim bu zamanı çok iyi değerlendirmemiz gerekir”...

Başkan Tan, “UZZK olarak bu ve benzeri etkinliklerde bugün olduğu gibi bundan böyle de daima yer alacağımızı, en üst katkıyı yapacağımızı ve sorunların takipçisi olarak sektöre hizmetimize devam edeceğimizi bildirmek isterim” diyordu konuşmamız sırasında.

Bildirgeden bölümler

Zirvenin sonunda yayımlanan sonuç bildirgesinden çıkan önemli bir karar da bu zirvenin her yıl gerçekleştirilecek olması. Sonuç bildirgesinde ayrıca şu görüşler yer alıyor: “Ülkemiz zeytinyağı ambalajlı ve markalı ihracatının artırılması ve sürekli pazarların elde edilmesi, ancak AB ülkeleri ile eşit koşullarda rekabet ile mümkündür. Halen 15-20 bin ton civarında satılan markalı ve ambalajlı zeytinyağı ihracatının artırılması için ilave teşvikler geliştirilmeli, Türk zeytinyağı imajı oluşturulmasına yönelik tanıtım çalışmaları desteklenmelidir. Ülkemiz zeytinyağı tüketimi düşüktür. Hemen hemen üretim bölgelerindeki alışkanlık ile sınırlı bir hale gelmiştir. Son yıllarda tüketimin arttırılmasına yönelik girişimler sonucunda, zeytinyağı tüketiminde artış eğilimi bulunduğu görülmektedir. Ancak bu artış zeytinyağı tüketim sorununun çözüldüğü anlamına gelmemektedir. Zeytinyağı kullanma alışkanlığı olmayan tüketici kesimin, fiyat hareketleri karşısında zeytinyağından vazgeçmesi kolay olmaktadır. Hükümetimizce Uluslararası Zeytinyağı Konseyi (UZK)’ya yeniden üyelik kararı alınmasına rağmen henüz üyelik gerçekleşmemiştir. Bir an önce üyeliğimizle ilgili prosedür tamamlanmalı ve ülkemiz bu önemli platformda yeniden yer almalı ve haklarını savunmalıdır.”

Türkiye’nin stratejik ürünü zeytin ve zeytinyağında günlük çıkarlara dayanmayan adımların atılmasını görmek ne güzel.

Wednesday, January 30, 2008

İZMİR TİCARET ODASINDAN ANATOLİVE'E DESTEK


İzmir Ticaret Odası 17-19 Nisan 2008 tarihleri arasında İstanbul Dünya Ticaret Merkezi'nde düzenlenecek olan Anatolive fuarına katılacak üye firmaları için finansal destekte bulunacak.

Ezgi'A Fuarcılık tarafından, DTM (Dış Ticaret Müsteşarlığı), TİM (Türkiye İhracatçılar Meclisi) EZZİB (Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçılar Birliği) nin stratejik destekleri ve Zeytindostu Derneği'nin partnerliği ile düzenlenen Avrasya Zeytin, Zeytinyağı ve Prosesleri Fuarı & Kongresi Anatolive, bireysel ve bölgesel katılımların yanı sıra verilen teşvik destekleri ile yoluna devam ediyor.

Türkiye İhracatçılar Meclisi'nde Türk zeytin ve zeytinyağı sektörünün yurtiçi ve yurtdışı tanıtım çalışmaları için biraraya gelinen toplantıda İzmir Ticaret Odası'ndan Aykut Terzioğlu fuara katılacak firmalar için ‘Oda' olarak finansal destek sağladıklarını belirtti.

17-19 Nisan 2008 tarihinde Türk zeytin ve zeytinyağı sektörünün ulusal ve uluslararası alanda vitrini olan fuara katılmak isteyen üye firmalar, İzmir Ticaret Odasına başvurdukları takdirde katılım ve finansal destek konusunda ayrıntılı bilgi alabilecekler.

Zeytin ihracatını artırmak için İspanya model alınacak


Ali Rıza Karasu
Zaman
30 Ocak 2008, Çarşamba


Uluslararası alanda var olma mücadelesi veren zeytin ve zeytinyağı sektörü, en büyük rakibi İspanya'yı incelemeye aldı.

Dünya zeytinyağı talebinin yüzde 51'ini karşılayan İspanya'ya bir grup zeytin üreticisi ile birlikte sektör gezisi düzenleyen Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği, ilginç verilere ulaştı. İspanya'da faaliyet gösteren 16 tarım satış kooperatifi birliğinin yıllık tarımsal üretimi 14 milyar Euro'yu buluyor. Bunun yüzde 25'ini zeytin ve zeytinyağı sektöründe faaliyet gösteren kooperatifler sağlıyor. Ülkedeki çiftçilerin yüzde 70'i kooperatiflere üye. Her yıl ortaklarına kâr payı dağıtan İspanyol kooperatifler, yeni yatırımlarını da ortaklarından topladıkları finansman ile yapıyor. Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Başkanı Ali Nedim Güreli, bu veriler ışığında yaptığı değerlendirmede, "İspanyol kooperatifçilik sistemini Türkiye'de uyguladığımızda, bu sektörden geçimini sağlayan 300-400 bin kişi devlete yük olmaktan çıkar." tespitini yaptı.

İspanyol modelini yerinde inceleyen heyet, Madrid, Sevilla ve Kordoba şehirlerinde Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği, İspanya Tarımsal Kooperatifler Federasyonu ve ülkenin önde gelen zeytin ve zeytinyağı yetiştirici ve üreticilerini ziyaret ederek, işletmeleri inceledi. Sevilla'ya geçerken ilk izlenimlerini gazetecilerle paylaşan Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Başkanı Güreli, Türkiye'de öncelikle kooperatifçilik mantalitesinin değişmesi gerektiğini söyledi. Güreli, "Bana kalırsa İspanya modelini bire bir uygularım. Bizde devlet destekli her iş zarar ediyor, ama İspanya'da kooperatiflerin zarar etmesi söz konusu bile değil." dedi. Türkiye'de zeytinyağı sektörünün son yıllarda ciddi atak yaptığını belirterek, 2000'de 90 milyon olan ağaç sayısının 160 milyona çıktığına dikkat çekti. Artışın aynı hızla devam etmesi durumunda birkaç yıl sonra İspanya'nın ağaç varlığına ulaşılacağını kaydeden Güreli, "Ülkemizde tarım satış kooperatifleri üreticinin yüzde 5'ini temsil ediyor. Yüzde 95'i kapsam dışında. Dünyada tarım üretimine 365 milyar dolarlık destek veriliyor. Türkiye'de bu rakam bir milyar dolar. Prim verilirse sektör kayıt altına girer ve verilen desteğin yüzde 70'i geri döner." dedi. İspanya, zeytinde dünyanın en büyük üreticisi ve ihracatçısı durumunda. 2007-2008'de dünyada 2,8 milyon ton zeytin üretiminin gerçekleşeceği tahmin ediliyor. İspanya, 2006-2007 sezonunda 1,1 milyon ton zeytin üretti. Endülüs bölgesi ülkenin toplam zeytin alanının yüzde 60'ını, üretiminin ise yüzde 80'ini karşılıyor.

Tuesday, January 29, 2008

İslahiye'de 70 Bin Zeytin Fidesi Dağıtıldı


Cihan Haber Ajansı
29 Ocak 2008 Salı


Gaziantep'in İslahiye ilçesinde zeytinciliği geliştirmek amacıyla Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı tarafından Sosyal Riski Azaltma Projesi kapsamında; 23 köyde 380 aileye 70 bin zeytin fidanı dağıtıldı.

Daha önce ihalesi yapılan gemlik tipi zeytin fidelerinin dağıtımı köy köy gezilerek yapıldı. Tüplü şekilde çiftçilere tanesi 8 YTL'den verilen fidelerin ödemesi 5 yıl sonra alınacak.

Özellikle kırsal alanlardaki verimsiz arazileri zeytinlik haline getirmek suretiyle fakir ailelerden bu arazilerinin en iyi şekilde değerlendirilmesinin amaçlandığını bildiren Vakıf Müdürü Ömer Faruk Uyanık, "Bölge genelinde zeytinin olmadığı tek yer İslahiye idi. 2004-2007 yılları arasında ilçede 330 bin zeytin fidesi dağıtıldı. Bazı yerlerde 4 yılda gelir elde edilmeye başlandı. Kırsal kesimlerde yaşayan çiftçiler dağıtılan zeytinle iş sahibi olmaya başladı." dedi.

Monday, January 28, 2008

TÜRKİYE'DE KOOPERATİFÇİLİK İÇİN İSPANYA MODELİ ÖRNEK OLMALI


28 Ocak 2008 Pazartesi

Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği (EZZİB) üyeleri İspanya Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Asoliva ile İspanya Tarımsal Kooperatifler Birliği'ni ziyaret etti.
Zeytin ve zeytinyağı üretiminde dünyanın lideri olan İspanya'daki çalışmaları yerinde incelemek için bu ülkede bulunan 27 kişilik heyet, ilk olarak İspanya Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği'ni ziyaret etti.
Ziyarette Birlik Genel Müdürü Rafael Pico Türk heyete İspanya'nın zeytin ve zeytinyağındaki ihracat politikaları hakkında bilgi verdi. İspanya'nın Avrupa Birliği'ne girdiğinden bu yana ihracatta önemli yaralar aldığını belirten Pico, bu yaralardan zeytin ve zeytinyağı ihracatının da darbe aldığını anlattı. Son 10 yılda zeytin ve zeytinyağında atılım gerçekleştirdiklerini kaydeden Pico, 15 yıl öncesine kadar 100 bin ton olan ihracat rakamlarının 600 bin tonlara ulaştığını dile getirdi. AB üyesi ülkelerin genelde İspanya, İtalya, Fransa, İngiltere ve Portekiz'den zeytinyağı aldığı bilgisini veren Pico, 31 ekim tarihi itibariyle 616 bin ton zeytinyağı ihracatı yaptıklarını dile getirdi. 2006-2007'de 1 milyon 110 bin ton üretim yaptıklarını ifade eden Pico, bu rakamın 612 bin tonunu ihraç ettiklerini, 572 bin tonunun ise içpazarda tüketildiğini dile getirdi.

-TÜRKİYE'DEN YALNIZCA 100 TON ZEYTİNYAĞI ALIYORLAR-

2008 sezonunda 1 milyon 200-250 bin ton rekolte beklediklerini, Tunus, Fas, Cezayir, Filistin'den toplam 80 bin ton zeytinyağı ithal ettikleri bilgisini veren Pico, İspanya'nın Türkiye'den sadece 100 ton yağ ithal ettiğini söyledi. Pico, ''AB kotaları nedeniyle Türkiye'den ithal edilen yağlara çok yüksek vergi uygulanıyor. Bu yüksek vergiler nedeniyle Türkiye ile iş yapmak imkansız'' diye konuştu.

-''İSPANYA MODEL ALINMALI''

Sunumun ardından İspanya Tarımsal Kooperatifler Birliği'ni ziyaret eden EZZİB Başkanı Ali Nedim Güreli ve heyete, İspanya'da zeytin ve zeytinyağının işlenmesiyle ilgili bilgi verildi. Birlik teknik sorumlusu Teresa Perez Millan, ülkedeki zeytinyağı üretiminin yüzde 70'ini elinde bulunduran kooperatiflerin yıllık 14 milyar avroluk ciro sağladığı bilgisini verdi.
Sunumdan değerlendirmede bulunan EZZİB Başkanı Ali Nedim Güreli, yakın gelecekte İspanya'nın dünya zeytinyağı pazarında İtalya yı geçerek en büyük ihracatçı olacağını belirtti. Türkiye'de 2000 yılında uygula maya konan 4572 sayılı yeniden yapılandırma kanununun ihtiyaca yanıt vermediğinden hareketle revizyon ihtiyacının doğduğunu kaydeden Güreli, ''İspanya'da kooperatifler fiyatlarını günün koşullarına göre kendileri belirliyor. Finans kurumlarının uygun vadeli kredi imkanları var. Ancak devlet desteği sözkonusu değil. Kooperatiflerin piyasa fiyatına müdahalesi yok. Piyasa liberilizasyonu sağlanmış durumda. Yeniden yapılandırma ve kooperatifçilikte gerçekleştirilecek revizyonda İspanya, Türkiye'nin model alacağı ülke olmalı. Türkiye tarımda yeni model arayışı içinde. Bu model İspanya olmalı" diye konuştu.
Ziyaretlerin ardından Güreli, İspanya Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Genel Müdürü Rafael Pico ile İspanya Tarımsal Kooperatifleri Birliği teknik bölüm sorumluları Javier Lara ve Teresa Perez Millan'a plaket verdi.

Doğu Akdeniz Zeytin ve Zeytinyağı Zirvesi'nde sektörün özlediği resim



Adana'da 25-26 Ocak 2008 tarihleri arasında düzenlenen 1. Doğu Akdeniz Zeytin ve Zeytinyağı Zirvesi başarıyla tamamlandı.

Zirve'nin bir başka özelliği sektör adına önemli buluşmalara da tanıklık etmesiydi.

Zeytindostu Derneği ve UZZK Başkanlarının işbirliği ve dayanışma mesajları verdiği zirvede sektörün uzun zamandır gerçekleşmesini istediği fotoğraf da çekildi.

Dostluğun ve güçbirliğinin artarak devam etmesi dileğiyle.

İZFAŞ Fuarı


İzmir fuarcılığında 2008'in çok yoğun geçeceğini ifade eden İZFAŞ Genel Müdürü Doğan İşleyen, Uluslararası İzmir Fuar Alanı için takvimin şimdiden dolduğunu ve bazı organizasyonları ertelemek zorunda kaldıklarını söyledi.

Fuarcılıkla birlikte kongreciliğe de büyük katkı sağladıklarını belirten İşleyen, yoğun program nedeniyle, Mart ayında yapılması planlanan Vinolive 2008-5. Şarap, Zeytin, Zeytinyağı ve Alkollü İçecekler Fuarı'nın 29 Mayıs-1 Haziran 2008 tarihleri arasında gerçekleştirilmesine karar verdiklerini kaydetti. Fuarın önemli etkinliğinin Zeytinyağı Sempozyumu olacağını belirten İşleyen, "Kimya Mühendisleri Odası'nın desteğiyle gerçekleştirilecek sempozyumda konunun uzmanı akademisyenler, sektör temsilcileriyle bir araya gelecek. Sempozyum bir başka açıdan ise 2009 yılında yapılacak Uluslararası Zeytinyağı Kongresi'ne hazırlık amacı taşıyacak" dedi.

İspanya örneğini inceliyorlar


EGELİ ZEYTİNYAĞ İHRACATÇILARI'NIN ARAŞTIRMA GEZİSİ DÜN BAŞLADI

Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Başkanı Ali Nedim Güreli, "Uluslararası pazarda söz sahibi olmak istiyorsak onlardan öğreneceğimiz çok şey var" dedi

NİHAT DELİBAŞI (İSPANYA'DAN BİLDİRİYOR)

Yeni Asır
28 Ocak 2008, Pazartesi


Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği'nin (EZZİB) organizasyonunda, Türkiye Madrid Ticaret Müşavirliği tarafından dünyanın en büyük zeytin ve zeytinyağı üreticisi İspanya'ya düzenlenen iş ve inceleme gezisi dün başladı. Birlik Yönetim Kurulu üyeleri, sektör temsilcileri ve basın mensuplarından oluşan 27 kişilik heyet İspanya Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği, İspanya Zeytin ve Zeytinyağı Tarım Satış Kooperatifleri Birliği başta olmak üzere bu ülkenin zeytin ve zeytinyağıyla ilgili kuruluşlarını ve işletmelerini ziyaret ederek çeşitli temaslarda bulunacak.

Karasu sorunu
Heyet ilk olarak bugün İspanya Zeytinyağı İhracatçı Birliği(ASOLIVA) ve İspanya Tarım Kooperatifleri Konfederasyonu (CCAE) temsilcileri ile bir araya gelecek. Heyet üyeleri buradaki temasları sırasında karasu sorununun çözümüne ilişkin bilgi alacak. Geziyle ilgili açıklama yapan EZZİB Başkanı Ali Nedim Güreli, "İspanya dünya zeytin ve zeytinyağında üretim lideri. Ancak bu alandaki ticarette ise, İtalya'nın liderliği sözkonusu. Son yıllarda İspanya, İtalya'nın pazardaki hakimiyetini kırdı. Dolayısıyla, dünya zeytinyağı pazarında söz sahibi olma hedefindeki Türkiye'nin İspanya'dan öğreneceği çok şey var. Sektör dünyada bir şey yamak istiyorsa İspanyasız olmaz" dedi.

Kooperatifçilik
İspanya'nın üretimde uygulanan teknoloji, üretim hacmi gibi unsurlarda her yıl gelişme gösterdiğini vurgulayan Güreli, "İspanya'da kooperatifler toplam zeytin ve zeytinyağı üretiminin yüzde 75'ini karşılıyor. Kooperatifçilik çok güçlü. Kooperatiflerle yapacağımız temaslarda gelecek sezonda izleyecekleri politikaları yerinde tespit etme fırsatı bulacağız" diye konuştu.

Üretimin yüzde 51'i onlara ait
330 milyon ağaç varlığına sahip İspanya, yıllık 1 milyon 200 bin tonluk zeytinyağı üretimi ile dünya zeytinyağı üretiminin yüzde 51'ini tek başına karşılıyor. Sofralık zeytin üretimi 500 bin ton olan İspanya dünya zeytin ve zeytinyağında fiyat belirleyici ülkesi. Kişi başına düşen tüketim ise, 14 kilogramı buluyor.

DOĞU AKDENİZ ZEYTİN VE ZEYTİNYAĞI ZİRVESİ


SONUÇ BİLDİRGESİ
26 Ocak 2008

Adana Valiliği koordinasyonunda Çukurova Üniversitesi, İl Tarım Müdürlüğü ve Doğu Akdeniz Zeytin Birliği tarafından düzenlenen Doğu Akdeniz Zeytin ve Zeytinyağı Zirvesi yöre sektör temsilcileri tarafından memnuniyetle karşılanmıştır. Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi (UZZK) tecrübelerinden ve katkılarından yararlanmak suretiyle ve Bornova Zeytincilik Araştırma Enstitüsü gibi diğer ilgili kurum ve kuruluşlar da yer almak suretiyle her yıl geleneksel hale getirilmesi tüm sektör temsilcileri tarafından talep edilmektedir.

Adana Orman Bölge Müdürlüğüne bağlı dağınık vaziyette yaklaşık 12 hektar olan bozuk orman alanlarında mevcut bulunan yabani zeytinlerin aşılanması ve üretime kazandırılması için Adana Valiliği koordinasyonunda biran önce proje yapılması talep edilmiştir.

Ülkemizde var yılı yok yılı (Alternans) etkisinin azaltılması için, zeytin çeşitlerinin ıslahının yapılması, sulama, ilaçlama ve gübreleme vb bakım işlemlerinin modernize edilmesi, bunun için zeytin üreticisinin ve araştırıcıların desteklenmesi sağlanmalıdır.

Ülkemizin ve Doğu Akdeniz zeytin gen kaynaklarına sahip çıkılmalı ve fidan ithalatı yasaklanmalıdır. Silifke yağlık ve sarı ulak çeşitlerinin tescili yapılmaktadır. Kaliteli de olsa bir zeytin çeşidinin ülkemize ithal edilmesine sadece Ar-Ge çalışmaları ve adaptasyon denemeleri yapmak amacıyla izin verilmelidir.

Yeni oluşturulacak tesislerde sertifikalı fidan kullanılması durumunda verilmesi kararlaştırılan 250 YTL/da destek modelinin devamı gerekmektedir. Mevcut geleneksel zeytinliklerin imar ihyasında da benzeri yöntem ile destekleme gerekmektedir.

Ülkemiz zeytinyağı ambalajlı ve markalı ihracatının arttırılması ve sürekli pazarların elde edilmesi, ancak AB ülkeleri ile eşit koşullarda rekabet ile mümkündür. Halen 15-20 bin ton civarında satılan Markalı ve ambalajlı zeytinyağı ihracatının artırılması için ilave teşvikler geliştirilmeli Türk zeytinyağı imajı oluşturulmasına yönelik tanıtım çalışmaları desteklenmelidir.

Ülkemiz zeytinyağı tüketimi düşüktür. Hemen hemen üretim bölgelerindeki alışkanlık ile sınırlı bir hale gelmiştir. Son yıllarda tüketimin arttırılmasına yönelik girişimler sonucunda, zeytinyağı tüketiminde artış eğilimi bulunduğu görülmektedir. Ancak bu artış zeytinyağı tüketim sorununun çözüldüğü anlamına gelmemektedir. Zeytinyağı kullanma alışkanlığı olmayan tüketici kesimin, fiyat hareketleri karşısında zeytinyağından vazgeçmesi kolay olmaktadır.

Zeytinyağının önden gelen sorunlarından birisi de tağşişdir. Bu nedenle, piyasa düzenli olarak takip edilerek, tağşişli yağ üretim ve satışı engellenmelidir. Tağşişli yağla ilgili kamu denetimleri artırılarak etkin hale getirilmelidir.

Zeytinyağının önemi son yıllarda özellikle sağlık etkilerinin ortaya konulması ile artmıştır. Bunun tüketiciye basın yayın organları aracılığıyla duyurulması ve reklamlarda kullanılması yanında Milli Eğitim Bakanlığına bağlı ilköğretim okulları ve liselerde ders kitaplarına da konmasında büyük yarar vardır. Böylece zeytin ve zeytinyağının tüketimi ile sağlıklı ve uzun bir yaşamın nesillerimize bırakılacak en önemli miras olduğunu anlatmış olacağız.

Avrupa Birliği, yaptığı anlaşmalarla Cezayir, Tunus, Fas ve Lübnan’a zeytinyağı konusunda önemli imtiyazlar tanımıştır. Örneğin, Tunus’a yıllık 56,000 tonluk diğer ülkelere de 8.000 tonluk gümrük vergisinden muaf bir kota açıldığı görülmektedir. Benzeri bir uygulamanın Suriye ile Avrupa-Akdeniz Anlaşması çerçevesinde yapılması için çalışıldığı bilinmektedir. Türkiye’nin de Avrupa Birliği’ne gümrüksüz zeytinyağı ihracatı yapabilmesi hiç değilse diğer ülkelere tanınan imtiyazlardan yararlanması büyük önem taşımaktadır.

İhracatta halihazırda ton başına 750 $ vergi ödenmektedir. Oysa, zeytinyağı sanayi ürünü olarak kabul edilirse haksız vergilendirme engellenmiş olacaktır. Avrupa Birliğine yapılan ihracatta 1,12 avro telafi edici gümrük vergisi ile karşı karşıya kalınmaktadır. Oysa Tunus, Cezayir, Ürdün ve Fas gibi bazı ülkelere gümrüksüz kota uygulaması yapılmaktadır. Böyle bir durumda rekabet şansımız kalmamaktadır.

AB’deki zeytinyağı ile ilgili düzenlemelere sadece Topluluk müktesebatının üstlenilmesi yükümlülüğü kapsamında yaklaşılmamalı, bu düzenlemelerle ulusal politikalarımız arasında karşılaştırma yapılmalıdır. Topluluk’un Türk zeytinciliği için faydalı olan düzenlemelerinin ülkemizde hayata geçirilmesi için tam üyelik beklenmemelidir.

Hükümetimizce Uluslararası Zeytinyağı Konseyi (UZK)’ ya yeniden üyelik kararı alınmasına rağmen henüz üyelik gerçekleşmemiştir. Bir an önce Üyeliğimizle ilgili prosedür tamamlanmalı ve Ülkemiz bu önemli platformda yeniden yer almalı ve haklarını savunmalıdır.

Prim için bir rakam telaffuz etmekten ziyade özellikle tarım Kanunu’nun 19. Maddesinin b bendinde yer alan Fark Ödemesinin uygulanması sorunumuzu çözecektir. Bölgelere göre değişmekle birlikte 1 Kg Zeytinyağı maliyeti yaklaşık 5,5-6 YTL arasında değişmektedir. 19 Madde b bendinde belirtildiği üzere gibi iç ve dış fiyatlar dikkate alındığında maliyetle arasındaki fark bu yıl verilmesi gereken Prim miktarıdır. Dolayısıyla 1 kg zeytinyağı için verilmesi gereken Prim miktarı bu yıl için 1 YTL nin üzerinde çıkmaktadır. O halde rakam telaffuzundan ziyade primin sisteme bağlanması sektörün beklentisidir. Bakanlığımızca bütçenin tekrar gözden geçirilerek sektörü belirlemiş olduğunuz hedeflere taşıyacak ve bir miktarda prim verilmesini talep edilmektedir. Prim, AB’ de olduğu gibi zeytinyağının yanısıra sofralık zeytin için de verilmelidir. AB’nde uygulanan prim miktarı kilogramda 1,32 €’dur. Prim miktarı üretici tarafından önceden bilinmeli ve süreklilik arz etmelidir. Bu çerçevede AB’ de uygulanan yöntemle prim miktarı Ağustos ayında Bakanlığımızca açıklanmalıdır.

Türk kooperatifçiliğinin belkemiği kuruluşlar bu düzenleme sonrası destekten yoksun kalarak ekonomik bakımdan gerilemeye uğramıştır. Bu nedenle acil olarak 4572 Sayılı Tarım Satış Kooperatifleri ve Birlikleri Hakkında Kanun yeniden gözden geçirilerek sorunları ortadan kaldıracak değişiklikler yapılmadır.

Tarım Kanunu çerçevesinde ele alınan Ulusal Zeytincilik politikalarının belirlenmesinde ve sorunların çözümünde yardımcı olmak üzere sektörün tüm kesimlerini kapsayacak ortak bir platform olan Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi’nin kuruluşu tüm konuşmacılar tarafından taktirle karşılanmış ve Bakanlığımıza ve Kurucularına bu konudaki çabaları teşekkür edilmiştir. UZZK sektörün en önemli çatı örgütü ve sivil toplum kuruluşudur. UZZK’nın önümüzdeki yıllarda Ülke zeytinciliğinin gelişmesinde ve sorunların çözümünde önemli görevleri üstleneceğinden mevcut yapısının mali yönden güçlendirilmesi, Tarım kanunu’na Konseyin gelirlerini düzenleyici konseylere kaynak aktarımının sağlanacağı bir madde ilave edilmesi gerekmektedir.

Sunday, January 27, 2008

Hedefimiz Türkiye’yi zeytin üretiminde lider yapmak


Medya Yenigün
27 Ocak 2008,Pazar


Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi Başkanı Tan ÇGC’yi ziyaretinde açıkladı.

Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi (UZZK) Başkanı Mustafa Tan, hedeflerinin Türkiye'yi zeytin üretiminde öncelikle ilk 3'e sokmak olduğunu belirterek, "Daha sonraki hedefimiz kısa sürede liderliğe oturmak" dedi.
Doğu Akdeniz Zeytin Zirvesi’ne katılmak üzere Adana’ya gelen UZZK Başkanı Mustafa Tan, Doğu Akdeniz Zeytin Birliği (DAZB) Başkanı Mehmet Güler ile birlikte Çukurova Gazeteciler Cemiyeti (ÇGC) Başkanı Cafer Esendemir’i ziyaret etti.
Doğu Akdeniz Zeytin Zirvesi’nin de divan başkanlığını yapan UZZK Başkanı Tan, zeytinin anayurdunun Doğu Akdeniz olduğunu ve buradan tüm dünyaya yayıldığını belirterek, zeytinin anayurdunda olmaktan büyük mutluluk duyduğunu kaydetti. Tan, zeytinin dünyaya buradan yayılmasına rağmen, hükümetlerin zeytini önemsemeyen politikalarından dolayı Türkiye’nin İtalya, İspanya ve Yunanistan gibi ülkelerin gerisinde kaldığını belirtti. UZZK ve DAZB gibi örgütlerin Türkiye’de zeytini yeniden şahlandırdığını ifade eden Tan, hedefin dünyada öncelikle ilk 3’e girmek ve daha sonra kısa sürede liderliğe oturmak olduğunu dile getirdi.
DAZB Başkanı Mehmet Güler ise, Adana’da yapılan zirvenin sektöre büyük katkı sağlayacağını umut ettiğini söyledi.
ÇGC Başkanı Cafer Esendemir ise, her iki konuğun ziyaretinden memnuniyet duyduğunu belirterek, Tan ve Güler'e çalışmalarında başarılar diledi.

Zeytin ve zeytinyağ zirvesi değerlendirildi

Leyla Kesen
Ekspres Gazetesi
26.01.2008


ADANA-Adana Valiliği koordinasyonunda Çukurova Ünversitesi, İl Tarım Müdürlüğü ve Doğu Akdeniz Zeytin Birliği tarafından düzenlenen ve 25 Ocak’ta başlayan ve dün sona eren, Doğu Akdeniz Zeytin ve Zeytinyağ Zirvesi değerlendirmesi Gazeteciler Cemiyetinde düzenlenen basın toplantısı ile yapıldı. Toplantıya UZZK Başkanı Dr. Mustafa Tan, ve Doğu Akdeniz Zeytin Birliği Başkanı Mehmet Güler katıldı. Zirvenin değerlendirmesini yapan, Ulusal Zeytin ve Zeytinyağ Konseyi Başkanı Dr. Mustafa Tan, Zeytin ve Zeytinyağ Zirvesi’nin yöre sektör tarafından memnuniyetle karşılandığını söyledi. Zirvenin her yıl geleneksel hale getirilmesi tüm sektör temsilcileri tarafından talep edildiğini de belirten Tan, Şu görüşlere yer verdi: "Adana Orman Bölge Müdürlüğüne bağlı dağınık vaziyette yaklaşık 12 bin hektar olan bozuk orman alanlarında mevcut bulunan yabani zeytinlerin aşılanması ve üretime kazandırılması için Adana Valiliği koordinasyonunda biran önce proje yapılması talep edilmiştir. Ülkemizin ve Doğu Akdeniz zeytin gen kaynaklarına sahip çıkılmalı ve fidan ithalatı yasaklanmalıdır. Silifke yağlık ve sarı ulak çeşitlerinin tescili yapılmaktadır. Kaliteli de olsa bir zeytin çeşidinin ülkemize ithal edilmesine sadece Ar-Ge çalışmaları ve adaptasyon denemeleri yapmak amacıyla izin verilmelidir. Ülkemiz zeytinyağı ambalajlı ve markalı ihracatının artırılması ve sürekli pazarların elde edilmesi, ancak AB ülkeleri ile eşit koşullarda rekabet ile mümkündür. Halen 15-20 bin ton civarında satılan Markalı ve ambalajlı zeytinyağı ihracatının artırılması için ilave teşvikler geliştirilmeli. Türk zeytinyağı imajı oluşturulmasına yönelik tanıtım çalışmaları desteklenmelidir. Avrupa Birliği, yaptığı anlaşmalarla Cezayir, Tunus, Fas ve Lübnan'a zeytinyağı konusunda önemli imtiyazlar tanımıştır. Örneğin, Tunus'a yıllık 56.000 tonluk diğer ülkelerede 8.000 tonluk gümrük vergisinden muaf bir kota açıldığı görülmektedir. Benzeri bir uygulamanın Suriye ile Avrupa Akdeniz Anlaşması çevrçesinde yapılması için çalışıldığı bilinmektedir. Türkiye'nin de Avrupa Birliği'ne gümrüksüz zeytinyağı ihracatı yapabilmesi hiç değilse diğer ülkelere tanınan imtiyazlardan yararlanması büyük önem taşımaktadır. İhracatta halihazırda ton başına 750$ vergi ödenmektedir. Oysa, zeytinyağı sanayi ürünü olarak kabul edilirse haksız vergilendirme engellenmiş olacaktır. Avrupa Birliğine yapılan ihracatta 1,12 avro telafi edici gümrük vergisi ile karşı karşıya kalınmaktadır. Oysa Tunus, Cezayir, Ürdün ve Fas gibibazı ülkelere gümrüksüz kota uygulaması yapılmaktadır. Böyle bir durumda rekabet şansımız kalmamaktadır. O halde rakam telaffuzundan ziyade primin sisteme bağlanması sektörün beklentisidir. Bakanlığımızca bütçenin tekrar gözden geçirilerek sektörü belirlemiş olduğumuz hedeflere taşıyacak ve bir miktarda prim verilmesini talep edilmektedir. Prim, AB'de olduğu gibi zeytinyağının yanısıra sofralık zeytin için de verilmelidir. AB'nde uygulanan prim miktarı kilogramda 1,32 E'dur. Prim miktarı üretici tarafından önceden bilinmeli ve süreklilik arz etmelidir. Bu çerçevede AB'de uygulanan yöntemle prim miktarı Ağustos ayında bakanlığımızca açıklanmalıdır" dedi.

Saturday, January 26, 2008

4. Uluslararası Burhaniye Zeytin ve Zeytinyağı Festivali


26 Ocak 2008 Cumartesi

Balıkesir'in Burhaniye ilçesinde düzenlenen 4. Uluslararası Burhaniye Zeytin ve Zeytinyağı Festivali'nde açılış konuşmasını yapan Burhaniye Belediye Başkanı Fikret Akova, "Festivalimizin zeytin ve zeytinyağı üzerine olması Burhaniye'nin zenginliğidir. İlçemiz, zeytin ve zeytinyağında bir markadır. Zeytin bizim kültürümüzdür, olmazsa olmazımızdır." dedi.

Başkan Akova, 2004 yılında Edremit Körfezi'ndeki beş ilçe ve 14 beldenin belediyeleri arasında ilk defa bir kış festivali düzenlediğinde biraz garipsendiğini, şimdi ise Zeytin ve Zeytinyağı Festivali'nin dördüncüsünü yaptıklarını anlattı.

Minik folklorcularun halk oyunları gösterisinden sonra Kuvayı Milliye Müzesi sergi salonunda, "İda Ağlıyor" isimli resim ve Nami Daralı Hardan seramik atölyesinde "Zeytin Temalı Eserler" seramik sergileri açıldı.

Bakan Eker, "1. Doğu Akdeniz Zeytin ve Zeytinyağı Zirvesi"nin Kapanış Toplantısına Katıldı


İhlas Haber Ajansı
26 Ocak 2008 Cumartesi


Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, önümüzdeki haftadan itibaren 2008 yılı desteklemelerinin ödenmeye başlanacağını belirterek, bunun için 5.5 milyar YTL ayırdıklarını söyledi.
Eker, Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Ziraat Fakültesi tarafından düzenlenen "1. Doğu Akdeniz Zeytin ve Zeytinyağı Zirvesi"nin kapanış toplantısına katıldı. Burada bir konuşma yapan Eker, iktidar olduktan sonra Türkiye'nin milli gelirinin 180 milyar dolardan 400 milyar dolara, ihracatın ise 35 milyar dolardan 105 milyar dolara çıktığını söyledi. Özellikle tarımda önemli mesafeler kaydettiklerini belirten Eker, "Türkiye'nin tarımsal üretim değeri 2002 tarihindeki 21 milyar dolarlık seviyeden 39 milyar dolar seviyesine geldi. Türkiye'de tarım ürünleri ihracatı 4 milyar dolardan 11.5 milyar dolara çıktı. Tarımda verimlilik arttı. Çiftçilere ödenek desteğini 3 kat artırdık. Bu yıl desteklerimiz aynı şekilde devam edecek, kimsenin şüphesi olmasın. Önümüzdeki haftadan itibaren 2008 yılının desteklemeleriyle ilgili ayrılan parayı ödemeye başlayacağız. Destek olarak 5.5 milyar YTL ayırdık. Desteklerimiz devam edecek" dedi.

Dünyada kentleşmeyle birlikte beslenme alışkanlıklarının, özellikle tüketim kalıplarında meydana getirdiği değişikliğin zeytinyağına olan talebi her geçen gün biraz daha artırdığını ifade eden Eker, "O nedenle bizim sahip olduğumuz bu ürünü, bu avantajı iyi bir şekilde değerlendirmek, bunu geliştirmek, üretimini, endüstrisini, pazarlama organizasyonunu çok iyi değerlendirmemiz gerekiyor" diye konuştu. Göreve geldiklerinde 110 milyon civarında zeytin ağacı bulunduğunu belirten Eker, "2005 yılında başladığımız bir projeyle, destekle beraber bu rakam 140 milyon ağaca çıktı. Yaklaşık 40 milyon fidan dikildi. Bu son derece önemli bir artış. Biz 2005'te başlattığımız desteklemeyle önce 30 YTL, 2006'da 250 YTL, 2007'de 250 YTL dekar başına destek verdik" dedi.

Yağlık ile sofralık çeşit fidanlarının maliyetinin farklı olduğunu ve daha ucuz olması nedeniyle sofralık çeşide yönelme olduğunu anlatan Eker, "Yağlık çeşide 250 YTL, Gemlik olarak adlandırdığımız çeşide 45 YTL destek vermeye devam ediyoruz. Şu ana kadar 535 bin dekar alanda yeni zeytin bahçesi tesis edildi. 76 milyon YTL bunun için prim ödendi. 30 milyon YTL de bu yıl içinde yapıldı. Tahakkuku oldu, ancak başka nedenlerle yıl içine kaldı. Kısacası 106 milyon YTL bakanlığın desteği oldu" şeklinde konuştu.

Zeytin yağında prim uygulaması yaptıklarını kaydeden Bakan Eker, "1998 yılından itibaren prim veriliyor, ancak bunların miktarı ve ödeme şekliyle ilgili yıldan yıla değişen farklı uygulamalarla karşı karşıyayız. Bugüne kadar da 126 milyon YTL zeytinyağı için prim ödemesi gerçekleştirildi. 2007 yılında 2006 yılı ürünü zeytinyağı destekleme primi kilogram başına 11 YKr idi. Bunun için 61 bin ton ürün karşılığı 6.7 milyon YTL destekleme ödemesi yapıldı. Sofralık zeytin için 100-150 dolar, zeytinyağı için de 150-350 dolar arasında ihracat desteği verdik" diye konuştu. Bazı çevrelerden "Türkiye'nin bir tarım politikası yok" diye eleştiri aldıklarını belirten Eker, "Zeytincilik sektörünün daha profesyonel, bütün partnerlerinin bir araya geldiği, üreticisi, sanayicisi, pazarlayıcısı, masanın bütün kenarlarında oturan herkesin iştirak ettiği bir yasal platform oluşturmak suretiyle sorunların dile getirilmesi, müşterek çözümler hazırlanmasıyla ilgili olarak bir konsey kurulması gerekiyordu. Biz bu konseyi de kurduk.

Türkiye'nin tarım kanununu da biz çıkardık. Bu tarım kanununun 11. maddesine göre zeytincilikle ilgili bu konseyi kuran biziz" dedi.

AB'ye tam üyelik gerçekleşmeden Türkiye'nin zeytincilikte bazı mesafeleri kat etmesi gerektiğini ifade eden Eker, şöyle devam etti:
"Bu çok önemli. Niye çok önemli? Bunun müzakere açısından böyle bir çabanın stratejik önemi ve değeri var. Çünkü belirli kısıtlamalarla karşılaşacağız. Bizim bu zamanı çok iyi değerlendirmemiz gerekir. Rakiplerimiz var; Yunanistan, İspanya, İtalya, Tunus, Doğu Akdeniz'deki komşu ülkelerimiz. Bizim onlarla her alanda, rekabet içinde olduğumuzu, mesafe kat etmemiz gerektiğini hatırda tutmamız gerekir. Bizim tespit ettiğimiz temel sorunları çözmek bir yana, nedir bunlar, ağaç başına verimin düşük olması,periyodisite sorununu çözecek düzenlemelerin yapılması lazım. İhracatımızda geleneksel anlamda işin kolay tarafına kaçmışız. Biraz ihtiyaçtan, mecburiyetten, biraz kolaycılıktan. Dökme zeytinyağı ihracatı yapmışız. Hatta daha kötüsü, bazı Avrupa firmalarına dökme olarak veriyoruz, onlar kendi markalarını üzerine yazıp, bunu dünya pazarlarına götürüp satıyorlar. Bizim bunları aşmamız gerekiyor. Bunun için de yeni pazarlama teknikleriyle, yeni endüstriyel girişimlerle mücadele etmemiz gerekiyor. 2014 yılına kadar zeytin ekili alanın 1 milyon hektara çıkarılması, ağaç sayısının 140 milyondan 180 milyona çıkarılması. Yağlık zeytin üretiminin 800 bin tonlardan 3 milyon tona çıkarılması, yağ üretiminin 115 bin tondan 650-700 bin tona çıkarılması, ihracatın 70 bin tonlardan 200-250 bin tonlara çıkarılması, ağaç başına verimi 12 kilodan 25 kiloya çıkarılması hedefleniyor. Zeytinyağı tüketimini 1 kilodan 5 kiloya çıkarmayı hedefliyoruz. Bunlar aşılabilir hedefler. Nasıl ki biz son birkaç yıl içinde 35-40 milyon ağaç diktiysek, bu söylediğim hedefleri de gerçekleştirebiliriz."

Doğu Akdeniz Zeytin ve Zeytinyağı Zirvesi


İhlas Haber Ajansı
26 Ocak 2008 Cumartesi


Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi (UZZK) Başkanı Mustafa Tan, zeytin ve zeytinyağı üreticilerine verilen primin, Avrupa Birliği (AB) düzeyine çıkarılması gerektiğini söyledi.

Tan, Çukurova Gazeteciler Cemiyeti'nde (ÇGC) düzenlenen Doğu Akdeniz Zeytin ve Zeytinyağı Zirvesi toplantısında, Adana'nın zeytincilik için çok uygun bir iklime ve toprağa sahip olduğunu belirterek, çeşitli projelerle bölgedeki zeytin üretimini artırmayı hedeflediklerini söyledi. Adana Orman Bölge Müdürlüğü sınırları içerisindeki 12 bin hektar bozuk orman alanında bulunan yabani zeytinlerin aşılanması ve üretime kazandırılmasına yönelik çalışmanın başlatılacağını belirten Tan, ayrıca zeytin yağını bölge halkının mutfağına tekrar sokarak tüketimi artırmak istediklerini kaydetti. Fidan dikiminin teşvik edilmesi, ürün çeşitliliğinin artırılması ve ihracatın istenen seviyeye çıkarılması için devlet desteğinin devam etmesi gerektiğini belirten Tan, "Zeytin üreticilerine verilen prim, AB düzeyine çıkarılmalı" diye konuştu.

Başkan Mustafa Tan, Türkiye'nin rekabet gücünün artırılması için AB ülkelerine gümrüksüz zeytin ve zeytinyağı ihraç edebilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.

Zeytin-Zeytinyağı konusu SKY Türk televizyonunda


SKY Türk televizyonunda Ayhan Sicimoğlu'nun hazırlayıp sunduğu Renkler programının bugünkü (26 Ocak 2008, Cumartesi) konusu ZEYTİN-ZEYTİNYAĞI. Saat 19.10'da yayımlanacak programda Edremit Festivali'nden izlenimler, röportajlar ve görüntüler yer alacak.

Programın tekrarı izlemek olanağı bulamayanlar için yarın (27 Ocak 2008 Pazar günü) 13.20'de.

Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları İspanya Yolcusu


25 Ocak 2008 Cuma

Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği, 27-31 Ocak 2008 tarihleri arasında dünyanın en büyük zeytin ve zeytinyağı üretici ülkesi İspanya’ya iş ve inceleme gezisi düzenleyecek. Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Başkanı Ali Nedim Güreli, dünyanın en büyük zeytin ve zeytinyağı üreticisi İspanya’da sektörün gelişimini ve sektörün aktörlerinin birbirleri ile ilişkilerini yerinde görmek istediklerini söyledi.

Türk Zeytinyağı İhracatçıları, yıllık 1 milyon 200 bin tonluk zeytinyağı üretimi ile dünya zeytinyağı üretiminin yüzde 51’ini tek başına karşılayan İspanya’ya iş ve inceleme gezisi düzenliyor. İspanya’nın Madrid, Sevilla ve Cordoba şehirlerini kapsayan seyahate Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu’nun yanı sıra, firma temsilcileri ve basından oluşan 30 kişilik bir grup katılacak.

İspanya temasları kapsamında İspanya Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği, İspanya Zeytin ve Zeytinyağı Tarım Satış Kooperatifleri Birliği başta olmak üzere İspanya zeytin ve zeytinyağı sektörünün sivil toplum kuruluşlarını ve İspanyol işletmeleri ziyaret edeceklerini belirten Güreli, “Zeytin ve zeytinyağı sektörünün asli unsurlarından olan kooperatifler ile zeytin ve zeytinyağı piyasalarındaki gelişmeleri görüşecek, kooperatiflerin İspanya’da sektörün diğer unsurları ile nasıl entegre olduğunu, sektörün gelişimine ne şekilde katkı koyduğunu sektörümüzün önemli firmalarının yöneticilerine ve kamuoyumuza göstermek istiyoruz. Bu temaslarımızın Türkiye’de de sektörün aktörlerinin birbirini daha kolay anlamasına katkı koyacağına inanıyoruz” şeklinde konuştu.

Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği’nin 27-31 Ocak 2008 tarihlerinde gerçekleştireceği İspanya seyahati sırasında, Türkiye’de zeytincilik sektörünün kabusu haline gelen ve işletmelerin büyük cezalarla karşı karşıya kaldıkları karasu sorununun İspanya’da sektör tarafından ne şekilde çözümlendiğine ilişkin İspanya Zeytin ve Zeytinyağı Tarım Satış Kooperatifleri Birliği Teknik Bölüm sorumluluları Javier Lara ve Teresa Perez Millan tarafından bilgilendirme yapılacak.

Friday, January 25, 2008

22 Ocak 2008 - TIM - Zeytindostu ve Bolgeler Toplantisi‏


Türkiye İhracatçılar Meclisi’nde 22 Ocak 2008’de düzenlenen toplantıda TİM Başkanı Oğuz Satıcı’nın başkanlığında Türkiye’de zeytin ve zeytinyağı sektörüne hizmet veren bölgelerin Ticaret ve Sanayi Odaları biraraya geldi. Satıcı toplantıda sektörün ayakta kalması ve gelecekte uluslararası pazarlarda söz sahibi olması gerektiğini söyleyerek “İç ve dış pazarda ürünlerimizin kabul görmesi için çalışmalar yapacağız. İç pazarda özellikle 17-19 Nisan 2008 tarihleri arasında Dünya Ticaret Merkezi’nde bu yıl 2’incisi düzenlenecek olan Anatolive fuarı 5-10 yıl sonra bölgenin sektörel merkezi olacak.
Zeytin-zeytinyağı dünyasında bir iddiamız var ise mutlaka bu fuarı yaşatıp, geliştirmemiz, bu kaleyi sağlam tutmamız ayrıca Anatolive’i uluslararası tanıtımın bir öğesi olarak da görmemiz gerekiyor.” diye konuştu.

TİM Başkanı Satıcı, “Anatolive bizim önem verdiğimiz bir fuar. Anatolive’in Asya-Avrupa-Afrika bölgesinde uluslararası bir ihtisas fuarı olmasını istiyoruz. Bu sektörden pay almak isteyen tüm bölgelerin bu fuara sahip çıkıp İstanbul ve yurtdışına taşıyacak şekilde güçlendirmesi gerekiyor. Ülkenin tümünü bir yerde kümelemek zorundayız.” diye görüşlerini açıkladı.

Sektörün vitrini Anatolive
Sektör içerisindeki birlik ve beraberliğe değinen Satıcı, “Burada yapacağımız tek şey, kendi aramızda birbirimizin ayağına çelme takmamak. Bu işler et ve tırnak gibidir. Birlik ve beraberlik içerisinde Türkiye’nin zenginleşme hedefleri içerisinde çalışmalıyız. İçerideki kavgaları bırakıp pazarlama konusunda ortak bir akılla hareket edelim. Herkes ayrı bir yerlerde olacağına fuar zemini üzerinde toplanıp yolumuza devam etmeliyiz. İleri de herkes bu fuardan bahsedecek.” diyerek &n bsp;“Vitrininize sahip çıkın.” önerisinde bulundu.

Uluslararası arenada hedef Çin
Satıcı, 23 eyaletten oluşan Çin’in 1 eyaletinde 40 milyon kişinin yaşadığını ve bu pazar için yeni açılımlar ve çalışmalar yapılması gerektiğini belirten Satıcı, mayıs ayında Shangay’da düzenlenecek olan Oil China fuarında da Türkiye zeytin ve zeytinyağı sektörünün sıkı bir şekilde organize olması gerektiğini kaydetti.
Zeytindostu Derneği Başkanı Metin Ölken, sektörün tek yumruk altında kendini ortaya koyması halinde yurtiçi ve yurtdışında ilerlemenin mümkün olacağını ifade etti.
Ezgi-A Fuarcılık Yönetim Kurulu Başkanı Seydali Gönel ise, Anatolive fuarının Zeytindostu hareketinin bir yansıması sonucu ortaya çıktığını hatırlatarak, “Fuarımız hem sektörel hem de ekonomi dünyasında ses getirdi. Tüm sektörün 2008 Anatolive fuarında yer alarak desteklemelerini istiyoruz. Çünkü bu tüm sektörün fuarı. Fuarı mız şu an da bir bebek ama bilirsiniz ki bebekler büyür ve gelişir. Biz bu bebeği hep birlikte büyütüp, geliştireceğiz.” şeklinde konuştu.

Aydın Focus Bölge’ye Talip, İzmir’den Finansal Destek
Bölgesel değerlendirmelerin yapıldığı toplantıda İzmir Ticaret Odası adına katılan Aykut Terzioğlu, Anatolive fuarına katılan üyelerine finansal olarak teşvik ettiklerini kaydetti. Fuarda yapılacak olan “FOCUS BÖLGE” etkinliğine Aydın Ticaret Odası ve Borsası da talip olduğunu belirtti. Türkiye İhracatçılar Meclisi’nde düzenlenen toplantıya TİM Başkanı Oğuz Satıcı, Zeytindostu Derneği Başkanı Metin Ölken, Ayvalık Ticaret Odası, Altınözü Zeytinyağı Derneği, Antakya Ticaret Odası, Aydın Ticaret Borsası, Aydın Sanayi Odası, Akhisar Ticaret Odası, İzmir Ticaret Odası, Burhaniye Zeytin Üreticileri Derneği, Burhaniye Ticaret Odası, Çanakkale Ticaret Borsası, Doğu Akdeniz Zeytin Birliği, Gemlik Ticaret Borsası, Kilis Ticaret ve Sanayi Odası, Orhangazi Ticaret ve Sanayi Odası başkan ve yetkililer düzeyinde katıldılar.

Doğu Akdeniz Zeytin Zirvesi Başladı


Cihan Haber Ajansı
25 Ocak 2008 Cuma

Doğu Akdeniz Bölgesi'ndeki gelişmekte olan zeytinciliğin sorunlarının tartışılacağı ve çözüm önerilerinin belirleneceği "1. Doğu Akdeniz Zeytin ve Zeytinyağı Zirvesi" başladı. Zirvenin kapanış oturumuna Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker de katılacak.
Adana Valiliği, Çukurova Üniversitesi ve Doğu Akdeniz Zeytin Birliği tarafından ortaklaşa düzenlenen "1. Doğu Akdeniz Zeytin ve Zeytinyağı Zirvesi" Çukurova Üniversitesi Mithat Özsan Amfisi'ndeki açılışında konuşan Vali İlhan Atış, kendisini zeytin ağacı yerine kattı.

Zeytin ağacının Akdeniz ikliminde yetişen ve 2 bin yıl kadar yaşayan en uzun ömürlü bitki olduğuna dikkat çeken Atış, bu zirvede alınacak kararların takipçisi olacağını, sivil toplum örgütlerinin de takip etmesini ve uygulanması için çalışma yapmalarını istedi.

Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak'ta zeytinciliğin gelişmesinin faydalı olacağına dönük konuşma yaptı.

Tarım Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar Genel Müdürü Masum Burak zeytinin tüm dünyada stratejik bir ürün olarak değerlendirildiğini söyledi.

Bu nedenle de üretimde, talepte ve ticarette önemli gelişmeler yaşandığını belirten Burak, "Türkiye coğrafi ve iklim olarak zeytin üretiminde alternatif bir ülke olması gerekirken bugün çok daha geride kaldı. Özellikle zeytin üretiminde dünya sıralamasında 2. olmamıza rağmen, zeytin yağı üretim ve pazarlamasında 200 bin tonla İtalya birinci, 100 bin tonla İspanya 2. ve biz 70 bin tonla üçüncü sırada yer alıyoruz. Son yıllarda Tunus ve Suriye'de önemli atak yaptı. Türk zeytinciliği Üniversite, Kamu ve Özel sektör işbirliği ile gelişecek. Biz Akdeniz Bölgesine özgü 2 ayrı zeytin çeşidi üzerindeki çalışmamızı tamamlamak ve sertifika almak üzereyiz." diye konuştu.

Adana İl Tarım Müdürü Abdullah Keskin ise özel idare destekli 2 milyon zeytin fidanı dağıttıklarını, bu yıl hedefin 750 bin, önümüzdeki dönemde ise 7 milyon zeytin fidanı dağıtmak olduğunu kaydetti.

Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Rektörü Prof. Dr. Alper Akınoğlu ise Ziraat Fakültesi bahçe bitkileri bölümünde yapılan zeytincilik çalışmaları hakkında bilgi verdi.

Çukurova yöresine özgü çeşitleri burada geliştirmek için faaliyette bulunduklarını belirten Akınoğlu, Marmara Bölgesi'nde ağaç başına 70-90 kilogram zeytin ürünü alınırken Çukurova Bölgesi'nde 25-40 kg ürün alındığına dikkat çekerek, fakülte olarak verimi ve kaliteyi arttırmak için çaba sarf ettiklerini söyledi.

Akınoğlu, ÇÜ teknopark çerçevesinde özel sektöre zeytin çeşidi üretme ve araştırma çalışması için yer tahsis edebileceklerini kaydetti.

Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ayzin Küden'de zeytin ve zeytin yağının önemini anlattı.

2 gün sürecek ve kapanışını Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in yapacağı Zeytin Zirvesi'ne Ege ve Marmara yöresinden kurum ve kuruluşlar ile Zeytinyağ Konseyi Temsilcisi, üniversitelerden bilim adamları, başta Tarım Bakanlığı, Devlet Su İşleri (DSİ), Orman Bakanlığı, Çukobirlik gibi kamu kurumlarının temsilcileri katılıyor.

Edremitli İşadamı Zeytin Karasuyunu Geri Dönüştüren Makine Üretti


Cihan Haber Ajansı
25 Ocak 2008 Cuma


Edremitli işadamı, zeytin karasuyunu çözerek "zeytin özü" üreten bir makine geliştirdi. Kale Grubu Başkanı Faruk Durukan tarafından Kale Natürel Ltd.Şti. tesislerinde yapılan makine, zeytinyağı üreticilerinin devamlı sıkıntısı olan ve çevreye zarar veren karasuyu faydalı hale getiriyor.
Zeytin özü üreten makinenin dünyada tek olduğunu, seri üretim için patent çalışmasının bitmesini beklediklerini belirten Durukan, "Dünyanın 3 bin yıllık problemi olan zeytin karasuyunu, doğanın tanıdığı hale çevirip çözüyoruz. Daha önce zeytin yaprağı çayı, zeytin yaprağı ekstraktı ve üzüm ekstraktı gibi birçok çalışmayla ülke ekonomisine katkı sağlayan şirketimiz, şimdi de karasuları nereye atacağını şaşıran ve binlerce YTL para cezası ödeyen yağ fabrikalarının problemini kökten halletti." dedi.

Sözkonusu makineyle zeytin karasuyunun yağ fabrikasından dışarıya atılmayacağını, ayrıca içindeki zeytin özünün çıkarıcağını anlatan Durukan, "Zeytin özü yeniden ayrıştırılarak ilaç, gıda, kozmetik ve hayvan yemi sanayilerinde kullanılabilecek. 100 kilogram zeytin karasuyundan, 5 kilogram zeytin özü çıkıyor. Bir fabrika, bu makine marifetiyle elde ettiği zeytin özünü, kilosu 10 YTL'den satabilecek. Bu da ülkemizde yıllık çıkacak 7 bin 500 ton zeytin özünden 75 milyon YTL gelir demek." şeklinde konuştu.

Makineyi denedikerini ve olumlu sonuç aldıklarını belirten Faruk Durukan, şu anda Türkiye Patent Enstitüsü tarafından incelendiğini kaydetti: "İnşâallah 20 gün içinde incelemeler bitecek ve makinemiz patentli bir biçimde üretilmeye başlanacak. Dünya üzerinde zeytin karasularıyla uğraşan bütün zeytinyağı fabrikalarında, Türk keşfi bu makineler kullanılacak. Daha önce de önemli çalışmalarımız sayesinde Nobel ödülüne aday gösterilmiştik, bu defa alacağımız kanaatindeyim."

Durukan, ilk müşterilerinin Tariş olduğunu belirterek, "Tariş hemen harekete geçti ve üretilecek ilk 50 makineyi kendi tesislerine kurdurmak istedi." dedi.

Thursday, January 24, 2008

Zeytincilerin sorunlarına TBMM araştırması


Yılmaz İŞEL
isel@olaygazetesi.com.tr
Bursa Olay Gazetesi
24 Ocak 2008 Perşembe


Önceden verilen önerge sayısı dörttü.
CHP Muğla Milletvekili Gürol Ergin`in verdiği önerge ile sayı beşe çıktı.
Bu önergeler birleştirildi ve Meclis Genel Kurulu`nda öngörüşmesi yapılarak; zeytin, zeytinyağı ve bitkisel yağların üretimi ve ticaretinde yaşanan sorunların belirlenmesi amacıyla Meclis Araştırması açılması kabul edildi.
Alınan karara göre; 16 milletvekilinden oluşan Meclis Araştırma Komisyonu üç aylık çalışma süresi içinde zeytin, zeytinyağı ve bitkisel yağ üreticilerinin sorunlarını dinleyecek, ardından da belirlediği önlemleri kapsayan raporunu TBMM Başkanlığı`na verecek.
Önergelerin öngörüşmesi sırasında Hükümet adına Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, CHP grubu adına Muğla milletvekili Gürol Ergin, AK Parti grubu adına Aydın milletvekili Ahmet Ertürk, MHP grubu adına Edirne milletvekili Cemaleddin Uslu, önerge sahipleri adına MHP Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman, AK Parti Manisa Milletvekili İsmail Bilen ve CHP Bursa Milletvekili Kemal Demirel Meclis Genel Kurulu`nda söz alarak görüşlerini açıkladılar.
Söz almalarına rağmen önerge sahiplerinden AK Parti Bursa Milletvekili Ali Koyuncu ve AK Parti Balıkesir Milletvekili Ahmet Edip Uğur ise sıra kendilerine geldiğinde Meclis Genel Kurulu`nda olmadıklarından konuşmalarını yapamadılar.

‘Bizlere ışık tutacak...`

Şimdi Meclis tutanaklarından yapılan bu konuşmaları özetle aktarmaya çalışacağım.

Cemil Çiçek: ‘Hükümet olarak bu Meclis Araştırması önergesini benimsiyoruz. Zeytinin, zeytinciliğin bizim kültürümüzde, ekonomik faaliyetlerimiz içerisinde önemli bir yeri vardır. Birçok vatandaşımız için de geçim kaynağıdır. Bu nedenle konuyla ilgili gelişmelerin değerlendirilmesi, sorunların tespit edilmesi ve sonuçların ortaya konularak çözümlerin belirlenmesi hiç şüphesiz icracılara, bizlere de ışık tutmuş olacaktır.`

Ahmet Ertürk: ‘Sektör himayeye muhtaç bir sektördür ve Hükümetimiz tarafından desteklenmektedir. Fidan, ihracat, kırsal kalkınma, damlama sulama destekleri ve üretim, ambalajlama, paketlemede vedilen hibe destekleriyle bizim zeytin üreticimize verdiğimiz destek daha önceki desteklerin katbekat üzerindedir.`

‘Tozlu raflarda bekliyor...`
Gürol Ergin: ‘Bu konu geçtiğimiz 22.Dönemde de burada görüşüldü. Komisyon kuruldu ve ciddi bir çalışma yapıldı. Çalışma yapılmakla kaldı. Hükümet bu konuda tek bir şeyin dışında hiç bir şey yapmadı. O yaptığı tek şey de 250 milyon lira olan verdiği teşviği Gemlik zeytin türünde 45 milyona indirmek oldu. Korkarım ki, bugün burada da Hükümetin ÔBen de destekliyorum` diyerek beraber kuracağımız komisyon yine ciddi çalışacak ama çok ciddiyetsiz bir biçimde orada ortaya konan sonuçlar raflarda kalacaktır. Bu Meclis için en önemli konulardan biri, bu araştırma önergelerinin gerektirdiğinin hükümetler tarafından mutlak surette gerçekleştirilmesidir. Eğer bu yapılmıyorsa ne Meclisi yormalı, ne insanımızı kandırmalıyız. Araştırma önergelerini falan da kabul etmemelisiniz. Çünkü sizin kabul ettiğiniz araştırma önergesinin sonuçları yalnızca tozlu raflarda bekliyor.`

Cemaleddin Uslu: ‘Önceki rapor biraz daha stratejik bir anlayışla yaklaşılmadığı sebebiyle görüşülememiştir. Bu sebeple bu çalışmaların yeniden ele alınması ve bu alanda belirlenen hedeflerin hangi kurum ve kuruluşlar tarafından nasıl yerine getirileceğinin ve bunun için yapılacak yasal düzenlemeler dahil alınacak önlemlerin tespit edilmesi bakımından bir Meclis Araştırması açılması grubumuz açısından da fevkalade önemli görülmektedir.`

İsmet Büyükataman: ‘Ülkemizde ürün alınan zeytin ağacı sayısında her yıl artış olmasına rağmen, zeytin üretim miktarında yıldan yıla farklılıklar yaşanmaktadır. Zeytin üretimindeki bu olumsuzluk zeytinyağı üretimine de yansımaktadır. Bu nedenle zeytinyağı sektörü ekonomimizde hak ettiği yere ulaşamamıştır. Bu sorunların aşılması ve konunun mutlaka belli bir proğrama oturtulması gerekmektedir.`

İsmail Bilen: ‘22.Dönemde bu komisyon kuruldu da ne oldu, komisyonun yaptığı çalışmalar tozlu raflarda bekliyor ifadesine katılmıyorum. Komisyonumuzun yaptığı çalışmalar faydalı, yararlı ve verimli olmuştur. Bakanlığımız raporumuzun sonuçlarından ciddi istifadelerde bulundu. Türkiye`de zeytin ağacı sayısı 2`ye katlandı. Tarım Bakanlığımız önceden olmayan desteklemeleri devreye soktu.`

Kemal Demirel: ‘Zeytin Türkiye`de hak ettiği yerde değil. Bu durumda onu üretenlerin de hak etmediği yerde olduğu gerçeği ortaya çıkıyor. Zeytin ve zeytinyağı konusunda hükümetler gelip geçse bile Türkiye`nin artık bu konuda bir devlet politikasına ihtiyacı var. Zeytin ve zeytinyağı araştırma komisyonu ayrı, diğer yağlarla ilgili komisyon ayrı olmalı. Çiftçilerimizin talepleri bu. Kooperatiflerin de, tüccarların da bu piyasada fiyat belirlerken sadece kendi başlarına değil, hükümetin de, devletin de burada söz sahibi olması lazım.`

Zeytinyağcıya müjde kara suyu arıtması için 3 proje hazır


Ayşegül Sakarya
Referans
24 Ocak 2008,Perşembe


Zeytinyağı üreticilerinin kabusu olan zeytin kara suyunun arıtılmasına yönelik çalışmalarda son aşamaya gelindi. Üç proje mart ayında görücüye çıkacak. Çevre Bakanlığı'nın kararı doğrultusunda pek çok noktada arıtma tesisi kurulması için çalışmalar başlayacak.

Zeytinyağı üretiminde ortaya çıkan kara suyun arıtılması için uzun yıllardır sürdürülen çalışmalarda son aşamaya gelindi. Çevre Yasası gereğince kara suyunu arıtamadığı için para, hapis hatta kapatma gibi ciddi yaptırımlarla karşı karşıya kalan zeytinyağı üreticileri artık rahat bir nefes alacak. Arıtma tesisi kurmak için M-U-T, Ebdel ve İstanbul Teknik Üniversitesi, Ege Üniversitesi Biyo Mühendislik Bölümü ve Arıtım Mühendisliği'nin ortak olarak üzerinde çalıştığı üç ayrı proje mart ayında Çevre Bakanlığı'nın onayına sunacak. Onay alınması durumunda pek çok noktada arıtma tesisi kurulması için çalışmaların başlaması bekleniyor.
Nisan 2006'da çıkan ve 2007 yılında uygulamaya konan yeni Çevre Yasası'nda zeytinyağı üretiminden ortaya çıkan kara suyun arıtılmadan çevreye atılması durumunda çok ciddi yaptırımlar getirildiğini bunun da firmaları ciddi sıkıntıya soktuğunu söyleyen Ege Bölgesi Sanayi Odası Zeytin ve Zeytinyağı Meslek Komitesi Başkanı Günizi Belevi, arıtma tesisi kurulmasına ilişkin çalışmaların en kısa sürede tamamlanması gerektiğini söylüyor. Belevi, "Bütün firmalar diken üstünde. Her an kapatmalar ve cezalar gelebilir. Bu yıl ve 2008 rekoltenin çok düşük olduğu bir yıl bu yüzden bu geçiş dönemi olarak kabul edilebilir. Ama 2009'da eğer yapılmazsa sektör büyük cezalarla darbe alabilir" diye konuştu.

İhracat için de önemli
Tüm firmaların arıtma tesisi kuracak maddi imkana sahip olmadığını söyleyen Belevi, Burhaniye'de 10 tane fabrikanın arıtma tesisi kurmak için güç birliği yaptığına dikkat çekti. Devletin fabrika kurulması için 175 bin YTL'ye kadar geri dönüşümsüz kredi verdiğini bunun arıtma tesisi kurulması için de verilmesi gerektiğini ifade eden Belevi, sorunun çözümü için Çevre Bakanlığı, Tarım Bakanlığı ve yerel yönetimlerin birlikte çalışması gerektiğine dikkat çekti. Mart ayında arıtma tesisi konusunda çalışmalar yapan firmaların çözümlerini Çevre Bakanlığı yetkililerine sunacağını aktaran Belevi, "Tüm firmaların yaptığı çalışmalar denetlenecek. Eğer yeterli görülürse bakanlık kararını verecek" dedi.
Arıtma tesisi konusunda iddialı firmalardan biri Avusturya kökenli M-U-T. Firmanın Türkiye temsilciğini M-C-T Makine, Çevre, Taşıma Teknolojileri yapıyor. Arıtma tesisine ilişkin projelerin ilgili çevre mevzuatı gereğince karasularını arıtmadıkları için çeşitli cezalara maruz kalan tüm sektör için hayati önem taşıdığına dikkat çeken Proje Koordinatörü Işıl Sakın, ayrıca arıtmanın ihraç yapan firmalar için de ayrı bir önem taşıdığını vurguladı. Sakın, AB'nin atık sularını arıtmayan üreticilerin ürünlerine ithalat yasağı koymayı planladığını dile getirdi.
M-U-T'un kullandığı ileri arıtma sisteminde suyun dere, toprak gibi ortamlara atılmasına imkan sağlanıyor. Sistemin ikinci büyük avanatajı ise fazla yer kaplamadığı için bir koyteyner içine yerleşebiliyor olması. Bu sistem farklı yerlerdeki fabrikalara ulaşma olanağı sunuyor. Zeytin kara suyunu arıtmak için her firmanın ayrı bir tesis kuramayacağını söyleyen Sakın, "Bu yüzden bölgesel projelendirme yaptık. Şu an geldiğimiz noktada bölgesel projelendirme çalışmalarımız tamamlandı. Bölgelerden talep geldiği takdirde sistemi hemen faaliyete geçirebiliriz" diye konuştu. M-U-T ayrıca tesisin kurulumundaki finansman konusunda farklı seçenekler sunuyor. Sakın, üreticilerin, isterlerse kooperatif, birlik veya organize sanayi bölgesi olarak bir araya gelerek tesisi satın alabileceklerini söyledi. Geliri yeterli olmayan firmalarla ortaklık yapabileceklerini aktaran Sakın, "Üçüncü alternatif ise yap-işlet modeli. Biz kendimiz yatırım yapıp aynı zamandı işletmeye de talibiz" diye konuştu. Tesis kurmak için bir çok firma ile görüştüklerini söyleyen Sakın, bir çoğunun bakanlığın ve üniversitelerin onayını beklediğini belirtti.

Tesis Zeytinli'de kurulacak
İstanbul Teknik Üniversitesi, Ege Üniversitesi Biyo Mühendislik Bölümü ve Arıtım Mühendisliği'nin üzerinde çalıştığı arıtma tesisinin ilkini Zeytinli'de kuracak. Tesisi eylül ayında tamamlamayı planladıklarını söyleyen Ege Biyomühendislik Bölümü Öğretim Görevlisi Erdinç İkizoğlu, tesisi Arıtım Mühendislik'in finanse edeceğini, Zeytinli Belediyesi'nin ise bir arazi tahsis edeceğini vurguluyor. Tesisi Zeytinli Belediyesi'nin arazisi üzerinde yap-işlet-devret modeliyle çalıştırmayı planladıklarını aktaran İkizoğlu, "Zeytinyağı fabrikalarından ise kara suyun bedeli oranında bir para alınacak. Bugün zeytinyağının kilosuna vurduğunuzda bu işin bedeli 20 kuruş gibi. Zeytinyağının kilosu şu anda 6 lira. Bu durumda firmaya bu işin maliyeti kilo başına 20-25 kuruş gibi rakam olacak" diye konuşuyor.

Edremit'te kaynak aranıyor
Arıtma tesisi konusundaki diğer projeyi ise Edremit Belediyesi'nin firması Ebdel ve İspanya'nın en büyük teknoloji firmalarından biri olan İncro yürütüyor. 2004 yılından bu yana arıtmaya yönelik çözüm geliştirmek için çalışmalar yürüttüklerini söyleyen Ebdel Genel Müdürü Salim Dönmez, 2006'da İncro firmasının bir ürününü getirdikleri ve sonuçta memnun kaldıklarını ifade etti. Edremit'te 10 fabrikaya yetecek kapasitede bir arıtma tesisine ihtiyaç duyduklarını ve bunun yaklaşık 1 milyon 500 bin euroya mal olduğunu aktaran Dönmez, "Ancak şu anda kaynak bulmakta zorlanıyoruz. Hazine'den kredi almak istedik. Ancak belediye şirketi olduğumuz için vermediler. Şu anda finansman bulmak için uğraşıyoruz. Finansman için bölgedeki 10 fabrikayla oturup karar vereceğiz. Bir şirket kurup kredi bulmaya çalışacağız" diye konuştu.
Ebdel'in kuracağı tesisi belediye işletecek. Firmalar ise arıttıkları kara suyun metreküpü başına bir bedel ödeyecekler. Dönmez, bu rakamın metreküp başına 3-5 euro arasında olduğunu söyledi. İncro'nun kullandığı sistemin buharlaştırarak arıtmaya dayandığını ifade eden Dönmez, "Bu sistemi seçmemizin nedeni Edremit'te jeotermal olması. Sudan da istifade edeceğiz. Aynı zamanda Incro'nun Türkiye mümesliğini yapacağız. Önümüzdeki dönemde bu sistemi uygun olan başka yerlere de yaymak istiyoruz" dedi.
Kara suyun çevreye atılması durumunda 26-60 bin YTL arasında para cezası ve 2 aydan 1 yıla kadar hapis cezası söz konusu olabiliyor. İki üç ikaza rağmen hala çözüm bulunmaması durumunda ise iş kapatmaya kadar gidiyor.

Ağaçlandırma Seferberliği


Metin GENÇOL
Orman Yüksek Mühendisi
Ege Orman Vakfı Genel Müdürü


Sizlere iki önemli konudan bahsetmek istiyorum. Birinci konu, Çevre ve Orman Bakanlığı’nın başlattığı Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Seferberliği. İkinci konu ise zeytin ağaçlandırmaları.

Küresel ısınmanın ve onun getirdiği iklim değişikliği etkilerini hepimiz yaşamaya başladık. Artık senaryo veya öngörü olmaktan çıkan küresel ısınma ile mücadelede bireysel olarak yapabileceklerimizin yanında bu süreci durdurmak için kurum ve kuruluşlara da önemli sorumluluklar düşmektedir. Henüz çok geç değil yeter ki şimdi harekete geçelim. Var olanı korurken, daha çok ağaç dikelim.

Bu düşünceden hareketle Çevre ve Orman Bakanlığı yurt çapında Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Seferberliği başlatmıştır. 2008’de başlayacak ağaçlandırma seferberliği ile 2.300.000 hektar (Trakya büyüklüğünde) saha 2012 yılına kadar ağaçlandırılacak.

4122 sayılı Milli Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Seferberliği Yasası, ağaçlandırma konusunda ticari işletmelere ve vatandaşlarımıza da sorumluluk vermektedir.

Doğaseverler ağaçlandırma seferberliğine Resmi Kurumlar yanında dileyenler Ege Orman Vakfı ile işbirliği yaparak da katılabilirler. Ege Orman Vakfı kurulduğu 1995 yılından bu güne kadar 4600 hektar alanda 7 milyon fidan dikerek kendini ispatlamış bir kuruluştur.

Ağaçlandırma Seferberliği kapsamında Torbalı-Arslanlar mevkiinde bulunan ağaçlandırma sahamızı doğaseverlerin desteği ile tesis etmeyi arzu ediyoruz. Kuruluşunuz adına koru veya orman oluşturabilirsiniz. 1.000-10.000 fidan arası koru, 10 bin fidan ve üstü orman olarak isimlendirilmektedir. 1.000 fidan ve üzeri fidan bağışlarında, arazide parsel başına bağışta bulunan kurum veya gerçek kişilerin isimleri yazılacaktır.

Ağaçlandırma çalışması İzmir Valiliği İl Çevre ve Orman Müdürlüğü-Ege Orman Vakfı arasında imzalanan 26/11/2007 tarihli protokole göre gerçekleştirilmektedir. Ağaçlandırma alanının genel büyüklüğü 1375 dekar olup, 200 bin fidan dikimi hedeflenmektedir. Ağaçlandırma alanında arazi hazırlığı tamamlanmak üzeredir. Hazırlık kapsamında toprak teraslanıp, yangın emniyet ve servis yolları yapılıp, otlatma zararlarının önlenmesi için sahanın çevresi dikenli telle çevrilecektir. Fidan dikim çalışmaları 15 Ocak 2008 tarihi itibari ile başlayıp, Mart ayında sona erecektir.

Fidanlar dikilmekle kalmayıp 5 yıl süreyle bakıma alınır. (kuruyan fidanlar değiştirilir, ot alma, çapalama işlemi gerçekleştirilir)

Zeytin ağaçlandırmasına farklı bir açıdan bakacağız.

Bozuk orman alanlarında zeytin ağaçlandırmasının yapılmasının önünde duran engeller aşılmalıdır. Bilindiği üzere 2003 yılına kadar bozuk orman alanlarında öncelikle yöre köylüleri, eğer onlar talip olmazsa müteşebbislerde zeytin ağaçlandırması yapabiliyordu. Ancak 2003 yılında Danıştay 8. Dairesi bir başvuru üzerine yürütmeyi durdurmuştur.

Bozuk orman alanlarından ne anlaşılıyor?

Bozuk orman alanları çeşitli nedenlerle vasfı bozulmuş ormanlar olup maki örtüsüyle kaplı veya yer yer açıklık karakterinde ot ve çalıyla kaplı sahalardır. Buralar Orman İdaresinin namzet orman ağaçlandırma sahalarıdır. Orman ağaçlandırmasında çoğunluk çam türleri, servi, akasya fidanları dikilir. Ekonomik amacı kağıtlık veya kerestelik ağaç yetiştirmektir. İşte bu alanlara toprak vasfı, arazi meyli, iklim şartları ve sulama şartları uygun ise zeytin dikilebilmelidir.

Maliye Bakanlığı’na ait olup orman vasfı taşımayan emsal alanlarda zeytin ağaçlandırması yapılabilmektedir.

Ege Orman Vakfı da 2002 yılında Menderes - Oğlananası’nda 900 dekarlık alanda 30.000 zeytin ağacından oluşan bir tesis yapmıştır.

Damlama sulama sistemi de kurulan zeytinlikten geçtiğimiz yıldan itibaren ürün almaya başlamıştır. Ege Orman Vakfı için ileride önemli bir gelir kaynağı olacak, dolayısıyla Ege Orman Vakfı amaçlarını daha kolay gerçekleştirecektir. Ormanların korunmasına ve orman ağaçlandırmasına önemli katkıları olacaktır.
Bu nedenle zeytin ağaçlandırmasının önünde duran engeller Çevre ve Orman Bakanlığı’nın, siyasi partilerin, üniversitelerin, gönüllü kuruluşların katkılarıyla kaldırılmalıdır.

Doğaseverler, Orman ağaçlandırması ve Zeytin ağaçlandırmasıyla ilgili daha fazla bilgiye 0 232 464 51 60 – 463 80 80 no.lu telefonlarımızdan ulaşabilirler.

DOĞU AKDENİZ BÖLGESİ, ZEYTİN & ZEYTİNYAĞI ZİRVESİ PROGRAMI


T.C.
ADANA VALİLİĞİ
DOĞU AKDENİZ BÖLGESİ, ZEYTİN & ZEYTİNYAĞI ZİRVESİ
25-26 Ocak 2008, Ç.Ü. Ziraat Fakültesi, Mithat Özsan Amfisi,Yüreğir/Adana



PROGRAM

1. GÜN (25 Ocak 2008 Cuma)

1. KAYIT (0830-09.00)

2. AÇILIŞ (09.00-09.10)

2.1. Dr. Mustafa TAN (Başkanlığında Divan Teşekkülü , Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı)

3. PROTOKOL KONUŞMALARI (09.10-09.40)

3.1. Abdullah Keskin (Adana İl Tarım Müdürü)
3.2. Prof. Dr. Ayzin Küden (Ç.Ü.Z.F. Dekanı)
3.3. Doç.Dr.Masum BURAK (TAGEM-Genel Müdür)
3.4. Prof. Dr. Alper Akınoğlu (Ç.Ü. Rektörü)
3.5. İlhan Atış (Adana Valisi)

4. HAKKIUSTA OĞULLARI TANITIMI (10.00-10.20)

5. 1. OTURUM (10.30-12.00)

5.1. Hüseyin Cahit ÇETİN(TARİŞ)
5.2. Ümit Bayram KUTLU (TÜGEM Bitkisel Üretim Daire Başkanı)
5.3. Aynur Danacı (Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçı Birlikleri, Şb. Md.)
5.4. Ahmet Atıcı (TTSMM, Müdür Yardımcısı)
5.5. Dennis McGee (ABD, Zeytinyağı Tedarikçisi)
5.6. Dr. Mustafa Tan (UZZK, Yönetim Kurulu Başkanı)

6. ARA (12.00-14.00) ÖĞLE YEMEĞİ

7. 2. OTURUM (14.00-15.30)

7.1. Refi TAVİLOĞLU (Marmara Birlik)
7.2. Dr. Yahya Laleli (Taylıeli Zeytin ve Zeytinyağı İşletmesi)
7.3. Dr. Mauro Amelio-Haldun ÇOŞKUN (İtalya Ulusal Zeytinyağı Tadımcılar Birlikleri Kimya Bölümü Bşk.)
7.4. Mümtaz Gökçebağ (Kimya Mühendisi)
7.5. Zihni Kepkep (Gaziantep Ziraat Odaları İl Temsilcisi
7.6. Ümmühan TİBET (Ege Gıda ve Endüstriyel Analiz)

8. ARA (15.30-16.00)

9. 3. OTURUM (16.00-17.30)

9.1.. Sadık Boltaç (Boltaç Zeytinyağları)
9.2.. Kasım BÖLER(ZEYMARK)
9.3.. Ülker DİKMELİK (Üretici)
9.4.. Metin ÖLKEN(Zeytin Dostu Derneği Başkanı)
9.5.. Ayhan AKPEK (Güvenal Zeytin ve Prina İşletmesi)
9.6.. Ahmet Selim Kantarcı (Ayvalık Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı)

10. 1. GÜN KAPANIŞI

2. GÜN (26 Ocak 2008 Cumartesi)

11. KAYIT ve AÇILIŞ (08.30-09.00)

12. 4. OTURUM (09.00-10.30 )

12.1 Ali ERGEZER (Tarsus Ziraat Odası Başkanı)
12.2 Prof.Dr.Ömer GEZEREL (Ç.Ü.Z.F., Bahçe Bitkileri Bölümü, Öğretim. Görevlisi)
12.3 Prof. Dr. Taner Alagöz (Ç.Ü.Z.F., Tarım.Yap. Sul. Bölümü, Öğretim Üyesi)
12.4 Prof.Dr. Sadettin BALOĞLU (Ç.Ü.Z.F., Bitki Koruma Böl., Öğretim Üyesi)
12.5 Doç. Dr. Serdar Satar (Ç.Ü.Z.F., Bitki Koruma Böl., Öğretim Üyesi)
12.6 Yrd.Doç.Dr. M.Taha ÖZKAYA (A.Ü.Z.F. Bahçe Bit. Bölümü Öğretim Üyesi)

13. ARA (10.30-11.00)

14. 5. OTURUM (11.00-12.30)

14.1 Ali Bermede (Üretici)
14.2 Prof. Dr. Faruk Emeksiz (Ç.Ü.Z.F. Tarım Eko. Bölümü Öğretim Üyesi)
14.3 Prof. Dr. Ahmet Canbaş (Ç.Ü.Z.F. Gıda Tek. Bölümü Öğretim Üyesi)
14.4 Yrd.Doç.Dr. Türkan KEÇELİ(Ç.Ü.Z.F. Gıda Tek. Bölümü Öğretim Üyesi)
14.5 Yrd.Doç.Dr. Fügen AZKAYA(G.Ü. T.F. Bölümü Öğretim Üyesi)
14.6 Ar.Gör. Mehmet Ulaş (Ç.Ü.Z.F., Bahçe Bitkileri Bölümü, Arş. Görevlisi)

15. SONUÇ BİLDİRGESİ (VALİLİK) (12.00-13.00) -(FİDAN DİKİM TÖRENİ)

16. KAPANIŞ

Wednesday, January 23, 2008

ZEYTIN VE ZEYTINYAGI SEKTORU BU AKSAM BIZ TV'DE MASAYA YATIRILIYOR‏

Biz TV’de Gazeteci Ahmet Kaplan’ın hazırlayıp sunduğu “İş Dünyası” isimli programda bu akşam (22 Ocak 2008, Çarşamba)saat 20.00’de Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Ali Nedim Güreli ve Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkan Vekili Emin Demirci konuk olacaklar ve sektördeki son gelişmeleri değerlendirecekler.

Zeytin ve Zeytinyağı Sektörü Temsilcileri Tim'de Buluştu


ZEYTİN VE ZEYTİNYAĞI SEKTÖRÜ TEMSİLCİLERİ TOPLANTISI NOTLARI:
Zafer ÖZER


22 Ocak 2008,Salı günü Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Sayın Oğuz Satıcı başkanlığında zeytin bölgelerinin oda, borsa ve belediye başkanlarının katılımıyla gerçekleştirilen Anatolive 2008 Hazırlık Toplantısı'nda sektörün sorunları ve çözüm önerileri masaya yatırıldı.

Tanıtım ve pazarlamaya ağırlık verilmesi konusunda görüş birliğine varılan toplantıdan bazı notlar:

OĞUZ SATICI (TİM BAŞKANI): Zeytin ve zeytinyağı için çok uzun bir yola çıktık. Dünya sahnesinde yer almaya çalışıyoruz. Pazara çıkmak için çok çaba harcadık, harcamaya devam ediyoruz. Bu yolda çok önemli destekler de aldık. Ancak sektörün sağlıklı gelişmesi için tartışmamız gereken konular var. Bu tartışmalar bizi kısa vadede sıksa bile bizi doğru yola götürecektir. Hiç kötü bir sektörümüz yok. Bütün sektörlerde doğru kanalları yakalamış durumdayız. Zeytin ve zeytinyağı sektörü de bu sektörlerimizden biri.Zeytinyağında iç tüketimi mutlaka artırmak zorundayız. Eğer bu sektörde öncülük edeceksek bu kültürü önce kendi mutfağımızda yaygınlaştırmak durumundayız. Türk mutfağının geliştirilmesi için başlatılmış çalışmalar var. Bizim de bu çalışmaların içinde yer almamız gerekir. Anatolive Fuarı sektör adına atılmış en önemli adımlardan biridir. Bu fuar 5-10 yıl sonra sektörün merkezi haline gelecektir. Bu fuarı yaşatmamız, büyütmemiz, bu kaleyi sağlam tutmamız lazım. Anatolive Fuarı'nı uluslararası pazarlama ve tanıtımın kümelenmesi olarak görmeliyiz.Çin Hindistan gibi hedef pazarlara da ağırlık veriyoruz. Çin için eyalet bazında özel bir çalışma yapıyoruz. Çin'deki 33 eyaletten 4 büyük eyaleti pilot bölge olarak belirledik. Bu eyaletler herbiri bir ülke büyüklüğünde. Örneğin birinin 40 milyon nüfusu var. Bu eyaletlerde özel çalışmalar yaparak zamanla tüm Çin pazarında etkin olabiliriz.Bizim koyduğumuz hedeflerin altı mutlaka dolacak, birbirimizin ayağına basmayalım yeter. Edremit'te ihracatçılarımız ve Tariş uzlaşma ve işbirliği mesajları verdiler bu çok önemli bir gelişme. Eski ezberler bitti.Koopertaifçilik için de yeni modeller geliştirmek ve dünyada çok iyi işleyen modelleri ülkemize uyarlamak zorundayız.Pazarlama noktasında ortak akılla hareket ederek başarıya ulaşabiliriz. Bunun da yolu Anatolive Fuarı'nın ta kendisi. Sektöre çok güçlü gruplar geliyor. Bu gelişme sektörün önünü açacak. Moralimizi ve motivasyonumuzu bozmayalım. Size rağmen bu sektör büyüyecek. İş kendi kendine yürüyor yani at sahipsiz koşuyor. Atın üstüne binmeliyiz arkasından koşmamalıyız. Küresel oyuncu olmak zorundayız. Pazar noktasına kilitlenmek zorundayız.

SEZAİ MADRA (AYVALIK ZEYTİN ÜRETİCİLERİ DERNEĞİ): Anatolive Fuarı sektörümüz için önemli bir kazanımdır. Devam etmesi bizleri memnun ediyor. Her türlü desteğe hazırız.

YAHYA AĞACIK (BURHANİYE TİCARET ODASI MESLEK KOMİTESİ BAŞKANI):Sektörün sorunlarını çözmek için sistem... sistem... sistem diyorum. Her alanda sistemli hareket etmeliyiz. Yoksa bu tartışmaları yıllarca yapmaya devam ederiz. Örgütlenmeye güç kazandırmak için Körfez'de Zeytin Üreticileri Konseyi'ni kuracağız. Dünyadaki diğer zeytin üreticisi ülkelerle temel problemlerimiz aynı ancak zeytin ülkeleri ikiye ayrılıyor: Sistemli ülkeler, sistemsiz ülkeler. Türkiye de sistemli ülkeler arasında yerini almalıdır.

METİN ÖLKEN (ZEYTİNDOSTU DERNEĞİ BAŞKANI): Son iki yıl içerisinde zeytinyağı ihracat açısından kan kaybediyor. Buna bu yıl zeytin de eklendi.Yeterli tanıtım yapılmadığı için iç piyasa gelişmiyor. Kalite ve tağşiş sorunlarımız var. Sektörde ciddi sıkıntılarımız var. Prim konusu acilen çözümlenmeli. 40 centlik prim ne oldu da 11 kuruşa düştü. Bütün sıkıntıların temelinde prim konusu yatıyor. Ana sorun üreticilerimizin sorunlarıdır. Prim konusunda gerekirse hep beraber yürüyelim. Bu bir isyan değil derdimizi anlatma yürüyüşü yapalım.

SERVET ERÖCAL (TİM GENEL SEKRETERİ): EXPO 2015'in İzmir'de yapılması için çalışıyoruz. Amblemimiz zeytin ağacı. Konusu ise Herkes İçin Sağlık. Anatolive başta olmak üzere tüm tanıtım etkinlerimizde EXPO'yu İzmir'e kazandırmak için ortak çalışmalar yapalım. Bugüne kadar yapılan EXPO sunumlarında zeytin zeytinyağı yer almamıştı. 31 Mart 2008 de verilecek karar öncesi yapılacak sunumda zeytin ve zeytinyağı da yer alacak.

AYDIN AKYÜZLÜ (AYDIN TİCARET BORSASI MECLİS BAŞKANI): AB ambargosunu delmeliyiz. Kota sorununu aşmalıyız. Dünya pazarlarının istediği türde üretim yapmalıyız. Çin'de her kişi bir tek zeytin tüketse 5 bin tonluk bir rakama ulaşılır ancak onların istediği zeytini onlara sunmalıyız. Aydın'ın Anatolive'de Focus Bölge olarak yer almasını istiyoruz.

MEHMET ÖZÇİLOĞLU (KİLİS TSO BAŞKANI): Önce kaliteyi yükseltmemiz gerekiyor. Bunun için de eğitim çalışmalarına ağırlık vermeliyiz.Tarım il müdürlükleri sık sık üreticiyi eğitici seminerler düzenlemelidir. Tağşiş mutlaka önlenmelidir. Zeytindostu Derneği'nden bölgemizdeki eğitim çalışmalarına ağırlık vermesini istiyoruz.Kilis'te ağaçlarımıza sahip çıkamadık. 20 milyon zeytin ağacımız vardı 2 milyona düştü. Sökülen zeytinlerin yerine bağ yapıldı. Şimdi yeniden zeytin dikimleri arttı. Tekrar böyle bir olayla karşılaşmamak için üreticimizi bilinçlendirmeli ve desteklemeliyiz.

ERCAN ÇERÇİOĞLU (AYDIN SANAYİ ODASI BAŞKANI): Aydın'da hızlı bir markalaşma süreci yaşanıyor. Her yıl yeni markalar çıkıyor. İlimizde 130 zeytinyağı üreticisi var. Bunların 30'u odamıza kayıtlı. Bu markalaşma atağı ile Aydın sektörde çok etkili bir konuma gelecek.Zeytinyağı tüketim alışkanlığını ilkokuldan başlayarak kazandırmalıyız. Türk insanı zeytinyağının faydalarını 50 li yaşlarda doktorundan öğreniyor. İnsanlarımızın tad dokusu bozulmuş. Gerçek zeytinyağı ile karşılaşınca beğenmiyorlar. Çünkü yıllarca zeytinyağı diye içinde eser miktarda zeytinyağı olan yağları yedirmişiz.

AYKUT TERZİOĞLU(İZMİR TİCARET ODASI): Başkanımız zeytin ve zeytinyağı konusuna özel bir önem veriyor. Bu nedenle Anatolive Fuarı'nın odamızın teşvik programına alındı. Odamıza kayıtlı üyeler Anatolive'e katıldıklarında ciddi oranda destek verilecek.

MEHMET DİLLİOĞLU(GEMLİK TİCAROT BORSASI BAŞKANI): TOBB'da tarım meclisi üyeliğine seçildim. Başkanlığını da Tariş Genel Müdürü Güngör Şarman yapıyor. Bu mecliste sektörün sorunlarını yoğun bir şekilde dile getireceğiz. Çalışmalar için sistematik altyapı sağlayacağız.

BÜLENT YARDIMCI(GAZETECİ): Böyle giderse zeytinin gidişatı fındık gibi olacak. Zeytin ve zeytinyağı neden pahalı. Zeytin bölgelerinde iyi zeytinyağı diye sabunluk zeytinyağlarını satıyor. Tüketicileri kandırıyorlar. Daha önce de yazdım şimdi de söylüyorum. Köy pazarlarında satılan zeytinyağlarını almayın. Markasız ambalajsız ürünleri almayın. Çünkü size saf zeytinyağı diye ne olduğu belli olmayan yağları satıyorlar..

SEYDALİ GÖNEL(EZGİ-A FUARCILIK A.Ş. YÖN. KURULU BAŞKANI): Zeytindostu Derneği'nin öncülüğünde başlattığımız Anatolive Avrasya Zeytin-Zeytinyağı ve Prosesleri Fuarı'nın ikincisini bu yıl İstanbul Fuar Merkezi'nde 17-19 Nisan 2008 tarihlerinde gerçekleştireceğiz. Her yıl gelişen fuarımız sektörün tek ihtisas fuarı olarak referans noktası ve tanıtım-pazarlama odağı haline gelmiştir. Anatolive'de bu yıl çok zengin bir program hazırladık. Fuar alanı dışında da tanıtım amacıyla Taksim'de bir şov yapmayı planlıyoruz.


TİM'den Çin ve Hindistan'da zeytinyağı tanıtım atağı

Referans
23 Ocak 2008, Çarşamba


Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), dış ticareti artırmak amacıyla zeytin ve zeytinyağı başta olmak üzere tüm sektörlere yönelik yurtdışı tanıtım faaliyetine hazırlanıyor. Tanıtım için öncelikli hedef ülkelerin Çin ve Hindistan olduğunu belirten TİM Başkanı Oğuz Satıcı, "Hazırlıklar daha yeni başladı. Çin'deki 23 eyaletten denize kıyısı olan 4 ana eyaleti pilot bölge seçtik. Bu eyaletlerden sadece birinin nüfusu 40 milyon. Eyalette sıvı yağ kullanımı çok ama zeytinyağı kullanımı az. Türk zeytinyağı sektörü için potansiyel bir pazar. Bunu bütün sektörler için düşünüyoruz" dedi. Zeytin ve zeytinyağı sektörü temsilcileri, dün Dış Ticaret Kompleksi'nde 2008 yılı faaliyetlerine ilişkin bir basın toplantısı düzenledi. Toplantıda konuşan TİM Başkanı Oğuz Satıcı, Türkiye'nin sahip olduğu 130 milyon adet zeytin ağacı ile dünyada ikinci, zeytin üretiminde İspanya'nın ardından ikinci, zeytinyağı üretiminde ise beşinci sırada yer aldığını söyledi.

'5 yılda 2. büyük pazar olabiliriz'
Türkiye'nin sahibi olduğu zeytin ağacı kapasitesi ile iç ve dış pazar satışlarını artırma potansiyeline sahip olduğunu vurgulayan Satıcı, "Türkiye özellikle zeytinyağı kullanımında 5 yılda dünyanın ikinci büyük pazarı haline gelebilir. TİM olarak tüm sektörlere yönelik tanıtım faaliyeti hazırlıyoruz. Bunun zeytin ve zeytinyağı sektörüne de katkısı olacak. Sektörün de artık kendi arasındaki kavgayı bir kenara bırakıp, hem Türkiye'de hem de dünyada ambalajlı ürün satışını nasıl artırabileceğini düşünmesi gerekiyor" diye konuştu.
Nisan ayında düzenlenecek Anatolive 2. Avrasya Zeytin, Zeytinyağı ve Prosesleri Fuarı ve Kongresi'nin, sektör için büyük önem taşıdığını kaydeden Satıcı, "Türkiye bu fuarı sahiplenirse, 10 yıl sonra bölgede zeytinyağında lider olur" dedi.

'İhracat rakamlarında iki yıldır kayıp var'
Toplantıda konuşan Zeytin Dostu Zeytin ve Zeytinyağı Derneği Başkanı Metin Ölken ise, özellikle kuraklık ve fiyat spekülasyonları nedeniyle son 2 yıldır sektör ihracatında kayıp yaşadıklarını, bu yıl iyi mahsulle moral kazanmaya çalışacaklarını söyledi. Kısa vadede ana hedeflerinin iç pazar olduğunu ifade eden Ölken, ancak tanıtım olmadığı için satış yapamadıklarını anlattı. Ölken, şunları söyledi: "Dış Ticaret Müsteşarlığı ve İhracatçı Birlikleri nezdinde kurulan Zeytin ve Zeytinyağı Komitesi ile tanıtıma hız verip bu sıkıntıyı aşacağız. Çünkü yıllık kişi başı zeytin ve zeytinyağı tüketimi halen bir kilonun altında. Sektörde en büyük sıkıntıyı üretici yaşıyor. Üretici primleri Avrupa Birliği'nin 20'de 1'i kadar. Genç ağaç sayısının artması da bizi sektörde iyi bir oyuncu haline getirebilir."


ZEYTİN VE ZEYTİNYAĞI SEKTÖRÜ TEMSİLCİLERİ TİM'DE BULUŞTU

İhlas Haber Ajansı
22 Ocak 2008 Salı


Zeytin ve Zeytinyağı Tanıtım Komitesi'nin resmen kurulduğunu duyuran Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Oğuz Satıcı, Çin ve Hindistan'da da eyalet odaklı tanıtım çalışmalarına başladıklarını belirtti.
Türkiye'nin dünya zeytin üretiminde İspanya'dan sonra ikinci, zeytinyağı üretiminde ise 5. sırada yer almasına rağmen, yıllık kişi başı zeytin ve zeytinyağı tüketiminin 1 kilogramın altında bulunması ve elinde bulunan potansiyeli yeterli ölçüde değerlendirememesi üzerine harekete geçen sektör temsilcileri tanıtım atağı başlattı. Sektörün kalitesi ile ulusal ve uluslararası pazarlarda lider konumuna gelebileceğine inanan zeytin ve zeytinyağı sektörü temsilcileri, TİM Başkanı Oğuz Satıcı ve Zeytindostu Derneği Başkanı Metin Ölken'in önderliğinde bir araya geldi. 17-18-19 Nisan tarihleri arasında Ezgi-A Fuarcılık tarafından İstanbul'da düzenlenecek olan Anatolive 2. Avrasya Zeytin, Zeytinyağı ve Prosesleri Fuarı & Konresi hakkında bilgi verilen basın toplantısında, sektörün yoğun olduğu bölgelerin sanayi ve ticaret odası başkanları, bu alanda faaliyet gösteren sektör temsilcileri, belediye başkanları ve dernek temsilcileri de hazır bulundu. Türk zeytin ve zeytinyağı sektörünün geleceğine yönelik tanıtım çalışmalarına ilişkin konuşan TİM Başkanı Satıcı, Türk zeytin ve zeytinyağı sektörünün geçmiş yıllarla kıyaslandığında çok önemli bir noktaya geldiğini ve sektörün gerek kalitesi, gerek verimliliği ile dünyada gelecek yıllarda lider konumlara gelebileceğini kaydetti. Sektörde zaman zaman anlaşmazlıklar yaşansa da ortak bir akılla bunların çözüleceğini hatırlatan Satıcı, "Sular tersine akmaz, kendi yatağında yolunu bulur. Belirlediğimiz vizyondan kopmadan işimize devam etmemiz gerekiyor. Sektör doğru sektör, yapılan iş doğru iş. Bu işi daha ileriye taşımak zorundayız" dedi.

ZEYTİN VE ZEYTİNYAĞI TANITIM KOMİTESİ KURULDU

Türkiye'nin zeytin ve zeytinyağında kalitesi ile önemli bir pazar olmasına rağmen tanıtım faaliyetlerinin yetersiz kalmasından dolayı hala istenilen noktalara gelinemediğine dikkat çeken Satıcı; deri, ayakkabı ve fındıkta olduğu gibi Zeytin ve Zeytinyağı Tanıtım Komitesi'nin de resmen kurulduğunu ve faaliyetlerine başladığını duyurdu. "Hedefimiz yurtdışının yanı sıra ürünlerimizin iç pazarda da talep görür ve tüketilir hale gelmesi" diyen Satıcı, şubat ayında tanıtım komitesinin yurt içi ve yurt dışı tanıtım faaliyetlerini başlatacağını anlattı.

Bu yıl 2.'si düzenlenecek olan Anatolive Fuarı'nın yakın zamanda uluslararası bir ihtisas fuarı olmasını hedeflediklerini belirten Satıcı, fuarlar kanalıyla yabancı müşterilerle direk temas sağlandığının altını çizdi. Başta zeytinyağı olmak üzere her sektör için Çin ve Hindistan'da 'eyalet' odaklı çalışmalara başladıklarını söyleyen Satıcı, "Çin konusunda başta zeytinyağı olmak üzere özel bir faaliyet başlattık. 23 eyalet ve 4 ana eyalette tüm sektörler için çalışma yapıyoruz. Bu eyaletlerden birinin 40 milyon nüfusu var. Burada oluşturduğumuz kümelenme ile hedefe kilitli pazarlama ve tanıtım faaliyetleri yapacağız" diye konuştu.

Zeytindostu Derneği Başkanı Metin Ölken ise, zeytin ve zeytinyağı sektörünün son birkaç yılını fiyat spekülasyonları ve kuraklık nedeniyle kan kaybederek geçirdiğini hatırlattı. Sektördeki en büyük sorunun üreticiye verilen 'destek primi' olduğunu savunan Ölken, şu anda 11 YKr olan prim bedelinin 1 YTL'ye yükseltilmesini isteyerek, "Gerekirse toplanıp, bunun için Ankara'ya yürüyelim" çağrısında bulundu.

Ezgi-A Fuarcılık Yönetim Kurulu Başkanı Seydali Gönel ise, fuarla ilgili bilgiler vererek, tanıtım amacıyla Taksim'de bir şov yapmayı planladıklarını söyledi.