Meliha Okur
Sabah
23 Ekim 2010, C.tesi
Türkiye'nin dört bir yanında zeytin hasadı başladı. Geçen hafta sonu açılışı Akhisar Ticaret Borsası yaptı. Bugün de Ayvalık'ta hasat şenlikleri için start verildi.
Akhisar ve Ayvalık, her yıl düzenledikleri festivalle çıtayı yükseltiyorlar. Fakat Ayvalık daha şanslı. İstanbullular, tabir yerindeyse sosyete, Ayvalık'ta "hasat" çıkarması yapıyor. Böylece Ayvalık gündeme oturuyor. Diğer bölgeler ise suya yazı yazıyor. Son yıllarda en fazla sıçrama yapan Doğu Akdeniz sessiz sedasız yola devam ediyor.
Zeytinin simgesi güvercinin gagasındaki daldır. Aynı zamanda barışı simgeler.
Ama gelin görün ki, zeytin ve zeytinyağı sektörü deyim yerindeyse savaş halinde!
Onların da simgesi güvercin(!)
***
Aslında bu savaşın galibi yok desek de Akhisar, kaybı az olan üretim merkezi...
Ürünlerini, ülkenin dört bir yanına ustalıkla pazarlıyor. Daha çok ürününü Gemlik, Tekirdağ Şarköy ve Bursa'dan elde eden Marmara Birlik bile 12 milyon ağaca sahip Akhisar'ın stratejik atağını gıpta ile izliyor. 240 sofralık ürün tesisi, 45'e yakın küçük zeytinyağı fabrikası olan Akhisar, 1.5 milyar dolarlık zeytin pazarının yeni yıldızı olarak Gemlik ve Ayvalık'ın karşısına dikiliyor.
Bu kavga ne zaman biter?..
Bilinmez, ama zeytin ağacının ömrü en az 700 yıl.
Yani zeytin kaybetmez, üretici kaybeder.
***
Kafamızı çevirelim.
Karşı kıyıya bakalım.
Lesvos, bizim bildiğimiz adıyla Midilli, Yunanistan'ın üçte bir oranında zeytinini üretiyor.
Lesvos, zamanında AB'den para almak için boş araziye bile zeytin maketi dikerek kendisini uzun süre, "Ben bu işin lideriyim" diye pazarladı.
İşte bu kadar akıllı(!) Midillili bile çok geride. Ayvalık'a gelen Lesvoslular, artık zeytinimizi alıp dönüyor. 8 yılda 80 milyon ağacı 158 milyona çıkaran ülke olarak şov yaparken, küçük çıkarlar uğruna kavgaya tutuşup büyük fotoğrafı kaçırıyoruz.
Zeytinde bu yıl ne yok, ne de var yılı...
Bu yıl az yılı...
Rekoltenin 330 bin ton olacağı tahmin ediliyor, düşüş var. 50 bin ton zeytin stokta bekliyor. Zeytinyağındaki 35 bin ton stoka rağmen üretim 160 bin ton olacak.
Bölge aynı bölge...
İklim aynı iklim...
Hasat aynı hasat...
Gen aynı, ama pazarlama farklı. Kavga da buradan çıkıyor. Bazıları ambalaj farkı dese de fark kafada!
Yani, zeytinin suçu yok!..
***
Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçılar Birliği kararlı.
5 yıldır bağırıyor. "İhracat için ucuz hammaddeye ihtiyacımız var. Dahili İşleme Rejimi kapsamında zeytin ithal etmeliyiz" diyor. Üstelik Dahilde İşleme Rejimi Değerlendirme Kurulu kuruldu.
İthalat isteyen kesimin temsilcisi sayılan Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) kurul üyesi oldu.
16 tarım ürününe ithalat izni çıktı, zeytine vize yok.
Ankara ses vermiyor.
Acaba niye?
Çünkü 3-4 yıla kalmaz, genç ağaçlardan verim almaya başlayacağız. Depolarımız ağzına kadar dolacak. Üretici, "arz fazlası" gibi ciddi bir sorunla karşılaşacak...
Hiçbir siyasetçi, bu kadar getirisi olan ürüne darbe vurmaz. Arz fazlası tehdidini görmezden gelip, kapıları sonuna kadar açmaz. İthalat, her açıdan kendisine zarar getirir. Olay bu.
No comments:
Post a Comment