Tuesday, February 15, 2011

Yasa olmazsa tanımı değiştir!

RUHİ SANYER
Radikal
15 Şubat 2011,Salı


Zeytinliklerde madenciliğe engel olan Zeytin Yasası bir türlü delinemeyince, yeni yöntem bulundu: Zeytinlik tanımı değişiyor

Zeytinlik alanlarda altın arama talepleri Zeytin Yasası’na takılan madenciler, Tarım Bakanlığı’nın hazırladığı yönetmelikle bu engelden kurtulacak. Zeytin Yasası’na göre hem zeytinliklerde hem de zeytinliklere 3 kilometreden yakın alanlarda zeytincilik dışında hiçbir faaliyet yapılamıyor. Ancak yeni yönetmelik geçerse özel kişilere ait olan 25 dönümden küçük zeytinlikler ‘zeytinlik saha’ sayılmayacak. Bu alanlarda madencilik yapılmasının önünde engel kalmayacak. Bakanlık tarafından hazırlanan ve TBMM Kanunlar ve Kararlar Müdürlüğü’ne gönderilen yönetmelik, zeytin üreticilerini alarma geçirdi.

Yasa 4 kez döndü
Zeytinliklerde maden aranabilmesi için bugüne kadar 4 kez yasa değişikliği yapılmak istendi. Ancak tümünde de ilgili hükümler TBMM Genel Kurulu’nda yasa teklifinden çıkartıldı.
Konu en son olarak 2010’un haziran ayında gündeme geldi. Maden Yasası’nın 2 maddesi Anayasa Mahkemesi’nde iptal edilince, aralarında Zeytin Yasası (3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkındaki Yasa) da bulunan 8 yasada değişiklik yapılmak istendi. Ancak tüm komisyonlardan geçen düzenleme, 7 Haziran 2010 sabah saat 04.30’da tekliften tüm partilerin ittifakıyla çıkartıldı.

25 dönüm sınırı
Tarım ve Orman Bakanlığı ise daha önce 4 kez TBMM’den dönen düzenlemeyi bu kez yasaların ardından dolanarak ‘Zeytinciliğin Islahı, Yabanilerinin Aşılattırılmasına Dair Yönetmelik’te değişiklik yaparak gerçekleştirmeye çalışıyor.
Yönetmelikte önce bir zeytinlik saha tanımı yapılıyor. Buna göre zeytin ağaçlarının bulunduğu bir alanın ‘zeytinlik saha’ sayılması için öncelikle devletin mülkiyetinde olması lazım. Arazi devlete aitse büyüklüğü önemli değil.
Ancak zeytin ağaçlarının bulunduğu alan özel mülkiyet ise ‘zeytinlik saha’ kabul edilebilmesi için en az 25 dönüm büyüklüğünde olması gerekiyor. Türkiye’de özel mülk olan zeytin sahalarının yarıdan fazlasının 25 dönümden küçük olduğu tahmin ediliyor. Yönetmeliğe göre söz konusu alanlar bu nedenle, ‘zeytinlik saha’ kabul edilmeyeceği için Zeytin Kanunu hükümleri geçerli olmayacak. Yani isteyen istediği kimyevi atık, toz ve duman çıkartan tesisi bu sahalara ve bu sahaların yakınlarına yapabilecek.

Petrol de aranabilecek
Yönetmelikteki 2. önemli düzenlemeyle de zeytinlik sahalarda veya 3 kilometre yakınında jeotermal sera yatırımları, kimyevi atık ve duman çıkaran tesisler, bakanlıklarca kamu kararı alınmış yatırımlar, madencilik faaliyetleri, petrol ve doğalgaz arama ve işletme faaliyetleri yapılabilecek. Ancak bunun için ÇED raporuna uygun olmaları, alternatif alanın mevcut olmaması, bitkilerin vegatatif-generatif gelişimine zarar vermeyeceğinin Tarım Bakanlığı araştırma enstitüleri ve üniversitelerce belirlenmesi gerekecek.

'Atı alan Üsküdar’ı geçer'
Madencilerin ruhsat peşinde koştuğu Körfez Bölgesi, Edremit ve Ayvalık’ı da içine alıyor. Bölgede atadan kalma arazisinde zeytincilikle geçinen veya emekli olup ‘butik’ zeytincilik yapan çok sayıda üretici var. Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi Yönetim Kurulu Üyesi Murat Narin’in verdiği bilgiye göre yönetmelik bu haliyle geçerse, binlerce küçük üreticinin yan yana sıralandığı araziler, bir gecede zeytinlik saha olmaktan çıkarılacak.
Narin, “Yönetmeliğin Resmi Gazete’de yayımlanıp yürürlüğe girmesinden kısa süre sonra zararlı sonuçları görülecektir. Zarar gören üreticinin yönetmeliğin iptali için Danıştay’a gitmesi kaçınılmaz. Hangi demokratik ülkede yönetmelikler yasanın önüne geçiyor. Yönetmelik mutlaka Danıştay’dan döner ancak o zamana kadar atı alan Üsküdar’ı geçmiş olacaktır. Bugün yatırımlarını tamamlamış ancak Zeytin Yasası’na takıldığı için faaliyete geçemeyen başta altın olmak üzere tüm madenlerin çalışmaya ve zeytinliklere zarar vermeye başladığını göreceğiz” dedi.

AB bu işi nasıl yapıyor?
Ziraat Mühendisleri Odası, 4 Şubat’ta bir basın açıklamasıyla yapılmak istenen yönetmelik değişikliğini eleştirdi. Açıklamada, “Zeytincilik, Türkiye’ de yaklaşık 500 bin ailenin geçim kaynağını, işlenen tarım alanlarının yüzde 3,5’ini oluşturan bir sektördür. Son 2 yıllık ortalamaya göre, zeytinyağı üretimimiz 150 bin tondur. 2015’te bu değer yaklaşık 700 bin ton zeytinyağı için 3 milyar dolar olacaktır. Bu ekonomik getiriler 15-20 yıllık bir süre ile de sınırlı değildir. Üyelik yolunda olduğumuz AB’de ise zeytin ve zeytinyağı 136/66 EEC tüzüğü ile AB toplam mevzuatının yaklaşık yüzde 3’üne tekabül eden ve 5 bin sayfayı bulan tüzüklerle düzenlenmiştir. İspanya’da uçsuz bucaksız zeytinlikler hiçbir surette madencilik veya sanayi tehdidi altında değildir. Başta maden olmak üzere kimyasalların kısıtlanması ile zeytin ağacı, yaban hayvanları özellikle tavşan ve keklikler için adeta doğal bir barınak haline dönüşmektedir” denildi.

No comments: