Sayın Hasan Köşklü'nün mesajlarından derleme
Zeytinyağının en çok tüketildiği yaz aylarında EBSO’nun rekolte rakamı, yayınlanmasıyla birlikte farklı yorumları da birlikte getirdi.
Zeytinyağının üretim ve tüketim rakamları, dünyada ve ülkemizde de, ürünün ve piyasasının dar bir pazar olması nedeniyle her dönemde önem kazanmakta, yararlanmak isteyenler tarafından da spekülasyonu yapılabilmektedir.
Bilgi her türlü spekülasyonu aşar, hakiki piyasaların oluşmasını ve sektörün zarar görmesini engeller.
Zeytinyağı piyasalarının içinde bulunduğumuz dönemin geleneksel en önemli ve hareketli aylar olması ve Ağustos ayının da dönüm noktası olması nedenleriyle değerlendirilmesi gerekmektedir.
Rafinajlık, 1 asit kalitesindeki 950 ton İspanyol menşeli zeytinyağı, 16 Temmuz da 218.00 cent.euro/ kg. seviyesine kadar düşerek işlem gördü.
Sızma zeytinyağlarında 236.80 cent.euro/kg Poolred’de, MFAO spot market fiyatı, 2371.3 euro/ton seviyelerinde kayıtlara geçti.
Mayıs ayı stok rakamının 693 bin ton, haziran ayı arzının 593 bin ton olması ve yıl sonu için 2003/2004 sezonundan sonraki en büyük stok devrine (250 bin ton) hazırlanmaları, fiyatların düşmesi için bir neden olabilir.
Tüketimin ve satışların artmasına karşılık, zeytinyağı fiyatlarında da haziran ayı için %0.95 düşüş gerçekleşti.
İspanya’nın ihracatı, ithalatının çok üzerinde ve mayıs ayı iç pazar satış rakamları da artış göstermiş durumda.
İspanyol piyasalarında her hafta fiyatların düşme eğiliminde olmasının en büyük nedeni, yıl sonunda gerçekleşmesi hesaplanan 250 bin ton stok devrinin yanı sıra, yeni sezon ürününün yeni bir rekor seviyesinde gerçekleşeceği beklentisi.
İspanya iç piyasa ve ihracat satışlarının artması : fiyatların her hafta az miktarlarda düşmesini tetikleyen en büyük iki etken bu ikili.
Ülkemizde ise tartışması halen devam eden üretim rakamlarının boyutları (üretimin az veya çok olması), dünya üretimindeki düşük payımız nedeniyle dünya piyasalarını etkilememektedir.
Bizleri etkileyen yanlarını değerlendirmekte yarar görüyorum.
Ülkemizde oluşan rakamlar önemli ölçüde varsayımlara dayandırılmaktadır ve belki de varsayım kriterlerinin artık gözden geçirilmesi gerekmektedir.
Son deklare edilen rakamlar da dahil olmak üzere ülkemizde eskiye oranla daha fazla zeytinyağı tüketildiği varsayımı belki de daha gerçekçi bir yaklaşım olacak ve bazı tartışmaların daha verimli sonuçlara ulaşmasını sağlayabilecektir.
Neden daha fazla tüketim var;
1-) Eskiye oranla zeytinyağında daha fazla firma ve markalaşma var.
2-) Klasik eğitimli tüketici ile açıklanan artış dışında da tüketici profilleri oluştu.
3-) İhracatımızın düşük miktarlarda gerçekleşmesi, iç piyasa fiyatlarının yurtdışından yüksek olmasına rağmen zeytinyağı fiyatları marketlerde düşmemekte, satışları devam etmektedir.
4-) Satış rakamlarına girmeyen doğrudan üreticiden satılan beyaz teneke satışları artmaktadır ve bu tür satışların neredeyse doğrudan pazarlama yöntemleri oluşmuştur.
5-) Sektörün üretici, sanayici, ambalajlı üretici ve her kesimdeki yatırımcı sayısı hızla artmaktadır.
6-) Zeytinyağının diğer yağlara göre üstün yanlarının hemen her gün bilgilendirme yoluyla yayılması sektöre ilgiyi ve zeytinyağı tüketimini artırmaktadır.
Artan ülke zeytinyağı tüketiminin azalmaması ve tüketicinin istismar edilmemesini sağlamak gerekmektedir.
Olağanüstü kuraklık ve üretim maliyetleri kıskacındaki üreticimizin üretime devam edebilmesi için en önemli unsur, fiyatın yüksekliği bahane edilerek düşük tespit edilen zeytinyağı üretim priminin artırılmasıdır.
Seçimlere bu kadar yakın bir dönemde fındık örneği, zeytinyağı sektörümüzün tamamının ortak bir deklarasyon yayınlamasına yetmemiştir.
Sektör, bu günlerde Zeytin ve Zeytinyağı primini en etkili şekilde seslendirmelidir.
İspanyol çiftçisi, rekor bir üretim dönemi öncesi, sulamada getirilen 90 euro/hektar uygulamasını 20 temmuzda traktör ve iş makinaları ile Jean şehir merkezinde protestoya hazırlanıyor.
Kuraklık ve kurumaya bağlı üretim düşüşleri ve düşük prim uygulamalarına karşılık artan tüketimi de olumsuz etkileyebilen zeytinyağı fiyatlarının yüksek oluşması amaçlı politikalara karşı AB’de üretim-ihracat-iç tüketim desteği verilen dönemleri hatırlatmak istiyorum.
Yüksek fiyat, zeytinyağı tüketimini olumsuz etkileyebilmektedir.
Bu durumda primin işlevsel bir seviyeye getirilmesi zorunludur.
Ekonominin kuralları evrenseldir.
Ekonomik dengelerin oluşmaması, desteklemelerin had safhada uygulandığı İspanya’da bile sektörün bileşenlerine zarar verebilmektedir.
Bu durumun en son örneği, başkanlığını Francisco Romero’nun yaptığı İspanyol Andóleum Kooperatifi’nin borçlarını ödeme amaçlı olarak, Migasa firmasına kiralık olarak çalıştırılan ambalajlama tesisini satışa çıkarmasıdır.
Gelişmeye büyümeye başlayan sektörümüzün hiçbir kesiminde fire verilmemelidir.
Geçmişi sorgulamalı, geleceği planlamalıyız.
Sektörümüzün bileşenleri ekonomik verimlik ilkelerinden ayrılmamalı, yaşamsal hatalar içinde olmamalıdır.
Aksinin, telafisi mümkün olmayan sonuçlarının örnekleri vardır.
İspanyol Basını’ndan Zeytinyağını ilgilendiren çok önemli iki haber var gündemde.
Bekledim ki, Zeytinyağı Sektörümüz bu haberler içeriğinden bilgilendirilsin ve gelişmelere göre tedbirlerimizi alalım.
Haber basında değerlendirilmediği gibi sektörde de gerekli tedbirlerin alınmasına yönelik, çok önemli ve gerekli bulduğum zeytinyağına prim 1 YTL çalışması dışında bir çalışmayı-paylaşımı da gözlemlemedim.
Öncelikle çok önemli bilgileri ve değişim işaretleri veren ilk haberimizi aktaralım.
Sonrasında neler yapmamız gerekecek,daha sonra değerlendirelim.
Haberin başlığı şöyle;
”Sanayicinin değerlendirmelerine göre tüketici 1 litre zeytinyağı için 3-4 euro ödeyecek.”
Sanayici ve ihracatçıların gelecek sezon tahminlerine göre önümüzdeki sezon üretiminin 1.3 milyon ton seviyesine yükselerek bir önceki yıla göre %35 artış göstermesi beklenen üretim nedeniyle Zeytinyağı Tüketici Fiyatları’nın 3-4 euro/litre olması bekleniyor.
Endüstriyel Dolum ve Rafinericiler Birliği (ANIERAC) ve İhracatçılar Birliği(ASOLIVA) Başkanlarının müşterek düzenledikleri basın toplantısında, Tüketicinin korunması ihtiyacı da vurgulandı.
Anierac rakamlarına göre bu yıl hacimde %4azlığa karşılık fiyatta %20 artış gösteren bir değerle 1.800 milyon euro karşılığı 730 milyon litre zeytinyağı satılmış.
Asoliva üyeleri miktarda -%12 lik bir azalma ile 281.300. ton ve +%42 lik bir artış ile 1.080 milyon euro değere ulaşmış.
Sektörün temsilcilerinin kayda değer kazançlarının olmadığı, satışların değer olarak %70’lik bir artış olmasının normalde %2-3 olan tarihin en kötü kar marjları nedeniyle karlı olmadığının vurgulandığı toplantıda 2006 sezonunda Üreticinin “büyük servet” kazandığı da vurgulandı.
Gümrük Tarifeleri ve AB desteklerinin de değerlendirildiği toplantıda, Tüketici yararına, üreticilere ödenen AB desteklerinin kaldırılmasına kadar Üçüncü ülkelerden ithal edilen zeytinyağlarından alınan Gümrük Vergilerinin de kaldırılması istendi.
Zeytinyağı sektörünün yetişkin ve korumaya muhtaç olmadığı, satışlarını yeterince yüksek fiyatlara taşıyabileceği, sektörün şeffaf olmamasının sektörün normal gelişmesini çarpıttığı-engellediği ifade edilerek Gümrük tarifeleri ve Desteklemelerin olmaması da istendi.
İç Pazarın %85’ini temsil eden Anierac ve Asoliva yetkilileri, “sanayinin ,Tunus,Fas ve Suriye’nin önemli miktarda ürünleri olduğu bildirilerek , mevcut kurallar çerçevesinde üçüncü ülkelerden ithalata devam edecekleri”, “pazarda tek olmadıkları”, ifade edildi.
Asoliva , bu yılın %54lük seviyesine göre önümüzdeki yıl ihracatının milli üretimin %40-42 si seviyelerinde olacağının bilgisini verdi.
İspanyol Zeytinyağının ihracat pazarlarındaki durumunun da değerlendirildiği toplantıda, İspanya’nın Fransa’ya %74, İngiltere’ye %46, Avustralya’ya %47, Rusya’ya %71, Hindistan'a %54, Çin’e 543, Brezilya’ya %31 ,
İtalya’nın ABD’ye %72, Kanada’ya %66, Almanya’ya %76, ve Japonya’ya %55 ,
Pazar payı olduğu bilgisi verildi.
Diğer haber yine Anierac kaynaklı.
Anierac 20Temmuz’da basına verdiği bilgide, Zeytinyağı fiyatlarının son 12 aylık dönemde %22.4 düştüğü bilgisini vererek, düşüşün geçen sezon kampanyasının verdiği çarpıklıktan farklı olarak zeytinyağının daha büyük miktarlardaki bulunabilmesinin pazardaki yansımasından kaynaklandığı değerlendirildi.
Durumun normalleşmesinin, 825 bin tonluk geçen kampanyanın +%33.3 artış ile 1.1 milyon ton üretim seviyesine çıkmasının neden olduğu bildirildi.
Aierac, bu yıl kampanyasının “sektörde oluşan rakamların iyi bir ürün yılı olacağını işaret etmesi nedeniyle fiyatların sağlamlığı-kararlılığı olacağı bir dönem olacağının da değerlendirmesini yaptı.
No comments:
Post a Comment