Monday, January 18, 2010

2009-10 Sezon değerlendirmesi‏


Ahmet ERTÜR

Sezon başında rekolte tahmin çalışmaları sırasında bölgemizde %20-25 arası sofralık zeytin ayrılacağını öngörmüştük. Ancak özellikle Ekim ayı sonlarına doğru gözlemlediğimiz zeytin sineği tahribatı ve zeytinde beklenen sofralık kalibrenin gerçekleşmemesi ve geciken hasadın yağ randımanlarına olumlu etkisi nedeniyle, öngörülenden daha çok yağ üretilmesini bekliyorum. Çok sayıda üreticinin hasada başlangıç tarihlerini ertelemesi, Kurban Bayramı sırasında hasat işçilerinin yarattıkları boşluk ve yağışlar hasat sürecinin maalesef uzamasına sebep olmaktadır. Fırtına ve yağış, zararlılarla mücadelede eksikleri olan çoğunluğun zeytinlerinin yere dökülmesine ve rafinajlık yağların yemeklik yağlardan daha fazla üretilmesine yol açmaktadır.Zararlılarla mücadelede İlaçlama Birliği'mizin yeni yönetiminin yaz başından beri aşırı iddialı söylemlerde bulunması, zaten maddi sıkıntı içindeki pek çok üreticiyi yanıltmış, ilaçlamalarını yetersiz yapmalarına veya hiç yapmamalarına neden olmuştur. Kendi işletmemizde Aralık ayında üreticilere ait işlenmiş zeytinlerden elde edilmiş sızma yağların toplam üretime oranı %37'dir. Sızma yağlarının yüksek kalitesi haricinde öne çıkma fırsatı kalmamış bir bölge için bu oran kaybedilmiş bir sezon demektir. Ocak ayında bu oranın daha da aşağıya düşeceği aşikardır. Elde edilen üründeki kalite kaybı ve rafinajlık yağlarda özellikle sezon başındaki yüksek asit ve değer bozukluğu sorunları yüzünden sezon içi rafinajlık fiyatları dip yapmıştır. 5 asitlerde yaz zirvelerine göre %26, sızmalarda ise yaklaşık %24 değer kaybı oluşmuştur. Özellikle son ihracat rakamlarında gördüğümüz artışın,mevcut 5 asit baz fiyatını desteklemekte olduğunu düşünüyorum. Üretici ekonomisine gelince, bir önceki yıla göre toplam üründe en az%30 artış yakalanmasına rağmen, ilaçlamadaki kusurlar sofralık üretimini olumsuz etkilemiş, özellikle sezonda satış yapmaya mecbur üreticinin gelirleri baskı altında kalmış, dip zeytinini toplamak hasat+yağhane maliyetini bile zaman zaman (Ekim sonu-Kasım, aşırı yüksek asit değerleri sebebiyle) kurtarmaz hale gelmiştir. Bu anlamda bir kez daha, makul bir zeytinyağı primine ne kadar muhtaç olduğumuzu görüyoruz. UZK üyeliğine dönüşü başarmış sektörümüzün artık ilk hedefi üretici primini mantıklı bir seviyeye getirmek olmalıdır.

No comments: