24 Mart 2011,Perş.
İNGİLTERE SOFRALIK ZEYTİN İHRACATI İÇİN DEV PAZAR
Türkiye’de zeytin ağacı varlığını son 10 yıllık süreçte 90 milyondan 160 milyona çıkaran zeytincilik sektörü, yakın gelecekte yıllık 650 bin tonluk üretimle dünyanın ikinci büyük üreticisi olmayı hedefliyor. Türkiye’nin mevcut iç tüketim rakamları dikkate alındığında bu rekoltenin 500 bin tonluk kısmını ihraç etmesi gerekiyor. Dünya zeytinyağı tüketiminin yüzde 75’ini gerçekleştiren Avrupa Birliği’ne zeytinyağı ihracatının önünde ise tonda 1.125 Avro gümrük vergisi var.
Türkiye’nin yakın gelecekte ulaşacağı 650 bin ton zeytinyağı rekoltesini ihracatla eritebileceği gerçeğinden hareketle tüm dünyada tanıtım çalışmaları yapan Zeytin ve Zeytinyağı Tanıtım Komitesi 13-16 Mart tarihleri arasında Londra-Excel'de gerçekleştirilen ve 2 yılda bir düzenlenen 12. IFE Uluslararası Gıda ve İçecek Fuarı’na katıldı.
Fuar süresince Avrupalıların, Türk sofralık zeytin ve zeytinyağına yoğun ilgi gösterdiklerine şahit olduklarını belirten Zeytin ve Zeytinyağı Tanıtım Komitesi Yönetim Kurulu Başkanı Metin Ölken, zeytinyağında tonda 1.125 Avro gümrük vergisi nedeniyle bu ilgi realize olamadığını söyledi.
ZZTK IFE FUARINDA BÖLGESEL TÜRK ZEYTİNYAĞLARINI TATTIRMADI
ZZTK olarak IFE Fuarı’nda standart sızma Türk zeytinyağı tadımı yaptırdıklarını ancak bölgesel yağların tadımını ziyaretçilere yaptırmadıklarını dile getiren Ölken gerekçelerini ise şöyle özetledi: “Bunun da ana sebebi bugün için İngiltere’ye yapılacak olan zeytinyağı ihracatlarında uygulanan yüksek gümrük vergisi nedeniyle Türk zeytinyağlarının rekabet dışı kalmasıdır. AB kendi dışındaki hemen hemen tüm üretici ülkelere gümrüksüz ithalat için kota tanırken ülkemize tanınan kota ise 100 ton gibi komik bir düzeydedir. Tunus’a 56 bin ton, Suriyeye 10 bin ton düzeyinde yıllık kota veren Avrupa Birliği, Türkiye'ye sadece 100 ton kota vermiştir. Evet, evet yanlış okumadınız; SADECE 100 TON. AB’ye tam üyelik için müzakereleri sürerken işte bizim AB gözündeki yerimiz... ZZTK olarak fuarda sadece zeytin ve zeytinyağı üreticisi olarak ülkemizi hatırlatmaya yönelik çalıştık, var olduğumuzu anlattık ve de bu kota talebimizi gerek Türk ve gerekse AB’li yetkili ve ziyaretçilere yüksek sesle dillendirmeye çalıştık. Bu vesile ile başta AB ile müzakerelerden sorumlu Devlet Bakanımız Sayın Egemen BAĞIŞ ve Sayın Başbakanımız olmak üzere tüm yetkililere seslenmek istiyoruz. AB dünya zeytinyağı tüketiminin yüzde 75’ini tek başına gerçekleştirmektedir. Ülkemizin zeytinyağı üretiminde dünya ikinciliğini hedeflediği bu dönemde ne yazık ki bu önemli pazardan mahrum kalmaktadır. Sektörümüzün geleceği açısından DİR’in uygulamaya konulması kadar AB’nin Türk zeytinyağına uygulamakta olduğu yüksek gümrük vergisi engelinin kaldırılmasının sağlanması şarttır. Bu konuda alınacak olumlu sonuçlar yakın gelecekte sağlanacak üretim artışı ile birlikte zeytinyağı ihracatımızda çok önemli artışları da beraberinde getirecektir.”
İNGİLTERE DEV BİR PAZAR
ZZTK olarak İngiltere’yi hedef pazar olarak seçtiklerini anlatan Ölken, 12. IFE Uluslararası Gıda ve İçecek Fuarı’nda, Türkiye’nin özellikle sofralık zeytin ihracatında İngiltere pazarında çok başarılı olabileceğini gözlemlediklerini kaydetti. Ölken şöyle devam etti: “Birleşik Krallık 63 milyon nüfusu, yaklaşık 35.000 USD kişi başı milli geliri ile Avrupa ekonomisinde oldukça önemli bir yere sahip bir ülke. Ülkenin sektörümüz açısından taşıdığı önemi ise rakamlar ile görmek lazım. 2003-2004 yılına kadar yıllık toplam 15.000 ton sofralık zeytin tüketimi son 5 yılda ciddi artış göstermiş ve yıllık 27 bin ton seviyesine ulaştı. Aynı şekilde 41 bin tonlarda olan zeytinyağı ithalatı son 5 yıllık ortalamada 55 bin tonlara yükseldi. Türkiye, İngiltere’ye yıllık 1.000 ton civarında sofralık zeytin ihraç ediyor ve pazarın yüzde 4’üne sahip, önümüzdeki süreçte oluşacak üretim artışı ile İngiltere pazarında yüzde 25 pazar payına ulaşmayı hedefliyoruz.”
12. IFE Uluslararası Gıda ve İçecek Fuarı’na Türkiye’den 18 firma katılırken, zeytin ve zeytinyağı sektöründe sadece Zeytin ve Zeytinyağı Tanıtım Komitesi yer aldı. Toplamda 1.100 firmanın katıldığı fuarı 22 bin kişi ziyaret etti.
ZZTK’nın 2011 yılı hedef ülkeleri içinde yer alan İngiltere'de önceliklerinin zeytinyağı ihracatındaki gümrük vergisi nedeniyle sofralık zeytin ihracatını arttırmak olduğuna vurgu yapan ZZTK Başkanı Metin Ölken, “Piyasada ambalajlı olduğu kadar açıkta satılan zeytinler dikkatimizi çekti. Dökme olarak İngiltereye ithal edilen ürünler değişik sos ve katkılar ile tatlandırılıp büyük zincir marketler dahil piyasada açık olarak satışa sunulmakta. Piyasanın daha çok büyük kalibrede siyah zeytin talep ettiğini gözlemledik” dedi.
TÜRKLERİN YAŞAĞIDI BÖLGELERDE ZEYTİN REYONLARI DAHA BÜYÜK
İngiltere’deki temasları sırasında Türklerin yoğun olarak yaşadığı bölgelerdeki market raflarında zeytin ve zeytinyağına ayrılan bölümlerin diğer bölgelerdeki marketlere göre daha fazla olduğunu gözlemlediklerini anlatan ZZTK Yönetim Kurulu Üyesi M. Kadri Gündeş; “Marketlerin zeytin ve zeytinyağı ürünlerine ayırdıkları raf ve reyonlar metre kare olarak büyük marketlerin birkaç misli daha fazla olduğunu, Bu yerel marketlerde birçok Türk firmasının zeytininin raflarda yer aldığını, hatta birkaç Türk zeytinyağı markasının mevcut olduğunu gördük. Ülkemiz menşeli zeytinler hem ambalajlı ve hem de dökme olarak mevcut olup, genelde gemlik tipi zeytinler ve çekirdeksiz, dilimli, biberli çeşitlerin satışları yüksek görünmektedir, Restoranlar sabah kahvaltılarına ağırlıklı olarak Aydın-Memecik ve Uslu tipi zeytin türlerini koymaktadırlar, akşam yemeklerinde ve meze olarak ise soslu ve baharatlarla karıştırılmış zeytin tüketimi yaygındır, restoran ve marketler ülkemiz menşeli zeytinleri genellikle Almanya’dan tedarik ettiklerini, ihtiyaç duyduklarında 2-3 palet ürünü diğer gıda ürünleri ile birlikte Almanya’daki aracı ve toptancılardan rahatlıkla tedarik edebildiklerini ifade ettiler” diye konuştu.
12. IFE Uluslararası Gıda ve İçecek Fuarı’nda ZZTK’yı, ZZTK Yönetim Kurulu Başkanı Metin Ölken, ZZTK Yönetim Kurulu Üyesi M. Kadri Gündeş ve Ege İhracatçı Birlikleri Şube Müdürü Necdet Kömür’den oluşan heyet temsil etti.
Akdenizli olununca zeytinle aşk başlıyor zaten. Zeytinsiz kahvaltı, zeytinyağlısız yemek olmuyor. Sadece yemek mi güzel olan? Ya kültürü!... Bu blog, aşkımız zeytin ve zeytinyağı ile bilgileri sizinle paylaşmak arzumuzdan doğdu. Koray & Hakkı Yazıcı e-posta : mhyazici@gmail.com
Thursday, March 24, 2011
Friday, March 18, 2011
Zeytinyağı'nda iki yanlıştan bir doğru çıktı
Yaşar Eyice
Yerel Gözlem
17 Mart 2011,Perş.
Sanıyorum en azından 20, hatta 25 yıl önce Edremit’te Zeytin ve Zeytinyağı konusunda iki üç gün süren bir toplantı yapılmıştı.
Siması gözümün önünde, ama ismini anımsayamadığım, hatta “Zeytinciliğin Babası” olarak adlandırılan bir uzman vardı konuşmacı olarak. Bornova’daki “Zeytincilik Enstitüsü”nden gelmişti. Zaten yurt içi ve yurtdışı sempozyumlarda Türkiye’yi o değerli bilim adamımız, zeytincimiz temsil ediyordu. Bu ismi zeytin ve zeytincilikle ilgili hemen herkesin bilmesi lazım, ama ben hafızamı o kadar zorlamama rağmen bulamıyorum.
Artık yoğun çalışmama, gece yarılarına kadar koşturmama veya Hürrem Sultan’ın dediği gibi ileri yaşıma verin.
Öyle ki, bana göre en çalışkan ve işine sadık kişilerden biri saydığım Murat Demircan’ın gönderdiği mailleri göremeyecek kadar zihnimin dolu olduğuna emin olabilirsiniz.
Hatta Ege İhracatçı Birlikleri Basın Müşaviri Murat Demircan, sitem kokan mailinde, “Zeytinyağı sektörü ile ilgili yazınızda son iki basın bültenimizin size ulaşmadığını anlıyorum. Konu ile ilgili basın bültenlerimizi iletiyorum” diyor sevgili Murat Demircan…
“İki çarpı iki eşittir yedi eder mi?” diye, Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği (EZZİB) Yönetim Kurulu olarak aşağıdaki hususların kamuoyu ile paylaşılmasında fayda görüyor.
2010/11 sezonunun başlangıç tarihi olan 01 Kasım 2010’dan 28 Şubat 2011’e kadar geçen 4 aylık dönemde Türkiye’nin toplam zeytinyağı ihracatı, geçen sezonun aynı dönemine göre yüzde 69, ambalajlı zeytinyağı ihracatı yüzde 40 seviyesinde gerilemişken, UZZK Başkanı Mustafa Tan’ın son iki sezon rakamlarını görmezden gelip ambalajlı zeytinyağı ihracat rakamlarının arttığını belirten, kamuoyunu yanıltan beyanatları, Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu tarafından şaşkınlıkla ve tepkiyle karşılandı.
Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu yaptığı yazılı açıklamada; “Türkiye’nin ihracat istatistikleri en güvenilir istatistikler olup, gerek ihracatçı birlikleri ve gerekse DTM sistemlerinde kayıtlıdır. Arzu eden herkes, ihracatın miktarı ve cinslerine kadar tüm verilere kolayca ulaşılabilir. Bu rakamlar üzerine, farklı yorumlar yapıp, başka başka fikirler üretmek, “2X2=7 eder” demekle eşdeğerdir” ifadesine yer verildi.
Türkiye’de İhracatçı Birlikleri’nin 5910 sayılı Kanunla kurulduğunu ve Birlik Genel Kurul toplantılarına kimlerin katılıp oy kullanabileceği, Birlik Yönetim Kuruluna kimlerin seçilebileceği hususlarının bahse konu Kanun ve bağlı mevzuatla belirlendiğine işaret eden EZZİB Yönetim Kurulu şu görüşlere yer verdi:
“İhracatçı Birliklerinde delege sistemi yoktur, yasal hükümlülüklerini yerine getiren (ihracat yapmış olan, belirtilen süre zarfında genel kurula katılım başvurusu yapmış olan) üye firmalar, genel kurul seçimlerine katılıp oy kullanabilirler.
Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği’nin (EZZİB) üye olma zorunluluğu olmadığı ve Kuruluş Yönetmeliği’nin iptali için mahkeme yoluyla itirazda bulunduğu bir oluşumun, ihracatçı birliği yönetimine kimin girip kimin girmeyeceğini adeta sipariş verir gibi dikte ettirmeye çalışması ve bu öğütlerin ardından demokrat olduğunu savunması, şu günlerde bazı komşu ve çevre ülkelerde gündemde olan tek partili cumhuriyetlerin demokrasi anlayışını çağrıştırmaktadır. Bu zihniyetin seçimden anladığı delege sistemiyle yapılan ve delegelerinin bir şekilde sistemden istifade ettirildiği ve ticari olarak edilen zararın Devlet tarafından silindiği veya ödendiği sistemdir.”
Askıya aldırttı
UZZK Başkanı Mustafa Tan’ın basın açıklamasında UZZK için en yetkili, en başarılı ve ülkemizin ilk ürün konseyi olduğu ifadelerini kullanması da EZZİB tarafından eleştirildi. Türkiye’de Ulusal Pamuk Konseyi’nin de aynı tarihte kurulduğunu hatırlatan EZZİB Yönetim Kurulu açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Türkiye’de halen kurulması için çalışma yürütülen ‘Ulusal Kuru İncir’, ‘Ulusal Kuru Üzüm’ ve ‘Ulusal Kayısı Konseyleri’nin kuruluşları da yine arkadaşlarımızın başarılı ve örnek çalışmalarının bir sonucu olarak Tarım Bakanlığı tarafından ertelenmektedir.”
EZZİB Yönetim Kurulu, “Bundan böyle, “2X2=7 eder” diyenlere cevap verme gereği duymuyoruz. Mer’i kanun ve bağlı mevzuat çerçevesinde seçilmiş olan ve görev yapmakta olan EZZİB Yönetim Kurulu hak ve hukukunu bilecek düzeydedir” diyerek açıklamasına son verdi.
Birçok toplantıda, “Ben hesaptan hiç anlamam” dedikten sonra şöyle devam ederim:
“Öğretmenim Ruhat Hanım (Allah uzun versin, şu anda profesör Dr. Eşi Yavuz Beyi İstanbul’da kaybettikten sonra, İzmir’in yeri başka’ diyerek yaşamını Vali Konağı karşısındaki Mabel Çikolatanın üstündeki apartmanda sürdürüyor) ilkokulda bana ‘İki kere iki kaç eder?’ diye sorduğunda ‘Yirmi iki’ diye yanıt verdiğimde, cetvel atmıştı. (Burada abartı yapıyorum.) Ben iki tane ikiyi yan yana koyarak ‘yirmi iki’ demiştim, meğer o çarpım (kerrat) cetvelinden soru sormuş…”
Bu arada Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu’nun, Zeytin ve Zeytinyağı Tanıtım Komitesi’nin (ZZTK) yurtdışı tanıtım çalışmalarına tüm gücüyle devam ettiğini öğrenmiş oldum
Bilindiği gibi; Zeytin ve Zeytinyağı Tanıtım Komitesi (ZZTK), ülkemizin diğer ihraç ürünlerine ait tanıtım gruplarında (Fındık, Deri, Narenciye, Su Ürünleri, Makine, vb.) olduğu gibi, 9/12/1994 tarihli ve 4059 sayılı Hazine Müsteşarlığı ile Dış Ticaret Müsteşarlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile 22/12/1995 tarihli ve 95/7623 sayılı İhracat Rejimi Kararı hükümleri çerçevesinde Dış Ticaret Müsteşarlığı tarafından yayınlanan Yönetmelik ve Tebliğ hükümleri kapsamında 2007 yılında kurulmuştur. Geliri ve harcamaları sektörün genel kurulu ve Bakanlık tarafından denetleniyor.
İşte bu değerli komita üyeleri yaptıkları açıklamada; “UZZK ve yakınları son dönemde sistemli bir şekilde, ZZTK harcamalarının nerelerde yapıldığına ve/veya ZZTK’nın afonksiyonel olduğuna ilişkin hususları dile getirmek suretiyle Komitemize yönelik yıpratma çalışmalarını yürütmektedir. Bahse konu çalışmaları ve tartışmaları yapanların ise konuya hâkim olmadıkları anlaşılmaktadır.” diyorlar.
Açıklama şöyle devam ediyor:
“Keşke iddia edildiği gibi Komitemizin milyonlarca dolar düzeyinde bütçesi olabilseydi. Tanıtım Komitemiz, kendi yönetimi tarafından belirlenip TİM ve Dış Ticaret Müsteşarlığı tarafından onaylanan sektörün çıkarlarına ve bütçesine uygun uluslararası fuarlara gayet dar tutulan temsilci sayısı ile ancak verimli şekilde katılım sağlayarak ürünlerimizi, sektörümüzü ve ihracatçı firmalarımızı en iyi şekilde tanıtmaya ve temsil etmeye çalışmaktadır. Ayrıca, potansiyel alıcı ülkelerden firma temsilcileri çağrılarak firmalarımızla ikili görüşme organizasyonları gerçekleştirilmektedir. Katıldığımız fuar ve diğer etkinlikler, bazılarının alışageldikleri gibi ana fikri harcırah almak üzerine planlanmış etkinlikler değildir.
ZZTK yönetimi, kendi kıt kaynaklarını, kendi yaptıkları onaylanmış bütçe sınırları içinde değerlendirmeye muktedir kişilerden oluşmaktadır. Hiçbir geliri olmayan, politikalarını perde arkasındaki kişilerin yönlendirdiği, yolluk ve ulaşım giderleri, politikalarını belirleyen sponsorlar tarafından karşılanan oluşumlarla karıştırılmamalıdır. ZZTK’da yer alamadığı için eleştiride bulunan kişiler, arzu ettikleri takdirde yerel düzeyde oluşturulan tanıtım gruplarında yer alıp tanıtımlarını yapabilirler, buna mani hiçbir hal yoktur. Kaynak sıkıntısı çeken oluşumlar, ihracatçılarımızın kendi topladıkları kaynaklara göz dikmek yerine, kendi sponsorlarından destek beklemeye devam edebilirler.”
Zeytin ve Zeytinyağı Tanıtım Komitesi tarafından yapılan açıklamaya ve bilgilendirmeye teşekkür ediyorum… Bu arada konuyu ilk kez açan “Zeytin Dostu” Hüsamettin Berber’e de teşekkürlerimi sunuyorum.
Yazı çok uzun olacak ama, bu arada; EZZİB Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Alhat'ın yaptığı yorumu da sizlerle paylaşmak istiyorum:
Mustafa Ahlat şöyle diyor:
Değerli Zeytindostları; Kısaca bir noktaya dikkat çekmek istiyorum. “Altın fiyatları düştü.” diye bir haber okusanız hangi zaman aralığını dikkate alırsınız?
Altının fiyatını dakikalık takip eden var günlük takip eden var 10 yıl önce düğünde takılmış bilezik karda mı zararda mı? diye bakanda var...
Mustafa Tan Ağabey'im kendi iddiası boş çıkmasın diye beğenmediği verileri yok varsayabiliyor.
Aşağıya kopyaladım. 7 mart 2011 tarihli basın bülteninde DTM’ nin Kasım 2009-Ağustos 2010 verilerini kullandığını 2010-2011 yılı henüz tamamlanmadığından, bir önceki yıl da karşılaştırmada tek yıl olması nedeniyle (tek yıl olunca ne oluyor onu anlayamadım markalı satıştan bahsediyoruz raf diyoruz süreklilik diyoruz hala tek yıl çift yıl...) dikkate alınmamıştır şeklinde not düşmüş.
Yani verilerin en yenisinin 2009 yılı olduğunu 2010 yılının ve 2011 in bugüne kadar geçen dönemdeki trendin kendi istatistiğinde olmadığını belirtmiş.
Artık daha ne diyeyim.Gazetecilerde biraz dikkatli olacak elma ile Armutu ayırt edecek.
Aslında bizim gazeteciler zehir gibidir fakat iş zeytin konusuna gelince akıl tutulması oluyor nedense.
Biri çıksa elimde 2009 a kadar altının seyri ile ilgili istatistik var İstanbul Altın Borsası istatistikleri yanlıştır dese ciddiye alıp sayfalarına taşımazlar. Ama Mustafa Tan çıkıp EZZİB verileri yanlış deyince haber olabiliyor.
Aslında Sayın Yaşar Eyice güzel bir noktaya temas etmiş.Kurumlar'ın amaç ve görevlerini iyi anlamak lazım.
İhracatçı Birlikleri esas olarak İhracatın sürdürülebilirliği ve gelişimini temin edecek politikalar üretmek ve lobi faaliyeti uygulayıp hayata geçirmek durumundadır.
İhracatın düşmesi bizim sevindiğimiz yada gurur duyduğumuz bir durum değildir. Aksine yönetimimizin başarısız olduğunun göstergesidir. Dahilde İşleme Rejimi kararnamesini çıkarttıramadığımız için düşmüştür.
Aslında bizlerde DİR olsun istemeyiz.Çiftçi ihracatçının önüne dünya fiyat ve kalitesinde sürekli olarak ürünü koysun DİR'e gerek kalmaz. DİR markalı satıcının sigortasıdır. Bir gün var bir gün yok ürünü spot satarsınız.Hem markalı satılsın hem de Türkiye'de yeterince pamuk olduğu zaman satılsın diye bir şeyi tekstil sektöründe söyleyebilir misiniz?
Dünya fiyatlarının çok üstünde seyreden kırmızı et fiyatlarıyla işlenmiş kırmızı et ihracatı ne kadar yapılabiliyor?
Lütfen biraz daha ciddi olalım.Ciddiyeti söyleniş şeklinde değil manada arayalım. (Mustafa Ahlat- EZZİB yönetim kurulu üyesi)
UZZK’nın zeytinyağı ihracatının gerçeklerini gün ışığına çıkarması beni hiç ilgilendirmiyor. Rakamlara bakıyorum ve Ruhat Hocahanıma söylediğim gibi iki kere ikiden dört değil yirmiikiyi çıkarıorum. Kaç kat fazlası artık siz hesaplayın…
Benim üzüldüğüm nokta zeytincilerin birbirlerine girmesi. Sevindiğim nokta ise artık yanlıştan dönülüp, birlik ve beraberlik içinde hareket edilmesi, yanlışlardan dönülüp doğruyu bulmaktır. Zaten doğru birdir. Ama unutmamak lazım iki yanlıştan da bazen bir doğru çıkar.
Yerel Gözlem
17 Mart 2011,Perş.
Sanıyorum en azından 20, hatta 25 yıl önce Edremit’te Zeytin ve Zeytinyağı konusunda iki üç gün süren bir toplantı yapılmıştı.
Siması gözümün önünde, ama ismini anımsayamadığım, hatta “Zeytinciliğin Babası” olarak adlandırılan bir uzman vardı konuşmacı olarak. Bornova’daki “Zeytincilik Enstitüsü”nden gelmişti. Zaten yurt içi ve yurtdışı sempozyumlarda Türkiye’yi o değerli bilim adamımız, zeytincimiz temsil ediyordu. Bu ismi zeytin ve zeytincilikle ilgili hemen herkesin bilmesi lazım, ama ben hafızamı o kadar zorlamama rağmen bulamıyorum.
Artık yoğun çalışmama, gece yarılarına kadar koşturmama veya Hürrem Sultan’ın dediği gibi ileri yaşıma verin.
Öyle ki, bana göre en çalışkan ve işine sadık kişilerden biri saydığım Murat Demircan’ın gönderdiği mailleri göremeyecek kadar zihnimin dolu olduğuna emin olabilirsiniz.
Hatta Ege İhracatçı Birlikleri Basın Müşaviri Murat Demircan, sitem kokan mailinde, “Zeytinyağı sektörü ile ilgili yazınızda son iki basın bültenimizin size ulaşmadığını anlıyorum. Konu ile ilgili basın bültenlerimizi iletiyorum” diyor sevgili Murat Demircan…
“İki çarpı iki eşittir yedi eder mi?” diye, Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği (EZZİB) Yönetim Kurulu olarak aşağıdaki hususların kamuoyu ile paylaşılmasında fayda görüyor.
2010/11 sezonunun başlangıç tarihi olan 01 Kasım 2010’dan 28 Şubat 2011’e kadar geçen 4 aylık dönemde Türkiye’nin toplam zeytinyağı ihracatı, geçen sezonun aynı dönemine göre yüzde 69, ambalajlı zeytinyağı ihracatı yüzde 40 seviyesinde gerilemişken, UZZK Başkanı Mustafa Tan’ın son iki sezon rakamlarını görmezden gelip ambalajlı zeytinyağı ihracat rakamlarının arttığını belirten, kamuoyunu yanıltan beyanatları, Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu tarafından şaşkınlıkla ve tepkiyle karşılandı.
Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu yaptığı yazılı açıklamada; “Türkiye’nin ihracat istatistikleri en güvenilir istatistikler olup, gerek ihracatçı birlikleri ve gerekse DTM sistemlerinde kayıtlıdır. Arzu eden herkes, ihracatın miktarı ve cinslerine kadar tüm verilere kolayca ulaşılabilir. Bu rakamlar üzerine, farklı yorumlar yapıp, başka başka fikirler üretmek, “2X2=7 eder” demekle eşdeğerdir” ifadesine yer verildi.
Türkiye’de İhracatçı Birlikleri’nin 5910 sayılı Kanunla kurulduğunu ve Birlik Genel Kurul toplantılarına kimlerin katılıp oy kullanabileceği, Birlik Yönetim Kuruluna kimlerin seçilebileceği hususlarının bahse konu Kanun ve bağlı mevzuatla belirlendiğine işaret eden EZZİB Yönetim Kurulu şu görüşlere yer verdi:
“İhracatçı Birliklerinde delege sistemi yoktur, yasal hükümlülüklerini yerine getiren (ihracat yapmış olan, belirtilen süre zarfında genel kurula katılım başvurusu yapmış olan) üye firmalar, genel kurul seçimlerine katılıp oy kullanabilirler.
Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği’nin (EZZİB) üye olma zorunluluğu olmadığı ve Kuruluş Yönetmeliği’nin iptali için mahkeme yoluyla itirazda bulunduğu bir oluşumun, ihracatçı birliği yönetimine kimin girip kimin girmeyeceğini adeta sipariş verir gibi dikte ettirmeye çalışması ve bu öğütlerin ardından demokrat olduğunu savunması, şu günlerde bazı komşu ve çevre ülkelerde gündemde olan tek partili cumhuriyetlerin demokrasi anlayışını çağrıştırmaktadır. Bu zihniyetin seçimden anladığı delege sistemiyle yapılan ve delegelerinin bir şekilde sistemden istifade ettirildiği ve ticari olarak edilen zararın Devlet tarafından silindiği veya ödendiği sistemdir.”
Askıya aldırttı
UZZK Başkanı Mustafa Tan’ın basın açıklamasında UZZK için en yetkili, en başarılı ve ülkemizin ilk ürün konseyi olduğu ifadelerini kullanması da EZZİB tarafından eleştirildi. Türkiye’de Ulusal Pamuk Konseyi’nin de aynı tarihte kurulduğunu hatırlatan EZZİB Yönetim Kurulu açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Türkiye’de halen kurulması için çalışma yürütülen ‘Ulusal Kuru İncir’, ‘Ulusal Kuru Üzüm’ ve ‘Ulusal Kayısı Konseyleri’nin kuruluşları da yine arkadaşlarımızın başarılı ve örnek çalışmalarının bir sonucu olarak Tarım Bakanlığı tarafından ertelenmektedir.”
EZZİB Yönetim Kurulu, “Bundan böyle, “2X2=7 eder” diyenlere cevap verme gereği duymuyoruz. Mer’i kanun ve bağlı mevzuat çerçevesinde seçilmiş olan ve görev yapmakta olan EZZİB Yönetim Kurulu hak ve hukukunu bilecek düzeydedir” diyerek açıklamasına son verdi.
Birçok toplantıda, “Ben hesaptan hiç anlamam” dedikten sonra şöyle devam ederim:
“Öğretmenim Ruhat Hanım (Allah uzun versin, şu anda profesör Dr. Eşi Yavuz Beyi İstanbul’da kaybettikten sonra, İzmir’in yeri başka’ diyerek yaşamını Vali Konağı karşısındaki Mabel Çikolatanın üstündeki apartmanda sürdürüyor) ilkokulda bana ‘İki kere iki kaç eder?’ diye sorduğunda ‘Yirmi iki’ diye yanıt verdiğimde, cetvel atmıştı. (Burada abartı yapıyorum.) Ben iki tane ikiyi yan yana koyarak ‘yirmi iki’ demiştim, meğer o çarpım (kerrat) cetvelinden soru sormuş…”
Bu arada Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu’nun, Zeytin ve Zeytinyağı Tanıtım Komitesi’nin (ZZTK) yurtdışı tanıtım çalışmalarına tüm gücüyle devam ettiğini öğrenmiş oldum
Bilindiği gibi; Zeytin ve Zeytinyağı Tanıtım Komitesi (ZZTK), ülkemizin diğer ihraç ürünlerine ait tanıtım gruplarında (Fındık, Deri, Narenciye, Su Ürünleri, Makine, vb.) olduğu gibi, 9/12/1994 tarihli ve 4059 sayılı Hazine Müsteşarlığı ile Dış Ticaret Müsteşarlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile 22/12/1995 tarihli ve 95/7623 sayılı İhracat Rejimi Kararı hükümleri çerçevesinde Dış Ticaret Müsteşarlığı tarafından yayınlanan Yönetmelik ve Tebliğ hükümleri kapsamında 2007 yılında kurulmuştur. Geliri ve harcamaları sektörün genel kurulu ve Bakanlık tarafından denetleniyor.
İşte bu değerli komita üyeleri yaptıkları açıklamada; “UZZK ve yakınları son dönemde sistemli bir şekilde, ZZTK harcamalarının nerelerde yapıldığına ve/veya ZZTK’nın afonksiyonel olduğuna ilişkin hususları dile getirmek suretiyle Komitemize yönelik yıpratma çalışmalarını yürütmektedir. Bahse konu çalışmaları ve tartışmaları yapanların ise konuya hâkim olmadıkları anlaşılmaktadır.” diyorlar.
Açıklama şöyle devam ediyor:
“Keşke iddia edildiği gibi Komitemizin milyonlarca dolar düzeyinde bütçesi olabilseydi. Tanıtım Komitemiz, kendi yönetimi tarafından belirlenip TİM ve Dış Ticaret Müsteşarlığı tarafından onaylanan sektörün çıkarlarına ve bütçesine uygun uluslararası fuarlara gayet dar tutulan temsilci sayısı ile ancak verimli şekilde katılım sağlayarak ürünlerimizi, sektörümüzü ve ihracatçı firmalarımızı en iyi şekilde tanıtmaya ve temsil etmeye çalışmaktadır. Ayrıca, potansiyel alıcı ülkelerden firma temsilcileri çağrılarak firmalarımızla ikili görüşme organizasyonları gerçekleştirilmektedir. Katıldığımız fuar ve diğer etkinlikler, bazılarının alışageldikleri gibi ana fikri harcırah almak üzerine planlanmış etkinlikler değildir.
ZZTK yönetimi, kendi kıt kaynaklarını, kendi yaptıkları onaylanmış bütçe sınırları içinde değerlendirmeye muktedir kişilerden oluşmaktadır. Hiçbir geliri olmayan, politikalarını perde arkasındaki kişilerin yönlendirdiği, yolluk ve ulaşım giderleri, politikalarını belirleyen sponsorlar tarafından karşılanan oluşumlarla karıştırılmamalıdır. ZZTK’da yer alamadığı için eleştiride bulunan kişiler, arzu ettikleri takdirde yerel düzeyde oluşturulan tanıtım gruplarında yer alıp tanıtımlarını yapabilirler, buna mani hiçbir hal yoktur. Kaynak sıkıntısı çeken oluşumlar, ihracatçılarımızın kendi topladıkları kaynaklara göz dikmek yerine, kendi sponsorlarından destek beklemeye devam edebilirler.”
Zeytin ve Zeytinyağı Tanıtım Komitesi tarafından yapılan açıklamaya ve bilgilendirmeye teşekkür ediyorum… Bu arada konuyu ilk kez açan “Zeytin Dostu” Hüsamettin Berber’e de teşekkürlerimi sunuyorum.
Yazı çok uzun olacak ama, bu arada; EZZİB Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Alhat'ın yaptığı yorumu da sizlerle paylaşmak istiyorum:
Mustafa Ahlat şöyle diyor:
Değerli Zeytindostları; Kısaca bir noktaya dikkat çekmek istiyorum. “Altın fiyatları düştü.” diye bir haber okusanız hangi zaman aralığını dikkate alırsınız?
Altının fiyatını dakikalık takip eden var günlük takip eden var 10 yıl önce düğünde takılmış bilezik karda mı zararda mı? diye bakanda var...
Mustafa Tan Ağabey'im kendi iddiası boş çıkmasın diye beğenmediği verileri yok varsayabiliyor.
Aşağıya kopyaladım. 7 mart 2011 tarihli basın bülteninde DTM’ nin Kasım 2009-Ağustos 2010 verilerini kullandığını 2010-2011 yılı henüz tamamlanmadığından, bir önceki yıl da karşılaştırmada tek yıl olması nedeniyle (tek yıl olunca ne oluyor onu anlayamadım markalı satıştan bahsediyoruz raf diyoruz süreklilik diyoruz hala tek yıl çift yıl...) dikkate alınmamıştır şeklinde not düşmüş.
Yani verilerin en yenisinin 2009 yılı olduğunu 2010 yılının ve 2011 in bugüne kadar geçen dönemdeki trendin kendi istatistiğinde olmadığını belirtmiş.
Artık daha ne diyeyim.Gazetecilerde biraz dikkatli olacak elma ile Armutu ayırt edecek.
Aslında bizim gazeteciler zehir gibidir fakat iş zeytin konusuna gelince akıl tutulması oluyor nedense.
Biri çıksa elimde 2009 a kadar altının seyri ile ilgili istatistik var İstanbul Altın Borsası istatistikleri yanlıştır dese ciddiye alıp sayfalarına taşımazlar. Ama Mustafa Tan çıkıp EZZİB verileri yanlış deyince haber olabiliyor.
Aslında Sayın Yaşar Eyice güzel bir noktaya temas etmiş.Kurumlar'ın amaç ve görevlerini iyi anlamak lazım.
İhracatçı Birlikleri esas olarak İhracatın sürdürülebilirliği ve gelişimini temin edecek politikalar üretmek ve lobi faaliyeti uygulayıp hayata geçirmek durumundadır.
İhracatın düşmesi bizim sevindiğimiz yada gurur duyduğumuz bir durum değildir. Aksine yönetimimizin başarısız olduğunun göstergesidir. Dahilde İşleme Rejimi kararnamesini çıkarttıramadığımız için düşmüştür.
Aslında bizlerde DİR olsun istemeyiz.Çiftçi ihracatçının önüne dünya fiyat ve kalitesinde sürekli olarak ürünü koysun DİR'e gerek kalmaz. DİR markalı satıcının sigortasıdır. Bir gün var bir gün yok ürünü spot satarsınız.Hem markalı satılsın hem de Türkiye'de yeterince pamuk olduğu zaman satılsın diye bir şeyi tekstil sektöründe söyleyebilir misiniz?
Dünya fiyatlarının çok üstünde seyreden kırmızı et fiyatlarıyla işlenmiş kırmızı et ihracatı ne kadar yapılabiliyor?
Lütfen biraz daha ciddi olalım.Ciddiyeti söyleniş şeklinde değil manada arayalım. (Mustafa Ahlat- EZZİB yönetim kurulu üyesi)
UZZK’nın zeytinyağı ihracatının gerçeklerini gün ışığına çıkarması beni hiç ilgilendirmiyor. Rakamlara bakıyorum ve Ruhat Hocahanıma söylediğim gibi iki kere ikiden dört değil yirmiikiyi çıkarıorum. Kaç kat fazlası artık siz hesaplayın…
Benim üzüldüğüm nokta zeytincilerin birbirlerine girmesi. Sevindiğim nokta ise artık yanlıştan dönülüp, birlik ve beraberlik içinde hareket edilmesi, yanlışlardan dönülüp doğruyu bulmaktır. Zaten doğru birdir. Ama unutmamak lazım iki yanlıştan da bazen bir doğru çıkar.
Wednesday, March 16, 2011
Zeytin'de suçlamalar birbirini takip ediyor
Yaşar EYİCE
Kobihaber
15 Mart 2011,Salı
Ege İhracatçılar Birliği nin çalışma düzenini tam bilemiyorum. Çünkü kuruluşunu ve amaçlarını okumadım ve incelemedim, sadece iyi niyetli insanların elinde olduğunu düşünüyorum.
Ancak 5 Mart tarihli açıklama beni düşünceye sevk etti.
Birlik yaptığı açıklamada; “UZZK, zeytinyağı ihracat rakamlarını çarpıtıyor” deniliyor.
İddiaya göre; Zeytinyağı ihracat rakamlarının sürekli gerilemesine rağmen, UZZK Başkanı Mustafa Tan’ın, “Sadece dökme zeytinyağı ihracatı geriliyor, ambalajlı zeytinyağı ihracatı düşmüyor” şeklindeki gerçeği yansıtmayan beyanatları Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği’nin tepkisini çekti.
UZZK’nın açılımı şöyle: Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi…
Çocukluğumdan bu yana “zeytin” ve “zeytin ağacına” ilgim son zamanlarda arttı. Belki bunda “Zeytin dostu” Hüsamettin Berber’in de etkisi var. Ya da Urla’da üretici bir kadının “Hele şükür!” demesinin…
Urla’daki evimin çevresine “zeytin fidanları” dikerken, bana övücü sözler etmişti bu kadıncağız, ama istenen sonucu alamadım. Çünkü gelip geçenler mi, hayvanlar mı nedir bilemiyorum, bir süre sonra yok olmuşlardı.
Ama Göztepeli efsane futbolcu, Beşiktaş ve Milli takımın eski golcü oyuncusu Nihat Yayöz’ün villasının bahçesindeki küçük çiftliğinde yetiştirdiği zeytin ağaçlarının denelerinden yaptığı yeşil zeytinleri kısa sürede ya da bir çırpıda lezzet içinde bitirdiğimi söyleyebilirim.
İZFAŞ Genel Müdürü Doğan İşleyen’in de en büyük zevklerinde birinin “zeytin” yetiştirmek olduğunu, danelerini toplarken duyduğu mutluluğu anlatırken gözlerinin “ışıldadığını” hatırlıyorum…
Örnekleri çoğaltabilirim…
Fransa’nın Sorbon Üniversitesi’nden Süreyya İnce Arıkan da, şimdi Alaçatı’da kurduğu çiftliğinde zeytincilik, bağcılık ve hayvancılık yapıyor. Ama onun da ticaretle işi yok… Sadece yabancı konuklarıyla sık sık Alaçatı’ya geliyor ve ciğerlerini ve beynini temizliyor. Rektefiye ediyor.
Şarlo’nun “sessiz filmlerinden” birini anımsıyorum… Çok zengin, bir o kadar da cimri (pinti) karısının tabağına sadece bir, en fazla iki zeytin koymasına içerlemiş ve “kendini” kaçırtmıştı… Fidye istiyordu karısından, ama onun para karşısında hiç önemi yoktu.
Herhalde şimdi de “zeytin” ya da “yağı” altında,paralar mı, mevkiler mi, koltuklar mı nedir bilemiyorum bir “savaş” açığa çıktı. İşin politik yanı da olabilir mi? Yine bilemiyorum!..
Bildiğim zeytin ve yağının uluslararası önemi olduğunu, sağlıklı yaşamın bir parçası olduğunu ve altın kadar kıymetli olduğu…
Açıklama şöyle:
Türkiye’nin zeytinyağı ihracat rakamlarının son yıllarda UZZK ve Tarım Satış Kooperatifleri Birliği’nin sektöre zarar veren politikaları nedeniyle sürekli gerilediğini belirten Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu, “Türkiye’de 2010/11 sezonu zeytinyağı ihracatının başladığı 01 Kasım 2010 tarihinden 28 Şubat 2011 tarihine kadar geçen 4 aylık dönemde ambalajlı zeytinyağı ihracatı 4 bin 475 ton olmuştur.
Geçen sezonun aynı döneminde Türkiye’nin ambalajlı zeytinyağı ihracatı ise 7 bin 377 ton olarak gerçekleşmiştir.
Ambalajlı zeytinyağı ihracatının yüzde 40 oranında gerilediği bir ortamda UZZK Başkanı Mustafa Tan’ın ambalajlı zeytinyağı ihracatı gerilemiyor, dökme ihracat düşüyor şeklinde beyanat vermesini anlamak mümkün değildir” ifadesine yer verdi.
UZZK’nın Türk zeytin ve zeytinyağı sektörünü tek çatı altında birleştirme iddiası bulunmasına karşın, üye sayısı son derece kısıtlı ve antidemokratik bir tüzükle Genel Kurul yapan bir kuruluş kimliğinde olduğuna işaret eden EZZİB Yönetim Kurulu, UZZK’nın tüzüğünün antidemokratik hükümlerinin iptali için yargıya başvurma kararı aldıklarını bildirdi.
Zeytinyağı ihracatında idealin ve hedefin ambalajlı ürün ihracatının arttırılması olduğunu belirten EZZİB Yönetim Kurulu şu görüşlere yer verdi:
Ambalajlı zeytinyağı ihracatını arttırabilmek ve dış pazarlarda için Dış Ticaret Müsteşarlığı sektörümüzce yeterli görülmese de belirli bir düzeyde destek veriyor. Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği ve Zeytin ve Zeytinyağı Tanıtım Komitesi olarak tüm gücümüzle, Türkiye’nin ambalajlı zeytinyağı ihracatının arttırılması için çalışıyoruz. 2011 yılında hedef pazarlarda kısıtlı bütçe olanaklarımızla 6 tane gıda fuarına katılarak Türk zeytin ve zeytinyağını tanıtacağız. Ancak, önümüzdeki 3-5 yıllık süreçte yeni dikilen zeytin ağaçlarının ürün vermeye başlaması ile birlikte rekoltemiz 500 bin ton’a ulaşacak. Rekoltenin 500 bin tona yükseldiği gün bütün bu populist politikalar son bulacaktır. Bugün bu populist politikaları yapanlar rekoltenin altında ezilecektir.”
Türkiye’nin zeytinağacı varlığının yüzde 70 artışla 170 milyon seviyesine ulaştığına işaret eden EZZİB Yönetim Kurulu, yakın gelecekte artacak rekoltenin pazarlanacağı pazarların akşamdan sabaha kazanılmasının mümkün olmadığına işaret ederek, “Son üç yıldır zeytinyağında Türk markalarının bir çoğu dünya pazarlarındaki yerlerini zaten kaybetmiş durumdadırlar. Örneğin bundan 5 yıl kadar önce Kanada’nın büyük zincir marketlerinde en az 6-7 Türk markası boy gösterirken, şimdi bu ülke marketlerinin raflarında bir tane bile Türk markası kalmamıştır.
Durum ABD, Uzakdoğu ülkeleri ve hatta Avustralya’da farklı değildir.
Türkiye’nin, dünya pazarlarında güçlü bir oyuncu olabilmesinin en önemli şartı rakipleri ile aynı rekabet şartlarına sahip olabilmesidir. Dünya’nın en büyük zeytinyağı üretici ülkeleri İspanya ve İtalya dahilde işleme rejimi kapsamında tüm üretici ülkelerden zeytinyağı ithal edip ambalajlı olarak tüm dünyaya ihraç ediyorlar. Türk zeytinyağı sektörünün de dahilde işleme rejimi kapsamında ihraç kaydıyla zeytinyağı ithal etme hakkına sahip olması gerekir. Aksi takdirde rekoltemiz arttığında dökme ihracatçısı konumundan kurtulamayız” ifadelerine yer verdi.
İHRACATI DÜŞEN TEK SEKTÖR ZEYTİN VE ZEYTİNYAĞI
Türkiye, 2004/05 sezonunda 21 bin 596 ton ambalajlı zeytinyağı ihraç ederken 70 milyon 557 bin dolarlık döviz girdisi elde etti. 2005/06 sezonunda ambalajlı zeytinyağı ihracatı 11 bin 324 tona gerilerken getirisi 50 milyon 579 bin dolar oldu.
2006/07 sezonunda 15 bin 468 ton ambalajlı zeytinyağı ihraç eden Türkiye, 2008/9 sezonunda 16 bin 560 ton, 2009/10 sezonunda ise 14 bin 31 ton ambalajlı zeytinyağı ihraç etti. 2009/10 sezonunun ilk çeyreğinde 7 bin 377 ton ambalajlı zeytinyağı ihracatına karşılık 27 milyon 44 bin dolar döviz girdisi elde eden Türkiye, 2010/11 sezonunun ilk çeyreğinde ise yüzde 40’lık gerilemeyle 4 bin 163 ton ambalajlı zeytinyağı ihracatı karşılığı 17 milyon 46 bin dolarlık gelir elde etti. 2004/05 sezonunda toplam 92 bin 228 ton zeytinyağı ihraç eden Türkiye, sonraki yıllarda sürekli kan kaybederek 2009/10 sezonu sonunda 23 bin 199 tona kadar geriledi.
2011 yılı Şubat ayında Türkiye İhracatçılar Meclisi verilerine göre, Türkiye’de ihracat kayıtlarının tutulduğu 24 ana sektörde 23 sektörün ihracat rakamları, 2010 yılı Şubat ayına göre artış gösterirken zeytin ve zeytinyağı ihracatı yüzde 37’lik gerileme ile ihracatı düşen tek sektör oldu.
Bu ihracat rakamları ortadayken, İhracatçı Birliği’nin üyesi olmadığı söz konusu Tarım Konseyi’nin Başkanı Sayın Tan, ihracatçının önünü daha da kesmek için rakamları çarpıtmakta, kamuoyunu yanıltmaktadır. Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçı Birliği her zamanki sorumluluk anlayışıyla kamuoyunu doğru verilerle bilgilendirmeyi görev kabul etmektedir. EZZİB bu görev ve sorumluluk anlayışıyla, gerçek amacı zeytinyağı ihracatının önünü tamamen tıkamak olan zihniyete karşı mücadelesini aynı kararlılıkla sürdürmektedir.
YAYLIM ATEŞİYLE CEVAP
Bu arada “Zeytinağacı” Dergisi’nden edindiğim bilgiye göre; Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği’nin (EZZİB) yaptığı yazılı açıklamayla Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi’ni (UZZK) ihracat rakamlarını çarptırdığı yönünde suçlamasının ardından, Konsey Başkanı Mustafa Tan da yine yazılı bir açıklamayla suçlamalara cevap verdi.
Tan’ın yanıtı ise adeta yaylım ateşi gibiydi. Konsey Başkanı açıklamasında adeta, Dahilde İşleme Rejiminden girdi, Zeytin ve Zeytinyağı Tanıtım Komitesi’nden çıktı.
UZZK’nın Türkiye’nin ilk ürün konseyi olduğunun ve kanun-yönetmeliklerin dışına çıkmaksızın faaliyetlerini sürdürdüğünün altını çizen Tan, EZZİB’i ısrarla konseye üye olmamakla suçladı. Dış Ticaret Müsteşarlığı’nın konseye üye olduğu halde, bağlı kuruluşu Ege İhracatçı Birlikleri’nin üye olmamakta direndiğini savundu.
ÜYE OLMUYORLAR
Tan yaptığı açıklamada, “Ege ihracatçı Birliği Konseyimiz üyesi olmamak için direnmekte ve Konsey dışında kalarak UZZK Yönetmeliğimiz ve Yönetim başta olmak üzere basın ve diğer yollarla karalamalarına ve çeşitli merciler nezdinde yönetim kuruluz ve şahsımıza yönelik suçlama ve şikayetlerine devam etmektedirler” ifadelerine yer verdi.
“EKSİK BEYANAT VERİYORLAR”
İhracat rakamları konusunda asıl yanıltıcı açıklamaların EZZİB kanadından yapıldığını savunan Mustafa Tan, birlik yöneticilerini şu ifadelerle eleştirdi;
“Her zaman uyguladıkları yöntemlerden biri olan İhracat Rakamları ile ilgili yanıltıcı ve kışkırtıcı açıklamalarına yanıt; Ambalajlı ihracatın arttığına yönelik söylemlerimiz. Öncelikle, sadece Ege İhracatçı Birliğinin değil tüm ihracat miktarını verebilen ve EİB’ nin bağlı olduğu Dış Ticaret Müsteşarlığı (DTM) verilerine göre ele alınmalıdır.
Buna göre adının önünde zeytin ve zeytinyağı ihracatçı birlikleri olmasına rağmen nedense dökme ihracatın yasak olduğu sofralık zeytin ihracatına yönelik açıklamaları bulunmamaktadır. Biz bu eksikliği belirterek öncelikle ülkemiz sofralık zeytin ihracat duruma bakalım;
Son 4 yıllık veriler incelendiğinde ortalama ambalajlı zeytin ihracatı 63.750 ton olup değeri ortalama 95.750 (Bin $) dır. Bir önceki 4 yıl ortalaması ise; 52.100 ton olup, bu miktarın değeri ortalama; 57.997 (Bin $)’dır buna göre son 4 yılda sofralık zeytin ihracatındaki artış oranı miktar bazında % 22, değer bazında ise; % 65’dir. Bu durum UZZK tarafından dile getirilen hususları, son yıllarda sofralık zeytin ihracatımızın arttığı ve Ülkemiz zeytin ihracatçılarının ihracatı daha fazla öğrenmeye başladıkları söylemlerini doğrulamaktadır.”
“DÖKME AZALIYOR” DA ISRAR ETTİ
Mustafa Tan, son 4 yılda dökme zeytinyağı ihracatının azalıp, ambalajlı ihracatın arttığı noktasında ısrar ederek, dökme ve ambalajlı ihracatı şöyle değerlendirdi;
“Dökme ve kutulu zeytinyağı bakımından aynı karşılaştırmalara bir göz atalım. Dökme zeytinyağı açısından durum; son 4 yılda dökme zeytinyağı ihracatımız ortalama 14.589.942 ton olup bunun değeri ortalama 55.140.770 $’dır. Bundan önceki 4 yılda 40.022.414 ton dökme ihracat yapılırken değeri ise; ortalama 74.061.728 $ olmaktadır. Burada son 4 yılda dökme zeytinyağı ihracatımızda miktarı bazında % 64, değer bazında da % 25 düşüş yaşanmıştır.
Şimdi de ambalajlı zeytinyağı ihracatımıza bakalım; son 4 yılda ambalajlı ihracatımızın ortalama miktarı 11.797.671 ton olup bunun değeri ortalama 47.527.835 $’dır. Bundan önceki 4 yılda ise kutulu ihracatımızın ortalama miktarı 11.088.626 ton, bunun da değeri ortalama 24.852.812 $ olmaktadır. Buna göre; son 4 yılda, önceki 4 yıla göre; ambalajlı ihracatımız miktar bazında % 6 artış, değer bazında da % 91 artış görülmüştür.”
“KARALAMA KAMPANYASI”
Mustafa Tan, EZZİB tarafından basın açıklamalarıyla bilinçli bir karalama kampanyası yürütüldüğünü savunarak, asıl hedefin dahili işleme rejimi kapsamında ithalat (DİR) istemleri olduğunu vurguladı. Türkiye’nin 4 yıldır İspanya ve ABD gibi ülkelerin dökme zeytinyağı tedarikçisi olmaktan çıktığını anlatan Tan, Türk zeytinyağının “Made in Turkey” ibaresi ile tanınmaya başladığının altını çizdi.
ÇARPICI SATIRBAŞLARI
MUSTAFA TAN:
“Son dönemlerde İhracatçı Birliği’nin Yönetimine birçok kez ihracat birincilikleri almış olan ve bu yönetimden önceki yönetimlerde defalarca yer alan bulunan, Tariş, Marmarabirlik, Verde, Komili Yudum vb gibi birlik, kuruluş veya firmalar dahil edilmemekte ve üyeleri arasında huzursuzluk yaratan delege belirleme sistemi içinde seçilmeleri neredeyse imkansız kılınmaktadır.
UZZK yönetiminde ise; Türkiye zeytin ve zeytinyağı üretiminin iç ve dış pazarlamasının yaklaşık % 80’ini gerçekleştiren kurum ve kuruluş ya da firmaların temsilcileri yer almaktadır.
UZZK’ yı, Üyelerini ve yönetimini antidemokratik bulan ve tüzüğünün değiştirilmesini isteyen Ege İhracatçı Zeytin ve Zeytinyağı Birlikleri öncelikle kendi genel kurul delege seçim sistemini ve işleyişini irdelemek ve UZZK’ nın tüzüğü olan bir dermek olmadığını kanunu ve yönetmeliği olan bir konsey olduğunu öğrenmeyi tercih ederek bu suretle bilgi kirliliği yaratmaya devam etmekten ve kaçınmalıdır.”
ZZTK, ÇELİŞKİLER YUMAĞI
MUSTAFA TAN:
“Son olarak Zeytin ve Zeytinyağı Tanıtım Komitesinin Ege İhracatçı Birliklerinin Üyeleri ve DTM’ den kaynak sağlayarak oluşturduğu bütçe ile sektörel uzlaşıdan uzak yürütmekte olduğu zeytin ve zeytinyağı tanıtım komitesi ve yöntemleri ise tam bir çelişkiler yumağı haline bürünmektedir. Zira iç ve dış tanıtıma katkı vermek için kurulan ve adı geçen kişi ve kurumların bütçeleriyle faaliyet gösteren Zeytin ve Zeytinyağı Tanıtım Komitesi, programı bir yıl önceden belirlenmiş ve 3-6 Mart 2011 tarihlerinde İzmir’ de başta UZZK destekleri olmak üzere, sektör temsilcileri ve İzfaş organizasyonu ve sektörün en önemli temsilcilerinden 120 firmanın katılımı ve birçok yabancı ülke alıcısının katılımı ile gerçekleşen Olivetech Fuarına katılmayarak Moskova Fuarı’na gitmeyi tercih etmiş, Ülkemiz zeytincilik sektörü açısından böylesi önemli ve yegane fuara katılmayarak, tanıtım konusundaki zafiyeti ve niyeti gözler önüne sererek sektörel ayrımcılığı ve hadiseye ülke penceresinden bakmama alışkanlığını sürdürmeye devam etmiştir.”
Ben kim haklı, kim haksız kararına varamadım…
Bakalım sizler bu konuda ne diyorsunuz?
Önemli olan da bu…
2 bin yaşındaki zeytin ağacı Ukrayna'nın en yaşlısı
16 mart 2011,Çarş.
Ukrayna Çevre ve Tabiatı Koruma Bakanlığı tarafından yapılan "Ukrayna'nın Milli Ağacı" konulu yarışma ile ülkedeki ağaçların 'en'leri seçildi.
Bakanlıktan yapılan açıklamada, 4 farklı kategoride gerçekleşen yarışmada en yaşlı ağaç dalında Kırım'daki 2 bin yaşındaki zeytin ağacı birinci oldu. Yarışmada "abide ağaçlar" kategorisinde; Lviv bölgesindeki 800 yaşındaki Bogdan Hmelnitskiy adındaki ıhlamur ağacı ilk sırayı alırken, "en tarihi ağaç" alanında 700 yaşındaki Zaparoj palamudu derece aldı.
Ülkenin en estetik ağacı ise Kiev'de bulunan 900 yaşındaki Grünevald adlı palamut oldu.
Her yıl binlerce turist bu ihtiyar ağaçları görmek ve tarihin canlı tanıkları olan ağaçlarla fotoğraf çektirmek için anıt ağaçların olduğu bölgeleri ziyaret ediyor.
Ukrayna Çevre ve Tabiatı Koruma Bakanlığı tarafından yapılan "Ukrayna'nın Milli Ağacı" konulu yarışma ile ülkedeki ağaçların 'en'leri seçildi.
Bakanlıktan yapılan açıklamada, 4 farklı kategoride gerçekleşen yarışmada en yaşlı ağaç dalında Kırım'daki 2 bin yaşındaki zeytin ağacı birinci oldu. Yarışmada "abide ağaçlar" kategorisinde; Lviv bölgesindeki 800 yaşındaki Bogdan Hmelnitskiy adındaki ıhlamur ağacı ilk sırayı alırken, "en tarihi ağaç" alanında 700 yaşındaki Zaparoj palamudu derece aldı.
Ülkenin en estetik ağacı ise Kiev'de bulunan 900 yaşındaki Grünevald adlı palamut oldu.
Her yıl binlerce turist bu ihtiyar ağaçları görmek ve tarihin canlı tanıkları olan ağaçlarla fotoğraf çektirmek için anıt ağaçların olduğu bölgeleri ziyaret ediyor.
Friday, March 04, 2011
Fuardan izlenimler...
Bahar Tapkaç
03 Mart 2011 Perşembe
Bugün ailecek fuardaydık... Eh, 1,5 yıl geçti son fuarın ardından, üstelik şarap kısmı ayrıldı, Vinolive oldu Olivtech. Heyecanla ve merakla bekliyordum, şarapsız zeytinyağı nasıl olacak diye... Her neyse, işte izlenimlerim:
- Fuar ağırlıklı olarak zeytinyağı üreticilerinden oluşuyordu, üretime destek verecek firmalardan çok az katılım vardı. Hani hasat aletleri, filtreleme, şişeleme, saklama, ambalajlama konusunda hizmet veren çok az firma vardı.
- Hakkı Usta çok modern yeni makinalar sergiliyordu. Atlantis Cam, yine tam kadro, tüm ürünleri ile oradaydı.
- Tattığımız zeytinyağları arasında bir numara bizce İthaca'ydı. Erken Hasat, Soğuk Sıkım, Taş Baskı, her biri ayrı ayrı mükemmeldi. Üstelik sunum, ambalajlar, tadım malzemeleri zeytinyağı fuarına yakışan kalitedeydi... Ellerine sağlık.
- Yine arkadaşımız Yaman'ın bize tattırdığı Benlioğlu'na ait özel üretim soğuk sıkım zeytinyağı pek lezzetliydi.
- Son olarak Nar Doğal Ürünler'in çeşnili natürel yağları (özellikle Bergamot) ve yöresel yağları damağımızı okşayan lezzetler olarak hatıralarımıza yerleşti.
- Edremit Zeytincilik Üretim Eğitim ve Gen. Merkezi fuarda zeytinyağı tattırmak yerine ilgilenenlere tadım yöntemlerini anlatmayı tercih etmişti. Sayın Murat Küçükçakır'ın güzel bir hareketi olarak yorumluyorum. Ağzınıza sağlık.
- Geçen fuarda olduğu gibi bu yıl da Celal Bayar Üniv. Akhisar MYO öğrencileri harikaydı. Çeşnili zeytinleri özellikle de portakallı olanı bu sene hayallerimizi süsleyecek. Ne yazık ki satış yapmıyorlar hala :) Ellerinize sağlık çocuklar.
- Son olarak gereğinden fazla zeytin ve zeytinyağı tüketmişken karşımıza çıkar Kırlangıç'ın zeytinyağlı sarma ve zeytinyağlı - patlıcan ezmeli ekmek sunumu çok iyi geldi. Fuarın hoş sürprizlerinden biriydi.
2 saatlik fuar gezimizden benim aklımda kalanlar bunlar. Atladıklarım olabilir, affola... Emeği geçen herkes sağ olsun.
Umarım Divolio olarak katılacağımız günleri de görürüz.
03 Mart 2011 Perşembe
Bugün ailecek fuardaydık... Eh, 1,5 yıl geçti son fuarın ardından, üstelik şarap kısmı ayrıldı, Vinolive oldu Olivtech. Heyecanla ve merakla bekliyordum, şarapsız zeytinyağı nasıl olacak diye... Her neyse, işte izlenimlerim:
- Fuar ağırlıklı olarak zeytinyağı üreticilerinden oluşuyordu, üretime destek verecek firmalardan çok az katılım vardı. Hani hasat aletleri, filtreleme, şişeleme, saklama, ambalajlama konusunda hizmet veren çok az firma vardı.
- Hakkı Usta çok modern yeni makinalar sergiliyordu. Atlantis Cam, yine tam kadro, tüm ürünleri ile oradaydı.
- Tattığımız zeytinyağları arasında bir numara bizce İthaca'ydı. Erken Hasat, Soğuk Sıkım, Taş Baskı, her biri ayrı ayrı mükemmeldi. Üstelik sunum, ambalajlar, tadım malzemeleri zeytinyağı fuarına yakışan kalitedeydi... Ellerine sağlık.
- Yine arkadaşımız Yaman'ın bize tattırdığı Benlioğlu'na ait özel üretim soğuk sıkım zeytinyağı pek lezzetliydi.
- Son olarak Nar Doğal Ürünler'in çeşnili natürel yağları (özellikle Bergamot) ve yöresel yağları damağımızı okşayan lezzetler olarak hatıralarımıza yerleşti.
- Edremit Zeytincilik Üretim Eğitim ve Gen. Merkezi fuarda zeytinyağı tattırmak yerine ilgilenenlere tadım yöntemlerini anlatmayı tercih etmişti. Sayın Murat Küçükçakır'ın güzel bir hareketi olarak yorumluyorum. Ağzınıza sağlık.
- Geçen fuarda olduğu gibi bu yıl da Celal Bayar Üniv. Akhisar MYO öğrencileri harikaydı. Çeşnili zeytinleri özellikle de portakallı olanı bu sene hayallerimizi süsleyecek. Ne yazık ki satış yapmıyorlar hala :) Ellerinize sağlık çocuklar.
- Son olarak gereğinden fazla zeytin ve zeytinyağı tüketmişken karşımıza çıkar Kırlangıç'ın zeytinyağlı sarma ve zeytinyağlı - patlıcan ezmeli ekmek sunumu çok iyi geldi. Fuarın hoş sürprizlerinden biriydi.
2 saatlik fuar gezimizden benim aklımda kalanlar bunlar. Atladıklarım olabilir, affola... Emeği geçen herkes sağ olsun.
Umarım Divolio olarak katılacağımız günleri de görürüz.
Thursday, March 03, 2011
Zeytin ve zeytinyağı dünyası İzmir’de buluşuyor
Milliyet
27 Şubat 2011,Pazar
Türk zeytin ve zeytinyağı sektörünün önde gelen isimleri İZFAŞ tarafından ilk kez düzenlenen Olivtech 2011 1. Zeytin, Zeytinyağı ve Teknolojileri Fuarı’nda buluşmaya hazırlanıyor.
Gelecek vaad eden sektörler arasında ayrıcalıklı bir yere sahip olan Türk zeytin ve zeytinyağı sektörü şimdi yeni bir ivme kazanıyor.
Sektör, ürünlerini ve teknolojide ulaştığı seviyeyi, 3 – 6 Mart 2011 tarihleri arasında düzenlenen Olivtech ile yurtiçi ve yurtdışından gelecek ziyaretçilerin beğenisine sunacak. Türk fuarcılığının doğduğu şehir olan, kentsel ve toplumsal yapısını fuarcılıkla şekillendiren İzmir, her yıl birbirinden başarılı organizasyonlara ev sahipliği yaparken, bu yıl ilk kez Olivtech Zeytin, Zeytinyağı ve Teknolojileri Fuarı gerçekleştirilecek. Zeytin ve zeytinyağı sektörünün ihracat potansiyeline önemli katkı koyması beklenen Olivtech’te öncelikle fuarın yabancı ziyaretçi sayısının artırılması hedefleniyor.
Profesyonel alıcıya yönelik bir ihtisas fuarı olarak planlanan ve sektörün güçlü firmalarının katılımıyla gerçekleşecek Olivtech, katılımcı ve ziyaretçilerini buluşturan önemli bir platform olacak.
Zeytin ve zeytinyağı sektörünün yeni adresi olmaya hazırlanan Olivtech, en iyiyi arayanları fuarda buluştururken, kutsal kitapların meyvesi zeytin ve Anadolu’nun altın sıvısı zeytinyağı Olivtech Fuarı’nda uluslararası ekonomik bir değere dönüşmeyi bekliyor.
İşleyen: İhracat ve tüketim için çalışıyoruz
Türkiye’nin önemli tarımsal ihraç ürünlerinden olan zeytin ve zeytinyağının potansiyeli dikkate alındığında, rekabet gücü yüksek ürünlerden biri olduğuna dikkat çeken İZFAŞ Genel Müdürü Doğan İşleyen, fuarın bu yönüyle Ege Bölgesi’ne ve sektöre önemli kazanımlar sağlayacağına inandığını belirtiyor. İşleyen, fuarın bu yönüyle büyüyen bir organizasyon olması için çaba harcadıklarını belirtti. Sektörün uluslararası alanda potansiyelini daha iyi anlatması gereken bir süreç yaşadığına dikkat çeken İşleyen özellikle markalı ve kutulu ihracat için atağa geçilmesi gerektiğine vurgu yapıyor. “ Fuar ve bu kapsamda düzenleyecekleri şölen ile hem Türkiye’de kişi başına düşen zeytinyağı tüketimini artırmayı hem de yabancı alıcılara kalite ve çeşitleri aktarmayı hedeflediklerini dile getiren İşleyen, sektörün gelişimi için tüm dinamikleri birlikte hareket etmeye çağırdı.
Şölenli fuar...
Fuar kapsamında 1. Olivtech Zeytinyağlı Lezzetler Şöleni de düzenlenecek. Ege’ye ait zeytinyağlılar, tatlılar, hamur işleri ve sebze/et yemekleri olmak üzere dört kategoride yemeklerin sergileneceği şölende, katılımcılar birden fazla yemek çeşidi ile yer alabilecekler. Toplanan tüm yemek tarifleri fuar bitiminde kitap haline getirilecek.
Fuar içinde lezzet şöleni
Hürriyet
25.02.11
İZFAŞ’ın Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi’nin (UZZK) desteğiyle organize ettiği Olivtech 2011’de, Türk zeytin ve zeytinyağı, yurtiçi ve dışından gelecek ziyaretçilerin beğenisine sunulacak.
3–6 Mart arasında Fuar Alanı’nda düzenlenen fuara 120 firma katılacak. Fuar kapsamında 5 Mart Cumartesi günü yapılacak Olivtech Zeytinyağlı Lezzetler Şöleni’nde ise birbirinden lezzetli zeytinyağlılar ziyaretçilerin beğenisine sunulacak. İZFAŞ, İzmir Esnaf Sanatkârlar Odaları Birliği, Türkiye Lokantacılar ve Pastacılar Federasyonu, İzmir Lokantacılar Odası ve Ege TV işbirliğinde gerçekleşip, önümüzdeki yıllarda uluslararası hale gelmesi planlanan şölene Türkiye genelindeki lokanta ve restoranlar katılıyor. Fuar ve şölen ile Türkiye’de kişi başına düşen zeytinyağı tüketimini artırmaya yönelik seferberliğin de ilk adımları atılacak. Dört kategoride yemeklerin sergileneceği şölende, toplanan tüm yemek tarifleri fuar bitiminde kitap haline getirilecek.
Zeytinyağımız yeni pazarlara ulaşacak
Yeni Asır
23.02.11
1. Zeytin, Zeytinyağı ve Teknolojileri Fuarı (Olivtech 2011), 3–6 Mart 2011 tarihleri arasında İzmir Uluslararası Fuar Alanı'nda gerçekleştirilecek.
İZFAŞ tarafından Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi'nin (UZZK) desteğiyle organize edilen Olivtech 2011'de, Türk zeytin ve zeytinyağı, yurtiçi ve yurtdışından gelecek ziyaretçilerin beğenisine sunulacak. İzmir Uluslararası Fuar Alanı'ndaki 2 No'lu holde düzenlenecek fuara 120 firma katılacak. Yer tahsis çalışmaları devam eden fuar ilk yılından itibaren katılımcı ve ziyaretçilerine yeni pazarların kapılarını açmayı hedefliyor.
Fuar kapsamında 5 Mart Cumartesi günü düzenlenecek Olivtech Zeytinyağlı Lezzetler Şöleni'nde ise birbirinden lezzetli zeytinyağlılar ziyaretçilerin beğenisine sunulacak.
Uluslararası olacak
İZFAŞ, İzmir Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği (İESOB), Türkiye Lokantacılar ve Pastacılar Federasyonu, İzmir Lokantacılar Odası ve Ege TV işbirliğinde gerçekleşecek ve önümüzdeki yıllarda uluslararası hale gelmesi planlanan şölene, Türkiye genelindeki lokanta ve restoranlar katılacak. Fuar ve şölen ile Türkiye'de kişi başına düşen zeytinyağı tüketimini artırmaya yönelik seferberliğin de ilk adımları atılacak.
Zeytinyağlılar, tatlılar, hamur işleri ve sebze-et yemekleri olmak üzere dört kategoride yemeklerin sergileneceği şölende, katılımcılar birden fazla yemek çeşidi ile yer alabilecek.
Toplanan tüm yemek tarifleri fuar bitiminde kitap haline getirilecek. Ayrıca aynı gün Türkiye Lokantacılar ve Pastacılar Federasyonu Başkanı Aykut Yenice'nin yönetiminde 'Türkiye'de Zeytinyağının Tüketimini Artırmak' konulu panel düzenlenecek.
27 Şubat 2011,Pazar
Türk zeytin ve zeytinyağı sektörünün önde gelen isimleri İZFAŞ tarafından ilk kez düzenlenen Olivtech 2011 1. Zeytin, Zeytinyağı ve Teknolojileri Fuarı’nda buluşmaya hazırlanıyor.
Gelecek vaad eden sektörler arasında ayrıcalıklı bir yere sahip olan Türk zeytin ve zeytinyağı sektörü şimdi yeni bir ivme kazanıyor.
Sektör, ürünlerini ve teknolojide ulaştığı seviyeyi, 3 – 6 Mart 2011 tarihleri arasında düzenlenen Olivtech ile yurtiçi ve yurtdışından gelecek ziyaretçilerin beğenisine sunacak. Türk fuarcılığının doğduğu şehir olan, kentsel ve toplumsal yapısını fuarcılıkla şekillendiren İzmir, her yıl birbirinden başarılı organizasyonlara ev sahipliği yaparken, bu yıl ilk kez Olivtech Zeytin, Zeytinyağı ve Teknolojileri Fuarı gerçekleştirilecek. Zeytin ve zeytinyağı sektörünün ihracat potansiyeline önemli katkı koyması beklenen Olivtech’te öncelikle fuarın yabancı ziyaretçi sayısının artırılması hedefleniyor.
Profesyonel alıcıya yönelik bir ihtisas fuarı olarak planlanan ve sektörün güçlü firmalarının katılımıyla gerçekleşecek Olivtech, katılımcı ve ziyaretçilerini buluşturan önemli bir platform olacak.
Zeytin ve zeytinyağı sektörünün yeni adresi olmaya hazırlanan Olivtech, en iyiyi arayanları fuarda buluştururken, kutsal kitapların meyvesi zeytin ve Anadolu’nun altın sıvısı zeytinyağı Olivtech Fuarı’nda uluslararası ekonomik bir değere dönüşmeyi bekliyor.
İşleyen: İhracat ve tüketim için çalışıyoruz
Türkiye’nin önemli tarımsal ihraç ürünlerinden olan zeytin ve zeytinyağının potansiyeli dikkate alındığında, rekabet gücü yüksek ürünlerden biri olduğuna dikkat çeken İZFAŞ Genel Müdürü Doğan İşleyen, fuarın bu yönüyle Ege Bölgesi’ne ve sektöre önemli kazanımlar sağlayacağına inandığını belirtiyor. İşleyen, fuarın bu yönüyle büyüyen bir organizasyon olması için çaba harcadıklarını belirtti. Sektörün uluslararası alanda potansiyelini daha iyi anlatması gereken bir süreç yaşadığına dikkat çeken İşleyen özellikle markalı ve kutulu ihracat için atağa geçilmesi gerektiğine vurgu yapıyor. “ Fuar ve bu kapsamda düzenleyecekleri şölen ile hem Türkiye’de kişi başına düşen zeytinyağı tüketimini artırmayı hem de yabancı alıcılara kalite ve çeşitleri aktarmayı hedeflediklerini dile getiren İşleyen, sektörün gelişimi için tüm dinamikleri birlikte hareket etmeye çağırdı.
Şölenli fuar...
Fuar kapsamında 1. Olivtech Zeytinyağlı Lezzetler Şöleni de düzenlenecek. Ege’ye ait zeytinyağlılar, tatlılar, hamur işleri ve sebze/et yemekleri olmak üzere dört kategoride yemeklerin sergileneceği şölende, katılımcılar birden fazla yemek çeşidi ile yer alabilecekler. Toplanan tüm yemek tarifleri fuar bitiminde kitap haline getirilecek.
Fuar içinde lezzet şöleni
Hürriyet
25.02.11
İZFAŞ’ın Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi’nin (UZZK) desteğiyle organize ettiği Olivtech 2011’de, Türk zeytin ve zeytinyağı, yurtiçi ve dışından gelecek ziyaretçilerin beğenisine sunulacak.
3–6 Mart arasında Fuar Alanı’nda düzenlenen fuara 120 firma katılacak. Fuar kapsamında 5 Mart Cumartesi günü yapılacak Olivtech Zeytinyağlı Lezzetler Şöleni’nde ise birbirinden lezzetli zeytinyağlılar ziyaretçilerin beğenisine sunulacak. İZFAŞ, İzmir Esnaf Sanatkârlar Odaları Birliği, Türkiye Lokantacılar ve Pastacılar Federasyonu, İzmir Lokantacılar Odası ve Ege TV işbirliğinde gerçekleşip, önümüzdeki yıllarda uluslararası hale gelmesi planlanan şölene Türkiye genelindeki lokanta ve restoranlar katılıyor. Fuar ve şölen ile Türkiye’de kişi başına düşen zeytinyağı tüketimini artırmaya yönelik seferberliğin de ilk adımları atılacak. Dört kategoride yemeklerin sergileneceği şölende, toplanan tüm yemek tarifleri fuar bitiminde kitap haline getirilecek.
Zeytinyağımız yeni pazarlara ulaşacak
Yeni Asır
23.02.11
1. Zeytin, Zeytinyağı ve Teknolojileri Fuarı (Olivtech 2011), 3–6 Mart 2011 tarihleri arasında İzmir Uluslararası Fuar Alanı'nda gerçekleştirilecek.
İZFAŞ tarafından Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi'nin (UZZK) desteğiyle organize edilen Olivtech 2011'de, Türk zeytin ve zeytinyağı, yurtiçi ve yurtdışından gelecek ziyaretçilerin beğenisine sunulacak. İzmir Uluslararası Fuar Alanı'ndaki 2 No'lu holde düzenlenecek fuara 120 firma katılacak. Yer tahsis çalışmaları devam eden fuar ilk yılından itibaren katılımcı ve ziyaretçilerine yeni pazarların kapılarını açmayı hedefliyor.
Fuar kapsamında 5 Mart Cumartesi günü düzenlenecek Olivtech Zeytinyağlı Lezzetler Şöleni'nde ise birbirinden lezzetli zeytinyağlılar ziyaretçilerin beğenisine sunulacak.
Uluslararası olacak
İZFAŞ, İzmir Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği (İESOB), Türkiye Lokantacılar ve Pastacılar Federasyonu, İzmir Lokantacılar Odası ve Ege TV işbirliğinde gerçekleşecek ve önümüzdeki yıllarda uluslararası hale gelmesi planlanan şölene, Türkiye genelindeki lokanta ve restoranlar katılacak. Fuar ve şölen ile Türkiye'de kişi başına düşen zeytinyağı tüketimini artırmaya yönelik seferberliğin de ilk adımları atılacak.
Zeytinyağlılar, tatlılar, hamur işleri ve sebze-et yemekleri olmak üzere dört kategoride yemeklerin sergileneceği şölende, katılımcılar birden fazla yemek çeşidi ile yer alabilecek.
Toplanan tüm yemek tarifleri fuar bitiminde kitap haline getirilecek. Ayrıca aynı gün Türkiye Lokantacılar ve Pastacılar Federasyonu Başkanı Aykut Yenice'nin yönetiminde 'Türkiye'de Zeytinyağının Tüketimini Artırmak' konulu panel düzenlenecek.
Subscribe to:
Posts (Atom)