Kadri Güler
kadri_guler@hotmail.com
Gemlik Körfez Gazetesi
10 Mayıs 2008,C.Tesi
Birkaç yıldır Gemlik Zeytininin sorunları ele alınıyor. Eskiden Gemlik zeytininin sorunu diye bir şey yoktu.
Bilhassa 57 hükümet ve onu izleyen 58. AKP hükümeti döneminde tüm üreticiler gibi zeytin üreticisi de sıkıntı içine düştü.
Zeytin üreticisi emeğinin karşılığını alamıyor.
Aile ziraati yapmasa, tümü zeytinliklerini kökünden söker.
Piyasanın en büyük stokçusu Marmarabirlik’te uzun yıllar süren talan dönemi sona erdiğinde alımlarda da piyasa kuralları uygulanmaya başlayınca zeytin üreticisinin durumu daha da kötüleşti.Marmarabirlik satamadığı 400-450 taneli zeytini yağlık olarak almaya başladı.
Üreticinin beklediği baş fiyatı vermedi.
Ödemeleri de Ağustos ayına kadar yayınca, ortakları zor duruma düştü.
İşin bir de tüccar yönü var.
Köylüden zeytin alan tüccar 3-4 aylık çek veriyor.
Ama duyumlarımıza göre, bu ödemelerin çoğu zamanında yapılmayınca köylü yine dara düşüyor.
Geçtiğimiz gün Zeytin Hali’nde biraraya geldiğimiz gıda sektörünü denetleyen bir kamu görevlisi, piyasaların bozukluğundan zeytin tüccarının çok zorda olduğunu, bu duruma kaç aya dayanacağını bilemediğini söyledi.
Demek, zeytin üreticisinin sıkıntısının büyük olduğu kadar zeytini pazarlayan tüccar da sıkıntıda.
Tüccarın sıkıntısı doğrudan zeytin üreticisine yansır.
Altta kalan yine köylü olur.
Son yıllarda Ticaret Borsası’nın çıkışlarının nedeni budur.
Zeytin tüccarı giderek batıyor.
Durumunu kurtarmaya çalışıyor.
Gemlik zeytininin kalitesinin yüksek olmasına karşın, hakettiği değeri bulamıyor.
Piyasada Gemlik adını her isteyen kullanabiliyor.
Bunun önünün alınması gerekir.
İşin bu yönü bence de doğru.
Ancak, unutulmasın, Gemlik piyasasına Aydın ve Akhisar tipi zeytini sofralık diye sokan Gemlikli zeytin tüccarları oldu.
Bir zamanlar bu yolla büyük paralar kazandılar.
Bunlar unutuluyor.
Aydınlı ve Akhisarlı zeytin üreticilerinin gözünü, Gemlikli köylü değil, tüccar açtı.
Eskiden Akhisar’dan, Aydın’dan kamyonlar dolusu dökme zeytin alınır, Gemlik’te havuzlara atılıp bekletildikten sonra satanlar bizim tücarlarımızdı.
Bugün o yöre üreticisi kendi bölgesinde havuz yapıp, yağlık zeytinlerini veya yeşil olarak yenmesi gereken zeytinleri sofralık zeytin olarak piyasaya sürüyor.
Hem de bizim zeytinimizden çok ucuza..
Demek Gemlikli tüccar kendine bir rakip yarattı.
Bu madalyonun bir yüzü.
Diğer yüzünde olan ise Gemlik tipi fidancılığın yine bu bölgeden Anadolu’ya yayıldığı gerçeğidir.
Bugün yalnız GAP Bölgesi’n de 60 milyor zeytin ağacından söz ediliyor.
Gemlik zeytinine benzeyen, ancak bizim bölgemizin özelliği olan doğal lezzeti, yağ oranı farklı olan bir zeytin üretiliyor.
Bu fidanlardan yetişecek olan zeytinler aynı piyasaya, Gemlik Zeytin olarak sunulacak.
Gerçek Gemlik zeytininin piyasada yeri giderek daralıyor.
Gemlik zeytininin korunması gerekir.
Ticaret Borsası Coğrafi Bölge tescili aldı.
Ama uygulama yok.
Başta bunu Marmarabirlik uygulamıyor.
Gemlik zeytininin ambalajına menşeini yazmıyor.
Her ambalajda mutlaka menşei yani üretildiği yer yazılmalı.
Herkes bunları konuşuyor ama sonuç ortada yok.
Hükümet bu konuya önem vermiyor.
Çok basit bir iş yıllardır konu şuluyor ama sonuç alınamıyor. Herşey lafta kalıyor.
Çıkacak bir yasa ile ürünün ambalajında nerede üretildiği ve tipi yazılması zorunlu hale getirildiğinde iş sonuçlanır.
Gemlik zeytini fidanı da bölgeden dışarıya çıkarılmazsa bu sorunda çözülür.
Ama hükümet fidancılığı teşvik ediyor.
Sıkıntı burada.
Yağ konusu eskiden hiç konuşulmazdı.
Zeytinci sıkıntıya düşünce Gemlikliler zeytinyağını da konuşur oldu.
Dünkü toplantıda da daha öncekiler gibi yanlız konuşulmuş.
Eskiden olduğu gibi..
No comments:
Post a Comment