Akdenizli olununca zeytinle aşk başlıyor zaten. Zeytinsiz kahvaltı, zeytinyağlısız yemek olmuyor. Sadece yemek mi güzel olan? Ya kültürü!... Bu blog, aşkımız zeytin ve zeytinyağı ile bilgileri sizinle paylaşmak arzumuzdan doğdu. Koray & Hakkı Yazıcı e-posta : mhyazici@gmail.com
Monday, July 31, 2006
Yağda Asit Tayini
M. Gökçebağ
Zeytinyağında kalite unsurlarının en önemlilerinden bir tanesi hiç şüphesiz asitlik kavramıdır. Hatta diğer tüm kalite unsurlarından daha önce gelir. Eğer asit istenilen düzeyde değilse, başkaca bir analize gerek duymadan yağı satın almaktan vazgeçeriz. Yine, üreticinin bilinçlendirilmesinden, kalitenin artırılmasından söz ederken, gerçek daha düşük asitli yağ üretmeye çalışırız. Sözün kısası, zeytinyağında asitlik analizi, tüm analizlerin başlangıç noktasıdır. İşte bu nedenle söz konusu analizi tabana yaymamız, olabildiğince çok kişiyi bilgilendirmemiz gerekmektedir. Oysa analizin malzemeleri sanıldığı kadar ucuz da değildir. 11 ml büret 10 YTL, 11 ml mezür 5 YTL ve 100 ml erlen 5 YTL fiyatla satılıyor. Toplam 20 YTL para harcamamız gerekiyor. Ayrıca büret için bir de ayaklık ve büret tutacağı satın almalıyız ki geçen Mayıs ayında fiyatı 25 YTL idi.
Kimyasal analizlerin mutlaka kimya laboratuarın kullanılan malzemelerle yapılacağına ilişkin bir kural bulunmamaktadır. Laboratuar malzemeleri daha duyarlı, daha ince sonuçlar için gereklidir. Eğer siz belli aralıklarda analiz yapmayı kabul ederseniz, ölçümlendirebileceğiniz her türlü malzeme ile analiz yapmanız mümkündür. İşte size bir örnek;
Zeytinyağında asitlik tayini:
Gerekli malzemeler
1- 10 ml enjektör
2- 10 ml enjektör (20, 30 ya da 50’lik de olur)
3- 0,5 ml enjektör (diğer adı insilün enjektörü)
4- Ayarlı çözelti
5- Alkol eter çözeltisi
6- Bir adet su ve bir adet de çay bardağı
Analizin yapılışı:
Su bardağına bir miktar zeytinyağı örneği konur. 11 ml enjektör kullanılarak bundan 11 ml alınır ve çay bardağına boşaltılır. Gerçekte 11 ml enjektör bulunmuyor. Bunun yerine cam kalemiyle 10 ml’lik enjektörün üzerine 1 ml çizgisi ekleyerek 11 ml enjektör elde edilir. Daha sonra 10 ml enjektör kullanılarak çay bardağındaki zeytinyağının üzerine 30 ml alkol eter karışımı katılır ve çalkalanarak yağ çözülür. Şimdi 0,5 ml’lik insülün enjektörüne tam 0,5 ml ayarlı çözelti çekilir. Bu enjektör 0,05 ml’lik bölümlere ayrılmıştır. Bu nedenle damlaları çok küçüktür. Çoğu kez gözle izlemek zor oluyor. Bu nedenle boşaldığından emin olabilmek için iğneli ucu cay bardağından çözünmüş yağa batırılmalıdır. Ben kişisel olarak her seferinde 0,10 m’lik bölümler halinde ayarlı çözelti verip çay bardağını bir güzel çalkalıyordum. İnce belli Türk çay bardakları bizim mezürleri hiç de aratmıyor. 0,5 ml’lik insülün enjektörü kullanımının zor yanlarından bir tanesi de yüksek asitlerde ne kadar çözelti kullanıldığının iyi izlenmesidir. Örneğin 2,5 asitli zeytinyağı için enjektörün 5 kez doldurulup boşaltılması gerekiyor. Bence yüksek asitli yağlarda 1 ml’lik hatta 3 ml’lik enjektör daha kullanışlı olabilir.
Öte yandan çay bardağı yerine, işi bitince atılan cinsten plastik bardaklarla da çalıştım. Cam kadar iyi olmamasına karşın pek ala sonuç veriyor.
Anadolu Zeytinin Anavatanıdır
Türkiye'nin zeytincilikte önünde olan ülkeleri üretim anlamında geçebileceğini söyleyen Cahit Çetin:
"Anadolu zeytinin anavatanıdır."
SERDAR KIZIK
26 Temmuz 2006, Cumhuriyet
TARİŞ Zeytin ve Zeytinyağı Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Cahit Çetin " Türkiye'nin gelişen zeytinyağı sektörü desteklenmelidir. Çünkü Türkiye, zeytinin anavatanıdır" diye konuşuyor.
-Peki Türkiye genel anlamda bir sıçrama yapabilir mi?
57. hükümet zamanında belirli iyileştirmeler oldu. Bozuk orman alanları zeytinciliğe tahsis edildi. Yani son yıllarda bakış açılarında bir farklılaşma var. Ancak Türkiye'nin gelişen zeytinyağı sektörü desteklenmelidir. Çünkü Türkiye, zeytinin anavatanıdır. Türkiye zeytincilikte önünde olan ülkeleri üretim anlamında geçebilecek kabiliyettedir. Bugün için en büyük İspanya. Franko zamanında iki hedef koydular. Turizm ve zeytincilik. Bunu başardılar. Ama pazarlamada İtalyan lobileri çok önemlidir. İtalyan lobileri özellikle Amerika'da çok hâkimdir. Üretimde ikinci sırayı İtalyanlar alır, üçüncü sırada Türkiye alıyordu 1950 yılından önce. Sonra Yunanistan bizi geçti, Tunus bizi geçti, Suriye de geçmek üzere. Yani biz 5., 6. sırayı paylaşıyoruz.
-Bu durumda sağlam bir politika oluşturulması gerekiyor...
Şimdi burada bir iki konuda dikkat çekmek istiyorum. Bir tanesi fidan dikiminde üreticinin rehberlik sistemiyle bilgilendirilmesi meselesi. Bunun için Tarım Bakanlığı'nın ziraat teşkilatları var. İzmir'de, Bornova'da Zeytincilik Enstitüsü var. Çok bilgili, bilgi birikimi yüksek uzmanlar çalışıyor. Bu, bizim için şans. Hatta orada gen bankası bile var. Dikkat edeceğimiz şey, coğrafi iklimsel özelliklere göre ürünlerin seçimlerinde hassas davranmak.
'YURTDIŞINDAN ZEYTİN AĞACI İTHAL EDİLMESİN'
-Bu arada yurtdışından yoğun biçimde fidan alınıyor. Sakıncalı değil mi?
Yurtdışından zeytin ağacı ithal edilmesine karşıyız. Kendi zeytin kültürümüzü, genetik yapısını bozabiliriz, yozlaşmaya neden olabilir. Bu, önemli tehlikelerden bir tanesi. İşte bu noktada Tarım Bakanlığı'na görev düşüyor. Genetik hastalıkların yayılmasına dikkat etmemiz lazım. Çünkü geçtiğimiz yıllarda Aydın'da mantar hastalığı oldu. Bu hastalıkların yayılması söz konusu olabilir.
-Fidancılığı, ithalatı anlattınız. Ayrıca oluşturulacak ulusal politikaların başka unsurları da var mı?
İhracat politikalarının sağlıklı olması gerekir. Zeytinyağı ihracat politikaları, teşvikler falan çok önemlidir. Zeytinyağında çeşitli ihracat- ithalat politikalarının bize dayatılması muhtemeldir. AB müktesebatı adı altında bunlar yapılabilir. Gelişmekte olan zeytinyağı sektöründe her türlü politikaya ticari amaçlı bakacaksınız. Üretici ülkeler İspanya, İtalya, Yunanistan'ın kolay mal tedarikinden tutun da dünyada ticareti lehlerine yönlendirmek isteyen tavırlarıyla karşı karşıya kalacağız. Hükümetimiz de, ilgili kuruluşlarımız da, halkımız da bu konuda hassas olmalıdır. Çünkü zeytincilik, Türkiye'nin tarımsal geleceğidir. Bir de bağcılık var...
Zeytin Komisyonu raporunu TBMM Başkanlığına sundu
KOMİSYON HAZIRLADIĞI RAPORU MECLİS BAŞKANLIĞI'NA SUNDU
Zeytin dikimine teşvik geliyor
31 Temmuz 2006, Yeni Asır
Zeytin Komisyonu, Türkiye'de zeytinciliğin gelişmesi için bir takım tedbirler alınmasını önerdiRaporda, "Türk zeytinyağı" imajının oluşturulması için markalaşmaya ağırlık verilmesi istendi "Raporda, "Ambalajlı zeytinyağı ihracatının artması için uygulanan desteklere devam edilmelidir" deniliyor
RİFAT BAŞARAN (ANKARA)
Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde kurulan Zeytin Komisyonu, çalışmalarını bitirerek hazırladığı raporu Meclis Başkanlığı'na sundu. Komisyon üyesi İzmir AKP Milletvekili Mehmet Tekelioğlu, Türkiye'nin dünya zeytin politikalarında daha etkili olması için Uluslararası Zeytinyağı Konseyi'ne üye olacağını söyledi.Süreç başladıÜyelik sürecinin başladığını belirten Tekelioğlu, "Dışişleri Bakanlığı çalışmaları tamamladı. Bu komisyonun ilk başarısı olacak. Bu konsey zeytin ve zeytinyağı ile ilgili uluslararası kararları alıyor. Ayrıca da eğitim faaliyetlerinde bulunuyor. Katılmamız zeytinciliğimize çok şey kazandıracak" dedi. Dışişleri Bakanlığı yetkilileri ise, üye ülkelerin, Türkiye'nin yeniden konseye katılmasını olumlu değerlendirdiğini belirterek, Bakanlar Kurulu'nda görüşülecek konunun, TBMM'de kabul edilmesinden sonra üyelik işlemlerinin tamamlanacağını bildirdi. Türkiye 1998-1999 yıllarında yıllık 400 bin euro aidat ücretini ödememek için konseyden ayrılmıştı.
AB kısıtlamalarıTekelioğlu ayrıca, "Türk zeytinciliğinin, AB kısıtlamalarından etkilenmemesi için zeytin ağacı sayısını artırmamız gerekiyor. Bu nedenle Zeytin ağacının orman ağacı olarak sayılmasını istiyoruz. Böylece yabani zeytin ağaçlarını aşılayarak üretime kazandırabiliriz. Ayrıca Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı'da zeytin dikimi ile ilgili teşvik vermeye hazırlanıyor. Yeni dönemde bu konularda bir kanun teklifi hazırlayarak, CHP'liler ile birlikte meclise sunacağız" diye konuştu.
Rapordan çıkanlarKomisyonun hazırladığı rapordan çıkan sonuçlardan bazısı şöyle:1- Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Çiftçi Eğitim Şubesi'nin daha aktif hale getirilmesi gerekir.2- Sofralık zeytin ve zeytinyağında teknoloji yönünden eksikliği duyulan ara birim elemanı ihtiyacı Edremit'de yürütülen ve Milli Eğitim Bakanlığı'nın örnek proje olarak ele aldığı meslek liselerinde zeytincilik bölümlerinin çoğaltılması ile sağlanacaktır.3- Mevcut üretici örgütlenmesinin etkinliği artırılarak tüm zeytin üreticilerinin kooperatif veya tarımsal üretici birliklerine üye olması sağlanmalı.4- Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi oluşturulmalı.5- Birliklerin zararlılarla mücadeleyi zamanında yapabilmeleri için Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından "Ziray" adlı cezbedicinin birliklere ücretsiz verilmesi sağlanmalı.6- Ülkemiz zeytinciliğinde 1937'de başlatılan Zeytincilik Seferberliğine benzer bir seferberlik başlatılmalıdır. 7- Ülkemizin zeytin konusunda tek araştırma enstitüsü olan Bornova Zeytincilik Araştırma Enstitüsü'nü kalifiye eleman, araştırma görevlisi ve mali açıdan desteklenmeli.8-Sağlıklı bir coğrafi işaret sistemi uygulanarak kaliteli zeytinyağlarımızın güvence altına alınması, bazı mikroklimalardaki zeytinyağlarının kalitesinin onaylanması gerekmekir. 9-Ülkemizde ise Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyinin kurulmasıyla, zeytinyağı tüketimini artırmaya yönelik çalışmalara yön verilebilecektir. Bilimsel anlamda ise sempozyumlar, toplantılar, paneller, kongreler yapılarak basın yardımı ile tüketicinin ilgisinin çekilmesi gerekmekir. 10-"Türk zeytinyağı" imajı oluşturulması için iç ve dış piyasada firmaların markalaşma çabalarına destek verilmeli, ambalajlı zeytinyağı ihracatının artırılması için halen uygulanan desteklere devam edilmelidir.11- Üretimin daha kaliteli olması için uygulanan prim sisteminin yeniden gözden geçirilerek, önemli zeytin üreticisi ülkelerdeki desteklemeye benzer düzenlemeler yapılmalı.
Türkiye'de tüketim düşükÜlkemizde kişi başına düşen zeytinyağı tüketimi yıllık ortalama 1 kg'dır. Oysa dünyadaki önemli üretici ülkelerin tüketimleri ortalama 12 kg'dır. (Yunanistan 21 kg., İspanya 13.5 kg, İtalya 11.5 kg., Tunus 8 kg., Suriye 5 kg.) AB içerisindeki önemli üreticiler ise, İspanya, İtalya, Yunanistan ve Portekiz'dir. Son 16 yıllık dünya üretimi içerisinde ortalama % 78 paya sahip olan AB üretiminin % 47'sini İspanya, % 30'unu İtalya, %21'ini Yunanistan oluşturmaktadır.
Sunday, July 30, 2006
Zeytincilik Kursu başarıyla tamamlandı
Zeytincilik Kursu başarıyla tamamlandı
Edremit Meslek Yüksek Okulu Zeytin Endüstrisi Programı tarafından 24-28 temmuz 2006 tarihleri arasında düzenlenen Zeytincilik kursu başarıyla tamamlandı.
Umulanın çok üstünde bir katılımla gerçekleştirilen; Zeytin zararlıları, Zeytin Bahçesi Hastalıkları, Zeytin Bahçesi Tesisi, Zeytin Gübreleme ve Sulama Teknikleri konularının işlendiği kursu bitirenlere sertifikaları verildi.
haberler...kısa kısa...haberler
Zeytinyağında strateji oluşturma zamanı!
DÜNYA GAZETESİ- 26/07/2006 İZMİR -
Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği ağustos ayı başında olağanüstü genel kurul toplantısı yaparak, yüksek rekolte beklenen önümüzdeki sezon için izlenecek politikaları belirleyecek. Birlik yönetim kurulu, bu toplantıda Zeytinyağı Tanıtım Grubu kurmak için birlik üyelerinden yetki de isteyecek.
Her yıl sezon öncesi biraraya gelerek sektörün durumunu, izlenecek politikaları belirlediklerini söyleyen Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Ali Nedim Güreli, "Bu sezon çok yüksek bir rekolte bekliyoruz. Zeytinyağı üretimi 200 bin tonu aşacaktır. Şimdiye kadar gerçekleşen en yüksek rekolte 170 bin tondu. Bunun nedeni son yıllarda zeytinyağına gösterilen büyük ilgi. Milyonlarca zeytin ağacı dikildi. Bu yıl bunların bir bölümünden 1-2 kilogram zeytinyağı üretilecek kadar meyve alınacak. Her geçen yıl da bu miktar artacak. Bu rekoltenin tüketilmesi için iç pazarda tanıtım şart. Üyelerimizden fındık ve mermer gibi ürünlerde olduğu gibi Zeytinyağı Tanıtım Grubu oluşturmak için yetki isteyeceğiz. Bu yetkiyi alırsak İzmir Ticaret Borsası, İzmir Ticaret Odası ve Ege Bölgesi Sanayi Odası gibi kuruluşlardan da bu projeye katılmaları için destek isteyeceğiz" diye konuştu.
20 yıl önce Türkiye'nin zeytin ağacı varlığının 85 milyon adet olduğuna dikkat çeken Güreli, "O günden bu yana zeytin ağacı sayısına bir o kadar daha ilave oldu. Üstelik bu ağaçlar hem genç hem de düzgün dikiliyorlar. Dikim sıklığı, toprak ve iklim yapısı, sertifikalı fidan kullanımı gibi noktalara dikkat ediliyor. Bir sonraki sezon "yok yılı" ama üretim 150 bin tonu geçecek. Bu rakama "var yılları"nda bile zor ulaşılıyordu. Artık büyük bir üretici olma yolunda ilerliyoruz" dedi.
"Planlama yapacağız"
Üretimin artması ile birlikte pazarlama sorununun da çıkacağını belirten Güreli, "Bu sezon tahmin ettiğimiz 200 bin tonluk üretimin 60-70 bin tonu iç pazarda tüketilir. Geriye de 130 bin ton dolayında bir ürün kalır. 105 bin ton ihracat yaptığımız sezonlar var. Biraz çaba ile aradaki yüzde 25'lik fark için pazar bulabiliriz. Fakat bir sonraki "var yılında" rekolte 300 bin tona ulaşınca sorun olabilir. Bunu şimdiden planlayıp çözmemiz lazım. En önemli alternatif de iç pazar. Zeytinyağı üreticisi ülkelerde kişi başına tüketim ortalama 10 kilogram civarında iken bizde 1 kilogramı bile bulmuyor" diye konuştu. Zeytinyağı tüketiminin düşük olmasının fiyatla ilgisi olmadığını anlatan Güreli, "Zeytinyağının tonunun bin dolar olduğu, yani ayçiçek yağına yakın olduğu dönemlerde de tüketim azdı. Zeytinyağı tüketimi fiyatla değil kültürle ilgili bir durum. Bizim yapmamız gereken zeytinyağı kültürünü geliştirmek. Son dönemde tüketimde artış eğilimi var. Fakat zeytinyağı daha çok varlıklı kesimin tüketeceği bir ürün gibi gösteriliyor. Bunu orta sınıfa da sevdirirsek pazarlama sorunun önemli ölçüde çözeriz" dedi.
....
Dünya Gıda Dergisi her yıl olduğu gibi bu yıl da ağustos ayında yemeklik yağ sektörünü inceleyecektir.
Zeytindostu Derneği aracılığıyla gelecekreklamlara yüzde 50 indirim yapılacaktır.
Temas için; Özgül Tandoruk Tel. 0212 440 22 63
....
‘Zeytin dalı’ndan iletisim köprüsü
AKŞAM-EGE/27 TEMMUZ 2006
Füsun ÇAĞLAR / İZMİR
Yaklaşık 130 milyon zeytin ağacının olduğu Türkiye’de zeytin ve zeytinyağı sektöründe üretici, ihracatçı ve tüketicileri bir çatı altında toplayan Zeytindostu, AB’nin öngördüğü sivil toplum kuruluşu (STK) yapısına birebir uyan bir örgüte dönüştü. Üreticiden ihracatçıya, ithalatçıdan gurmelere ve tüketicilere kadar geniş bir kitleyi bünyesine alan dernek, Anadolu’dan dünyaya yayılan zeytin ve zeytinyağı sektörünü yeniden ayağa kaldırarak “Anadolu mucizesi”ni yaratmayı hedefliyor. Sanal ortamda başlayan yolculuğunu zeytin ve zeytinyağı sektörünün en güçlü sivil toplum hareketine dönüştüren Zeytindostu Derneği’nin Kurucusu ve Başkanı Zafer Özer, “İthalatçı, ihracatçı, üretici, tüketici, gurme, restoran sahipleri, ev hanımları kısacası zeytin ve zeytinyağı ile uzaktan yakından ilgisi olan herkesi biraraya getirerek doğuş yeri Anadolu olan hayat ağacını ve meyvesini hak ettiği yere taşımak istiyoruz” dedi.
SEKTÖRÜN SEVİMLİ YÜZÜ
Tarım ağırlıklı haberler yaptığı aktif gazetecilik günlerinde sektörün sorunlarıyla da tanışan Özer, daha önce Trakya Bitkisel Yağ Sanayicileri Derneği’nin hayata geçirilmesine de öncülük ederek edindiği tecrübeleri bu kez zeytincilik sektörü için kullanmaya karar verdiğini dile getirdi. Özer, “Zeytin ve zeytinyağı alanında da benzer sorunlar yaşanıyordu. Ortak hareket edememe-örgütlenememe gibi sorunlar vardı. Gazetecilik deneyimlerimle sivil toplum konusunda edindiğim bilgileri interneti kullanarak bir araya getirdim ve sektörde bir iletişim köprüsü kurdum ve kullanışlı, popüler olan sohbet grupları üzerinden örgütlenmek en uygunuydu. Zeytindostu sohbet grubu bir yıl önce 3-6 kişinin zeytin ve zeytinyağı konuşmasıyla kuruldu ve bir ay içinde 800 kişiye ulaştı. Bugün grubun 3 bin üyesi var” diye konuştu.
Sohbetler sektörel anlamda ev hanımının yemek tarifinden zeytinyağı ihracatçısının yurt dışında yaşadığı sorunlara kadar uzandığını anlatan Özer, birbirleriyle tanışan ve etkili bir sinerji oluşturan tarafların bir süre sonra sanal atmosferden çıkıp dernek çatısı altında toplanmayı talep etmeleriyle, 24 Mart 2006’da 40 kurucu üye ile Zeytindostu Derneği’ni kurduklarını söyledi. Merkezi İzmir’de bulunan Zeytindostu Zeytin ve Zeytinyağı Derneği’nin tüm Türkiye’ye ve dünyada zeytinyağı üretilen ve tüketilen her noktaya hitap ettiğini ifade eden Özer, dernek bünyesinde bulunan ve konusunda uzman 30 komite ile bugüne kadar sektörde el yordamıyla yapılan her işin profesyonel bir şekilde yapılması için yol gösterdiklerini kaydetti.
YÜZDE 100 STK YAPILANMASI
Özer, “Biz bilgiye ve gelişmeye odaklı bir STK’yız. Derneğin güçlü bir iletişim grubu, www.zeytindostu.org “http://www.zeytindostu.org” adresi ve interaktif dergisi ile herkese ulaşıyoruz. Bölge temsilciliklerimiz aracılığıyla internet kullanamayanlara da ulaşıyoruz. Ayvalık, Gemlik, Muğla, Aliağa, Aydın ve Adanaída temsilciliklerimiz var. Türkiyeíde büyümeye devam ederken yurtdışında da şube açma planları da yapıyoruz. Bu anlamda sektörün sevimli yüzüyüz” dedi. Binlerce insanın biraraya geldiği derneğin kısa sürede sektörün en güçlü STK haline geldiğini vurgulayan Özer, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), TEMA gibi kurumlardan aldıkları desteğin ardından, yakında İstanbul Ticaret Odası’ndan da (İTO) destek alacaklarını dile getirdi.
AB’ye en uygun yapı AB’nin önem verdiği yapılanmaya uygun olarak yüzde 100 STK yapılanmasında olduklarına değinen Dernek Başkanı Zafer Özer, Ege Sanayici ve İşadamları Derneği’nin (ESİAD) STK’lara yönelik projesi kapsamında Avrupa’dan eşdeğer bir partner araştırdıklarını, ortak projeler ile AB fonlarından yararlanmayı amaçladıklarını sözlerine ekledi.
Eğitime büyük önem veriyoruz
AKHİSAR Sigara Fabrikası’nın Zeytincilik Üniversitesi olarak kullanılması için öneri getirdiklerini söyleyen Zeytindostu Derneği Başkanı Zafer Özer, “Önerimiz ses getirdi ve şu an Tarım Üniversitesi kurulması için önemli adımlar atılıyor. Her alanda eğitime ağırlık veriyoruz. Üreticileri çağdaş üretim teknikleri konularında eğitiyoruz. Uygulamalı zeytin plantasyonları ve Zeytin Üretim Merkezi oluşturuyoruz. İlki İzmir Aliağa’da bulunan Yeni Şakran’da olacak. Bunun için uygun alan belediye tarafından tahsis edildi” dedi. Zafer Özer, önümüzdeki yıl tüm Türkiye’de ilköğretim okullarında zeytin ile ilgili bilgisayar oyunları ve İtalyanca’dan çevrilen “Zeytin ve Çekirdek” isimli kitabı dağıtacaklarını da dile getirdi.
Bu arada, Türkiye’de yaklaşık 130 milyon zeytin ağacı bulunduğu tahmin ediliyor. Bunların üçte birini son 10 yıl içinde dikilen ağaçlar oluştururken, yeni zeytin plantasyonlarının sayısının da hızla arttığı belirtiliyor.
...
Zeytin Dostları Milas’ta…
Zeytin üreticileri örgütleniyor
Milas Haber
Merkezi İzmir’de bulunan “Zeytin Dostu, Zeytin ve Zeytin Yağı Derneği” Başkanı ve Başkan yardımcısı ile Akhisar ve Milas temsilcileri Milas Kaymamı Hulusi Doğan’ı ziyaret ederek, kuruluş amaçları ve yapacakları çalışmalar hakkında bilgi verdi.
Milas Kaymakamlığı Basın ve Halkla İlişkiler Sorumlusu Nevzat Çağlar Tüfekçi’den alınan bilgiye göre,
Milas Kaymakamı Doğan, görüşme sırasında yaptığı konuşmada Milas’ın yer altı ve yer üstü zenginlikler açısından çok önemli bir potansiyel güce sahip bulunduğunu belirterek şunları söyledi:
”Milas, zeytin ve zeytinyağı üretimi açısından ülkemizin önemli bölgelerinden birisidir. Milas’ta klasik ve kontinu olmak üzere 146 adet zeytin yağı fabrikası bulunmaktadır. Milas’ta düğün, nişan, sünnet gibi toplumsal konular zeytine bağlıdır. Çünkü Milas insanının en önemli geçim kaynağı ve varlık nedeni zeytin ürünüdür. Milas’ta hasadı kolay olduğu için bodur zeytin ağacı dikimini teşvik ediyoruz. Milas’ta üretilen zeytinin yüzde 90’ı organiktir. Milas’ta 8-10 milyon arası zeytin ağacının bulunduğu tahmin edilmektedir. Milas’ta zeytinciliğin geliştirilmesi, markalı ve ambalajlı zeytin ve zeytinyağı üretiminin teşvik edilmesi için biz elimizden gelen çabayı gösteriyoruz Bu konuda üzerimize düşen bir görev olursa onu da seve seve yerine getirmeye hazır olduğumuzu belirtmek istiyorum.”
Dernek Başkanı Zafer Özer, Dernek Başkan yardımcısı ihracatçı Metin Ölken, Akhisar temsilcisi Mustafa Ahlat ve Milas temsilcisi Tuğba Arpazlı ile birlikte Milas Kaymakamı Hulusi Doğan’ı ziyareti sırasında yaptığı konuşmada, zeytin ve zeytin yağı konusunda internet ortamında yapılan sohbetler sonucunda dernekleşmeye karar verdiklerini belirterek şunları söyledi:”Şu anda 3 bine yakın üyemiz bulunmaktadır. 24 Mart’ta derneği resmen kurduk. Sektörün tüm bileşenlerini, zeytine ve zeytinyağına gönül vermiş herkesi bir araya getirmeye çalışıyoruz. Türkiye’de zeytin ve zeytinyağı konusunda bir sinerji yarattık. Türkiye İhracatçılar Meclisi(TİM) bizim bu çalışmalarımıza destek veriyor. Hatta Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Oğuz Satıcı derneğimizin kurucularındandır. Zeytin dikimi konusunda TEMA ile işbirliği içindeyiz. 10 zeytin bölgesinde temsilciliklerimiz var. Zeytincilik konusunda Avrupa’ya açılmak, markalı ve ambalajlı üretimi teşvik etmek, geliştirmek istiyoruz. 2 ayda bir bölgesel toplantılar düzenleyerek hem kendimizi tanıtmak hem de sektörle ilgili bölgesel sorunları ele almak, masaya yatırmak istiyoruz.”
Zeytin Dostu, Zeytin ve Zeytin Yağı Derneği Başkanı Zafer Özer, 50 üyeyi buldukları yerlerde şube açacaklarını ve derneğin ilk şubesinin de Milas’ta açılmasını istediklerini kaydetti.
Dernek başkanı Zafer Özer görüşmeden sonra, “Ben de Zeytin dostuyum” yazan dernek rozetini Kaymakam Hulusi Doğan’ın yakasına taktı. Dernek yönetim kurulu üyeleri daha sonra Milas Belediye Başkanı Fevzi Topuz’u, Milas Ziraat Odası Başkanı İsmail Atıcı’yı ziyaret etti.
Ayrıca Eylül’ün ilk haftası içinde düzenlenecek olan “17. Milas Kültür-Sanat ve Turizm Festivali”nde, dernek üyelerinin de katılacağı bir zeytincilik panelinin düzenleneceği bildirildi.
Haber Tarihi : 24.07.2006
Haber Editörü : Celal Durgun
Haber Kaynağı : Radyo Gözlem
MİLAS FESTİVALİNDE ZEYTİNDOSTU STANDI VE PANEL
4-8 Eylül 2006 tarihleri arasında gerçekleştirilecek MilasFestivali kapsamında Zeytindostu standı açılacaktır. AyrıcaZeytindostu Derneğinin organize edeceği bir panel yapılacak.
Taslak programa göre Zeytindostu standı 4 Eylül saat 19.00 da açılacak,Panel ise 8 Eylül saat 15.oo da yapılacaktır.
...
İspanya'yı sıcak vurdu bizim 'yağcı'lar devler ligine girdi
Kuraklığın vurduğu italya ve ispanya'da zeytin rekoltesi düşünce artan fiyatlar ve ihracat Türkiye'deki yağ firmalarına yaradı
29.07.2006, Vatan
Dünyanın en büyük zeytinyağı üreticileri İspanya ve İtalya'yı vuran kuraklık Türk yağ üreticilerine yaradı. Kuraklık nedeniyle fiyatların katlanması ve artan ihracat Türk 'yağcıları'nın yüzünü güldürdü. 'Yağdaki' bu hareket, İSO 500 listesinde de kendini gösterdi. Bu yıl 5 yeni yağ üreticisi Türkiye'nin En Büyük 500 Sanayi Kuruluşu listesine girdi.
Beş yeni şirket girdi
Türkiye'nin En Büyük 500 Sanayi Kuruluşu listesine bu yıl ilk kez adımını atan yağ üreticileri arasında Rast Gıda başı çekti. Metin Ülken, Kerim Murtezeoğlu, Francesco Giuseppe Gasparini'nin 1999'da kurduğu Rast Gıda, Türkiye'nin zeytinyağı ihracının yüzde 25'ini tek başına yapıyor. 2001 ve 2003'te Türkiye üçüncüsü, 2004'te Türkiye ikincisi olan şirket, 2005'te de 60 milyon dolar ihracat ile kendi alanında Türkiye birincisi oldu.
Bu yıl İSO 500 üstesine 268'nci sıradan girerek, 232 basamak birden atlayan Küçükbay ise Japonya'ya kadar dünyanın dört bir tarafına yağ satıyor. Temelleri 1950'li yıllarda atılan şirketin kurucusu Akif Küçükbay, 1978'de izmir'in Bornova semtinde küçük bir alana kurmuş olduğu sıvı yağ tesisi ile sanayiciliğe 'merhaba' dedi. Yağdan kazandığını yine yağa yatıran ve günlük 15 ton olan kapasitesini 600 tona çıkarmayı başaran Küçükbay, Türkiye'nin yıllık sıvı yağ üretiminin yüzde 35 'ini tek başına karşılayabilecek bir tesise sahip.
Öte yandan ayçicek yağı üreticileri de devler listesindeki yerleriyle göz doldurdu. Yağ üreticileri arasında üretimden satışlarda en iyi performansı 416.4 milyon YTL ile Ülker Grubu iştiraklerinden Besler Gıda gösterdi. Geçen yıl 71'nci sırada olan şirket, 66'ncı sıraya yükselerek, yağ liginde birinci sıraya oturdu. Besler'i, 110'uncu sırada olan Sabancı ortaklığı Marsa Kraft izledi. Geçen yıla göre 7 sıra gerileyen ve üretimden satışları 288.4 milyon YTL olan Marsa Kraft, performans kaybına rağmen, yağ üreticileri arasında ikinci sırada yer aldı. Yağ üreticileri arasında geçen yılın en hızlı yükseliş Biryağ markasıyla faaliyet gösteren Trakya Yağlı Tohumlar'dan geldi. Şirket, 2004 yılı İSO 500 üstesinde 167'nciydi. Geçtiğimiz yıl 262.1 milyon YTL olan üretimden satışları ile 126'ncılığa çıkan şirket, en büyük üçüncü yağ üreticisi oldu.
Haber: Aylin LÖLE
...
Zeytinyağına tescil tartışması büyüyor
Akhisar Ticaret Borsası sofralık 'Akhisar domat' ve 'Akhisar uslu' zeytinleri için coğrafi işaret başvurusu yaptı
Yağ konusunda ise 'güney zeytinyağı' ve 'kuzey zeytinyağı' olarak iki ayrı tescilin gerektiği belirtildi
YENİ ASIR -24 TEMMUZ 2006
ALİ FİLİZKAN (AKHİSAR)
Ayvalık Ticaret Odası ile Tariş arasındaki zeytin ve zeytinyağında 'coğrafi' tescil tartışmasına Akhisar da katıldı. Akhisarlılar, sofralık zeytinde Türkiye'nin tek marka şehrinin ilçeleri olduğunu, yağ konusunda ise 'güney zeytinyağı' ve 'kuzey zeytinyağı' olarak iki ayrı tescilin gerektiğini söylediler.Sofralık zeytinde iki tür olan 'domat' ve 'uslu' için 'Akhisar domat' ve 'Akhisar uslu' olarak coğrafi tescil almak için Türk Patent Enstitüsü'ne başvurduklarını söyleyen Akhisar Ticaret Borsası Başkanı Önder Yamanel, "Sofralık zeytinin Ege'deki sahibi biziz. En çok zeytini üreten Akhisar'dır. Akhisar Türkiye'nin yeşil zeytin üretiminin yüzde 80'ini, siyah zeytinin de yüzde 35'ini üretiyor. Uslu ve domat türü zeytin sadece Akhisar yöresine mahsus üretiliyor. Trilya zeytini her yerde var. Biz bu iki çeşit zeytinin Akhisar patentli olması için müracaatımızı yapmıştık, ancak zeytinyağı konusunda ısrarcı değiliz" dedi.Ayaklanmak gereksiz
Bugün Ayvalık'ta üretilen zeytinyağının Akhisar'a getirildiği gibi Akhisar'dan bir çok noktadan Ayvalık'taki yağ fabrikalarına götürülen Akhisar zeytininin de bulunduğunu belirten Yamanel şunları söyledi, "Yağlara Akhisar, Edremit, Burhaniye veya Ayvalık patenti ayrımı yapılması yanlış olur. Kuzey Ege zeytinyağı olarak tescil ettiğimizde sorun çözülür. Tariş her yörede zeytinyağı üretti. Şimdi bu fikri çıkaran Tariş'e karşı ayaklanmanın bir anlamı yok. Kuzey Ege zeytinyağı olarak tescil en uygun formül olacak."
Birlik olalım
Akhisar Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Erdayıoğlu da tartışma yerine Ege zeytinyağında birlik sağlamanın yararlı olacağını söyledi. Erdayıoğlu, "Ege'nin zeytinyağı üretiminde birlikteliğini sağlamalıyız. Zeytinyağı üretiminde dünya pazarlarında nasıl söz sahibi olabilirizi tartışmalıyız. Kuzey zeytini Ayvalık, Edremit, Akhisar'da, Burhaniye'de Kırkağaç'ta Saruhanlı'da üretiliyor. Herkes ayrı ayrı patent alırsa bu yanlış olur. Ancak sofralık zeytinlerde en çok hangi tür nerede çıkıyorsa onun adı verilebilir. Örneğin uslu ve domat türü Akhisar'ındır, ama yağlık zeytinler, her yerde vardır. Trilya her yerde yetiştirilmektedir. Bence Zeytinyağı konseyi toplantısı yapılıp, burada bunları tartışmak en iyisi olacaktır" diye konuştu.
Kurtuluş zeytinde
Akhisar Ziraat Odası Başkanı Naci Özkara'da görüşlerini şöyle dile getirdi, "Akhisar'ın kurtuluşu zeytincilikte. Akhisar kalite açısından en iyi tütüne sahip. Zeytinde de bu böyle. Bu nedenle Akhisar tescilinin yapılması gerekir. Sofralık zeytinde, en yüksek üretimi Akhisar yapıyor. Patent tescilinde 'domat' ve 'uslu' türü sofralık zeytin Akhisar'ındır ve marka olmalıdır. Yağ konusunda işletmeler ayrı ayrı tescil isterse yanlış olur. Tariş'in önerdiği Kuzey Ege yağı en çıkar yoldur" dedi.
"Aroması aynı" iddiasıyla başladı
Ayvalık Ticaret Odası'nın yöre zeytin ve zeytinyağı için 'coğrafi işaret tescil belgesi' almak üzerere Türk Patent Enstitüsü'ne başvuru yapmasından sonra Tariş Zeytin ve Zeytinyağı Birliği Başkanı Cahit Çetin'in yaptığı açıklama, zeytinci ilçeler arasında tartışmaya yol açmıştı. Karara karşı çıkan Edremit Ticaret Odası, Ayvalık'ın haklı olduğunu, kendilerinin de Türk Patent Enstitüsü'ne başvurduğu açıklaması yaptı. Bunu Burhaniye'nin Ticaret Odası'nın, "Ayvalık'ın yaptığı girişim çok doğru. Biz de 'Burhaniye' işareti için TPE'ye başvuracağız" açıklaması izledi. Tariş Zeytin ve Zeytinyağı Birliği Başkanı Cahit Çetin, bu açıklamalar üzerine TPE'ye çağrı yaparak, "Kuzey Ege'de üretilen zeytinyağının aynı aromaya ve ağaç cinsine sahip olduğunu vurguluyoruz. Böyleyken her ilçeye ayrı işaret verilmesi karışıklığa neden olur. TPE bu gerçeği dikkate almalıdır" dedi.
Sıcaklar zeytin üretimini etkiliyor
Ticaret borsaları ile ziraat odaları arasında 'tescil' tartışması sürerken bölgede 40 dereceye ulaşan sıcakların "var yılında" zeytin üretimini etkilediği belirtildi. Sıcaklıkların yoğun olarak hissedildiği Aydın, Germencik, Selçuk, Milas, Muğla gibi Güney Ege'deki zeytin üretim merkezleri ile Akhisar, Gölmarmara, Kırkağaç, Soma, Ayvalık, Edremit, Belen, Saruhanlı gibi zeytin yetiştirilen bölgelerin üreticileri, "Zeytinde var yılı yaşanıyor. Ege'de bu yıl 160-180 bin ton üretim bekliyorduk. Fakat sıcaklar nedeniyle tane dökülmesi başladı. Rekoltede 50-60 bin ton civarında düşme olabilir. Bu da zeytinyağı fiyatlarını etkileyecektir" dediler.
Saturday, July 22, 2006
Bir zeytinyağlı dolma da benden
Bir zeytinyağlı dolma da benden!..
Sevgili Zeytin Dostu Mustafa Alhat, "Zeytinyağı tüketimi nasıl artar?" sorusuna verilebilecek pek çok cevaba ilaveten, şu cevabı veriyor:
"Akdeniz Beslenme Modelini popüler hale getirmektir. Zeytinyağı şişeyi açıp lıkır lıkır içebileceğimiz bir şey değil. Sevdiğimiz yiyeceklere eşlik eden onlara lezzet katan bir keyif ürünüdür. Bu bağlamda zeytinyağı ile özdeşleşmiş yiyeceklerin tüketiminin özendirilmesi , yaygınlaştırılması ve ulaşılabilirliğinin arttırılması çok önemlidir. Şimdi şöyle üstünden yoğurt gezdirilmiş enginarlı taze bakla olsaydı mesela :))"
Sevgili Mustafa Alhat'ın bu mesajını okuyup etkilendikten sonra tuttum ben de Blogumda yer alan tarifi esas alarak zeytinyağlı biber dolması yaptım.
Yukarıdaki resmin ne özelliği var diyeceksiniz. Bana göre var, çünkü bu gerçek dolmayı ben yaptım; görgüsüzlük diyeceksiniz belki, ama resmini de çekip Blogum'a koydum.
Ayıptır söylemesi yalancı değil, hakiki dolma oldu. Karım tadınca ismime ithafen "Hakkı, Hakkı; Dolmayı kaptı," tekerlemesini söyledi.
Bence artık zeytinyağlı dolmaların başında "et oburlar" tarafından konulan "yalancı" yakıştırmasını kullanmayalım; zira zeytinyağı ile yapılan dolmaların tadına doyulmuyor.
M. Hakkı Yazıcı
FOODAPEST 2006 Fuarı, Budapeşte-Macaristan
FOODAPEST 2006
7. ULUSLARARASI GIDA – İÇECEK, GIDA İŞLEME VE AMBALAJ FUARI
TÜRKİYE MİLLİ KATILIMI
21 – 24 Kasım 2006
Budapeşte - MACARİSTAN
Tüyap Tüm Fuarcılık Yapım A.Ş., Türkiye’nin dış pazarlara açılmasında üstlenmiş olduğu sorumluluk ile, geleneksel lider yurtdışı fuar organizasyonları kapsamında, 21 – 24 Kasım 2006 tarihlerinde, FOODAPEST FUARI’nda TÜRKİYE MİLLİ KATILIMI’ nı gerçekleştirecektir.
1990 yılındaki rejim değişikliğini takiben Orta ve Doğu Avrupa ülkeleri arasında serbest Pazar ekonomisine geçişte en başarılı başlangıcı yapan Macaristan’da, Orta Avrupa’da gerçekleştirilen tüm yabancı sermaye yatırımlarının yarıya yakını gerçekleştirilmektedir. Macaristan, bölgedeki diğer ülkelerle karşılaştırıldığında ticarette serbestleşmeye erken başlamış ve hızla ilerlemiştir.
Macaristan, coğrafi konumu dolayısıyla Orta Avrupa ve Balkan ülkelerinin kesiştiği noktada bulunması, bu ülkeye lojistik açıdan ayrı bir önem yüklemektedir.
2 yılda bir düzenlenen fuara 2004 yılında katılan 774 firmanın 300’e yakınını yurtdışı firmalar oluşturmaktadır. Avusturya, Polonya, Çek Cumhuriyeti, Almanya, Danimarka, İtalya, Fransa, İspanya, Yunanistan, Sırbistan Karadağ, Hırvatistan, Slovakya ve Kanada’nın da Milli Katılım yaptığı fuarın katılımcılarının %73’ü FOODAPEST 2006 Fuarı’na katılmayı düşündüklerini belirtmiştir.
FUARIN KAPSAMI
· Gıda – İçecek
· Gıda İşleme ve İçecek Teknolojileri
· Ambalaj
· Un Değirmen Teknolojileri
· Soğutma – Ölçme & Kontrol Teknolojileri
· Temizleme Gereçleri ve Malzemeleri
· Otel & Endüstriyel Mutfak & Süpermarket & Mağaza Ekipmanları
DETAYLI BİLGİ İÇİN; 0 212 886 68 43 (70) hat no’lu telefondan arayabilir ya da tuyapoverseas@tuyap.com.tr mail adresi aracılığı ile TÜYAP TÜM FUARCILIK YAPIM A.Ş. Yurtdışı Fuarlar Grubuna yazabilirsiniz .
Wednesday, July 19, 2006
İzmir Ticaret Borsası 2005-2006 Sezonu (Geçen Sezon) Rekolte Tahmin Raporu
İZMİR TİCARET BORSASI
2005-2006 SEZONU
(Geçen Sezon)
ZEYTİN ve ZEYTİNYAĞI REKOLTESİ
TAHMİN HEYETİ RAPORU
2005 – 2006 Ege ve Marmara Bölgesi zeytin ve zeytinyağı rekoltesini tespit etmekle görevlendirilen heyetimiz, çalışmalarına 12.09.2005 tarihinde başlamış, 9 gün İzmir dışında konaklamak, 6 günde İzmir’e dönmek suretiyle çalışmalarını 28.09.2005 tarihinde tamamlamıştır.
· Heyetimiz çalışmalarında İzmir, Balıkesir, Çanakkale, Bursa, Manisa, Aydın ve Muğla illerinin ilçe, köy ve beldelerinde bulunan zeytinliklerde teknik incelemeler ve üreticilerle görüşmeler gerçekleştirmiştir, Tarım İl ve İlçe Müdürlükleri, Tariş Zeytin ve Zeytinyağı Tarım Satış Kooperatifleri ve Marmarabirlik Zeytin Tarım Satış kooperatiflerinde temaslarda bulunmuştur.
· Çalışmalarda incelenen illerin zeytin populasyonun yoğun olduğu ilçelerinde yerinde gözlem ve tespitler yapılmış, gezi programına dahil olmayan diğer ilçelere ait değerlendirmelerde ise İl ve İlçe Tarım Müdürlüklerinin resmi verileri esas alınmıştır. Ancak geçmiş yıllar da incelemeye alındığında, rekolte ile ilgili bu resmi verilerin bazılarının çelişkili olduğu ve gerçeği tam olarak yansıtmadığı sonucuna varılmıştır. Ayrıca özellikle bazı ilçelerdeki ağaç sayıları ile ilgili rakamların çok tartışılır olduğu ortaya çıkmıştır. Bu nedenle 2006 yılında Türkiye’deki zeytin alanları ve ağaç sayılarının envanterinin çıkarılması yönünde bir çalışma başlatılmasının büyük önem taşıdığı düşünülmektedir. Söz konusu durumun, ülkemizin zeytincilik sektörünün daha sağlıklı veriler ışığında değerlendirilmesine engel olması nedeniyle, bu yönde; Devlet İstatistik Enstitüsü, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ve ilgili kurum ve kuruluşlar ile birlikte ortak bir çalışma başlatılması yerinde olacaktır.
· Bu yıl bölgelerin genelinde yağışlı bir yıl yaşanmasının mevcut ürünün kalite ve kantitesini olumlu etkilemesinin yanısıra önümüzdeki yılın vejetasyonu üzerinde de olumlu bir etki yaratacağı tahmin edilmektedir.
· Körfez bölgesinde yapılan tespitlerde, bir önceki yıl yaşanan soğuk zararının 2004-2005 rekoltesine olumsuz etkilemesi ve bunun sonucunda beklenen ürün miktarına ulaşılamamasının, bu rekolte dönemindeki verimi olumlu yönde etkilediği, bu duruma uygun iklim koşullarının yanısıra üreticilerin uyguladıkları kültürel tebdirler ve zeytin ağaçlarındaki doğal yenilenmenin neden olduğu sonucuna varılmıştır. Buna karşılık bölgenin güneyinde yer alan İzmir, Muğla, Aydın illerinde tipik bir az verim yılı yaşanmıştır.
· Bursa bölgesinde üretimin % 90’nı sofralık zeytine ayrılmaktadır. Üreticiler zeytinliklerinde kültürel uygulamaları yerine getirmektedir. Bu nedenle bu bölgede çok verim yılı ve az verim yılı arasında çok az fark bulunduğu gözlenmiştir.
· Son aylarda zeytinyağı fiyatlarındaki artışlar sonucunda özellikle Aydın ilinde havuzlardaki salamura zeytinin önemli bir miktarının zeytinyağına işlendiği belirlenmiştir. Önümüzdeki dönemde oluşacak fiyatlar üretilen zeytinin, sofralık zeytin ve zeytinyağına ayrılmasında etkili olabilir.
· Bölge yetkilerinden Muğla ilinde üreticilerin zeytinyağı stoktalama alışkanlığının olduğu ve bu yıl stokta önemli bir miktarda zeytinyağı olduğu öğrenilmiştir.
· İncelenen tüm zeytinci yörelerde geçen yıl gözlenen Verticillium solgunluğunun epidemisinde bu yıl bir duraklama yaşandığı tespit edilmiştir.
· Bu rekolte döneminde de körfez bölgesinde geçen yıllarda zeytin sineğine karşı uygulanan uçakla ilaçlama yöntemine devam edilmiştir. Ayvacık ve Karaburun ilçelerinde ise bu zararlıya karşı kitlesel mücadele yöntemi uygulandığı öğrenilmiştir.
Sonuç olarak; Ege ve Marmara Bölgesi 2005/2006 sezonunda zeytin ağaç sayısı üretilecek zeytinden sofralığa ve yağlığa ayrılacak miktar ile elde edilecek zeytinyağı miktarını gösterir Tablo 1 ilişikte sunulmuştur.
Buna göre, Balıkesir, Çanakkale , Manisa, Aydın, Muğla, İzmir ve Bursa illerinde toplam 77.936.586 adet meyve veren, 5.385.881 adet meyve vermeyen ağaç mevcut olup, ağaç başına ortalama 8.2 kg. zeytin verimi ile 647.004 ton zeytin danesi alınacağı, bunun 303.517 tonunun sofralığa, 343.486 tonunun yağlığa ayrılacağı, bundan da ortalama 1/5.0 randıman ile 68.788 ton zeytinyağı elde edileceği tahmin edilmiştir.
2005/2006 SEZONU GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ
ZEYTİN VE ZEYTİNYAĞI REKOLTE TAHMİN HEYET RAPORU
2005-2006 sezonu zeytin ve zeytinyağı rekoltesini tespit etmekle görevlendirilen heyetimiz, 5-8 Eylül 2005 tarihlerinde Adana, Mersin, Antakya, Kilis ve Gaziantep (Nizip) zeytinliklerinde teknik incelemelerde bulunmuş, Tarım İl ve İlçe Müdürlüklerinin yetkilileri ile görüşmüş, üretici ve sanayicilerin görüşlerini almıştır.
Buna göre Güneydoğu Anadolu Bölgesinde;
Ø Geçen yıla oranla bu yıl rekoltenin daha fazla olacağı,
Ø Verticilium solgunluğunun gözlenmediği,
Ø Toplu zeytinliklerin çoğunun bakımlı olduğu ancak sulama yapılmadığı,
Ø Üreticilerin zeytin hastalık ve zararlılarına karşı herhangi bir kimyasal ilaç kullanmadığı, dolayısıyla organik tarıma olumlu baktıkları,
Ø Meyve hasadının sırıkla yapıldığı,
Ø Zeytinciliğin bölge üreticilerinin önemli gelir kaynağı olduğu,
Ø Tozlanma eksikliğinden kaynaklanan boncuklu meyve oluşumlarının (partenokarpik meyve) yoğun olarak gözlendiği,
tespit edilmiştir.
Sonuç olarak; Güneydoğu Anadolu Bölgesinde zeytin ağaç sayısı, sofralığa ve yağlığa ayrılacak ürün miktarı, elde edilecek zeytinyağı miktarını gösterir tablo ilişikte sunulmuştur.
Buna göre, Adana, Mersin, Antakya, Kilis ve Gaziantep illerinde toplam 12.607.000 adet meyve veren, 3.690.050 adet meyve vermeyen ağaç mevcut olup, ağaç başına ortalama 14.6 kg zeytin verimi ile 183.839 ton zeytin danesi alınacağı, bunun 22.624 tonunun sofralığa, 161.215 tonunun yağlığa ayrılacağı, bundan da ortalama 1/5 randıman ile 32.306 ton zeytinyağı elde edileceği tahmin edilmiştir.
SONUÇ
Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yapılan incelemelerde Mersin, Antakya, Gaziantep, Kilis ve Nizip’de zeytinciliğin ilerleme kaydettiği, üreticilerin yoğun fidan dikimi yaptığı, zeytinliklerin bakımlı olduğu, bölgelerde zeytin yetiştirmeye elverişli geniş tarım arazilerinin bulunduğu, ancak üreticilere sofralık zeytin işleme ve kaliteli zeytinyağı üretimi hakkında eğitim verilmesinin gerektiği belirlenmiştir. Güneydoğu Anadolu Bölgesi başta olmak üzere ülkemizde Suriye zeytinciliği örnek alınarak devletin zeytin üretimini desteklemesi ve milli bir ürün haline getirmesi, üreticileri zeytin dikimine özendirecek teşvikler vermesi durumunda başta bölge üreticisi olmak üzere tüm üreticilerimizin ekonomik anlamda rahatlayacağı ve kişilere yeni iş imkanları yaratacağı düşünülmektedir. Bölgede yöresel çeşitlere ait fidan üretecek fidanlıkların tesis edilmesi de önem arz etmektedir.
Bulgaristan 9. Uluslararası Gıda & İçecek fuarı
9.ULUSLARARASI GIDA & İÇECEK FUARI
01 – 04 Kasım 2006
Sofya / BULGARISTAN
Destekleyen Kurumlar: Bulgaristan Sanayi Bakanlığı, Bulgaristan Marketler Birliği, Bulgar Yiyecek-İçecek Endüstrisi Birliği, Bulgaristan Toptancılar Birliği
Organizator: VIA EXPO Sofya / Bulgaristan
Turkiye Temsilcisi: KONSEPT FUARCILIK İstanbul / Türkiye
Katilimci Ulkeler (2005): 18 Ülkeden 178 katılımcı firma (Avusturya, Avustralya, Belçika, Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, Fransa, Almanya, Yunanistan, Macaristan, Japonya, Makedonya, Polonya, Romanya, Rusya, Tayland, Hollanda, Türkiye, UK, Ukrayna, USA)
DEVLET DESTEĞİ: Yurt Dışı Fuar Katılımlarının Desteklenmesine İlişkin 2004/6 nolu Tebliğ gereğince:
BALKANFOOD & DRINKS 2006 T.C. Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı’nca desteklenmektedir. Fuara katılan Türk firmaları yeterli koşullara sahip oldukları takdirde ödeyecekleri boş stant bedelinin %50'sini, nakliye bedelinin de %50'sini teşvik kapsamında fuar sonrası geri alabileceklerdir.
DETAYLI BİLGİ İÇİN LÜTFEN İLETİŞİME GEÇİNİZ..
Mahmutbey cad. Gediz Sok. Cevher İşhanı No:11 /74 Şirinevler / İstanbul-Türkiye
Mail: info@konseptfuar.com Web Site: www.konseptfuar.com
Tel: +90 212 652 87 27 Pbx Fax: +90 212 652 67 24
Tuesday, July 18, 2006
117 zeytin çeşidi tescile girdi
117 zeytin çeşidi tescile girdi
Hürriyet, 18 Temmuz 2006, Salı
Arzu ÇETİK / İZMİR, (DHA)
İZMİR'de Tarım ve Köyişleri Bakanlığı bünyesindeki Tarımsal Araştırmalar Genel Müdürlüğü'ne bağlı Zeytincilik Araştırma Enstitüsü'de kurulan 'Zeytin Gen Bankası'nda, 117 zeytin çeşidi tescillendi. Enstitü Müdürü Seyfi Özışık, zeytin çeşitlerini koruma altına aldıklarını belirterek, gen bankasını zeytinciliğin merkez bankasına benzetti. Özışık, "Gen bankasının oluşturulmasının amacı çeşit kaybını önlemek, sürdürülebilirliğini sağlamak ve araştırmacı çalışmalarına kaynaklık edecek şekilde muhafazaya almaktır" dedi.
İspanya, 2006 Uluslararası Yemeklik Yağlar Fuarı
Edible Oil, International Business Fair for Edible Oils and Fats, announces his "Second Edition" which will be held in Seville (Spain) from the 19th to the 22nd of September.
Web site www.edibleoil.net.
İlki 2005 yılında 170 katılımcının iştirakiyle gerçekleştirilen Uluslararası Yemeklik Yağlar Fuarı 19-22 Eylül 2006 tarihleri arasında İspanya'nın Sevilla kentinde yapılıyor.
Monday, July 17, 2006
Türkan Şoray- Zeytinyağlı Dolma : Benim kendime hediyem.
Türkan Şoray :
"Doğum günlerimde benim için zeytinyağlı dolma mutlaka yapılır."
ASLI ÇAKIR - FOTOĞRAF: ERCAN ARSLAN
Milliyet –Pazar , 16 temmuz 2006
En sevdiğiniz yemek?
Türkan Şoray - Zeytinyağlı biber dolma. Doğum günlerimde ve yılbaşlarında mutlaka benim için yapılır. Benim kendime hediyem bu. Doğum günüm geldiğimde ilk onu sorarım: "Zeytinyağlı dolmam yapıldı mı?"
Sunday, July 16, 2006
Yalancı Dolma
Zeytinyağlı Yaprak Sarması (Yalancı Dolma)
Malzemeler Ölçü Miktar
Asma yaprağı - 150 gram
Su 2 2/3 su bardağı 550 gram
Tuz 3 tatlı kaşığı 18 gram
Soğan 6 büyük boy 600 gram
Zeytinyağı ¾ su bardağı 150 gram
Çamfıstığı 2 yemek kaşığı 20 gram
Pirinç 1 1/3 su bardağı 240 gram
Şeker 2 tatlı kaşığı 8 gram
Kuşüzümü 2 yemek kaşığı 20 gram
Maydanoz 1 küçük demet 40 gram
Dereotu 1 küçük demet 30 gram
Taze nane 10-15 yaprak 10 gram
Tarçın 3/4 tatlı kaşığı 1.5 gram
Kara biber ¾ tatlı kaşığı 1.5 gram
Yenibahar ½ tatlı kaşığı 20 gram
Limon suyu 2 yemek kaşığı 20 gram
Limon 1 orta boy 100 gram
Porsiyon Adedi: 6
Yapılışı
Yaprakları yıka, saplarını ayır. Tencereye suyu ve 1 tatlı kaşığı tuz koy, kaynayınca yaprakların yarısını ekle, bir kez alt üst ederek 4-5 dakika pişir, diğer yarısını da aynı şekilde haşla . Haşlama suyunu ölç. 2 3/4 su bardağını tamamla ve beklet. Soğanı soy, yıka, ince ince doğra, yağ ve fıstıkla birlikte tencereye koy, kapağı kapat, kısık ateşte ara sıra karıştırarak 20 dakika öldür, fıstıkların sararması için birkaç kez açık olarak karıştır. Pirinci yıka, süz, tencereye ekle, birkaç kez daha çevir. Kalan tuz, şeker ve haşlama suyunun 1 3/4su bardağını sıcak olarak tencereye kat, karıştır, üzerine kuşüzümü serp. Önce orta, sonra kısık ateşte suyunu çekene değin, 10-15 dakika pişir. Diğer yanda maydanoz ve dereotunu yıka, ayıkla, ince ince doğra, nane, baharat ve limon suyu ile birlikte, pişmiş pilava ekleyip, 10 dakika dinlendir. Yaprakların damarlı yüzü, sarıldığında içe gelecek şekilde yerleştir, bir kenarına hazırlanan içten koy, yan kenarlarını için üzerine katla ve sar. Yayvan bir tencerenin dibine maydanoz ve dereotu saplarıyla, asma yapraklarından döşe, dolmaları diz, en üste ısıya dayanıklı, Düz bir tabak kapat. Kalan haşlama suyunu ısıt, dolmaların kenarından tencereye ekle, kısık ateşte, 50 dakika pişir. Soğuyunca servis tabağına al, dilimlenmiş limonla süsle.
Notlar
Her yörede yapılır ve çok sevilir. Çay, kokteyl ve pikniklerde de çokça tüketilir. Yaprak salamura edilerek mevsim dışı zamanlarda da kullanılabilir. Bu durumda, sıcak suda bekletilerek tuzunun bir kısmı alınır, sarmaya eklenen tuz miktarı da yarıya indirilir.
Yalancı Dolma / Çetin Altan
İç yapısı kuşüzümlü, çamfıstıklı, pirinçli olarak, soğanla şöyle bir kavurtulup hazırlanmış, soğuk yenen, zeytinyağlı biber, patlıcan, yaprak ve lahana dolmalarına neden "yalancı dolma" dendiğini tam bilemiyorum. İç yapısı kıymalı, pirinçli, sade yağda pişen ve sıcak yenen aynı tür dolmalardan zeytinyağlıları ayırmak için olmalı...
…
Köyceğiz'den ayrılmadan önceki son gecede, Thera'nın sahibi Hasan Bey'in eşi Cahide Hanım, eliyle zeytinyağlı bir yaprak dolması yapmıştı bize.
İncecik sarılmış taptaze asma yapraklarıyla, zeytinyağlı yalancı dolma "yeme de yanında yat" lezzetindeydi.
…
Politikanın demagojik dolmalarını merak eden keyif ehli dostlara, hatırlatılır...
Bendeniz ise, Cahide Hanım'ın zeytinyağlı incecik yaprak sarmalarını, her türlü "dolma"ya yeğleyenlerdenim...
Hakiki dolma, …
Mine G. Kırıkkanat
30/01/2004 / Radikal
Bu dünyada en saygı beslediğim insanların başında, bir küçük parmak eni ve yarı boyunda yaprak dolması sarabilenler gelir. İçinin lezzet kıvamını tutturmak bir yana, dolmanın dış yaprağını sarmak, her babayiğidin harcı değildir. Bendeniz anayiğit olarak bir kez sarmaya kalkmıştım, dolmadan çok, en kallavisinden üstelik patlak bir Havana purosuna benzedi; hayatımın ilk, tek ve sonuncu yaprak sarması olarak tarihin çöplüğünü boyladı. O gün bugündür her tür yaprak dolmasının yalnızca yemesini bilir ve severim. Bu zafiyetimi bilen sevenlerim de, beni dolmanın etlisiyle, zeytinyağlısıyla taltif ederler. Hatta dostlarım arasında, evime tencereyle dolma gönderenler bile vardır: Ata Tokgöz, kulakların çınlasın! Dolma deyip geçmeyin. Erkeğin kalbine giden yol haritası doğrudur ve iyi dolma saran hanımları o yoldan çıkarmak zordur. Bizatihi tanık oldum, iki aşk arasında kalan bir erkek arkadaşım, sonunda yaptığı tercihi, gidenin ardından içini çekerek de olsa, kalan hakkında, "Kimse onun gibi dolma yapamıyor!" diye açıklamıştı. Dilimi tuttum, 'Yalancı dolma mı?' diye sormadım. Garip görünse de, ben üstünlük ölçütünün böylesine otantik derim. İnandım kendisine. Zevke tırmanan her merdiven mubahtır, derler. Niye o merdiven basamakları, sevgiyle sarılmış dolmalar, beğendirmek için açılmış mantılar, aşkla kotarılmış imambayıldılar olmasın? Erkeğin kalp yoluna mideden girilmeseydi, kadın aşçıdan çok erkek aşçı olup, evde bile yemek pişirmek için çıldıran erkek nüfusunda böylesine patlama yaşanır mıydı? Bazı kadınların kalbine giden yolun da mideden geçmediği ne malum? Dolayısıyla dolma, elbette çatlayan bir birlikteliği onaran dolgu olabilir. Hatta dolmanın yalancısı bile,..
"Yalancı dolma"
Yalvaç Ural , yural@milliyet.com.tr
Milliyet –Pazar , 16 temmuz 2006
Ben "yalancı dolma"ya, daha doğrusu yalancı sıfatını alan dolmaya çok üzülürüm. Aslında onu çok severim. Belki bu, et yemediğimden kaynaklanıyor olabilir. Yalancı dolma; biber, patlıcan, asma yaprağı gibi sebzelerle, bazen pirinç, kuşüzümü, fıstık ve bulgurla yapılan dolmaya verilen addır. Büyük bir olasılıkla, hatta kesinlikle sebze sevmeyen etoburlar takmıştır bu ismi ona. İçinde et olmadığı ve sebzeyi de sevmedikleri için onu yemekten saymayarak yalancı takısını eklemişlerdir isminin başına. İşte bu yüzden, yıllardır sofralarında etli dolma doğrucu, zeytinyağlı-pirinçli dolma da yalancı olarak yerini almıştır...
Dolma testus
Ahmet Turhan ALTINER
Hürriyet , 17 Ekim 1999 Pazar
Biz bu dolmayı niye yuttuk?..
Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane hocalarından Mehmet Kamil'in 1844'te kaleme aldığı ilk basılı Türkçe yemek kitabı olan ve 1997'de Cüneyt Kut'un yayına hazırladığı Melceü't-Tabbahin yani 'aşçıların sığınağı' kitabının önsözünde, Prof. Dr. Günay Kut dünyada üç büyük mutfak olduğunu bunların da Çin, Fransız ve Türk mutfağı olduğunu söylüyor...
Yine bir başka Kut, sevgili Turgut Kut bana bir gün Türk mutfağının en önemli özelliklerinden birinin 'dolma' olduğunu söylemişti... Bu testusta bu meşhur kitaptan meşhur bir dolma tarifi okuyacaksınız... Konu tariflerden açılmışken, mutfağın dışında da dolmalar var... Örneğin dolma, doldurularak yapılmış olan demek...
…
- 'Şu zeytinyağlı dolma
Yemek değil rezalet
Rezalet rezalet
HÜRRİYET MÜSAVAT ADALET'
Zeytinyağlıdan haz etmeyen, 'Yalancı Dolma'nın şairi kim?..
a. Ece-vit
b. Ece Ayhan
c. Can Yücel
d. Oktay Rıfat
-İlk basılı Türkçe yemek kitabı olan 'Melceü't-Tabbahin,' yani 'aşçıların sığınağı' kitabından aldığım şu meşhur 'tarik-i tabh' hangi dolmanın tarifidir acep?..
'Yüz dirhem miktarı ala rugan-ı zeyt tavada yandıkta bir kıyye miktarı soğanı ince doğrayıp pişireler. Tamam kızarmaya yüz tuttukta bir kıyye miktarı dahi yıkanmış Mısır pirincini vaz' edip karıştıralar. Cüz'i levni dönüp sarardıkta içine iki-üç fincan su koyup birkaç kere tıkırdattıkta indirip içine tuz ve biber ve tarçın ve döğülmüş kuru nane ilave ettikte iyice karıştırıp taze haşlanmış asma yaprağına ince ve uzunca sarıp altna asma çubukları dizilmiş tencerenin içine aralarına çakal eriği ile tertip üzre istif edip üzerine tencerenin ağzından küçürek sahan veya lenger ile bastırıp ve üstüne çıkar çıkmaz su koyup kapağını kapattıkta tabh oluna. Suyunu çektikte bir kere yoklamak lazımdır. Eğer dirice ise bir miktar dahi su konula. Çünkü her pirincin kuvveti başka derecede olur. Meşhuru budur.'
a. Mülebbes dolma
b.Yalancı dolma
c. Adi yaprak dolması
d. Hiçbiri
- Peki, mutfaktaki yalancı dolmanın yalancılığı neresinde Allah aşkına?..
a. Zeytinyağlı olmasında... Türkiye zeytinyağı ülkesi olmasına rağmen, bu zeytinyağı düşmanlığı nedendir?.. Zeytinyağı gibi üste çıkma, derler... Türkülerde zeytin yok, zeytinyağı yok... Ancak bir şarkı, 'zeytinyağlı yiyemem aman, basma da fistan giyemem aman,' diyor... Hayret!!!
b. Oyma değil sarma olmasında... Dolma diye 'kabak gibi' oyularak doldurulana denir...
c. Pirinç ve soğanın çiğ konmasında
d. Etli olmamasında
e. Hepsi
Friday, July 14, 2006
Zeytincilik kursu
T.C. Balıkesir Üniversitesi Edremit Meslek Yüksek Okulu Zeytin Endüstrisi Programı tarafından 24-28 temmuz 2006 tarihleri arasında Zeytincilik kursu düzenlenecektir.
Dersler:
1) Zeytin zararlıları,
2) Zeytin Bahçesi Hastalıkları,
3) Zeytin Bahçesi Tesisi,
4) Zeytin gübreleme ve Sulama Teknikleri.
Kursu bitirenlere sertifika verilecektir.
İlgilenenler Ögr. Gör. Sn. Mücahit Kıvrak'ı arayabilirler.
Tel.(0 266) 373 57 50
zeytincilikkursu@yahoo.com
sağlık için;
zeytin ve zeytinyağı!!!
Monday, July 10, 2006
Zeytincilik - Hazirlayan: Gökhan Köse
zeytincilik
2006
Hazırlayan : Gökhan KÖSE / Fabrika Müdürü-Ege Birlik / Kırkağaç -Manisa
zeytincilik -Dünya
Dünya zeytin ağacı varlığının % 98'si Ülkemizin de içinde bulunduğu Akdeniz havzasında yer almaktadır. 2004 yılı FAO verilerine göre Dünya' da üretilen yaklaşık 16 milyon ton tane zeytinin % 11,3’ü ülkemizde üretilmektedir. Türkiye dünya sofralık zeytin üretiminde ikinci, siyah zeytin üretiminde birinci sırada yer alırken, var ve yok yıllarının ortalamasına göre zeytinyağı üretiminde ise beşinci sırada yer almaktadır.
Dünya tane zeytin üretiminde söz sahibi ülkeler sırasıyla
%31,2’si İspanya,
%20,6’sı İtalya,
%14,4’ü Yunanistan,
%11,3’ü Türkiye,
%8’i Tunus ve
%5’i Fas tarafından sağlanmaktadır.
Dünya üretiminin %26’sı (305.000 ton) ihracata konu olmaktadır. Dünya ihracatında AB’nin payı %50’dir. İhracatın%37’sini İspanya, %21’ini Fas ve %10’unu Yunanistan yapaktadır. Bunu Türkiye izlemektedir (%9). Ülkemizde üretilen sofralık zeytinin %16’sı ihraç edilirken kalan kısmı yurtiçinde tüketilmektedir. Yurtiçi üretimimizin %88’ini siyah, %7’sini yeşil ve %5’ini rengi dönük zeytin tipleri oluşturmaktadır
zeytincilik - türkiye
Dünyada zeytin varlığı, sofralık zeytin ve zeytinyağı üretiminde önde gelen ülkeler içerisinde yer alan ülkemizde Marmara, Ege, Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde sayıları 400.000'i aşan üretici ailesi geçimini zeytinden sağlamaktadır.
Balıkesir, Çanakkale , Manisa, Aydın, Muğla, İzmir ve Bursa illerinde toplam 77.936.586 adet meyve veren, 5.385.881 adet meyve vermeyen ağaç mevcut olup, ağaç başına ortalama 8.2 kg. zeytin verimi ile 647.004 ton zeytin danesi alınacağı, bunun 303.517 tonunun sofralığa, 343.486 tonunun yağlığa ayrılacağı, bundan da ortalama 1/5.0 randıman ile 68.788 ton zeytinyağı elde edileceği tahmin edilmiştir.
Adana, Mersin, Antakya, Kilis ve Gaziantep illerinde toplam 12.607.000 adet meyve veren, 3.690.050 adet meyve vermeyen ağaç mevcut olup, ağaç başına ortalama 14.6 kg zeytin verimi ile 183.839 ton zeytin danesi alınacağı, bunun 22.624 tonunun sofralığa, 161.215 tonunun yağlığa ayrılacağı, bundan da ortalama 1/5 randıman ile 32.306 ton zeytinyağı elde edileceği tahmin edilmiştir.
zeytincilik - manisa
DİE ‘nin 2004 yılı verilerine göre Türkiye genelindeki toplam sofralık zeytin üretimi 400,000 ton/yıl dır. Manisa İli Tarım Müdürlüğünden alınan verilere göre sofralık zeytin üretimi Manisa ili için 104,601 ton/yıl dır. Meyve veren ağaç sayısı ise 6,145,158 adettir.
2006 yılı itibarıyla özellikle Salihli’de 4.000.000 adet ağaç dikilmiştir. Akhisar,Kırkağaç,Soma ve Gölmarmara’ da ağaç dikimi hızla artmaktadır.Önümüzdeki 5 yıl içerisinde Manisa ilindeki meyve veren ağaç sayısının 16.000.000 adet olması tahmin edilmektedir.
Manisa ilinin toplam 514.526 hektar olan tarımsal alanlarının yaklaşık %62,23’ü tarla bitkilerinde, %7,33’ü sebze ,%14,75’i meyve ve % 10,61’i zeytin üretiminde kullanılmakta olup , geriye kalan %5 oran ise nadas ve kullanılmayan arazi durumundadır.
İldeki Gıda sanayi işyeri sayısı 977 adet, Tarım işletmesi sayısı 125.000 adet (bunların büyük kısmı yaklaşık %89,5’i 1-25 dekar arasında araziye sahip küçük aile işletmeleri şeklindedir), Kuru üzüm işleme 15 adet, Salamura zeytin 104 adet, Salça 6 adet, konserve 10 adet, bitkisel sıvı yağ işleme tesisi 2 adet, zeytinyağı fabrikası 28 adettir.
zeytincilik
Sofralık zeytin sektörü bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de gelişme kaydetmektedir. Ancak mevcut gelişme sektörün ülkemiz için taşıdığı önemin çok altındadır.
Ülkemizde alt yapının gelişmemiş olması,
işletmelerin ferdi ve küçük aile tipi işletmeler halinde çalışması,
teknik işleme metotlarının yenilenme imkanı bulamaması,
standart üretim tekniklerine uyulmaması,
standart çeşit ve sağlıklı dane ile çalışılmaması zeytinlerimizin iyi kalitede işlenmesine engel teşkil etmektedir.