Monday, February 26, 2007

Sezon Sonu Değerlendirmesi

Üretim Sezonu sonu Güncel Değerlendirmeleri

Hasan Köşklü

Zeytin hasadının son günlerine geldiğimiz bu günlerde zeytinyağı dünyasında neler oluyor, değerlendirmekte yarar var.

Bilindiği gibi ülkemizde en çok zeytin ve zeytinyağı üretilen Ege Bölgesinin kuzeyinde bu yıl yok yılı da olması nedeniyle hasad çoktan bitti.

Güney Ege olarak anılan yörelerimizde hasad devam etmekte ancak bu yıl, geç hasad alışkanlığı nedeniyle mart-nisan aylarına kadar zeytin hasadının devam ettiği yörede de hasadın son günlerine geldik.

Güney Ege’de hasadın erken bitmesinin birkaç nedeni var.
Hasad sezonundaki olağanüstü kuraklık ve beklenen miktarda ürün olmaması en önemli iki neden..


Havanın yağışsız olması zeytin hasadının hızlanmasına yol açtı, hemen her gün çalışabilme ortamını oluşturdu.
Havanın yağışsız ( yağış olmaması durumunda önümüzdeki yıl üretiminde de sıkıntılar olabilecektir) olması, başlangıçta sofralık zeytine yönelen ürünün, zeytinyağı veriminin iyileşmesi (zeytinde su oranının azalması) nedeniyle zeytinyağına dönüşmesine yol açtı.
Üreticinin Sofralık zeytine olan ilgisinin azalması, sofralık zeytin alım fiyatların artırılmasına yol açtı.

Sofralık zeytin fiyatlarındaki kısmi artış, zeytinyağı fiyatlarını umulanın aksine etkilemedi.
Bu arada ülkemizdeki üretim alternansı ve maliyetleri nedenleriyle son yıllarda Yunanistan’da da fason zeytin ambalajlatan Türk Sofralık Zeytin ihracatçısı Mısır’da üretim tesisleri oluşturmaya başladı.

Bu aşamada üreticilerin ürünün verimi ve fiyatı ile ilgili değerlendirmeleri ise olumlu değil.
Öncelikle üreticiler bekledikleri verimi alamadılar.Var yılı beklentisi içindeki üreticiler, çiçeklenme dönemindeki aşırı sıcaklarda çiçek dökülmesi nedeniyle 2 yılda bir alacakları ürünü belki önümüzdeki yıl (3.yıl) belki de sonraki yılda (4.yıl) alabilecekler.

Bölgenin her yerinde olmayan bu eksiklik yine de toplam rekoltedeki azalma yönüyle kendisini gösterecek.

Başlangıçta daha yüksek olan zeytinyağı fiyatları düşme eğilimine girerek, arada küçük artışlar gösterse de , bugünkü seviyelere geldi.
Rekoltedeki beklentilerin karşılanmaması ve fiyat beklentisi nedeniyle ürünün önemli miktarının üretici depolarına gitmesi bile ürün fiyatının daha fazla yükselmesini sağlayamadı.

İç piyasa satışları çerçevesinde gelişen Ülke fiyatlarımız ise, rakip ülkelere (Tunus,Suriye vb.) göre yüksek olması nedeniyle bu güne kadar, hasad döneminde zeytinyağı ihracatımızı olumsuz etkiledi.

Biraz daha açalım.

Önceki yıllarda 15 ocak yurtdışında da (ürünün az gerçekleşeceğinin tahmin edildiği ve bunun ilk işaretlerin alındığı tarih olması yönüyle) fiyatların tırmanışa geçtiği dönemdi.Bu yıl bu olmadı.
Sırada diğer dönemler ve beklentileri var. Birkaç gün sonra yayınlanması beklenen Endülüs üretim rakamları bu beklentilerin ne yönde oluşacağını(sektördeki uzmanlar zaten bilmekteler) belirleyecek.

Geçtiğimiz hafta iç piyasanın hafifçe istekli ve hareketli olmasının nedeni belki de dış pazarlara bağlı olarak ve erken bilgilenmeden kaynaklanmış olabilir.
Belki de İspanya’nın üretiminde yaklaşık %40’lık bir paya sahip Jean’ın üretim tahmininin %6 azalma ile 470 bin ton’dan 442 bin ton’a düşürülmesi ve belki de İspanya Ocak ayı ihracatının geçen yılın aynı dönemine göre %47.5 artmış olması etkilemiş olabilir.

Belki de İtalya ve İspanya’nın Akdeniz’e özgü gıdaların promosyonunda beraber hareket etme kararı da etkili olmuş olabilir.


Üretime ait kesin rakamlar Mart ortasından itibaren belli olacaktır.
Bence belli olan yol haritası, kesinleşen rakamlar ile pek çok kişi tarafından da tahmin edilebilecektir.

İspanya rekoltesinin 1.300 bin ton veya daha az gerçekleşmesine bağlı olarak ve yine Suriye, Tunus gibi ülkelerin satış politikalarından etkilenerek gelişen dış piyasaların, üreticinin (veya yağ stoğu bulunanların) piyasaya ihtiyaçları doğrultusunda arz edeceği ürünün miktarına bağlı olarak oluşacak olan ülke fiyatlarından aşağıda olmaya devam edeceği muhtemeldir.

Biraz da gelecek yıl ürününü değerlendirelim.

Yağışların çok az olduğu bir yıl dönem geçiriyoruz.
Zeytinliklerimizin çoğunun sulama imkanı yok.
Yağış olmaması nedeniyle barajlarımızda yeterli su stoğu oluşmadı.Yeraltı rezervleri de yağışsızlıktan payını aldı.
İspanya’nın kuraklık ve don nedeniyle zarar gördüğü dönem ve öncesinde yaptığı-aldığı önlemler( gölet,su tutma havuzları,damlama sulama vb.) bizde yok,yapılmadı.
Üreticimizin, geçen yıldan düşük gerçekleşen fiyatlar ve eksik ürün nedeniyle zeytinliklerine olan ilgisi ekonomisinin düzgünlüğü ile doğru orantılı olarak gerçekleşecektir.
Bu nedenle yeni kredilerin oluşması, projelerin devreye alınması ve üreticilerimizin zeytinliklerine bakıma alabilmesini sağlamak gerekmektedir.

Sektörel dayanışmanın olmaması, üreticimize verilen primin de neredeyse belgelerin düzenlenmesi için harcanacak tutara eşit veya biraz daha fazlası (çok da fazla bir katkısı olmayacak üreticiye) bir miktar olarak gerçekleşmesine yol açtı.

Küresel ısınma kapımızda, bekliyoruz.

Yağışlar olmazsa üretimde önümüzdeki yıl bizi zor bir yıl bekliyor, bekliyoruz.

Sorunlar birikiyor, başkalarından çözüm bekliyoruz.

Ortalama bir insan,
görmeden bakmakta,
duymadan dinlemekte,
hissetmeden dokunmakta,
tat almadan yemekte,
fiziki bilince erişmeden hareket etmekte ve
düşünmeden konuşmaktadır.

Leonardo Da Vinci

Yanılmış olmak beni sevindirecek aslında ama, “Ortalama insan” tanımına giren pek çok kişi olmalı ki sektörümüzde, bu durumdayız.

No comments: