Wednesday, July 30, 2008

Tağşişe karşı mücadelede kavramlar

Mümtaz Gökçebağ

Tağşişe karşı parlementomuzda da bir duyarlılığın belirmesi ellbette sevinilecek olaydır. Ancak, kavramlar, yağ kimyacılarının koyduğu biçimde anlaşılmalıdır. Yoksa kavram karışıklığı tağşişten daha ciddi bir sorun olarak karşımıza çıkar.

Birinci kavram "sahte yağ" benzetmesiyle karşımıza çıkmaktadır. Anladığım kadarıyla SAHTE sözcüğü, Tağşiş kelimesinin yerine kullanılmaktadır. Sahte, farsça bir sözcük olup, düzme, düzmece, uydurmaca gibi anlamları da kapsamaktadır.

Tağşiş ise arapça olup, doğrudan iki maddenin birbirine karışımı anlamını taşımaktadır (BKZ: TDK Sözlük). Dolayısıyla arapça bir kelime yerine farsça ve anlamı onun kadar dar olmayan bir başka kelimeyi koymak doğru değildir. Bu nedenle Tağşiş karşılığı Türkçe bir sözcük oluşturuluncaya değin, zeytinyağına bir başka yağı karıştırma işlemine "Tağşiş" (*) denmelidir. Bu sahte yağ anlamına gelmez. Sahte yağ, yağ olmayan bir sıvıya yağ adının konulması anlamını içerir ki, olay gerçekte böyle değildir. Dolayısıyla olay hukuk açısıdan ciddi farklılıklar
doğurabilir.

İkinci nokta, makina yağı karışımıdır. Makina yağı karışımı basit bir tağşiş olmaktan çok halkın sağlığını az veya çok şekilde etkileyecek sahtecilik anlamı taşımaktadır ki bunun daha ağır biçimde cezalandırılması zaten hukukun doğal sonuçlarından olmalıdır. Kaldı ki tonlarca makina yağı satın alınıp tonlarca zeytinyağına karıştırmayı benim pek aklım almıyor. Dahası her hangi bir bitkisel yağa ekonomik anlamı olan makina yağı karışımını bulmak son derece basittir. Öyle gelişmiş laboratuarlara falan da gerek yoktur. Tabanı koyu renkli bir kap alınır, (en iyisi sütlü kahverengi) üzerine bir bardak su doldurulur ve bir dakika kadar beklenir. Durgun suyun yüzeyine 1 ml kadar karışım yağ koyduğunuzda, makina yağı ışığı farklı kırdığından gökkuşağı renginde parlamalarla su yüzeyine yayılır. Halbuki bitkisel yağlar su yüzeyinde yuvarlar dairecikler içinde kalır. Bu deney en
iyi yoldaki çamur birikintilerinde sonuç verir. Tarafımdan bir çok kez başarıyla kullanılmıştır. Yöntemin sahibi ise Amerikalı hocam sayın C.C. Jones'tur. Sizler de kolayca denemeyi yapabilirsiniz.

Üçüncü nokta, şu anda yağ tanımları içinde hiç olmayan atık yağ anlatımıdır.
Kimyasal analizlerle "atık yağ" olarak neyi bulmuşlar gerçekten merak konusudur. Çünkü yağ literatüründe atık yağ adında bir yağ cinsi bulunmamaktadır. Muhtemelen, yemek artıklarından özütlenerek çıkarılmış bitkisel yağlar söz konusu olabilir. Ancak bunlar da ayçiçek, kanola gibi bildiğimiz yağları kapsamaktadırlar. Gerçekte "atık yağ" tanımı, atıklardan özütlenerek elde edilmiş yağlar olarak ortaya konulduğunda çok önemli bir hukuki bakış açısı sunmaktadır. Eğer bu yapılabiliyorsa elbette yasalara girmelidir ama önce yasal tanımın standartlarda yer alması gerekmektedir.

(*) Gerçekte "Tağşiş" sözcüğünün yerine Türkçe bir sözcük türetilse bundan çok mutluluk duyardım.

No comments: