Friday, June 23, 2006

Şifa Kaynağı Zeytin/ Yeni Şafak


Şifa Kaynağı Zeytin

Yeni Şafak / 19 Ocak 2003

Birçok kültürün kendisine kutsal anlamlar yüklediği, insanlığın en eski tadlarından olan zeytin ve zeytinyağı, tarihiyle, sağlıkta oynadığı rolle ve işleniş biçimiyle hâlâ dikkatleri üstüne çekmeye devam ediyor.

Özellikle Ege ve Marmara bölgelerinde çok yaygın olan zeytin bahçelerinde şu günlerde zeytinler toplana dursun, zeytin birçok özelliği ile hâlâ dikkatleri üzerine çekmeye devam ediyor. Tarihçilerin tam olarak ne zaman ortaya çıktığını tespit edemediği zeytin, Anadolu ve Akdeniz medeniyetlerindeki kutsallığı, bin yılları aşan yaşları, doğal bir ecza deposu olan yağıyla yüzyıllardır insanların gündeminden düşmüyor. İngiliz yazar Lawrence Durrell'in, "soğuk su kadar eski" dediği zeytinin için en eski hikaye Eski Ahit'te geçiyor. Burada, Nuh Tufanı'ndan 7 gün sonra Hz. Nuh'un suların çekilip çekilmediğini anlamak için saldığı güvercinin ağzından bir zeytin dalı ile geri dönmesi üzerine suların çekildiğinin anlaşıldığı aktarılır. Böylece zeytin umudun ve ölümsüzlüğün sembolü olarak insanların hafızasında yer eder. Zeytinin bilinen en eksi hikâyesi bu olmasına rağmen Akdeniz Havzası'nı mesken tutmuş bütün medeniyetlerde ona farklı anlamlar verilir. Tarihçiler, zeytin ile insanın ne zaman yan yana geldiği konusunda net bilgiye sahip değil. Bilinen en eski tarih MÖ 4500 yıllarında Girit'te zeytinyağı ticaretinin önemli bir yer aldığı yönünde. Daha sonra Mısırlılar, Yunanlar ve Romalılar tarafından zeytinyağı hep kutsal bir içecek olarak ele alındı. VW Magazin Dergisi bu ayki sayısında zeytinin ve yağının tarih içindeki serüvenine ayrıntılı bir şekilde yer veriyor.

Zeytinde bir tarih yatıyor

Kökleri yüzyıllara dayanan zeytinin bizleri heyecanlandıran bir başka yönü de zeytin ağaçlarının bin yılları bulan yaşları. Bu yönüyle doğadaki en dayanıklı ve en uzun ömürlü ağaçlarının başında geliyor. Zeytinden iyi bir tad elde etmek için "hamur haline getirilme, preslenme ve bekletilme safhaları" oldukça titiz bir şekilde yürütülür. Yapılan işlemlerde zeytinyağı içinde su altta kalırken zeytinyağı kendiliğinden ayrışarak üste çıkar. "Zeytinyağı gibi üste çıkmak" deyimi de buradan gelmektedir.

ZEYTİNYAĞINI SAKLAMA VE KULLAMA YÖNTEMLERİ

Uzmanlardan zeytinyağı ile ilgili birkaç önemli not: Sıcaklık ve ısıdan etkilendiği için zeytinyağının serin ve karanlık ortamlarda toprak veya cam kaplarda saklanması gerekmektedir. Bozdolapları zeytinyağının ömrünü azaltır. Ortalama kalitedeki bir zeytinyağının tadı 60 derecede değişmeye başlar. Sıradan yemeklerde ortalama kalitede zeytinyağı tercih edilir. Daha kaliteli zeytinyağları yemek piştikten sonra konulmalıdır. Et ve balıklarda sonradan katılan yağ daha lezzetli olur.

DOĞAL ECZA DEPOSU

Zeytinyağını yoğun olarak tüketen Akdeniz ülkelerinde kalp hastalıklarının çok azaldığı bir gerçek. Uzmanlar zeytinyağının hem kandaki "kötü kolesterol" etkisini düşürdüğünü, hem de tansiyonu kontrol altında tuttuğunu belirtiyorlar. Mideden doğrudan bağırsaklara giden zeytinyağı bir taraftan safra kesesini kolesterolden arındırır, diğer taraftan bağırsakların daha iyi çalışmasını sağlar. İçinde bulundurduğu E Vitamini dolaysıyla özellikle çocukların kemiklerinin güçlenmesinde anne sütü kadar etkilidir. Kan şekerinin kontrol edilmesine katkıda bulunur. Hücre, doku ve organların yaşlanmasını geciktirir.

No comments: