30 Mayıs 2010,Pazar
Muğla'nın Bodrum ilçesinde düzenlenen ''Zeytinyağı Festivali'' kapsamında çevreciler ve vatandaşlar, Adaboğazı'nda zeytin ağacının yaşatılması için eylem yaptı.
Bodrum ve Bitez iskelelerinden hareket eden yaklaşık 20 tekne, Adaboğazı Koyu'na demirledi. Teknelerde bulunan Mavi Yol Girişimi ve Bodrumlu Gönüllüler Derneği üyeleri ile vatandaşlar üzerinde, ''Adaboğazı Zeytin Ağaç Varlığını Koruyalım'' yazan pankart açarak eylem gerçekleştirdi.
Bitez Belediye Başkanı İbrahim Çömez, Adaboğazı'nın imara açılacağı yönünde duyumlar aldıklarını söyleyerek, ''Üzerinde zeytin ağaçlarının da bulunduğu Adaboğazı'nın imara açılmasını istemiyoruz. Buradaki zeytin ağaçlarını yaşatmak için elimizden geleni yapacağız. Adaboğazı imara açılırsa üzerindeki zeytin ağacının varlığı da tehlikeye girer'' dedi.
Bodrum ve çevresindeki zeytinciliğe dikkat çekmek, zeytin alanlarının kaybolmasını önlemek istediklerini ifade eden Çömez, ''Bitez ile Bodrum arasında bulunan Adaboğazı bölgesi de zeytin alanı. Bazı yatırımcılar turistlik tesis yapmak amacıyla bu bölgeyi almak istiyor. Biz bu tür çalışmalarla bu girişimlerin önüne geçmeye çalışıyoruz. Bütün bunların ötesinde Bitez'de anıtsal değerde zeytin ağaçları var. Bu ağaçların korunmasını sağlamak istiyoruz” diye konuştu.
Akdenizli olununca zeytinle aşk başlıyor zaten. Zeytinsiz kahvaltı, zeytinyağlısız yemek olmuyor. Sadece yemek mi güzel olan? Ya kültürü!... Bu blog, aşkımız zeytin ve zeytinyağı ile bilgileri sizinle paylaşmak arzumuzdan doğdu. Koray & Hakkı Yazıcı e-posta : mhyazici@gmail.com
Monday, May 31, 2010
Zeytin ve maden yasası
OZAN YAYMAN
Cumhuriyet
28 Mayıs 2010
Yıkım yasasına direniş
Zeytin alanlarını madencilerin kullanımına sunan tasarıya karşı İzmir - Çanakkale’ hattındaki oluşumlar bir araya gelecek
TBMM komisyonlarında kabul edilen yasa tasarısını 'yıkım yasası' olarak nitelendiren duyarlı çevreler, yerel yönetimlerin de desteğiyle pazar günü saat 13.00'da Burhaniye'den seslerini duyuracak.
Zeytin alanlarının madencilik çalışmalarına açılmasına neden olacak yasal düzenlemeye karşı, başta Ege Bölgesi olmak üzere ülke genelindeki zeytinciler ve yaşam savunucuları direnişe geçti. Zeytincilik Yasası'nın madencilik adına delinmek istendiğine vurgu yapan kitleler, konuya dikkat çekmek için alanlara çıkmaya ve hukuk mücadelesi başlatmaya hazırlanıyor.
Madencilik komisyonunda kabul edilen tasarı, TBMM Genel Kurulu'nda da onaylanması durumunda yasalaşacak. Tasarıya göre, zeytinlik alanlardaki maden faaliyetlerini düzenlemesi için “Zeytincilik Sahaları Koruma Kurulu” oluşturulacak. Zeytin sahalarında, alternatif alan bulunamaması ve kurulun uygun görmesi durumunda Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'nca madencilik yapılmasına izin verilebilecek. Bakanlık, bu yetkiyi gerektiğinde valiliklere devredebilecek. Zeytincilik Sahaları Koruma Kurulu, ilgili bakanlıklar ve sektör temsilcilerinden oluşacak.
Yasa tasarısına karşı, pazar günü İzmir- Çanakkale hattında yer alan belediyeler, muhtarlıklar, meslek örgütleri, sivil toplum kuruluşları, üniversiteler, kooperatifler ve duyarlı yurttaşların katılımıyla geniş katılımlı bir toplantı düzenlendi. Burhaniye'de saat 13.00'da başlayacak toplantıda, “yıkım yasası” olarak nitelenen düzenlemenin TBMM Genel Kurulu'ndan geçmemesi ve olumsuz bir halde atılacak yasal adımlar değerlendirmeye alınacak.
Burhaniye'deki toplantıya o gün yörede olacak İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ve İzmir'den 15 belediye başkanının da katılması bekleniyor. Kazdağları ve Madra Dağı Belediyeler Birliği'nin öncülüğünde yapılacak toplantı öncesi açıklama yapan Küçükkuyu Belediye Başkanı Cengiz Balkan, yaşam alanlarının ve ülke değerlerinin yok edilmesine karşı çıktıklarını ve bu tavırlarından ödün vermeyeceklerini söylüyor. Balkan, “Burada en trajedik olanı, zeytinliklerle ilgili söz söyleme hakkının maden komisyonuna bırakılmasıdır” yönünde görüş belirtiyor.
Balkan, Anayasa Mahkemesi'nin, 2009 yılının 11 Haziran tarihinde konuyla ilgili karar verdiğini ve TBMM Genel Kurulu'na sevk edilen söz konusu tasarının 11 Haziran 2010 tarihinden önce çıkarılmak istendiğini söyleyerek, “Bu tarihe kadar yasayı geçiremezlerse, bir yıllık süre dolacağından eski yasa geçerli olacak. Madenciler de bunu istemiyor ve yasanın, 11 Haziran tarihine kadar TBMM Genel Kurulu'na büyük baskı yapıyorlar” dedi.
Zeytincilik Yasası'nın, madencilik faaliyetleri adına delinme girişimleri TBMM gündemine ilk kez 2000 yılında geldi ancak maden lobisi başarılı olamadı. İkinci kez 2004 yılında denenen değişiklik isteminden yine sonuç alınamadı. İstemin gerçekleştirilmesi adına son olarak atılan adım da, TBMM Genel Kurulu'na kadar ulaşıldı.
TBMM Sanayi Ticaret Enerji Tabi Kaynaklar Bilgi ve Teknoloji Komisyonu'ndan geçen ve TBMM Genel Kurulu'na sevk edilen yasa tasarısının, Anayasa ve Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere aykırı olduğu belirtiliyor. Yasanın öngördüğü haliyle, zeytin alanlarında madencilik yapmak ve petrol ile doğalgaz arama faaliyetlerinde bulunma girişiminin geri dönüşü olmayacak zararlara yol açacağı savunuluyor.
İzmir Barosu avukatlarından Noyan Özkan, Anayasa'nın 90. maddesinin uluslararası anlaşmalar bölümünü içerdiğini ve iç hukuktaki yerini aldığını belirterek, “Uluslararası anlaşmalar yasa hükmündedir” diyor. Özkan, Türkiye'nin de tarafı olduğu “Birleşmiş Milletler 2005 Uluslararası Zeytinyağı ve Sofralık Zeytin Anlaşması”na da dikkat çekiyor.
Özkan, söz konusu anlaşmanın 1 Aralık 2009 tarihinde TBMM'de kabul edildiğini belirterek, anlaşmanın iç hukuktaki yerini aldığını vurguluyor.
Cumhuriyet
28 Mayıs 2010
Yıkım yasasına direniş
Zeytin alanlarını madencilerin kullanımına sunan tasarıya karşı İzmir - Çanakkale’ hattındaki oluşumlar bir araya gelecek
TBMM komisyonlarında kabul edilen yasa tasarısını 'yıkım yasası' olarak nitelendiren duyarlı çevreler, yerel yönetimlerin de desteğiyle pazar günü saat 13.00'da Burhaniye'den seslerini duyuracak.
Zeytin alanlarının madencilik çalışmalarına açılmasına neden olacak yasal düzenlemeye karşı, başta Ege Bölgesi olmak üzere ülke genelindeki zeytinciler ve yaşam savunucuları direnişe geçti. Zeytincilik Yasası'nın madencilik adına delinmek istendiğine vurgu yapan kitleler, konuya dikkat çekmek için alanlara çıkmaya ve hukuk mücadelesi başlatmaya hazırlanıyor.
Madencilik komisyonunda kabul edilen tasarı, TBMM Genel Kurulu'nda da onaylanması durumunda yasalaşacak. Tasarıya göre, zeytinlik alanlardaki maden faaliyetlerini düzenlemesi için “Zeytincilik Sahaları Koruma Kurulu” oluşturulacak. Zeytin sahalarında, alternatif alan bulunamaması ve kurulun uygun görmesi durumunda Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'nca madencilik yapılmasına izin verilebilecek. Bakanlık, bu yetkiyi gerektiğinde valiliklere devredebilecek. Zeytincilik Sahaları Koruma Kurulu, ilgili bakanlıklar ve sektör temsilcilerinden oluşacak.
Yasa tasarısına karşı, pazar günü İzmir- Çanakkale hattında yer alan belediyeler, muhtarlıklar, meslek örgütleri, sivil toplum kuruluşları, üniversiteler, kooperatifler ve duyarlı yurttaşların katılımıyla geniş katılımlı bir toplantı düzenlendi. Burhaniye'de saat 13.00'da başlayacak toplantıda, “yıkım yasası” olarak nitelenen düzenlemenin TBMM Genel Kurulu'ndan geçmemesi ve olumsuz bir halde atılacak yasal adımlar değerlendirmeye alınacak.
Burhaniye'deki toplantıya o gün yörede olacak İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ve İzmir'den 15 belediye başkanının da katılması bekleniyor. Kazdağları ve Madra Dağı Belediyeler Birliği'nin öncülüğünde yapılacak toplantı öncesi açıklama yapan Küçükkuyu Belediye Başkanı Cengiz Balkan, yaşam alanlarının ve ülke değerlerinin yok edilmesine karşı çıktıklarını ve bu tavırlarından ödün vermeyeceklerini söylüyor. Balkan, “Burada en trajedik olanı, zeytinliklerle ilgili söz söyleme hakkının maden komisyonuna bırakılmasıdır” yönünde görüş belirtiyor.
Balkan, Anayasa Mahkemesi'nin, 2009 yılının 11 Haziran tarihinde konuyla ilgili karar verdiğini ve TBMM Genel Kurulu'na sevk edilen söz konusu tasarının 11 Haziran 2010 tarihinden önce çıkarılmak istendiğini söyleyerek, “Bu tarihe kadar yasayı geçiremezlerse, bir yıllık süre dolacağından eski yasa geçerli olacak. Madenciler de bunu istemiyor ve yasanın, 11 Haziran tarihine kadar TBMM Genel Kurulu'na büyük baskı yapıyorlar” dedi.
Zeytincilik Yasası'nın, madencilik faaliyetleri adına delinme girişimleri TBMM gündemine ilk kez 2000 yılında geldi ancak maden lobisi başarılı olamadı. İkinci kez 2004 yılında denenen değişiklik isteminden yine sonuç alınamadı. İstemin gerçekleştirilmesi adına son olarak atılan adım da, TBMM Genel Kurulu'na kadar ulaşıldı.
TBMM Sanayi Ticaret Enerji Tabi Kaynaklar Bilgi ve Teknoloji Komisyonu'ndan geçen ve TBMM Genel Kurulu'na sevk edilen yasa tasarısının, Anayasa ve Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere aykırı olduğu belirtiliyor. Yasanın öngördüğü haliyle, zeytin alanlarında madencilik yapmak ve petrol ile doğalgaz arama faaliyetlerinde bulunma girişiminin geri dönüşü olmayacak zararlara yol açacağı savunuluyor.
İzmir Barosu avukatlarından Noyan Özkan, Anayasa'nın 90. maddesinin uluslararası anlaşmalar bölümünü içerdiğini ve iç hukuktaki yerini aldığını belirterek, “Uluslararası anlaşmalar yasa hükmündedir” diyor. Özkan, Türkiye'nin de tarafı olduğu “Birleşmiş Milletler 2005 Uluslararası Zeytinyağı ve Sofralık Zeytin Anlaşması”na da dikkat çekiyor.
Özkan, söz konusu anlaşmanın 1 Aralık 2009 tarihinde TBMM'de kabul edildiğini belirterek, anlaşmanın iç hukuktaki yerini aldığını vurguluyor.
İnkârcılık ve Yağma!..
Murat NARİN
Cumhuriyet
30 Mayıs 2010,Pazar
Ülkenin siyasi,ekonomik ve toplumsal gündemi çok yoğun..
Zorlu Bir maratonun son metrelerindeki gibi.. Bir o,bir öteki konu dakikalar içerisinde öne geçiyor..
Ortalık toz duman içerisinde.. Bir telaş var, “kaybetmek korkusu” nun telaşı. Kaybettiğini bilmenin telaşı demek daha doğru olmalı.
“Tenekeler” çalınıyor saraylarda “padişahın” uykularını kaçıran…Rüyaların parçalanmasının telaşıyla saraylardan kaçırılacaklar apar-topar valizlere yerleştiriliyor. Hazineleri boşaltılıyor ülkenin..
Kırk yamalı bohçaya dönmüş bir hukuk sistemi.. Değiştirilerek güçlünün hukuku esas haline getirilmiş. Başta anayasası olmak üzere bütün yasal düzenlemeleri ya işlemez ya da ilgililerinin çıkarlarına uygun hale getirilmiş bir “sistemsizlik manzumesi”.. Güçlünün hukuku esas kabul edilmiş!
Ya yağma ve işgalin esiri olarak imha olan bir toplum olmanın “kader” olduğunu kabullenerek uçurumun dibinde parçalan kocaman bir kar yumağı olmak!.
Ya da toplumsallığın, aklın, bilimin esas alındığı yeniden yapılanmayı gerektiriyor bu ülke.
Uluslar arası güçlerin tasarımladığı değil, kendisinin kendini yönettiği bir ülke olmak istiyor toplum.
Bu istek ve iradeye karşı olan bir yasa, “güçlülerin/paydaşların yasası” TBMM gündeminde. “Maden kanunu ve bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanun”. Tam bir yağma, işgal,inkar ve güçlülerin kanunu! Anayasa mahkemesinin iptal ettiği 2 maddesini yeniden düzenlemek yerine, 23 maddeden oluşan ve 3 kanunu daha değiştiren bir torba kanun olması özelliği ile “torbaya” doldurulanlardan!
Nasıl mı?
Başta zeytin yasası olmak üzere, orman yasası ve yaban hayatı doğa koruma kanunlarında yaptığı değişikliklerle.
Orman yasasında yapılan değişiklikle Kaz ve Marda dağları, Toroslar,Karadeniz dağları, orman alanlarımız emperyalist yağmacıların talanına açılacak. Cumhuriyetin kurulduğu yıllarda bu günkünün sekiz katı olan ormanlarımız, endemik bitkilerimiz ve bir bütün yaşamı ile bir daha geri döndürülemez biçimde yok edilecek.
Yaban hayatı ve doğa koruma kanunu ile doğal yaşamı koruyan, madencilik faaliyetlerinin önünde mahkemelerin verdiği kararları veremez hale getirecek bir düzenleme ile tam bir dikensiz gül bahçesi!
Zeytin kanununu değiştirmekle de TBMM, dün söylediğini bu gün iktidar
çıkarları-mecburiyetleri için inkar eder duruma düşürülerek. Nasıl mı? 1 Aralık 2009 tarihinde TBMM den oy birliği ile çıkarılan, kısaca Türkiye’nin “Uluslar arası Zeytin Konseyine Üyelik anlaşması” olarak adlandırdığımız sözleşmenin kabul edildiği kanun yok hükmüne gelecektir.
Sizin, uluslar arası bir sözleşmeyi bir başka kanunla ortadan kaldırmış olmanız, uluslar arası skandal değimlidir? Anayasada bu anlaşmalar, ulusal yasaların bile önünde olduğu yazılı iken anayasaya aykırılığı aleni olan bir yasanın kabul edilmesi ne demektir?
Yağma için inkar “caizdir” mi diyeceksiniz!
Zeytine and olsun diyen Tanrı buyruğuna rağmen!
Din tacirliğinin en pespaye örneğidir yapılan..
Nasılsa yolun sonu göründü, telaşla kılıfına uydurmak bile gerekmiyor.
Buyruklarla, gece yarılarında komisyondan geçirilip, apar topar genel kurul gündemine getirmek sıradan bir durum oldu..
Maden kanununa ilişkin; 89 mahkeme kararı,Yerel mahkemeler, Danıştay,Anayasa mahkemesi, AHİM olmak üzere.. Hukukumuzu düzenleyen dünya yüzünde daha başka mahkeme kalmamışken.. Üçyüze yakın hakimin kararına rağmen..
Dünyada böylesine bir adaletsizlik örneği daha varmıdır?
Ya da böyle bir Guinness rekoru var mıdır?
Cumhuriyet
30 Mayıs 2010,Pazar
Ülkenin siyasi,ekonomik ve toplumsal gündemi çok yoğun..
Zorlu Bir maratonun son metrelerindeki gibi.. Bir o,bir öteki konu dakikalar içerisinde öne geçiyor..
Ortalık toz duman içerisinde.. Bir telaş var, “kaybetmek korkusu” nun telaşı. Kaybettiğini bilmenin telaşı demek daha doğru olmalı.
“Tenekeler” çalınıyor saraylarda “padişahın” uykularını kaçıran…Rüyaların parçalanmasının telaşıyla saraylardan kaçırılacaklar apar-topar valizlere yerleştiriliyor. Hazineleri boşaltılıyor ülkenin..
Kırk yamalı bohçaya dönmüş bir hukuk sistemi.. Değiştirilerek güçlünün hukuku esas haline getirilmiş. Başta anayasası olmak üzere bütün yasal düzenlemeleri ya işlemez ya da ilgililerinin çıkarlarına uygun hale getirilmiş bir “sistemsizlik manzumesi”.. Güçlünün hukuku esas kabul edilmiş!
Ya yağma ve işgalin esiri olarak imha olan bir toplum olmanın “kader” olduğunu kabullenerek uçurumun dibinde parçalan kocaman bir kar yumağı olmak!.
Ya da toplumsallığın, aklın, bilimin esas alındığı yeniden yapılanmayı gerektiriyor bu ülke.
Uluslar arası güçlerin tasarımladığı değil, kendisinin kendini yönettiği bir ülke olmak istiyor toplum.
Bu istek ve iradeye karşı olan bir yasa, “güçlülerin/paydaşların yasası” TBMM gündeminde. “Maden kanunu ve bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanun”. Tam bir yağma, işgal,inkar ve güçlülerin kanunu! Anayasa mahkemesinin iptal ettiği 2 maddesini yeniden düzenlemek yerine, 23 maddeden oluşan ve 3 kanunu daha değiştiren bir torba kanun olması özelliği ile “torbaya” doldurulanlardan!
Nasıl mı?
Başta zeytin yasası olmak üzere, orman yasası ve yaban hayatı doğa koruma kanunlarında yaptığı değişikliklerle.
Orman yasasında yapılan değişiklikle Kaz ve Marda dağları, Toroslar,Karadeniz dağları, orman alanlarımız emperyalist yağmacıların talanına açılacak. Cumhuriyetin kurulduğu yıllarda bu günkünün sekiz katı olan ormanlarımız, endemik bitkilerimiz ve bir bütün yaşamı ile bir daha geri döndürülemez biçimde yok edilecek.
Yaban hayatı ve doğa koruma kanunu ile doğal yaşamı koruyan, madencilik faaliyetlerinin önünde mahkemelerin verdiği kararları veremez hale getirecek bir düzenleme ile tam bir dikensiz gül bahçesi!
Zeytin kanununu değiştirmekle de TBMM, dün söylediğini bu gün iktidar
çıkarları-mecburiyetleri için inkar eder duruma düşürülerek. Nasıl mı? 1 Aralık 2009 tarihinde TBMM den oy birliği ile çıkarılan, kısaca Türkiye’nin “Uluslar arası Zeytin Konseyine Üyelik anlaşması” olarak adlandırdığımız sözleşmenin kabul edildiği kanun yok hükmüne gelecektir.
Sizin, uluslar arası bir sözleşmeyi bir başka kanunla ortadan kaldırmış olmanız, uluslar arası skandal değimlidir? Anayasada bu anlaşmalar, ulusal yasaların bile önünde olduğu yazılı iken anayasaya aykırılığı aleni olan bir yasanın kabul edilmesi ne demektir?
Yağma için inkar “caizdir” mi diyeceksiniz!
Zeytine and olsun diyen Tanrı buyruğuna rağmen!
Din tacirliğinin en pespaye örneğidir yapılan..
Nasılsa yolun sonu göründü, telaşla kılıfına uydurmak bile gerekmiyor.
Buyruklarla, gece yarılarında komisyondan geçirilip, apar topar genel kurul gündemine getirmek sıradan bir durum oldu..
Maden kanununa ilişkin; 89 mahkeme kararı,Yerel mahkemeler, Danıştay,Anayasa mahkemesi, AHİM olmak üzere.. Hukukumuzu düzenleyen dünya yüzünde daha başka mahkeme kalmamışken.. Üçyüze yakın hakimin kararına rağmen..
Dünyada böylesine bir adaletsizlik örneği daha varmıdır?
Ya da böyle bir Guinness rekoru var mıdır?
Tuesday, May 25, 2010
Madenciden yasa için zeytin dalı
Burcu TANER
Hürriyet
25 Mayıs 2010,Salı
Madencilik Yasası’nda yapılması planlanan değişiklik zeytincilerin isyanına yol açarken, Egeli maden ihracatçıları “zeytinciliğe uyumlu madencilik” mesajı verdi.
ZEYTİN alanlarının madencilik ve enerji yatırımlarına açılmasını öngören Madencilik Yasası’ndaki değişiklik tasarısıyla ilgili tartışmalar büyürken, madencilik sektörü temsilcileri zeytincilere “Zeytinciliğe uyumlu madencilik, madenciliğe uyumlu zeytincilikte birleşelim” çağrısı yaptı.
Sektör zor durumda
Maden Kanunu’ndaki değişiklikler için yoğun çalışma yürüten Ege Maden İhracatçıları Birliği Başkanı Arslan Erdinç, tarım alanları ve turizm bölgelerinde yapılacak madencilik faaliyetinin Bakanlar Kurulu’nun çıkaracağı yönetmelik iznine bağlanmasını öngören 7’inci maddenin kaldırılmasını istedi.
Erdinç, bu madde nedeniyle sektörün zor durumda kaldığını, birçok madencinin işletme ruhsatını yenileyemediğini öne sürdü.
Ocakçılık durdu
Erdinç, “Türk ekonomisine verdiği kayıp ihracatla birlikte 25 milyar doları bulan bu maddenin mutlaka çıkması gerekiyor. Bu milyarlarca dolarlık kaybın önüne geçmeliyiz. Madencilik ve ocakçılık durmuş vaziyette” diye konuştu.
Hürriyet
25 Mayıs 2010,Salı
Madencilik Yasası’nda yapılması planlanan değişiklik zeytincilerin isyanına yol açarken, Egeli maden ihracatçıları “zeytinciliğe uyumlu madencilik” mesajı verdi.
ZEYTİN alanlarının madencilik ve enerji yatırımlarına açılmasını öngören Madencilik Yasası’ndaki değişiklik tasarısıyla ilgili tartışmalar büyürken, madencilik sektörü temsilcileri zeytincilere “Zeytinciliğe uyumlu madencilik, madenciliğe uyumlu zeytincilikte birleşelim” çağrısı yaptı.
Sektör zor durumda
Maden Kanunu’ndaki değişiklikler için yoğun çalışma yürüten Ege Maden İhracatçıları Birliği Başkanı Arslan Erdinç, tarım alanları ve turizm bölgelerinde yapılacak madencilik faaliyetinin Bakanlar Kurulu’nun çıkaracağı yönetmelik iznine bağlanmasını öngören 7’inci maddenin kaldırılmasını istedi.
Erdinç, bu madde nedeniyle sektörün zor durumda kaldığını, birçok madencinin işletme ruhsatını yenileyemediğini öne sürdü.
Ocakçılık durdu
Erdinç, “Türk ekonomisine verdiği kayıp ihracatla birlikte 25 milyar doları bulan bu maddenin mutlaka çıkması gerekiyor. Bu milyarlarca dolarlık kaybın önüne geçmeliyiz. Madencilik ve ocakçılık durmuş vaziyette” diye konuştu.
Thursday, May 20, 2010
ZEYTİNİ ÖLDÜRMEK
GAZETE İZMİRLİ
SEFA TAŞKIN
20 Mayıs,2010,Perşembe
Zeytin ağacı binlerce yıldır Akdeniz, Ege insanının günlük yaşamının bir parçasıdır.
Yeşil, alaca, siyah zeytin tanesi sofrada insanın ekmeğine katıktır. Meyvesinin suyu, yani zeytin yağı yeryüzünün en sağlıklı, doyurucu besinlerinden biridir. Odunu kışın ocaklarda insanı üşütmez. İstenirse yağı kandilde çevreyi aydınlatır. Dalları, yaprakları kızgın yaz güneşine gölgedir.
Toprağa düşen çekirdekten üreyen fidan, bildiğimiz zeytin ağacı değildir. Egeliler doğada kendiliğinden büyüyen yabani zeytin fidanlarına “delice” derler. Çalıya benzer bu bitki yaşamak için kayalık toprağa deli gibi saldırır, kök salmasını bilir. Ancak, küçücük meyvelerinin yağı yok denecek kadar azdır. Yani bu bodur ağaç yağ üretecek kadar “akıllı” değildir!
Deliceler, Ege’nin bu delişmen makileri bilgili çiftçiler tarafından aşılanır, akıllı hale dönüştürülür. Bugün bizim zeytin ağacı olarak bildiğimiz ağaçlar bu akıllı ağaçlardır.
Bu bilge ağaç Anadolu toprağının ürünüdür.
Günümüz zeytincilik biliminin en önemli isimlerinden Jose M. Blazquez, zeytin yetiştiriciliğinin yaklaşık 6 bin yıl önce Anadolu’da başladığını söylüyor.
Bunca zaman içinde, koyu yeşil yapraklı zeytin ağacı insanlığı derinliğine etkilemiş, inanç sayfalarında da baş köşeye oturmuş, kutsal sayılmıştır.
Adem ve Havva’nın cennetten kovulmasına neden olan, onlara cinselliklerini tanıtan “bilgi ağacı”, incir ağacı ise, onun hemen yanındaki “ölümsüzlük ağacı” da zeytin ağacıdır.
Elbette, herkes bilir ki zeytin ağacı gerçek yaşamda da kolay kolay ölmez. Dallarını kesseniz bile kökünden ya da kesildiği yerden yeniden fışkırır. Kolları budandıkça daha da gürleşir. Saç gibi yayılan kılcal kökleriyle toprağa sıkı sıkıya bağlanır. Kökün bir yanı kopsa, kurusa bile, diğer yanı ağacın varlığını sürdürmesine, gelişmesine yeter.
Akdeniz-Ege insanı zeytin ağacının “ölümsüz” olduğunu kabul eder. “O”, ölmeyen bir ağaçtır!
Gel gör ki şimdi, Türkiye’de, 21. yüzyılın başında bu olağanüstü bitkiyi öldürmek isteyenler var. Ege’nin lacivert sularına yaslanmış Anadolu yamaçlarını süsleyen, sonsuzluğu bekleyen zeytinlikler yok edilmek isteniyor.
Gözü paradan başka bir şey görmeyenler, maden aramak gerekçesiyle Kaz Dağları ve Madra Dağları’nı delik deşik ettikleri yetmiyormuş gibi, yeni çıkarılmak istenen Maden Yasası çerçevesinde Zeytincilik Yasası’nı da değiştirerek tüm zeytinlikleri maden alanı yapmaya; toza dumana boğmaya, kesip parçalamaya kalkışıyorlar.
İzmirli kör ozan Homeros’un üçbin yıl önce “sıvı altın” dediği zeytin yağını üreten zeytinliklerin bağrına siyanürlü, ağır metal atıklı, zehirli toprağı bırakmak istiyorlar.
Oysa Türkiye’nin zeytinlikleri, kapladığı alan bakımından dünyada beşincidir.
Son yıllarda Anadolu insanı, devlet tarafından da desteklenen girişimcilikle, büyük bir istekle dağa taşa zeytin ekiyor. Zeytin ağacı varlığımızın 100 milyondan 160 milyona ulaştığı ifade ediliyor. Ülke hızla dünyada ikinci büyük zeytinliklere sahip ülke olma yolunda ilerliyor.
Uzmanlar, daha 12 milyon zeytin dikilebilecek alan olduğunu bildiriyor. Bu potansiyel değerlendirildiğinde Türkiye Gayri Safi Milli Hasılası’nın yüzde 15’inin zeytin ağaçlarından sağlanabileceği hesaplanıyor.
Kutsal ağacın kendi varlığını sürdürme çabasının yanı sıra ekonomik anlamda insanlığa yaptığı katkı açıktır.
Şimdi Ege, yok etmek isteyenlere karşı zeytinliklerini korumak için ayaktadır!
Zeytin ağaçlarını öldürmeyiniz!
Onlar, doğayla bütünleşmiş insanlık aklının ve becerisinin ürünüdür!
Onları öldürmek, biraz da bugünümüzü ve geleceğimizi öldürmektir!
SEFA TAŞKIN
20 Mayıs,2010,Perşembe
Zeytin ağacı binlerce yıldır Akdeniz, Ege insanının günlük yaşamının bir parçasıdır.
Yeşil, alaca, siyah zeytin tanesi sofrada insanın ekmeğine katıktır. Meyvesinin suyu, yani zeytin yağı yeryüzünün en sağlıklı, doyurucu besinlerinden biridir. Odunu kışın ocaklarda insanı üşütmez. İstenirse yağı kandilde çevreyi aydınlatır. Dalları, yaprakları kızgın yaz güneşine gölgedir.
Toprağa düşen çekirdekten üreyen fidan, bildiğimiz zeytin ağacı değildir. Egeliler doğada kendiliğinden büyüyen yabani zeytin fidanlarına “delice” derler. Çalıya benzer bu bitki yaşamak için kayalık toprağa deli gibi saldırır, kök salmasını bilir. Ancak, küçücük meyvelerinin yağı yok denecek kadar azdır. Yani bu bodur ağaç yağ üretecek kadar “akıllı” değildir!
Deliceler, Ege’nin bu delişmen makileri bilgili çiftçiler tarafından aşılanır, akıllı hale dönüştürülür. Bugün bizim zeytin ağacı olarak bildiğimiz ağaçlar bu akıllı ağaçlardır.
Bu bilge ağaç Anadolu toprağının ürünüdür.
Günümüz zeytincilik biliminin en önemli isimlerinden Jose M. Blazquez, zeytin yetiştiriciliğinin yaklaşık 6 bin yıl önce Anadolu’da başladığını söylüyor.
Bunca zaman içinde, koyu yeşil yapraklı zeytin ağacı insanlığı derinliğine etkilemiş, inanç sayfalarında da baş köşeye oturmuş, kutsal sayılmıştır.
Adem ve Havva’nın cennetten kovulmasına neden olan, onlara cinselliklerini tanıtan “bilgi ağacı”, incir ağacı ise, onun hemen yanındaki “ölümsüzlük ağacı” da zeytin ağacıdır.
Elbette, herkes bilir ki zeytin ağacı gerçek yaşamda da kolay kolay ölmez. Dallarını kesseniz bile kökünden ya da kesildiği yerden yeniden fışkırır. Kolları budandıkça daha da gürleşir. Saç gibi yayılan kılcal kökleriyle toprağa sıkı sıkıya bağlanır. Kökün bir yanı kopsa, kurusa bile, diğer yanı ağacın varlığını sürdürmesine, gelişmesine yeter.
Akdeniz-Ege insanı zeytin ağacının “ölümsüz” olduğunu kabul eder. “O”, ölmeyen bir ağaçtır!
Gel gör ki şimdi, Türkiye’de, 21. yüzyılın başında bu olağanüstü bitkiyi öldürmek isteyenler var. Ege’nin lacivert sularına yaslanmış Anadolu yamaçlarını süsleyen, sonsuzluğu bekleyen zeytinlikler yok edilmek isteniyor.
Gözü paradan başka bir şey görmeyenler, maden aramak gerekçesiyle Kaz Dağları ve Madra Dağları’nı delik deşik ettikleri yetmiyormuş gibi, yeni çıkarılmak istenen Maden Yasası çerçevesinde Zeytincilik Yasası’nı da değiştirerek tüm zeytinlikleri maden alanı yapmaya; toza dumana boğmaya, kesip parçalamaya kalkışıyorlar.
İzmirli kör ozan Homeros’un üçbin yıl önce “sıvı altın” dediği zeytin yağını üreten zeytinliklerin bağrına siyanürlü, ağır metal atıklı, zehirli toprağı bırakmak istiyorlar.
Oysa Türkiye’nin zeytinlikleri, kapladığı alan bakımından dünyada beşincidir.
Son yıllarda Anadolu insanı, devlet tarafından da desteklenen girişimcilikle, büyük bir istekle dağa taşa zeytin ekiyor. Zeytin ağacı varlığımızın 100 milyondan 160 milyona ulaştığı ifade ediliyor. Ülke hızla dünyada ikinci büyük zeytinliklere sahip ülke olma yolunda ilerliyor.
Uzmanlar, daha 12 milyon zeytin dikilebilecek alan olduğunu bildiriyor. Bu potansiyel değerlendirildiğinde Türkiye Gayri Safi Milli Hasılası’nın yüzde 15’inin zeytin ağaçlarından sağlanabileceği hesaplanıyor.
Kutsal ağacın kendi varlığını sürdürme çabasının yanı sıra ekonomik anlamda insanlığa yaptığı katkı açıktır.
Şimdi Ege, yok etmek isteyenlere karşı zeytinliklerini korumak için ayaktadır!
Zeytin ağaçlarını öldürmeyiniz!
Onlar, doğayla bütünleşmiş insanlık aklının ve becerisinin ürünüdür!
Onları öldürmek, biraz da bugünümüzü ve geleceğimizi öldürmektir!
Monday, May 17, 2010
ZEYTİN AĞACI
Tuesday, May 11, 2010
Zeytin
CENGİZ BEKTAŞ
Zeytinin anavatanı Anadolu… Anadolu’nun Akdeniz iklimi etkisindeki kıyıları… Bu kıyılara ulaşan akarsular boyunca derinlere Akdeniz ikliminin uzandığı yerler…
Zerrin İren Boynudelik – Mahmut Boynudelik çiftinin yapıtı “Zeytin kitabı”nda kimi sayılar aktarılıyor. Dünya Zeytinyağı Konseyi’nin yayınından, ortalama sayılar aktardıkları… Buna göre Türkiye’de 870 bin hektar zeytinlik alanı varmış. Bunca alanda 95 milyon zeytin ağacı varmış. 120 bin ton zeytinyağı, 139 bin ton da sofralık zeytin üretiliyormuş.
Oysa örneğin komşumuz Yunanistan’da 730 bin hektar zeytinlik alanı, 123 milyon zeytin ağacı varmış… 350 bin ton zeytinyağı, 144 bin ton sofralık zeytin üretiliyormuş orada…
Aradaki üretim ayrımına bakın!
Neden böyle?
Çünkü biz ne toprağın ne de bitkilerimizin değerini biliyoruz.
Çünkü biz tembeliz de denilebilir.
Toprağın, bitkinin değerini bilenlerimiz yok mu?
Var!..
Var ama bu bilgiyi, bilinci yaygınlaştıramamışız…
Zeytin ağacı kutsal bilinmiş eskil çağda…
Ürünleri yenmiş içilmiş ya… Bununla da kalınmamış, aydınlatma için kullanılmış. Örneğin zeytinyağı doldurulmuş kandile, fitil bandırılmış, yakılmış… Işığı parlak, üstelik havayı temizliyor.
Bir sağlıklaştırıcı olarak da kullanılıyor üstelik. Sağlıklaştırıcı, koruyucu olarak…
Zeytinyağının içine kantaron çiçeğini koyup beş hafta beklettiniz mi bir iksir elde ediyorsunuz. Her türlü ağrı sızı için birebir…
Okumaktan, duymaktan değil, kendi deneyimimden biliyorum.
Bir yapının ortalama yaşamı 25 yıl bizim ülkemizde… İnsan ömrünün ortalamasını sizde biliyorsunuz. Zeytin ölmeyen bir ağaç… 1100 yaşında olduğu söylenen ağaçtan zeytin yedim ben… Bizim Güre’de 500 – 600 – 700 - 800 - 900 yaşında olanları var…
Zeytin ağacının dibine asit döküp kurutan, yerine ona göre en az yirmi kez kısa ömürlü bir ev yapan kişiye “bilisiz” demek yeterli olur mu? “Kötü” demekle yetinebilir misiniz? Hepimizin bindiğimiz dalı, ağacı kesen adama ne denir? 7.5 lira idi bir zamanlar bir zeytin ağacını kesmenizin ya da kurutmanızın cezası…
Fatih gibi boynunu vurmayalım elbette… Ama yaptığı kötülükle oranlı olsun ona keseceğimiz “ceza” değil mi?
Bergama’lıların savaştan sonra Roma’lılara, yaptıkları gibi “ağaç dikme” cezası vermeliyiz en azından kestiğinin 50 katı – 100 katı…
Yerini de sağlayarak…
Ya altıncıları ne yapacağız?
İda dağından on binlerce yüz binlerce ağacı, milyonlarca ağacı yok etmeye kalkışanları… Bunlar bizim canımıza kıymıyorlar mı? Canımızın yağıları değiller mi?
Zeytinin anavatanı Anadolu… Anadolu’nun Akdeniz iklimi etkisindeki kıyıları… Bu kıyılara ulaşan akarsular boyunca derinlere Akdeniz ikliminin uzandığı yerler…
Zerrin İren Boynudelik – Mahmut Boynudelik çiftinin yapıtı “Zeytin kitabı”nda kimi sayılar aktarılıyor. Dünya Zeytinyağı Konseyi’nin yayınından, ortalama sayılar aktardıkları… Buna göre Türkiye’de 870 bin hektar zeytinlik alanı varmış. Bunca alanda 95 milyon zeytin ağacı varmış. 120 bin ton zeytinyağı, 139 bin ton da sofralık zeytin üretiliyormuş.
Oysa örneğin komşumuz Yunanistan’da 730 bin hektar zeytinlik alanı, 123 milyon zeytin ağacı varmış… 350 bin ton zeytinyağı, 144 bin ton sofralık zeytin üretiliyormuş orada…
Aradaki üretim ayrımına bakın!
Neden böyle?
Çünkü biz ne toprağın ne de bitkilerimizin değerini biliyoruz.
Çünkü biz tembeliz de denilebilir.
Toprağın, bitkinin değerini bilenlerimiz yok mu?
Var!..
Var ama bu bilgiyi, bilinci yaygınlaştıramamışız…
Zeytin ağacı kutsal bilinmiş eskil çağda…
Ürünleri yenmiş içilmiş ya… Bununla da kalınmamış, aydınlatma için kullanılmış. Örneğin zeytinyağı doldurulmuş kandile, fitil bandırılmış, yakılmış… Işığı parlak, üstelik havayı temizliyor.
Bir sağlıklaştırıcı olarak da kullanılıyor üstelik. Sağlıklaştırıcı, koruyucu olarak…
Zeytinyağının içine kantaron çiçeğini koyup beş hafta beklettiniz mi bir iksir elde ediyorsunuz. Her türlü ağrı sızı için birebir…
Okumaktan, duymaktan değil, kendi deneyimimden biliyorum.
Bir yapının ortalama yaşamı 25 yıl bizim ülkemizde… İnsan ömrünün ortalamasını sizde biliyorsunuz. Zeytin ölmeyen bir ağaç… 1100 yaşında olduğu söylenen ağaçtan zeytin yedim ben… Bizim Güre’de 500 – 600 – 700 - 800 - 900 yaşında olanları var…
Zeytin ağacının dibine asit döküp kurutan, yerine ona göre en az yirmi kez kısa ömürlü bir ev yapan kişiye “bilisiz” demek yeterli olur mu? “Kötü” demekle yetinebilir misiniz? Hepimizin bindiğimiz dalı, ağacı kesen adama ne denir? 7.5 lira idi bir zamanlar bir zeytin ağacını kesmenizin ya da kurutmanızın cezası…
Fatih gibi boynunu vurmayalım elbette… Ama yaptığı kötülükle oranlı olsun ona keseceğimiz “ceza” değil mi?
Bergama’lıların savaştan sonra Roma’lılara, yaptıkları gibi “ağaç dikme” cezası vermeliyiz en azından kestiğinin 50 katı – 100 katı…
Yerini de sağlayarak…
Ya altıncıları ne yapacağız?
İda dağından on binlerce yüz binlerce ağacı, milyonlarca ağacı yok etmeye kalkışanları… Bunlar bizim canımıza kıymıyorlar mı? Canımızın yağıları değiller mi?
2.Ulusal Öğrenci Zeytin Kongresi
20.05.2010( PERŞEMBE )
U.Ü.GEMLİK ASIM KOCABIYIK M.Y.O. SEMİNER SALONU
10:00 AÇILIŞ PROGRAMI
Saygı Duruşu ve İstiklal MarşıProtokol Konuşmaları
Davetli Konuşmacı ( Prof.Dr.İsmet Şahin )
Konu: " Zeytinciliğimizin Önemi ve Değerlendirme Sorunları"
12:00- 13:00 YEMEK ARASI
13:00-14:15 1. OTURUM
Oturum Başkanı : Prof.Dr.Bahattin ÇETİN
Davetli Konuşmacı ( Prof.Dr.Azmi Telefoncu )
Konu: " Zeytinyağı ve Sağlık"
1- Deniz AVCI,Gökçen YILDIZ,Vildan UYLAŞER"Oleuropeinin Antioksidann Etkisi"
2- Mümine YAVUZ,Duygu BEKTAŞ" Sofralık Zeytin Fermantasyonu ve Mikroflorası"
14:15-14:30 Kahve Molası
14:30-15:45 2.OTURUM
Oturum Başkanı : Doç.Dr.Himmet TEZCAN
Davetli Konuşmacı ( Dr.Mustafa Tan )
Konu:"Dünyada,Türkiyede Zeytincilik ve Gelecek Önerileri"
3- Ünsal SÖYLEMEZ,Derya TAŞÖZ,Zuhal KÖSEM,Nazan KORKMAZ"Muğla İli Zeytinciliğinde Milas Örneği"
4- Oya Irmak ŞAHİN,Aytül AKA,Arzu AKPINAR BAYAZIT,Ebru BALTAŞ MİNAS"Sofralık Zeytin Üretim Tesislerinde Gıda Güvenliği Yönetim Sisteminin Uygulanması"
15:45-16:00 Kahve Molası
16:00-17:15 3. OTURUM
Oturum Başkanı : Prof.Dr.Ali BAYRAK
Davetli Konuşmacı ( Metin Ölken )
Konu: "Türkiye Zeytin,Zeytinyağı İhracatının Değerlendirilmesi ve Pazar Payının Arttırılması Yönünde Yapılan Çalışmalar"
5- Mücahit KIVRAK"Zeytin Tarımı,Zeytinyağı Üretim Teknolojisi ve Sofralık Zeytin İşleme Teknolojisinde Son Gelişmeler"
6- Hatice Aybüke BAŞYURT, İrem YILMAZ,Gökçen YILDIZ"Zeytinyağı Kalite Özellikleri"
7- Hasan Yalçın ERGİN,Sema BAĞDAT YAŞAR"Sıvı Yağlarda Demir Tayini İçin ( N,N-bis( 5-metoksi-salisiliden)-etildiamin)-Fe3+ Kompleksleşmesinin Kullanılması"
21.05.2010 ( CUMA)
U.Ü.GEMLİK ASIM KOCABIYIK M.Y.O.SEMİNER SALONU
09:30-10:45 4. OTURUM
Oturum Başkanı : Prof.Dr.Utku ÇOPUR
Davetli Konuşmacı ( Ülkü Ülken )Konu : " Zeytinyağında Kalite Kriterlerinin ve TağşişinTespit Yöntemleri ve Ülkemizdeki Laboratuarların Durumu"
8- İrem YILMAZ,Vildan UYLAŞER"Depolama Süresince Naturel Zeyitnyağının Stabilitesi Üzerine Etki Eden Faktörler"
9- Hasan Hüseyin KARA,Mustafa KIRALAN,Ali BAYRAK"Zeytinyağı Üretim Aşamalarının Uçucu Aroma Bileşenleri Üzerine Etkisi"
10:45-11:00 Kahve Molası
11:00-12:00 5.OTURUM
Oturum Başkanı : Prof.Dr.Gürcan GÜLERYÜZ
Davetli Konuşmacı : Prof.Dr.Şeref GüçerKonu : "Zeytin, zeytinyağı vb.ürünlerde kalite kontrol ve akreditasyonun önemi"
10- Sema BAĞDAT YAŞAR,Feyzullah TOKAY"Sulu Ortamda Çözünebilen Bir Schiff Bazı Kullanılarak Zeytinyağında Bakır Ekstraksiyonu ve FAAS İle Tayini"
11- Gülçin DAZKIR (ŞİŞMANOĞLU),Dilek HEPERKAN"Sofralık Siyah Zeytinde Aflatoksin Varlığının İncelenmesi"
12:00- 13:00 Yemek Arası
13:00- 14:15 6.OTURUM
Oturum Başkanı : Prof Dr.Aziz TEKİN
12- Ayhan DAĞDELEN,Gülendam TÜMEN"Güney Marmara'da Yetiştirilen Bazı Önemli Zeytin Çeşitlerinin Olgunlaşma Boyunca Bazı Fiziko-Kimyasal Özellikler Bakımından Karşılaştırılmaları"
13- Serap KIRMIZI,Hülya ARSLAN,Gürcan GÜLERYÜZ"Olea europea L.(Zeytin) Türünün Nitrat Redüktaz Aktivitesi (NRA)"
14- Buket ORHAN,Süreyya BÜYÜKÇORAK,Gökçen YILDIZ,Vildan UYLAŞER"Zeytin Karasuyu ve Değerlendirilmesi"
15- Fulya HARP,Türkan KEÇELİ MUTLU"Zeytin Yaprağında Bulunan Fenolik Maddeler"
14:15 - 14:30 Kahve Molası
14:30 - 15:45 7.OTURUM
Oturum Başkanı : Yard.Doç.Dr.Sema BAĞDAT YAŞAR
16- Gökçen YILDIZ,Vildan UYLAŞER"Oleuropeinin Kimyasal Yapısı ve Antimikrobiyel Etkisi
17- Tuğçe ERMİ ,Iraz ÖKSÜZ ,Azime ÇALIŞKAN"Zeytin Ağacında Budama Şekilleri"
18- Zehra KIRHALLI,Kübra NAĞMAN, Merve SEVİNÇ"Zeytinden Üç Farklı Damak Tadı"
19- Tülay ÇAPKIN"Zeytin Likörü Yapımı"
20- Cihan KOCABIYIKOĞLU"Yeni Bir Zeytin Ürünü"
15:45 - 16:00 Kahve Molası
16:00 - 16:45 8.OTURUM
II. Ulusal Öğrenci Zeytin Kongresi'nin Değerlendirilmesi ve Kapanış Oturumu
19:30 GALA YEMEĞİ
22.05.2010( CUMARTESİ )
GEMLİK ZEYTİN İŞLETMELERİ VE ÇEVRE GEZİSİ
10:00-16:00
U.Ü.GEMLİK ASIM KOCABIYIK M.Y.O. SEMİNER SALONU
10:00 AÇILIŞ PROGRAMI
Saygı Duruşu ve İstiklal MarşıProtokol Konuşmaları
Davetli Konuşmacı ( Prof.Dr.İsmet Şahin )
Konu: " Zeytinciliğimizin Önemi ve Değerlendirme Sorunları"
12:00- 13:00 YEMEK ARASI
13:00-14:15 1. OTURUM
Oturum Başkanı : Prof.Dr.Bahattin ÇETİN
Davetli Konuşmacı ( Prof.Dr.Azmi Telefoncu )
Konu: " Zeytinyağı ve Sağlık"
1- Deniz AVCI,Gökçen YILDIZ,Vildan UYLAŞER"Oleuropeinin Antioksidann Etkisi"
2- Mümine YAVUZ,Duygu BEKTAŞ" Sofralık Zeytin Fermantasyonu ve Mikroflorası"
14:15-14:30 Kahve Molası
14:30-15:45 2.OTURUM
Oturum Başkanı : Doç.Dr.Himmet TEZCAN
Davetli Konuşmacı ( Dr.Mustafa Tan )
Konu:"Dünyada,Türkiyede Zeytincilik ve Gelecek Önerileri"
3- Ünsal SÖYLEMEZ,Derya TAŞÖZ,Zuhal KÖSEM,Nazan KORKMAZ"Muğla İli Zeytinciliğinde Milas Örneği"
4- Oya Irmak ŞAHİN,Aytül AKA,Arzu AKPINAR BAYAZIT,Ebru BALTAŞ MİNAS"Sofralık Zeytin Üretim Tesislerinde Gıda Güvenliği Yönetim Sisteminin Uygulanması"
15:45-16:00 Kahve Molası
16:00-17:15 3. OTURUM
Oturum Başkanı : Prof.Dr.Ali BAYRAK
Davetli Konuşmacı ( Metin Ölken )
Konu: "Türkiye Zeytin,Zeytinyağı İhracatının Değerlendirilmesi ve Pazar Payının Arttırılması Yönünde Yapılan Çalışmalar"
5- Mücahit KIVRAK"Zeytin Tarımı,Zeytinyağı Üretim Teknolojisi ve Sofralık Zeytin İşleme Teknolojisinde Son Gelişmeler"
6- Hatice Aybüke BAŞYURT, İrem YILMAZ,Gökçen YILDIZ"Zeytinyağı Kalite Özellikleri"
7- Hasan Yalçın ERGİN,Sema BAĞDAT YAŞAR"Sıvı Yağlarda Demir Tayini İçin ( N,N-bis( 5-metoksi-salisiliden)-etildiamin)-Fe3+ Kompleksleşmesinin Kullanılması"
21.05.2010 ( CUMA)
U.Ü.GEMLİK ASIM KOCABIYIK M.Y.O.SEMİNER SALONU
09:30-10:45 4. OTURUM
Oturum Başkanı : Prof.Dr.Utku ÇOPUR
Davetli Konuşmacı ( Ülkü Ülken )Konu : " Zeytinyağında Kalite Kriterlerinin ve TağşişinTespit Yöntemleri ve Ülkemizdeki Laboratuarların Durumu"
8- İrem YILMAZ,Vildan UYLAŞER"Depolama Süresince Naturel Zeyitnyağının Stabilitesi Üzerine Etki Eden Faktörler"
9- Hasan Hüseyin KARA,Mustafa KIRALAN,Ali BAYRAK"Zeytinyağı Üretim Aşamalarının Uçucu Aroma Bileşenleri Üzerine Etkisi"
10:45-11:00 Kahve Molası
11:00-12:00 5.OTURUM
Oturum Başkanı : Prof.Dr.Gürcan GÜLERYÜZ
Davetli Konuşmacı : Prof.Dr.Şeref GüçerKonu : "Zeytin, zeytinyağı vb.ürünlerde kalite kontrol ve akreditasyonun önemi"
10- Sema BAĞDAT YAŞAR,Feyzullah TOKAY"Sulu Ortamda Çözünebilen Bir Schiff Bazı Kullanılarak Zeytinyağında Bakır Ekstraksiyonu ve FAAS İle Tayini"
11- Gülçin DAZKIR (ŞİŞMANOĞLU),Dilek HEPERKAN"Sofralık Siyah Zeytinde Aflatoksin Varlığının İncelenmesi"
12:00- 13:00 Yemek Arası
13:00- 14:15 6.OTURUM
Oturum Başkanı : Prof Dr.Aziz TEKİN
12- Ayhan DAĞDELEN,Gülendam TÜMEN"Güney Marmara'da Yetiştirilen Bazı Önemli Zeytin Çeşitlerinin Olgunlaşma Boyunca Bazı Fiziko-Kimyasal Özellikler Bakımından Karşılaştırılmaları"
13- Serap KIRMIZI,Hülya ARSLAN,Gürcan GÜLERYÜZ"Olea europea L.(Zeytin) Türünün Nitrat Redüktaz Aktivitesi (NRA)"
14- Buket ORHAN,Süreyya BÜYÜKÇORAK,Gökçen YILDIZ,Vildan UYLAŞER"Zeytin Karasuyu ve Değerlendirilmesi"
15- Fulya HARP,Türkan KEÇELİ MUTLU"Zeytin Yaprağında Bulunan Fenolik Maddeler"
14:15 - 14:30 Kahve Molası
14:30 - 15:45 7.OTURUM
Oturum Başkanı : Yard.Doç.Dr.Sema BAĞDAT YAŞAR
16- Gökçen YILDIZ,Vildan UYLAŞER"Oleuropeinin Kimyasal Yapısı ve Antimikrobiyel Etkisi
17- Tuğçe ERMİ ,Iraz ÖKSÜZ ,Azime ÇALIŞKAN"Zeytin Ağacında Budama Şekilleri"
18- Zehra KIRHALLI,Kübra NAĞMAN, Merve SEVİNÇ"Zeytinden Üç Farklı Damak Tadı"
19- Tülay ÇAPKIN"Zeytin Likörü Yapımı"
20- Cihan KOCABIYIKOĞLU"Yeni Bir Zeytin Ürünü"
15:45 - 16:00 Kahve Molası
16:00 - 16:45 8.OTURUM
II. Ulusal Öğrenci Zeytin Kongresi'nin Değerlendirilmesi ve Kapanış Oturumu
19:30 GALA YEMEĞİ
22.05.2010( CUMARTESİ )
GEMLİK ZEYTİN İŞLETMELERİ VE ÇEVRE GEZİSİ
10:00-16:00
Monday, May 10, 2010
Panel Duyurusu
Havran Ziraat odası, Dünya Çiftçiler günü etkinlikleri kapsamında, 14 Mayıs Cuma günü "Bölge Tarımının Sorunları ve Cözüm Önerileri" konulu bir panel düzenleyecektir.
Panele Zeytin konusunda konuşmacı olarak Ege İhracatcılar Zeytin Birliği Başkanı Ali GÜRELİ ve Edremit Zeytincilik Üretim ve Eğitim ve Gen Merkezi Müdürü Mehmet BALCI konuşmacı olarak katılacaklardır.
Panel,Havran Belediyesi Kışlık Düğün Salonunda Saat 14'de başlayacaktır.
Panele Zeytin konusunda konuşmacı olarak Ege İhracatcılar Zeytin Birliği Başkanı Ali GÜRELİ ve Edremit Zeytincilik Üretim ve Eğitim ve Gen Merkezi Müdürü Mehmet BALCI konuşmacı olarak katılacaklardır.
Panel,Havran Belediyesi Kışlık Düğün Salonunda Saat 14'de başlayacaktır.
Friday, May 07, 2010
TÜRKİYE'NİN EN KALİTELİ SIZMA ZEYTİNYAĞLARI BELİRLENDİ
Türkiye'de uluslararası standartlara uygun olarak yapılan ilk ve tek zeytinyağı kalite yarışmasıyla geçtiğimiz sezonun en kaliteli sızma zeytinyağları belirlendi.
Zeytindostu Derneği 3. Ulusal Naturel Sızma Zeytinyağı Kalite Yarışması'nda birinci, geçen yıl olduğu gibi yine Edremit'ten çıktı.
Zeytin ve zeytinyağı sektörünün güçlü sivil toplum kuruluşu olan Zeytindostu Derneği 'nin geleneksel hale getirdiği ve sonuçları tüm dünyada geçerli olan yarışmada 2009 yılının en kaliteli naturel sızma zeytinyağları ödüllerini Ege İhracatçı Birlikleri'nde düzenlenen törenle aldı. Türkiye'nin farklı bölgelerinden 15 zeytinyağının katıldığı yarışmada birinciliği Edremit'ten Semercioğlu Zeytincilik kazandı.
Yarışmanın ikincisi Manisa'nın Soma İlçesi'nden Terzioğlu Zeytinyağı olurken, 3.sırada Mut'tan yarışmaya katılan ve geçtiğimiz yıl düzenlenen yarışmada mansiyon almaya hak kazanan İzorya Zeytinyağları yer aldı.
Kimyasal ve duyusal analizlerden geçmeyi başaran 5 zeytinyağı da başarı sertifikası almaya hak kazandı.
Zeytindostu Derneği tarafından bu yıl 3.'sü düzenlenen Ulusal Naturel Sızma Zeytinyağı Kalite Yarışması'na Türkiye'nin farklı zeytinci bölgelerinden katılan 15 zeytinyağı numunesi önce Aydın Ticaret Borsası Laboratuarı'nda tam kimyasal analizden geçirildi. Bu aşamayı geçen yarışma numuneleri İtalya'ya gönderilerek Uluslararası Zeytin Konseyi (UZK) akreditasyonu bulunan O.N.A.O.O. Laboratuarları'nda duyusal analize alındı. Duyusal analizden alınan puanlamaya göre Türkiye'nin en kaliteli sızma zeytinyağları belirlendi. Yarışmaya katılan 15 zeytinyağından 8'i duyusal analizlerden geçmeyi başardı.
Yarışmaya Edremit'ten katılan Semercioğlu Zeytincilik duyusal analizden aldığı en yüksek puanla Türkiye'nin en kaliteli sızma zeytinyağı seçilirken, ikinciliği Soma'dan Terzioğlu, üçüncülüğü ise Mut'tan İzorya Zeytinyağları kazandı. İlk üçün ardından dereceye giren zeytinyağları ve bölgeleri ise şöyle sıralandı: 4. Ekbir Zeytinyağları (Ayvalık), 5. Dizem Zeytinyağları (Çanakkale), 6. Marmarabirlik (Bursa), 7.Gıdatay (Aydın), 8. Can Emre Zeytincilik (Gömeç)
ZEYTİNDOSTU DERNEĞİ BAŞKANI METİN ÖLKEN: "SONUÇLAR TÜM DÜNYADA KABUL GÖRÜYOR"
Yarışmanın Uluslararası Zeytin Konseyi (IOC) kriterlerine göre düzenlenen tek kalite yarışması olduğunu vurgulayan Zeytindostu Derneği Başkanı Metin Ölken, "Daha önce el yordamıyla ya da eş dost tavsiyesi ile yapılan değerlendirmelerin zeytinyağı kalitesini belirleme konusunda geçerliliği yoktu. Derneğimiz tarafından IOC kriterlerine göre ve IOC'ye akredite laboratuarlarca yapılan bu yarışmanın sonuçları tüm dünya ülkeleri tarafından dikkate alınmakta ve kabul görmektedir. Bu yıl 3.kez düzenlediğimiz ve geleneksel olarak her yıl yapmaya devam edeceğimiz yarışmanın sektörde önemli bir gereksinimi yerine getirdiğini görmekten büyük mutluluk duyuyoruz" dedi.
Zeytindostu Derneği 3. Ulusal Naturel Sızma Zeytinyağı Kalite Yarışması'nda birinci, geçen yıl olduğu gibi yine Edremit'ten çıktı.
Zeytin ve zeytinyağı sektörünün güçlü sivil toplum kuruluşu olan Zeytindostu Derneği 'nin geleneksel hale getirdiği ve sonuçları tüm dünyada geçerli olan yarışmada 2009 yılının en kaliteli naturel sızma zeytinyağları ödüllerini Ege İhracatçı Birlikleri'nde düzenlenen törenle aldı. Türkiye'nin farklı bölgelerinden 15 zeytinyağının katıldığı yarışmada birinciliği Edremit'ten Semercioğlu Zeytincilik kazandı.
Yarışmanın ikincisi Manisa'nın Soma İlçesi'nden Terzioğlu Zeytinyağı olurken, 3.sırada Mut'tan yarışmaya katılan ve geçtiğimiz yıl düzenlenen yarışmada mansiyon almaya hak kazanan İzorya Zeytinyağları yer aldı.
Kimyasal ve duyusal analizlerden geçmeyi başaran 5 zeytinyağı da başarı sertifikası almaya hak kazandı.
Zeytindostu Derneği tarafından bu yıl 3.'sü düzenlenen Ulusal Naturel Sızma Zeytinyağı Kalite Yarışması'na Türkiye'nin farklı zeytinci bölgelerinden katılan 15 zeytinyağı numunesi önce Aydın Ticaret Borsası Laboratuarı'nda tam kimyasal analizden geçirildi. Bu aşamayı geçen yarışma numuneleri İtalya'ya gönderilerek Uluslararası Zeytin Konseyi (UZK) akreditasyonu bulunan O.N.A.O.O. Laboratuarları'nda duyusal analize alındı. Duyusal analizden alınan puanlamaya göre Türkiye'nin en kaliteli sızma zeytinyağları belirlendi. Yarışmaya katılan 15 zeytinyağından 8'i duyusal analizlerden geçmeyi başardı.
Yarışmaya Edremit'ten katılan Semercioğlu Zeytincilik duyusal analizden aldığı en yüksek puanla Türkiye'nin en kaliteli sızma zeytinyağı seçilirken, ikinciliği Soma'dan Terzioğlu, üçüncülüğü ise Mut'tan İzorya Zeytinyağları kazandı. İlk üçün ardından dereceye giren zeytinyağları ve bölgeleri ise şöyle sıralandı: 4. Ekbir Zeytinyağları (Ayvalık), 5. Dizem Zeytinyağları (Çanakkale), 6. Marmarabirlik (Bursa), 7.Gıdatay (Aydın), 8. Can Emre Zeytincilik (Gömeç)
ZEYTİNDOSTU DERNEĞİ BAŞKANI METİN ÖLKEN: "SONUÇLAR TÜM DÜNYADA KABUL GÖRÜYOR"
Yarışmanın Uluslararası Zeytin Konseyi (IOC) kriterlerine göre düzenlenen tek kalite yarışması olduğunu vurgulayan Zeytindostu Derneği Başkanı Metin Ölken, "Daha önce el yordamıyla ya da eş dost tavsiyesi ile yapılan değerlendirmelerin zeytinyağı kalitesini belirleme konusunda geçerliliği yoktu. Derneğimiz tarafından IOC kriterlerine göre ve IOC'ye akredite laboratuarlarca yapılan bu yarışmanın sonuçları tüm dünya ülkeleri tarafından dikkate alınmakta ve kabul görmektedir. Bu yıl 3.kez düzenlediğimiz ve geleneksel olarak her yıl yapmaya devam edeceğimiz yarışmanın sektörde önemli bir gereksinimi yerine getirdiğini görmekten büyük mutluluk duyuyoruz" dedi.
ZEYTİNDOSTU DERNEĞİ YENİ YÖNETİMİNİ SEÇTİ
Zeytin ve zeytinyağı sektörünün güçlü sivil toplum kuruluşu olan Zeytindostu Derneği 3. Olağan Genel Kurulu'nda 2 yıl için görev yapacak yeni yönetimini seçti.
Mevcut yönetim kurulu üyelerinin ağırlıkta olduğu tek liste gidilen seçimlerde 9 yönetim kurulu üyesi, 3 denetim ve 3 disiplin kurulu üyesi oyların büyük çoğunluğunu alarak göreve seçildi.
Ege İhracatçı Birlikleri Toplantı Salonu'nda yapılan ve Türkiye'nin değişik illerinden çok sayıda Zeytindostu Derneği üyesinin katıldığı Genel Kurul'da yönetim organlarının seçimine mevcut Yönetim Kurulu Başkanı Metin Ölken'in de yer aldığı tek liste ile gidildi.
Seçimler öncesi yapılan tüzük değişikliği ile daha önce 7 olan yönetim kurulu üye sayısı 9'a çıkarıldı. Tüzük değişikliği sonucu Zeytindostu Zeytin ve Zeytinyağı Derneği olan dernek adının sadece Zeytindostu Derneği olarak değiştirilmesine de karar verildi. Seçimlerde toplam 79 oy kullanılırken, 1 oyun boş, 2 oyun da geçersiz sayılmasıyla 76 oy alan yönetim kurulu adayları 2 yıl süre ile yönetime seçildi.
Zeytindostu Derneği Yönetim Kurulu adına açıklama yapan Metin Ölken, "Kurulduğu günden bu yana sektörün ulusal ve uluslararası boyutta hak ettiği seviyeye çıkarılmasını temel amaç edinen Derneğimiz, yeni yönetimiyle de aynı amaca ulaşmak için çalışmaya devam edecek. Temel prensibimiz daha önce de olduğu gibi sektörün tüm oyuncularını bir araya getirmek ve makro menfaatlerine yönelik faaliyetler gerçekleştirerek, sektör sorunlarına çözüm aramak olacak. Bugüne kadar tüm zorluklara rağmen ortak akıl ve güç birliği aramaya devam eden Zeytindostu Derneği, bundan sonra da ortak aklı ve güçbirliğini temel alacak. Zeytin üretiminde dünya ikinciliğini hedefleyen Türk zeytin ve zeytinyağı sektörünün bu hedefine ulaşması için üzerimize düşen her görevisektörün en önemli sivil toplum kuruluşu olduğumuz bilinciyle yerine getirmeye devam edeceğiz" dedi.
Geçmiş yönetim kurulu üyelerinden 5 ismin tekrar yer aldığı, 4 üyenin ise yönetime ilk defa aday olduğu yeni yönetim kurulu şu isimlerden oluştu:
Ahmet Ertür, Gemlik Ticaret Borsası (Özden Çakır tarafından temsil edilecek), Metin Ölken, Mustafa Alhat, Murat Öztanrıöver, Semra Kara, Zeynep Aktürk, Ülkü Ülken, Abidin Tatlı.
Yönetim Kurulu Yedek Üyeleri:
Gökhan Böcekli, Zeynettin Yılmaz, Süleyman Zemin, Nazan Elgün, Erdoğan Hüsnü Şentürk, Barbaros Özcan, Emre Uygun, Cem Yağcı, Doğan Öge
Denetim Kurulu: Evren Güldoğan, Hüseyin Bozkurt, Ali Nedim Güreli
Denetim Kurulu Yedek Üyeleri: S. S. Bademli Kooperatifi ( Selçuk Bilgin tarafından temsil edilecek), Burcu Keser, Bahattin Okur
Disiplin Kurulu: Fettah Gürmen, Gözde Şahin, Belenlioğlu Ltd. (Ali Bulanık tarafından temsil edilecek)Disiplin Kurulu Yedek Üyeleri: Hakan Gökalp, Dr. Recep Çöpten, Rahşan Pehlivan
Mevcut yönetim kurulu üyelerinin ağırlıkta olduğu tek liste gidilen seçimlerde 9 yönetim kurulu üyesi, 3 denetim ve 3 disiplin kurulu üyesi oyların büyük çoğunluğunu alarak göreve seçildi.
Ege İhracatçı Birlikleri Toplantı Salonu'nda yapılan ve Türkiye'nin değişik illerinden çok sayıda Zeytindostu Derneği üyesinin katıldığı Genel Kurul'da yönetim organlarının seçimine mevcut Yönetim Kurulu Başkanı Metin Ölken'in de yer aldığı tek liste ile gidildi.
Seçimler öncesi yapılan tüzük değişikliği ile daha önce 7 olan yönetim kurulu üye sayısı 9'a çıkarıldı. Tüzük değişikliği sonucu Zeytindostu Zeytin ve Zeytinyağı Derneği olan dernek adının sadece Zeytindostu Derneği olarak değiştirilmesine de karar verildi. Seçimlerde toplam 79 oy kullanılırken, 1 oyun boş, 2 oyun da geçersiz sayılmasıyla 76 oy alan yönetim kurulu adayları 2 yıl süre ile yönetime seçildi.
Zeytindostu Derneği Yönetim Kurulu adına açıklama yapan Metin Ölken, "Kurulduğu günden bu yana sektörün ulusal ve uluslararası boyutta hak ettiği seviyeye çıkarılmasını temel amaç edinen Derneğimiz, yeni yönetimiyle de aynı amaca ulaşmak için çalışmaya devam edecek. Temel prensibimiz daha önce de olduğu gibi sektörün tüm oyuncularını bir araya getirmek ve makro menfaatlerine yönelik faaliyetler gerçekleştirerek, sektör sorunlarına çözüm aramak olacak. Bugüne kadar tüm zorluklara rağmen ortak akıl ve güç birliği aramaya devam eden Zeytindostu Derneği, bundan sonra da ortak aklı ve güçbirliğini temel alacak. Zeytin üretiminde dünya ikinciliğini hedefleyen Türk zeytin ve zeytinyağı sektörünün bu hedefine ulaşması için üzerimize düşen her görevisektörün en önemli sivil toplum kuruluşu olduğumuz bilinciyle yerine getirmeye devam edeceğiz" dedi.
Geçmiş yönetim kurulu üyelerinden 5 ismin tekrar yer aldığı, 4 üyenin ise yönetime ilk defa aday olduğu yeni yönetim kurulu şu isimlerden oluştu:
Ahmet Ertür, Gemlik Ticaret Borsası (Özden Çakır tarafından temsil edilecek), Metin Ölken, Mustafa Alhat, Murat Öztanrıöver, Semra Kara, Zeynep Aktürk, Ülkü Ülken, Abidin Tatlı.
Yönetim Kurulu Yedek Üyeleri:
Gökhan Böcekli, Zeynettin Yılmaz, Süleyman Zemin, Nazan Elgün, Erdoğan Hüsnü Şentürk, Barbaros Özcan, Emre Uygun, Cem Yağcı, Doğan Öge
Denetim Kurulu: Evren Güldoğan, Hüseyin Bozkurt, Ali Nedim Güreli
Denetim Kurulu Yedek Üyeleri: S. S. Bademli Kooperatifi ( Selçuk Bilgin tarafından temsil edilecek), Burcu Keser, Bahattin Okur
Disiplin Kurulu: Fettah Gürmen, Gözde Şahin, Belenlioğlu Ltd. (Ali Bulanık tarafından temsil edilecek)Disiplin Kurulu Yedek Üyeleri: Hakan Gökalp, Dr. Recep Çöpten, Rahşan Pehlivan
Subscribe to:
Posts (Atom)