Wednesday, May 27, 2009

4. ortak akıl ve güçbirliği toplantısı

27 Mayıs 2009,Çarşamba

Zeytin ve zeytinyağı sektöründe mevcut olan sorunlara ortak akıl oluşturarak çözüm yolları bulmak ve sektörde bir güçbirliği oluşturarak çözüm yollarını hayata geçirmek için yola çıkılan ortak akıl toplantılarının dördüncü adımı Adana Ticaret Borsası ev sahipliğinde 26 Haziran 2009 tarihinde Adana’da gerçekleştirilecektir.

İlk üç toplantıda öne çıkan başlıkların ele alınarak belirlenen gündem maddeleri üzerinde ortak akıl oluşturma çabaları ciddi katılımlarla devam etmektedir.

Adana’da, ilk toplantılarda yoğun olarak üzerinde durulan ve geliştirilerek oluşturulan çalışma komitesinin prim konusunda hazırladığı taslak model görüşe sunulacaktır. Ülkemizde yaşanan tağşişin ve üründe kalite sorununun değerlendirilerek uygulanabilir, kalıcı çözüm yollarının tartışıldığı 3. Ortak Akıl Toplantısı sonrasındaki gelişmeleri ve değerlendirmeleri Adana’da tekrar ele alınacaktır.

Aşağıda belirtilen gündem maddelerini görüşmek üzere moderatörlüğü Hasan Köşklü tarafından yürütülecek ve toplantının raportörüğünü ise Ülkü Ülken yapacaktır.

Tarih: 26 Haziran 2009 Cuma
Yer: Adana Ticaret Borsası
Gündem:
10.00-10.30 Kayıt ve Açılış
10.30-12.30 Çukurova Bölgesinde yetiştirilecek zeytinin ürün bazında değerlendirilmesi ve pazarlama sisteminin oluşturulması
13.00-14.30 Zeytin bahçesi tesisi yapılırken göz önüne alınacak faktörler ve fidan seçimi
14.45-15.15 Prim modelinin sunulması
15.15-16.00 Tağşiş ve kalite sorunu
16.15-17.00 Dilekler ve temenniler

Tuesday, May 26, 2009

Zeytinliklere dozerler girip maden arayacak

ZÜBEYDE YALÇIN
Sabah
26 Mayıs 2009,Salı


Meclis Tarım, Enerji ve Çevre Komisyonları'nın AK Partili başkanları, zeytinlik alanlarına fabrika kurulması ve maden aranabilmesine olanak tanıyan bir yasa teklifi hazırladı

AK Partili Meclis Tarım Komisyonu Başkanı Vahit Kirişçi, Enerji Komisyonu Başkanı Soner Aksoy ve Çevre Komisyonu Başkanı Haluk Özdalga'nın hazırladığı ve zeytinlik alanlarına fabrika, yenilenebilir enerji üretim tesisleri kurulması, maden çıkartılmasına olanak tanıyan yasa teklifi yeni bir tartışma başlattı. AK Partili üç komisyon başkanı Zeytincilik Yasası'nda değişiklik yapan bir teklif hazırlayıp AK Parti grubuna verdi. Hükümetin ve grubun onay vermesi halinde teklif önümüzdeki günlerde Meclis Başkanlığı'na gönderilecek. Mevcut Zeytincilik Yasası'na göre Zeytinlik sahaları içinde ve bu sahalara en az 3 kilometre mesafede zeytinyağı fabrikası hariç zeytinliklerin vegatatif ve generatif gelişmesine mani olacak kimyevi atık, toz ve duman çıkaran tesis yapılamıyor ve işletilemiyor. Bu alanlarda yapılacak zeytinyağı fabrikaları ile küçük ölçekli tarımsal sanayi işletmeleri yapımı ve işletilmesi Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'nın iznine tabi tutuluyor.

ELEKTRİK ÜRETİLECEK
AK Partili vekillerin hazırladığı teklif yasalaştığında Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'ndan izin almak kaydıyla zeytin ağaçlarına zarar vermeyecek şekilde her türlü teknik önlemi almış zeytinyağı fabrikaları, tarımsal sanayi işletmeleri, yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı elektrik üretim tesisleri ile diğer işletme ve tesisler yapılabilecek.

YASA ÇIKARSA AĞAÇLAR YOK OLUR
Türkiye Ziraatçılar Derneği Balıkesir Şube Başkanı Şenol Özcan, bölgelerinde asırlık zeytin ağaçlarının bulunduğunu belirterek böyle bir yasanın çıkmasının zeytinlikleri yok edeceğini söyledi. Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi Başkanı Mustafa Tan, maden ve ağacın hiçbir zaman barışık yaşamadığını, böyle bir düzenlemenin zeytinliklerin azalmasına neden olacağını kaydetti.

BU NE PERHİZ, NE LAHANA TURŞUSU
Adana Ziraat Odası Başkanı Süleyman Girmen ise, yasal düzenleme zeytinlik vasfını kaybetmemiş alanlar için de söz konusu olacaksa, hangi mantığa dayandığını anlayamadığını vurguladı. Girmen, "Be ne perhiz ne lahana turşusu. Ülkeyi zeytin zengini yapabilmek için teşvikler veriliyor. 'Türkiye'nin kurtuluşu bunda' deniyor, dönüyorlar maden arama...Bunu anlamak mümkün değil. Maden arama, fabrika derken arkasından imara açma gelir" diye konuştu.

AKSOY: 31 BİN MADEN SAHASI BİRKAÇ AĞAÇ İÇİN ÇALIŞAMIYOR
Teklif sahibi Kirişçi, teklif yasalaşırsa çevreye ve zeytin ağaçlarına zarar vermeyecek işletmelerin kurulmasına izin verileceğini söyledi. Soner Aksoy da, devletin ilgili birimlerinin 35 bin maden sahasını özelleştirdiğini, ancak bunlardan sadece 4 bin tanesinin çalışabildiğini belirtti. Aksoy, 31 bin sahanın Zeytincilik Yasası başta olmak üzere birkaç ağaç olduğu için çalışamadığını belirterek, "Teklifimiz maden sahalarının önünü açacak. Ama çevreye ve zeytinlere de zarar verilmeyecek. Türkiye'nin bir çok yerinden çam ağaçlarının altından maden çıkartılıyor" dedi.

En İyi Sızma Hilmi Efendi

26 Mayıs 2009 Salı

Bilimsel kriterlere göre yapılan tek zeytinyağı kalite yarışmasında birinciliği bu yıl Edremit’te “Hilmi Efendi” markasıyla üretim yapan Müderriszade Tarım Gıda Sanayi kazandı. Zeytindostu Derneği’nin düzenlediği “2. Ulusal Naturel Sızma Zeytinyağı Kalite Yarışması”na katılan 19 firmanın yağ numuneleri Aydın Ticaret Borsası Laboratuvarı’nda analize gönderildi. İlk elemeyi geçen yağlara, İtalya’da ONAOO laboratuvarlarında duyusal analiz yapıldı. Yarışmada birinciliği Edremit’ten “Hilmi Efendi” kazandı. İkincilik Selçuk’tan “Epheser” markasıyla Abu Hayat’ın, üçüncülük geçen yılın birincisi Edremit’ten “Selatin” markasıyla Selin Ertür’ün oldu. Zeytindostu Derneği Başkanı Metin Ölken, “Yarışma sonuçları tüm ülkeler tarafından dikkatle kabul görüyor” dedi.

Türkiye Uluslararası Zeytin Konseyi'ne Yeniden Üye Oluyor

CHA
22 Mayıs 2009


Türkiye, 1998 yılında ayrıldığı Uluslararası Zeytin Konseyi'ne (UZK) yeniden üye olmak için çalışmalara başladı.
Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi (UZZK) Başkanı Mustafa Tan, Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker'le yaptıkları görüşmede, üyeliğin Kasım 2009 tarihine kadar netleşeceğini söyledi.

Vinolive-6. Şarap, Zeytin, Zeytinyağı ve Teknolojileri Fuarı dolayısıyla İzmir'de bulunan UZK Dönem Başkanı Jamal Al Batsh ve UZZK Başkanı Tan, İzmir Fuar Alanı'nda bir basın toplantısı düzenledi.

Tan, Türkiye'nin kuruluşunda yer aldığı konseye yeniden üye olmasını istediklerini söyledi. Sektör olarak son 10 yıldır üyelik için mücadele verdiklerini belirten Tan, UZK Dönem Başkanı Batsh ve Bakan Eker'le görüştüklerini, hükümetin üyeliğe olumlu baktığını anlattı. Tan, üyelik için yol haritasının çizildiğini vurguladı.

Türkiye'nin UZK'ye üyeliğinin hükümetin ana konusu haline geldiğini ve üyelik yönünde karar alındığını belirten Mustafa Tan, "Yeniden üyelik Bakanlar Kurulu kararıyla olması gerektiği için süreç uzuyor. Bakan Eker konunun takipçisi olduğunu, Türkiye'nin UZK'ye üye olması için 2 defa İspanya'ya giderek yetkililerle görüştüğünü, hükümet olarak bu konuyu desteklediklerini açıkladı. Konunun Dışişleri Bakanlığı nezdinde incelendiğini, dosyanın oradan Başbakanlık'a gönderildiğini söyledi. Yeniden üyeliğin 2009 Kasım ayına kadar olması için yol haritası çizildi. Bakanlar Kurulu ve Meclis kararı alınıp kanunlaştırılması yönünde adım atıldı." dedi.

Zeytin ve zeytinyağı sektöründe ciddi bir şeyler yapılabilmesi için UZK'ye üye olunması gerektiğini belirten UZZK Başkanı Tan, UZK'nin tanıtım faaliyetlerinde çarpan etkisi bulunduğunu ifade etti.

Türkiye, kurucusu olduğu UZK'den üye aidatının yüksek olmasını gerekçe göstererek ayrılmıştı. Aidat oranları, üye ülkelerin üretim miktarına göre belirleniyor. Tan, Türkiye'nin yeniden üye olması durumunda yıllık 393 bin Euro aidat ödeyeceğini vurguladı.

UZK Dönem Başkanı Jamal Al Batsh ise konseyin halen 17 üye ülkesi bulunduğunu, Türkiye'nin yeniden üye olma girişimleriyle ilgili olarak dün Tarım ve Köyişleri ile Sanayi ve Ticaret bakanlıkları yetkilileriyle görüştüklerini ve olumlu izlenim elde edindiğini kaydetti.

Her 2 tarafın üyelik için olumlu yaklaştığını anlatan Batsh, "Türkiye'nin yeniden üye olmasını istiyoruz ve bekliyoruz. Görüşmelerde, üyelikle ilgili ilerleneceğinin işaretini aldık." diye konuştu.

Monday, May 25, 2009

Turkiye'nin UZK'ya yeniden üye olma şansı

Cumhuriyet
22 Mayıs 2009


İzmir- Uluslararası Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi (UZK) Dönem Başkanı Jamal Al Batsh, kuruluşunda yer aldığı konseyden 1998 yılında ayrılan Türkiye'nin yeniden üye olmasını istediklerini ve beklediklerini söyledi.


Vinolive-6. Şarap, Zeytin, Zeytinyağı ve Teknolojileri Fuarı nedeniyle İzmir'de bulunan Batsh, Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi (UZZK) Başkanı Mustafa Tan ile Kültürpark Fuar Alanında basın toplantısı düzenledi.UZK'nın halen 17 üye ülkesinin bulunduğunu belirten Batsh, Türkiye'nin konseye yeniden üye olma girişimleriyle ilgili dün Tarım ve Köyişleri ile Sanayi ve ticaret Bakanlığı yetkilileriyle görüştüklerini, pozitif izlenim elde ettiğini kaydetti.Her iki tarafın üyelik için olumlu yaklaştığını anlatan Batsh, ''Türkiye'nin yeniden üye olmasını istiyoruz, bekliyoruz. Yaptığımız görüşmelerde üyelikle ilgili ilerleneceğinin işaretini aldık'' diye konuştu.UZK'da geçen yıl kasım ayında yapılan toplantıda Türkiye'nin yeniden üyeliğinin gündeme geldiğini ifade eden Batsh, Türkiye'nin yol haritası konusunda çalışması gerektiğini sözlerine ekledi.

Hedef Kasım 2009

UZZK Başkanı Mustafa Tan ise UZK'nın kurucu üye ülkelerinden olan Türkiye'nin 1998 yılında hükümet kararıyla konseyden ayrıldığını, sektör olarak son 10 yıldır buraya yeniden üye olmaya çalıştıklarını anlattı.UZZK'nın 2007 yılında kurulduğunu ve çalışmaları yoğunlaştırdıklarını kaydeden Tan, UZK Dönem Başkanı Batsh ile dün Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker'le görüştüklerini dile getirdi

.Türkiye'nin UZK'ya üyeliğinin hükümetin ana konusu haline geldiğini ve üyelik yönünde karar alındığını belirten Tan, şöyle konuştu:''Yeniden üyelik Bakanlar Kurulu kararıyla olması gerektiği için süreç uzuyor. Tarım ve Köyişleri Bakanı sayın Eker, konunun takipçisi olduğunu, Türkiye'nin UZK'ya üye olması için 2 kez İspanya'ya giderek yetkililerle görüştüğünü, hükümet olarak bu konuyu desteklediklerini açıkladı. Konunun Dışişleri Bakanlığı nezdinde incelendiğini, dosyanın Dışişlerinden, Başbakanlığa gönderildiğini söyledi. UZK'ya yeniden üyeliğin Kasım ayında gerçekleştirilmesi için yol haritası çizildi. Bakanlar Kurulu kararı ve meclis kararı alınıp yasalaştırılması yönünde karar alındı.''

Zeytinciler, hükümetten destek bekliyor


Utku BOLULU
Hürriyet
22 Mayıs 2009


ULUSAL Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi Başkanı Mustafa Tan, 1998'de sektörün onaylamadığı, hükümetin aldığı kararla Uluslararası Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi (IOC) üyeğinden ayrılan Türkiye'nin 11 yıllık kaybı olduğunu söyledi.

Tan, “Zeytin ve zeytin yağıyla ilgili kitaplarda, uluslarası internet sitelerinde Türkiye'nin adı geçmiyor. 11 yılın kaybını bize kim verebilir? Tarım Bakanlığı ile Sanayi ve Ticaret Bakanlığı üyelikle ilgili isteklerimize samimiyetle yaklaştı. Biz Hükümetten de bu samimiyeti görmek istiyoruz” dedi.

İzmir'de süren Vinolive 2009 Zeytin, Zeytinyağı, Şarap ve Teknolojileri Fuarı'nın ikinci gününde Uluslararası Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi Başkanı Jamal Al Batsh ve Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi Başkanı Mustafa Tan basın toplantısı düzenledi. Tan, TBMM'deki çalışmaları nedeniyle Fuar açılışına katılamayan Tarım Bakanı Mehdi Eker'le, Türkiye'nin IOC üyeliği konusundaki görüşmelerinin sonucunu açıkladı. Fuar açılışından sonra Ankara'ya gittiklerini belirten Tan, Bakan Eker'in konunun takipçisi olduğunu ve üyelikle ilgili olarak 2 kez İspanya'de görüşmeler yaptığını söyledi. Tan, “Bakan Eker, hükümet olarak üyeliği desteklediklerini, kendisininde kişisel olarak çaba harcadığını bize iletti. Üyelikle ilgili Dışişleri Bakanlığı'nın inceleme dosyasının Başbakanlık'a gönderdiğini dile getiren Bakan Eker, Dişişleri Bakanı değişimi nedeniyle geciken işlemin tamamlanmasıyla konunun Bakanlar Kurulu'nda imzaya açılacağını da açıkladı. Bakan Eker'le 11 yıl içindeki kayıpları, neler yapılması gerektiğin konusunda da fikir alışverişinde bulunduk” dedi.

KASIM AYINDA ÜYELİK SÖZÜ

Tan, Tarım Bakanı Eker'le olan görüşmenin sonunda Haziran ayındaki IOC toplantısında gözlemci olarak katılınması üyelikle işlemlerin de Kasım 2009'daki toplantı öncesinde tamamlanmasına yönelik bir yol haritası çizdiklerini açıkladı. Tan, “Yani Kasım ayına kadar üyelikle ilgili işlemlerin biteceği sözü aldık. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı da 2010 yılı bütçesini IOC üyelik aidatıyla ilgili kaynak ayıracak” dedi.

Tan, 1998 yılında Türkiye'nin IOC'den ayrılma kararını sektörün onaylamadığını belirterek, “Ayrılma gerekçelerinden biri aidatın yüksek olmasıydı. Üyelik aidatı yüksek diye NATO'dan ayrılınır mı? BM üyesi bir kuruluştur. Her üyeye üretimiyle ilgili rakamları dikkate alarak geliştirilen bir formül uygulanarak aidat hesaplanıyor. Türkiye 393 bin Euro, Tunus 431 bin Euro, Cezayir 70 bin Euro, Libya 72 bin Euro, Irak ise 32 bin Euro aidat ödeyecek. Kaldı ki eğer Türkiye üyelikten çıkmasaydı, aidat hesaplama formülü farklı biçimde değişebilirdi” dedi.

Türkiye'nin üyelikten çıkma gerekçelerinden birinin de politika olduğunu belirten Tan, Güney Kıbrıs'ın üye olmasının da bu kararda etkili olduğunu dile getirdi. Tan, “Konsey'de siyaset etkili değil. Zeytinyağı politikaları etkilidir. IOC ülkelerin ve sofralarının tanıtımına büyük etki ediyor. Üretimi arttırmak için de ortaklaşa çalışmalar yapılıyor. Türkiye 11 yıldır bu gelişmelere dışardan bakıyor. Zeytin ve zeytin yağıyla ilgili kitaplarda, uluslarası internet sitelerinde Türkiye'nin adı geçmiyor. 11 yılın kaybını bize kim verebilir? Tarım Bakanlığı ile Sanayi ve Ticaret Bakanlığı üyelikle ilgili isteklerimize samimiyetle yaklaştı. Biz Hükümet'ten de bu samimiyeti görmek istiyoruz” dedi.

İHRACATI ARTTIRMA HEDEFİ

Tan, kayıp 11 yılın pazarlığını yaparak üye olacaklarını belirterek, üyelikten ayrılırken sektöre aidat bedelinin tanıtım faaliyetlerinde kullanılacağının söylenmesine karşın bunun gerçekleşmediğini söyledi. Tan,“Yaklaşık olarak yıllık 400 bin Euro'dan 11 yılda 4 milyon 400 Euro kullanılmalıydı. Dış Ticaret Müşteşarlığı genel tanıtımda kullanmış olabilir. Ancak, bu kaynak ülke içinde hiç kullanılmadı. Zeytin ve zeytinyağının ülke içindeki tanıtımı eksik kaldı. Bugün biz Şampiyonlar Ligi'nde yokuz. Kendimiz çalıyoruz, kendimiz oynuyoruz” dedi. Tan, üyelikten sonra doğru delegasyon, biraz da yetenekle tanıtım, ilişkilerin geliştirilmesi sonucu 2014'de bugün 50 bin ton olan sofralık zeytin ihracatının 200 bin ton, 70 bin ton olan 300 bin tona yükseltmeyi hedeflediklerini söyledi.

IOC TÜRKİYE'Yİ BEKLİYOR

Uluslararası Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi Başkanı Jamal Al Batsh ise Türkiye'nin üyeliğe geri dönüşünün Konsey için önemli bir adım olduğunu belirterek Akdeniz ülkeleri arasında sadece Türkiye'nin dışarda kaldığını belirtti. IOC'nın 17 üyesi olduğunu, ancak içinde 27 ülke barındıran Avrupa Birliğini Konsey'de tek üye olarak yeraldığını söyleyen Al Batsh, Tarım Bakanı Mehdi Eker'i üyelikle ilgili istekli görmekten memnun olduğunu, Türkiye'yi beklediklerini söyledi. Basın toplantısının ardından Vinoline 2009'da “Bahçeden Sofraya Dünyada ve Türkiye'de Zeytincilik” konulu panel yapıldı. Panelde, IOC Başkanı Jamal Al Batsh, Konsey'in önceki dönem başkanlarından Ahmet Çetinbudaklar, Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Başkanı Mustafa Tan, Gazeteci Nedim Atilla, Dr. Eren Akçicek ve Prof. Dr. Semih Ötleş konuşma yaptı.

Zeytinin Ölüm Fermanı

Evrensel
23 Mayıs 2009,C.tesi


Zeytincilikle alakası olmayan vekiller, zeytin tarımını yok etmek için
yasada değişiklik yapmak istiyor.

Anayasa Mahkemesi'nin 5177 sayılı Maden Yasası'nın bazı maddelerini
iptal etmesinin ardından maden tekelleri yeni arayışlara girdiler.
Hükümet üzerinde yoğun bir baskı oluşturdukları bilinen madenci
lobisi, Anayasa Mahkemesi'nin bu kararını adeta önlerine gelen bir
fırsat gibi değerlendirme çabası içerisinde. Maden lobilerinin ilk
hedefleri ise yıllardır bir türlü aşamadıkları Zeytincilik Kanunu.

Bir grup milletvekili, Zeytin Yasası'nda değişiklik yapılması için 6
Mayıs 2009'da TBMM Başkanlığı'na teklif verdi. Teklif, Tarım Komisyonu
Başkanı AKP Adana Milletvekili Vahit Kirişçi, AKP Adana Milletvekili
Haluk Özdalga ve AKP Kütahya Milletvekili Soner Aksoy tarafından
verildi. Teklifi veren milletvekillerinin seçildikleri kentlerin
hiçbirinde zeytincilik yapılmaması da dikkat çekici. Yasadaki
değişikliğin kılıfının ise Bornova Zeytincilik Araştırma Enstitüsü
bünyesinde gerçekleştirilmesi düşünülen bir proje olması planlanıyor.

ZEYTİNİN ÖLÜM FERMANI

Hayat Televizyonu'nda yayınlanan Çepeçevre Yaşam programının
Zeytincilik Kanunu'nda yapılmak istenen bu değişiklikle ilgili
çekimlerine katılan Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi (UZZK) Yönetim
Kurulu Üyesi Murat Narin, değişiklik önerisinin anayurdu Anadolu olan
zeytinciliğin Türkiye'deki ölüm fermanı olduğunu söyledi.

Narin, gelinen noktanın ülkenin son yıllardaki yağma, işgal ve talanı
ile ilgili olduğuna dikkat çekti.

ÖNERİ 5-6 SATIRLIK AMA...

Madencilerin Maden Kanunu'nu yeniden çıkarmak gibi bir kaygı içerisine
girdiklerini aktaran Narin, Zeytincilik Kanunu'nu değiştirmek
istemelerinin de bu düşüncenin bir ürünü olduğunu söyledi.
Türkiye'deki madencilerin lobisi olan Madencilik Sektörü Başkanlar
Konseyi Birliği'nin Tarım Bakanlığı'na, "eğer madenler işletilecek
olursa bunun zeytinlik alanlara toz-toprak vs. etkisinin bilimsel
olarak araştırılması" gibi bir proje ile gittiğini aktaran Narin,
bakanlığın da bunu 'gereğinin yapılması için' Bornova Zeytincilik
Araştırma Enstitüsü'ne havale ettiğini kaydetti. Enstitüde yapılan
toplantıya katılan Narin şunları söyledi: "Bornova Zeytincilik
Enstitüsü, zeytinciliğin ortadan kaldırılması gibi stratejik bir
planın parçası yapılmak isteniyor. Toplantıda UZZK olarak bunun
tartışılmasının dahi bilimin varlık nedenleri ile çelişeceğini
söyledik" diye konuştu. Bu yasa değişikliğine TARİŞ, Marmara Birlik
gibi önemli zeytinci kurumların da karşı çıktığını dile getiren Narin,
"Türkiye'deki zeytinciliğin idam fermanıdır bu 5-6 satırdan oluşan
değişiklik tasarısı" dedi.

EGE ZEYTİNCİLİK BÖLGESİ OLMALI

Programın bir diğer konuğu ise halen zeytincilikle uğraşan Bergama
eski Belediye Başkanı Sefa Taşkın idi. Zeytinyağının insan sağlığı
üzerindeki olumlu etkisinin bilimsel olarak kanıtlandığını söyleyen
Taşkın, bu gerçeklik göz önündeyken ülkedeki zeytinciliğin önüne
engeller çıkartılmasını 'son derece saçma' olarak yorumladı. Taşkın,
zeytinciliğin ülkeye ekonomik olarak da çok önemli bir girdi
sağladığını kaydederek, yasada yapılmak istenen değişikliğin 'bindiği
dalı kesmek' anlamına geleceğini söyledi. Taşkın, "Ege ve ülkemiz bir
zeytin bölgesi olmalıdır. Zaten tarihten bu yana böyleydi ve zeytinin
anavatanı da buralardır" dedi.

YASANIN ŞİMDİKİ HALİ

"Zeytinlik sahaları içinde ve bu sahalara en az 3 kilometre mesafede
zeytinyağı fabrikası hariç zeytinliklerin vegatatif ve generatif
gelişmesine mani olacak kimyevi atık bırakan, toz ve duman çıkaran
tesis yapılamaz ve işletilemez. Bu alanlarda yapılacak zeytinyağı
fabrikaları ile küçük ölçekli tarımsal sanayi işletmeleri yapımı ve
işletilmesi Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'nın iznine bağlıdır."

YASADA DEĞİŞİKLİK TEKLİFİ

"Zeytinlik sahaları içinde ve bu sahalara en az 3 kilometre mesafede,
zeytinliklerin bitkisel gelişimini ve çoğalmalarını engelleyecek tesis
yapılamaz ve işletilemez. Ancak bu sahalarda Tarım ve Köyişleri
Bakanlığı'ndan izin almak kaydıyla zeytin ağaçlarına zarar vermeyecek
şekilde her türlü teknik önlemi almış zeytinyağı fabrikaları, tarımsal
sanayi işletmeleri, yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı elektrik
üretim tesisleri ile DİĞER İŞLETME VE TESİSLER yapılabilir ve
işletilebilir."

Thursday, May 21, 2009

Zeytinde 'var yılı' ihracatta hüsrana dönüştü

Referans-İzmir
21 Mayıs 2009,Perşembe


Zeytinde 'var yılı' olarak değerlendirilen 2006-2007 sezonunun 1 Kasım-28 Şubat tarihleri arasında yaklaşık 23 bin tonluk zeytinyağı ihracatı yapılırken, 2008-2009 sezonunun aynı döneminde ise ihracat 12 bin tona geriledi.

Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Başkanı Ali Nedim Güreli, zeytinyağı ihracatının ve gelirinin bir önceki sezona göre yarı yarıya azaldığını söyledi. Sektörde "var yılı" olarak değerlendirilen 2006-2007 sezonu, 1 Kasım-28 Şubat tarihleri arasında yaklaşık 23 bin tonluk zeytinyağı ihracatı yapıldığını ve 73 milyon 227 bin dolarlık gelir elde edildiğini belirten Güreli, 2008-2009 sezonu aynı döneminde ise ihracatın 12 bin tona, gelirin de 37 milyon 446 bin dolara gerilediğini açıkladı.
Güreli, bu gerilemenin başlıca nedenlerinin, dünyadaki tarım maliyetlerinin Türkiye'deki maliyetlerden daha düşük olması ve özellikle AB ülkelerinde çiftçilere verilen destek oranlarının Türkiye'ye göre yükseliği olduğunu kaydetti. AB'nin zeytinyağında Türkiye'ye uyguladığı yüksek tarifelerin de bu düşüşte etkili olduğunu vurgulayan Güreli, "Ayrıca, AB'nin, AB dışında kalan bir takım büyük üretici ülkelere verdiği tavizler ve AB içinde uygulama bulan ancak ülkemiz mevzuatında yer almayan 'zeytin-zeytinyağında dahilde işleme rejimi' yapısal nedenler başlığı altında gösterilebilir" dedi.
Dünyayı etkisi altına alan küresel ekonomik krizin de zeytinyağı ihracatındaki düşüşte etkili olduğunu belirten Güreli, geride bırakılan sezon ile içinde bulunan sezonda üreticinin elindeki malı satmayı umduğunu, fiyatların genel olarak dünyadaki ortalama fiyatların üzerinde kaldığını söyledi. Güreli, "İhracatçı bu fiyatın üzerinde yurtdışında kendine yeterli düzeyde zeytinyağı pazarı bulamıyor. Kurların sezon sonlarına kadar çok düşük düzeylerde seyretmesi, son dönemde ise krizin dünya ölçeğinde yayılması ve talebin düşmesi de konjonktürel nedenler olarak sıralanabilir" diye konuştu.

Döner sermaye kesintisi maliyetleri artırıyor
Son 3 yıldır kötü bir dönem geçiren zeytinyağı ihracatçısının "işler düzelecek" beklentisine girdiği bir dönemde döner sermaye kesintisi ile karşı karşıya bırakıldığını vurgulayan Güreli, döner sermaye kesintisinin maliyetleri artırdığının altını çizdi. Güreli, Dış Ticaret Müstesarlığı'nın (DTM) Nisan 2009'da ihracatı standarda tabi gıda ürünlerinde döner sermaye kesintisine başladığını belirterek, "Eğer Türk malı ihraç ediyorsanız beyanname başına 50, laboratuvar analizi başına 150 TL kesinti yapılıyor. Uygulama küçük ihracatçıyı vurdu" açıklamasında bulundu. Güreli, döner sermaye uygulaması ile yapılan kesintinin ihracatta devletin DTM kanalıyla 'Türk malı' imajını yurtdışı pazarlarda yerleştirmek için verdiği destek tutarını aştığını vurguladı. Döner sermaye uygulamasında, Türk malı desteğinden daha fazla kesinti yapıldığını anlatan Güreli, "Bu uygulama içinde yaşadığımız kriz ortamında hiç hoş olmadı. Kesintiye son verilmeli" diye konuştu.

VINOLIVE sektörün buluşma noktası
Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Başkanı Ali Nedim Güreli, "Şarap, Zeytin, Zeytinyağı ve Teknolojileri Fuarı'nın (VINOLIVE) sektörü buluşturduğunun altını çizerek, "Biz zeytin ve zeytinyağı ihracatçıları olarak sektör adına yapılan her olumlu etkinliği destekliyoruz. Yıldan yıla üretimi genişleyecek olan zeytin ve zeytinyağında bu tür fuarların sektörü bir araya getirdiği gibi üretimin pazarlanması konusunda da fayda getireceğini ümit ediyoruz. Zeytin ve zeytinyağında önümüzdeki sezonun iyi bir sene olacağına inanıyoruz" dedi.

Zeytinyağı ve Şarap Fuarı'na rekor sayıda yabancı bekleniyor

Mete Tamer Omur
Referans
21 mayıs 2009,Perşembe


İZFAŞ tarafından bu yıl 6'ıncısı düzenlenen 'Şarap, Zeytin, Zeytinyağı ve Teknolojileri Fuarı'na 12 ülkeden katılımcı, 20'yi aşkın ülkeden ise ziyaretçi bekleniyor. Fuara 150 sektör profesyonelinin katılacağını söyleyen İZFAŞ Genel Müdürü Doğan İşleyen, 'Bunların 50'si yabancı' dedi.

Üzümün ve zeytinin anavatanı Anadolu'nun ürün çeşitliliğini sergilemek ve Türk firmalarının global pazardaki rekabet güçlerini artırmasına destek olmak amacıyla, İZFAŞ tarafından bu yıl 6'ıncısı düzenlenen "Şarap, Zeytin, Zeytinyağı ve Teknolojileri Fuarı"na (VINOLIVE) rekor sayıda yabancı katılacak.
Bugün başlayacak ve 3 gün sürecek fuara yabancıların çok yoğun ilgi gösterdiğini belirten İZFAŞ Genel Müdürü Doğan İşleyen, VINOLIVE Fuarı'na yabancıların bu ilgisini İzmir'in sektörün merkezi olmasına bağladı. İşleyen, profesyonel ziyaretçiye yönelik bir ihtisas fuarı olarak gerçekleştirilen VINOLIVE'a katılan 150 katılımcının 50'sinin yabancı olduğunu açıkladı.
Sektörle ortak hareket etme kararlılığının olumlu sonuçlarını ve İZFAŞ'ın yaptığı yurtdışı tanıtım çalışmalarının yararını gördüklerini vurgulayan İşleyen, "Türk zeytin, zeytinyağı ve şarap sektörü, yabancı ülkelerde de dikkatle takip ediliyor. Zeytin, zeytinyağı ve şarap teknolojilerini sergileyecek yabancı katılımcılar arasında İtalya'dan gelecek şarap makinesi üreticileri dikkat çekiyor. Macaristan, bağ çubuklarını sergileyecek. Moldova ise, cam ambalaj üreticileriyle temsil edilecek" dedi.

20 ülkeden ziyaretçi bekleniyor
Profesyonel ziyaretçiye yönelik bir ihtisas fuarı olarak planlanan organizasyona 12 ülkeden katılımcı, 20'yi aşkın ülkeden ise ziyaretçi beklendiğini ifade eden İşleyen, fuara katılımcı olarak iştirak edecek ülkelerin ise Almanya, Bulgaristan, Gürcistan, İtalya, Libya, Macaristan, Moldova, Romanya, Suriye, Tunus, Ürdün ve Yunanistan olduğunu açıkladı.
Katılımcı dağılımında bu yıl da önceliğin zeytinyağında olduğunu anlatan İşleyen, ancak, Türkiye'nin sektörel teknolojinin imal edilmesinde her geçen yıl daha da başarılı olduğunu ifade etti. Fuara ilk yıllarda İtalya gibi ülkelerin makine satmak için geldiğine, ancak şimdi çevre ülkeler başta olmak üzere pek çok ülkeye Türk malı makine parkurlarının satıldığına dikkat çeken İşleyen, bunda fuarın önemli bir üstlendiğini vurguladı. İşleyen, "Bu gelişme bizi çok sevindiriyor. Ambalajlama sektöründeki gelişmeler, şişeleme ve markalaşma sürecindeki ilerlemeler de bizi mutlu ediyor. Sektöre önemli bir tanınma ve bağlantı kurma olanacağı sunduğumuzu düşünüyoruz" diye konuştu.

Katılımcılarımız için müşteri arıyoruz
Ekonomik krizin fuara etkilerini değerlendiren İşleyen, krizin tüm sektörleri önemli oranda etkilediğini anlatarak, "Zeytin ve zeytinyağı üreticileri de, şarap üreticileri de, teknoloji imal eden firmalar da kriz şartlarından olumsuz etkileniyor. Çok önemli firmaların büyük sıkıntılar içinde olduğunu görüyoruz. Ancak, hep söylediğimiz gibi, kriz dönemlerinde yeni müşteri bulmanın en etkili ve ekonomik yolu fuarlara katılmak. Yeni pazar bulamazsanız, krize karşı koyamazsınız. Biz katılımcılarımıza öncelikle bu durumu anlatıyoruz" değerlendirmesinde bulundu. Kriz döneminde fuar katılımcılarına ekonomik destek için döviz kurunu sabitlediklerini anlatan İşleyen, katılımcıların ve ziyaretçilerin ulaşım masraflarını düşürmek için transfer sponsorluğuna ilişkin anlaşmalar yaptıklarını, daha uygun fiyatlı konaklama için de rezervasyon hizmeti verdiklerini söyledi.
İşleyen, kriz döneminde önceliğin içe kapanmak, iç piyasaya hitap etmek olmadığını vurgulayarak, "Aksine dışa açılmak, dış pazarlara ulaşmak, olanaklar ölçüsünde dış tanıtıma ağırlık vermek gerekiyor. Katılımcılarımıza da bu olanakları sunuyoruz ve sunmaya devam edeceğiz. Katılımcılara yönelik müşteri bulma çabası içindeyiz. Yeni müşteriler arıyoruz, yabancı sektör yayınlarında tanıtımlar yapıyoruz, farklı ülke fuarlarına katılıyoruz. Dış temsilciliklerimiz aracılığıyla tanıtımlar gerçekleştiriyoruz. Her şeyden önce de hedef ülkeler belirliyor ve bu ülkelerdeki potansiyel alıcıları konuğumuz olarak İzmir'e getiriyoruz. Ulaşım, konaklama ve transfer masraflarını üstleniyoruz. Önemli iş bağlantılarının kurulmasının zeminini hazırlıyoruz" dedi.

IOC Başkanı da fuara katılacak
Fuara bu yıl Uluslararası Zeytin Konseyi (IOC) Dönem Başkanı Jamal Al Batsh da katılıyor. Al Batsh ve beraberindeki heyet, fuarı ziyaret ederek Türkiye'nin IOC'ye yeniden üye olmasına ilişkin çeşitli temaslarda bulunacak. İZFAŞ Genel Müdürü Doğan İşleyen, IOC üyeliğinin Türk zeytin ve zeytinyağının yurtdışındaki tanıtımına ve ticari potansiyelinin artırılmasına önemli katkı sağlayacağını ifade etti.

VINOLIVE'ın katılımcı ve ziyaretçi profili
* Sektör üretici ve alıcıları
* Makine-yedek parça ve yan sanayi üreticileri
* Ziraatçiler
* Sektör tedarikçileri
* Lojistik destek hizmeti veren kuruluşlar
* Sektörel dernek ve birlikler
* Otel ve zincir marketler

Körfez’ de zeytincilik…

Ali Ekber Yıldırım
Dünya
21 Mayıs 2009,Perşembe


Zeytin ve ZeytinyağıÖnce Antakya’da, sonra Akhisar’da zeytincilik sektörünün temsilcileri ile bir araya geldik. Pazartesi günü ise Balıkesir’in Körfez Bölgesi’ndeki zeytinci dostlarla buluştuk.
Antakya ve Akhisar toplantısı ile ilgili yazıları www.tarimdunyasi.net ‘ ten okuyabilirsiniz.
Balıkesir Sanayi Odası ile DÜNYA Gazetesi Balıkesir Temsilciliği’ nin ortaklaşa düzenlediği Burhaniye Ören’deki toplantıya Başyazarımız Osman S.Arolat, Prof. Dr. Kenan Mortan ve Dr. Rüştü Bozkurt ile birlikte 4 kişilik DÜNYA ekibi olarak katıldık. Burhaniye Belediye Başkanı ve aynı zamanda Burhaniye Tariş Zeytin ve Zeytinyağı Kooperatifi Başkanı Fikret Akova, Balıkesir Sanayi Odası Başkanı Ahmet Kula, Ayvalık Ticaret Odası Başkanı Rahmi Gençer, Burhaniye Ticaret Odası Başkanı Hüseyin Sarıbaş, Edremit Ticaret Borsası Başkanı Tarkan Denizer, Edremit Ticaret Odası Başkanı Mehmet Ertaş, Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi Yönetim Kurulu Üyesi Murat Narin, bölgenin önemli üreticilerinden Gömeç’ten İrem Himam, Havran’dan Hilmi Akdoğan, Edremit’ten Evren Ertür, Mehmet Semerci, üretici ve işletmeci Nurhan Irmak, Burhaniye’den Yahya Ağacık ise toplantıda bizlere görüşlerini anlatan dostlar oldu.
Girit ve Toskana ile birlikte zeytinyağı üretimi için en iyi ekosisteme sahip ve dünyanın en kaliteli zeytinyağlarının üretildiği Körfez Bölgesi’ndeki bu toplantıda yaklaşık dört saat boyunca her konuşmacı çok değerli görüşlerini, önerilerini dile getirdi. Bu görüş ve önerilerin geniş bir özetini DÜNYA Gazetesi’nde yayınlanacak haberde okuyabilirsiniz.
Toplantıda öne çıkan ve büyük ölçüde görüş birliği sağlanan konular özetle şöyle:
1- Yüksek kalitede zeytinyağı üretimi gerçekleştiren Körfez Bölgesi, bu ayrıcalığını coğrafi tescil işareti ile ortaya koymalı. Bu konuda birlikte hareket etmeye ve işbirliğine ihtiyaç var.
2- Zeytinyağına verilen destekleme primi çok yetersiz. Prim, Avrupa Birliği üretici ülkeleri ile aynı seviyede olmalı. Ayrıca kaliteli ürüne daha yüksek prim ve sofralık zeytine de zeytinyağına verilen primin beşte biri oranında prim verilmeli.
3- Kaliteli zeytinyağının üretimi kadar, depolanması, korunması da büyük önem taşıyor. Depolama şartları mutlaka modernize edilmeli. Lisanslı depoculuk veya başka bir yöntemle zeytinyağının en iyi şartlarda depolanması sağlanmalı.
4- Yıllardır gündemde olmasına rağmen çözüm bulunmayan, ticareti olumsuz etkileyen tağşiş sorunu acilen çözülmeli. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı etkin bir denetimle, bakanlık izni olmayanların zeytinyağı satışı yapması engellenmeli.
5- Hızla artan zeytin dikimi ile 5 yıl sonra 250-300 bin tona, 2025′te ise 1 milyon tona ulaşacak zeytinyağı üretiminin nasıl değerlendirileceği şimdiden planlanmalı.
6- Tanıtım çalışmaları ile iç tüketim artırılmalı. Bitkisel yağ ithalatı yerine zeytinyağı tüketiminin artırılması desteklenmeli.
7- Bölgedeki zeytin ağaçlarının çok büyük bölümünün yaşlı olması toplama maliyetini artırıyor. Belli bir plan dahilinde ağaçlar gençleştirilmeli. Ağaçlar gençleştirilirken üreticiye telafi edici ödeme sağlanmalı.
8- Zeytin sineği ve diğer zararlıları ile mücadelede yaşanan sorunlara etkin çözüm bulunmalı. İlaçlama birlikleri kaynak yetersizliği nedeniyle ilaçlama yapamıyor. Devlet desteği ile ilaçlama yapılmalı.
9- Son zamanlarda yaygınlaşan tadım panelleri, uluslar arası standartlara uygun yapılmalı.
10- Zeytin gen kaynakları korunmalı. Ülke genelinde 128 çeşit zeytin var. Her yere Gemlik zeytini dikilmemeli.
12- Zeytinyağı üretiminin 7-8 katı işleme (kontinü tesis) kapasitesi varken, yeni tesis kurulmasına devlet teşvik vermemeli.
13- Zeytincilik Yasası’nın değiştirilerek, bölgede madenciliğin zeytinciliğe zarar vermesi engellenmeli.
Ören toplantısında, Tariş’in sektördeki konumu üzerine de yorumlar yapıldı. Bazı konuşmacılar, Tariş’in üretici örgütü olarak kalmasını, sanayicilik yapmaması görüşünü savundu. Bazı konuşmacılar ise, Tariş’in bir asırlık birikiminden ve gücünden yararlanmak gerektiğini söyledi. Tariş’i değerlendirmek için, yaptıklarına ve sektöre kazandırdıklarına bakmak gerekir. Bu tür kuruluşların önemi, piyasada olmadıkları zaman daha iyi anlaşılıyor. Hükümet, üç yıl önce Fiskobirlik’ i devre dışı bıraktı. Ne oldu? Fındıkta sorun çözüldü mü? Kaldı ki, Tariş’in zeytinyağı sektöründeki ağırlığı ve öncülüğü çok daha farklı.
Toplantıya katılanlar, bugün İzmir’de açılacak olan 6. Zeytin,Zeytinyağı,Şarap ve Teknolojileri (Vinolive) Fuarı’nda buluşmak üzere ayrıldı.

Wednesday, May 20, 2009

10 kara delik

Kenan MORTAN
Dünya
19.05.2009


Balıkesir Sanayi Odası'nın öncülüğünde, Balıkesir DÜNYA Temsilcisi Sultan Azizoğlu'nun organizasyonunda, Burhaniye - Ören'de tarafların bir araya geldiği bir "Zeytinyağı Buluşması" gerçekleştirdik. Ben bu buluşmada, zeytinyağının sorunlarını 10 Gordiyom Düğümü'nde saklı buldum:

1- Bu işte tarafların bir araya geldiği bir piyasa "yok"

- 3.1 milyar dolarlık yemeklik ve endüstriyel yağ pazarına karşılık, çok küçük bir pazarımız var (200 bin ton). Buna karşılık tarafların bir araya geldiği bir piyasamız yok.

2-Bu işte düzenleyici / piyasa yapıcı kurum "yok" .

-2002'deki Birlikleri Yok etme Yasası sonrası, pazarlama yapmayı yasaklayan 2005'de 5002 Sayılı Üretici Birliği Yasası çıkarıldı. Bunun da ötesine geçilemedi. Ortada Tunus örneği bir Stok Kurumu dahi yok.

3- Bu işde kaliteyi çağrıştıracak bir üretim sistemi "yok"

- İklim, ana materyel , yüzey şekli, bitki örtüsü, toprak ve hidrografik özelliklerden oluşan eko-sistem olarak Kuzey Ege, dünyada en ideal 3 bölgeden 1'i durumunda. Ama;

. Üretici yanlış bakım ve hasat tekniği uyguladığını kabul etmiyor. Dr. Buldan ve Dr. Çukur'un ortak eseri "Edremit Körfezi'nde Zeytincilik" adlı çalışmasında, 30 köy ve 262 üretici yanlış bakım ve hasadı yüzde 16 ile ancak 3. sırada gösteriyor. Bu şaşırtıcı değil çünkü sırıkla silkme, yüzde 78 ile 1.ci sırada ve zeytinliklerin yüzde 90'ı sulanmıyor.

. İspanya'da fabrika ölçeği 5.000-20.000 arasında. Kuzey Ege'de 60 tonluk 117 fabrika var. Sadece 2 adet bunun üstünde. Türkiye genelinde 1700 fabrikanın 102 bin ton olan kapasitesi, İspanya'nın 10 bin tonluk 10 fabrikasına eşit.

4- Bu işte verim sağlayacak bir ağaç ve ölçek yapısı "yok"

- Esat Bülbül, Her Yönüyle Zeytincilik, S.133'te standarda alınan zeytin çeşidi olarak 88 sayısını verir (RG, 11.08.2005). Oysa Antakya'nın yerel çeşitleri olan Haşabi ve Savrani bile bu listede yoktur. Tür, 2009'da 94 çeşide ulaştı ama yüzde 80'i Gemlik, yüzde 20'si de Ayvalık, Nizip Yağlık ve Domat tipi olarak 4 varyetede yoğunlaşıyor. Diğer çeşitleri bulmaksa mümkün değil. Çünkü bir doku bankası yok (ZAE'nin 3000 melez türü ve gen bankası piyasallaştırılmadı).

- Zeytinliklerin yüzde 90'ı 100 dönüm altı (1 dö = 12-13 ağaç / Türkiye, 17 ağaç / Ege) Ağaçların yüzde 75'i, yüzde 40'lık bir eğimin üstünde yer alıyor. Maliyetin yüzde 60'ını hasat oluşturuyor. Ağaç başına verim Türkiye ortalaması 17 kg, AB (İspanya) ortalaması 50-60 kg.

- 35 ilde, 100 sertifikalı üreticinin ürettiği ve dikilen ağaç gayri resmi olarak 150 milyona ulaştı. Birlik bu sayıyı 170 milyon, Tarım Bakanı ise (16.05. 2009) 114 milyon olarak açıkladı. Hangisi geçerli olursa olsun, Türkiye ağaç varlığıyla dünya 3.'sü ama ağaç artışının bu üretim yapısında hiç bir anlamı yok! Sertifikalı fidanların denetimiyse, 2007'de bir ihtisas kuruluşu olan Edremit Zeytincilik İstasyon'undan alınarak, Tarım İl müdürlüklerine devredildi.

- "Sadaka" düzeyindeki bir prim ödemesi de bu ortam koşullarını değiştiremez, düzeltemez.

5- Bu işte güveni tesis edecek olan marka "yok"

- Ege İB'nin 2003 çalışmasında adını andığı 22 firmadan 10'u ortada kaldı.

6- Bu işte kişi başına yeterli tüketim "yok"

- Dünya genelinde tüketim artıyor. 1990'lı yıllarda 1.6 milyon ton olan tüketim, 2000'li yıllarda 1.9 milyon tona yükseldi. Türkiye, 75 ülkeye ihracat yaparken, 1 milyon doların üstünde ihracat yaptığı ülke sayısı sadece 10.

- Efes Pilsen'in 40. yılında bira tüketimi 10 lt'nin üstüne çıkıyor, z.yağı 40 bininci yılında 1 lt'nin altında, bunun üstünde düşünmek gerek.

7- Bu işte jenerik ürünün anlamını kestirecek bir politik yapılanma "yok"

- Düşük tespitli, az rakımlı bir politika yaklaşımı Ankara'nın hakim bakış biçimi.

- CHP Araştırma Komisyonu'nun (25 mv.'den oluşuyor) Aralık 2006'daki 64 sayfalık raporun çare/çözüm bölümü, sadece 6 sayfa.

- UZK'ya yeniden dönme konusu bile 2 bakanlığın (Devlet ve sanayi) iç çekişmesi nedeniyle sonuçlanamıyor.

8- Bu işte tehdit var ama huzurlu bir üretim ortamı "yok"

- 44 dönüme yayılan ve 15 m yüksekliğindeki siyanürlü atık çamur dağı konusunda bizden organize bir tepki yok, Midilli Belediye Reisi ise bu iş için "bir zaman bombası yerleştirdiniz" yorumunu yapıyor.

- 1995'teki 4096 sayılı Pabuçcuoğlu Yasası olarak bilinen zeytincilik yasasının 5. maddesi "Zeytin sahalarına en az 3 km mesafede zeytinciğin gelişmesine mani olacak tesis yapılamaz ve işletilemez" hükmü uygulanmıyor.

- Anayasa Mahkemesi'nin son kararı da dikkate alınmadı ve Havran- Büyükdere'de altın çıkarma faaliyeti devam ediyor.

9- Bu işte ortak ses/duruş ve yol haritası "yok"

- Yetki çatışması var! Kasım 2008'de Ayvalık Ticaret Odası'nın Hasad Şenliği düzenlediği gün, TİM, Mut'ta benzeri bir etkinlik düzenleyebiliyor.

-Türkiye kendi isteğiyle çıktı, UZK'nın 1999'dan bu yana üyesi değiliz (Bu konseye üye olmayan tek üretici ülke Türkiye).

- Bir 3-5 yıllık Yol Haritası yapmaya yetkili yasal kurum olan UZZK çekişmeler nedeniyle bu işe yönelemiyor.

10- Bu işte kural ihlali yapan bir ana yapı olarak AB "var"

-AB zeytinyağının yüzde 77'ini sağlıyor. Fransa ve İspanya'nın payı bunun içinde yüzde 56'dır, fiyat dizgini 2 AB ülkesinin elindedir.

- Lt.'de 1.3 Euro olan AB desteği, 2008'de dekarda 50 Euro'ya dönüştürüldü. Bu destekle, 15 Mayıs 2009 Cuma günü 1asit bir zeytinyağı iç piyasada 3.7 TL'den işlem görürken, aynı gün Yunanistan'da 3 dizyem yağ 1.9 Euro ve İspanya'da 1. kalite yağ 1.7 Euro'dan satılıyordu.

5 arkadaş kazandıklarını zeytin sektörüne yatırdı

SİNAN DOĞAN
Yeni Asır
20 Mayıs 2009,Çarşamba


HAZİNE'DEN KİRALADIKLARI ARAZİYE 1 MİLYON TL YATIRIM YAPTILAR
Üç pilot, bir doktor ve bir mali müşavir, İzmir'in Karaburun ilçesinin zeytinyağını dünya markası yapmak için yola çıktı. Pegasus Hava Yolları'nda kaptan pilotluk yapan Eralp Demirarslan, Murat Hoşcan, özel bir şirkette çalışan kaptan pilot Aydın Eraydın, İstanbul'da özel bir hastanenin sahibi doktor Alper Demirarslan ve mali müşavir Yağmur Kınay, Karaburun'da Hazine'den kiraladıkları 780 dönümlük araziyi 1 milyon TL yatırımla zeytinliğe dönüştürdü.

HEPSİ ORGANİK
Tamamen organik üretim yöntemi kullanan girişimciler, önümüzdeki yıllarda elde edecekleri ürünü, Orio markasıyla dünyaya pazarlayacak. Girişimciler, Orman Bakanlığı'ndan Çeşme'de kiraladıkları bin 50 dönümlük arazide ise organik badem yatırımı yapacak.
Orio Organik Koordinatörü Yağmur Kınay, eniştesi kaptan pilot Aydın Eraydın ile beraber iki yıl önce zeytincilik yapmaya karar verdiklerini söyledi. Bunun için arazi aradıklarını belirten Kınay, "Karaburun'da 780 dönümlük araziyi Hazine'den 150 yıllığına kiraladık. Daha sonra bize Pegasus Hava Yolları'nda kaptan pilotluk yapan Eralp Demirarslan, İstanbul'da özel bir hastanenin sahibi olan kardeşi Alper Demirarslan ve yine Pegasus'da çalışan kaptan pilot Aydın Eraydın da katıldı. Birlikte Orio Organik firmasını kurduk. Araziyi 1 milyon TL'den fazla yatırımla ağaçlandırdık" diye konuştu.
Çocukluğundan beri zeytinciliğe büyük ilgi duyduğunu belirten Kınay, bu hayalini nihayet gerçekleştirdiğini anlattı. Mesleklerinde başarılı olan diğer 4 girişimci ile yüzyıllardır boş duran arazileri tarıma kazandırdıklarını kaydeden Kınay, şunları söyledi:

MASRAF YAPTIK
"Amacımız tamamen organik zeytinyağı üretmek. Bunun için hiçbir masraftan kaçınmadık. Engebeli araziyi düzleştirdik. İçine 10 kilometrelik yol yaptık. Standart kalitede üretim için her ağaca kimlik yerine geçecek künye hazırladık. Tarım ilacı kullanmadığımız gibi araziye deterjan bile sokmuyoruz. İşçilerimiz ellerini zeytinyağlı sabunla yıkıyor. Arazinin uygun bir yerinde sıkma tesisi kuracağız. Dalından hemen toplanan zeytinler, 2 saat içinde soğuk sıkma yöntemiyle zeytinyağına dönüşecek. Çok kaliteli bir yağ elde edeceğiz. Arazinin girişinde kuracağımız tadımevi ile yabancı konuklarımıza zeytinyağımızı tattıracağız."
Diktikleri ağaçlardan 2011'de ürün almayı planladıklarını ifade eden Kınay, şimdiden pazarlama çalışmalarına başladıklarını vurguladı. 2010'da Güneydoğu Asya, Rusya ve İngiltere'deki organik gıda fuarlarına katılacaklarını kaydeden Kınay, bu bölgeleri hedef pazar olarak belirlediklerini belirtti.

Tuesday, May 19, 2009

ZAE ’den Zeytin ’in DNA ’sını çıkartacak proje

Arzu Alp
Dünya Gazetesi
18 Mayıs 2009,Pazartesi


Zeytincilik Araştırma Enstitüsü tarafından gerçekleştirilen Zeytinin DNA’sını çıkaracak proje ile zeytinyağında tağşiş sorunu çözülecek. Sektöre 72 yıldır hizmet veren ve gen bankasında 88 yerli çeşit bulunduran Zeytincilik Araştırma Enstitüsü, bugüne kadar 130 araştırma projesini sonuçlandırdı.
Zeytinciliğin merkez bankası konumundaki Zeytincilik Araştırma Enstitüsü (ZAE), TUBİTAK destekli Kamu Tarım Araştırma Programı kapsamındaki projesiyle uydu teknolojileriyle hem zeytin ağacı varlığını ortaya koyarak rekolte çalışmalarının daha doğru bir yöntemle tespit edilmesini sağlayacak hem de zeytin çeşitlerinin ve yağlarının DNA’sını çıkararak tağşişe çözüm olacak.

Zeytin konusunda Türkiye’nin tek araştırma merkezi olan ve bugüne kadar 130 araştırma projesini sonuçlandıran ZAE, bütçesi 1 milyon 535 bin 370 TL olan “ Uzaktan algılama tekniği ile Zeytin Ağaç envanterinin çıkartılması, Zeytin çeşitlerinin ve yağlarının DNA markörlerinin yardımı ile Karakterizasyonu ve kayıt altına alınması “ adını taşıyan 3 yıllık proje ile zeytincilik sektörüne yeni bir açılım sağlayacak.

1937 yılından bu yana faaliyet gösteren ZAE’nin Genel Müdürü Dr. Seyfi Özışık, projenin iki iş paketinden oluştuğunu söyleyerek, “Türkiye’deki zeytin ağacı sayısı tam olarak bilinemiyor. Buna bağlı olarak rekolte tahminleri heyet marifetiyle ve beyan esası üzerine hesaplanıyor. Tam bir bilimsel metot uygulama şansı yok. Ama Avrupa Birliği’ne giriş sürecinde kayıtlar çok önemli. Buradaki asıl amacımız gerçek ağaç sayısını bulmak. Uydu teknolojileriyle ve Ege Üniversitesi Ziraat fakültesi’nin geliştirdiği özel bir yöntemle yer çalışmalarıyla doğrulanmak suretiyle tespit edeceğiz. Öncelikle 3 yıllık süreçte pilot bölge olarak seçtiğimiz Akhisar ve Urla’da çalışacağız. Daha sonra 10 yıllık süreçte İzmir, Ege Bölgesi, ve tüm Türkiye hedefleniyor.” Bilgilerini verdi.

Genetik Haritası çıkartılacak

Çeşitlerin ve çeşide özgü zeytinyağlarının DNA markörleri ile tanımlanmasının genetik bir çalışma olduğunu belirten Özışık, çeşitlerin morfolojik ve agronomik özelliklerini de tespit ederek bakanlığın yetkili birimlerine tescil ettirdiklerini bildirdi. Özışık, sözlerine şöyle devam etti: “Ayvalık zeytininden elde edilen bir zeytinyağı ibaresi düşünelim. Bu çalışmayla acaba bunun içeriğinde hakikaten etiketin üzerinde yazılan doğru mu yoksa başka yörelerin yağlarıyla karıştırılmış mı anlaşılacak. Diyelim ki Türkiye’de yüzde 40-45 ağaç varlığına sahip memecik çeşidi bulunuyor. Bundan elde edilen yağların kendine özgü karakteri var. Ama bu şu anda genetik haritası çıkartılmadığı için tam olarak bilinmiyor. Bizim yapacağımız çalışma sonucunda onun genetik haritası çıkarılacağı için daha sonra herhangi bir çeşitle karışımı ya da o olup olmadığı konusunda yapılan analizler sonucunda ortaya çıkarmak mümkün olacak. Bu da tağşiş sorununa önemli ölçüde çözüm getirecek.”

Gen Bankasında Tesciller Tamam

Şu anda gen bankalarında 88 yerli çeşitleri bulunduğunu hatırlatan Özışık, “Bu çeşitleri tescil ettirdik. Aynı zamanda AB’deki formlara uygun olarak yapılan çalışmalarda tescil ettirildi. Bir de markör düzeyinde tanımlamalarını da yaptıktan sonra yine ilgili merciler nezdinde birkez daha tescili düşünülüyor. Ayrıca zeytinyağlarının karakterizasyonuna da ihtiyaç var. Sektörde olası muhtemel sorunlara çözüm getirmek, coğrafi işaret, menşei konularında yetkili mercilerin daha iyi şekilde kullanılacağı verileri elde etmiş olacağız.” Diye konuştu.

Şu anda proje yürütülüyor

Özışık, sektörde 72 yıldır hizmet veren enstitünün bugüne kadar 130 araştırma projesini sonuçlandırdığını dile getirdi. Şu anda 15 projenin yürütüldüğünü hatırlatan Özışık, geçen yıl 2 projenin sonuçlandırıldığını dile getirdi. Özışık bu projelerin organik zeytin yetiştiriciliğine yönelik olduğunu, şu anda halihazırda yürüyen proje sayılarının 15 olduğunu bildirdi.

Islah çalışmalarının devam ettiğini vurgulayan Özışık, 2 bin 800 civarında melez çeşit adayının söz konusu olduğunu dile getirdi.

Özışık, bunların da ileride karakterizasyonunu yapmayı planladıklarını belirtti. Yine ıslah çalışmalarının bir bölümü olarak kolon seleksiyonu çalışmaları olduğunu anlatan Özışık, “Kolon seleksiyonu çalışmaları sonucunda bir çeşit içerisinden seçilen en üstün fertlerin karakterizasyon yönünden kimliklerinin tespitiyle ilgili çalışmalar yapılacak. Bu çalışmalar fidan yetiştiriciliğinde yanlış üretimlere de ışık tutacak” diye konuştu.

Özışık, Ege üniversitesi Ziraat Fakültesi ve enstitüden olmak üzere toplam 24 kişilik bir ekiple projenin yürütüldüğünü dile getirdi.

Friday, May 15, 2009

Şarap ve zeytinyağı fuarına yabancı akını

Referans-İzmir
15 Mayıs 2009,Cuma


Bu yıl 21-24 Mayıs tarihleri arasında altıncı kez İzmir'de düzenlenecek olan VINOLIVE-Zeytin, Zeytinyağı, Şarap ve Teknolojileri Fuarı'na rekor sayıda yabancı firmanın yanı sıra merkezi Madrid'de olan Uluslararası Zeytin Konseyi (IOC) Dönem Başkanı Jamal Al Batsh da katılacak. Al Batsh ve beraberindeki heyet, fuarı ziyaret ederken Türkiye'nin IOC'ye yeniden üye olmasına ilişkin çeşitli temaslarda bulunacak.
Zeytin, zeytinyağı, şarap ve teknolojilerinin sergileneceği fuara, IOC yetkililerinin yanı sıra Azerbaycan, Almanya, Bulgaristan, Macaristan, Cezayir, Fas, Filistin, Fransa, Gürcistan, Moldova, İspanya, İsrail, İtalya, KKTC, Lübnan, Mısır, Libya, Tunus, Romanya, Suriye, Ürdün ve Yunanistan'dan ziyaretçiler bekleniyor.
Bu arada VINOLIVE 2009'a yüz elliyi aşkın firmanın katılması kesinleşti. Bu firmalardan 50'si yabancı firma ve temsilciliklerden oluşuyor. Profesyonel ziyaretçiye yönelik bir ihtisas fuarı olarak gerçekleştirilen VINOLIVE'in katılımcı ve ziyaretçi profilini sektör üretici ve alıcıları, makine-yedek parça ve yan sanayi üreticileri, ziraatçiler, sektör tedarikçileri, lojistik destek hizmeti veren kuruluşlar, sektörel dernek ve birlikler, otel ve zincir marketler oluşturuyor.
İzmir Fuarcılık Hizmetleri AŞ (İZFAŞ) Genel Müdürü Doğan İşleyen, "VINOLIVE Fuarı'nda bu yıl ciddi bir yabancı ilgisiyle karşı karşıyayız. Sektörle ortak hareket etme kararlılığının olumlu sonuçlarını ve İZFAŞ'ın yaptığı yurtdışı tanıtım çalışmalarının yararını görüyoruz. Türk zeytin, zeytinyağı ve şarap sektörü, yabancı ülkelerde de dikkatle takip ediliyor" dedi.

Antakya'dan çıkarma
Bu yılki fuara Tariş, Marmarabirlik, Köy-Koop, D'olive, Orkide, Ravika, Selesta, Verde gibi sektörün öncüsü markalar ile Avcı, Hakkıustaoğulları, Ketmak, Kocamaz, Ozanlar, Polat, Tamtartı, Teknikiş gibi sektöre teknoloji üretenler firmalar ve aralarında Cesare, Denge, Kaplamin ve Turuncu'nun da bulunduğu ambalaj grubu üreticileri katılıyor. Zeytin, zeytinyağı, şarap ve teknolojilerinin sergileneceği fuara, en yoğun katılımlardan birini ise Antakyalı zeytin, zeytinyağı ve zeytinyağı sabunu üreticileri yapacak. Antakya Ticaret ve Sanayi Odası ve Antakya Ticaret Borsası çatısı altında 22 firmanın katılacağı fuarda Antakya, 216 metrekare alanda ürünlerini tanıtacak.

Wednesday, May 13, 2009

"Zeytinyağı Tadım Uzmanı Yetiştirme Programı" başlıyor

Yeniasır
13 Mayıs 2009


50 milyon civarında zeytin ağacı bulunan Türkiye, dünya zeytinyağı üretiminde 5'inci sırada bulunuyor. Zeytinyağı üretiminde teknolojinin gelişmesi ile birlikte kalitenin artması, sektörde tadım uzmanı ihtiyacını beraberinde getiridi.

Yetkililer piyasada zeytinyağı tadımcısının (tadım panelisti) sektörde yok denecek kadar az olduğundan şikayet ediyor. Bu ihtiyacı karşılamak üzere ülkemizin dört dev kuruluşu bir araya geldi. Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi'nin onayı ve desteğiyle Tariş Zeytin ve Zeytinyağı Birliği'nin tesislerinde ve Tariş uzmanlarınca verilecek 2 günlük eğitim Yeni Asır medya grubunun basın sponsorluğunda gerçekleştirilecek. Organizasyonu ise Deulcom International üstleniyor.

NEDEN ÖNEMLİ

- Avrupa Birliği'ne uyum süreci ve-dış pazar baskısı nedeniyle tadım analizleri tebliğlere girmesi tadım uzmanlarını zorunlu kılıyor.

- Önümüzdeki yıllarda yıllarda tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de zeytinyağı üretim miktarı çok hızlı bir şekilde artış gösterecek. Bu nedenle kaliteli zeytinyağı üretmek daha da önem kazanacak. Tadım eğitimini almış olan bir kişi, zeytinyağının tadına bakarak, zeytinin cinsinden, üretimde kullanılan ekipmanın özelliklerine, yağın saklama koşullarından ambalaj hatalarına kadar her türlü konuda bilgi sahibi olabilmektedir. Bu özellikler de üretim aşamasında yapılan tüm hataları anlayarak minimuma indirilmesini sağlar.

- Kuruluşların bu eğitimleri alması zamanla tüm üretim hatalarını sıfıra indirecek ve ülkemizde daha kaliteli yağların üretimine olanak sağlayacaktır.

NE KAZANDIRACAK?

- Bu iki günlük eğitimde zeytinyağı tadım uzmanlığının temel bilgilerini alacak ve pratik yapma olanağı bulacaksınız.

- Tariş, UZZK, Yeni Asır ve Deulcom onaylı bir katılım belgesine sahip olacaksınız.

- Bu eğitim sonunda yetenekli olan kursiyerlere özel sektörde kısa süreli iş deneyimi kazanma şansı tanınacak.

- Yepyeni bir kariyere adım atmış olacaksınız.

NASIL BAŞVURACAKSINIZ?

DEULCOM INTERNATIONAL

Konak Pier Karşısı No: 34 Konak İzmir

TEL: 0232 4833379

E-MAIL: info@deulcom.com.tr

1. Grup: 6-7 Haziran 2009, Cumartesi-Pazar

2. Grup: 13-14 Haziran 2009, Cumartesi-Pazar

3. Grup: 20-21 Haziran 2009, Cumartesi-Pazar

4. Grup : 27-28 Haziran 2009, Cumartesi-Pazar

200 TL+ KDV Peşin veya kredi kartına 12 ay taksit Her grup 25 kişi

Friday, May 08, 2009

ZEYTİNYAĞI İHRACATÇISINA BİR TOKAT DA DIŞ TİCARET MÜSTEŞARLIĞINDAN GELDİ.

Fatih DALAN
İzmir Ticaret Odası
Yönetim Kurulu Üyesi

05.05.2009



Zeytin ve zeytinyağı ticari değeri yüksek olan ürünler.

Geçtiğimiz sezonda dünya zeytinyağı üretimi 2.633 bin ton seviyesinde gerçekleşti.

Türkiye 72 bin ton ile dünya üretiminde 6.sırada yer aldı.

Ancak ülkemiz zeytinyağı ihracatında durum pek iç açıcı görünmüyor.

Konunun daha iyi anlaşılabilmesi açısından ülkemizin son 5 dönemdeki ihracat miktarlarına bakmakta yarar var.

Son 5 Sezon İtibariyle Türkiye Geneli Zeytinyağı İhracatımız

SEZONLAR MİKTAR (KG) TUTAR ($)

2003/2004 46.034.412 125.647.829
2004/2005 92.108.874 293.892.413
2005/2006 47.569.031 202.942.856
2006/2007 42.389.279 145.428.285
2007/2008 17.302.029 77.873.155

*FOB Değeri kullanılmıştır.
Kaynak: Ege İhracatçı Birlikleri Kayıtları

Ülkemiz zeytinyağı ihracatında son 8 döneme baktığımızda 2004/2005 sezonunda yaklaşık 92 bin ton ile tepe noktasına ulaştığını görüyoruz.

Bir sonraki sezon olan 2005/2006 sezonunda ise yok yılı olması nedeniyle ihracatımız 47,5 bin tona geriledi.

Geçtiğimiz sezona kadar da bu gerileme devam etti ve ihracatımız 17.302 ton seviyesinde gerçekleşti.

İhracatımızdaki bu azalışın çeşitli nedenleri var.

Ülkemiz üretim maliyetlerinin yüksek olması,AB’de tarımsal desteklemelerin bizden fazla olması,
En önemli ihraç pazarımız durumunda olan AB’nin zeytinyağında ülkemize uyguladığı yüksek tarifeler,
Üreticinin elindeki malı satmayı umduğu fiyatların genel olarak dünyadaki ortalama fiyatların üzerinde kalması bu nedenlerden öne çıkanlar.

Daha açık bir ifadeyle zeytinyağı ihracatçılarımız ve dolayısıyla üreticilerimiz zor bir dönemden geçiyor.

Bu noktada ayrıca Dış Ticaret Müsteşarlığı tarafından 09/01/2009 tarih ve 27105 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Dış Ticaret Müsteşarlığı Döner Sermaye İşletmesi Yönetmeliği’ne dayanılarak döner sermaye kesintisi uygulaması ihracatçıya ek yük getiriyor.

Bilindiği gibi yaş meyve ve sebze, bakliyat, bitkisel yağlar, pamuk ile kuru ve kurutulmuş meyvelerden oluşan, Dış Ticarette Teknik Düzenlemeler ve Standardizasyon Yönetmeliği ekinde yer alan tarımsal ürünler, ihracatta zorunlu standart denetimine tabi.

Bu ürünleri ihraç edenlerin "Dış Ticarette Standardizasyon Denetmenleri Grup Başkanlığı"na müracaat etmesi gerekiyor.

Yapılan kontroller sonucunda, mal, standardına uygun bulunduğu takdirde, gümrüklere ibraz edilmek üzere, "Dış Ticarette Standardizasyon Denetmenleri Grup Başkanlığı" tarafından, ihracatçıya "Kontrol Belgesi" veriliyor.

Bu kapsamda zeytinyağı ihracatçılarımızdan denetim için yapılan her beyanneme üzerinden 10 lira, marka denetimleri için 50 lira, analiz ücreti için de 150 lira olmak üzere toplam 210 lira döner sermaye kesintisi yapılıyor.

Bu durum ihracatta zorlanan zeytinyağı ihracatçılarımıza ek maliyet getiriyor.

Zeytinyağı ihracatımızın arttırılması ve ihracatçımız ve dolayısıyla üreticimizin mağdur edilmemesi için acilen döner sermaye kesintisi uygulamasına son verilmeli yada en azından makul seviyelere çekilmelidir.

VINOLIVE,

VINOLIVE –Zeytin, Zeytinyağı, Şarap ve Teknolojileri Fuarı, altıncı yılına hazırlanıyor. 21- 24 Mayıs 2009 tarihleri arasında Uluslararası İzmir Fuar Alanı’nda gerçekleştirilmesi planlanan VINOLIVE, İZFAŞ tarafından organize ediliyor.

Üzümün ve zeytinin anavatanı Anadolu’nun ürün çeşitliliğini ve kalitesini sergilemek ve Türk firmalarının global pazardaki rekabet güçlerini artırmasına yönelik girişimlere destek olmak amacıyla düzenlenen VINOLIVE- Zeytin, Zeytinyağı, Şarap ve Teknolojileri Fuarı altıncı yılını kutluyor. 21- 24 Mayıs 2009 tarihleri arasında düzenlenecek olan VINOLIVE 2009’a yüzelliyi aşkın firmanın katılması bekleniyor.

Profesyonel ziyaretçiye yönelik bir ihtisas fuarı olarak gerçekleştirilecek VINOLIVE’in katılımcı ve ziyaretçi profilini sektör üretici ve alıcıları, makine - yedek parça ve yan sanayi üreticileri, ziraatçiler, sektör tedarikçileri, lojistik destek hizmeti veren kuruluşlar, sektörel dernek ve birlikler, otel ve zincir marketler oluşturuyor.

Fuar katılımcıları, KOSGEB’in ve İzmir Ticaret Odası’nın fuar desteklerinin yanısıra, İZFAŞ’ın 2009 yılına yönelik sabit döviz kuru avantajlarından da yararlanıyor. İZFAŞ’ın Ocak ayında aldığı karar gereği, yer kiralama ücretlerinde ABD Doları 1.40, Euro ise 1.80’den işlem görüyor.

150 katılımcısı bulunan VINOLIVE 2008’i, 18 ülkeden 12.993 kişi ziyaret etmişti. Fransa, İtalya, Yunanistan, İngiltere, İsrail, BAE, Ukrayna, Polonya, KKTC, G. Kore, ve Bulgaristan’dan gelen profesyonel alıcılara bu yıl Ürdün, Lübnan, Filistin, Suriye, Mısır, Azerbaycan ve Romanya’ya yönelik profesyonel alım heyeti çalışmaları da eklendi. Yabancı alım heyetlerinin konaklama ve ağırlanma hizmetleri İZFAŞ tarafından karşılanıyor.

İZFAŞ, VINOLIVE’i Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi, Ege Bölgesi Sanayi Odası, İzmir Ticaret Odası, İzmir Ticaret Borsası, İzmir Ziraat Odası ve TMMOB’a bağlı Kimya Mühendisleri Odası Ege Bölge Şubesi, Gıda Mühendisleri Odası Ege Bölge Şubesi, Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi’nin destekleriyle gerçekleştiriyor.

Akhisar’da zeytincilik

Ali Ekber Yıldırım
Dünya
30 Nisan 2009


Antakya, Adana ve Edirne’den sonra, bu kez Akhisar’dayız. Birkaç yıl öncesine kadar Akhisar, tütünle özdeşleşmiş bir ilçeydi.
2000’li yılların başına kadar tütün piyasası Akhisar’da açılır, baş fiyat burada açıklanırdı. Tütüne yüksek fiyat verilecekse (genellikle seçim yıllarında öyle olurdu) TEKEL’ den sorumlu bakan mutlaka Akhisar’a gelir ve fiyatı orada açıklardı. Fiyattan memnun olan çiftçiler şapkayı havaya atar, davul zurna eşliğinde oynardı. Fiyat düşük açıklanacaksa bakan Akhisar’a uğramaz, fiyatı Ankara’dan veya İzmir’den açıklar, çiftçiler tepkilerini yol keserek, eylem yaparak gösterirdi. Tütün piyasasındaki gelişmeleri izlemek bir çok gazeteci gibi bizim için de rutin bir işti.
Tütün üretenler hiçbir dönem yaptıkları işten memnun olmadı. Tütün hem çok zahmetli hem de getirisi az olan bir üründü. Bu nedenle hep bir arayış vardı. Akhisar’da 1990’lı yılların başında tütüne alternatif ürün olarak zeytin gündeme geldi. 2002 yılında Tütün Yasası’nın çıkması ve üretime sınırlama getirilmesi zeytin dikimini hızlandırdı.
Dünya Bankası destekli alternatif ürün projesi kapsamında tütünden vazgeçen ve başka ürünler eken çiftçilere destek verilmesi öngörülüyordu. Özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde bu destekten yararlanan çiftçiler oldu. Akhisar’da ise devlet destek verdiği için değil, çiftçiler isteyerek ve daha iyi gelir elde etmek için tütün tarlalarının olduğu yerlere çok hızlı bir şekilde zeytin dikti. Alkışlanacak büyük bir başarıya imza attılar.
Bugün Akhisar’da 10 milyondan fazla zeytin ağacı var. Yıllık zeytin üretimi 100 bin tonun üzerinde. Yaklaşık 15 bin aile geçimini bu üründen sağlıyor. İlçede, Gemlik, Domat, Uslu ve Ayvalık çeşidi zeytin üretiliyor.
Türkiye’de sofralık siyah zeytinin yüzde 35’i, sofralık yeşil zeytinin ise yüzde 70- 75’i Akhisar’da üretiliyor.
Zeytin üretimindeki gelişmeye paralel olarak, zeytin işleme tesislerinde de büyük bir atılım oldu. 1990’ların başında iki üç tane zeytin işleme tesisi vardı. Üretilen zeytinin büyük bölümü ilkel şartlarda ve evlerde işlenirdi. Bu gün irili ufaklı 250’yi aşkın zeytin işleme tesisi var. İhracat için büyük önem taşıyan pastörize zeytin işleme konusunda da Akhisar öncü oldu.
Geçen Cuma, DÜNYA Gazetesi Yazarı Dr. Rüştü Bozkurt ile birlikte Akhisar Aktif İş Adamları Derneği’nin düzenlediği toplantıya katıldık. Toplantıda ağırlıklı olarak Akhisar zeytinciliği konuşuldu. Akhisar Ticaret Borsası Başkanı ve zeytin sektörünün duayeni Emin Demirci, Türkiye’nin en büyük zeytin ihracatçısı Mustafa Gökalp, Ziraat Odası Başkanı Naci Özkara, Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Ali Erdayıoğlu’nun yanı sıra İsa Aydar, Bülent Birel, Kazım Kılıç, Fettah Gürmen, Mustafa Alhat, Mehmet Üz, Nuri Akça, Kefayettin Öz görüşlerini bizimle paylaştı.
Konuşmalarda öne çıkan konuları birkaç maddede özetleyelim:
1- Zeytin üretimindeki artış doğrultusunda çok sayıda işleme tesisi kurulduğu için bir çoğu düşük kapasite ile çalışıyor. Küçük işletme yapısı üretim maliyetini yükseltiyor.
2- Çok sayıda satıcı olunca, zeytin alıcıları özellikle ihracat yapan firmaları birbirine kırdırarak fiyat düşürüyor.
3- Sofralık zeytinde üretim ve işlemede büyük başarılara imza atan Akhisar, pazarlama ve tanıtımda sorun yaşıyor. Marka olmayı henüz başarmış değil.
4- Özellikle ihracatçılar yılın 12 ayı aynı kalite ve standartta ürün bulamadığı için pazarlarda kalıcı olamıyor. Pazarlarda süreklilik sağlanamıyor.
5- Zeytinyağına az da olsa destekleme primi ödenirken, ürettiği zeytinin yüzde 90’nını sofralık olarak değerlendiren Akhisar’daki üreticiler bu destekten yararlanamıyor.
Akhisar’da kurulması çalışmaları süren Zeytin ve Zeytinyağı İhtisas Organize Sanayi Bölgesi konusunda bir görüş birliği yok.
Emin Demirci, 10 milyon zeytin ağacı varlığı olan bir üretim bölgesinde bütün işleme tesislerini bir yere toplamanın maliyetleri yükselteceğini bu nedenle organize bölgeden çok işletmelerin birleştirilmesinden yana olduğunu söylüyor.
Mustafa Gökalp ise, zeytin üreticisi hiçbir ülkede zeytin ve zeytinyağı organize sanayi bölgesi olmadığına dikkat çekiyor.
Bazı sorunlara rağmen Akhisar’da zeytincilik gelişiyor. Akılcı politikalarla ve iyi bir planlama ile Akhisar’dan birkaç marka çıkması, zeytincilikten daha yüksek katma değer elde edilmesi mümkün.