Akdenizli olununca zeytinle aşk başlıyor zaten. Zeytinsiz kahvaltı, zeytinyağlısız yemek olmuyor. Sadece yemek mi güzel olan? Ya kültürü!... Bu blog, aşkımız zeytin ve zeytinyağı ile bilgileri sizinle paylaşmak arzumuzdan doğdu. Koray & Hakkı Yazıcı e-posta : mhyazici@gmail.com
Thursday, June 22, 2006
TBMM Komisyonu Basın Toplantısı Metni
ZEYTİN VE ZEYTİNYAĞI İLE DİĞER BİTKİSEL YAĞLARIN ÜRETİMİNDEKİ SORUNLARIN ARAŞTIRILARAK ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLERİN BELİRLENMESİ AMACIYLA KURULAN MECLİS ARAŞTIRMASI KOMİSYONU BAŞKANI EDİRNE MİLLET VEKİLİ NECDET BUDAK’IN BASIN TOPLANTISI
23.02.2006
Saat: 11.00
Değerli basın mensupları,
Dünyanın en sağlıklı , en doğal ve ekonomik değeri en yüksek bitkisel yağ kaynağı olan zeytinin tarihi, günümüzden 8000 yıl öncesine dayanmaktadır.Bu tarihi süreç içerisinde zeytin birçok efsaneye kaynak olmuş, eski uygarlıkların yazıtlarında ve kutsal kitaplarda yer almıştır.İncil ve Tevrat’ta toplam 140 kez zeytin kelimesi geçmektedir. Kuran-ı Kerimde ise 6 ayet zeytin ve nimetlerinden söz etmektedir.Dünyada 10 milyon hektar alanda 900 milyon kadar zeytin ağacı bulunmaktadır.Dünyada zeytin ağacı varlığının yüzde 98’i Akdeniz çanağında bulunan ülkelerde toplanmıştır. Türkiye Akdeniz iklim özelliklerini taşıması bakımından İspanya, İtalya, Yunanistan, Portekiz, Tunus, Suriye, Fas, Cezayir gibi zeytin ve zeytinyağı üreticiliğinde söz sahibi ülkeler arasında yer almaktadır. Türkiye Dünya sofralık zeytin üretiminde yüzde 13’lük pay ile ikinci, yağlık zeytin ve zeytinyağı üretiminde yüzde 6’lık payla dördüncü sıradadır. Bundan da anlaşılacağı üzere zeytin, ekonomik değeri çok yüksek kutsal bir üründür.
Zeytininin anavatanı Güneydoğu Anadolu Bölgesini içine alan Yukarı Mezopotamya ve Güney Ön Asya’dır.Zeytin dünyaya iki yoldan yayılmıştır. Birincisi Mısır üzerinden Tunus ve Fas’a, ikincisi ise Anadolu boyunca Ege adaları, Yunanistan, İtalya ve İspanya’ya olmuştur.
Ülkemiz zeytinciliği ve zeytinyağı sektörü tarımdan sanayiye, sanayiden pazarlamaya bir zincir içerisinde, yan ürünleriyle beraber sanayi ve ticaret sektöründe önemli bir ağırlığa sahiptir. 400 bin ailenin geçimini de doğrudan sağlamaktadır.
Zeytin ve özellikle zeytinyağı insan sağlığı ve beslei açısından açısından üstün nitelikler, taşımaktadır. Buna rağmen fiyatının yüksek olması, bölgesel bir ürün olması ve tanıtım ' eksikliği nedeniyle yeterince tüketilmemektedir. Zeytin ve yan ürünleri olan pek çok ürünün tanıtımı nasıl yapılmalıdır? Sağlık açısından önemi nasıl vurgulanabilir? Zeytin ve zeytinyağının pazarlanması konusundaki sıkıntılar nelerdir? Aşılması için neler yapılmalıdır? Tanıtım ve reklam aşamasında ne gibi sorunlar yaşanmaktadır ve nasıl bir destek sağlanabilir? Üretim ve daha sonraki aşamalara kullanılan kimyasal ve fiziksel şartların insan sağlığı açısından zararlı bir yönü var mıdır? Asgariye indirilmesi için neler yapılmalıdır?
Petrolden sonra en büyük ithalat kalemimiz sıvıyağdır. Dünyadaki en kaliteli zeytinyağı ülkemizde üretilmektedir. Diğer bitkisel yağların fiyat yönlü güçlü rekabetine nasıl karşı konulabilir? insanlara, bu ürünün faydalan ve diğer ürünlerden farkının aı1latılması için neler yapılmalıdır?
Zeytin tarımında, en önemli sorunlardan biride arazi konusudur. Miras yoluyla topraklar bölünmekte ve zeytin sahaları daralmaktadır. tarımsal yönden ikamesi olmayan bu ağaçların ve arazilerin korunması için ne gibi önlemler alınmalıdır?
Dünyada zeytin yetişen bütün ülkeler , zeytin dikilmesi ve ağacının daha verimli hale getirilmesi çalışmalarını teşvik etmektedirler. Ülkemizde ihmal edilen bu konu üzerinde çalışmalar yapılmalı, zeytin genleri araştırılmalıdır. Marmara Bölgesindeki dünyanın en kaliteli sofralık zeytini olan Gemlik, Mudanya, İznik ve Orhangazi yörelerindeki kalitenin korunması ve yaygınlaştırılmasını temin etmek için neler yapılmalıdır?
Dünya piyasalarındaki rekabet karşısında zeytin üreticisini yalnız bırakmayacağız. Dünyanın en güzel zeytinyağının ülkemizde olmasına rağmen ihracatımız çok azdır. İhracatın önündeki engeller nelerdir? İhracatın artması İçin ne gibi önlemler alınmalıdır?
Zeytin üretiminin ve işletmeciliğinin çok özel bir konumu vardır. Sektörün geleceği açısından.üreticinin gelir seviyesinin korunması için neler yapılmalıdır? Sürekli artan girdi fiyatlarına karşı ne gibi önlemler alınmalı ve üretici nasıl desteklenmelidir.? Gıda denetiminde yaşanan büyük problemlerin çözümü için neler yapılmalıdır.
Ülkemizde, toplam 644 000 hektar alanda zeytin tarımı yapılmakta ve 107 000 000 zeytin ağacı bulunmaktadır. Zeytinyağı ve sofralık zeytin üreticilerinin toplam sayısı ise, 2001 yılında yapılan sayım sonucuna göre 196 000'dir.
Bilindiği üzere, zeytinyağı ve sofralık zeytin, ülkemizin önemli ihraç ürünlerindendir. 2004-2005 sezonunda, 93 443 ton zeytinyağı, 58 243 ton ise sofralık zeytin ihraç edilerek, ülkemize önemli miktarda döviz girdisi sağlanmıştır .
Katma değeri yüksek mamul ihracatımızı teşvik etmek amacıyla, zeytinyağı ihracat iadesi düzenlemeleri, kutulu zeytinyağı ya da şişeli zeytinyağı ihracatını teşvik edecek bir yapıya kavuşturulmuştur .Şöyle ki: 1 kilogramın üzerindeki paketlerde ihraç edilen zeytinyağına; ton başına 150 dolar ihracat iadesi verilmektedir; 1 kilogramın altındaki paketlerde ihraç edilen zeytinyağı için, Türk markaları ve “Made in Turkey'' etiketli ihracatlarda, ton başına, 2 katı, 300 dolar ihracat desteği verilmektedir .İhracat miktarının yüzde 51'yle sınırlı kalmak kaydıyla, 5 kilogramdan yüksek, 18 kilogramdan düşük ambalajlarda ihraç edilen sofralık zeytin için, ton başına 68 dolar; 1 kilogramdan yüksek 5 kilogramdan düşük ambalajlarda ihraç edilen sofralık zeytin için 88 dolar ton başına, 1 kilogramdan düşük ambalajlarda ve Türk markaları ile ''Made in Turkey'' etiketli ihracatlar için 108 dolar ton başına ihracat iadesi verilmektedir.
Ülkemizin tarımsal sorunlardan biri olan üretimdeki yetersiz planlama nedeniyle, tahıllar gibi bazı ürünlerde arz fazlalığı, yağlı tohumlar gibi bazı ürünlerde de arz açığı bulunmaktadır.
Arz fazlalığı olan tahıllar içinde en önemli yer tutan buğdayda, ülke ihtiyacı 13 -14 milyon ton ,olmasına rağmen, 18 -20 milyon ton 'luk bir üretim mevruttur.Mısırda uzun yıllardır devam eden arz açığı, özellikle son 2 yıldaki üretim artışları ile kapanarak, üretim, ihtiyaç olan 3 .5 milyon ton'un üzerine çıkarak yaklaşık 4.0 milyon ton'a ulaşacaktır. 450 -500 bin ton seviyelerinde olan çeltik ihtiyacımızın yarısı yurtiçi üretim ile karşılanmaktadır .
Türkiye'de ekimi yapılan en önemli tahıl olan buğdayda uygulanan yüksek gümrük vergileri nedeniyle dünya piyasa fiyatlan üzerinde iç piyasa fiyatları oluşturmaktadır. Bu durum da, buğday/yağlı tohumlar ( özellikle yağlık ayçiçeği ) paritesinin giderek buğday lehine bozulmasına neden, olmuştur .Özellikle, son 15 yılda Türkiye yağlık ayçiçeği ekim alanları ve üretim miktarların % 50'ye varan azalmalar gerçekleşmiştir.
Bugün gelinen noktada; Türkiye yağlı tohum üretimi, bitkisel yağ ihtiyacımızın sadece 1/3 'ünü karşılayabilmekte olup, giderek büyüyen arz açığı 1 Milyar Dolar'ın üzerinde ithalat ile kapatı1maya çalışılmaktadır
Halihazırda, yağlık ayçiçeğine uygulanan gümrük vergisi % 27 ( en az 75 EUR/ton ) ve ham ayçiçek yağına % 36 { en az 200 EUR/ton ) iken, buğdaya ve mısıra uygulanan gümrük vergisi % 130'dur.
Türkiye, mevcut ekolojisi itibariyle alternatif ürünlere göre gelirinin arttırılması koşuluyla, ülke ihtiyacımı karşılayabilecek miktarda yağlı bitkilerin ekim ve üretimine uygun bir yapıya sahiptir. Bu durumda, hem bitkisel yağlardaki arz açığı kapanarak dışa bağımlılıktan, hem de arz fazlalığı olan buğday gibi tahılların mali yükümlülüğünden kurtulunmuş olacaktır.
Yağ bitkileri üretimine baktığımızda ise, 2005-2006 sezonunda, ülkemizde, 850 000 ton yağlık ayçiçeği, 28 000 ton soya ve 1 200 ton kanola rekoltesi beklenmektedir .Üretimimiz, giderek artan bitkisel yağ talebini karşılamaktan uzaktır. Bu nedenle, yağlı tohumlarda küspelerinde ve ham yağlarında önemli oranda ithalat yapılmaktadır. Bu şekildeki ithalatımız, 2004 yılı içinde 1 milyar doları aşmıştır. Yağlı tohumlarda arz açığının kapatılabilmesi için, destekleme primlerinin yanı sıra ithalat maliyetleri sürekli olarak izlenmektedir .Nitekim, Dünya Ticaret Örgütüne verilen taahhütlerimiz çerçevesinde ithalatı frenleyebilmek için için gümrük vergilerinin koruma oranlarında zaman zaman değişikliklere gidilmektedir.
Mevcut durumda, gümrük vergileri, yağlı ayçiçeğinde ton başına 75 eurodan az olmamak şartıyla yüzde 27 , Dünya Ticaret Örgütü üyesi olmayan ülkelerden yapılan ithalatta ise ton başına 100 eurodan az almamak şartıyla yüzde 36, kolzada yüzde 10, soya fasulyesinde sıfır bu oran 1.8.2005- 31.12.2005 tarihleri arasında yüzde 4 olarak uygulanmıştır,soya, pamuk, kolza ham yağları ve palm yağlarının gümrük vergileri birbirine eşitlenmiş, yüzde 31,2'ye çıkarılmıştır , ham ayçiçeği yağında ton başına 200 eurodan az olmamak şartıyla yüzde 36, Dünya Ticaret Örgütü üyesi olmayan ülkelerden yapılan ithalatta ton başına 300 eurodan az olmamak şartıyla yüzde 54, soya küspesinde yüzde 8, ayçiçeği ve pamuk küspesinde yüzde 13,5 olarak uygulanmaktadır.
Ülkemiz, dünyada zeytin yetiştiren sayılı ülkelerden birisidir.Türkiye’de 644 bin hektar alanda 107 milyon zeytin ağacı ile zeytin tarımı yapılmaktadır.Yaklaşık 400 bin aile geçimini bu yoldan sağlamaktadır.Zeytin ve zeytinyağının insan sağlığı üzerindeki olumlu katkıları ve ekonomik değerinin yüksek olması ve bir ihraç ürünü olarak ülke ekonomisine katkıda bulunması dikkatleri bu sektör üzerinde yoğunlaştırmıştır.Sektörde yaşanan sorunlar üretici,sanayici, ürünün tanıtımı ve tüketimi ile pazarlanması boyutlarında karşımıza çıkmaktadır. Bu nedenle,Üreticilerimizin yanı sıra ülkemiz ekonomisi açısından büyük önem arz eden zeytin ve zeytinyağı sektörü ile yağlı tohum ve bitkisel yağ üretimindeki sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesine yönelik olarak verilen beş ayrı Meclis Araştırması önergesi ile konu Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne taşınmıştır.Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilen bu beş ayrı Meclis Araştırması önergesi 3.1.2006 tarihli 47 birleşimde konularının aynı olması nedeniyle birleştirilerek Genel Kurulda görüşülmüş ve bu konuda ilk defa bir Meclis Araştırması komisyonu kurulmasına karar verilmiştir.Parlamento bu şekilde sorunu tespit ve çözüm önerileri üretme görevini üzerine almış ve konuya ulusal bir boyut kazandırmıştır.
Komisyonumuz, çalışmalarına 14 Şubat 2006 tarihinde başlamış. Bu toplantıda görev dağılımını gerçekleştirmiş, ikinci toplantısını 22 Şubat 2006 tarihinde yapmış ve çalışmalarında izleyeceği yolu tespit etmiştir.
Komisyonumuz,çalışma takvimi içerisinde Kamu kurum ve kuruluşlarından,üretici birliklerinden, yağ sanayicilerinden ve konuyla ilgili diğer birimlerden gereken bilgileri alacak, üreticilerin yaşadıkları sorunları daha iyi tespit edebilmek amacıyla Ankara dışında çalışmalar yapacaktır. Bu çalışmaları yaparken siyasi ayrımcılık, bölgecilik, ürün ayrımcılığı yapmaksızın sektörün sorunları ile yakından ilgilenecek ve çözüm önerileri üretecektir.
Komisyonumuz, önümüzdeki haftadan itibaren sektörde yaşanan sorunlar ile ilgili Kamu kurum ve kuruluşlarından, üretici birliklerinden ve yağ sanayicilerinden komisyona davet etmek suretiyle bilgileri almaya başlayacaktır. Bu çalışma Mart ayı içerisinde tamamlanacak, çalışma sonucunda elde edilen bilgilerin ışığı altında komisyonumuz Ankara dışında da belirlenen program çerçevesinde sektörün her kesimi ile bütünlük içerisinde çalışmalarını sürdürecek ve raporunu Meclis Başkanlığına sunacaktır.
HAYAT BOYU BAŞARILARINIZIN BİR ZEYTİN AĞACI KADAR KÖKLÜ VE SAĞLAM, MUTLULUKLARINIZIN YENİ FİLİZLENEN YEMYEŞİL BİR ZEYTİN DALI GİBİ SÜREKLİ, YAŞAMINIZIN ZEYTİNYAĞI İLE DAHA SAĞLIKLI VE GÜZEL OLMASINI DİLİYORUM.
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment