Cemal Sevgi
Yenigün
21 Mart 2009,C.Tesi
Ege İhracatçı Birlikleri Başkanlar Kurulu Başkanı Mustafa Türkmenoğlu 13 Aralık 2008’de bir çağrıda bulundu. “Komşunun işsiz kalmaması için Türkiye’de üretilen malları kullan” diyen Türkmenoğlu özetle şunları söyledi:
“Ekonomik kriz ortamında tüm dünyada tüketim düşüyor. Tüketim düştüğü için ihracatımızda geriliyor. 2008 yılında 130 milyar dolar seviyesinde olan ihracatımız 2009 yılında yüzde 17’lik gerileme ile 112 milyar dolar seviyesine düşecek. İhracattaki 18 milyar dolarlık düşüşün istihdamda gerilemeye yol açmaması için, kriz ortamında çalışanlarımızın işsiz kalmaması, işletmelerimizin üretime devam edebilmesi için vatandaşlarımızı Türkiye’de üretilen malları tüketmeye davet ediyoruz. Bu sadece ekonomik krizin yıkıcı etkilerini bertaraf edebiliriz. Aksi takdirde istihdamda oluşacak düşüş ekonomik krizin toplum üzerindeki etkisini daha ağır hale getirecektir”
Başkaları zengin oluyor
Ülkesini seven herkesin bu çağrıya katılmaması imkansız. Yüzde 65’i ithalata dayanan bir ihracat sisteminin ülkemizi ne hale getirdiği ortada. Biz çalışıyoruz başkaları zengin oluyor. Şimdi tablo böyleyken zeytinyağı konusunda yapılanları basit bir ticari anlayış olarak görmemiz mümkün değil. Burada farklı hesapların olduğu apaçık ortada. Ben şimdi Mustafa Türkmenoğlu’na soruyorum; Size nasıl inanalım Mustafa bey? Siz ülkemizin geleceği için çok önemli bir konuda Egeli ihracatçıların başkanı olarak önemli bir açıklama yaptınız. Ancak siz bunları söylerken Başkanlar Kurulu’nuzun bir üyesinin 2 yıldır ithalat diye tutturmasına neden ses çıkarmıyorsunuz? Birliklerinizin çoğu tarıma dayalı ihracat yapıyor. Yaşanan kötü örneklerden ders almayanları uyarmak sizin göreviniz değil mi? Üreticinin başına örülen çorapların dönüp dolaşıp sizi de etkileyeceğini görmüyor musunuz? Neden, “Gel bakalım Ali kardeşim, sen galiba yanlış yere geldin burası ithalatçı değil ihracatçı birliği” demiyorsunuz? Yoksa yaptığınız çağrıya kendinizde mi inanmıyorsunuz? 12 birlik başkanının acil olarak toplanıp üreticide büyük tepkiye neden olan bu soruna artık bir çözüm bulması gerekiyor. Çünkü bu durum sadece zeytinyağı değil tüm ihracatçılara olan bakış açısını değiştiriyor.
Milli ekonominin temeli
Zeytinyağı konusundaki yazılarıma e-mail ve telefonla yüzlerce yorum yapıldı. Böylece doğru yolda olduğumu bir kez daha anlamış oldum. Yapılan yorumların en güzellerinden biri de hiç şüphesiz Hakan Gündüz (31) isimli okuyucumuzun. Hakan Gündüz zeytinyağı ithal etmek isteyenlere lafı hiç uzatmadan Atatürk’ün sözleriyle cevap vermiş; “Çalışmadan, yorulmadan ve üretmeden rahat yaşamanın yollarını aramayı alışkanlık haline getirmiş milletler, evvela haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini, daha sonra istikballerini kaybetmeye mahkumdur." “Milletimiz çok büyük elemler, mağlubiyetler, facialar görmüştür. Bütün olanlardan sonra yine bu topraklarda bulunuyorsa bunun temel sebebi şundandır: Çünkü Türk çiftçisi bir eliyle kılıcını kullanırken, diğer elindeki sabanla topraktan ayrılmadı. Eğer milletimizin büyük ekseriyeti çiftçi olmasaydı biz bugün dünya yüzünde bulunamayacaktık.” “Milli ekonominin temeli ziraattır. Bunun içindir ki, ziraatta kalkınmaya büyük önem vermekteyiz. Köylere kadar yayılacak programlı ve pratik çalışmalar, bu maksada erişmeyi kolaylaştıracaktır.” Anlayana!!!!
İşte Atatürk bu yüzden dünyanın en büyük liderlerinden biri oldu. Sadece askeri bir deha olmanın ötesinde ekonomik ve sosyal politikalardaki uzak görüşlülüğü onu dünya çapında bir lider yaptı. Bundan 80 yıl önce söylediği sözler bile sanki bugün söylenmiş gibi geçerliliğini koruyor. Hadi bizim söylediklerimize inanmıyorsunuz bari Atatürk’ten ders alın, utanın.
No comments:
Post a Comment