Ünal Irkdaş
24 Ağustos 2008,Pazar
Zeytinlikler içinde yer alan güzel sahil beldemiz Yenişakran’da, bu yıl 3. Zeytin ve Deniz Festival’i 22-24 Ağustos 2008 tarihleri arasında düzenlendi. Festivalin ikinci gününde Tariş Zeytin ve Zeytinyağı Birlik Başkanımız Sn. Cahit Çetin’in de katılacağı “Zeytin ve Zeytinyağı” konulu bir sempozyumun Cumartesi saat 17:00 de yapılacağı duyuruldu. Belediye Başkanımız Sn. Zeki Şen özellikle belediye meclis üyesi Sn. Hüseyin Esenkaya’yı telefonla arayarak “Ünal Abi’ye haber ver, gelsin Sn. Cahit Çetin’e sorular sorsun” diye haber gönderdi. Birkaç dosttan da ısrarlı davet gelince, zeytinlerimi sulamaya ara verip sempozyuma katılmaya karar verdim. Zeytindostu Derneğini, Tariş üyelerini ve bütün zeytin dostlarını ilgilendireceğini zannettiğim enteresan bazı olaylar oldu. Bunları aktarmaya çalışacağım.
Konuşmacılar masasında sırasıyla; Tariş Z.& Zeytinyağı Birlik Başkanı Sn. Cahit Çetin, Ziraat Odası Bşk. Prof. Kamil Sındır, oturum başkanı olarak Ege TV’den Sn. Özgür Hancıoğlu, UZZK Bşk. Dr. Mustafa Tan, Yenişakran Bld. Bşk. Sn. Zeki Şen ve Murat Narin yerlerini aldılar. Uzun masanın iki yanında Tariş ürünleri gayet güzel sergilenmişti.
Bld. Başkanımız açılış konuşmasında zeytin üreticilerinin az sayıdaki katılımından sitem etti. Kanaatimce üreticinin rağbet göstermeme sebebi, son iki yıldır hemen hemen hiç yok denecek kadar az üründen sonra bu yıl yöremizde güzel ve bereketli bir ürün beklentisine rağmen, üretici karamsardı. Çünkü akaryakıt, gübre, hasad maliyetleri gibi girdilerin çok aşırı artmasına rağmen, zeytinyağı fiyatları yerinde sayıyordu. Sektörde piyasa yapıcılar arasında uyum yok, çekişme ve itham vardı. Üretici önünü göremediği için karamsardı. Mahsul bereketine dahi sevinemiyordu. Konuşmacılar genelde zeytin ve zeytinyağı konusundan çok, özellikle siyasi içerikli sanki seçim adayları gibi konuşmalar yaptılar. Tabii ki bu üreticinin beklentilerini hiçbir şekilde karşılamadı.
Belediye Başkanımızdan sonra oturum başkanı Sn. Özgür Hancıoğlu özetle; tarım politikalarımızın yanlışlıklarına vurgu yaparak, tarımsal kredi veren yabancı sahipli bankalara dikkat edilmesine, IMF ilişkilerimize, ithalat ve ihracat dengesizliğine dayalı dış ticaret açıklarımıza değinen güzel ve duygusal bir konuşma yaptı, ve sözü Sn. Cahit Çetin’e verdi.
Belirtmekte yarar gördüğüm için değineceğim, Sn. Cahit Çetin’i rahmetli eski Birlik Başkanımız Cafer Konsoloğlu’dan başkanlığı devraldığından beri tanıyor ve Tariş zeytinyağı kooperatif üyeleri için yaptığı olumlu şeyleri her zaman takdir ve minnetle anıyorum. Fakat bilerek veya bilmeyerek yaptığı veya yapacağı olumsuzlukları da açık kalplilikle belirtmeyi de bir Zeytindostu olarak görev addediyorum.
Sn. Cahit Çetin konuşmasında özetle; çok çeşitli ürünler ürettiklerini, bunları yurtdışında tanıttıklarını, zeytin üreticisine daima sahip çıktıklarını ve çıkacaklarını açıkladı. Daha sonra Zeytindostu Derneğimizi, tüccarları ve ihracatçıları kastederek, zeytinyağı üzerine dış güçlerle işbirliği içinde oyunlar düzenlendiğini, DİR talepleri ile ihracatçının üreticinin geleceğine ipotek koymak istendiğinden bahsetti. Pamuk, tütün gibi ürünlerden sonra zeytininde bitirilmek istendiğini anlattı. Tariş’in bu oyunları bozacağını ve çok güçlü olduğunu belirtti, üreticinin aynen geçmişte olduğu gibi yağını Tariş’e teslim etmesini istedi. Orada konuşma fırsatı olmayan bir sivil toplum kuruluşu olan Zeytindostu Derneği, tüccarlar ve ihracatçılar hakkında söylediklerini tasvip etmediğim halde sabırla dinledim. Oturum başkanına soru sorabilir miyiz dediğimde, birinci tur sonunda soruları yazılı alacağını ve izleyicilere söz vermeyeceğini belirttiği için, tur sonunda Sn. Cahit Çetin’e yazılı olarak şunları sordum;
1. Seksen çeşit şişede yağ ürettik, ABD-Şikago’da, Kanada-Toronto’da, 1,5 milyon nüfuslu bir Afrika adasında, İngiltere Kraliçesi’nin alışveriş ettiği Londra’daki Harrods mağazasında ürün sergileyeceğinize, Türkiye’nin 82 vilayetinde bayilikler verip süper marketlerde veya Bakkal Ahmet/ Mehmet’lerin dükkanında ürünümüzü halkımıza makul fiyatlara satmaya çalışsaydınız daha iyi olmaz mıydı?
2. Geçmişte üreticiden 30-40 bin ton yağ alırdınız, acaba 2007-2008 sezonunda Tariş olarak toplam ve benim üyesi olduğum Zeytindağ Kooperatifinde ne kadar yağ teslim aldınız?
3. 2000 yılında Tariş’in bütün borçları silindi ve takriben 7 yıl sonra borcunuzun 100 trilyon olduğu söyleniyor. Sadece 2007 yılında 25 trilyon bilanço zararı açıkladınız, yılda 250 işgününe bölersek YÜZMİLYAR ortalama günlük zararınız. Bu başarılı bir yönetimin icraatı mıdır?
4. Tariş kooperatif olduğu için vergi muafiyeti avantajına sahip olduğu halde Ta-Ze AŞ’yi (yasal vergi mükellefi) kurdunuz ve Tariş 25 trilyon zarar ederken Ta-Ze 27 milyar kar açıkladı. Bu nasıl oluyor ve kar ortaklara dağıtılıyor mu?
Ne oldu biliyor musunuz? Sanki kıyamet koptu! Soruları kimin gönderdiğini sorunca Tariş ortağı olarak kendimi tanıttım ve aldığım cevap ve tavır şu oldu;
- Büyük bir hışımla titreyerek masadan ayağa kalktı, parmağını tehditkar bir şekilde sallayarak ve bas bas bağırarak bana “Sen yabancı firma (adını vermeye gerek duymuyorum) temsilcisisin, bana bu soruları sormaya hakkın yok, git dernek başkanına Tariş’ten satın alma taahhüdünden niye vazgeçtiğini sor da öğren de gel. Bunlar genel kurulda sorulacak sorular, burada değil. Kim demiş 100 trilyon borç diye hepsi yalan. Bugüne kadar dostumdun artık değilsin.” Dedi. Ortam gerildi ve tam anlayamadığım bazı şeylerden daha bahsetti.
İşine gelmeyen soru sorulunca dostluk bozuluyorsa, o zaten gerçek dostluk değildir. Sezon kapıya dayandı üretici tedirgin ve soru sorma hakkı yok. 28000 ortağı olan bir birlik böyle mi yönetilmeli? Soru sormadan ne denirse kabullenerek. Kar zarar hiç önemli değil! Bunları şahsi meselem olarak algılayıp bir kenara bıraktığımızı varsaysak, benim önemle üstünde durmak istediğim ve de anlayamadığım, kurucusu olduğum Zeytindostu Derneği’ne neden bir husumet ve kin güdülüyor? Derneğimize bu düşmanlık niye? UZZK Başkanı Dr. Mustafa Tan ve Murat Narin ayni tavır içinde bulunuyor. Zeytindostu Derneği sektörde etkin bir sivil toplum kuruluşu ve binlerce üye ve internetten takipçisi olan faydalı kuruluştur. Bugüne kadar yaptıkları ortadadır. Bunların içindeki bazı kişilerle olan şahsi davalarını neden bütün Derneğe ve tüm üyelerine fatura ediyorlar? Bu şahsi davalarla derneğin hiçbir ilgisi yoktur ve dışında halledilmelidir. Varsa açıklansın.
Belediye Başkanı Sn.Zeki Şen bu olaylardan sonra, beni kendisi soru sormak üzere özel davet etmesine rağmen, provakatörlükle suçlamıştır. Fakat iki yıl önce de Derneğimizi davet ederek stand yeri gösterdikten sonra, Tariş’in “ya onlar ya biz” demesinden sonra davetini geri çektiğini de üzülerek hatırlıyorum.
Yazımı iki deyişle bitirmek istiyorum;
- Büyük insanlar olaylarla, küçük insanlar ise kişilerle uğraşır.
- Bu sektörde; üretici de, tüketici de, sanayici de, tüccar da, ihracatçı da, kooperatif te gereklidir ve uyum içinde olmalıdır. Zincir gibi. Bir zincirin mukavemeti en zayıf halkası kadardır.
Bereketli ve kazançlı bir sezon dilerim.
No comments:
Post a Comment