Tuesday, December 19, 2006

Adatepe

Adatepe dörtlüsünün asırlık marka yolculuğu

Meliha Okur
Sabah, 19 Aralık 2006

Türkiye'nin kuşaktan kuşağa insanlarına aktarabileceği marka öyküleri yok. Sermayenin kıt olduğu bu ülke, bugüne kadar bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar az marka yaratabilmiş. Marka demek para demek, sinerji ve vizyon demek. Türkiye henüz bunu başaramamış.Oysa şimdi size anlatacağımız dörtlü belki Türkiye'nin makus talihini kırmada öncü olabilir. Biz, İskenderiye Dörtlüsü'nden esinlenerek onlara 'Adatepe Dörtlüsü' dedik. Adatepe eski bir Rum köyü. Adatepe bir zeytinyağı markası. Adatepe Türkiye'nin ilk özel zeytinyağı müzesi. Yaratılan az şey değil...

Dört entellektüel ve paralı girişimci elele vermişler. 'Alışkanlık yaratır' sloganıyla bir zeytinyağı markası yaratmışlar. Delicesine süren rekabet ortamında farklılıklarını ortaya koymaya çalışıyorlar. Üretimde titizler, soğuk baskı tekniğiyle sızma yağ üretiyorlar. Ambalajda tasarıma çok önem veriyorlar. Adatepe'nin efsane Rum kızı Refika'nın resmi, etiket olarak ambalajlarını süslüyor. Mahmut Boynudelik ve Haluk Yurtkuran, Robert Kolej ve Mülkiye'den arkadaşlar. Malum, 1980 öncesi Dışişleri Bakanlığı Mülkiyelilere kapılarını kapatınca bu ikili Oasis Turizm'i kurmuşlar. Rehberlik yapıp dünyayı dolaşmışlar. Sonuçta para kazanmışlar ama farklı olmak bu ya, 12 yıl önce emeklilik hayali kurup, emeklilikte yaşayacakları yeri seçme turuna çıkmışlar.Dağ tepe dolaşırken Adatepe'yi keşfetmişler. Olan olmuş, o gün bugündür artık onlar Adatepeli...Adatepe, Küçükkuyu'ya bağlı 380 haneli bir köy. Köy halkı zeytincilikle geçiniyor. Küçükkuyu ve Adatepe'deki asırlık zeytin ağaçları Sultan Abdülhamit zamanında ve 1940'da CHP'nin tek parti döneminde dikilmiş.

Boynudelik ve Yurtkuran, zaten asırlık ağaçlarla asırlık köye takılıp kalmış. Yakın dostları Yorum Ajans'ın eski ortaklarından Erhan Şengel'e Adatepe ve zeytin yolculuğunu anlatmışlar. Şengel, düşünmeden 'evet' demiş. Üçlü, herkesin altın, bakır gibi maden aramaya çalıştığı bu ilde zeytin madenine dalmış.

Aradan 10 yıl geçmiş. Artık hem kendi işlerini sürdürüyorlar, hem de zeytinyağı yolculuğu devam ediyor. Restore edilen köy, felsefe ve tarih derslerinin verildiği Taş Mektep, taş baskıyla üretimi yapılan zeytinyağı ve Küçükkuyu'nun en eski, bir o kadar harap haldeki sabun fabrikasından yaratılan özel zeytinyağı müzesi...

Girişimcinin kendi öz kaynağıyla marka yaratması kolay mı? Değil, o yüzden 3 ay önce Mülkiye'den sınıf arkadaşları hesap uzmanı Müfit Erkarakaş'ı da ortak alıp, ciddi bir iş bölümü yapmışlar. Onlar bu yolculukta başarılı olursa artık bizim de üniversitelerde ders olarak okutabileceğimiz bir marka öykümüz olacak.

Küresel yolculuk bu...

No comments: