Wednesday, May 20, 2009

10 kara delik

Kenan MORTAN
Dünya
19.05.2009


Balıkesir Sanayi Odası'nın öncülüğünde, Balıkesir DÜNYA Temsilcisi Sultan Azizoğlu'nun organizasyonunda, Burhaniye - Ören'de tarafların bir araya geldiği bir "Zeytinyağı Buluşması" gerçekleştirdik. Ben bu buluşmada, zeytinyağının sorunlarını 10 Gordiyom Düğümü'nde saklı buldum:

1- Bu işte tarafların bir araya geldiği bir piyasa "yok"

- 3.1 milyar dolarlık yemeklik ve endüstriyel yağ pazarına karşılık, çok küçük bir pazarımız var (200 bin ton). Buna karşılık tarafların bir araya geldiği bir piyasamız yok.

2-Bu işte düzenleyici / piyasa yapıcı kurum "yok" .

-2002'deki Birlikleri Yok etme Yasası sonrası, pazarlama yapmayı yasaklayan 2005'de 5002 Sayılı Üretici Birliği Yasası çıkarıldı. Bunun da ötesine geçilemedi. Ortada Tunus örneği bir Stok Kurumu dahi yok.

3- Bu işde kaliteyi çağrıştıracak bir üretim sistemi "yok"

- İklim, ana materyel , yüzey şekli, bitki örtüsü, toprak ve hidrografik özelliklerden oluşan eko-sistem olarak Kuzey Ege, dünyada en ideal 3 bölgeden 1'i durumunda. Ama;

. Üretici yanlış bakım ve hasat tekniği uyguladığını kabul etmiyor. Dr. Buldan ve Dr. Çukur'un ortak eseri "Edremit Körfezi'nde Zeytincilik" adlı çalışmasında, 30 köy ve 262 üretici yanlış bakım ve hasadı yüzde 16 ile ancak 3. sırada gösteriyor. Bu şaşırtıcı değil çünkü sırıkla silkme, yüzde 78 ile 1.ci sırada ve zeytinliklerin yüzde 90'ı sulanmıyor.

. İspanya'da fabrika ölçeği 5.000-20.000 arasında. Kuzey Ege'de 60 tonluk 117 fabrika var. Sadece 2 adet bunun üstünde. Türkiye genelinde 1700 fabrikanın 102 bin ton olan kapasitesi, İspanya'nın 10 bin tonluk 10 fabrikasına eşit.

4- Bu işte verim sağlayacak bir ağaç ve ölçek yapısı "yok"

- Esat Bülbül, Her Yönüyle Zeytincilik, S.133'te standarda alınan zeytin çeşidi olarak 88 sayısını verir (RG, 11.08.2005). Oysa Antakya'nın yerel çeşitleri olan Haşabi ve Savrani bile bu listede yoktur. Tür, 2009'da 94 çeşide ulaştı ama yüzde 80'i Gemlik, yüzde 20'si de Ayvalık, Nizip Yağlık ve Domat tipi olarak 4 varyetede yoğunlaşıyor. Diğer çeşitleri bulmaksa mümkün değil. Çünkü bir doku bankası yok (ZAE'nin 3000 melez türü ve gen bankası piyasallaştırılmadı).

- Zeytinliklerin yüzde 90'ı 100 dönüm altı (1 dö = 12-13 ağaç / Türkiye, 17 ağaç / Ege) Ağaçların yüzde 75'i, yüzde 40'lık bir eğimin üstünde yer alıyor. Maliyetin yüzde 60'ını hasat oluşturuyor. Ağaç başına verim Türkiye ortalaması 17 kg, AB (İspanya) ortalaması 50-60 kg.

- 35 ilde, 100 sertifikalı üreticinin ürettiği ve dikilen ağaç gayri resmi olarak 150 milyona ulaştı. Birlik bu sayıyı 170 milyon, Tarım Bakanı ise (16.05. 2009) 114 milyon olarak açıkladı. Hangisi geçerli olursa olsun, Türkiye ağaç varlığıyla dünya 3.'sü ama ağaç artışının bu üretim yapısında hiç bir anlamı yok! Sertifikalı fidanların denetimiyse, 2007'de bir ihtisas kuruluşu olan Edremit Zeytincilik İstasyon'undan alınarak, Tarım İl müdürlüklerine devredildi.

- "Sadaka" düzeyindeki bir prim ödemesi de bu ortam koşullarını değiştiremez, düzeltemez.

5- Bu işte güveni tesis edecek olan marka "yok"

- Ege İB'nin 2003 çalışmasında adını andığı 22 firmadan 10'u ortada kaldı.

6- Bu işte kişi başına yeterli tüketim "yok"

- Dünya genelinde tüketim artıyor. 1990'lı yıllarda 1.6 milyon ton olan tüketim, 2000'li yıllarda 1.9 milyon tona yükseldi. Türkiye, 75 ülkeye ihracat yaparken, 1 milyon doların üstünde ihracat yaptığı ülke sayısı sadece 10.

- Efes Pilsen'in 40. yılında bira tüketimi 10 lt'nin üstüne çıkıyor, z.yağı 40 bininci yılında 1 lt'nin altında, bunun üstünde düşünmek gerek.

7- Bu işte jenerik ürünün anlamını kestirecek bir politik yapılanma "yok"

- Düşük tespitli, az rakımlı bir politika yaklaşımı Ankara'nın hakim bakış biçimi.

- CHP Araştırma Komisyonu'nun (25 mv.'den oluşuyor) Aralık 2006'daki 64 sayfalık raporun çare/çözüm bölümü, sadece 6 sayfa.

- UZK'ya yeniden dönme konusu bile 2 bakanlığın (Devlet ve sanayi) iç çekişmesi nedeniyle sonuçlanamıyor.

8- Bu işte tehdit var ama huzurlu bir üretim ortamı "yok"

- 44 dönüme yayılan ve 15 m yüksekliğindeki siyanürlü atık çamur dağı konusunda bizden organize bir tepki yok, Midilli Belediye Reisi ise bu iş için "bir zaman bombası yerleştirdiniz" yorumunu yapıyor.

- 1995'teki 4096 sayılı Pabuçcuoğlu Yasası olarak bilinen zeytincilik yasasının 5. maddesi "Zeytin sahalarına en az 3 km mesafede zeytinciğin gelişmesine mani olacak tesis yapılamaz ve işletilemez" hükmü uygulanmıyor.

- Anayasa Mahkemesi'nin son kararı da dikkate alınmadı ve Havran- Büyükdere'de altın çıkarma faaliyeti devam ediyor.

9- Bu işte ortak ses/duruş ve yol haritası "yok"

- Yetki çatışması var! Kasım 2008'de Ayvalık Ticaret Odası'nın Hasad Şenliği düzenlediği gün, TİM, Mut'ta benzeri bir etkinlik düzenleyebiliyor.

-Türkiye kendi isteğiyle çıktı, UZK'nın 1999'dan bu yana üyesi değiliz (Bu konseye üye olmayan tek üretici ülke Türkiye).

- Bir 3-5 yıllık Yol Haritası yapmaya yetkili yasal kurum olan UZZK çekişmeler nedeniyle bu işe yönelemiyor.

10- Bu işte kural ihlali yapan bir ana yapı olarak AB "var"

-AB zeytinyağının yüzde 77'ini sağlıyor. Fransa ve İspanya'nın payı bunun içinde yüzde 56'dır, fiyat dizgini 2 AB ülkesinin elindedir.

- Lt.'de 1.3 Euro olan AB desteği, 2008'de dekarda 50 Euro'ya dönüştürüldü. Bu destekle, 15 Mayıs 2009 Cuma günü 1asit bir zeytinyağı iç piyasada 3.7 TL'den işlem görürken, aynı gün Yunanistan'da 3 dizyem yağ 1.9 Euro ve İspanya'da 1. kalite yağ 1.7 Euro'dan satılıyordu.

No comments: