Sunday, November 29, 2009

"Türkiye'nin zeytinyağı çeşitliliği çok zengin"

Cumhuriyet
27 Kasım 2009,Cuma


Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Gıda Mühendisliği Bölümü Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Emin Yılmaz, Türkiye'nin zeytinyağı çeşitliliği açısından oldukça zengin olduğunu bildirdi.

Çanakkale- Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Gıda Mühendisliği Bölümü Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Emin Yılmaz, yaptığı açıklamada, 2005 yılında gerçekleştirdikleri TÜBİTAK projesi kapsamında, Çanakkale ve ilçelerinde üretilen zeytinyağlarından örnekler aldıklarını söyledi. Bu yağları, laboratuvarda, temel, fiziksel ve kimyasal özellikleri açısından test ettiklerini belirten Yılmaz, aynı zamanda tüketici testi yaptıklarını ve yağların tüketicilerin tercihleri arasında bir farklılığı olup olmadığına baktıklarını kaydetti.
Genel olarak, o dönemde farklı özellikler gösteren ürünlerin çıktığını ifade eden Yılmaz, şöyle konuştu:
''Bazı bölgelerin yağları diğerlerinden daha kaliteliydi. Tabi burada bir sürü faktör var. Yağın elde edildiği işleme yönteminden tutun, hasat zamanından, hasat şeklinden, depolama koşullarına kadar. Biz, bir sezonun ürünlerini alarak analiz yaptık. Maksat coğrafya farklılıklarının etkisini görmekti. Buna ilişkin analizler yaptık. Genel olarak bölgenin yağları, küçük farklılıklar olmakla beraber benzer özellikler taşıyor.
Buna ilişkin çalışma yaparak, Kilis, Antalya, Muğla, İzmir, Aydın, Edremit, Gönen ve Balıkesir'den yağ örnekleri aldık. Onları da benzer bir çalışmayla gruplamaya tabi tuttuk. Çanakkale ile Edremit Körfezi'nin yağları birbirine benzer karakterde çıktı. Güneydoğu Anadolu ve Antalya bölgesinin yağları ise birbirinden oldukça farklı çıktı.''
Doç. Dr. Emin Yılmaz, zeytinyağlarında farklı lezzet profillerinin ve özelliklerinin olmasının, aslında ticaret açısından iyi bir şey olduğunu belirterek, ''Dünyada farklı beklentileri olan tüketiciler var. Örneğin Amerikalı tüketici daha düz, az renkli, doğal zeytinyağı severken, Avrupa'nın özellikle güneyindeki tüketici daha aromatik, renkli ve kokusu belirgin yağları, Araplar ise daha keskin ve yakıcı yağları tercih ediyor'' dedi.
Zeytinyağını dünya pazarlarına açmak için, hedef marketlerde, tüketicilerin beklentilerine yönelik çalışmalar yapılması gerektiğine işaret eden Yılmaz, şöyle devam etti:
''Diyelim ki ürünü Japonya'da pazarlayacaksınız. Zeytinyağı Japonya'da üretilmeyen bir ürün. Oradaki tüketici bunu bilmiyor. Öncelikle bunun sağlık açısından faydalarını, lezzet özelliklerini belirterek, tanıtım yaparsınız. Oradaki tüketiciye farklı özelliklerdeki yağları sunabilirsiniz. Tüketicinin yoğun olarak neye yöneldiğini bilirseniz, o markete o ürünle girdiğinizde başarılı olma şansınız yüksek olur.
Türkiye zeytinyağı çeşitliliği açısından oldukça zengin. Zeytinyağlarımız iyi bir kaliteye sahip. Biz yaklaşık 4 yıl önce depolanmış yağlarda sorun gördük. Yağlar, paslanmaz çelik tanklar yerine, plastik büyük bidonlarda depolanıyordu. Bunlarda yağ bir kaç kaldığı zaman, etkileşim sonucu plastik kokusu sinebiliyor ve önemli derecede kalite kayıpları oluyordu.
Fakat sektör para kazanmaya başladıkça yatırım da yapmaya başladı ve plastik bidonların yerini günümüzde çoğunlukla paslanmaz çelik tanklar aldı ve azot gazı kullanılmaya başladı. Böylece kalite de arttı.''

No comments: