Monday, January 18, 2010

Zeytin Ülkesindeki Yolsuzluklar

Stephen Castle /Vamos, Girit
The New York Times


Mit yaratma bu engebeli Akdeniz adasında ilk zeytin ağacını yetiştirdiğine inanılan Yunan Tanrıçası Athena'dan bu yana hayatın bir parçası olmuştur.

Fakat bu küçük kasabanın etrafında yaşayan bir grup zeytin yetiştircisinin 2007'de elde ettiği hasat kadar büyük bir hasadı Tanrılar bile elde etmekte zorlanırdı. Akdeniz boyunca, Santorini adasına kadar, 145 kilometrekarelik bir alana sıra sıra zeytin ağaçları dikerek mümkün olurdu bu ancak, diye dalga geçiyor kasaba sakinleri.

Anormal büyüklükteki hasat, Avrupa Birliği tarafından verilen tarımsal destekleme ödenekleri sonucunda ortaya çıktı; yetkililer talep edilen para miktarının, çiftçilere verilmesi uygun verilen miktardan çok daha fazla olduğuna karar verdi.

Fakat müfettişleri, talebin büyüklüğünden daha fazla rahatsız eden bir şey vardı: zeytin yetiştiricilerinin kendisi tarafından değil, üretici derneklerine politik olarak bağlı, bölgede güç sahibi binlerce tarım kooperatifinden bİri olan kooperatifin başındakiler tarafından talep edilmişti.

Güney Avrupa'nın fakir ve uzak köşelerinde, Avrupa Birliği'nin 375 bin Euro, yani yaklaşık 540 bin dolar para iadesi istediği Girit'te yaşananların bir sapkınlık değil, daha büyük bir sorunun belirtisi olduğuna dair kanıtlar ortaya çıkıyor.

Avrupa Birliği yolsuzlukla mücadele ajansı (OLAF) iki Portekizli muz kooperatifinin iki yıl önce karıştığı çok sayıda dolandırıcılıkla ilgili yazdığı bir raporda, üretici bir kuruluşun izlediği bu suiistimal modelinin, Avrupa kıtası genelinde bir sorun olduğunu açıkladı.

Ajans, kurban arasında korunmaları amacıyla kooperatiflerin kurulduğu fakat bu yasa dışı gelirin çok azını görebilen çiftçilerinde olduğunu söyledi.

Uzmanlar sorunun çiftçiliğin teşkilatlanmasıyla ilgili bölgesel farklılıklardan kaynaklandığını söylüyor.

“Avrupa'da tarım: Politikalar, üretim ve ticaret” isimli bir kitabın yazarı Brian Gardner, “Güneye indikçe, kooperatif yönetimi şeffaflığını yitiriyor. Çoğu zaman belediye başkanının aynı zamanda kooperatif başkanı olduğunu görüyorsunuz” diyor.

AVRUPADA'Kİ TARIM ÖDENEĞİ SİSTEMİ SUİSTİMAL EDİLİYOR

2007'de İtalya'da 45 kişi, bir kooperatifin ön ayak olduğu narenciye yolsuzluğu şüphesiyle ele geçirildi. 50 milyon eoroluk ödenek istemişlerdi ve bunun 20 milyon doları ödenmişti.

Meyvenin pazardan çekilerek meyve suyu halinde İspanya ya da Fransa'ya satıldığını iddia etmişlerdi. Aslında böyle bir ürün hiç var olmamıştı.

Bu bireysel çiftçileri tek bir çarı altında toplamak amacıyla 19. yüzyılda ve 20. yüzyılın başında kurulan kooperatiflerin, kar amacı gütmeyen oluşumlar olarak hayata geçirildiği gerçeğiyle büyük bir zıtlık oluşturuyor. Avrupalı tarım Kooperatifleri Birliği Cogeca'ya göre kooperatifler topladıkları ürünlerin Avrupa'daki tarım ürünlerini işleyerek ve pazara sürerek topladıkları mahsüllerin yüzde 60'ı himayeleri altında tgutuyorlar.

Matsamakis, Hanya'daki küçük arsasının yakınlarında, ödenek talep edilen ürünlerin bir lisesini buldu. Ortalama bir ağaç bir ila beş litre zeytinyağı üretebilecek kadar zeytin veriyor. Fakat Vamos'taki ve civar köylerdeki ağaçlıklarla ilgili düzenlenen talep formu, normalden beş kat daha fazla üretim yaptıklarını gösteriyordu.

150 zeytin ağacı yetiştiren Matsamakis, listeyi yerel savcıya götürdü. “İnsanların böyle gözü dönmüşcesine para çalması beni rahatsız ettiği için yaptım bunu” dedi.

Ödenek talepleriyle ilgili kimse ceza almadı. Kooperatifin başkanı SpirosBoutsadakis, skandalı üstlendiğini söyleyerek açıklama yapmayı reddetti.

Avrupa komisyonu 2012'ye kadar belli ürünlerde verilecek ödeneklerin kaldırılacağını ve böylece dolandırıcılığın ortadan kaldırılacağını söyledi. Komisyonun tarımdan sorumlu sözcüsü Michael Mann, “Kontrol sistemleri sürekli gelişiyor” dedi.

No comments: