Thursday, September 11, 2008

Düşen yağ fiyatı sıkıntı yarattı

Söyleşi :Ayşegül Sakarya
Referans
11 Eylül 2008,Perşembe


Son 2 ay içinde yurtdışında yağ fiyatlarında yüzde 30'ların üzerinde düşüş olduğunu söyleyen Edirne Yağ Sanayi'nin Genel Müdürü Mehmet Edip Ağaoğulları, bu durumun sanayicileri sıkıntıya soktuğuna dikkat çekerek, "En büyüğünden en küçüğüne kadar herkes elinde stokla yakalandı ve stoklar değer kaybetti. Bu bizim açımızdan pek hoş olmadı. Ayrıca bu denli ciddi bir düşüşün bu kadar kısa sürede olması bizim sıkıntıya soktu" dedi.

Son 2 ay içinde yurtdışında yağ fiyatlarında yüzde 30'ların üzerinde düşüş olduğunu söyleyen Edirne Yağ Sanayi'nin Genel Müdürü Mehmet Edip Ağaoğulları, "Bu iç pazara da yansıdı. En büyüğünden en küçüğüne kadar herkes elinde stokla yakalandı ve stoklar değer kaybetti. Bu bizim açımızdan pek hoş olmadı. Ayrıca bu denli ciddi bir düşüşün bu kadar kısa sürede olması bizim sıkıntıya soktu. Bu dünyada 100 yılda bir yaşanacak bir olaydır. 1 yıllık süre içinde yüzde 100'e varan fiyat artışları oldu. Fiyatlar 650 dolardan bin 950 dolarlara çıktı. Haziran ayında bin 950 dolardan işlem gören ayçicek yağları şu an bin 100- bin 150 dolar seviyelerinde. 2 ay zarfında 800 dolarlık düşüş bizi sıkıntıya düştü" dedi. Şu anda bekle gör politikası izliyerek, azar azar günlük ihtiyacı karşılayacak alımlar yaptıklarını belirten Ağaoğulları, "Bitkisel yağlardan enerji elde edildiği müddetçe tarım ürünleri fiyatları değişecektir. Dünyada petrol 106 dolarları buldu ki bu rakamın 100 doları bulacağı düşünülüyor. Bu olursa yağ fiyatlarında da düşüş gerçekleşir" diye konuştu.

Bu yılki ayçiçek rekoltesi ne durumda?

Bu sene Trakya'da 800-850 bin ton rekolte bekleniyor. Buna tüm Türkiye'yi de eklersek toplam rekolte 1 milyon tonu buluyor. Bu geçen seneye nazaran iyi bir rakam. Geçen sene kuraklık yüzünden üretim beklenenin altında olmuştu. Her şeye rağmen bu miktar Türkiye'nin yağ ihtiyacını karşılamıyor. Türkiye yağlı tohum açığını kapatamıyor.

Kısa bir süre önce açıklanan alım fiyatını nasıl buldunuz?

Trakyabirlik 750 kuruş avans fiyatı açıkladı. Bugünkü piyasa şartlarına göre bu iyi bir rakam. Çünkü dünyaya bakmak gerekiyor. Global piyasalar Türkiye'yi de etkiliyor. Dünyadaki yağ fiyatları neyse Türkiye'de de fiyatlar ona paralel ilerliyor. İthalat vergileriyle üreticiyi korumaya çalışıyorlar. Son olarak 15 Temmuz'da alınan bir kararla ham ayçiçek yağda vergi yüzde 36, ayçiçekte yüzde 27, diğer ham yağlarda yüzde 32 oldu. Bunlar uluslararası tarım anlaşmalarıyla belirlenen en yüksek vergi rakamları. Dünya fiyatlarının üzerine bu vergileri ekleyip Türkiye'deki fiyatı ona göre değerlendirmek gerekiyor. Böyle bakınca Trakyabirlik'in verdiği fiyat iyi. Şu anda yurtdışında ayçiçek yağının Türkiye teslim fiyatı ton başına 460 dolar civarında. Bunun üzerine dolar farkını ve 15 dolar gümrük masrafını eklediğinizde bu rakam 600 dolara çıkar. Kur farkını da eklerseniz maliyet 732 lira eder. Bu yüzden Trakyabirlik'in açıkladığı fiyat çiftçi açısından iyi. Çiftçi belki isyan ediyor ama maalesef dünyada serbest ekonomi kuralları geçerli olduğu için herkesin istediği gibi olmuyor.

Sanayici açısından nasıl?

Sanayici için fark etmez, sonuçta kaça alırsa ona göre satar. Ancak avans fiyatı yüksek olduğu için sanayici piyasaya girip fiyat almakta tedirgin. 765 lira fiyat üretici açısından iyi ama normalde daha düşük olmalıydı. Trakyabirlik'in verdiği avans fiyat yine çiftçinin yanında olduğunu gösteriyor. Bu da sanayiciyi tedirgin ediyor. Çünkü sanayici, ürünü iç piyasadan 765 liraya alırsam, dışarıdan mal gelip iç piyasada işlenirse, ben yüksek fiyata aldığım ürünü nasıl işleyip, nasıl satarım diye düşünüyor. Çünkü yurtdışında fiyatlar daha da düşebilir.

Dış piyasalarda fiyatların ne kadar daha düşmesi bekleniyor?

Bu yıl Kuzey Yarım kürede verim iyi. Bulgaristan, Romanya, Ukrayna, Rusya gibi ülkelerde de verim iyi. Bulgaristan'da hasat başladı ve Türkiye'ye rekabetçi fiyat vermeye başladı. Ukrayna'da hasat ekim ayında ve onlar da fiyat söylüyorlar. Ekim ayında mahsul çıktıktan sonra fiyatlar gerileyebilir. Ayrıca petrol fiyatı devamlı düşüyor. Petrol düşüşü bizim hammaddemizi etkiler. Biyoyakıt, etanol gibi tarım ürünleri bir yerde akaryakıtın alternatifi oldu. Bitkisel yağlardan enerji elde edildiği müddetçe tarım ürünleri fiyatları değişecektir. Dünyada petrol 106 dolarları buldu ki bu rakamın 100 doları bulacağı düşünülüyor. Bu olursa yağ fiyatlarında da düşüş gerçekleşir.

İç piyasaya bu nasıl yansır?

Son 2 ay içinde yurtdışında yağ fiyatlarında yüzde 30'ların üzerinde düşüş oldu. Biz fiyatların bu kadar erken düşeceğini tahmin etmiyorduk. En büyüğünden en küçüğüne kadar herkes elinde stokla yakalandı ve stoklar değer kaybetti. Bu bizim açımızdan pek hoş olmadı. Ayrıca bu denli ciddi bir düşüşün bu kadar kısa sürede olması bizim sıkıntıya soktu. Bu dünyada 100 yılda bir yaşanacak bir olaydır. 1 yıllık süre içinde yüzde 100'e varan fiyat artışları oldu. Fiyatlar 650 dolardan bin 950 dolarlara çıktı. Haziran ayında bin 950 dolardan işlem gören ayçicek yağları şu an bin 100- bin 150 dolar seviyelerinde. 2 ay zarfında 800 dolarlık düşüş bizi sıkıntıya düştü.

Sanayicilerin ne kadarlık zararı oldu?

Elinizde 1000 ton yağ varsa ki bu rakam bir çok firma için 1 haftalık üretimdir. Orta ölçekli bir rafine yağ üreticiyseniz 2 haftalık üretim için size gereken stoktur. Benim ham yağım bitti dediğinizde bile yağ üretiminin geçtiği aşamalar gereği hiçbir fabrika tam takır olmaz. Tanklarda mutlaka yağ vardır. Yani bir sanayicinin elinde en az 1000 ton yağ var dersek 800 bin dolar zarar ettiği anlamına gelir.

Firmalar buna karşı nasıl bir pozisyon alacak?

Şu anda bekle gör politikası izliyoruz. Azar azar günlük ihtiyacı karşılayacak alımlar yapıyoruz. Bir taraftan da stoklar eriyor. Sırf bizdeki stoklar değil tabii, toptancı, market, bakkal herkes elindeki stokları eritip mal almaktan imtina ediyorlar. Nasıl olsa fiyatlar düştü, belli bir yere geldi bundan kötüsü olmaz diye düşünüyorlar.

Emtia borsalarının ilgi görmeye başlaması gıdayı daha zor bir pazar haline getiriyor…

Bu gibi fiyat oynamaları tekrarlanabilir. Tarım ürünleri de borsada ve yatırımcılar bu alana yönelmeye başladığı için çok hızlı değişimler oluyor. Bu tip şeylere artık alışmak gerekiyor. Aslında şu anda dünyadaki oynamalar Türkiye'ye yansıyor. Çünkü Türkiye'de iddia edildiği gibi spekülatif amaçlı şeyler olmaz. Çünkü Türkiye'de fiili ticaret oluyor. Yurtdışında alım satımlar kontrat üzerinden yapılıyor. İç pazardaki artışlar yurtdışındaki hareketlerden kaynaklanıyor.

Son dönemde kanola üretimine ciddi bir yöneliş oldu…

Kanola aslında Türkiye'de yıllar önce üretiliyordu. Ama o zaman ismi rapitsa'ydı. Aslında yabancı olduğumuz bir ürün değil. Bu bitkinin yağında bir çeşit asidin çok miktarda olduğu ve sağlığa zararlı olduğu belirlenince Türkiye'de ve dünyada yasaklandı. Daha sonra Kanadalılar bu bitkiyi alıp ıslah ettiler ve zararlı asit oranını düşürdüler. Şu an bu asit binde 2 oranında var. Bunun kabul edilebilir oranı yüzde 2'dir. Şu anda zararı yok. Kanadalılar bitkiyi geliştirince ismini de değiştirip, kanola yapıyorlar. Geçtiğimiz sene ayçiçek ve mısır yağı fiyatları o kadar yükseldi ki kanola ucuz kaldı. Yurtdışında fiyat 500 dolarları buldu. Kanola yağı yağ ve içerik olarak ayçiçekten kötü değil. Soya yağı biraz daha alışması zordur, çünkü kokusu vardır ve çabuk bozulur. Kanola böyle bir yağ değil. Koku olarak ayçiçeğe benzer. Ancak ayçiçek kadar kolay rafineri edilmez. içindeki kokuyu gidermeniz için yüksek derecelerde işleme tabii tutmanız gerekir. Bu işi layıkıyla yapamayan tesislerin ürettiği yağlar daha kokulu olabilir. Bu da tüketicinin alışkın olmadığı bir koku olduğu için rahatsız olabilir.

Kanola üretiminde ne kadarlık bir artış oldu?

Kanolanın üretiminin çeşitli avantajları var. Mesela tohum olarak ithal ederseniz yüzde 10 vergisi var. Ayçiçeğinin ise yüzde 27. Ancak şu an durum değişti. Kanola yağı yurtdışında daha pahalı. Son 2 ayda ayçiçeği fiyatları düşünce hem tohum hem ham yağ olarak kanola daha pahalı bir hale geldi. Ama bu Türkiye'ye henüz yansımadı. Şu anda yüzde 5 daha hesaplı kanola yağı bulmanız mümkün. Önümüzdeki dönemde kanola ekim alanları artacak gibi gözüküyor. Trakya'da bu yıl 40 bin ton üretildi seneye bu rakam 100 bine çıkar. Bu konuda iyimserim. Mesela Ukrayna'da bundan 4 sene önce 100 bin ton civarında kanola üretiliyordu. Bugünkü üretim 2.8 milyon ton. Bulgaristan'da 300 bin ton kanola olduğu ifade ediliyor. Kanolanın müşterisi bitmez. Gıda olarak olmasa bile biyodizel üretiminde kullanıldığı için mutlaka alıcısı çıkar. Türkiye'de olmazsa ihracatta satılır. Burada önemli olan kırma tesislerinin kanola işlemeye başlamasıydı firmalar bunu yapmaya başladı. Bundan sonra kanola çiftçinin elinde kalmaz.

Kanola ayçiçeğinin yerini alır mı?

Ben mutfakta ayçiçeğini tercih ederim. Ancak kanola çiftçi açısında tercih edilmesi gereken bir bitkidir. Verimi daha yüksek, masrafı daha az ve ikinci ürün ekme imkanınız var. Hasatı haziran gibi olduğu için onun yerine ikinci bir ürün mesela bu bölgede genelde mısır ekiliyor. Böylece yılda iki ürün alma imkanınız var. Mesela ayçiçek üretiminde 150-200 kiloya iyi diyoruz. Bu sene 400 kiloya kadar kanola alındığı ifade ediliyor, yani ayçiceğin 2 katı avantajlı. Bu senenin bir avantajı da erken hasat olduğu için fiyat hareketinden etkilenmedi. Türkiye'de fiyatların zirve yaptığı dönemde hasat oldu. Çiftçi malını 900-1000 kuruş arasında sattı. Ayçiçeğini ise 760 kuruştan satmaya çalışacak. Bence ayçicek ve kanola birbirini ikame eden ürünler. Kanola ayçiçeğin alternatifi gibi düşünülmemeli. Kanola, buğday veya başka bir ürün yerine ekilirse Türkiye'ye faydası olur. Çünkü Türkiye'de yağ açığı var. Ayçiçek ekim alanından kısıp kanola ekmenin bir anlamı yok. Mesela fındığı söküp kanola eksinler. Dünyada ekonomik değeri olmayan bir ürünü ekip bana 5-10 lira ver demenin anlamı yok.

Önümüzdeki günlerde gündeme gelecek alternatif yağ bitkileri var mı?

Fıstık, susam yağı gibi yağlar var. Ama susam ne kadar ekiliyor ki… Onu yağ bitkisi olarak görmemek lazım. Bunlar butik üretimler. Sonuçta biz yağ açığımızı kapatmaya çalışıyoruz. O yüzden bizim için çok anlamlı değil. Mesela mısır yağ bitkisi değildir. Eskiden mısırözü yağı denilirdi, yönetmelik değişti şimdi mısır yağı oldu. Mısırözü denmesinin nedeni mısırın özünden elde edilmesi. 100 kiloda 2.5 kilo yağ var onu da sıktığınızda yarısından yağ çıkar. Mısır yağının Türkiye'de bu kadar tüketilmesinin nedeni Amerika'nın pazarlamasıydı. Daha sağlıklı olduğu ifade ediliyordu. Mısırın çoklu doymamış yağ asit oranlarını yüksek olduğu söyleniyordu. Halbuki ayçiçekte de bu oran daha yüksekti. Fiyatı daha yüksek kaldığından son dönemde mısırın fiyatı düştü biraz. Biz zaten çok az üretiyoruz. Daha çok ithal ediyoruz. Ağırlıklı Amerika'dan ithal ediliyor. Amerika'nı pazarlama stratejisi sayesinde Türkiye dünyada mısır yağı tüketen 3. ülke konumuna geldi. En fazla tüketim Amerika'da. Ondan sonra AB ülkelerinin tamamı ve Türkiye geliyor. Yaklaşık 150 bin ton yağ tüketiliyor.

Yıl sonu hedefi 125 milyon YTL

Edirne Yağ Sanayi 1974 yılından beri faaliyet gösteriyor. 1980 yılından beri Olin markalı ayçicek yağını piyasaya süren şirket, bugün mısır, zeytinyağı ve kanola yağı da üretiyor. Şirketin toplam 250 ton rafine kapasitesi var. Olin markasıyla yılda ortalama 40 bin ton yağ satıyor. 2007 cirosu 113 milyon YTL olan şirket, İstanbul Sanayi Odası'nın ikinci 500 firma listesinde 3. sırada yer alıyor. 2008'in ilk altı ayını 70 milyon YTL ciroyla kapattıklarını söyleyen Ağaoğlu, "Yıl sonuna kadar 125 milyon YTL ciro hedefimiz var" dedi. Toplam üretimin yüzde 5'ini ihraç eden şirket, Bulgaristan, Kıbrıs, Kosova, Almanya, Tayvan, Japonya ve Kanada gibi ülkelere ürün gönderiyor.

MEHMET EDİP AĞAOĞULLARI KİMDİR?

1959 yılında Edirne'de doğdu. İngiltere'de Lanchester Polytechnic'de üretim mühendisliği okudu. İş hayatına 1981'de Trakya Un Sanayi'nde üretim müdürü olarak başladı. 1993'de aile şirketi olan Edirne Yağ Sanayi'nde genel müdür olarak çalışmaya başladı.

No comments: