Hürriyet Ege
24 Temmuz 2010,C.Tesi
Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Başkanı Nedim Güreli’nin bu yıl zeytinyağı rekolte tahmin çalışmalarını yapacağını açıklamasına, Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi Başkanı Mustafa Tan ve Tariş Zeytin ve Zeytinyağı Birliği Başkanı Cahit Çetin tepki gösterdi. UZZK Başkanı Mustafa Tan, her kurumun tahmin çalışması yapabileceğini ancak ortaya çıkan rakamların Türkiye adına verilmiş resmi bir rakamı ifade etmeyeceğini söyledi.
DAVET YAZISI
Geçen yıl zeytinyağında yaptıkları 147 bin tonluk üretim tahmininin yüzde 100 gerçekleştiğini vurgulayan Tan, “Bize gelen Bakanlık yazısına göre Zeytin ve Zeytinyağı Rekoltesi Ulusal Resmi Tespit Heyeti’nin eylül ayında başlayacak çalışmaları için koordinatör olarak Ege ihracatçı Birlikleri, İzmir Ticaret Borsası, TOBB, TÜİK ve Türkiye Ziraat Odaları Birliği’nin de içinde olduğu kurumlara davet yazısı gönderdik. Kısır tartışmalar yerine davetimize icabet edilmesini bekliyoruz” dedi. Tan, geçen yıllarda her kurumdan ayrı bir ses çıkmasından en çok üreticinin mağdur olduğunu dile getirdi.
DOĞRU DEĞİL
Tariş Zeytin ve Zeytinyağı Birliği Başkanı Cahit Çetin de “İhracatçılar Birliği’nin bu çıkışını doğru bulmuyorum. ‘Bu işten senin benim karnım doyuyor’ gibi bir polemik yaratmanın doğru olmadığını düşünüyorum. Sektör bütün bileşenleri ile bütünse bir tane rekolte tahmini yapılır. Kavram kargaşası yaratmak en büyük kötülüklerden biridir” değerlendirmesinde bulundu. Tarım Bakanlığı’nın UZZK’ya genelgeyle yetki verdiğini ifade eden Çetin, “Diğer kurumlar da tahmin yapar ama bağlayıcı olmaz” diye konuştu.
Akdenizli olununca zeytinle aşk başlıyor zaten. Zeytinsiz kahvaltı, zeytinyağlısız yemek olmuyor. Sadece yemek mi güzel olan? Ya kültürü!... Bu blog, aşkımız zeytin ve zeytinyağı ile bilgileri sizinle paylaşmak arzumuzdan doğdu. Koray & Hakkı Yazıcı e-posta : mhyazici@gmail.com
Monday, July 26, 2010
Şekilleri neden bozuldu...
Yeni Asır
23 Temmuz 2010,Cuma
Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi (UZZK) Başkanı Mustafa Tan, ''Ayvalık zeytin çeşidi meyvelerinde görülen şekil bozukluklarının olası nedenlerinin incelenmesi ve üreticiye yönelik uygulamaların geliştirilmesine'' yönelik hazırladıkları projeyi hayata geçireceklerini bildirdi. Tan, düzenlediği basın toplantısında Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar Genel Müdürlüğü'ne (TAGEM) sundukları projenin 107 proje arasında en yüksek puanı olarak Ar-Ge programı kapsamında 300 bin liralık hibeyle desteklenmeye hak kazandığını söyledi.
Projeyi Bornova Zeytincilik Araştırma Enstitüsü ile birlikte yürüteceklerini aktaran Tan, İtalyan Bari Akdeniz Araştırma Enstitüsünden gelen İtalyan uzmanların bölgede zeytin virüsleri testleri yapacağını, Van 100. yıl Üniversitesi ve Ege Üniversitesi öğretim üyelerinin de çalışmalara katkı koyacağını dile getirdi. Tan, projeyle bor noksanlığı göstermese de halk arasında ''maymun surat ya da takoz'' tabir edilen şekil bozukluğu gösterdiği belirlenen ağaçlarda virüs analizlerinin, zararlı tür tanımlamalarının, halkalı yaprak lekesi hastalığı taramalarının yapılacağını, yaprak, toprak, meyve, su analizleri ve meyve et dokusunda bozulmaya neden olan ''pektinaz enzimi'' analizleriyle olası etmenlerin bir arada incelenmesinin hedeflendiğini anlattı.
ZEYTİN'DE 'VAR YOK YILI' KALKTI
Alınan analiz sonuçlarına göre uygun tanı ve uygulama programı oluşturulacağını ifade eden Tan, zeytindeki ''maymun surat'' sorunu nedeniyle sofralık zeytin oranının yüzde 50'lerden yüzde 3-10'lara düştüğünü, 3 yıl boyunca yürütülecek projeyle üreticiye yönelik uygulamalar geliştirileceğini söyledi. "Zeytinde ''var yılı-yok yılı'' ayrımı kalktı" Rekolte tahmin çalışmalarına dair yürütülen tartışmalara da değinen Mustafa Tan, bu görevin Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından resmi olarak UZZK'ya verildiğini hatırlattı. Tan, Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Başkanı Ali Nedim Güreli'nin rekolte çalışmalarına ilişkin yaptığı açıklamayı ''dil sürçmesi'' şeklinde tanımlayarak, ''Biz bilimsel kriterlerle rekolte tahmini yapıyoruz. Arka planda başka düşünce yok. Ama sayın başkan yılda iki kez bunu gündeme getiriyor ve üreticiler üzerinde baskı oluşturuyor.
Aslında niyeti dahilde işleme rejimini (DİR), yani ithalatı gündeme getirmek. Oysa DİR tartışmaları bitti, gündemden kalktı. Biz yine de kendisine zeytin dalı uzatıyoruz ve bu söylemlerden vazgeçmesini istiyoruz'' diye konuştu. Bu yıl rekolte tahmin çalışmalarına yine Eylül ayında başlayacaklarını belirten Tan, geçen yıl yaptıkları 147 bin ton tahmininde yüzde 100 başarı sağladıklarını dile getirdi. Tan, zeytinde ''var yılı-yok yılı'' ayrımının kalktığını, bu yıl beklentinin geçen seneki seviyelerde olduğunu kaydederek, bundan sonraki hedeflerini ''rekoltenin her yıl artması'' şeklinde ifade etti.
Türkiye'nin 12 yıl aradan sonra Uluslararası Zeytinyağı Konseyi'ne yeniden üye olduğunu hatırlatan Tan, geçen zaman zarfında Türkiye'nin kaybının büyük olduğunu, önümüzdeki süreçte bu kaybı kapatarak öne geçmeyi planladıklarını bildirdi. Tan, konseyin 21-25 Haziran günlerinde Fas'ta düzenlenen toplantısında Türkiye'den 6 kişinin komitelerde yer aldığını, bundan sonraki dönemde ülke olarak zeytinyağının resmi formatta tanıtımının yapılabileceğini söyledi.
23 Temmuz 2010,Cuma
Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi (UZZK) Başkanı Mustafa Tan, ''Ayvalık zeytin çeşidi meyvelerinde görülen şekil bozukluklarının olası nedenlerinin incelenmesi ve üreticiye yönelik uygulamaların geliştirilmesine'' yönelik hazırladıkları projeyi hayata geçireceklerini bildirdi. Tan, düzenlediği basın toplantısında Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar Genel Müdürlüğü'ne (TAGEM) sundukları projenin 107 proje arasında en yüksek puanı olarak Ar-Ge programı kapsamında 300 bin liralık hibeyle desteklenmeye hak kazandığını söyledi.
Projeyi Bornova Zeytincilik Araştırma Enstitüsü ile birlikte yürüteceklerini aktaran Tan, İtalyan Bari Akdeniz Araştırma Enstitüsünden gelen İtalyan uzmanların bölgede zeytin virüsleri testleri yapacağını, Van 100. yıl Üniversitesi ve Ege Üniversitesi öğretim üyelerinin de çalışmalara katkı koyacağını dile getirdi. Tan, projeyle bor noksanlığı göstermese de halk arasında ''maymun surat ya da takoz'' tabir edilen şekil bozukluğu gösterdiği belirlenen ağaçlarda virüs analizlerinin, zararlı tür tanımlamalarının, halkalı yaprak lekesi hastalığı taramalarının yapılacağını, yaprak, toprak, meyve, su analizleri ve meyve et dokusunda bozulmaya neden olan ''pektinaz enzimi'' analizleriyle olası etmenlerin bir arada incelenmesinin hedeflendiğini anlattı.
ZEYTİN'DE 'VAR YOK YILI' KALKTI
Alınan analiz sonuçlarına göre uygun tanı ve uygulama programı oluşturulacağını ifade eden Tan, zeytindeki ''maymun surat'' sorunu nedeniyle sofralık zeytin oranının yüzde 50'lerden yüzde 3-10'lara düştüğünü, 3 yıl boyunca yürütülecek projeyle üreticiye yönelik uygulamalar geliştirileceğini söyledi. "Zeytinde ''var yılı-yok yılı'' ayrımı kalktı" Rekolte tahmin çalışmalarına dair yürütülen tartışmalara da değinen Mustafa Tan, bu görevin Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından resmi olarak UZZK'ya verildiğini hatırlattı. Tan, Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Başkanı Ali Nedim Güreli'nin rekolte çalışmalarına ilişkin yaptığı açıklamayı ''dil sürçmesi'' şeklinde tanımlayarak, ''Biz bilimsel kriterlerle rekolte tahmini yapıyoruz. Arka planda başka düşünce yok. Ama sayın başkan yılda iki kez bunu gündeme getiriyor ve üreticiler üzerinde baskı oluşturuyor.
Aslında niyeti dahilde işleme rejimini (DİR), yani ithalatı gündeme getirmek. Oysa DİR tartışmaları bitti, gündemden kalktı. Biz yine de kendisine zeytin dalı uzatıyoruz ve bu söylemlerden vazgeçmesini istiyoruz'' diye konuştu. Bu yıl rekolte tahmin çalışmalarına yine Eylül ayında başlayacaklarını belirten Tan, geçen yıl yaptıkları 147 bin ton tahmininde yüzde 100 başarı sağladıklarını dile getirdi. Tan, zeytinde ''var yılı-yok yılı'' ayrımının kalktığını, bu yıl beklentinin geçen seneki seviyelerde olduğunu kaydederek, bundan sonraki hedeflerini ''rekoltenin her yıl artması'' şeklinde ifade etti.
Türkiye'nin 12 yıl aradan sonra Uluslararası Zeytinyağı Konseyi'ne yeniden üye olduğunu hatırlatan Tan, geçen zaman zarfında Türkiye'nin kaybının büyük olduğunu, önümüzdeki süreçte bu kaybı kapatarak öne geçmeyi planladıklarını bildirdi. Tan, konseyin 21-25 Haziran günlerinde Fas'ta düzenlenen toplantısında Türkiye'den 6 kişinin komitelerde yer aldığını, bundan sonraki dönemde ülke olarak zeytinyağının resmi formatta tanıtımının yapılabileceğini söyledi.
Thursday, July 22, 2010
Müşterinin dikkatini 'ince bel'li yağ şişesiyle çekeceğiz
Zaman
22 Temmuz 2010,Perş.
Türkiye'nin önde gelen glikoz ve nişasta üreticilerinden Adana merkezli Sunar Grup, tasarım ödülü alan ince belli şişesi ve Sunar markasıyla sıvı yağ sektörüne giriyor.
Sunar Grup Yönetim Kurulu üyesi Hüseyin Çomu, bugüne kadar Türkiye'nin en önemli gıda markaları için üretim yapan şirketin, kendi markasıyla birlikte ilk kez doğrudan son tüketiciye hitap edeceğini söyledi. Sunar'ın yağ sektörüne girmesi, 2006'da 30 milyon dolarlık yatırımla Elita bitkisel yağ fabrikasının kurulmasıyla başladı. Tesisin devreye girmesiyle 2007 yılından itibaren iyi bir pazarlama ekibi kurduklarını ve markalaşma sürecine girdiklerini belirten Çomu, reklam çalışmalarına başlamadan önce 50'den fazla distribütör ile Sunar yağı bütün ülkede yaygınlaştırdıklarını aktardı. Bu süreçte ambalaj tasarımı üzerine de çalıştıkları bilgisini vererek, "Çok iyi bir ürün ürettik. Tüketicinin karşısına çıkmadan önce de ulaşılabilir, uygun fiyatlı bir malı, en iyi kalite ve en güzel ambalajla sunmamız gerekiyordu. 3 yıl bu altyapı ile uğraştık." dedi. Sunar Grup'un 10 ayda geliştirilen ince belli şişesi, Türk Standartları Enstitüsü'nden 'altın ambalaj' ödülünü aldı.
Adana'nın duayen sanayicilerinden, Ziraat Yüksek Mühendisi Nuri Çomu tarafından kurulan Sunar Grup, 40 yıla yakın süredir tarımsal sanayi ürünlerinde faaliyet gösteriyor. 80'li yıllardan sonra Çukurova'da pamuk ziraatının azalarak mısır ekiminin başlaması, mısır türevlerini işleyecek tarımsal sanayi kuruluşları ihtiyacını da gündeme getirmişti. O dönem büyük oranda ithalat edilen nişasta ve glikoz şuruplarını üretmek için çalışmalara başlayan Nuri Çomu, 1986'da Sunar mısır entegre tesislerini faaliyete geçirdi. Halen yıllık 400 bin ton yağlı tohum ve hububat işleme kapasitesine sahip Sunar Grup, kendi tesislerinde ürettiği nişasta, glikoz şurubu ve mısır yağını, kendi markasıyla 40'tan fazla ülkeye ihraç ediyor. Grup ayrıca iç piyasadaki gıda markalarının da en önemli tedarikçilerinden.
Sunar Grup'un 80'li yıllarda yatırım yaptığı mısır, bugün Adana'nın en önemli zirai faaliyeti haline gelmiş durumda. Türkiye'de üretilen toplam mısırın yüzde 45'ni tek başına karşılayan Çukurova bölgesi, ülkenin mısırdaki dışa bağımlılığını da sona erdirmiş durumda. Mısırın gelişmiş ülkeler için vazgeçilmez bir tarım ürünü olduğunun altını çizen Hüseyin Çomu, mısırdan üretilen nişastanın gıda sanayiinin temel hammaddesi olduğunu aktardı. Stratejik önemi bir yana, mısır meselesi Türkiye'de son yıllarda hep GDO (Genetiği değiştirilmiş organizmalar) tartışmaları ile gündeme geldi. Hüseyin Çomu, bu sebeple Türkiye'nin mısırda kendi kendine yetmesinin GDO noktasında da önemli bir avantaj olduğunu düşünüyor. Çünkü Türkiye'de genetiği değiştirilmiş mısır ziraatı halen yasak.
22 Temmuz 2010,Perş.
Türkiye'nin önde gelen glikoz ve nişasta üreticilerinden Adana merkezli Sunar Grup, tasarım ödülü alan ince belli şişesi ve Sunar markasıyla sıvı yağ sektörüne giriyor.
Sunar Grup Yönetim Kurulu üyesi Hüseyin Çomu, bugüne kadar Türkiye'nin en önemli gıda markaları için üretim yapan şirketin, kendi markasıyla birlikte ilk kez doğrudan son tüketiciye hitap edeceğini söyledi. Sunar'ın yağ sektörüne girmesi, 2006'da 30 milyon dolarlık yatırımla Elita bitkisel yağ fabrikasının kurulmasıyla başladı. Tesisin devreye girmesiyle 2007 yılından itibaren iyi bir pazarlama ekibi kurduklarını ve markalaşma sürecine girdiklerini belirten Çomu, reklam çalışmalarına başlamadan önce 50'den fazla distribütör ile Sunar yağı bütün ülkede yaygınlaştırdıklarını aktardı. Bu süreçte ambalaj tasarımı üzerine de çalıştıkları bilgisini vererek, "Çok iyi bir ürün ürettik. Tüketicinin karşısına çıkmadan önce de ulaşılabilir, uygun fiyatlı bir malı, en iyi kalite ve en güzel ambalajla sunmamız gerekiyordu. 3 yıl bu altyapı ile uğraştık." dedi. Sunar Grup'un 10 ayda geliştirilen ince belli şişesi, Türk Standartları Enstitüsü'nden 'altın ambalaj' ödülünü aldı.
Adana'nın duayen sanayicilerinden, Ziraat Yüksek Mühendisi Nuri Çomu tarafından kurulan Sunar Grup, 40 yıla yakın süredir tarımsal sanayi ürünlerinde faaliyet gösteriyor. 80'li yıllardan sonra Çukurova'da pamuk ziraatının azalarak mısır ekiminin başlaması, mısır türevlerini işleyecek tarımsal sanayi kuruluşları ihtiyacını da gündeme getirmişti. O dönem büyük oranda ithalat edilen nişasta ve glikoz şuruplarını üretmek için çalışmalara başlayan Nuri Çomu, 1986'da Sunar mısır entegre tesislerini faaliyete geçirdi. Halen yıllık 400 bin ton yağlı tohum ve hububat işleme kapasitesine sahip Sunar Grup, kendi tesislerinde ürettiği nişasta, glikoz şurubu ve mısır yağını, kendi markasıyla 40'tan fazla ülkeye ihraç ediyor. Grup ayrıca iç piyasadaki gıda markalarının da en önemli tedarikçilerinden.
Sunar Grup'un 80'li yıllarda yatırım yaptığı mısır, bugün Adana'nın en önemli zirai faaliyeti haline gelmiş durumda. Türkiye'de üretilen toplam mısırın yüzde 45'ni tek başına karşılayan Çukurova bölgesi, ülkenin mısırdaki dışa bağımlılığını da sona erdirmiş durumda. Mısırın gelişmiş ülkeler için vazgeçilmez bir tarım ürünü olduğunun altını çizen Hüseyin Çomu, mısırdan üretilen nişastanın gıda sanayiinin temel hammaddesi olduğunu aktardı. Stratejik önemi bir yana, mısır meselesi Türkiye'de son yıllarda hep GDO (Genetiği değiştirilmiş organizmalar) tartışmaları ile gündeme geldi. Hüseyin Çomu, bu sebeple Türkiye'nin mısırda kendi kendine yetmesinin GDO noktasında da önemli bir avantaj olduğunu düşünüyor. Çünkü Türkiye'de genetiği değiştirilmiş mısır ziraatı halen yasak.
Monday, July 19, 2010
İhracatçılar rekolte tahmininden vazgeçmiyor
SİNAN DOĞAN
Yeni Asır
19 Temmuz 2010,Pazartesi
Ege Zeytin ve Zeytinyağı ihracatçıları Birliği Başkanı Ali Nedim Güreli, yeni sezon öncesi üretim tahminini ortaya koymak için önümüzdeki günlerde çalışmalara başlayacaklarını açıkladı
Geçen yıl Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi ile Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği arasında sürtüşmeye neden olan rekolte tahmininde tartışmalar bu yıl da devam edecek. Egeli ihracatçılar, Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi'nin (UZZK) karşı çıkmasına rağmen, geçen yıl olduğu gibi bu yıl da rekolte tahmin çalışması yapacak.
Geçtiğimiz yıl UZZK Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Tan, rekolte belirleme yetkisinin Tarım Bakanlığı tarafından kendilerine verildiğini savunmuş, ihracatçıların ve İzmir Ticaret Borsası'nın rekolte tahmin çalışmasının geçerli olmadığını öne sürmüştü.
YAZILI BAŞVURU
Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Ali Nedim Güreli, yeni sezon öncesi zeytinyağında üretim tahminini ortaya koymak için önümüzdeki günlerde çalışmalara başlayacaklarını açıkladı. Bu konuda işbirliği yapmak için İzmir Ticaret Borsası'na yazılı başvuruda bulunduklarını açıklayan Güreli, her ne olursa olsun rekolte tahmin çalışmasını yapacaklarını söyledi. UZZK'nın Tarım Bakanlığı'ndan resmi yetki aldığını savunduğunu hatırlatan Güreli, "Biz de Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'ndan yetki alırız. Bizimki de resmi olur. Mutlaka rekolte tahmini yapmak zorundayız. Sonuçta biz bu işten geçiniyoruz" dedi.
Bu sezon Ege Bölgesi'nde müthiş bir mahsul beklenmediğini, üretimin geçen yıl kadar olacağını tahmin ettiklerini belirten Güreli, "Tabi Güneydoğu'daki zeytinyağı trafiğini bilmiyoruz. O bölgeden Arap ülkelerine satış yapıldığını biliyoruz" diye konuştu.
BAKANA GİDECEKLER
Dahilde İşleme Rejimi'nin (DİR) zeytin ve zeytinyağında uygulanması taleplerinin devam ettiğini açıklayan Güreli, bu talep doğrultusunda Devlet Bakanı Zafer Çağlayan'a ziyarette bulunacaklarını söyledi. Güreli, "Bu konuda talebimiz devam ediyor. Dahilde İşleme Rejimi, sektörün büyümesi için gerekiyor. İzin verilmediği takdirde Rekabet Kurulu'na gideriz" dedi. Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Başkan Yardımcısı Mustafa Gökalp, Ece Zeytin olarak Avrupa'daki raflarda Türk ürünlerinin mutlaka düzenli şekilde olması gerektiğini söyledi. Yaklaşık 4 yıl önce Türkiye'de zeytin olmadığı için Romanya'daki Carrefour mağazalarına mal gönderemediklerini hatırlatan Gökalp, "Şimdi duyduk ki Carrefour, raf bedelini tahsil etmek için Romanya'daki bayimizi mahkemeye vermiş. Dünyadan kendimizi izole edersek, uluslar arası pazarda başarılı olamayız" dedi.
Türkiye Uluslararası Konsey'de temsil edildi
Öte yandan Uluslararası Zeytinyağı Konseyi'ne 12 yıl aradan sonra üye olan Türkiye, konseyin Haziran ayı sonunda Fas'taki toplantısında temsil edildi. Toplantıya ihracatçıları temsilen Birlik Yönetim Kurulu üyeleri Hakan Özdolgun ve Metin Ölken katıldı. Ölken, "Uluslararası Zeytinyağı Konseyi'nde 100 kişilik danışma kurulu olacak. Türkiye 6 sandalye ile temsil edilecek. Danışma komiteleri üretimi ve pazarlamayı konuşacak" dedi.
Yeni Asır
19 Temmuz 2010,Pazartesi
Ege Zeytin ve Zeytinyağı ihracatçıları Birliği Başkanı Ali Nedim Güreli, yeni sezon öncesi üretim tahminini ortaya koymak için önümüzdeki günlerde çalışmalara başlayacaklarını açıkladı
Geçen yıl Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi ile Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği arasında sürtüşmeye neden olan rekolte tahmininde tartışmalar bu yıl da devam edecek. Egeli ihracatçılar, Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi'nin (UZZK) karşı çıkmasına rağmen, geçen yıl olduğu gibi bu yıl da rekolte tahmin çalışması yapacak.
Geçtiğimiz yıl UZZK Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Tan, rekolte belirleme yetkisinin Tarım Bakanlığı tarafından kendilerine verildiğini savunmuş, ihracatçıların ve İzmir Ticaret Borsası'nın rekolte tahmin çalışmasının geçerli olmadığını öne sürmüştü.
YAZILI BAŞVURU
Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Ali Nedim Güreli, yeni sezon öncesi zeytinyağında üretim tahminini ortaya koymak için önümüzdeki günlerde çalışmalara başlayacaklarını açıkladı. Bu konuda işbirliği yapmak için İzmir Ticaret Borsası'na yazılı başvuruda bulunduklarını açıklayan Güreli, her ne olursa olsun rekolte tahmin çalışmasını yapacaklarını söyledi. UZZK'nın Tarım Bakanlığı'ndan resmi yetki aldığını savunduğunu hatırlatan Güreli, "Biz de Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'ndan yetki alırız. Bizimki de resmi olur. Mutlaka rekolte tahmini yapmak zorundayız. Sonuçta biz bu işten geçiniyoruz" dedi.
Bu sezon Ege Bölgesi'nde müthiş bir mahsul beklenmediğini, üretimin geçen yıl kadar olacağını tahmin ettiklerini belirten Güreli, "Tabi Güneydoğu'daki zeytinyağı trafiğini bilmiyoruz. O bölgeden Arap ülkelerine satış yapıldığını biliyoruz" diye konuştu.
BAKANA GİDECEKLER
Dahilde İşleme Rejimi'nin (DİR) zeytin ve zeytinyağında uygulanması taleplerinin devam ettiğini açıklayan Güreli, bu talep doğrultusunda Devlet Bakanı Zafer Çağlayan'a ziyarette bulunacaklarını söyledi. Güreli, "Bu konuda talebimiz devam ediyor. Dahilde İşleme Rejimi, sektörün büyümesi için gerekiyor. İzin verilmediği takdirde Rekabet Kurulu'na gideriz" dedi. Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Başkan Yardımcısı Mustafa Gökalp, Ece Zeytin olarak Avrupa'daki raflarda Türk ürünlerinin mutlaka düzenli şekilde olması gerektiğini söyledi. Yaklaşık 4 yıl önce Türkiye'de zeytin olmadığı için Romanya'daki Carrefour mağazalarına mal gönderemediklerini hatırlatan Gökalp, "Şimdi duyduk ki Carrefour, raf bedelini tahsil etmek için Romanya'daki bayimizi mahkemeye vermiş. Dünyadan kendimizi izole edersek, uluslar arası pazarda başarılı olamayız" dedi.
Türkiye Uluslararası Konsey'de temsil edildi
Öte yandan Uluslararası Zeytinyağı Konseyi'ne 12 yıl aradan sonra üye olan Türkiye, konseyin Haziran ayı sonunda Fas'taki toplantısında temsil edildi. Toplantıya ihracatçıları temsilen Birlik Yönetim Kurulu üyeleri Hakan Özdolgun ve Metin Ölken katıldı. Ölken, "Uluslararası Zeytinyağı Konseyi'nde 100 kişilik danışma kurulu olacak. Türkiye 6 sandalye ile temsil edilecek. Danışma komiteleri üretimi ve pazarlamayı konuşacak" dedi.
Wednesday, July 14, 2010
Ticaret Borsası Gıda Laboratuarı Türkiye'nin En İyisi Seçildi!
Aydın Ticaret Borsası'nda faaliyet gösteren Gıda Laboratuarı, Türkiye'nin en iyi gıda laboratuarı seçildi.
Konuyla ilgili ilk müjdeyi KOSGEB'in kuruluşunun 20. yılı dolayısıyla Aydın Ticaret Borsası'nda düzenlenen toplantıda KOSGEB İdaresi Başkan Yardımcısı Hüseyin Tüysüz verdi.
Tüysüz, KOSGEB İdaresi Başkanlığı tarafından yapılan değerlendirme sonucunda Türkiye'nin bir numarası seçilen Aydın Ticaret Borsası Gıda Laboratuarı'nın, en başarılı proje ödülüne layık görüldüğünü ve Ankara'da düzenlenecek olan ödül töreninde bu ödülün takdim edileceğini belirtti.
Aydın’daki Gıda Laboratuarı'nın kurulmasında ve bu başarıyı kazanmasında büyük gayretleri bulunan Aydın Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Bosnalı ve KOSGEB Aydın Hizmet Merkezi Müdürü Turgut Gözen ise Aydın'da tarım sektörünü yakından ilgilendiren bu güzel gelişmeyi öğrenmekten duydukları gurur ve mutluluğu dile getirerek, bu başarıda emeği geçen herkese teşekkür ettiler.
Konuyla ilgili ilk müjdeyi KOSGEB'in kuruluşunun 20. yılı dolayısıyla Aydın Ticaret Borsası'nda düzenlenen toplantıda KOSGEB İdaresi Başkan Yardımcısı Hüseyin Tüysüz verdi.
Tüysüz, KOSGEB İdaresi Başkanlığı tarafından yapılan değerlendirme sonucunda Türkiye'nin bir numarası seçilen Aydın Ticaret Borsası Gıda Laboratuarı'nın, en başarılı proje ödülüne layık görüldüğünü ve Ankara'da düzenlenecek olan ödül töreninde bu ödülün takdim edileceğini belirtti.
Aydın’daki Gıda Laboratuarı'nın kurulmasında ve bu başarıyı kazanmasında büyük gayretleri bulunan Aydın Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Bosnalı ve KOSGEB Aydın Hizmet Merkezi Müdürü Turgut Gözen ise Aydın'da tarım sektörünü yakından ilgilendiren bu güzel gelişmeyi öğrenmekten duydukları gurur ve mutluluğu dile getirerek, bu başarıda emeği geçen herkese teşekkür ettiler.
Zeytinciler, Amerika sizi konuşuyor
Selim ATALAY
Star
14 Temmuz 2010,Çarş.
Amerika’da zeytin ve zeytinyağı, milyar dolarlık pazar. Zeytinyağı şişeleri, şarap gibi etiketleniyor ve fiyatlanıyor. Yalnızca sızma zeytinyağına Amerika’da harcanan para, yılda 720 milyon dolar... Amerika, dünyanın üçüncü büyük zeytinyağı tüketicisi.
Zeytinin vatanı Anadolu - Ege... Ege’nin batı kıyısı Amerika’ya zeytinyağı yüklerken, Ege’nin doğu kıyısından fazla hareket yok... İspanya, İtalya, Fransa topraktan çıkanı şişeleyip ihraç edip, para kazanıyor. Zeytinin ve zeytinyağının faiz rasyosu yok, stres testi yok, iştirak riski yok, CDS’i yok... Ar-Ge’si, çevre sorunu, ithal hammaddesi, nakliye sorunu yok. Zeytinin ve yağının modeli geçmiyor. Beş bin yıldır tek model işliyor: Topraktan çıkanı şişeleyip, satmaca...
Amerika ekonomik krizin ardından şimdi tarıma bakıyor. Ve de zeytinyağı, katma değerinin de yüksek olmasıyla, öncelik alıyor.
Amerika ilk aşamada zeytin ağacı dikimine odaklanmakta. Orada da İspanya’nın icat ettiği akıllı bir dikim yöntemi olan Super High Density Planting-SHD yaygınlaşıyor. Türkiye’de de ‘sık dikim’ olarak kullanılmaya başlamış, ancak anladığımız Türkiye’de yaygın değil. Amerikan üniversiteleri çiftçilere bu yöntemi öğretmeye başladı.
Sık dikim şu: Normalde dönüme 70 ila 100 zeytin ağacı dikiliyor. Avrupa Birliği’nde 200 ağaç dikiliyor. Bunlar tek tek ayakta... Sıkı dikimde, dönüme 670 ağaç dikiliyor ve ağaçlar birbirinin içine geçip çalılık gibi uzuyor. Bakım lazım, sık sık budamak gerekiyor. O da makina işi.
Faydası ne ?
AB’nin 200 ağaçtan topladığı zeytinyağı yaklaşık 200 kilo... Sıkı dikimde 670 ağaçtan alınan zeytinyağı, 800 kilo. Hatta fidan sayısı 900’e dek çıkıyor.
Başka faydası: Tek tek ağaçtan zeytin toplamanın maliyeti ton başına 500 dolar. Sık dikim olunca, onun toplama makinası da var. Makina maliyeti 40 bin dolar. Makinayla sık dikimde ton başına maliyet 50 dolar.
Alemin tek akıllısı İspanya ile ABD mi ?
Portekiz, Arjantin, Avustralya, Şili, Fas, Tunus da sık dikime geçiyor.
Amerika’nın sık dikime geçmesi, zeytin toplayacak emek yok, olsa da çok pahalı. Ayrıca da Akdeniz’e en yakın iklim olan Kaliforniya’nın çöllerinin işe yaramasına çalışıyorlar. Kaliforrniya’da su kıt. Zeytine az su yetiyor. Buğday, yonca, mısır eken çiftçi de su sıkıntısından zeytine geçmekteler.
Sık dikim işi ABD’de o kadar etkili ki, ABD bu yıl Fransa’dan daha fazla sızma zeytinyağı üretecek. Hiç öyle, tadı iyi olmaz... vs diye itiraza gerek yok. Tad aynı. Aynı olmasa bile onu ayırt edecek tüketici fazla yok. Damgayı vurunca, yakışıklı bir şişe ve etiket olunca, 14-15 dolar. Hele organik diye birşey yazınca, 17 dolar ve yukarısı... Yerli ABD imalatı daha ucuz olursa, tüketici onu alır. Arizona ya da Iowa süpermarketinde kim Fransız olmazsa, sızma olmaz diyecek.
Sonuç: Topraktan çıkan ve üzerine katma değer eklenen ürün, para kazandırıyor. Amerika uzaya da gidiyor, zeytinyağı üretimini de teşvik ediyor. Söz ihracattan açılmışken hatırlatalım, dedik. Anadolu, icat ettiği zeytinyağında geride durmasın. Fidan sık dikilecek, çıkan zeytinyağı sıkı satılacak. Ve şişesi bilhassa yakışıklı duracak.
Star
14 Temmuz 2010,Çarş.
Amerika’da zeytin ve zeytinyağı, milyar dolarlık pazar. Zeytinyağı şişeleri, şarap gibi etiketleniyor ve fiyatlanıyor. Yalnızca sızma zeytinyağına Amerika’da harcanan para, yılda 720 milyon dolar... Amerika, dünyanın üçüncü büyük zeytinyağı tüketicisi.
Zeytinin vatanı Anadolu - Ege... Ege’nin batı kıyısı Amerika’ya zeytinyağı yüklerken, Ege’nin doğu kıyısından fazla hareket yok... İspanya, İtalya, Fransa topraktan çıkanı şişeleyip ihraç edip, para kazanıyor. Zeytinin ve zeytinyağının faiz rasyosu yok, stres testi yok, iştirak riski yok, CDS’i yok... Ar-Ge’si, çevre sorunu, ithal hammaddesi, nakliye sorunu yok. Zeytinin ve yağının modeli geçmiyor. Beş bin yıldır tek model işliyor: Topraktan çıkanı şişeleyip, satmaca...
Amerika ekonomik krizin ardından şimdi tarıma bakıyor. Ve de zeytinyağı, katma değerinin de yüksek olmasıyla, öncelik alıyor.
Amerika ilk aşamada zeytin ağacı dikimine odaklanmakta. Orada da İspanya’nın icat ettiği akıllı bir dikim yöntemi olan Super High Density Planting-SHD yaygınlaşıyor. Türkiye’de de ‘sık dikim’ olarak kullanılmaya başlamış, ancak anladığımız Türkiye’de yaygın değil. Amerikan üniversiteleri çiftçilere bu yöntemi öğretmeye başladı.
Sık dikim şu: Normalde dönüme 70 ila 100 zeytin ağacı dikiliyor. Avrupa Birliği’nde 200 ağaç dikiliyor. Bunlar tek tek ayakta... Sıkı dikimde, dönüme 670 ağaç dikiliyor ve ağaçlar birbirinin içine geçip çalılık gibi uzuyor. Bakım lazım, sık sık budamak gerekiyor. O da makina işi.
Faydası ne ?
AB’nin 200 ağaçtan topladığı zeytinyağı yaklaşık 200 kilo... Sıkı dikimde 670 ağaçtan alınan zeytinyağı, 800 kilo. Hatta fidan sayısı 900’e dek çıkıyor.
Başka faydası: Tek tek ağaçtan zeytin toplamanın maliyeti ton başına 500 dolar. Sık dikim olunca, onun toplama makinası da var. Makina maliyeti 40 bin dolar. Makinayla sık dikimde ton başına maliyet 50 dolar.
Alemin tek akıllısı İspanya ile ABD mi ?
Portekiz, Arjantin, Avustralya, Şili, Fas, Tunus da sık dikime geçiyor.
Amerika’nın sık dikime geçmesi, zeytin toplayacak emek yok, olsa da çok pahalı. Ayrıca da Akdeniz’e en yakın iklim olan Kaliforniya’nın çöllerinin işe yaramasına çalışıyorlar. Kaliforrniya’da su kıt. Zeytine az su yetiyor. Buğday, yonca, mısır eken çiftçi de su sıkıntısından zeytine geçmekteler.
Sık dikim işi ABD’de o kadar etkili ki, ABD bu yıl Fransa’dan daha fazla sızma zeytinyağı üretecek. Hiç öyle, tadı iyi olmaz... vs diye itiraza gerek yok. Tad aynı. Aynı olmasa bile onu ayırt edecek tüketici fazla yok. Damgayı vurunca, yakışıklı bir şişe ve etiket olunca, 14-15 dolar. Hele organik diye birşey yazınca, 17 dolar ve yukarısı... Yerli ABD imalatı daha ucuz olursa, tüketici onu alır. Arizona ya da Iowa süpermarketinde kim Fransız olmazsa, sızma olmaz diyecek.
Sonuç: Topraktan çıkan ve üzerine katma değer eklenen ürün, para kazandırıyor. Amerika uzaya da gidiyor, zeytinyağı üretimini de teşvik ediyor. Söz ihracattan açılmışken hatırlatalım, dedik. Anadolu, icat ettiği zeytinyağında geride durmasın. Fidan sık dikilecek, çıkan zeytinyağı sıkı satılacak. Ve şişesi bilhassa yakışıklı duracak.
Thursday, July 01, 2010
ZEYTİNYAĞI SEKTÖRÜNDE GELİŞMELER VE BEKLENTİLER EGE TV EKRANINDA..
Zeytinyağı sektöründe üretim,ticaret ve ihracat sorunları ve çözüm arayışlarını Ege TV'de uzmanlar tartışacak..
Üretici bu yıl hangi fiyattan ürününü satmayı bekliyor?
Üretimde kalite sorunu artıyor mu?
Yurtiçi ve yurtdışı pazarlarda zeytiyağı talebini etkileyen unsurlar neler?
Türkiye'de kişi başına düşen tüketim artıyor mu? Son yıllarda hızla artan fidan sayısı önümüzdeki dönemde yeni sorunlara yol açacak mı?
Zeytinyağında markalaşma neden büyük önem taşıyor?
Ege TV Program Yapımcısı ve Dış İlişkiler Koordinatörü İsmail Uğural'ın hazırlayıp sunduğu "Tarım ve Ekonomi" programında Zeytin İskelesi Genel Müdürü Fatih Cenikli,Aydınlı üretici Hasan Köşklü ve Zeytincilik Araştırma Enstitüsü'den Dr.Harun Dıraman'ın stüdyo konuğu olarak katılacağı "Tarım ve Ekonomi" 1 Temmuz Perşembe akşamı saat 21.30-23.00 arası canlı yayında ve Ege TV'de ekrana geliyor..
Üretici bu yıl hangi fiyattan ürününü satmayı bekliyor?
Üretimde kalite sorunu artıyor mu?
Yurtiçi ve yurtdışı pazarlarda zeytiyağı talebini etkileyen unsurlar neler?
Türkiye'de kişi başına düşen tüketim artıyor mu? Son yıllarda hızla artan fidan sayısı önümüzdeki dönemde yeni sorunlara yol açacak mı?
Zeytinyağında markalaşma neden büyük önem taşıyor?
Ege TV Program Yapımcısı ve Dış İlişkiler Koordinatörü İsmail Uğural'ın hazırlayıp sunduğu "Tarım ve Ekonomi" programında Zeytin İskelesi Genel Müdürü Fatih Cenikli,Aydınlı üretici Hasan Köşklü ve Zeytincilik Araştırma Enstitüsü'den Dr.Harun Dıraman'ın stüdyo konuğu olarak katılacağı "Tarım ve Ekonomi" 1 Temmuz Perşembe akşamı saat 21.30-23.00 arası canlı yayında ve Ege TV'de ekrana geliyor..
Subscribe to:
Posts (Atom)