M.Hakkı Yazıcı
mhyazici@gmail.com
3 Ocak 2009,C.Tesi
Bir süredir Moskova'da yaşıyorum ve utanarak yazıyorum; ben de evimde ne yazık ki markette bulabildiğim İspanyol, İtalyan, Yunan zeytin ve zeytinyağlarını yiyorum.
Zeytin ve zeytinyağı ticareti ile ilgimi de bunun ülkemizde emek verenler için kazançlı bir noktaya geldiğine inandığım zamana kadar askıya aldım; ilgimi daha çok yazmak ve araştırmak düzeyinde sürdürüyorum.
Hemen dudak bükmeyin; geçen sene devam ettiğim iki aşamalı zeytinyağı tadımı eğitiminin deneyimiyle tattığım Rusya’daki marketlerden satın aldığım bu zeytinyağları hiç de fena değildi; ancak yine de bizim Körfez zeytinyağlarının ve Gemlik sofralık zeytinimizin yerini hiçbir şey tutamaz. Galiba memleket hasreti ben de en çok bu konuda kendisini gösteriyor.
Keşke bizim güzelim ürünlerimiz de raflar da hak ettiği yeri alabilse.
Bu beni üzüyor, ancak bu duyguyu herkesin paylaştığını da sanmıyorum.
Görebildiğim kadarıyla bizim dünya pazarlarını anlayıp, iş yapabilmemiz için daha bir kaç fırın ekmek yememiz gerekecek. -Keşke onca ekmeği zeytinyağına banarak yesek ve hiç olmazsa iç tüketimi arttırsak.
Bütün Rusya için konuşamasak bile Moskova çok zengin bir şehir. Dünyanın en görgüsüz ve ölçüsüz zenginleri burada… Zeytinyağı da burada çok prestijli bir ürün ve tanınıyor. Rusya'da da bütün dünyada olduğu gibi margarin, sabun, güzellik müstahzarları gibi bazı ürünler, zeytinyağı imajı ile pazarlanıyor. Rusların çok tükettikleri mayonez üretimi yapan bir firmanın ambalajlarında bunun zeytinyağı kullanılarak imal edildiğini anlatan zeytin resimleri var.
Hemen her markette zeytin ve zeytinyağı var; bazen promosyonu bile yapılıyor.
Yılbaşı arifesinde gezinirken Kremlin’de Lenin’in Mozolesinin hemen karşısında bulunan GUM Alışveriş Merkezi’nin içindeki gurme marketi Gastronom’un orta yerinde kurulmuş muhteşem zeytinyağı standını inceledim. Gözlerim boşu boşuna aradı; ancak ne yazık ki bir tek şişe bile Türk zeytinyağı yoktu.
Kimse kusura bakıp alınmasın, benim şahsi düşüncem Moskovalıların zeytinyağını Erzurumlulardan, Konyalılardan, Kayserililerden, Trabzonlulardan daha fazla tanıdıkları ve tükettikleri. Ancak ne yazık ki Türklerin kurdukları Ramstore’larda bile Türk ürünü yok. Hem de Rusya’nın burnunun dibinde olmamıza ve navlun avantajımız olmasına rağmen.
Bu, tamamen dünya fiyatları ile piyasaya güçlü bir şekilde girememekle ilgili.
İşte böyle... Ne yazık ki biz hala iç kavgalarla uğraşıp burnumuzu dışarı çıkaramıyoruz.
No comments:
Post a Comment