Kahvaltı
Fotoğraf : U. Erdal Özer
Sofralık Zeytinde neler oluyor? (1)
Bilindiği gibi sofralık zeytin ve zeytinyağı arasındaki rekolte ve ekonomik değerler ters orantılıdır.
Bilmeyenler için bir parça açalım.
Ülkemizde çok fazla sofralık-yağlık zeytine yönelik çeşit ayırımı yoktur. Sofralık zeytine uygun çalışan(gemlik çeşidi dışında) önemli iki bölgemiz Horsunlu ve Akhisar'da yeşil sofralık zeytin amacına uygun olarak uygun çeşitler ile de üretilir, diğer bölgelerimizde zeytin hem yağlık hem de sofralık olarak değerlendirilebilmektedir.
Bu özellik nedeniyle çok uygun olmasa da, salamura zeytin olarak olgunlaştırılan sofralık zeytinler, fiyatların uygun olması durumunda, ekonomik nedenlerle yağa dönüştürülürler. Bir diğer açıdan, zeytinlerimiz sofralık olarak değerlendirildiğinde, daha fazla katmadeğer oluşumu ve değer artışı ile birlikte döviz kazandırabilir.
Düne kadar pek çok (istisnalar elbetteki vardı) zeytin sanayici-ihracatçılarımız merdiven altı tabir edilen işletmelerden (şimdi tamamına yakını modernize oldu) üretilen-ambalajlanan sofralık zeytinlerimizi, Bulgaristan ve Rusya pazarlarının kaybedilmesinden sonra "keşfedilen" ve halen en büyük pazarımız olan Romanya'ya ihraç etmekteydiler.
Romanya'nın AB yolunda hızla ilerlemesi, rakip üretici ülkelerin bu ülkedeki promosyon çalışmaları ve artan rekabet, önceleri fiyat yönüyle rekabet etmeye çalışan ancak kaliteli üretim ile istediği satış hedeflerine ulaşabileceğini gören ihracatçılarımızın yeni ufuklara yönelmesine neden oldu.
Rakip ülkelerden İspanya, AB içindeki sofralık zeytin satışlarının Kasım ve Aralık ayları döneminde %4.6 düştüğünü bildiriyor.
İspanya'nın Ocak-Aralık 2006 dönemindeki ABD'deki sofralık zeytindeki pazar kaybı ise %14 olarak değerlendiriliyor.Bu pazar kaybı, ABD'nin zeytinyağı tüketimini son 15 yılda %272 artırmış bir ülke olması nedeniyle dikkatle değerlendiriliyor.
Değişim göstererek küreselleşme şartlarına uyabilen, hatta kendi üretimi yetmeyen veya üretimlerinde olmıyan üretim tarzlarını paylaşarak üreten-satan konuma gelen firmalarımızın İspanya'nın yaşadığı sıkıntıdaki payları ne kadardır bilmiyorum ama ABD'ye ve AB ye ambalajlı-ambalajsız nihai ürün yapar-satar konumdayız artık.
Geçen yıllardaki İhracatçı Birliklerimizin Sofralık Zeytin istatistiki bilgilerini rakip ülkeler ihracat bilgileriyle kıyasladığınızda, Türkiye'den ihraç edilen belli kalitelerdeki sofralık zeytinlerin inanılmaz değişimini görebilirsiniz.
Geleneksel üretimlerinde bile rakip ülkelerin toplam satışından fazlasını (daha kaliteli olarak ve %100 yerli zeytin çeşitlerimizle) gerçekleştiren işletmelerimiz ve ihracatçılarımız var artık.
Yanlızca ABD pazarında sayıları birkaç milyonu aşan ambalajlı zeytinde “Product of Turkey” yazıyor artık.
Dahası, ihracattaki hedef ülkeler artık alımlarında Türkiye fiyatlarını öğrenmeden bağlantılarını gerçekleştirmiyorlar.
Artık fiyat belirleyici konumundayız diyebiliriz, ülke olarak.
Zeytincilerimiz çok yol aldılar, klasik sistemlerlerden modern sistemlere ve hatta en yeni teknolojileri kullanmaya yöneldiler.
Pek çoğu sistemlerini sürekli yeniliyor.
Zeytin tanesini renklerine ve boylarına ayıran ama aynı zamanda optik- enfraruj gözler ile meyve etinin ve çekirdeğinin içini görerek tasnifliyen (ezik,çürük,kurtlu,hasarlı-kusurlu vb.) ve böylelikle sıfır hataya yönelik nano teknoloji ürünlerin işletmelerimizde kullanıldığını yakında görecek veya duyacaksınız.
Bu tür gelişmeleri takip ederek kendilerini geliştirenlerin amacı, günü yakalamak veya kurtarmak değil.
Onların amacı kurumlarıyla toplam kaliteyi oluşturmak ve rakiplerinin önünde olmak.
Rakip ülkelerin promosyon uygulamalarını da değerlendirerek, Sofralık Zeytin Sektörümüzün temsilcilerine ülkemize kazandırdıkları değerler için teşekkür ederek, ihtiyaçlarını-beklentilerini-isteklerini ve olmazsa olmazlarını sormamız gerek.
Üreticilerin, ürettikleri ürünleri değerlendiren, kazanırken kazandıran her türlü sisteme ihtiyacımız var.
Bilmeyenler için bir parça açalım.
Ülkemizde çok fazla sofralık-yağlık zeytine yönelik çeşit ayırımı yoktur. Sofralık zeytine uygun çalışan(gemlik çeşidi dışında) önemli iki bölgemiz Horsunlu ve Akhisar'da yeşil sofralık zeytin amacına uygun olarak uygun çeşitler ile de üretilir, diğer bölgelerimizde zeytin hem yağlık hem de sofralık olarak değerlendirilebilmektedir.
Bu özellik nedeniyle çok uygun olmasa da, salamura zeytin olarak olgunlaştırılan sofralık zeytinler, fiyatların uygun olması durumunda, ekonomik nedenlerle yağa dönüştürülürler. Bir diğer açıdan, zeytinlerimiz sofralık olarak değerlendirildiğinde, daha fazla katmadeğer oluşumu ve değer artışı ile birlikte döviz kazandırabilir.
Düne kadar pek çok (istisnalar elbetteki vardı) zeytin sanayici-ihracatçılarımız merdiven altı tabir edilen işletmelerden (şimdi tamamına yakını modernize oldu) üretilen-ambalajlanan sofralık zeytinlerimizi, Bulgaristan ve Rusya pazarlarının kaybedilmesinden sonra "keşfedilen" ve halen en büyük pazarımız olan Romanya'ya ihraç etmekteydiler.
Romanya'nın AB yolunda hızla ilerlemesi, rakip üretici ülkelerin bu ülkedeki promosyon çalışmaları ve artan rekabet, önceleri fiyat yönüyle rekabet etmeye çalışan ancak kaliteli üretim ile istediği satış hedeflerine ulaşabileceğini gören ihracatçılarımızın yeni ufuklara yönelmesine neden oldu.
Rakip ülkelerden İspanya, AB içindeki sofralık zeytin satışlarının Kasım ve Aralık ayları döneminde %4.6 düştüğünü bildiriyor.
İspanya'nın Ocak-Aralık 2006 dönemindeki ABD'deki sofralık zeytindeki pazar kaybı ise %14 olarak değerlendiriliyor.Bu pazar kaybı, ABD'nin zeytinyağı tüketimini son 15 yılda %272 artırmış bir ülke olması nedeniyle dikkatle değerlendiriliyor.
Değişim göstererek küreselleşme şartlarına uyabilen, hatta kendi üretimi yetmeyen veya üretimlerinde olmıyan üretim tarzlarını paylaşarak üreten-satan konuma gelen firmalarımızın İspanya'nın yaşadığı sıkıntıdaki payları ne kadardır bilmiyorum ama ABD'ye ve AB ye ambalajlı-ambalajsız nihai ürün yapar-satar konumdayız artık.
Geçen yıllardaki İhracatçı Birliklerimizin Sofralık Zeytin istatistiki bilgilerini rakip ülkeler ihracat bilgileriyle kıyasladığınızda, Türkiye'den ihraç edilen belli kalitelerdeki sofralık zeytinlerin inanılmaz değişimini görebilirsiniz.
Geleneksel üretimlerinde bile rakip ülkelerin toplam satışından fazlasını (daha kaliteli olarak ve %100 yerli zeytin çeşitlerimizle) gerçekleştiren işletmelerimiz ve ihracatçılarımız var artık.
Yanlızca ABD pazarında sayıları birkaç milyonu aşan ambalajlı zeytinde “Product of Turkey” yazıyor artık.
Dahası, ihracattaki hedef ülkeler artık alımlarında Türkiye fiyatlarını öğrenmeden bağlantılarını gerçekleştirmiyorlar.
Artık fiyat belirleyici konumundayız diyebiliriz, ülke olarak.
Zeytincilerimiz çok yol aldılar, klasik sistemlerlerden modern sistemlere ve hatta en yeni teknolojileri kullanmaya yöneldiler.
Pek çoğu sistemlerini sürekli yeniliyor.
Zeytin tanesini renklerine ve boylarına ayıran ama aynı zamanda optik- enfraruj gözler ile meyve etinin ve çekirdeğinin içini görerek tasnifliyen (ezik,çürük,kurtlu,hasarlı-kusurlu vb.) ve böylelikle sıfır hataya yönelik nano teknoloji ürünlerin işletmelerimizde kullanıldığını yakında görecek veya duyacaksınız.
Bu tür gelişmeleri takip ederek kendilerini geliştirenlerin amacı, günü yakalamak veya kurtarmak değil.
Onların amacı kurumlarıyla toplam kaliteyi oluşturmak ve rakiplerinin önünde olmak.
Rakip ülkelerin promosyon uygulamalarını da değerlendirerek, Sofralık Zeytin Sektörümüzün temsilcilerine ülkemize kazandırdıkları değerler için teşekkür ederek, ihtiyaçlarını-beklentilerini-isteklerini ve olmazsa olmazlarını sormamız gerek.
Üreticilerin, ürettikleri ürünleri değerlendiren, kazanırken kazandıran her türlü sisteme ihtiyacımız var.
Sofralık Zeytinde Neler Oluyor? (2)
Tarım Bakanlığımızın Sofralık Zeytindeki desteklemelerde, Gemlik tipi zeytinlerin Marmara Bölgesi dışında desteklenmemesi yönündeki politika değişikliğinin gündeme gelmesi ile birlikte destekleme modellerinin sofralık ve yağlık zeytinlerde ne şekilde olması gerektiğini aklımıza getirdi.
Gemlik çeşidinin bu kadar hızlı yayılmasında ve bölgesi dışında dikilmesinde sofralık dane zeytin fiyatının yüksekliği olduğu kadar çelik alma yoluyla fidanının çok ucuz ve hızlı üretilebilmesindedir.
Peki sofralık çeşitlerimizin korunması , kalite ve kantitesinin artırılması neden önem kazanıyor.
Geçen yazılarımdan bir tanesinde bahsettiğim gibi önemli bir zeytinyağı kooperatifi olan Group Hojiblanca (geçen sezon cirosu yaklaşık 72 bin ton zeytinyağı ile 330milyon Euro,bu sezon tahmini 90 bin ton zeytinyağı ile 250 milyon Euro ciro) sofralık zeytin konusunda çalışan Acorsa Kooperatifi ile birleşti. İki kooperatif ürettikleri sofralık zeytinleri de Hojiblanca markası ile pazarlayacaklar.
Bir diğer birleşme de İspanya’nın önde gelen ambalajlı zeytinyağı ihracatçı firmalarından Borges’in , sofralık zeytin konusunda Fransa’da %30 Pazar payına sahip aile firması (1863 den bu yana) Tramier’i satın almasıyla gerçekleşti. 8 bin ton ambalajlı sofralık zeytin ile 50 milyon Euro’ya ulaşan Tramier ile Borges, kendi markaları ve 15 bin ton ambalajlı ürün satışı ile Rusya, ABD’nin batı yakasından şimdi de Fransa’da yerini sağlamlaştırmış durumda.
Firmalar neden sofralık zeytine yatırım yapıyorlar bu kadar?
İspanya’da her gün sofralık zeytin tüketenlerin toplam nüfusa oranı %17’ ye yükselmiş bir araştırmaya göre.
Murcia and Extremadura yerleşim bölgelerinde yaşayan ailelerin %55’i, Akdeniz diyetinin önemli öğesi olan sofralık zeytini diğer bölgelerde yaşayanlardan daha fazla alıyor ve tüketiyorlar, Tarım Bakanlığı araştırmalarına göre.
Bu arada bir diğer küçük bilgi,1973’te kurulmuş zeytinyağı üreticisi olan ve aynı zamanda şarap üreten La Cooperativa Los Remedios , Hojiblanka Grubuna katılma kararı aldı.
İspanyol şirketleri ve kooperatifleri birleşiyorlar ve büyüyorlar.
Sofralık zeytin ile ilgisi olanlar ve olmayanlar sofralık zeytine yatırım yapıyorlar.
Yetmiyor, şarap gibi diğer ürünleri de portföylerine dahil ediyorlar.
Belki de büyümenin, büyük olmanın yolu bu ve belki de bizim bilmediğimiz bildikleri vardır.
Tarım Bakanlığımızın Sofralık Zeytindeki desteklemelerde, Gemlik tipi zeytinlerin Marmara Bölgesi dışında desteklenmemesi yönündeki politika değişikliğinin gündeme gelmesi ile birlikte destekleme modellerinin sofralık ve yağlık zeytinlerde ne şekilde olması gerektiğini aklımıza getirdi.
Gemlik çeşidinin bu kadar hızlı yayılmasında ve bölgesi dışında dikilmesinde sofralık dane zeytin fiyatının yüksekliği olduğu kadar çelik alma yoluyla fidanının çok ucuz ve hızlı üretilebilmesindedir.
Peki sofralık çeşitlerimizin korunması , kalite ve kantitesinin artırılması neden önem kazanıyor.
Geçen yazılarımdan bir tanesinde bahsettiğim gibi önemli bir zeytinyağı kooperatifi olan Group Hojiblanca (geçen sezon cirosu yaklaşık 72 bin ton zeytinyağı ile 330milyon Euro,bu sezon tahmini 90 bin ton zeytinyağı ile 250 milyon Euro ciro) sofralık zeytin konusunda çalışan Acorsa Kooperatifi ile birleşti. İki kooperatif ürettikleri sofralık zeytinleri de Hojiblanca markası ile pazarlayacaklar.
Bir diğer birleşme de İspanya’nın önde gelen ambalajlı zeytinyağı ihracatçı firmalarından Borges’in , sofralık zeytin konusunda Fransa’da %30 Pazar payına sahip aile firması (1863 den bu yana) Tramier’i satın almasıyla gerçekleşti. 8 bin ton ambalajlı sofralık zeytin ile 50 milyon Euro’ya ulaşan Tramier ile Borges, kendi markaları ve 15 bin ton ambalajlı ürün satışı ile Rusya, ABD’nin batı yakasından şimdi de Fransa’da yerini sağlamlaştırmış durumda.
Firmalar neden sofralık zeytine yatırım yapıyorlar bu kadar?
İspanya’da her gün sofralık zeytin tüketenlerin toplam nüfusa oranı %17’ ye yükselmiş bir araştırmaya göre.
Murcia and Extremadura yerleşim bölgelerinde yaşayan ailelerin %55’i, Akdeniz diyetinin önemli öğesi olan sofralık zeytini diğer bölgelerde yaşayanlardan daha fazla alıyor ve tüketiyorlar, Tarım Bakanlığı araştırmalarına göre.
Bu arada bir diğer küçük bilgi,1973’te kurulmuş zeytinyağı üreticisi olan ve aynı zamanda şarap üreten La Cooperativa Los Remedios , Hojiblanka Grubuna katılma kararı aldı.
İspanyol şirketleri ve kooperatifleri birleşiyorlar ve büyüyorlar.
Sofralık zeytin ile ilgisi olanlar ve olmayanlar sofralık zeytine yatırım yapıyorlar.
Yetmiyor, şarap gibi diğer ürünleri de portföylerine dahil ediyorlar.
Belki de büyümenin, büyük olmanın yolu bu ve belki de bizim bilmediğimiz bildikleri vardır.
No comments:
Post a Comment