Monday, August 25, 2008

İhracat hedefi yılda 200 milyon dolar


Haber Ekspres
26 Ağustos 2008,Salı


30 yıl önce, ayçiçeğinde günlük 5 ton kapasiteli bir tesiste doğan Orkide markası bugün günlük bin ton üretim kapasitesine ulaştı. 2008 yılı ihracat hedefini 200 milyon dolara yükseltti. Dünya mutfaklarına Orkide Yağları ile giren Küçükbay, Manisa'da doğup, İzmir'de büyüyen ve bugün dünya markası olma yolunda emin adımlarla ilerleyen bir sanayi kuruluşunun gücünü gösteriyor. Küçükbay A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Küçükbay, sektördeki hedefleri ile ilgili soruları yanıtladı.

Küçükbay Grubu nasıl doğdu? Bugünlere nasıl geldi?

1978, Küçükbay Ailesi için dönüm yılı olmuştu. Bornova'da şu anda Küçükbay tesislerinin bulunduğu yağ ve sabun fabrikasını, Akbank'tan, 3 milyon peşin, 2 milyon vadeli olarak satın alarak, ayçiçeğinde günlük 5 ton kapasiteli tesisle, sanayiciliğe adım attık. Haftada 20 ton sabun üretme kapasitesine sahip fabrikanın, bakım ve onarım işleri için bir yıla yakın bir süre çalıştık. 1984'te fabrikaya zeytinyağı kontinü tesisi ve ardından 100 tonluk bir rafine üretim tesisini kurduk. Bayilik çalışmalarına hız vererek, Orkide markasıyla, Türkiye geneline mal satmaya başladık. 25 - 30 kişiyle başlayan sanayicilik maratonumuzu akılcı yatırımlarla hızlı bir seyir izledi. 250 ton ve ardından 400 tonluk günlük üretim kapasitemiz, yoğun talep nedeniyle yeni yatırımlarla sürekli yükseldi ve günlük bin tona ulaştı. 1978 yılında günlük 5 tonluk üretim kapasitesi bulunan fabrikayı, günlük bin ton üretim yapan, 81 ile yayılan bayi ağının yanında, 2007 yılında 80 ülkeye toplam 60 milyon dolar ihracat yapan ve 2008 ihracat hedefini 200 milyon dolara yükselten öncü bir kuruluşa dönüştürmeyi başardık. Orkide, bölgesel ve ulusal düzeyde Türkiye'nin seçkin hipermarket, süpermarket ve bakkallarında raflarda yüksek bir bilinirlik ve bulunurluk oranıyla tercih edilmeye devam ediyor.

Üç yıldır Ege Bölge ihracatında birinci oluyorsunuz. İhracat rakamlarınız nereden nereye geldi, ihracat maceranızı anlatır mısınız?

Orkide markalı ürünlerimizle yaklaşık 80 ülkeye ihracat gerçekleştiriyoruz. Bunun yanı sıra iç pazarda da 81 ile yayılan bayi ağıyla iç piyasada yüzde 20'lik bir paya yaklaştık. 2007 yılını 60 milyon dolar ihracat ve 180 milyon dolar ciro ile kapatırken, 2008 yılının ilk 6 ayında 2007'deki toplam ihracatımızı yüzde 65 oranında arttırdık. Yıl sonu ihracat hedefimizi de 200 milyon dolar olarak revize ettik. 2008 yılı başında ise Irak'tan 35 bin tonluk talep aldık ve Irak'a yıl sonuna dek 100 bin tonluk ihracatı öngörüyoruz. Sonuç olarak Orkide Yağları, 2008 yılında ihracatını bir önceki yıla göre yüzde 200'ün üzerinde arttırmayı hedefliyor.

Bildiğimiz kadarıyla BM'nin resmi tedarikçisiniz. Bu anlamda neler yapıyorsunuz?

BM'nin resmi tedarikçisi olmak bizim için hem önemli bir başarı hem de
büyük bir sorumluluk anlamına geliyor. BM ihaleleriyle, Irak, Afganistan, Filistin, Ürdün, Suriye, Lübnan, Pakistan, Balkarya, Çeçenistan, Afrika'nın büyük bölümüne (Sudan, Somali, Kongo, Mali, Eritre, Cibuti) bugüne dek toplam 60 milyon doların üzerinde satış gerçekleştirdik. Birleşmiş Milletler'in yardım kuruluşları aracılığıyla açtığı ihalelere katılabilmek için kayıtlı tedarikçi olma zorunluluğu aranıyor. Tedarikçiler, BM'ye üretim, kapasite, kalite, müşteri ve mali bilgileri de içeren çok kapsamlı bir dosya sunuyor. Şirketin başvurusunu, bulunduğu ülkedeki banka, vergi, dairesi, sanayi ve ticaret odaları aracılığıyla denetleyen BM, yurtdışındaki bağlantılar için de ciddi bir araştırma gerçekleştiriyor. Alınan bilgiler bağımsız ve tarafsız kuruluşlara onaylattırıldıktan sonra, başvuruda bulunan şirket, resmi tedarikçi unvanı alarak, ihale sürecine katılabiliyor.

Bitkisel yağ fiyatları son zamanlarda artış gösterdi. Tekrar bir gerileme var. Bu iniş çıkışlar sizleri nasıl etkiliyor?

Kuraklık nedeniyle, tarım ürünlerinde aşırı rekolte düşüşü yaşandı. Bu kuraklık en fazla bitkisel yağ üretimini etkiledi. Türkiye'nin petrolden sonra en yüksek ithalat yaptığı kalemleri arasında yer alan yağ hammaddelerinde 2008 yılında yüzde yüze varan artışlar yaşandı. Fiyat artışlarında Çin ve Hindistan'daki alım gücünün artması ve yağ bitkilerinin biodizelde kullanılması da etkili oldu. Bu durum, ayçiçeği yağı fiyatlarını da büyük oranda yükseltti. Yağ firmalarını, ayçiçeği ya da mısır dışındaki yağların üretimine yöneltti.

İstanbul Sanayi Odası'nın en büyük 500 sanayi kuruluşu listesi, Ege Bölge Sanayi Odası'nın da ilk 100 listesinde yer alıyorsunuz. Her yıl bir kaç basamak atlıyorsunuz. Hedefte ne var?

Küçükbay, İstanbul Sanayi Odası'nın (İSO) açıkladığı Türkiye'nin ilk 500 büyük sanayi kuruluşu sıralamasında 2007 yılında Türkiye'nin en büyük 236'ncı sanayi kuruluşu unvanını elde etti. Ege Bölgesi Sanayi Odası'nın ilk yüz sanayi kuruluşunda da 33'cü sırayı aldık. Önümüzdeki iki yılda İSO ilk 500 sanayi kuruluşunda ilk 100'e girmeyi, EBSO'da ise ilk 10'da yer almayı hedefliyoruz.

Alışveriş merkezini devrettiniz. Neler yapmayı hedefliyorsunuz. Zeytinyağı'nda büyümeyi düşünüyordunuz. Bitkisel yağda pazarın yüzde 15'ine hitap ediyorsunuz. Zeytinyağı pazarında da bu büyüklükte görebilecekmiyiz sizi? Bitkisel yağda yeni yatırımlar sözkonusu mu?

Küçükbay Ailesi olarak, sürekli yatırım ilkesiyle hareket ediyoruz. Sıvı yağ ve margarin sektöründeki teknolojimizi geliştirmeye devam ediyoruz. İşten kazandığımızı yine işe yatırıyoruz. Son dönemde gayrimenkul sektöründe de önemli yatırımlarla imza atıyoruz. Yapımı süren Salhane İş Merkezi, Kordon Kule Residence'ın yanı sıra, Çandarlı liman havzasında ve Alsancak'ta önemli gayrimenkuller satın aldık. Gayrimenkuldaki toplam portföyümüz de sürekli büyüyor. Sıvı yağ, margarin ve gayrimenkul sektörü dışında yeni bir sektöre yatırım düşünmüyoruz. Zeytinyağı pazarında da yükselişimiz devam edecek. İç pazar dışında ABD gibi büyük ülkelerde de zeytinyağıyla ilgili operasyonlarımız devam ediyor. Zeytinyağının yanı sıra diğer yağlara oranla daha hesaplı olan kanola yağıyla ilgili yatırımlarmız büyük bir ivme yakaladı. Orkide, dünyada giderek önemi anlaşılan ve özellikle nüfus yoğun pazarlarda ilgi gören zeytinyağında tanınan ve aranan bir marka haline geldi. 2000 yılından beri yurtdışındaki pazar payımız da ciddi bir artış gösteriyor. Fuarlarda, ülkelerin talebine göre zeytinyağı, ayçiceği veya mısır yağında önemli ihracat bağlantıları gerçekleştiriyoruz.

Kanola yağı gibi alternatif yağ üretimleri de özellikle biyoenerji çalışmaları konusunda yaygınlaşmaya başladı. Bu konuda sizin bir projeniz var mı? Bu konuda sözleşmeli tarıma geçmeyi düşünüyor musunuz?

Orkide Yağları yağları olarak bitkisel yağ fiyatlarının son yıllarda hızla yükselmesiyle ayçiçek yağına alternatif gösterilen kanoladaki ürün yelpazesini genişletme kararı aldık. Kanola yağı için yeni yatırımlar gündemimizde. Türk çiftçisinin kuraklık nedeniyle, ayçiçeğe oranla daha az su isteyen, buna karşın yüksek verim ve gelir sağlayan kanolanın üretimine yönelmesi bitkisel yağ firmalarının bu konudaki yatırımlarını da hızlandırdı. Kanola bitkisinin tohumlarından elde edilen kanola yağı benzerleri arasında en düşük doymuş yağ oranına sahip sağlıklı bir yağdır.

Orkide Kanola Yağı, doğal anti oksidan E vitamininin yanı sıra, K vitamini de içeriyor. Ayçiçek yağının kullanıldığı her yerde tercih edilebiliyor, lezzet olarak da ayçiçekle büyük benzerlik taşıyor. Kolesterol ve kandaki yağ oranını düşüren, bağışıklık sistemini güçlendiren, damar tıkanıklıklarının oluşmasını engelleyen kanola yağı, kalp krizi riskini de önemli ölçüde düşürüyor. Yüksek kaynama noktasına sahip olmasıyla, iyi bir kızartma yağı olan Orkide kanola yağı, sıcak - soğuk yemekler, hamur işlerinde, salatalarda rahatlıkla kullanılabiliyor. Orkide Kanola Yağı, catering sektöründe, tatlı üreticileri ve özel yemek fabrikaları tarafından yoğun olarak tercih ediliyor.

Yurtiçi ve yurtdışı fuarların marka imajınıza ne tür katkıları oluyor?

2008 yılı sonuna kadar yerli ve yabancı 22 fuarda tanıtım yaparak,
Orkide zeytinyağı başta olmak üzere ürünlerimizin tüm dünyadaki bilinirliğini arttırmayı hedefliyoruz. Fuarlar markamıza önemli katkı sağlarken; hedef pazarlardaki gücümüzü arttırıyor. İhracat konusundaki hedeflerimizi büyütmemize olanak sağlıyor.


Son dönemde PAPIX'i satın alarak plastik ambalaj sektörüne de adım attınız...

Atatürk Organize Sanayi Bölgesi'ndeki 12 bin metrekarelik modern tesislerinde pet şişe ve preform üretimi gerçekleştiren Papix'i bünyemize kattık. İzmirli Uslu Ailesi tarafından 1969 yılında kurulan ve günlük 20 tonluk kapasitesiyle pet şişe üretiminde lider durumda olan Papix'i satın aldıktan sonra pet şişeden, preforma kadar geniş bir yelpazede üretim gerçekleştiren şirketin kapasitesini ilk etapta 5 milyon dolarlık yatırımla yüzde 100 arttıracağız. Yağ sektöründeki ambalaj ihtiyacımızın yüzde 75'ini bugüne dek Papix'ten sağlıyorduk. Papix, İzmir'in gurur kaynağı sanayi kuruluşlarından birisi konumunda. Bu satın almanın İzmir ekonomisine önemli katkı sağlayacağına inanıyoruz. Papix, sütten, deterjana farklı sektörler için pet şişe üretiyor. Kapasitenin yüzde 100 arttırılmasıyla hem mevcut müşterilerin, hem de yeni müşterilerin beklentilerine daha hızlı yanıt verecek. Yeni yatırımlarla 2009 yılında çalışan sayısını 70'den 100'e yükselteceğiz.

Dahilde işleme rejimiyle ilgili bir sorununuz vardı. O ne aşamada?

Yıllardır dünya borsalarında 600 - 900 dolar arasında seyreden ham yağ fiyatlarının son 2 yılda dönemde yüzde yüze varan artışlar yaşandı. Buna bağlı olarak Dahilde İşleme İzin Belgesi kapsamında bitkisel yağ ihraç eden firmalar büyük ölçüde zarar görüyor. Bu olumsuz durumun kısa vadeli ve orta vadeli etkilerini sözkonusu. Kısa vadede Dahilde İşleme İzin Belgesi kapsamında bitkisel yağ ihraç eden firmalar % 80 döviz kullanım oranını yakalamak zorundadırlar. Fakat ham yağ fiyatlarının bin–bin 500 dolar düzeyine çıkmasıyla ihracatçı firmalar yurt dışı rekabet fiyatlarına ulaşamıyor. Zira ham yağ fiyatlarındaki aşırı artış, bu marjın açılmasına neden oldu ve rekabet yaratacak fiyat oluşturulamamaktadır. Türkiye ihraç fiyatları ton başı 100 dolar yüksek kalmaktadır. Bu durumda bitkisel yağ ihraç eden firmalar müşterilerini kaybetmektedirler. Orta vadeli etki ise Dahilde İşleme İzin Belgesi kapsamında bitkisel yağ ihraç eden firmalar ihraç ettikleri rafine ayçiçeği yağına karşılık, ithalatlarını Dış Ticaret Müsteşarlığının son eylül ayı düzenlemesiyle ekim ayında yapabileceklerdir. Daha önce ithal yasağı Ağustos-Ocak dönemiydi. Yeni düzenleme ile ithal yasağı Ağustos – Eylül dönemine çekilmiştir. Ancak bu durum ithal yasağı döneminde öncesinde ve sonrasında ihracatını yapıp, ithalatını yapmamış firmaları olumsuz yönde etkilemiştir. Zira ihracatçı firmalar ham yağ girdilerini 800 - 900 dolar arasında hesaplarken, ithal yasağının kalktığı dönemde ham ayçiçeği yağı fiyatı Türkiye teslim bin 400 – bin 500 dolar düzeyine çıkmıştır. İhracatçı firmalar ihraç ettikleri malları nasıl yerine koymayı düşündükleri gibi % 80 döviz kullanım oranını da yakalamaları hayal olmuştur. Bu durumdan kurtulmak için Dış Ticaret Müsteşarlığı'nın bir an önce acil önlemler alması gerekiyor. Bunun başlangıcı olarak döviz kullanım oranında yeni bir düzenlemeye gidilerek % 90 oranına geçilmesi yerinde olacaktır. Aksi takdirde her geçen gün bitkisel yağ ihraç eden firmalar, müşterilerini ve pazarlarını kaybedecek ve bitkisel yağda ihracat durma noktasına gelecektir.

No comments: