Güngör Uras
Milliyet
17 Ocak 2010,Pazar
Şimdi Türkiye’de “zeytin modası” var. İmkânı olan zeytin ağacı dikiyor. Zeytin ağacı diken kendi markasıyla zeytinyağı şişelemeye başlıyor.
Bizim dağlarımızda, tepelerimizde yıllar önceden kalma 90 milyon zeytin ağacımız vardı.
Son yıllarda tepelere, tarlalara 60-70 milyon yeni ağaç dikildi. Şimdilerde 150-160 milyon zeytin ağacımız oldu.
Yeni dikilen 40 bin kadar ağaç tam verime geçmedi. Ama şimdiden ürün fazlası var. Ve de zeytin ağacı dikimi devam ediyor.
Marmara’dan başlayarak aşağıya doğru, Hatay’a kadar kıyı şeridinde herkes zeytin ağacı dikiyor. Örneğin Akhisar’da eskiden tütün ekilen tarlalarda şimdilerde zeytin ağaçları yükseliyor.
Ağacı dikmek iyi de, bu ağaçlardan toplanan zeytinleri ne yapacağız? Bu kadar çok ağaç:
(1) Bilinçli mi dikiliyor?
(2) Elde edilecek zeytini, sofralık zeytin olarak veya yağ olarak içeride ve dışarıda satmak mümkün mü?
Açık anlatımıyla, ileride zeytinde de fındık sorununa benzer arz talep dengesizliğiyle karşılaşmayalım.
Bir zeytin ağacından 5 kg zeytin alan da var, 50 kg alan da var. Gemlik’te sofralık zeytinde ortalama verim 15 kg dolayında iken, Ege’de yağlık zeytin olarak bir ağaçtan 50 kg zeytin elde edilebiliyor. Ortalama verim 11 kg dolayında.
Yağ var, alıcısı yok
Zeytinyağında üretim fazlası var.
Şimdilerde yılda 1 milyon 100 bin ton dolayında zeytin ürünü elde ediliyor.
- Bunun 350 bin tonu sofralık zeytin oluyor
- 750 bin tonunun yağı çıkarılıyor.
- Yağı çıkarılan zeytinlerden 160 bin ton zeytinyağı elde ediliyor.
- Sofralık zeytinden Domat türü yeşil zeytinin 100 bin tonu ihraç ediliyor. Bu ihracattan 100 bin dolar geliyor.
- Zeytinyağının sadece 20-25 bin tonu dışarıya satılabiliyor. Ortalama 75 milyon dolar ihracat geliri elde ediliyor.
- İçeride ise zeytinyağı tüketimi 80-90 bin ton dolayında.
- Elde kalan zeytinyağının ne olduğunu ise kimse bilmiyor.
Görülüyor ki, zeytinyağında arz fazlası var. İç talep ve ihracat üretimi eritemiyor.
Fiyat tüketiciyi şaşırtıyor
Bizde kaliteli zeytinyağının en büyük rakibi, ne olduğu belli olmayan ve Ayvalık zeytinyağı diye satılan kalitesiz yağlar. Bu tür yağların satış fiyatları o kadar düşük ki, en kalitesiz ham yağ fiyatının bile altında. Bu fiyatla zeytinyağı satılamaması gerekiyor.
Geliniz görünüz ki, bizde gıda maddeleri konusunda ciddi denetim olmadığı için tüketici aldatılıyor. Aldatılmak bir yana tüketici zehirleniyor.
Zeytinyağında düşük fiyat sorunu olduğu kadar bir de yüksek fiyat sorunu var.
Profesyonel büyük üreticiler yanında piyasaya özel markalarla çıkarılan bazı zeytinyağları o kadar yüksek fiyatla satılıyor ki, tüketicinin aklı karışıyor.
Tüketici yüksek fiyatla satılan zeytinyağının kalitesine ve hijyenine güvenmek istiyor ama... Tekrarda yarar var. Devletin gıda denetim mekanizmasının işlememesi nedeniyle en ucuz zeytinyağı gibi en pahalı zeytinyağının da ne olduğunu tüketici bilemiyor
No comments:
Post a Comment