Saturday, June 30, 2007

KİLİS`TE ZEYTİN GEN HARİTASI ÇIKARTMA ÇALIŞMALARI

Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mücahit Taha Özkaya, Anadolu`ya has yağlık zeytinin gen haritasını çıkartmak için çalışmalar yaptıklarını söyledi.

Özkaya, beraberindeki uzman heyetle, Kilis Üzüm Üreticileri Birliği ve Çiftçi Malları Koruma Meclisi'ni ziyaret etti.

Özkaya, yaptığı açıklamada, Cudi Dağı, Şırnak'ın Eruh İlçesi ile Mersin'in Mut İlçesi arasındaki alanda bulunan bölgede, Anadoluya has yağlık zeytinin gen haritasını çıkartmak için çalışmalar yaptıklarını belirtti. Bu çalışmadaki amaçlarının, Türkiye'ye özgü türleri tespit ederek verimli türleri ortaya çıkarmak olduğunu anlatan Özkaya, anavatanı Türkiye olan zeytinin, 658 bin hektar alan ve 95 milyon ağaç varlığı ile toplam tarım alanının da yüzde 2.5'nu kapsadığını bildirdi.

Özkaya, son yıllarda Kilis'te, Ayvalık ve Edremit türü zeytinciliğe yönelmenin olduğunu, ancak bu bölgenin toprak yapısı nem oranı ve iklim sıcaklığının bu türlere uyumlu olmadığını ifade ederek, "Bu iki tür zeytin bol su ve yağış isteyen bir iklime uyumludur. Fakat Kilis iklimi kurak olduğundan yağlık zeytin üretimi yapılması ve çiftçilerin bu konuda bilinçlendirilmesi gerekir," dedi.

Özkaya, Kilis merkez ve Musabeyli ilçelerindeki köylerden ağaç yaşlarına göre numuneler aldıklarını, bu numuneleri inceleyerek gereken verileri değerlendirip, Türkiye genelindeki tüm türleri belirleyerek, "Türkiye'nin Zeytin Gen Haritası"nı çıkaracaklarını sözlerine ekledi.

Friday, June 29, 2007

Zeytinin yaprağı da şifa kaynağı

Balıkesir`in Edremit İlçesi`nde bir şirket zeytin yaprağından, kanser tedavisi ve kozmetikte kullanılan `oleuropein' adlı maddenin üretimine başladı. Ürünün ihracatı da yapılacak

Kaynak : haber7.com

Doğal maddeyi, özel ayrıştırma yöntemiyle toz ve sıvı halde üretmeye başlayan şirket, ihracat hazırlıklarını sürdürürken, 10 ülkeyle temaslarda bulunduğu bildirildi.

İhracatı yapılacak

Edremit"teki Kale Naturel Bitkisel Ürün Gıda Kozmetik ve Tarım Ürünleri Dış Ticaret ve Sanayi Limited Şirketi birçok hastalığın tedavisinde kullanılan "oleuropein"i tanıttı, şirketin yeni projelerini açıkladı. Üretim Müdürü Yüksek Biyolog Gülden Esen, zeytin yaprağının özü olan "oleuropein"i üretmeye başladıklarını, 10"a yakın ülkedeki firmalarla ihracat görüşmesini sürdürdüklerini belirtti, bu projede amaçlarının Türk ilaç sanayinin köklü temellerini atmak olduğunu söyledi.

Ağacı 2 bin yıl yaşıyor

Zeytin ağacı binlerce yıldır pekçok kültür tarafından sihirli ve kutsal kabul ediliyor. Bunun en önemli nedeni 2 bin yıl gibi oldukça uzun bir yaşam süresinin olması. Üstelik zeytin ağacının uzun ömürlü olması için ekstra bir bakım gerekmiyor.

O yüzden bu ağacın nasıl bu kadar uzun yaşayabildiği yüzyıllardır merak ve araştırma konusu. Son yıllarda hız kazanan araştırmalara göre 101 madde ihtiva eden zeytin yaprağının içindeki en etken madde başlıca "polifenolik antioksidan'lardan biri olan Oleuropein. Ve bu madde ağacı dış etkenlere karşı koruyor, hücre yenilemesi yapıyor,ortama uyum sağlamasına neden olarak salgılardan koruyor.

Kozmetiğin ara katkı maddesi

Zeytin yaprağı ile ilgili çalışmalar hala devam etmekle birlikte Oleuropein maddesi bu özelliği ile insanlar için de oldukça faydalı ve sağlık, kozmetik başta olmak üzere birçok sektörde ara katkı maddesi olarak kullanılıyor.

Thursday, June 28, 2007

Marmarabirlik 22 Milyon YTL'lik Yatırım Yapıyor..

Kaynak : http://www.tarimmerkezi.com/

Türkiye'nin en büyük zeytin işleme tesisi Marmarabirlik, 2006-2007 iş yılı bütçesi kapsamında ve 22 milyon YTL tutarında yatırım yapacak. Birlikten yapılan açıklamaya göre, bu iş yılında yapılacak 22 milyonYTL'lik dev yatırımın, 8 milyon YTL'lik kısmının "Lisanslı Depoculuk"projesiyle Dünya Bankası'ndan, 200 bin YTL'sinin de TarımBakanlığı'nın "Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programı" kapsamında hibe olarak sağlanacağı belirtildi. Marmarabirlik'in yapacağı bu yeni yatırımlarla, fiziki depolama kapasitesini arttırmayı, Ar-Ge yatırımlarını geliştirmeyi, makine ve teçhizatını en ileri teknolojiye göre düzenleyeceği, pazarlama ağını genişleteceği vurgulandı. Ayrıca, borsa ve finans kuruluşlarıyla, bilgisayar ağı kurmayı, aynı zamanda hizmet kalitesini de daha üst düzeye çıkarmayı hedeflediği dile getirildi.

Noel Micaleff Referans'a konuştu: Yeni ortak bulmadım asırlık bir arkadaşla buluştum

Denizci Arkas, 'vapurlu zeytinyağı' Kristal'e ortak oldu

28.06.2007
SİNAN DOĞAN / REFERANS GAZETESİ

Kristal Zeytinyağları'nın üreticisi Ticaret ve Sanayi Kontuvarı'nın yüzde 49 hissesi Arkas Holding'e satıldı. Noel Micaleff, bu ortaklıkiçin 'Yeni bir ortak değil, yarım asırlık bir arkadaşla buluştum' dedi.

İzmir'in iki Levanten ailesinin yarım asırlık dostluğu, zeytinyağında ortaklığa dönüştü. Kısa bir süre önce sürpriz bir kararla Kristal Zeytinyağları'nı üreten Ticaret ve Sanayi Kontuvarı'nın yüzde 49 hissesini Arkas Holding'e satan Noel Micaleff, "Bu hisse devri ile yeni bir ortak bulmadım, yarım asırlık bir arkadaşla yeniden buluştuk"dedi.

Babası Antony Micaleff'in temellerini attığı Ticaret ve Sanayi Kontuvarı Türk Anonim Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı Noel Micaleff, Arkas'la yaptığı işbirliğinin arka planını anlattı. Micaleff, "Bizim zeytinyağlarımız Türkiye'nin her yöresinde 'vapurlu zeytinyağı' olarak bilinir. Zeytinyağı ambalajlarımızın üzerinde bulunan transatlantik resmi, büyük dedelerimizin Malta'dan İzmir'e gelişini simgeler. Arkas ise Türkiye'nin en köklü denizci ailesi. Arkas Holding Yönetim Kurulu Başkanı Lucien Arkas da benim 50, belki daha fazla yıldır arkadaşım. Deniz deyince akla gelen Arkas ile zeytinyağı ile özdeşleşen Kristal, bu güç birliği ile zeytinyağı ile denizi bir araya getirdi" diye konuştu.

Türk zeytinyağı sektörünün 50 yıl içinde büyük çalkantılar ve değişiklikler yaşadığını belirten Micaleff, bu süre içinde bazı markaların ve fabrikaların el değiştirdiğini, bazılarının ise yok olduğunu söyledi.

Micaleff, "Ticari hayatta her şey olabilir. Maksat ürünün ve markanın devam etmesidir. İşte bizler de Arkas ile ortaklık yaptık. Bu, Kristal camiasına güç kattı. İzmir'in iki güçlü ve eski ailesi zeytinyağı için el ele verdi. İzmir'in kan kaybettiği, firmaların başka şehirlere gittiği söylenirken biz aksini yaptık. Bu bizi ve müşterilerimizi çok mutlu etti" dedi.

Hisse satma arzumuz yoktu

Ticaret ve Sanayi Kontuvarı'nın kurumsal bir aile şirketi olduğunu vurgulayan Micaleff, "Hisselerin büyük bölümü Micaleff Ailesinin vârislerinin ve eski ortaklarının elindeydi. Ama bazı yakınlarımız hisselerini satmak ve nakite dönmek arzusunu gösterdi. Benim ve aileden bazı ortaklarımızın satma arzusu yoktu. Aile şirketleri 2. veya 3. nesilden sonra sorunlarla karşılaşıyor; ya yok oluyor ya da parçalanıyor. Elbette bizler böyle bir olayın olmasını istemeyiz. Tam tersine şirketin daha da güçlenerek, kurumsallaşarak atılımlar yapması gerektiğine inanıyoruz. Bazı kuruluşlarla temas ettik. Lucien Arkas'ın sunduğu teklif hakikaten bizi onurlandırdı. Çok iyi bir sonuçla bu hisse devrini yaptık. Arkadaşlığımızın getirdiği geleceğe yönelik rahatlık ve inanç da işimizi kolaylaştırdı" diye konuştu.

Kristal'de atılım dönemi

Türkiye'nin şartlarına göre Kristal'in kimi zaman motoru çalıştırdığını, kimi zaman ise yavaşlattığını kaydeden Micaleff, "Ama öyle sanıyorum ki gelecek 10 yıl Kristal için atılım dönemi olacak; hem dışarıda hem Türkiye'de büyüyecek. Zeytinyağında en çok bilinen ve sayılan markayız. Evine Kristal'den başka ürün koymayan geniş bir kitle var. Bir eve Kristal girdi mi hep o evde kalırız" dedi.

Ana tesislerinin Bornova'da, ikincisinin ise Ayvalık'ta olduğunu kaydeden Micaleff, Türkiye genelinde 11 şube ve 240 çalışanları olduğunu kaydetti. Micaleff, "Şirket kurulduğunda ürettiği, sattığı zeytinyağı 1000-2000 ton iken, bugün 20.000 ton seviyesine ulaştı. Amacımız bu rakamları artırmak. 10 yıllık gelişme sürecinde belli başlı yatırımlarımız da olacak" ifadesini kullandı. Kristal'in zeytinyağı, diğer bitkisel yağlar, sabun ve çekirdeksiz kuru üzüm dışında hiçbir faaliyet konusu olmadığını kaydeden Micaleff, sahip oldukları gayrimenkulleri yine sektör için kullanma niyetleri olduğunu söyledi. Micaleff, "Biz yağcıyız ve öyle kalacağız. Bununla iftihar ediyoruz" dedi.

Kanundışı bir ortam var

Zeytinyağı sektörüne Arkas dışında başka büyük grupların da girmeye hazırlandığını belirten Micaleff, en büyük problemlerinin zeytinyağına başka yağların karıştırılması ve kayıtdışı çalışan firmalar olduğunu söyledi. Micaleff, şöyle konuştu: "Bir insanın yaşamak istemediği kanunsuz bir ortam var. Bundan şikâyetçiyiz. Devlete vergimizi ödüyoruz. Üretimin en iyisini yapıyoruz. Arzumuz devletin vazifesini layıkıyla yerine getirmesi. Aynı sahada ve aynı hakemle oynayan rakiplerimiz bize güç verir. Ama saha değişikse, hakem yoksa dürüst şirketler mağdur olur.""Emeklilik planım yok"Gücü yettiği ve genel kurul yetki verdiği sürece şirketin başında olacağını belirten Noel Micaleff, "

Emeklilik planım yok.

Biz hep böyle yaşadık. İş okulundan çıktık. Ama bir gün emekli olursam hem deniz kıyısında hem de zeytin ağaçlarının altında olmak isterim" dedi. Türkiye'de Levantenliğin kaybolmadığını ama değiştiğini belirten Micaleff, zaman içinde her şeyin değişime ayak uydurduğunu söyledi.

Malta'dan İzmir'e 150 yıllık öykü

Micaleff Ailesi, 1850'lerde Malta'dan gelerek İzmir'e yerleşti. Noel Micaleff'in büyük dedesi olan Carmeno Micaleff, İngiliz KraliyetDonanması'nın giyecek, yiyecek ihtiyacını karşılayan bir işadamıydı.1850'li yıllarda İzmir'e yerleşti. Ailenin bir kısmı ayakkabıcılık, bir kısmı da ticaret yaparken bazıları da İngiliz Demiryolları'nda çalıştı. 1920'lilerde zeytinyağı işine giren aile, 1938'de A. Micaleff markasıyla Türkiye'nin ilk riviera zeytinyağını üretti. Micaleffler, ilk ambalajlı zeytinyağı üretimine ve ihracatına imza attı.

Monday, June 25, 2007

Çiftçiye ''damla damla'' kazanç


Sabah, 25 Haziran 2007

Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile Ziraat Bankasının, çeşitli projelerle desteklediği damla sulama sistemini üreticilerin benimsediği bildirildi.

Tarım ve Köyişleri Bakanlığının, ''Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programı'' (KKYDP) ve Ziraat Bankası'nın faizsiz kredi imkanlarıyla desteklenen ''damla sulama'' sistemi yaygınlaşıyor.
Ziraat Bankasının uygulamasında çiftçiler, tarımsal desteklemelerden alacakları kaynakları teminat gösterip, faizsiz kredi kullanarak damla sulama sistemiyle tarlalarını sulayabiliyorlar.
Kredinin yüzde 17,5 olan faizinin yüzde 10,5'i Hazine, yüzde 7'si de Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından karşılanıyor. Ana para ise üreticinin tarımsal destek hak edişlerinden 5 yılda, 5 eşit taksitte mahsup ediliyor.

Bakanlığın, Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programında ise üreticiye, sunduğu proje kabul edildiği takdirde damla sulama yatırım bedelinin yüzde 50'si hibe kredisi olarak veriliyor. Adana İl Tarım Müdürü Abdullah Keskin, yaptığı açıklamada, suyun tasarruflu kullanımı, bitkinin gelişimi, yüksek rekolte ve düşük maliyet için sulama sistemleri içinde en elverişli olanın damla sulama olduğunu bildirdi.Bakanlığın hibe kredisinin yanı sıra Ziraat Bankasının, bu yıl damla sulama yatırımları için 1 milyar YTL kaynak ayırdığını vurgulayan Keskin, ''Bu sisteme geçilmesiyle kullanılan su miktarında yüzde 30-80 tasarruf sağlanıyor, maliyet ise yüzde 90 oranında düşüyor'' dedi.

Keskin, damla sulama yönteminde temel ilkenin, bitkide nem eksikliğinden kaynaklanan bir gerilim yaratmadan, her defasında az miktarda sulama suyunu sık aralıklarla yalnızca bitki köklerinin geliştiği ortama vermek olduğunu vurguladı.

Bu yöntemde bazen her gün, hatta günde birden fazla sulama yapılabildiğini ifade eden Keskin, ''Damla sulama sisteminde, yağmurlama sisteminin 4, karışık sulama sisteminin 6 katı daha az su kullanılıyor. Kullanılan suyun az olması su tasarrufun yanı sıra enerji masraflarını ve sulama işçiliği giderlerini azaltıyor'' dedi.

Keskin, damla sulamanın üründe yüksek verim ve kalite sağladığını, yakıt tüketimi, pompa masrafları, gübre tüketimi, zirai ilaç kullanımı ile yabancı ot ve hastalıkları azalttığını, istenmeyen bitkilerin çoğalmasını önlediğini belirterek, şunları kaydetti:

''Bu yöntem ayrıca toprağın tuzlanmasını da önler. Toprak daha kolay hava alır, ürünlerin çürümesi önlenir. Bitkinin büyümesi ve olgunlaşması düzenlidir. Mahsulde erken olgunlaşma sağlar. Çok büyük alanların sulanmasını kolaylaştırır.''

''BAŞVURULAR 1 KASIM'A KADAR SÜRECEK''

Keskin, KKYDP kapsamında tarımsal yatırımlar için çiftçinin en fazla damla sulama sistemine önem verdiğini belirterek, ''Bu projenin 3. etabı için başvuruları almaya 1 Kasım 2007 tarihine kadar almaya devam edeceğiz'' dedi.

Damla sulama projesi kabul edilerek yatırım bedelinin yüzde 50'sine tekabül eden 17 bin 773 YTL hibe kredisi olarak alan Adanalı üretici Ali Can Ballı ise 78 dönümlük hicaz narı bahçesini artık damla sulama ile suladığını, bu sayede artık karlı bir tarımsal faaliyette bulunacağını söyledi.

Sunday, June 24, 2007

'Küresel ısınma yüzünden zeytin ağacının var ve yok yılları karıştı!'

FATİH ATALAY

Sabah, 24 Haziran 2007

Verde Zeytincilik'in sahibi Ali Ulukartal, küresel ısınma yüzünden yok yılı yaşaması gereken Körfez Bölgesi zeytinliklerinin var yılı yaşayacağına, güney bölgelerde ise tam tersi bir durumun yaşanacağına dikkat çekti..

Türkiye zeytin ihracatında rekorlara koşarken, zeytinyağı ihracatı ise eski günlerini mumla arıyor. Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği'nin rakamlarına göre 1 Kasım 2006- 30 Nisan 2007 dönemin zeytinyağı ihracatı bir önceki sezona göre yüzde 34 gerileme gösterirken, aynı dönemde zeytin ihracatı ise yüzde 8'lik artış gösterdi.

2006 yılında 61 milyon dolarlık cirosunun yüzde 85'ini ihraç eden Verde Zeytincilik'in sahibi Ali Ulukartal, bu sene zeytin ve zeytinyağı ihracatının önünün kapandığını, bazı spekülatörlerin köylüden 500 ton kadar zeytini alıp, depolayıp, fiyatların yükselmesini beklediklerini belirtti.

Ulukartal, "Bu spekülatörler fiyatların yükselmesini bekleyip, satmak istediler. Fakat iş öyle bir hal aldı ki şu an Türkiye zeytin ve zeytinyağında diğer ülkelere göre yüzde 15 daha pahalı teklif veriyor. Yabancı da doğal olarak almıyor. Ayrıca bunu söylemek biraz erken ama bu sene mahsulün genel durumunun iyi olmadığı söyleniyor" dedi.

ARADAKİ FARK KAPANIYOR

Ulukartal, küresel ısınma yüzünden özellikle son 3-4 senede Marmara Körfez Bölgesi'nde iklim değişikliklerinin meydana geldiğini, zeytinliklerin bu sene yok yılı yaşaması gerekirken, var yılı yaşayacağını, güney bölgelerdeki zeytinliklerin ise yok yılı yaşayacağını vurguladı. Ulukartal, iklim değişikliğinin son 50 senede kendini belli etmeden yaşandığının, sonucunun ise bu sene ortaya çıktığının altını çizdi.

Ulukartal, "Var yılı ile yok yılı arasındaki üretim farkı giderek kapanıyor. Bunun nedeni ise sulama ve toplama tekniklerinin iyileştirilmesini gösterebilirim. Köylü bilinçlendi" dedi.

Ulukartal erken hasat mahsulü Türkiye pazarına Verde'nin soktuğunu, erken hasatın daha kaliteli ürün sayıldığını fakat verimliliğinin daha düşük olduğunu vurguladı. Ulukartal, "Türkler zeytin tüketiyor fakat zeytinyağ tüketmiyor. Zeytinyağ tüketiminin artması gerekiyor. İspanya dünya çapında zeytin üretiminin yüzde 55'ini, İtalya yüzde 15'ini, Türkiye ise yüzde 10'unu gerçekleştiriyor. Yüzde 15 üreten İtalya zeytin ticaretinin yüzde 75'ini gerçekleştiriyor. Sektörde İtalya tekel oluşturmuş durumda" dedi. Ulukartal 2007 ciro hedeflerinin 70 milyon YTL olduğunun, cironun 55 milyon YTL'sini ihracattan elde etmeyi planladıklarının altını çizdi.

2 SENE İÇİNDE HALKA ARZ

Ulukartal Pastavilla'yı 1995 yılında sattıklarında pazar lideri durumunda olduklarını, "Pastavilla'ya sahip iken sadece bir şirkettik. Rakiplerimiz büyük holdinglerdi. Rakiplerimizin sermaye büyüklüğünden korktup, satmaya karar verdik" dedi. 2-3 sene içinde şirketin yüzde 25-30'unu halka açmayı planladığını da sözlerine ekledi.

Tariş’ten, 38 ülkenin ’damak haritası’



Hürriyet , 24 Haziran 1007
TARİŞ Zeytin ve Zeytinyağı Birliği, ihracat yaptığı 38 ülkede personeline pazar araştırması yaptırdı, araştırma sonucunda ortaya çıkan damak zevkine uygun ürünleri piyasaya sürmeye başladı. Tariş Zeytin ve Zeytinyağı Birliği Başkanı Cahit Çetin, "Önce pazara girelim, ardından duruma göre kendimizi yönlendiririz demiyoruz. Yeni girdiğimiz bir ülkenin tüketicilerine ’Biz sizi tanıyoruz ve sizin isteklerinizi biliyoruz’ mesajı veriyoruz" dedi. Çetin, Amerika’daki tüketicilerin ürünü tattıktan sonra almayı tercih ettiğini, Japonların ise sağlıklı ürünleri tercih ettiğini kaydetti. ABD’deki mağazada müşterilere özellikle tadım yaptırdıklarını, tadan tüketicinin ürünü mutlaka aldığını ve sonrasında sürekli markasıyla istediğini bildiren Çetin, Uzakdoğu’da özellikle de Güney Kore’de mutfak alışverişini sadece kadınların yaptığını, o pazarda kadınların zevkine uygun ürünleri belirlediklerini söyledi. Japonların etikette detaylı bilgi istediğini dile getiren Çetin, "Japonya’da ürünün özellikle insan sağlığına etkileri konusunda bilgi isteniyor. Bir de hikayesi olan ürünler daha fazla ilgi görüyor" dedi. Çetin, Avrupalı tüketicilerin organik ürünlere ilgi gösterdiğini, İskandinav ülkelerindeyse tüketicilerin farklı ambalaj, yağ çeşitleri ve yağın renginden etkilendiğini belirtti.
Tariş "Damak tadı haritası" çıkardı
Zeytin ve Zeytinyağı Birliği Başkanı Cahit Çetin, "Amerikalılar birürünü tatmadan almıyor. Güney Kore'de ise mutfak alışverişini kadınlaryapıyor" dedi
Tariş Zeytin ve Zeytinyağı Birliği'nin ihracat yaptığı 38 ülkede personeline pazar araştırması yaptırdığı, araştırma sonucunda ortaya çıkan damak zevkine uygun ürünleri piyasaya sürdüğü açıklandı.Tariş Zeytin ve Zeytinyağı Birliği Başkanı Cahit Çetin, yaptığı açıklamada, bir pazara girmeden ciddi pazar araştırması yaptıklarını, ürün seçimi ve sunumunu buna göre belirlediklerini kaydetti.
Sunum önemli
Çetin, kurum personeline yaptırdıkları pazar araştırmasının yeni pazarlarda ürünün kabul görmesini kolaylaştırdığını belirtti. Tariş Zeytinyağı'nı 38 ülkeye ihraç ettiklerini belirten Çetin, "Önce pazara girelim, ardından duruma göre kendimizi yönlendiririz demiyoruz. Yeni girdiğimiz bir ülkenin tüketicilerine 'Biz sizi tanıyoruz ve sizin isteklerinizi biliyoruz' mesajı veriyoruz" dedi.
Etiket bilgisi
Çetin, Amerika'daki tüketicilerin ürünü tattıktan sonra almayı tercih ettiğini, Japonların ise sağlıklı ürünleri tercih ettiğini kaydetti. ABD'deki mağazada müşterilere özellikle tadım yaptırdıklarını, tadan tüketicinin ürünü mutlaka aldığını ve sonrasında sürekli markasıyla istediğini bildiren Çetin, Uzakdoğu'da özellikle de Güney Kore'de mutfak alışverişini sadece kadınların yaptığını, o pazarda kadınların zevkine uygun ürünleri belirlediklerini söyledi. Japonların etikette detaylı bilgi istediğini dile getiren Çetin, "Japonya'da ürünün özellikle insan sağlığına etkileri konusunda bilgi isteniyor. Bir de hikayesi olan ürünler daha fazla ilgi görüyor" dedi. Çetin, Avrupalı tüketicilerin organik ürünlere ilgi gösterdiğini, İskandinav ülkelerindeyse tüketicilerin farklı ambalaj, yağ çeşitleri ve yağın renginden etkilendiğini belirtti.
Türkiye'de tek
Çetin, Tariş markalı zeytin ve zeytinyağlarının analiz ve kontrollerinin, 2000 yılından bu yana Uluslararası Zeytinyağı Konseyi'ne akredite olan laboratuvarlarda yapıldığını belirtti. CahitÇetin, "Tariş Zeytin ve Zeytinyağı Birliği, bu akreditasyona sahipTürkiye'deki tek üreticidir. Ürünlerimiz, dört ana başlık altında toplanır: Zeytinyağı, zeytin, özel ürünler ve kişisel bakım ürünleri. Hepsi Tariş'ten, hepsi Ege kökenli" diye konuştu.
Farklı lezzetler sunuyor
Cahit Çetin, uluslararası akrediteye sahip laboratuvarlarında degüstatörler tarafından yapılan tadımlarla zeytinyağı alımı yaptıklarını belirtti. Çetin, farklı lezzetleri tüketicinin beğenisine sunduklarını ifade etti.Tariş'in 130 ürün çeşidi olduğunu söyleyen Çetin, "Özellikle aromalı yağlar uzun çalışmalar sonucu elde ediliyor. Yağların en önemli özelliği, karışımda değerlendirilen meyve ve baharatın yağının kullanılması. Piyasada 6 çeşit aromalı yağımız bulunuyor, Bunlar, turunç, biberiye, mandalina, sarmısak, kekik ve fesleğen" diye konuştu.

Friday, June 22, 2007

GÖL KENARINDA BİR ZEYTİN DENİZİ: MÜŞKÜLE KÖYÜ



Kaynak : http://www.zzdergisi.com/icsayfa.asp?sayfa=haber&haber_id=65


GÖL KENARINDA BİR ZEYTİN DENİZİ: MÜŞKÜLE KÖYÜ


M. Hakkı Yazıcı

Bursa’nın İznik ilçesine bağlı, en eski köylerinden biri olan İznik Gölü’nün kıyısındaki Müşküle Köyü geçimini zeytincilikten sağlayan köylerimizden…

İpek ticaret yolunun köyden geçmesi buranın çok eski zamanlarda yerleşim birimi olmasını sağlamış. Osmanlı mimarisinin izlerini taşıyan eski köy evlerinin bulunduğu cennetten yemyeşil bir köşe. Köy de güzel, köylüler de; yurdumuzun güzel insanlarından.

Geçtiğimiz zeytin sezonu köylüleri memnun eden ürekli bir yıl oldu, ama…

“Ürekli” sözcüğü, Müşküle köyüne özgü söz dağarcığında bereketli anlamına geliyor. Müşküle Köyünün yakın tarihimizle ilgili ilginç bir hikayesi var.

1940'lı yıllarda Bursa cezaevinde yatan bir köylünün, Fevzi Kavuk’un Nazım Hikmet'le tanışması, ondan etkilenmesi Müşküle'nin bugünkü siyasal duruşunu belirlemiş… Fevzi Kavuk köyüne döndüğünde, Nazım Hikmet'le yaptığı sohbetleri, dünyaya bakışını köylülerle paylaşır.

Yine rivayete göre Müşküle, aynı zamanda Nazım Hikmet'in yurtdışına gitmeden önce uğradığı son yerlerden biridir.

Etkilenme tek taraflı olmamıştır kuşkusuz; zira Nazım’ın dediği gibi “Türk köylüsü, topraktan öğrenip kitapsız bilendir.” Kim bilir, “Yaşamaya Dair” şiirindeki

“Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı,
yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin,
hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil,
ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için,
yaşamak yanı ağır bastığından.”
dizelerinin ilhamını Nazım Hikmet, Müşkülelilerden almıştır belki de.

Köyün ülkemizin siyasal yaşamındaki yeri konusunda bir doktora tezi dahi var. Cumhuriyetin ilk yıllarında, henüz okullaşmanın Anadolu ilçelerine ulaşamadığı 1920’li yıllarda bile Müşküle Köyü'nde bir okul vardı. Okulu Müşküleli Halil İbrahim Ağa yaptırmış. Kendisi, İzmit Sancağı'ndan ilk Meclise milletvekili olarak katılmış, İznik ve çevresindeki kritik olaylar nedeniyle Meclis Başkanı Mustafa Kemal Paşa tarafından özel bir mektupla yöredeki Milli Mücadele hareketinin örgütlenmesi için görevlendirilmiş.

HABERİN TAMAMINI Z&Z Zeytin-Zeytinyağı Dergisi'nin 5.SAYISINDA OKUYABİLİRSİNİZ.

Wednesday, June 20, 2007

Uluslararası Zeytin Konseyi (IOOC ) Zeytin Ürünleri Piyasası Raporu Özeti

No.15 – Mayıs 2007
Pazar Yorumu

Derleyen , Çeviren : M. Hakkı Yazıcı

2006/07 Zeytinyağı üretim sezonu tamamlandı. İspanya Tarım Bakanlığı tarafından yapılan en son duyuruya göre, İspanya Nisan 2007 sonu itibariyle 1.105.400 ton zeytinyağı üretti. Üretim, bir önceki yıla göre % 34 ve önceki dört sezonun ortalamasına göre ise % 8 arttı. Zeytinden yağ çıkarma oranı % 21 oldu. Nisan 2007’yi de içeren 2006/07 sezonu başlangıcından beri İspanya’nın dahili satışları ve ihracatı toplamı, 586.000 ton tutarındadır. Bu miktar, bir önceki yılın miktarından % 40, son dört yılın ortalamasından da % 2 daha yüksektir. İspanya zeytinyağı ihracatı, iyi bir gelişme göstermiştir. Nisan 2007 sonuna kadarki geçici veriler, bir önceki yıla göre % 63, son dört yılın ortalamasına göre ise % 2 yüksek olan 282.000 ton rakamını göstermektedir.

2006/07 sezonunda, İspanya’da sofralık zeytin üretimi de artmıştır. 2005/06 yılı seviyesinin % 17 üzerinde olan 499.900 tondur.

İspanya, hem zeytinyağı, hem de sofralık zeytin üretiminde lideridir. İspanya zeytinyağı üretimindeki gelişmeler, 2005/06’daki bozulmadan sonra, İspanya pazarındaki üretici fiyatlarının, satışların ve ihracatın normale döndüğünü göstermesi anlamına gelmektedir. Şimdi son dört sezonun üzerindeki gelişmeleri içeren bir aşamadadır.

Başlıca zeytin üreticisi Avrupa ülkelerinin üretici fiyatlarına bakarsak ;

- Mayıs 2007’de sızma zeytinyağı fiyatları, başlıca yağ üreticisi ülke pazarlarında Nisan 2007’ye göre hafif bir düşüş gösterdi.
- Sızma zeytinyağı fiyatları, bir önceki yıla göre İtalya’da % 19, İspanya’da % 17, Yunanistan’da % 18 daha düşük gerçekleşti.
- Rafine zeytinyağı fiyatları da bir önceki yıla göre hafifçe düşerek, İtalya’da % 20, İspanya’da % 16 ve Yunanistan’da % 25’lik bir düşüş gösterdi. Gerek sızma zeytinyağında gerekse rafine zeytinyağında üretici fiyatları, belirgin bir şekilde aynı eğilimi izlemekte.

Zeytin üreticisi ülkelerin çoğunda, Mayıs 2007‘de elverişli olmayı sürdüren hava koşulları, önümüzdeki 2007/08 sezonu hasadının iyi olacağının habercisidir.

Verde Zeytinyağları'yla Sağlıklı Yaşam Konferansı

“Bilinçli Beslenme, Sağlık ve Siz” adlı Sağlıklı Yaşam Konferansı, Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nde gerçekleştirildi!

DOKTORLAR SORDU, TÜRK HALKI CEVAPLADI !

Prof. Dr. Mehmet Oz, Doç. Dr. Özgen Doğan, Doç. Dr. Selim Arcasoy ve Dr. Hasan İnsel’in konuşmacı olarak katıldığı, “Bilinçli Beslenme, Sağlık ve Siz” adlı Sağlıklı Yaşam Konferansı 19 Haziran 2007 Salı günü Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nde gerçekleştirildi.

Verde Zeytinyağları'nın ana sponsor olduğu etkinlikte Verde Yönetim kurulu Başkanı Ali Ulukartal, sağlıklı ürün olduğu modern tıp tarafından kanıtlanmış zeytinyağını üretmenin gururunu ve huzurunu taşıdıklarını belirtti.

Zeytinyağını üreten bir ülke olmamıza rağmen halıkımızın yeterince tüketmediğine ve tüketenin de zeytinyağının doğru kullanımını yeterince bilmediğine dikkat çeken Ulukartal, zeytinyağı seçimi ve kullanımı hakkında da bilgi verdi. Ulukartal yaptığı konuşmada zeytinyağının sağlıklı yaşamda önemini vurgularken, zeytinyağının besin değerini koruyucu kullanım bilgilerini de izleyicilere aktardı.

Binlerce kişinin ilgi gösterdiği, halka açık ücretsiz konferans ilginç görüntülere de sahne oldu. Türkiye’de ilk defa bir sağlık konferansında Keypad Sistemi kullanıldı. Konferansı izlemeye gelenlere rastgele dağıtılan 500 Keypad aracılığı ile Türk halkının sağlık konusundaki bilgisi ölçüldü ve canlı bir istatiki çalışma ortaya çıktı. Konferansta sunum yapan doktorların sorduğu soruları vatandaşlar ellerindeki Kayped aracılığı ile anında cevaplayarak, sağlık hakındaki bilgilerini ortaya koydu.

Columbia Üniversitesinde Başkan Yardımcısı ve cerrahi profesörü olan, New York Presbyterian Hastanesi’nde Kalp ve Damar Enstitüsü ve Tamamlayıcı İlaç Programı’nı yöneten Prof.Dr.Mehmet Öz, konferansta “SİZ: Diyettesiniz, Bel İnceltici Kullanım Kılavuzunuz” adlı yeni kitabında anlattığı konulara dikkat çekti ve kilo sorunlarıyla mücadele edenlere yol gösterici bilgiler verdi.

Columbia-WEILL Cornell Üniversiteleri New York Presbyterian Hastanesi Akciğer Nakil Bölüm Direktörü Doç.Dr Selim Arcasoy, sigaranın hem akciğer, hem de akciğer dışındaki organlarda yapabileceği zararları anlattı ve ve sigara kullanımının önlenmesinin öneminden ve yöntemlerinden bahsetti. Arcasoy ayrıca, obezite ile çeşitli akciğer hastalıklarının ilişkisinden ve bu hastalıkların tedavi süreçlerinden sözetti.
Columbia Üniversitesi/New York Presbyterian Hastanesi ve Long Island College hastanelerinde kardiyolog olarak çalışan Doç. Dr. Özgen Doğan ise son 30 yıldır kalp hastalıklarının ölüm oranlarında % 50 azalma olduğunu belirtti. Doğan, stent, bypass ameliyatları, sanal anjio/ CT anjio, eko, nukleer stress testleri, defibrilatörler, kalp pilleri gibi teknolojik gelişmeler hakkında bilgiler verdi.

İntermed Polikliniği’nin kurucularından Dr. Hasan İnsel ise konuşmasında, genlerin bir insanın ömrü boyunca değişmediğini ancak genlerin sebep olabileceği bir takım sağlık bozukluklarının, kişilerin genetik yatkınlıklarını bilerek, zamanında alınabilecek tedbirlerle önlenebileceğini anlattı.

Konferansın ana sponsoru ünlü zeytinyağı markası VERDE

Türk gıda sektöründe 1928’den beri faaliyet gösteren Ulukartal Ailesi, makarna sektöründe Kartal ve Pastavilla markalarıyla göstermiş oldukları başarıyı 1996 yılından itibaren zeytinyağı üretiminde Verde markasıyla devam ettiriyor. Verde, Türk Gıda Endüstrisi’nin önde gelen firmalarından biri ve İstanbul Sanayi Odası’nın 2005 yılı “Türkiye’nin İlk 500 Büyük Sanayi Kuruluşu” listesinde yer alıyor. Akdeniz lezzet geleneğinin devamı olan Verde, hijyen, kalite ve sağlığa önem vererek gerek iç pazarda gerekse dış piyasalarda gelişimini sürdürüyor. Verde toplam cirosunun % 85’ini ABD, Kanada, İspanya, İtalya, Rusya ve Çin’e gerçekleştirdiği ihracatla sağlıyor. Türkiye’de iç pazarın %16’sına sahip bulunuyor.

Thursday, June 14, 2007

AYVALIK ZEYTİNYAĞINA COĞRAFİ İŞARET TESCİL BELGESİ

Ayvalık Ticaret Odası, Ayvalık Zeytinyağı'na Coğrafi İşaret Tescil Belgesi'ni aldı.
Ayvalık Ticaret Odası'nın, başta Yönetim Kurulu Başkanı Rahmi Gençer olmak tüm yöneticilerinin yaklaşık 2 yıldır devam eden coğrafi işaret mücadelesi başarıyla sonuçlandı ve Ayvalık Zeytinyağı'nın coğrafi işaret tescil belgesi Türk Patent Enstitüsü tarafından onaylandı, Belge oda yönetimine teslim edildi.
Belgenin alınması nedeniyle Ayvalık Ticaret Odası'nda basın toplantısı düzenleyen Ayvalık Ticaret Odası Başkanı Rahmi Gençer, "Belgeyi aldık. İşimizin bundan sonraki güçlüklerini biliyoruz. Önemli olan uygulamadaki prosedürü eksiksiz ve devamlılığı olacak biçimde hazırlamaktır. Biliyorum ki Ayvalık'ta zeytinyağı sektörünün her kesiminden gönüllü uzmanlarıyla kuracağımız coğrafi işaret komitesiyle Menşe uygulamasında önce mutabakat sağlanıp önümüzdeki hasat döneminde 2007-2008 sezonunda coğrafi menşe işaret çalışması başlayacaktır. Bizler bunu başarmalıyız ki; Türk tarımının zeytinyağı gibi milli ürünlerinde yöresel standartı sağlama açısından örnek bir ilçe olalım. Bu tescil gösteriyor ki; diğer yörelerin de coğrafi işaret başvurularıyla menşe işaretlerinin çoğalacağına inanıyoruz. Böylece küçük yörelerde kendine has tatları ve aroması olan ürünlerin standartı korunup tüketicinin beğenisine sunulacaktır." dedi.

“ Zeytin ve Zeytin Yağı Sorunları, Çözüm Önerileri” Paneli

TMMOB Gıda Mühendisleri Odası Aydın İl Temsilciliği, kuruluşunu duyurmak ve bölge insanının eğitimine katkıda bulunmak amacıyla bir dizi eğitim düzenleyecektir. Başlangıç olarak, bölgenin ana gelir kaynağı olan Zeytin ve Zeytinyağı seçilmiştir.

Yer : Aydın Ticaret Borsası Toplantı Salonu

Tarih: 23.06. 2007

Saat :9.30-17. 30

Panel Programı
09:00 Kayıt
09:30 İstiklal Marşı ve Saygı Duruşu
09:40 Açılış Konuşmaları
Ülkü ÜLKEN (Gıda Müh. Odası Aydın İl Temsilcisi,Aydın Tic. Bor. laboratuarı Genel Müdürü)
H.Gülnur CİNGİ (Gıda Mühendisleri Odası Ege Bölge Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı)

1. Oturum
Zeytin-zeytinyağı ticareti ve ihracatında yaşanan genel sorunlar ve yasal düzenlemeler

10:00 Oturum Başkanı Yrd. Doç. Dr.Renan TUNALIOĞLU
10:05 Aydın AĞABABAOĞLU
Aydın Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı
10:30 - 10:45 Ara İkram
10:45 Ali Nedim GÜRELİ
Ege Zeytin-Zeytinyağı İhracatçılar Birliği Başkanı
11:15 Dr. Mustafa TAN
UZZK Kurucular Kurulu Başkanı –TARİŞ AR-GE ve Zeytin-Zeytinyağı Teknik Danışmanı
11:45 Soru/Cevap

12:00 – 13:00 Öğle Yemeği

2. Oturum
Zeytin-zeytinyağı üretim teknikleri yaşanan sorunlar ve çözüm önerileri
13:00 Oturum Başkanı Prof. Dr. Aytaç Saygın Gümüşkesen
13:05 Dr. Seyfi ÖZIŞIK
Zeytincilik Araştırma Enstitüsü Müdürü
13:30 Bahri ERSOY
Ziraat Yüksek Mühendisi
(Gıda Teknoloğu)
14:45 -15:00 Ara ikram
15:00 Bahri ERSOY
Ziraat Yüksek Mühendisi
(Gıda Teknoloğu)
16:30 Soru/Cevap
17:00 Kapanış

Tuesday, June 12, 2007

Aydın Ziraat Odaları,"Türk Çiftçisinin Rekabet Gücü Kalmadı. Zeytinyağı primi artırılmalı"

Kaynak : www.tarimmerkezi.com
12-Haziran-2007

Aydın Ziraat Odaları İl Koordinasyon Kurulu Haziran ayı olağan toplantısı yapıldı. Toplantıda 5 maddelik gündemi görüşen koordinasyon kurulu üyeleri tarım ve hayvancılık sektöründe gördükleri bazı yanlışlıkların giderilmesi talebiyle ilgili bakanlıklara tavsiye yazısı gönderme kararı aldı. Sektördeki bazı yanlışlıklar nedeniyle kaçakçılığın arttığını ve Türk çiftçisinin rekabet gücünün kalmadığını belirten Aydın Ziraat Odaları Genel Sekreteri Zeki Sarıoğlu "Çiftçinin sesi ve kulağı olan Ziraat Odaları kapatılmak isteniyor" dedi. Koordinasyon kurulu toplantısı sonunda düzenlediği toplantı ile alınan kararları ve ilgili bakanlıklardan olan taleplerini dile getiren Sarıoğlu "25 Mayıs 2007 tarih ve 26532 sayılı Resmi Gazetede yürürlüğe giren 5661 sayılı kanunun 2. maddesine göre ilk defa kayıt olacak çiftçiler hariç çeşitli kurumlardan Çiftçilik belgesi istenmeyecek olmasının esas amacı Ziraat Odaları'nın önünü kapatmaktır. Bu kararın siyasi bir karar olduğunu düşünüyor ve yanlıştan geri dönülmesini istiyoruz" dedi.
Açıklamasında zeytinyağı primi ve ülkenin değişik bölgelerinde uygulanan sığır kesimlerindeki desteklemelerde düzenleme yapılmasını isteyen Aydın Ziraat Odaları Genel Sekreteri Zeki Sarıoğlu "Doğu Güneydoğu Anadolu Bölgelerinin önemli geçim kaynağı olan hayvancılığın desteklenmesi ile bölge insanın gelir düzeyinin iyileştirilmesi ve yaşam standardının yükseltilmesini, Et ve Balık Kurumu'nun kombinalarında kesim yaparak kaçak ve kontrolsüz kesimlerin önlenmesini, sağlıklı ve güvenilir ürünler elde edilmesini sağlamak amacıyla 190 Kilogram ve üzeri karkas ağırlığa sahip erkek sığır kestirenlere verilen bölgesel destek, bölgelere kaçak hayvan girişini hızlandırmış ve haksız kazanca neden olmuştur. Bölge dışında olup işini dürüstçe yapan üreticilerimiz bu uygulamadan mağdur olmaktadır. Bu nedenle Aydın Ziraat Odaları olarak bölgesel desteklere karşıyız. Bu sorunun da çözülmesini istiyoruz. Öte yanda 2006-2007 ürünü zeytinyağına verilen 11 YKR'lik destekleme primi çok yetersizdir. Rakibimiz olan zeytinyağı üreticisi İspanya, İtalya ve Yunanistan'da bu rakam 1.3 euro olduğu göz önünde bulundurulursa Türk çiftçisinin ne kadar zor şartlarda üretim yaptığı görülecektir" dedi.

Boltaç, 5 kuşaktır zeytinyağı üretiyor

- DÜNYA GAZETESİ MERSİN -

30/05/2007

Lozan Antlaşması sonrasında yapılan mübadele ile 1924 yılında Girit'ten Mersin'in Tarsus ilçesine yerleşen Boltaç ailesi, 5 kuşaktır zeytinyağı üretiyor.

Oğlu Ali Boltaç ile birlikte faaliyetlerini sürdüren Boltaç ailesinin 4. kuşak sahibi Sadık Boltaç, dedesinin babası Politali'nin(İstanbullu Ali) Girit'ten 1924'te mübadil olarak Tarsus'a geldiğini ve zeytinyağını tanımayan Tarsus'ta bir el mengenesi ile kendi ihtiyacını karşılayacak zeytinyağını üretmeye başladığını anlattı. 1928'de 40 metrekarelik bir alanda zeytinyağı üretimine geçilerek tüm Giritliler'e satış yapmaya başladıklarını belirten Boltaç, üretim fazlasının da 1935'e kadar İzmir'de satıldığını dile getirdi.

Bu dönemde dedesi Sadık Boltaç'ın da çalışmaya başladığını ve o yıllarda İzmir Urla'da bir zeytinyağı tesisine daha ortak olmasıyla faaliyet alanlarını genişlettiklerini anlatan Boltaç, bölge halkının zeytinyağını sevmesi sonucunda da Silifke ve Tarsus'un farklı köylerinde birer tesis daha kurulduğunu ifade etti.

1954'te babası Ali Boltaç'ın üretimin başına geçmesiyle birlikte İzmir'den hidrolik pres alınarak günlük kapasitenin 1-2 tondan, 10 tona çıkarıldığını kaydeden Boltaç, 1981'de ise kendisinin aldığı ikinci makine ile kapasitenin günlük 20-25 bin ton zeytin işlemeye ulaştığını bildirdi.

1995'te Çukurova bölgesine continiue entegral sistem diye adlandırılan İtalyan sistemini getirdiklerini ifade eden Boltaç, "1998 yılından sonra şişeleme sistemine geçtik ve Ege'nin tanınmış zeytinyağı fabrikalarına üretim yapmak yerine Boltaç markası ile bölgeye satış yapmaya başladık. Yeni alınan sistem ile üretim kapasitemiz de 40 tona çıkmış olduk. 2004'te aldığımız ikinci makine sayesinde bu rakamı 80 tona ulaştırdık" dedi. Boltaç, bugün oğlu Ali Boltaç ile birlikte 2 bin 500 metrekarelik bir alanda ve 150 adet zeytin ağacıyla çalışmalarını sürdürdüklerini sözlerine ekledi.

"Zeytin fidanı yerine zeytinyağı desteklensin"

Hükümetten zeytin fidanını desteklemek yerine zeytinyağı üretiminin desteklenmesini isteyen Sadık Boltaç, Avrupa Birliği ülkelerinde zeytinyağına birebir oranında destek verilirken Türkiye'de kilo başına 10 YKr destek olduğunu, buna rağmen zeytin dikimine dönüm başına 250 YTL teşvik verildiğini kaydetti. Boltaç, Türkiye'nin de zeytinyağı ihracatında söz sahibi olabilmesi için zeytinyağının desteklenmesi gerektiğini vurguladı.

Monday, June 11, 2007

Ürün konseylerinde ilk yetkilendirme zeytinyağında

11/06/2007 -DÜNYA GAZETESİ
İZMİR -

Ürün konseyleri kurulmasıyla ilgili ilk yetkilendirme zeytin ve zeytinyağında yapıldı. Tarım Bakanlığı yetki almak için başvuran iki gruptan Tariş Teknik Danışmanı Dr. Mustafa Tan'ın başkanlığındaki grubu yetkilendirdi. Diğer başvurunun sahibi Ege Zeytin ve Zeytinyağıİhracatçıları Birliği ise yönetmelikteki yanlışlık ve eksikliklerin giderilmemesi halinde konseyin işlevini yerine getiremeyeceği görüşünde.

İzmir Crowne Plaza'da gerçekleştirilen tanıtım toplantısında konsey kuruluş yetki belgesini Tarım Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Dr. Ferhat Şelli'den alan Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi Kurucu YönetimKurulu Başkanı Dr. Mustafa Tan, "Türkiye'de zeytinyağını layık olduğu tahta çıkaracak bir kurum gerekliydi. Bu hiç kimsenin değil sektörün adresi olmalıydı. Bunun için uzun yıllardır çalışıyoruz. Bugün Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi (UZZK) resmen kuruldu, artık bir tüzel kişiliğe sahip. Bu, sektörün birleşmek için son umudu. Ağır birsorumluluk aldık ama hedefimiz büyük. Bizi zor günler bekliyor. En önemli görevimiz sektörü kucaklamak. Hiçbir kesimi diğerinden ayırmayacağız. Kurucu yönetim kurulu olarak konsey organlarının tüm görevlerini yapıp üye kaydedeceğiz. 6 ay içinde yapacağımız genel kurulda da yeni yönetim ve konseyin diğer organları seçilecek" diye konuştu.

Kurucu yönetim kurulunda ihracatçıların temsil edilmediği iddiasını kabul etmeyen Tan, "Yönetimdekilerin neredeyse tamamı ihracatçı. Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği'ne kurumsal anlamda da davette bulunduk. Kendilerine kapımız her zaman açık. Hedefimiz zeytinyağını olması gereken noktaya taşımak" dedi.

Destekler fidan dikimini 35 kat artırdı

Zeytinciliğe yönelik verdikleri desteklerle sektöre ivme kazandırdıklarını anlatan Tarım Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Dr.Ferhat Şelli de, "Sertifikalı zeytin fidanı için dekara 250 YTL destek verdikten sonra 5 yılda sertifikalı zeytin fidanı dikimi 35 kat artarak 735 binden 26 milyon adede yükseldi. 2002'de 101 milyon olan ağaç sayısı 115 milyona çıktı. Bugün 400 bin ton sofralık zeytin üretimiyle dünyada ikinci, 800 bin tonluk yağlık zeytin üretimiyle dördüncü, 145 bin ton zeytinyağı üretimiyle 5. sırada yer alıyoruz. 70 bin tonluk ihracatımız ne yazık ki istediğimiz seviyede değil. Bakanlık olarak 2013'te 180-200 milyon ağaç sayısına, 1 milyon hektar dikim alanına, 4 milyon ton zeytin, 750 bin ton zeytinyağı üretimine, 300 bin ton zeytinyağı ihracatına ve kişi başı 5 kilogram zeytinyağı tüketimine ulaşmayı hedefliyoruz. Bu hedefe ulaşmada konsey bize katkı sunacak" diye konuştu.

Zorunlu olarak katılacağız

Davet edilmedikleri gerekçesi ile toplantıya katılmayan Ege Zeytin veZeytinyağı İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Ali NedimGüreli, "Yetkilendirilmek amacıyla biz de başvuru yaptık ama ilkbaşvuruyu diğer grup yaptığı için yetki belgesini onlar aldı. Kurucu yönetim geçici bir görev. Konseyler ne yazıkki devlet eliyle sivil örgütlenme gibi bir mantığa sahip. Bu haliyle bir sivil toplum örgütü olarak nitelendirmek mümkün değil. Yönetmelikteki eksiklikleri daha önce bakanlığa yazdık fakat istediğimiz değişiklikler gerçekleştirilmedi. Artık iş bir internet sitesi olmaktan çıktı. Yasa gereği üye olmak zorundayız. Nasıl ki ticaret ve sanayi odalarına üye olmak zorundaysak buna da olacağız. Çünkü devlet örneğin prim verirken buraya üye olup olmadığına bakacak. Zorunlu olarak konseye üye olacağız ve yönetmelikteki yanlışlıkların düzeltilmesi için çalışacağız" diye konuştu.

UZZK Kurucu Yönetim Kurulu

Dr. Mustafa Tan (Tariş), Hüsmen Solmaz (Bursa Karacabey Ziraat Odası),Tarkan Denizer (Edremit Ticaret Borsası), Murat Narin (BurhaniyeTicaret Odası), Muzaffer Eren (Marmarabirlik), Yahya Ağacık (BalıkesirSanayi Odası), Selim Kantarcı (Ayvalık Ziraat Odası), Mehmet Cavlı(Unilever-Komili).

Friday, June 08, 2007

İspanya'da zeytin çok çiçek açtı, Türk zeytinyağcıları korku sardı

Sinan Doğan
02.06.2007 / REFERANS
İspanya'dan Türk zeytinyağı üreticilerine kötü haber. İki senedir don ve kuraklık yüzünden zeytinyağı üretiminde ciddi sorun yaşayan İspanya'da bu sene ağaçlar çiçek açtı. Dünya zeytinyağı üretimine yön veren İspanya'nın zorlandığı yıllarda yüzü gülen Türk zeytinyağı üreticileri yeni sezonda beklenen yüksek rekoltenin fiyatları baskı altına alacağı endişesini taşıyor.

Avrupa Birliği'nin kilogramda 3.5 euroya kadar yükselen desteklerinden dolayı İspanyollar düşük fiyattan ürün ihraç edebiliyorlar. Geçen sezon kilogramı ortalama 4.27 dolara ihraç edilen Türk zeytinyağının ihraç fiyatı ise yaklaşık 1 dolar düşerek 3.33 dolara geriledi.

İhracatçı temkinli olmalı

Eski Tariş Denetim Kurulu Üyesi ve zeytinyağı üreticisi Hasan Köşklü, mayıs ve ağustos aylarının zeytinyağında beklenti ve öngörülerin şekillendiği dönemler olduğunu belirterek "Hem üretim hem de ticaret için bu aylar önemli. Açan çiçek ve meyve tutumundan dolayı gelecek sezon zeytinin rekolte miktarı, artan tüketimden dolayı ise fiyatların artıp artmayacağı bu dönem belirginleşiyor. Dünyanın en büyük üretim merkezi olan İspanya'da yaptığımız incelemede hava durumunun üretim için olumlu olduğunu gördük. Güneydeki Endülüs yöresinde etkili yağışlar kuraklık ihtimalini azaltıyor. Artan tüketimden dolayı piyasa satış ağırlıklı bir döneme geçmiş durumda. Zeytin ticaretini yönlendiren kooperatifler, satıcı konumunda bulunuyor. Bu, toptan fiyatlara etki yapıyor. İspanyol marketlerindeki tüketici fiyatları da düşük seviyede" diyor. Bütün gelişmelere rağmen Türkiye'deki üretici ve ihracatçının temkinli olması gerektiğini dile getiren Köşklü, Türkiye'de oturmamış ve hassas bir piyasa olduğu görüşünde. Zeytinyağı piyasasının kimi zaman spekülasyonlara açık hale geldiğini söyleyen Köşklü "Geçen yıl İspanya'da üretim 1 milyon 95 bin ton civarında gerçekleşti. Artan zeytin ağaçları sayesinde var yılı-yok yılı sorununu çözdüler. Kuraklığın getirdiği olumsuz etkiden kısa sürede kurtulup ayağa kalktılar. Ülkemizdeki zeytinyağı sektörünün yönünü belirlemek için İspanya'yı izlemeye devam edeceğiz" şeklinde konuşuyor.

5 YTL'ye zeytinyağı

Alyattes Organik Tarım Çiftliği kurucusu Reşat Akkan, 400 milyona yakın ağaç varlığı ile İspanya'nın dünya zeytinyağı sektörünün kaderini belirlediğini söylüyor. Türkiye'nin, üretim teknikleri, üretim alanı büyüklüğü, toplamadaki mekanizasyon ve güçlü kooperatiflerle İspanya'yı örnek alması gerektiğini ifade eden Akkan,"İspanya'da ağaçlar inanılmaz çiçek açmış. Bazı yörelerde meyve tutumu da başlamış. Bu sezon üretim miktarları beklenenin üzerinde çıktı. Marketlerde satılan ambalajlı zeytinyağının kilogramı bizim paramızla 5 YTL'ye geliyor. Dünya zeytinyağı fiyatlarını İspanyollar belirliyor"diyor.

TABLO-2
Türkiye'nin zeytinyağındaki yükselişi durdu

Sezon Miktar(ton) Tutar(bin dolar) Ortalama Fiyat(dolar/kg)
2000-2001 91.410 129.165 1,41
2001-2002 25.166 45.774 1,82
2002-2003 74.255 157.327 2,12
2003-2004 46.034 125.647 2,73
2004-2005 92.108 293.892 3,19
2005-2006 47.569 202.942 4,27
2006-2007* 28.378 94.568 3,33

*1 Ekim-20 Mayıs arası dönemKaynak: Ege İhracatçı Birlikleri


TABLO-1

Dünya üretiminin üçte biri İspanya'nın (2006-2007 Sezonu)

Ülkeler Üretim İhracat (Tahmini) (bin ton)

İspanya 1.095 115
İtalya 630 220
Yunanistan 370 15
Türkiye 166 75
Suriye 54 40
Tunus 130 120
Fas 80 15
Cezayir 40 --
Portekiz 35 19
DÜNYA 2,820 681


Fiyatlar yükselebilir

Akkan fiyatlarda şimdilik bir yükselme beklenmediğini söylüyor. Ancak zeytinyağı tüketimindeki artışın devam etmesi halinde fiyatların heryıl yüzde 3-5 oranında yükseleceğini de eklemeden geçmiyor.

İspanya'da kişi başına düşen zeytinyağı miktarının 15 kilogram olduğunu, düşük üretim maliyetleri ve Avrupa Birliği'nin kilogramda verdiği 1-3.5 euro arasındaki teşvikler nedeniyle İspanyolların zeytinyağını ucuza yediğini ve ihraç ettiğini kaydeden Akkan şöyle konuşuyor: "İspanyolların en büyük sorunu yabancı dil. Jean'da 16-21Mayıs tarihleri arasında düzenlenen Expoliva 2007 Fuarı'nda, arazi gezilerinde kimsenin İngilizce bilmediğini fark ettik. Bu durum uluslararası pazarlarda bizim avantajımız olabilir. Ancak şu an onlarla aynı ligde oynamıyoruz. Rekabet için Türkiye, Uluslararası Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi'ne yeniden üye olmalı. Zeytincilik stratejik bir sektör olarak belirlenip, devlet politikası geliştirilmeli."

Rekolte tahmini için vakit erken

Tariş Zeytin ve Zeytinyağı Birliği Başkanı Cahit Çetin, zeytin rekoltesi için açıklama yapmanın çok erken olduğunu savunuyor. Zeytin hasadına 7 ay gibi bir süre olduğunu söyleyen Çetin, "Bizim de rekolte konusunda bazı çalışmalarımız oldu. Fakat biz erken olduğunu düşündüğümüz için bunu paylaşmadık. Bu tür erken açıklamalar hem üreticiyi tedirgin eder hem de pazarda Türkiye'nin imajını bozar" diye konuşuyor. Zeytin rekoltesine yönelik geçtiğimiz yıl da benzer spekülasyonların yapıldığını hatırlatan Çetin, "geçen yıl deİspanya'da çok büyük rekolte bekleniyor denmişti. Öyle olmadı. Ayrıca Türkiye için 250 bin zeytinyağı üretilecek dendi. Oysa üretim 160 bin tonda kaldı" dedi. Çetin, araştırmaları sonucunda İspanya'da bu yıl çok ciddi bir artış beklenmediğini kaydetti.

Kırkpınar'da pehlivanların yağı bu yıl da Trakya Birlik'ten

Kaynak : http://www.dunyagazetesi.com.tr/

28/05/2007
EDİRNE -

Trakya Yağlı Tohumlar Tarım Satış Kooperatifleri Birliği (Trakya Birlik) yönetim kurulu başkanı Rafet Sezen, "Trakya Birlik olarak, ata sporu Kırkpınar Güreşlerine olan desteğimiz, bu yıl da sürecek" dedi.

Sezen, yaptığı yazılı açıklamada, 646 yıldır devam eden, Kırkpınar Yağlı Güreşlerine herkesin sahip çıkması gerektiğini belirtti.

Güreşçilerin kullanması için 1 ton sızma zeytinyağının ücretsiz olarak sporculara verileceğini ifade eden Sezen, şunları kaydetti:
"646. Tarihi Kırkpınar Güreşlerinde, her yıl olduğu gibi bu yıl da desteğimiz sürecek. Güreşlerde pehlivanların kullanması için birliğimizce bir ton sızma zeytinyağı verilecek. Güreşlerin sonunda kategorilerinde ilk üç sırayı alacak olan pehlivanlara ödül olarak 5'er kiloluk sızma zeytinyağı dağıtılacak. Güreşlerde Trakya Birlik Spor Kulübümüzün toplam 40 pehlivanı mücadele edecek. Kategorilerin hemen hepsinde birer pehlivanımız bulunuyor."

Mucize zeytinyağı 101 derde deva...

Zeytinyağı evimizle, ahalimizle, güzelliğimizle yani her şeyimizle ilgileniyor. Belki de yüzyıllardır bu yüzden vazgeçilemeyen bir tutku.

Kaynak : http://www.ankarahaber.com/

02.06.2007 Cumartesi

Zeytinyağı evimizle, ahalimizle, güzelliğimizle yani her şeyimizle ilgileniyor. Belki de yüzyıllardır bu yüzden vazgeçilemeyen bir tutku. Amerikalı yazar Carol Firenze de, zeytinyağı ile hayatı güzelleştirmenin 101 yolunu keşfeden bir araştırmacı. Tüm deneyimlerini “Zeytinyağı Tutkusu” kitabında bir araya getiren yazar, bu tutkunun peşinden öylesine gitmiş ki, Mısır piramitlerinin sırrının zeytinyağıyla ilgisi olduğunu söylüyor.

Zeytinyağı özel bir gıda. Sağlık için sayılamayacak kadar çok yararı var. Bu nedenle olsa gerek Ege ve Akdeniz kültüründe büyüyenler için olmazsa olmazdır. Mobilyaların temizlenmesinden bebeklerin bakımından evcil hayvanların beslenmesine, çok özel yemek tariflerinden yüz maskelerine kadar pek çok alanda işe yarıyor. 3 bin yıl yaşayabilen belki de tek ağaç. Gövdesi yok olsa bile kökü yeniden filizleniyor. Bereketli mi bereketli. Ama yine de çok az insan bu bereketinin farkında. Semavi dinlerde de zeytine kutsallık atfedilmiş. Peygamberimiz Hz. Muhammed (sas), bir hadisinde, zeytinyağının yetmiş hastalığa faydasını ifade eder. Zeytinyağına tutkuyla bağlananlardan biri de Amerikalı yazar Carol Firenze. Rengine, tadına, kıvamına, çeşidine, mistikliğine, kokusuna, her şeyde kullanılabiliyor olmasına, kısacası her şeyine tutkun. Firenze, Amerika’daki “Zeytinyağı Tutkunları Kulübü”nün kurucusu. Komili’nin katkılarıyla LEda Yayınları’ndan çıkan “Zeytinyağı Tutkusu” kitabının da yazarı. Firenze, İtalya’daki Carli Zeytin Ağacı Müzesi’ndeki bilgilere göre bir yetişkinin bir yıl boyunca spor, kişisel temizlik ve tedavi gibi sebeplerle kullandığı zeytinyağı miktarının ortalama 55 litre olduğu bilgisini de okuyucularıyla paylaşıyor. Carol Firenze, kitabında yüzyıllardır sırrı çözülemeyen mimari harikası Mısır piramitlerinin ardındaki sırrın, piramitleri oluşturan taşların hareketini kolaylaştıran maddenin, zeytinyağı olma ihtimalinden de söz ediyor. Olur mu olur! Bu özel gıda, kendisiyle ilgisi olmasa dahi “Zeytinyağı gibi üste çıkmak” deyimini hiç hak etmiyor.

En iyi tıraş köpüğü, zeytinyağı

Piyasada erkekler için sayısız tıraş köpüğü var. Ama Carol Firenze, en iyi tıraş losyonunun zeytinyağı olduğunu iddia ediyor. Zeytinyağı, yüzünüzü yumuşatmada ve rahatlamada bire bir. Hem de basit kesik ve sıyrıkları da tedavi etme özelliğine sahipmiş. Bir dahaki sefere yeni bir kozmetik almadan önce zeytinyağı ile tıraş olmayı deneyebilirsiniz. Carol Firenze nasıl tıraş olacağınızı da tarif ediyor:
* Yüz kıllarını mutlaka profesyonel kesim aleti yardımıyla kısaltın.
* Yüzünüzü öncelikle sıcak havlu koyarak yumuşatın.
* Daha sonra zeytinyağı ile ovun ve birkaç dakika bekleyin.
* Jilet veya elektrikli tıraş aletiyle saç ve kılların yönünü dikkate alarak tıraş edin, ara sıra su serpmeyi unutmayın.
* Zeytinyağını yeniden sürüp tıraş ettiğiniz yeri ters istikamette tekrar tıraş edebilirsiniz.
* Tıraştan sonra yüzünüze soğuk ıslak havlu bastırın. Kurulayın ve tıraş losyonu sürün.

Altın sıvının şaşırtan yararları

* Şaşıracaksınız ama, havadaki sigara dumanını ve kirliliği temizleme yollarından biri de zeytinyağı kullanmak. Zeytinyağına bandırılmış pamuk ya da keten fitilleri yakarak odanızın havasını değiştirebilirsiniz.
* Astım hastalığı olanlar zeytinyağı kandillerini rahatlıkla kullanabilir.
* Yumuşak bir bezin üzerine birkaç damla zeytinyağı dökün ve değerli takılarınızı ovun.
* Kızartma tavalarınızı asla bulaşık makinesinde yıkamayın. Elde yıkayıp, bir havluyla kuruladıktan sonra zeytinyağıyla iyice ovarsanız ömrünü uzatırsınız.
* Eğer bir balık tutkunuysanız, oltanızın ucuna ve ipine sertleşmemesi için zeytinyağı sürebilirsiniz.
* Evinizdeki büyük yapraklı bitkilere ya da çiçeklere ayda bir kez, bir tatlı kaşığı zeytinyağı dökerseniz hem canlanır hem de beslenmiş olur.
* Sıkışan fermuarlarınızı zeytinyağı ile çözebilirsiniz.
* Sivrisinekler zeytinyağı sürülmüş cildi ısırmıyor. Yaz mevsimindeyiz, aklınızda bulunsun.
* Doğumda sonra oluşan çatlaklar zeytinyağı sürüldüğünde büyük oranda yok oluyor.
* Bebeğinizin ıslak mendilini kendiniz yapabilirsiniz

Yemediğin zamanlarda kullan

Cahit AKYOL

HÜRRİYET-PAZAR 3 Haziran 2007

ABD'de Zeytinyağı Tutkunları Kulübü'nün kurucusu Carol Firenze Zeytinyağı Tutkusu adlı kitabında zeytinyağının sadece yemek ve salatalarda değil, mutfak dışında da nasıl kullanıldığını anlattı.

Firenze zeytinyağının ilk olarak bedenin içi için değil dışı için kullanıldığını hatırlatıyor. Eski zamanlardan bu yana insanların zeytinyağını tedavi, dinsel törenler, günlük güzellik bakımları, cildi sıkılaştırmak, yıpranmayı önlemek, saçları yumuşatmak, tırnakları güçlendirmek, alkolün etkisini gidermek ve ağrıyan kasları iyileştirmek için kullandıklarını sıralıyor.

Bir zeytinyağı tutkunu olan İtalyan asıllı Amerikalı Carol Firenze'nin zeytinyağına olan aşkı, İtalya'nın zeytinyağıyla ünlü Liguria bölgesinde yaşamış atalarından geliyor. Firenze, 'Anneannemin yaptığı yemeklerin tadını ve büyükbabamın o değerli yağı alabilmek için haftalarca para biriktirdiğini hatırlarım' diyor ve zeytinyağının evlerinden eksik olmadığını ekliyor.

Bu nedenle de Firenze'nin 'Zeytinyağı Tutkusu' çok eskilere dayanıyor. Firenze kitabında zeytinyağının ABC'sini anlatırken satır aralarında da mobilyaların temizlenmesinden, bebeklerin bakımına uzanan çok çeşitli kullanım reçetesi sunuyor. Komili'nin katkısıyla Ledo yayıncılık tarafından Türkçe'ye çevrilip basılan kitap zeytinyağı tutkunlarına kılavuzluk ediyor.

İŞTE MARİFETLERİ

Granit ve parkelerin, fayansların temizliğinde.
Bakır tabakların kalaylarının parlatılmasında.
Şamdanlardan eskimiş mumları temizlemede.
Mobilyalara yapışmış tipekslerin çıkartılmasında.
Mobilya cilası olarak.
El ve ciltteki boyaların çıkartılmasında.
Katranlı ellerin temizlenmesinde.
İnci ve elmasları parlatmada.
Ahşap eşyaların korunmasında
Antika mobilyaların restorasyonunda.
Kızartma tavalarının bakımında.
Bıçakların temizlenmesi ve korunmasında.
Küçük el aletlerini korumada.
Vites dişlilerini yağlamada.
Silahların bakımında.
Kayak takımlarının, showboard kızağının kaykay ve patenlerin bakımında.
Çiçeklerin yapraklarının temizlik ve parlatılmasında.
Gıcırdayan kapı menteşelerinin yağlanmasında.
Pirinç eşyaların parlatılmasında.
Sıkışmış fermuarların açılmasında.
Deri ayakkabıların parlatılmasında.
Sadece acil durumlarda otomobil yağı olarak.

Arkas, zeytinyağ üreticisi Kristal Yağlar`ın yüzde 49`unu aldı

Malta`dan gelen Micaleff Ailesi tarafından kurulan Kristal Yağları ileArkas Holding zeytinyağında ortak oldu.

Kaynak: Referans Gazetesi

Malta"dan gelen Micaleff Ailesi tarafından kurulan Kristal Yağları ile Arkas Holding zeytinyağında ortak oldu. Taşımacılık ve nakliye sektörünün önde gelen firmalarından Arkas Holding, Türk zeytinyağını dünyaya ilk kez ambalajlı ve markalı olarak tanıtan Kristal Yağlar"ın yüzde 49 hissesini satın alarak firma ile işbirliğine gitti. KristalYağları Yönetim Kurulu Üyesi Ayhan Baran, yapılan işbirliği ile şirketin kurumsallaşma anlamında daha ileriye taşıyacaklarını ifade etti. Dün İzmir Ticaret Borsası"nda (İTB) Kristal Yağları Ticaret veSanayi Kontuvarı ile Arkas yetkililerinin müşterek düzenlediği basın toplantısında konuşan Kristal Yağları Yönetim Kurulu Üyesi AyhanBaran, kendi alanlarda ilkleri gerçekleştiren iki şirketin ortaklığından büyük mutluluk ve gurur duyduklarını söyledi.

"Arkas için kârlı bir yatırım"

Kristal"ın 75 yıllık bir firma olduğunu anlatan Baran, şirketin maddi varlıkları ve fon yaratma kapasite değerinin 50 milyon euronun üstünde olduğunu belirterek, "Arkas ile birlikte bu firmayı kurumsallaştırarak daha ileriye taşımayı amaçlıyoruz" dedi. Şirketin 24 bin ton rafineri zeytinyağı kapasitesine sahip olduğunu belirten Baran, işbirliği ile yapılacak yatırımlarla bu oranın artırılacağını, üretimin yüzde 10"nun markalı ve ambalajlı olarak ihraç edildiğini sözlerine ekledi. Arkas Holding İcra Kurulu Üyesi Önder Türkkanı ise ortaklığın Arkas için doğru ve kârlı bir yatırım olduğunu kaydetti.
"Arkas'ın Yeni Yatırımı Sektöre İtici Güç Olacak"
11-Haziran-2007
Tariş Zeytin ve Zeytinyağı Birliği Başkanı Cahit Çetin, "Bu ortaklık aynı zamanda geleceğe güvenin bir göstergesidir" dedi
Tariş Zeytin ve Zeytinyağı Birliği Başkanı Cahit Çetin, Türkiye'nin zeytinyağında ambalajlı ilk markasını yaratan 75 yılık geçmişe sahip Kristal Yağları'nın yüzde 49 hissesinin Arkas tarafından satın alınmasını, sektörün geleceğine yatırım olarak gördüklerini söyledi. Yaklaşık 10 yıl önce Komili'nin zeytinyağı markası ve üretim tesislerinin Unilever tarafından satın alındığını hatırlatan Çetin,"Tariş, Komili ve Kristal, Türk zeytinyağının en güçlü markalarıdır.Arkas gibi, İzmir'in öncü ve dev bir kuruluşunun Kristal Yağları'ndan hisse alarak sektöre girmesi, 'Zeytinyağı yükselen değerdir' saptamamızda ne kadar haklı olduğumuzu ortaya koymaktadır" diye konuştu.
Geleceğe güven
Bu satışın şirketlerin güçlenmesi ihtiyacından kaynaklandığını belirten Çetin, "Arkas'ın Kristal gibi sektörün önemli markalarından birinden pay alması, zeytinyağı sektöründeki gelişmeye paralel bir durumdur. Arkas'ın sektöre girişi, kalite ve markalaşma konusunda aynı düşünceye sahip kuruluşlar arasında bir ortaklıktır. Bu ortaklık aynı zamanda geleceğe güvenin bir göstergesidir" dedi.
Bu sezon 160 bin ton rekolte gerçekleştiğini, zeytin ağaç varlığını artıran Türkiye'nin var ve yok yılı arasındaki üretim farklılığını dengelediğini belirten Dünya zeytinyağı sektöründe pazarlamada İtalyanların üretimde ise İspanyolların hakim olduğunu belirten Çetin, son yıllarda İspanyol firmaların, İtalyan firmaları satın alarak sektöre ayrı bir hareketlilik getirdiğini söyledi.
Çetin, "Dünya zeytinyağı sektöründe rekabet yoğunlaşıyor. Türkiye, geleceğin önemli üreticisi ve dünya zeytinyağı pazarında söz sahibi ülkelerden biri haline gelecek. Arkas ve Kristal gibi iki milli kuruluşun ortaklığı Türk zeytinyağının uluslararası pazara rekabeti açısından da önemli bir adımdır" dedi.
RAKAMLARLA SEKTÖRÜN SON DURUMU
Dünya zeytinyağı üretimi: 2.150 milyon ton
Tüketim: 2.050 milyon ton
Türkiye üretimi: 160 bin ton
Tüketim: 70 bin ton