Bekir Coşkun
17 Nisan 2011
Çocuğun elinde naylondan bir pilli kuş vardı…
Ben hiç bu kadar çirkin kuş görmemiştim…
Rengi mor metalik, gözleri kedi gözü, gagası akbaba, kuyruğu martı, kafası leylek, ayakları iki küçük tekerlek…
Uçacakmış gibi yapıyor…
Annesi çocuğa “Yere ko da gidiversin guşgun” diye seslendi… Çocuk kuşu yere koyup bekledi, kuşun kanatları kıpırdamadı…
Çocuk havaya kaldırıp kendisi koştu, ki kuş uçmuş olsun…
Pili bitmişti çünkü…
*
Cennet gibi bir manzara…
İlerde çam ormanı ile zeytin bahçeleri birleşiyor…
Karşı dağların üzerinde hâlâ kar var… Karlı zirvelerden inen derelerin iki yanında sevdalı söğütler sıraya girmiş, su içer gibi…
Köylerin çevresindeki tarlalar yemyeşil, kimisi kahverengi belli ki nadasta…
Arada akıl almaz güzellikte göller…
Uzakta Ege Denizi…
Cennet buralar…
*
Ama bu toprakların altında birçok maden var…
Maden avcısı şirketler buraların peşindeler, çoğunu parsellemişler… Aslında çevreyi koruması gereken Çevre Bakanlığı ruhsat vermiş, tarumar ediyorlar doğayı…
Misal; nikel çıkartılacak…
Nikel, pil üretimi için…
*
Madenleri işlemek ve ayrıştırmak için yılda yüz binlerce ton asit kullanılacak…
Asit ve diğer kimyasalların derelere karışması, göllerde toplanması, toprağı zehirlemesi kaçınılmaz…
Kazılan çukurlardan milyonlarca ton toprak, kaya, kil, çakıl çıkartılıp çevreye yığılacak…
Ve 400 bin ağaç kesilecek…
*
Kaz Dağları’ndan başlayıp, tüm Ege kıyılarındaki bu akıl dışı yıkımdan dolayı zaten göllerde ve ırmaklarda balık kalmadı sayılır…
13 kuş türü bölgeyi terk etti…
Kalanların ölülerini buluyor köylüler…
*
Kuşları öldüre öldüre yapılan pillerin takıldığı çirkin pilli kuşun kanatları kıpırdamıyor çocuğun elinde…
Pili bitti…
Yeni pil için doğadaki martıların, çullukların, flamingoların, balıkçılların, ördeklerin, kuğuların ölmesi gerek…
Ki çirkin pilli kuş uçacakmış gibi yapsın…
Akdenizli olununca zeytinle aşk başlıyor zaten. Zeytinsiz kahvaltı, zeytinyağlısız yemek olmuyor. Sadece yemek mi güzel olan? Ya kültürü!... Bu blog, aşkımız zeytin ve zeytinyağı ile bilgileri sizinle paylaşmak arzumuzdan doğdu. Koray & Hakkı Yazıcı e-posta : mhyazici@gmail.com
Monday, April 18, 2011
Tuesday, April 05, 2011
Zeytin geni…
Ali Ekber Yıldırım
Dünya
5 Nisan 2011,Salı
Gen kaynakları bir ülke için stratejik öneme sahiptir. Genetik kaynak olmadan yeni çeşit geliştirmek ve yeni çeşit olmadan da üretim artışı sağlamak olanaksız.Türkiye, gen kaynakları bakımından zengin bir ülke. Bu zenginliği kanıtlayacak önemli bir veri var. Avrupa’nın tamamında 12 bin çeşit tür tespit edilirken bunların 2 bin 400’ü endemik. Türkiye’de ise 12 bin 54 tür var. Bunun 3 bin 905’i endemik.Yani Türkiye’ye özgü.
Gen kaynaklarına sahip olmak kadar, korumak ve gelecek kuşaklara taşımak çok önemli. Bu amaçla gen bankaları kuruluyor. Ankara’da dünyanın 3. büyük gen bankası kuruldu. Daha bir yıl geçmedi. Adana’da Türkiye’nin ikinci büyük zeytin gen merkezi katlediliyor.
Buğday, arpa, nohut, mercimek, elma, armut, ayva, kayısı ve daha bir çok önemli bitkinin olduğu gibi zeytinin de anayurdu Anadolu’dur.
Binlerce yıl önce Anadolu’dan dünyaya yayılan zeytin, bugün anayurdunda adeta yok ediliyor.
Avrupa’nın tamamından daha zengin gen kaynaklarına sahip olan Türkiye, bir tarafta dünyanın 3. büyük gen bankasını kuruyor, diğer tarafta Adana’da Çukurova Üniversitesi’ndeki zeytin gen merkezindeki zeytin ağaçları 1 Nisan sabahı dozerlerle yok ediliyor. 1 Nisan şakası gibi.
Dozerlerin talan ettiği zeytin gen merkezinin bulunduğu alanın kullanım hakkı Çukurova Üniversitesi’ne ait. Adana Büyükşehir Belediyesi, 2008 yılında bu alana ilişkin imar değişikliği yapmış. Yapılan değişiklikle zeytin gen merkezine okul yapılması kararlaştırılmış.
Zeytin gen merkezinin gelecek kuşaklara aktarılması için yıllardır emek veren Çukurova Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ayzin Küden, dağ bayır demeden zeytin çeşitlerini bulmak için çalışan zeytin sevdalısı Dr. Mücahit Taha Özkaya ve daha pek çok kişi ve kurum yoğun çaba harcadı. Yaklaşık 3 yıldır bu gen merkezinin korunması gerektiğini, okul yapılacak başka bir alanın bulunabileceğini anlatmaya çalışıyorlar. Görüşü sorulan Tarım ve Köyişleri Bakanlığı da bu alanın zeytin gen merkezi olduğunu ve korunması gerektiğini bildiriyor. Yükseköğretim Kurumu Başkanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı’na söz konusu alanın milli servet niteliği taşıdığı, gelecek nesillere bırakılacak zeytin gen merkezi üzerinde yapılması planlanan okul inşaatının bu alanda yapımının önlenerek Bakanlıkça uygun görülecek başka bir yere inşa edilmesini söylüyor.
Bu görüşlerin hiçbiri dikkate alınmıyor. İnadım inat denilerek Adana Valiliği’nin emri ile sabahın kör vaktinde 386 zeytin çeşit ve genotipi olan zeytin gen merkezine dozerler girip ağaçları köklüyor. Gün ağarınca Çukurova Üniversitesi öğretim üyeleri, öğrenciler, duyarlı yurttaşlar dozerlerin önüne geçerek zeytin sökümünü şimdilik durdurmayı başarıyor. Fakat, kalan zeytinlerin sökülmeyeceği yönünde bir güvence yok.
Zeytinlerin sökülmesi sadece akla, bilime, mantığa değil, yasalara da aykırı. 5403 sayılı “Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu” kapsamında özel ürün ve mutlak tarım arazisi olan bu alanın amacı dışında kullanılması yasaya aykırı.
Zeytin ağaçlarının söküldüğü alana Adana Merkezli Özler Tarım tarafından 32 derslikli Fen Lisesi yapılacak. Kuşkusuz çok önemli bir proje. Fakat, yararlı bir iş yaparken daha yararlı bir işi yok etmenin anlamı ne?
Zeytin gen merkezi üzerine okul yapacak olan Özler ailesi eğitimin önemini bildiği kadar tarımın önemini, toprağın değerini bilen bir aile. Projeyi başka bir alanda uygulamaya koyması en doğrusu olacak. Yapacakları bu hizmetle hem genç beyinleri hem de binlerce yıllık zeytin gen kaynakları gelecek kuşaklara taşımış olacak.
Gen merkezinin kurtarılması için en başta Özler ailesi, üniversite, Milli, Eğitim Bakanlığı ve Adana Valiliği’nin uzlaşması ve okul için yeni bir alanın bulunması şart. Eğer gen merkezi yok edilirse bunun zararını sadece Adana ve Türkiye değil, insanlık görür.
Yazıyı tamamlarken kötü bir haber de Bursa’dan geldi.Bursa’nın Gürsu İlçesi Ziraat Odası Başkanı Kamil Dönmez’in anlattığına göre Bursa Hafif Raylı Sistem çalışmaları kapsamında yeni bir ihale yapılacak. Gürsu İlçesi’ne 7 kilometre yakınındaki İğdir Köyü’ne bir istasyon yapılacak. Hafif Raylı Sistemin uzatılacak bölümü birinci derecede tarım arazisi ve seraların yoğun olduğu bölgeden geçirilecek. Kamil Dönmez’ in söylediğine göre, bu hattan yararlanacak insan sayısı çok sınırlı. Yerleşim merkezine uzak. Fakat, 400 dönüm seraya ve Bursa Ovası’ndaki tarımsal üretime çok büyük zarar verecek. Otoyola yakın bir mesafeden geçirilmesi için yapılan öneri dikkate alınmamış. Daha önce otobanla talan edilen Bursa Ovası’na bir darbe de tren yoluyla vurulacak.
Ülkenin hemen her yerinde benzer çirkinlikler yaşanıyor. Tarım toprağını yağmalama, hoyratça kullanma alışkanlığı var. Tarım toprağı yok ediliyor. Tarımsal üretim yok ediliyor. Her şey ithal ediliyor. Bu işin sonu felaket. Bu işin sonu açlık. Bizden uyarması.
Dünya
5 Nisan 2011,Salı
Gen kaynakları bir ülke için stratejik öneme sahiptir. Genetik kaynak olmadan yeni çeşit geliştirmek ve yeni çeşit olmadan da üretim artışı sağlamak olanaksız.Türkiye, gen kaynakları bakımından zengin bir ülke. Bu zenginliği kanıtlayacak önemli bir veri var. Avrupa’nın tamamında 12 bin çeşit tür tespit edilirken bunların 2 bin 400’ü endemik. Türkiye’de ise 12 bin 54 tür var. Bunun 3 bin 905’i endemik.Yani Türkiye’ye özgü.
Gen kaynaklarına sahip olmak kadar, korumak ve gelecek kuşaklara taşımak çok önemli. Bu amaçla gen bankaları kuruluyor. Ankara’da dünyanın 3. büyük gen bankası kuruldu. Daha bir yıl geçmedi. Adana’da Türkiye’nin ikinci büyük zeytin gen merkezi katlediliyor.
Buğday, arpa, nohut, mercimek, elma, armut, ayva, kayısı ve daha bir çok önemli bitkinin olduğu gibi zeytinin de anayurdu Anadolu’dur.
Binlerce yıl önce Anadolu’dan dünyaya yayılan zeytin, bugün anayurdunda adeta yok ediliyor.
Avrupa’nın tamamından daha zengin gen kaynaklarına sahip olan Türkiye, bir tarafta dünyanın 3. büyük gen bankasını kuruyor, diğer tarafta Adana’da Çukurova Üniversitesi’ndeki zeytin gen merkezindeki zeytin ağaçları 1 Nisan sabahı dozerlerle yok ediliyor. 1 Nisan şakası gibi.
Dozerlerin talan ettiği zeytin gen merkezinin bulunduğu alanın kullanım hakkı Çukurova Üniversitesi’ne ait. Adana Büyükşehir Belediyesi, 2008 yılında bu alana ilişkin imar değişikliği yapmış. Yapılan değişiklikle zeytin gen merkezine okul yapılması kararlaştırılmış.
Zeytin gen merkezinin gelecek kuşaklara aktarılması için yıllardır emek veren Çukurova Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ayzin Küden, dağ bayır demeden zeytin çeşitlerini bulmak için çalışan zeytin sevdalısı Dr. Mücahit Taha Özkaya ve daha pek çok kişi ve kurum yoğun çaba harcadı. Yaklaşık 3 yıldır bu gen merkezinin korunması gerektiğini, okul yapılacak başka bir alanın bulunabileceğini anlatmaya çalışıyorlar. Görüşü sorulan Tarım ve Köyişleri Bakanlığı da bu alanın zeytin gen merkezi olduğunu ve korunması gerektiğini bildiriyor. Yükseköğretim Kurumu Başkanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı’na söz konusu alanın milli servet niteliği taşıdığı, gelecek nesillere bırakılacak zeytin gen merkezi üzerinde yapılması planlanan okul inşaatının bu alanda yapımının önlenerek Bakanlıkça uygun görülecek başka bir yere inşa edilmesini söylüyor.
Bu görüşlerin hiçbiri dikkate alınmıyor. İnadım inat denilerek Adana Valiliği’nin emri ile sabahın kör vaktinde 386 zeytin çeşit ve genotipi olan zeytin gen merkezine dozerler girip ağaçları köklüyor. Gün ağarınca Çukurova Üniversitesi öğretim üyeleri, öğrenciler, duyarlı yurttaşlar dozerlerin önüne geçerek zeytin sökümünü şimdilik durdurmayı başarıyor. Fakat, kalan zeytinlerin sökülmeyeceği yönünde bir güvence yok.
Zeytinlerin sökülmesi sadece akla, bilime, mantığa değil, yasalara da aykırı. 5403 sayılı “Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu” kapsamında özel ürün ve mutlak tarım arazisi olan bu alanın amacı dışında kullanılması yasaya aykırı.
Zeytin ağaçlarının söküldüğü alana Adana Merkezli Özler Tarım tarafından 32 derslikli Fen Lisesi yapılacak. Kuşkusuz çok önemli bir proje. Fakat, yararlı bir iş yaparken daha yararlı bir işi yok etmenin anlamı ne?
Zeytin gen merkezi üzerine okul yapacak olan Özler ailesi eğitimin önemini bildiği kadar tarımın önemini, toprağın değerini bilen bir aile. Projeyi başka bir alanda uygulamaya koyması en doğrusu olacak. Yapacakları bu hizmetle hem genç beyinleri hem de binlerce yıllık zeytin gen kaynakları gelecek kuşaklara taşımış olacak.
Gen merkezinin kurtarılması için en başta Özler ailesi, üniversite, Milli, Eğitim Bakanlığı ve Adana Valiliği’nin uzlaşması ve okul için yeni bir alanın bulunması şart. Eğer gen merkezi yok edilirse bunun zararını sadece Adana ve Türkiye değil, insanlık görür.
Yazıyı tamamlarken kötü bir haber de Bursa’dan geldi.Bursa’nın Gürsu İlçesi Ziraat Odası Başkanı Kamil Dönmez’in anlattığına göre Bursa Hafif Raylı Sistem çalışmaları kapsamında yeni bir ihale yapılacak. Gürsu İlçesi’ne 7 kilometre yakınındaki İğdir Köyü’ne bir istasyon yapılacak. Hafif Raylı Sistemin uzatılacak bölümü birinci derecede tarım arazisi ve seraların yoğun olduğu bölgeden geçirilecek. Kamil Dönmez’ in söylediğine göre, bu hattan yararlanacak insan sayısı çok sınırlı. Yerleşim merkezine uzak. Fakat, 400 dönüm seraya ve Bursa Ovası’ndaki tarımsal üretime çok büyük zarar verecek. Otoyola yakın bir mesafeden geçirilmesi için yapılan öneri dikkate alınmamış. Daha önce otobanla talan edilen Bursa Ovası’na bir darbe de tren yoluyla vurulacak.
Ülkenin hemen her yerinde benzer çirkinlikler yaşanıyor. Tarım toprağını yağmalama, hoyratça kullanma alışkanlığı var. Tarım toprağı yok ediliyor. Tarımsal üretim yok ediliyor. Her şey ithal ediliyor. Bu işin sonu felaket. Bu işin sonu açlık. Bizden uyarması.
Zeytincilik tarihine yolculuk...
04 Nisan 2011,P.Tesi
İON'LARDAN GÜNÜMÜZE ZEYTİNCİLİK TARİHİNE YOLCULUK.
AKDENİZ ÜLKELERİ ZEYTİN BİRLİĞİ GENEL BAŞKANI İLE TÜRKİYE ULUSAL ZEYTİN VE ZEYTİNYAĞI KONSEY BAŞKANI DİDİM'DE BİR ARAYA GELDİLER.AYDIN'IN DİDİM İLÇESİ'NİN İTALYAN KONUKLARI BİR DİZİ ZİYARET VE İNCELEMELERDE BULUNMAK ÜZERE ÜLKEMİZE GELDİLER.KONUKLAR DİDİM İLÇE MERKEZİ DAHİL OLMAK ÜZERE, BELDE VE KÖYLERİNDE BİR DİZİ ZİYARETLER GERÇEKLEŞTİRDİLER.KONUKLAR DİDİM ZİYARETİNİN SON GÜNÜNDE,TÜRKİYE'NİN İLK VE TEK AÇIK VE KAPALI ZEYTİNYAĞI MÜZESİNİ DOLAŞARAK, İON'LARDAN GÜNÜMÜZE UZANAN ZEYTİNCİLİK TARİHİNE TANIKLIK ETTİLER.
Aydın'ın turistik ilçesi Didim'in İtalyan konukları belde ve köy ziyaretleri de gerçekleştirdiler.Hafta sonunda Didim'e gelen İtalyan heyet,ilçenin yanı sıra bir dizi ziyaretler de gerçekleştirdiler.Heyet,Didim ziyaretinin son gününde birde sürprizle karşılaştılar.Dünya Akdeniz Ülkeleri Zeytin Üreticileri Birliği Genel Başkanı Enrico Lupi'ninde bulunduğu heyette, İtalya Zeytinyağı Şehirleri Birliği Kıdemli Başkan Yardımcısı Francesco Lombardo, İtalya Zeytinyağı Şehirleri Birliği Başkan Yardımcısı Antonio Savino Santarella ve İtalya Zeytinyağı Şehirleri Birliği Uluslararası İlişkiler Danışmanı Antonio Balenzano bulunuyor. İtalyan heyeti Didim'de Belediye başkanı Mümin Kamacı,Akbük Belediye başkanı Mehmet Erçin Sandalcı,Türkiye Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi başkanı Dr.Mustafa Tan,Didim Ziraat Odası başkanı Bahattin Gökdemir,Aydın Ziraat Odası başkanı Rıza Posacı,Germencik Ziraat Odası başkanı Ümmet Akın,İncirliova Ziraat Odası başkanı İhsan Ayaydın,Koçarlı Ziraat Odası başkanı Rıza Arslan,Kuyucak Ziraat Odası başkanı Kemal Emir,Nazilli Ziraat Odası başkanı Necdet İzgül yalnız bırakmadılar.heyet Aydın'ın ilk Organik Zeytinyağı işletmesi olan ARRAY'ı ziyaret ettikten sonra,Türkiye'nin ilk ve tek Zeytinyağı Müzesini gezdiler.Müzenin kurucusu turizmci Gürsel Tonbul'un 22 yıl emek vererek hazırladığı müzeyi gezen konuklar,İon'lardan günümüze uzanan zeytinyağı tarihine tanıklık ettiler.
1932 YILINDA İTALYA'DAN GETİRİLEN KONTİNİ SİSTEM ZEYTİNYAĞI MAKİNESİ DE VAR!!!
Organik sebze ve meyve üretimiyle de Kuşadası'nın ismini Dünya'ya duyuran müze sahibi Gürsel Tonbul,Zeytinyağını elde edebilmek için olmazsa olmazsa 3 unsurun ateş,su ve sıkma teknesi olduğunu söyledi.Açık ve kapalı müzede 1932 yılında İtalyanların bölgeye kazandırdıkları kontünü mekanik zeytinyağı makinesinden,1950'li yılarda insanların ayaklarıyla ezerek elde ettikleri sistemlere kadar zeytinyağı elde etme araçlarını bu müzede sergilendiğini söyledi.
Didim Ziraat Odası başkanı Bahattin Gökdemir,İtalyan konuklarına zeytin bahçeleri ve zeytinyağı fabrikalarını gezdiklerini söylerken,henüz resmi açılışı yapılmayan müze'nin kapısını ilk kez kendilerine açan Gürsel Tombul'a teşekkür etti.Dünya Akdeniz Ülkeleri Zeytin Üreticileri Birliği Genel başkanı Enrico Lupi'de,”Bu yaptığımız seyahat bizim için çok anlamlı ve güzel oldu.Türkiye'nin zeytinyağı ve zeytincilik açısından gerçeklerini gördük.Ayrıca iyi izlenimler edindik.Müze çok hoşumuza gitti” dedi.Dr.Mustafa Tan ise,”Bizde İtalyan ekibini burada ağırlamaktan son derece mutluyuz.Arkadaşlarla daha önceden tanışıyordum.Burada görmekten ayrıca mutlu oldum.İtalya Zeytin Belediyeler Birliği başkanı'nın bölgemizde olması önemli bir fırsattır.Türkiye zeytincilikte Dünya'da çok önemli yerlere hedefini koymuştur.Bu aşamada da İtalya gibi önemli bir zeytinci Ülkesi'nin hem İtalya'daki uygulamaları,hem de buradaki uygulamaları görüp, karşılaştırmak ve köprü oluşturmak anlamında büyük bir fırsattır.Biz bu tür çalışmaları son derece önemsiyoruz.Bu nedenle Didim Ziraat Odası başkanımızı kutluyorum.Bu ziyaretler çerçevesinde Türkiye'de Akdeniz Ülkeleri zeytincilik Birliğinin içerinde yer alacaktır” dedi
İON'LARDAN GÜNÜMÜZE ZEYTİNCİLİK TARİHİNE YOLCULUK.
AKDENİZ ÜLKELERİ ZEYTİN BİRLİĞİ GENEL BAŞKANI İLE TÜRKİYE ULUSAL ZEYTİN VE ZEYTİNYAĞI KONSEY BAŞKANI DİDİM'DE BİR ARAYA GELDİLER.AYDIN'IN DİDİM İLÇESİ'NİN İTALYAN KONUKLARI BİR DİZİ ZİYARET VE İNCELEMELERDE BULUNMAK ÜZERE ÜLKEMİZE GELDİLER.KONUKLAR DİDİM İLÇE MERKEZİ DAHİL OLMAK ÜZERE, BELDE VE KÖYLERİNDE BİR DİZİ ZİYARETLER GERÇEKLEŞTİRDİLER.KONUKLAR DİDİM ZİYARETİNİN SON GÜNÜNDE,TÜRKİYE'NİN İLK VE TEK AÇIK VE KAPALI ZEYTİNYAĞI MÜZESİNİ DOLAŞARAK, İON'LARDAN GÜNÜMÜZE UZANAN ZEYTİNCİLİK TARİHİNE TANIKLIK ETTİLER.
Aydın'ın turistik ilçesi Didim'in İtalyan konukları belde ve köy ziyaretleri de gerçekleştirdiler.Hafta sonunda Didim'e gelen İtalyan heyet,ilçenin yanı sıra bir dizi ziyaretler de gerçekleştirdiler.Heyet,Didim ziyaretinin son gününde birde sürprizle karşılaştılar.Dünya Akdeniz Ülkeleri Zeytin Üreticileri Birliği Genel Başkanı Enrico Lupi'ninde bulunduğu heyette, İtalya Zeytinyağı Şehirleri Birliği Kıdemli Başkan Yardımcısı Francesco Lombardo, İtalya Zeytinyağı Şehirleri Birliği Başkan Yardımcısı Antonio Savino Santarella ve İtalya Zeytinyağı Şehirleri Birliği Uluslararası İlişkiler Danışmanı Antonio Balenzano bulunuyor. İtalyan heyeti Didim'de Belediye başkanı Mümin Kamacı,Akbük Belediye başkanı Mehmet Erçin Sandalcı,Türkiye Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi başkanı Dr.Mustafa Tan,Didim Ziraat Odası başkanı Bahattin Gökdemir,Aydın Ziraat Odası başkanı Rıza Posacı,Germencik Ziraat Odası başkanı Ümmet Akın,İncirliova Ziraat Odası başkanı İhsan Ayaydın,Koçarlı Ziraat Odası başkanı Rıza Arslan,Kuyucak Ziraat Odası başkanı Kemal Emir,Nazilli Ziraat Odası başkanı Necdet İzgül yalnız bırakmadılar.heyet Aydın'ın ilk Organik Zeytinyağı işletmesi olan ARRAY'ı ziyaret ettikten sonra,Türkiye'nin ilk ve tek Zeytinyağı Müzesini gezdiler.Müzenin kurucusu turizmci Gürsel Tonbul'un 22 yıl emek vererek hazırladığı müzeyi gezen konuklar,İon'lardan günümüze uzanan zeytinyağı tarihine tanıklık ettiler.
1932 YILINDA İTALYA'DAN GETİRİLEN KONTİNİ SİSTEM ZEYTİNYAĞI MAKİNESİ DE VAR!!!
Organik sebze ve meyve üretimiyle de Kuşadası'nın ismini Dünya'ya duyuran müze sahibi Gürsel Tonbul,Zeytinyağını elde edebilmek için olmazsa olmazsa 3 unsurun ateş,su ve sıkma teknesi olduğunu söyledi.Açık ve kapalı müzede 1932 yılında İtalyanların bölgeye kazandırdıkları kontünü mekanik zeytinyağı makinesinden,1950'li yılarda insanların ayaklarıyla ezerek elde ettikleri sistemlere kadar zeytinyağı elde etme araçlarını bu müzede sergilendiğini söyledi.
Didim Ziraat Odası başkanı Bahattin Gökdemir,İtalyan konuklarına zeytin bahçeleri ve zeytinyağı fabrikalarını gezdiklerini söylerken,henüz resmi açılışı yapılmayan müze'nin kapısını ilk kez kendilerine açan Gürsel Tombul'a teşekkür etti.Dünya Akdeniz Ülkeleri Zeytin Üreticileri Birliği Genel başkanı Enrico Lupi'de,”Bu yaptığımız seyahat bizim için çok anlamlı ve güzel oldu.Türkiye'nin zeytinyağı ve zeytincilik açısından gerçeklerini gördük.Ayrıca iyi izlenimler edindik.Müze çok hoşumuza gitti” dedi.Dr.Mustafa Tan ise,”Bizde İtalyan ekibini burada ağırlamaktan son derece mutluyuz.Arkadaşlarla daha önceden tanışıyordum.Burada görmekten ayrıca mutlu oldum.İtalya Zeytin Belediyeler Birliği başkanı'nın bölgemizde olması önemli bir fırsattır.Türkiye zeytincilikte Dünya'da çok önemli yerlere hedefini koymuştur.Bu aşamada da İtalya gibi önemli bir zeytinci Ülkesi'nin hem İtalya'daki uygulamaları,hem de buradaki uygulamaları görüp, karşılaştırmak ve köprü oluşturmak anlamında büyük bir fırsattır.Biz bu tür çalışmaları son derece önemsiyoruz.Bu nedenle Didim Ziraat Odası başkanımızı kutluyorum.Bu ziyaretler çerçevesinde Türkiye'de Akdeniz Ülkeleri zeytincilik Birliğinin içerinde yer alacaktır” dedi
Subscribe to:
Posts (Atom)