Wednesday, August 09, 2006

Zeytinyağında İtalyan Oyunu...




Zeytinyağında İtalyan oyunu...


TARIM DÜNYASINDAN / Ali Ekber Yıldırım ( Dünya Gazetesi )


Fındıkta yaşanan oyunların bir benzeri zeytinyağında oynanmak isteniyor. Biliyorsunuz Türkiye'nin fındık konusunda bir markası, mamul üretimi yok. Yıllar önce kurulan bir tek Sagra vardı, onun da kapısına kilit vuruldu. Almanya'daki, İtalya'daki çikolata üreticisi Türkiye'nin marka olmasını istemiyor. Fındığın daldan toplanarak kabuğundan ayrıldıktan sonra ham olarak kendisine verilmesini istiyor. Bunu da başardılar. Türkiye, yıllardır elindeki hammaddeyi altın değerindeki fındığı İtalya'ya, Almanya'ya hem de onların istediği fiyattan, onların tayin ettiği kurallarla teslim ediyor.

Fındıkta yaşanan bu oyun şimdi zeytinyağında da sahnelenmek isteniyor. Son yıllarda Türkiye'nin zeytinyağında marka yaratmaya başlaması, kutulu ihracata yönelmesi birilerini ciddi biçimde rahatsız etti. Amaç belli, Türkiye'nin önü kesilerek, zeytinyağında da İtalya'nın fasoncusu yapılmak isteniyor.

Buna yönelik ilk adım atıldı.

Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği 2006-2007 zeytinyağı ve sofralık zeytin ihraç politikalarını belirlemek üzere olağanüstü toplantıya çağrıldı.

Yaklaşık 5 saat süren toplantının sonunda alınan karar ilginçti: "Daha zeytin ve zeytinyağı rekoltesi belli değil, rekolte belli olunca tekrar olağanüstü toplantı yapılsın".

İhracatçıları toplantıya çağıranlar, zeytinyağı ve zeytin rekoltesinin belli olmadığını toplantı öncesinde bilmiyorlar mıydı?

Elbette biliyorlardı. Ancak, onların derdi yeni ihracat politikalarının belirlenmesi değil, Türkiye'yi İtalya'nın fasoncusu yapacak kararları çıkarmaktı.

Neydi o kararlar?

Naturel ikinci zeytinyağı ve lampant zeytinyağı ihracatındaki kısıtlamaların kaldırılması.
Daha açık bir deyimle, İtalya, Türkiye'nin elindeki zeytinyağını rafine etmeden alıp rafine ederek ve kendi markası ile dünya pazarlarına sunacak. Bunun önündeki tek engel naturel ikinci zeytinyağı ve lampant zeytinyağı ihracatındaki kısıtlama.

Olağanüstü genel kurul toplantısında bu engelin kaldırılması amaçlanıyordu, ancak başarılı olunamadı. Oylama yapılsa sayısal çoğunluk ile bu karar çıkabilirdi fakat vicdani çoğunluk buna izin vermedi.

Özellikle, sektörün duayenleri, Noel Micaleff (Kristal'in üreticisi Sanayi ve Ticaret Kontuvarı Genel Müdürü), Muhittin Ekiz (Ekiz markasının yaratıcısı), Ali Ulukartal (Verde Yağları'nın sahibi) konuşmaları ile böyle bir kararın alınmasını şimdilik engellediler.

Şimdilik diyoruz, çünkü İtalyanlar bu işin peşini bırakmayacaklar. Yıllardır bu hayalin peşindeler.

Onların istediği şu: Türk çiftçisi zeytini toplayacak, sıkacak ve İtalya'ya altın tepside sunacak. Zeytinyağı sanayinin gelişmesi, rafinasyon tesisleri, ambalajlı ihracat, marka yaratmak gibi katma değer yaratan faaliyetlerin onlar için hiçbir önemi yok.

Bunu yıllardır açık açık söylüyorlar.

Nitekim toplantıda Ege Zeytin ve Zeytinyağı Birliği'nin önceki başkanı Deniz Ataç açıkladı. Türkiye'den en fazla zeytinyağı ihraç eden Rast Gıda'nın büyük ortağı (yüzde 75'ine sahip) İtalyan Francesco Giuseppe Gasparini Türkiye'deki küçük ortağı Metin Ölken ile birlikte o zaman başkanlık koltuğunda oturan Deniz Ataç'ı ziyaret ediyorlar. Gasparini daha konuşmanın başında: "Türkiye zeytinyağını İtalya üzerinden satmak zorunda" deyince, Ataç'ın sert tepkisiyle karşılaşıyor ve görüşme sona eriyor.

Anlaşılan, İtalyanlar, Türkiye'nin zeytinyağını ham ve ucuza kapatmaya kararlı. Bu nedenle işe Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği'ndeki etkinliklerini artırmakla başladılar. Bunu da başardılar.

Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Başkanı Ali Nedim Güreli, bu sütunda adı en çok geçen ve her zaman saygı duyduğumuz dostlarımızdan biri. Doğrusu, genel kurul toplantısında Gasparini'nin görüşlerini en çok savunanların başında olması bizi de şaşırttı.
Birlik Başkan Vekili Metin Ölken'in İtalya'nın çıkarlarını savunması normal. Çünkü, Gasparini'inin küçük ortağı ve konuya tamamen ticari bakıyor.

Yakında Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği bir kez daha olağanüstü toplanacak.
Bu kez, İtalyanlar'ın istediği kararlar alınacak, hatta fındıkta olduğu gibi bir tanıtım grubu da kurulacak. Bu sayısal çoğunluk var.

Fakat, zeytin ve zeytinyağı kültürü ile binlerce yıl yoğrulan bizim bildiğimiz Ege üreticisi kolay kolay teslim olmayacaktır.

Zeytin üreticisi gibi, zeytinyağı sanayicisi ve gerçek ihracatçı da İtalyanlar'ın bu oyununa karşı uyanık olmak zorunda. Aksi takdirde, fındıkta olduğu gibi zeytinyağında da sektör, yurtdışındaki bir kaç alıcının oyuncağı durumuna düşecek.

Uyanık olması gereken bir başka kurum ise, Dış Ticaret Müsteşarlığı. Dış Ticaret Müsteşarlığı, son yıllarda ambalajlı ve kutulu ihracatın önünü açmak için bazı destekler veriyor. En azından buna sahip çıkmalı.

Dış Ticaret Müsteşarlığı geçmişte "kişiye özel", "firmalara özel" kararlar aldı. Bu kararların zararını üretici, sanayici, ihracatçı çok çekti. Şimdi "İtalyanlar'a özel" kararlar alınırsa bunun zararını sadece sektör veya ülke değil, gelecek kuşaklar da yaşayacak. Buna kimsenin hakkı yok.
Olağanüstü genel kurulda sofralık zeytin konusu da konuşuldu. O konudaki gelişmeleri haftaya paylaşacağız.

No comments: