Ali Ekber YILDIRIM
Dünya
25 Eylül 2008,Perş.
Türkiye’de çiftçi olmak çok zor. Hem dünyanın en pahalı girdileri ile üretim yapacaksın, hem ürettiğini yıllarca aynı fiyata satacaksın.
Kullandığın girdiler yüzde 100 artacak, buna karşılık alacağın destekleme primi sadece 1 kuruş artacak.
Bankalara borçlanacaksın, tefeciye borçlanacaksın. Üretim yapamaz duruma düşünce iflas bayrağını çekeceksin.
Ürettiğin için seni takdir etmelerini beklemek yerine, ithalat ile seni boğmaya çalışanlarla mücadele edeceksin.
Bütün bu olumsuzluklar yetmezmiş gibi senin oylarınla işbaşına gelen Başbakanın ve milletvekillerinin hakaretleri ile milletin önünde horlanacak, dışlanacaksın.
Hiçbir dönemde çiftçiler bu denli yalnızlaşmamıştı.
En son örneği Manisa’da yaşandı.
Türkiye Büyük Millet Meclisi eski Başkanı Manisa Milletvekili Bülent Arınç, kendi parti kongresinde ve kendi partisinden çiftçi Süleyman Aksu’ya yönelik sözleri medyada geniş olarak yer aldı.
Bülent Arınç’ ın memleketi Manisa, sadece Türkiye’nin değil, dünyanın sayılı üzüm üretim bölgesidir. Dünyaca bilinen sultaniye üzümü burada üretilir ve ihraç edilir. Üzüm ihracatından yılda 300 milyon dolar döviz girdisi sağlanır.
Geçen yıl çiftçi, sultaniye çekirdeksiz kuru üzümün kilosunu 3 ile 3.5 YTL’ den sattı. Bu yıl fiyat neredeyse yarı yarıya düştü. Üretici zor durumda.
Musulcalı Köyü’nden Süleyman Aksu, bu zor durumu kendisinin de üyesi olduğu iktidar partisi AKP’ nin Turgutlu İlçe Kongresi’nde dile getirdi.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Başkanlık yapmış, üstelik de çiftçi Süleyman Aksu’nun da verdiği oy ile milletvekili seçilmiş Bülent Arınç,sorunlarını dile getiren çiftçiye “yalan söylüyorsun”, “utanmaz” diye hakaret etti. Ardından, ”öldük, bittik derseniz, ben sizin Ak partililiğinizden şüphe ederim.” dedi. Demek ki, Arınç’ın deyimi ile Ak partililerin şikayet etme hakkı yok. Biat etmek zorunda.
Bülent Arınç, bir gün sonra, oruçlu olduğu için kendisini kontrol edemediğini belirterek çiftçiden dolaylı da olsa özür diledi. Böylece çiftçiler de bundan böyle Ramazan ayında sorunlarını dile getiremeyeceklerini öğrenmiş oldu.
Medyaya pek yansımasa da asıl önemli açıklamayı çiftçi Süleyman Aksu yaptı. Aksu, Bülent Arınç tarafından fırçalanırken ve salondan dışarı çıkarılırken, salondan bir tek çiftçinin kendisine destek vermemesinden dolayı üzüldüğünü ve “demek ki çiftçinin sorunu yokmuş” diye sitemde bulundu.
Süleyman Aksu, yalnızlaşan çiftçinin durumunu özetliyordu. Aksu’nun söylediklerine ve sandıktan çıkan sonuçlara bakılırsa Türkiye’de çiftçilerin hiçbir sorunu olmadığı sonucu çıkarılabilir mi?
Uluslararası para Fonu(IMF) ve Dünya Bankası tarım politikalarının ipini ele aldıktan sonra, yani 2000 yılından bu yana tarım sektörü çok ciddi bir değişimden geçiyor.
Küçük üreticilik tasfiye oluyor. Çiftçi ektiği her üründen zarar ediyor. Bu nedenle her yıl farklı bir ürün ekerek bir çıkış yolu arıyor. Fakat, tarımda yaşanan tasfiyenin önüne geçemiyor. Göç artıyor,topraklar el değiştiriyor. Çiftçi yalnızlaşıyor.
Son birkaç yılda Manisa’da, Aydın’da, Ordu’da çiftçiler demokratik haklarını kullanarak çiftçi mitingleri düzenlediler. Geçen yıl seçimden önce hükümet kesenin ağzını biraz açınca gidip şikayet ettikleri AKP’ ye oy verdiler. Seçimden sonra pişmanlıklarını dile getirseler de, görünen o ki çiftçi her geçen gün yalnızlaşıyor. Elindekini,avucundakini kaybediyor. Bu karamsar ortamda küçücük bir ışık, umut ışığı arıyor. Fakat görünürde ışık yok.
Muhalefetin büyük bölümü , “AKP’ ye oy verdin, ne halin varsa gör” diye çiftçiye sırtını döndü.
Çiftçi örgütleri zaten güçlü değildi, hükümetin baskısı ile iyice köşeye sıkıştılar. Türkiye Ziraat Odalar Birliği, Manisa’da yaşanan son olayda açıklama yapma cesareti dahi gösteremedi.
Çiftçi yalnızlaştıkça tarımdaki sorunlar kabus gibi üzerine çöküyor. Aslında çöken kabus sadece çiftçiye değil, ülkeye de ecel terleri döktürüyor.
No comments:
Post a Comment