Akdenizli olununca zeytinle aşk başlıyor zaten. Zeytinsiz kahvaltı, zeytinyağlısız yemek olmuyor. Sadece yemek mi güzel olan? Ya kültürü!... Bu blog, aşkımız zeytin ve zeytinyağı ile bilgileri sizinle paylaşmak arzumuzdan doğdu. Koray & Hakkı Yazıcı e-posta : mhyazici@gmail.com
Thursday, April 10, 2008
Girdi maliyetleri üretimi tehdit ediyor...
Ali Ekber YILDIRIM
TARIM DÜNYASINDAN
Dünya
10 Nisan 2008,Perşembe
Tarımsal girdi fiyatlarındaki hızlı artış üretimi tehdit ediyor. Özellikle gübre, mazot, enerji gibi temel girdilerin fiyatı çok hızlı artarken ürün fiyatlarının aynı düzeyde artmaması üretimi zorlaştırıyor.
Girdilerin pahalı olması nedeniyle son yıllarda üretim yapamayan ve tarlasını boş bırakan çok sayıda çiftçi var. Pek çok çiftçi mazot parası bulamadığı için tarlasını süremiyor. Gübre fiyatları çok arttığı için gübre kullanamayan çiftçilerin sayısı da az değil. Gübre kullanmayınca verim düşüyor, çiftçinin maliyeti daha da yükseliyor.
Girdi fiyatlarındaki aşırı yükselmenin bir başka olumsuz sonucu ise tarımın rekabet gücünü kaybetmesi. Rakip ülkelere göre çok pahalıya girdi kullanan Türk çiftçisi birçok üründe rekabet edemez hale geldi ve ithalata teslim oldu.
Tarımdaki en önemli girdilerden birisi mazot. Tarımsal Ekonomi Araştırma Enstitüsü'nden Doç. Dr. İlkay Delal, Hakan Efendi Özat ve Tijen Özüdoğru'nun 'Tarımda Mazot Kullanımı ve Mazot Destekleri' konulu araştırması bu konudaki gerçekleri tüm çıplaklığı ile gözler önüne seriyor.
Söz konusu araştırmaya göre, Türkiye yılda 1.5 milyar litre mazotu tarımsal amaçlı olarak kullanıyor. Çiftçinin sadece mazota ödediği fiyat nedeniyle rekabet şansı kalmıyor. Çünkü, Türkiye 171 ülke arasında en pahalı mazotu kullanan 5'inci ülke konumunda.
2006 verilerine göre, Türkmenistan'da mazotun litresi sadece 1 sent, Venezüella'da 2 sent, Amerika Birleşik Devletleri'nde 69 sent, Çin'de 106 sent, İspanya'da 110 sent, komşumuz Yunanistan'da 119 sent, Polonya'da 130 sent, Hollanda'da 132 sent, Fransa'da 133 sent ve Türkiye'de 162 sent.
Girdi fiyatlarındaki artışa karşın, ürün fiyatının artmaması çiftçinin alım gücünü düşürüyor ve üretim yapmak güçleşiyor. Araştırmadaki veriler bu gerçeği de ortaya koyuyor. 1975 yılında çiftçi 1 kilogram buğday ile 1,08 litre mazot alabilirken, 1990'larda bu değer yüzde 65 azalarak 0,35 litreye, 2007'de ise 0,19 litreye indi. Aynı dönemde mazotun fiyatı buğday fiyatından 4,9 kat fazla arttı.
Mazot fiyatlarındaki bu artışın üretimi olumsuz etkilememesi için 2000 yılında gündeme gelen mazot desteği, çiftçilere ilk kez 2003'te ödendi. 2003'te verilen destek, mazot fiyatının yüzde 34,8'ine denk gelirken, 2005'te verilen mazot desteği çiftçinin kullandığı mazotun sadece yüzde 15,4'üne denk geliyordu. Yani destekleme yarı yarıya azaldı. 2007'de yapılan ödemelerde bu oran çok küçük bir artışla yüzde 16,3'e çıkarıldı. Fakat 2008'de yapılacak ödemeler 2007 ile aynı olacak. Mazot fiyatındaki bir yıllık artış desteğe yansıtılmadığı için 2008'de mazot destekleri reel olarak gerileyecek.
Söz konusu araştırmanın sonuç bölümünde de belirtildiği gibi: "Ülkemizde tarım sektörünün sürdürülebilirliğini sağlamak, uluslararası piyasada rekabet gücünü yükseltmek, çiftçi gelirlerini artırmak için tarımda kullanılan mazota verilen destek alan bazlı, yeter miktarda ve uygun zamanda ödemeler devam ettirilmelidir."
Aşırı fiyat artışı ve desteklerin yetersizliği sadece mazotta değil, gübrede de yaşanıyor. Bu konuda yapılacak bir araştırma benzer bir tabloyu ortaya çıkaracaktır.
Bu nedenle Türkiye tarımsal üretimi sürdürmek istiyorsa öncelikle girdi fiyatlarındaki artışı tehdit olmaktan çıkarmalı. Rakipleriyle eşit şartlarda rekabet edecek ortamı ve şartları sağlamalı. Bu olmazsa üretim olmaz, ithalat da artarak devam eder.
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment