Monday, November 02, 2009

Zeytinciler Akhisar'da birbirlerine zeytin dalı uzattı

Mete Tamer Omur
Referans
02 Kasım 2009,P.Tesi


Dahilde İşleme Rejimi nedeniyle karşı karşıya gelen Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği ile Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi, Akhisar'daki toplantıda buzları eritip sektörün sorunları ve Türkiye'nin dünya ikinciliği hedefi için birlik mesajı verdi.

AKHİSAR

Son yıllarda Dahilde İşleme Rejimi (DİR) konusunda yaşanan tartışmalarla gündeme gelen zeytin ve zeytinyağı sektöründe barış rüzgârları esiyor. Sektörün üretici ve ihracatçı kesimi arasında yaşanan DİR tartışmaları, Akhisar'da hafta sonu gerçekleştirilen Zeytin Hasat Şenliği'nde yerini 2012'de İspanya'dan sonra dünya ikincisi olmayı hedefleyen Türkiye için birlikte hareket etmeye bıraktı.
Şenlikte, Türkiye'nin zeytin üreticileri arasında en düşük destek programı uygulanan ülke olmasına rağmen gelinen noktayı başarı olarak değerlendiren sektör temsilcileri üretim-tüketim dengesinin korunması, modernizasyon, entansif tarımın artması, stoklama ünitelerinin teşvik edilmesi, iç pazarda tüketimin arttırılması ve AB'nden kota alınması konusundaki çalışmaların hızlandırılması gerektiği mesajı verildi.
"4. Türkiye Zeytin Hasat Şenliği" Akhisar Ticaret Borsası'nın öncülüğünde Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği'nin katkıları ile Manisa'nın Akhisar ilçesinden 30 Ekim-1 Kasım tarihleri arasında gerçekleştirildi. Zeytin ağacı sayısının 10 milyon 275 bine ulaşması ile "Akhisar Zeytin'in Başkenti" sloganının ön plana çıkarıldığı şenlikte, bölgenin bu yıl 200 bin ton zeytin rekolte elde edileceği tahmin ediliyor. Akhisar'ın Zeytinliova Beldesi'nde gerçekleştirilen hasadın ardından düzenlenen panelde son yıllarda özellikle DİR konusunda karşı karşıya gelen Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Ali Nedim Güreli ile Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi (UZZK) Başkanı Mustafa Tan, bir araya geldi.

Ekonomik kriz bize yaradı
Panelde konuşan Ali Nedim Güreli, dünyada yaşanan ekonomik kriz sonrasında tarım sektörünün öneminin ön plana çıktığına dikkat çekerek, "Biz asıl krizi iki yıl önce küresel ısınma ile yaşamıştık. Bu nedenle krizlere karşı dirayetliyiz. Krizde gördük ki, önümüzdeki dönemde gıdanın önemi daha da artacak. Bugün bir çiftçi 2 ton ürün verip bir LCD televizyon alırken, ilerde gıda ihtiyacının ön plana çıkması ve kendi ürününün değerinin artmasıyla 500 kilo zeytin ile LCD alabilecek. Hiç ithalata girmeden, ihracatta ilk 100 firma arasında yerlerini alacaklar. İyi ki kriz oldu. Bu bize yaradı" ifadesini kullandı. Zeytin ve zeytinyağı sektörünün toplam cirosu itibariyle küçük bir sektör olduğunu dile getiren Güreli, ancak önümüzdeki dönemde gelişimin hızının daha fazla olacağını ifade etti. Güreli, "Kriz, yeni ekimler, hava koşullarının iyi gitmesi nedeniyle 3 yıl sonra daha iyi durumda olacağız. Türkiye olarak dünya ikincisi olacağız. Bunun için de yapmamız gereken üretmektir" dedi.

Zeytin insanı medeni yapar
Geçen dönemde UZZK ile görüş ayrılıkları yaşamalarına rağmen sektördeki her kesimin pazarın daha hızlı gelişimini arzu ettiklerini belirten Güreli, "Görüş ayrılıklarımız oldu. Ama ben bugün görüş ayrılığımız olan hiçbir şeyi konuşmayacağım. Bizim dargın olacak bir şeyimiz yok. Biz aynı kaptan yemek yiyoruz. Kendi içimizde suçlu aramaya başlamışız. Zeytin ağacı insanı medeni yapar. Ayrı görüşleri ayrı bir yere koyabiliriz, ama farklı konuları ele alabiliriz" diye konuştu.
Sektörde yaşanan tartışmalardan çok kalitenin arttırılması konusunda UZZK'ya sonuna kadar destek vereceklerinin altını çizen Güreli, "UZZK'ya başka yağların karıştırımasıyla kalitenin düşmesine neden olan tağşiş konusunda her kampanyayı sonuna kadar desteklememiz gerekiyor. Bu konuda birlik içinde olmak zorundayız" şeklinde konuştu.

Ürün artıyor lisanslı depoculuğu gündeme almalıyız
Mustafa Tan ise, Türkiye'nin dünya ikincilik hedefi için öncelikle pazarın talep ettiği iri zeytin çeşitlerinin dikiminin teşvik edilmesini önerdi. Tan, ileriki yıllarda üretim fazlası sorunun yaşanmaması için lisanlı depoculuk ve ürün borsacılığı konusunda da çalışmaların yapılması gerektiğini belirterek, "Modernizasyon, entansif tarım bu sektör için önemli. Stoklama üniteleri olanlara destek verilmeli. Kamu stoklama merkezleri kurulmalı. Stoklama kapasitemizin ne olduğunu bilmemiz lazım. Türkiye, zeytin sıkma kapasitesine ulaşılmıştır. Artık bu tesislere sınırlama konulması lazım. Paslanmaz çelik stoklama ünitelerine teşvik verilmeli. İç pazardaki tüketimi arttırmak zorundayız. Balıkesir, Aydın Manisa üçgeninde kümelenmeden zarar gelmez. Birlikten kuvvet doğar. Güç olduğumuz takdirde korkmamız lazım. Akhisar, domat zeytinine coğrafi işaret almak zorundadır. Bu ihmal edilmiştir" diye konuştu.

Zeytin ve zeytinyağını pahalı yiyoruz
Sofralık zeytin sektörünün pazarlamada yaşadığı en büyük sorunlardan birinin zincir marketler olduğunu söyleyen Ece Zeytinleri Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Gökalp, "Fakat pazarlama konusunda bizi en çok rahatsız eden konu maalesef zincir marketlerle ilgili ortaya çıkan sorunlardır. Ulusal zincirlerde zeytin ve zeytinyağı tüketiciyle buluşurken fahiş fiyatları bulmaktadır. Bu durum çiftçiden ve fabrikalardan kaynaklanmamakta, raf bedelleri, katılım payları fiyatları çok etkilemektedir. Bu durum maalesef tüketicinin zeytini ve zeytinyağını gerçek değerinde ve kalitesinde dolayısıyla daha az oranda tüketmesine neden oluyor. Yurtdışında da durum maalesef bu şekildedir. Fakat bizler üzerimize düşen görevi en iyi şekilde yapmalı, ülkemizi ve zeytin-zeytinyağımızı tanıtmalı tüketimi arttırmaya çalışmalıyız" dedi.

No comments: