Haber Ekspres
17 Temmuz 2008,Perş.
Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölüm Başkanı Prof. Dr. Suer Anaç, doğru yapılan tarımsal sulamanın içme suyu sıkıntısını ortadan kaldıracağını belirterek, "Ülkemizde tarımsal sulamada yapılacak yüzde 10'luk bir tasarruf bile tüm kentlerimizin içme suyu ihtiyacını karşılar" dedi. Anaç, sanayi devrimiyle birlikte fosil yakıtların kullanımının yaygınlaştığını, bu durumun ise dünyadaki karbondioksit salınımını artırdığını vurguladı. Küresel ısınmanın en önemli sebeplerinden birisinin atmosferdeki karbondioksit artışı olduğunun altını çizen Anaç, "Hızlı nüfus artışı ve toplumlardaki tüketim eğiliminin artmasıyla karbondioksit, metan ve azot gibi gazlar yükselerek atmosferde kendisine bir örtü oluşturuyor. Bu örtü dünyadan uzaya tekrar dönmesi gereken güneş ışınlarını tutarak sıcaklıkların 0,6 ile 0,7 derece artmasına neden oluyor. Oldukça düşük olarak görülebilecek bu artış, vücut sıcaklığımızın 36,5 dereceden 37,2 dereceye çıkması halinde yaşadığımız rahatsızlık göz önünde bulundurulduğunda oldukça önemlidir" dedi.
Belli bilimsel temeller doğrultusunda yapılacak olan yönetimle kuraklığın zararlarının en aza indirilebileceğini kaydeden Anaç, bunun da kriz ya da risk yönetimiyle yapılabileceğini söyledi. Kriz yönetiminde su kaynaklarının miktarını artırmak esasken, risk yönetiminde talep yönetiminin en önemli enstrümanı olduğunu ifade eden Anaç, şöyle devam etti: "Risk yönetiminde tüm sektörlerde su tasarruflarını sağlayacak teknoloji ve yöntemleri kullanmak gerekli. Özellikle sulama şebekelerinde kanal kayıpların azaltılması, şebeke modernizasyonu, suyun kullanım miktarına göre ücretlendirilmesi ve daha az su kullanılan üretim yöntemlerine geçilmesi olmazsa olmazdır. Çünkü Akdeniz Havzası ülkeleri suyun yaklaşık yüzde 65'ini, ülkemiz ise yaklaşık yüzde 73'ünü tarımda kullanıyor. Dolayısıyla tarımda yapılacak küçük bir tasarruf dahi çok önemlidir. Ülkemizde tarımsal sulamada yapılacak yüzde 10'luk bir tasarruf bile tüm kentlerimizin içme suyu ihtiyacını karşılar."
No comments:
Post a Comment