Wednesday, March 16, 2011

Zeytin'de suçlamalar birbirini takip ediyor


Yaşar EYİCE
Kobihaber
15 Mart 2011,Salı


Ege İhracatçılar Birliği nin çalışma düzenini tam bilemiyorum. Çünkü kuruluşunu ve amaçlarını okumadım ve incelemedim, sadece iyi niyetli insanların elinde olduğunu düşünüyorum.

Ancak 5 Mart tarihli açıklama beni düşünceye sevk etti.

Birlik yaptığı açıklamada; “UZZK, zeytinyağı ihracat rakamlarını çarpıtıyor” deniliyor.

İddiaya göre; Zeytinyağı ihracat rakamlarının sürekli gerilemesine rağmen, UZZK Başkanı Mustafa Tan’ın, “Sadece dökme zeytinyağı ihracatı geriliyor, ambalajlı zeytinyağı ihracatı düşmüyor” şeklindeki gerçeği yansıtmayan beyanatları Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği’nin tepkisini çekti.

UZZK’nın açılımı şöyle: Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi…

Çocukluğumdan bu yana “zeytin” ve “zeytin ağacına” ilgim son zamanlarda arttı. Belki bunda “Zeytin dostu” Hüsamettin Berber’in de etkisi var. Ya da Urla’da üretici bir kadının “Hele şükür!” demesinin…

Urla’daki evimin çevresine “zeytin fidanları” dikerken, bana övücü sözler etmişti bu kadıncağız, ama istenen sonucu alamadım. Çünkü gelip geçenler mi, hayvanlar mı nedir bilemiyorum, bir süre sonra yok olmuşlardı.

Ama Göztepeli efsane futbolcu, Beşiktaş ve Milli takımın eski golcü oyuncusu Nihat Yayöz’ün villasının bahçesindeki küçük çiftliğinde yetiştirdiği zeytin ağaçlarının denelerinden yaptığı yeşil zeytinleri kısa sürede ya da bir çırpıda lezzet içinde bitirdiğimi söyleyebilirim.

İZFAŞ Genel Müdürü Doğan İşleyen’in de en büyük zevklerinde birinin “zeytin” yetiştirmek olduğunu, danelerini toplarken duyduğu mutluluğu anlatırken gözlerinin “ışıldadığını” hatırlıyorum…

Örnekleri çoğaltabilirim…

Fransa’nın Sorbon Üniversitesi’nden Süreyya İnce Arıkan da, şimdi Alaçatı’da kurduğu çiftliğinde zeytincilik, bağcılık ve hayvancılık yapıyor. Ama onun da ticaretle işi yok… Sadece yabancı konuklarıyla sık sık Alaçatı’ya geliyor ve ciğerlerini ve beynini temizliyor. Rektefiye ediyor.

Şarlo’nun “sessiz filmlerinden” birini anımsıyorum… Çok zengin, bir o kadar da cimri (pinti) karısının tabağına sadece bir, en fazla iki zeytin koymasına içerlemiş ve “kendini” kaçırtmıştı… Fidye istiyordu karısından, ama onun para karşısında hiç önemi yoktu.

Herhalde şimdi de “zeytin” ya da “yağı” altında,paralar mı, mevkiler mi, koltuklar mı nedir bilemiyorum bir “savaş” açığa çıktı. İşin politik yanı da olabilir mi? Yine bilemiyorum!..

Bildiğim zeytin ve yağının uluslararası önemi olduğunu, sağlıklı yaşamın bir parçası olduğunu ve altın kadar kıymetli olduğu…

Açıklama şöyle:
Türkiye’nin zeytinyağı ihracat rakamlarının son yıllarda UZZK ve Tarım Satış Kooperatifleri Birliği’nin sektöre zarar veren politikaları nedeniyle sürekli gerilediğini belirten Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu, “Türkiye’de 2010/11 sezonu zeytinyağı ihracatının başladığı 01 Kasım 2010 tarihinden 28 Şubat 2011 tarihine kadar geçen 4 aylık dönemde ambalajlı zeytinyağı ihracatı 4 bin 475 ton olmuştur.

Geçen sezonun aynı döneminde Türkiye’nin ambalajlı zeytinyağı ihracatı ise 7 bin 377 ton olarak gerçekleşmiştir.

Ambalajlı zeytinyağı ihracatının yüzde 40 oranında gerilediği bir ortamda UZZK Başkanı Mustafa Tan’ın ambalajlı zeytinyağı ihracatı gerilemiyor, dökme ihracat düşüyor şeklinde beyanat vermesini anlamak mümkün değildir” ifadesine yer verdi.

UZZK’nın Türk zeytin ve zeytinyağı sektörünü tek çatı altında birleştirme iddiası bulunmasına karşın, üye sayısı son derece kısıtlı ve antidemokratik bir tüzükle Genel Kurul yapan bir kuruluş kimliğinde olduğuna işaret eden EZZİB Yönetim Kurulu, UZZK’nın tüzüğünün antidemokratik hükümlerinin iptali için yargıya başvurma kararı aldıklarını bildirdi.

Zeytinyağı ihracatında idealin ve hedefin ambalajlı ürün ihracatının arttırılması olduğunu belirten EZZİB Yönetim Kurulu şu görüşlere yer verdi:

Ambalajlı zeytinyağı ihracatını arttırabilmek ve dış pazarlarda için Dış Ticaret Müsteşarlığı sektörümüzce yeterli görülmese de belirli bir düzeyde destek veriyor. Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği ve Zeytin ve Zeytinyağı Tanıtım Komitesi olarak tüm gücümüzle, Türkiye’nin ambalajlı zeytinyağı ihracatının arttırılması için çalışıyoruz. 2011 yılında hedef pazarlarda kısıtlı bütçe olanaklarımızla 6 tane gıda fuarına katılarak Türk zeytin ve zeytinyağını tanıtacağız. Ancak, önümüzdeki 3-5 yıllık süreçte yeni dikilen zeytin ağaçlarının ürün vermeye başlaması ile birlikte rekoltemiz 500 bin ton’a ulaşacak. Rekoltenin 500 bin tona yükseldiği gün bütün bu populist politikalar son bulacaktır. Bugün bu populist politikaları yapanlar rekoltenin altında ezilecektir.”

Türkiye’nin zeytinağacı varlığının yüzde 70 artışla 170 milyon seviyesine ulaştığına işaret eden EZZİB Yönetim Kurulu, yakın gelecekte artacak rekoltenin pazarlanacağı pazarların akşamdan sabaha kazanılmasının mümkün olmadığına işaret ederek, “Son üç yıldır zeytinyağında Türk markalarının bir çoğu dünya pazarlarındaki yerlerini zaten kaybetmiş durumdadırlar. Örneğin bundan 5 yıl kadar önce Kanada’nın büyük zincir marketlerinde en az 6-7 Türk markası boy gösterirken, şimdi bu ülke marketlerinin raflarında bir tane bile Türk markası kalmamıştır.

Durum ABD, Uzakdoğu ülkeleri ve hatta Avustralya’da farklı değildir.

Türkiye’nin, dünya pazarlarında güçlü bir oyuncu olabilmesinin en önemli şartı rakipleri ile aynı rekabet şartlarına sahip olabilmesidir. Dünya’nın en büyük zeytinyağı üretici ülkeleri İspanya ve İtalya dahilde işleme rejimi kapsamında tüm üretici ülkelerden zeytinyağı ithal edip ambalajlı olarak tüm dünyaya ihraç ediyorlar. Türk zeytinyağı sektörünün de dahilde işleme rejimi kapsamında ihraç kaydıyla zeytinyağı ithal etme hakkına sahip olması gerekir. Aksi takdirde rekoltemiz arttığında dökme ihracatçısı konumundan kurtulamayız” ifadelerine yer verdi.

İHRACATI DÜŞEN TEK SEKTÖR ZEYTİN VE ZEYTİNYAĞI

Türkiye, 2004/05 sezonunda 21 bin 596 ton ambalajlı zeytinyağı ihraç ederken 70 milyon 557 bin dolarlık döviz girdisi elde etti. 2005/06 sezonunda ambalajlı zeytinyağı ihracatı 11 bin 324 tona gerilerken getirisi 50 milyon 579 bin dolar oldu.

2006/07 sezonunda 15 bin 468 ton ambalajlı zeytinyağı ihraç eden Türkiye, 2008/9 sezonunda 16 bin 560 ton, 2009/10 sezonunda ise 14 bin 31 ton ambalajlı zeytinyağı ihraç etti. 2009/10 sezonunun ilk çeyreğinde 7 bin 377 ton ambalajlı zeytinyağı ihracatına karşılık 27 milyon 44 bin dolar döviz girdisi elde eden Türkiye, 2010/11 sezonunun ilk çeyreğinde ise yüzde 40’lık gerilemeyle 4 bin 163 ton ambalajlı zeytinyağı ihracatı karşılığı 17 milyon 46 bin dolarlık gelir elde etti. 2004/05 sezonunda toplam 92 bin 228 ton zeytinyağı ihraç eden Türkiye, sonraki yıllarda sürekli kan kaybederek 2009/10 sezonu sonunda 23 bin 199 tona kadar geriledi.

2011 yılı Şubat ayında Türkiye İhracatçılar Meclisi verilerine göre, Türkiye’de ihracat kayıtlarının tutulduğu 24 ana sektörde 23 sektörün ihracat rakamları, 2010 yılı Şubat ayına göre artış gösterirken zeytin ve zeytinyağı ihracatı yüzde 37’lik gerileme ile ihracatı düşen tek sektör oldu.

Bu ihracat rakamları ortadayken, İhracatçı Birliği’nin üyesi olmadığı söz konusu Tarım Konseyi’nin Başkanı Sayın Tan, ihracatçının önünü daha da kesmek için rakamları çarpıtmakta, kamuoyunu yanıltmaktadır. Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçı Birliği her zamanki sorumluluk anlayışıyla kamuoyunu doğru verilerle bilgilendirmeyi görev kabul etmektedir. EZZİB bu görev ve sorumluluk anlayışıyla, gerçek amacı zeytinyağı ihracatının önünü tamamen tıkamak olan zihniyete karşı mücadelesini aynı kararlılıkla sürdürmektedir.

YAYLIM ATEŞİYLE CEVAP

Bu arada “Zeytinağacı” Dergisi’nden edindiğim bilgiye göre; Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği’nin (EZZİB) yaptığı yazılı açıklamayla Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi’ni (UZZK) ihracat rakamlarını çarptırdığı yönünde suçlamasının ardından, Konsey Başkanı Mustafa Tan da yine yazılı bir açıklamayla suçlamalara cevap verdi.

Tan’ın yanıtı ise adeta yaylım ateşi gibiydi. Konsey Başkanı açıklamasında adeta, Dahilde İşleme Rejiminden girdi, Zeytin ve Zeytinyağı Tanıtım Komitesi’nden çıktı.

UZZK’nın Türkiye’nin ilk ürün konseyi olduğunun ve kanun-yönetmeliklerin dışına çıkmaksızın faaliyetlerini sürdürdüğünün altını çizen Tan, EZZİB’i ısrarla konseye üye olmamakla suçladı. Dış Ticaret Müsteşarlığı’nın konseye üye olduğu halde, bağlı kuruluşu Ege İhracatçı Birlikleri’nin üye olmamakta direndiğini savundu.

ÜYE OLMUYORLAR

Tan yaptığı açıklamada, “Ege ihracatçı Birliği Konseyimiz üyesi olmamak için direnmekte ve Konsey dışında kalarak UZZK Yönetmeliğimiz ve Yönetim başta olmak üzere basın ve diğer yollarla karalamalarına ve çeşitli merciler nezdinde yönetim kuruluz ve şahsımıza yönelik suçlama ve şikayetlerine devam etmektedirler” ifadelerine yer verdi.

“EKSİK BEYANAT VERİYORLAR”

İhracat rakamları konusunda asıl yanıltıcı açıklamaların EZZİB kanadından yapıldığını savunan Mustafa Tan, birlik yöneticilerini şu ifadelerle eleştirdi;

“Her zaman uyguladıkları yöntemlerden biri olan İhracat Rakamları ile ilgili yanıltıcı ve kışkırtıcı açıklamalarına yanıt; Ambalajlı ihracatın arttığına yönelik söylemlerimiz. Öncelikle, sadece Ege İhracatçı Birliğinin değil tüm ihracat miktarını verebilen ve EİB’ nin bağlı olduğu Dış Ticaret Müsteşarlığı (DTM) verilerine göre ele alınmalıdır.

Buna göre adının önünde zeytin ve zeytinyağı ihracatçı birlikleri olmasına rağmen nedense dökme ihracatın yasak olduğu sofralık zeytin ihracatına yönelik açıklamaları bulunmamaktadır. Biz bu eksikliği belirterek öncelikle ülkemiz sofralık zeytin ihracat duruma bakalım;

Son 4 yıllık veriler incelendiğinde ortalama ambalajlı zeytin ihracatı 63.750 ton olup değeri ortalama 95.750 (Bin $) dır. Bir önceki 4 yıl ortalaması ise; 52.100 ton olup, bu miktarın değeri ortalama; 57.997 (Bin $)’dır buna göre son 4 yılda sofralık zeytin ihracatındaki artış oranı miktar bazında % 22, değer bazında ise; % 65’dir. Bu durum UZZK tarafından dile getirilen hususları, son yıllarda sofralık zeytin ihracatımızın arttığı ve Ülkemiz zeytin ihracatçılarının ihracatı daha fazla öğrenmeye başladıkları söylemlerini doğrulamaktadır.”

“DÖKME AZALIYOR” DA ISRAR ETTİ

Mustafa Tan, son 4 yılda dökme zeytinyağı ihracatının azalıp, ambalajlı ihracatın arttığı noktasında ısrar ederek, dökme ve ambalajlı ihracatı şöyle değerlendirdi;

“Dökme ve kutulu zeytinyağı bakımından aynı karşılaştırmalara bir göz atalım. Dökme zeytinyağı açısından durum; son 4 yılda dökme zeytinyağı ihracatımız ortalama 14.589.942 ton olup bunun değeri ortalama 55.140.770 $’dır. Bundan önceki 4 yılda 40.022.414 ton dökme ihracat yapılırken değeri ise; ortalama 74.061.728 $ olmaktadır. Burada son 4 yılda dökme zeytinyağı ihracatımızda miktarı bazında % 64, değer bazında da % 25 düşüş yaşanmıştır.

Şimdi de ambalajlı zeytinyağı ihracatımıza bakalım; son 4 yılda ambalajlı ihracatımızın ortalama miktarı 11.797.671 ton olup bunun değeri ortalama 47.527.835 $’dır. Bundan önceki 4 yılda ise kutulu ihracatımızın ortalama miktarı 11.088.626 ton, bunun da değeri ortalama 24.852.812 $ olmaktadır. Buna göre; son 4 yılda, önceki 4 yıla göre; ambalajlı ihracatımız miktar bazında % 6 artış, değer bazında da % 91 artış görülmüştür.”

“KARALAMA KAMPANYASI”

Mustafa Tan, EZZİB tarafından basın açıklamalarıyla bilinçli bir karalama kampanyası yürütüldüğünü savunarak, asıl hedefin dahili işleme rejimi kapsamında ithalat (DİR) istemleri olduğunu vurguladı. Türkiye’nin 4 yıldır İspanya ve ABD gibi ülkelerin dökme zeytinyağı tedarikçisi olmaktan çıktığını anlatan Tan, Türk zeytinyağının “Made in Turkey” ibaresi ile tanınmaya başladığının altını çizdi.

ÇARPICI SATIRBAŞLARI

MUSTAFA TAN:
“Son dönemlerde İhracatçı Birliği’nin Yönetimine birçok kez ihracat birincilikleri almış olan ve bu yönetimden önceki yönetimlerde defalarca yer alan bulunan, Tariş, Marmarabirlik, Verde, Komili Yudum vb gibi birlik, kuruluş veya firmalar dahil edilmemekte ve üyeleri arasında huzursuzluk yaratan delege belirleme sistemi içinde seçilmeleri neredeyse imkansız kılınmaktadır.

UZZK yönetiminde ise; Türkiye zeytin ve zeytinyağı üretiminin iç ve dış pazarlamasının yaklaşık % 80’ini gerçekleştiren kurum ve kuruluş ya da firmaların temsilcileri yer almaktadır.

UZZK’ yı, Üyelerini ve yönetimini antidemokratik bulan ve tüzüğünün değiştirilmesini isteyen Ege İhracatçı Zeytin ve Zeytinyağı Birlikleri öncelikle kendi genel kurul delege seçim sistemini ve işleyişini irdelemek ve UZZK’ nın tüzüğü olan bir dermek olmadığını kanunu ve yönetmeliği olan bir konsey olduğunu öğrenmeyi tercih ederek bu suretle bilgi kirliliği yaratmaya devam etmekten ve kaçınmalıdır.”

ZZTK, ÇELİŞKİLER YUMAĞI

MUSTAFA TAN:
“Son olarak Zeytin ve Zeytinyağı Tanıtım Komitesinin Ege İhracatçı Birliklerinin Üyeleri ve DTM’ den kaynak sağlayarak oluşturduğu bütçe ile sektörel uzlaşıdan uzak yürütmekte olduğu zeytin ve zeytinyağı tanıtım komitesi ve yöntemleri ise tam bir çelişkiler yumağı haline bürünmektedir. Zira iç ve dış tanıtıma katkı vermek için kurulan ve adı geçen kişi ve kurumların bütçeleriyle faaliyet gösteren Zeytin ve Zeytinyağı Tanıtım Komitesi, programı bir yıl önceden belirlenmiş ve 3-6 Mart 2011 tarihlerinde İzmir’ de başta UZZK destekleri olmak üzere, sektör temsilcileri ve İzfaş organizasyonu ve sektörün en önemli temsilcilerinden 120 firmanın katılımı ve birçok yabancı ülke alıcısının katılımı ile gerçekleşen Olivetech Fuarına katılmayarak Moskova Fuarı’na gitmeyi tercih etmiş, Ülkemiz zeytincilik sektörü açısından böylesi önemli ve yegane fuara katılmayarak, tanıtım konusundaki zafiyeti ve niyeti gözler önüne sererek sektörel ayrımcılığı ve hadiseye ülke penceresinden bakmama alışkanlığını sürdürmeye devam etmiştir.”

Ben kim haklı, kim haksız kararına varamadım…

Bakalım sizler bu konuda ne diyorsunuz?

Önemli olan da bu…

No comments: