Wednesday, June 21, 2006

Zeytinyağcıların Keyfi Yerine Geliyor- Gila Benmayor


Zeytinyağcıların keyfi yerine geliyor

Gila BENMAYOR
Hürriyet / 09 Haziran 2006

CUNDA'da güzel bir haziran gecesi.
Turizm mevsimi henüz açılmamış olduğundan etraf sessiz, sakin.


Sohbetin koyulaştığı masanın etrafında Ayvalık Ticaret Odası Başkanı Rahmi Gençer, Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçılar Birliği Başkanı Ali Güreli, Kürşat markasıyla zeytinyağı üreten Mustafa Kürşat ve Sezai Madra.

Aynı kişilerle 6-7 ay önce yine burada, bir "zeytinyağı paneli" nedeniyle birlikteydim.

Zeytin ve zeytinyağı etraflıca tartışılmıştı.

Sorunlar masaya yatırılmıştı.

Markalaşma, kapasiteyi arttırma gibi şeylerin yanı sıra Ayvalık Ticaret Odası'nın üzerinde önemle durduğu bir konu vardı:

"Coğrafi işaretleme."

Yani Ayvalık'ta üretilen zeytinyağının Ayvalık'tan geldiğini gösteren yazı.

Türk Patent Enstitüsü'ne "coğrafi işaret" için başvuru yapılmıştı o günlerde.

Sonbahar, kış, ilkbahar derken mevsimleri devirdik.

"Buralarda neler değişti panelden beri" diye soruyorum masanın etrafındakilere.

"Coğrafi işaret" meselesi henüz halledilmemiş ama "eli kulağında" diyorlar.

Duyduğum en sevindirici şey ise şu:

"Panelden sonra siz gazetecilerin zeytinyağıyla ilgili yazıları bazı çevrelerin dikkatini çekti. Olumlu gelişmeler oldu. Bazı şeyler hızlandı."

ZEYTİNYAĞI KOMİSYONU

Peki neler olmuş bizim Ayvalık yazılarından sonra?

Önce CHP ilgilenmeye başlamış zeytin ve zeytinyağı üreticilerinin sorunlarıyla. Kulak vermiş onlara.

Ardından iktidar partisi de gündemine almış.
Derken Meclis'te zeytin ve zeytinyağıyla ilgili çalışmalar yapmak üzere bir komisyon oluşturulmuş.

Zeytin ağaçlarının orman arazisi vasfını kaybetmiş arazilere dikilmesine karşı çıkan TEMA ile ilişkiler düzelmiş.

Özetle 6-7 ay zarfında olumlu gelişmeler yaşanmış.

Zeytin ve zeytinyağı sektörünün Türkiye için ne denli önemli olduğu bir nebze de olsa anlaşılmış.

Bir nebze demem şundan:

Gördüğüm kadarıyla henüz ortada bu sektör için belli bir strateji yok.

İspanya 300 milyon ağacıyla 1 milyon 200 bin ton civarında zeytinyağı elde ederken, biz 100 milyon ağaçtan 150 bin ton zeytinyağı üretebiliyoruz.

İspanya örneğinden görüleceği gibi, Türkiye'nin zeytin ağaçlarının verimliliği çok daha düşük.

Neden?

Çünkü strateji yok.

Ekilecek zeytinin cinsinden tutun, ağacın nereye dikileceğine kadar verimliliği etkileyen faktörler var.

Türkiye'deki zeytin ağaçlarının yüzde 2'sine sahip olan Ayvalık tüm zeytinyağı üretiminin yüzde 6'sını karşılıyor. Verimlilikte en başarılı bölge. Dolayısıyla zeytinyağının merkezi diye biliniyor.

ÜRETİM VE TÜKETİM İÇİN STRATEJİ

Ayvalıklı zeytinyağcılar diyor ki, "Üretim için olduğu kadar tüketim için strateji gerekli."

Bu yıl zeytinyağı tüketimi Akdeniz ülkelerinde düşmüş.

Fiyatlardaki istikrarsızlık nedeniyle İspanya'da yüzde 27'lere varan bir düşüş görülmüş.

Tüketimdeki düşüş komşumuz Yunanistan'ı harekete geçirmiş.

Zeytinyağına yeni bir soluk getirmek için 5 milyon Euro ayırmış.

Tüketimin Yunanistan, İspanya düzeyine gelmesi bence şimdilik bir hayal.

Alışkanlık bir yana gerçek şu ki, zeytinyağı insanlarımızın çoğuna pahalı geliyor.

Refah seviyesi yükseldikçe mutlaka alışkanlıklar da değişecektir.

Bu aşamada kapasiteyi ve verimliliği artırmak belki de en doğrusu.

6-7 ay öncesine oranla zeytinyağının geleceğine daha umutla bakan Ayvalıklı zeytinyağcılar gördüğüm kadarıyla asla boş durmuyor.

Şimdilerde Zeytin Üreticileri Derneği'ni kurma faaliyetleri var.

Ayvalık çevresindeki birkaç il ve ilçeyi de kapsayacak dernek daha sonra ülke çapına yayılacak ve hesaplara göre üye sayısı 25 bini bulacak.

Zeytinyağcılar güçlü bir lobi olma yolunda.

Lobicilik, Ankara'da zeytinyağcılık sektörünün büyümesini sağlayacak yasaları kollamak ya da Brüksel nezdinde kotaların kalkması için çalışmalar yapmak için şart.

Yani nereden bakarsanız bakın zeytinyağcılar birkaç ay öncesine oranla çok daha keyifli.

No comments: