Ali Ekber Yıldırım
Dünya
20 Kasım 2008,Perşembe
Dünya Bankası’nın Türkiye’ye dayattığı ve 8 yıldır uygulanan Tarımda Reform Uygulama Projesi 31 Aralık 2008′de resmen sona eriyor.
Projenin 3 önemli bileşeni var:
1- Çiftçi kayıt sisteminin oluşturulması ve doğrudan gelir desteği uygulamasına geçilmesi.
2- Alternatif ürün projesi ile fındık, tütün, şekerpancarı gibi bazı ürünlerin üretiminden vazgeçilerek yerine alternatif ürünlerin ekilmesi.
3- Tarım Satış Kooperatif ve Birliklerinin 4 yıllık bir sürede yeniden yapılandırılarak özerk hale getirilmesi.
Uluslararası Para Fonu(IMF) programı ile de desteklenen proje, tarımı kurtaracak bir reform projesi olarak sunuldu. Ancak, geçen 8 yılda reform bir yana ülke tarımı çok büyük yara aldı. Her üç bileşende de başarı sağlanamadı. Doğrudan gelir desteği tarımı çökertti. Alternatif ürün projesi fiyasko ile sonuçlandı. Tarım Satış Kooperatifleri ve Birlikleri’nin durumu ortada. Kayısıbirlik kapandı, Fiskobirlik etkisiz, diğer birliklerin durumu da pek parlak değil.
Birlikler bundan sonra ne yapacak?
Çünkü, projenin sona ermesi nedeniyle birlikler ile ilgili yasal boşluklar doğacak.
Birliklerin finansman ihtiyacını karşılamak amacıyla oluşturulan Destekleme Fiyat İstikrar Fonu(DFİF)’nun tasfiye edilmesi gerekiyor.
Birliklerin yeniden yapılanma sürecini yöneten Yeniden Yapılanma Kurulu’nun görev süresi bitiyor.
Sanayi ve Ticaret Bakanlığı yasal boşluğu doldurmak, DFİF’ in tasfiye edilmesi ve diğer konularda gerekli önlemleri almak üzere 4572 Sayılı Tarım Satış Kooperatifleri ve Birlikleri Yasası’nı değiştirmeyi öngören bir yasa taslağı hazırladı.
Birliklerin de görüşleri alınarak hazırlanan taslak iki aydan beri Başbakanlıkta bekletiliyor.
İddiaya göre taslağı Hazine Müsteşarlığı bekletiyor. DFİF’ in tasfiyesi ve yeni finansman modeli Hazine Müsteşarlığı’nın görev alanına girdiği için, yasal düzenlemeyi kendi isteği doğrultusunda yapmak istiyor.
Hazine Müsteşarlığı’nın nasıl bir finansman modeli üzerinde çalıştığı bilinmiyor. Ancak, geçmişteki uygulamalarına ve birliklere yaklaşımına bakılırsa, Hazine’nin, birliklere hiçbir destek verilmemesini hatta kapatılmasını istediği söylenebilir. Hazine’deki kimi bürokratlara göre tarım gereksiz bir sektör.
Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nın yasa taslağında ise, birliklerin finansman ihtiyacının bankalardan ucuz kredi ile sağlanması öngörülüyor. Bir çeşit esnaf kredileri veya Ziraat Bankası’nın sübvansiyonlu tarım kredileri modeli öneriliyor. Buna göre, birlikler, bankalardan düşük faizli kredi kullanacak. Kullanılan sübvansiyonlu kredinin faizi ile piyasa faizi arasındaki fark Hazine tarafından karşılanacak.
Ancak bu sistemin işleyebilmesi için öncelikle birliklerin bilançolarının kredi alabilir yapıya kavuşturulması gerekiyor. Daha açık bir anlatımla, birliklerin toplam 1 milyar YTL’ yi bulan borç ve faiz yükü sorununun çözülmesi gerekiyor.
Birlikler bu borcun faiziyle birlikte silinmesini istiyor. Bakanlık ise, tüm birliklerin borçlarının birleştirilerek toplam tutarının üç yılı geri ödemesiz, toplam on yıl vadeli ve faizsiz olarak ertelenmesini öneriyor.
Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nın önerisinin Hazine Müsteşarlığı tarafından kabul edilip edilmeyeceği bilinmiyor. Ancak, düşük faizli kredi uygulaması yeni değil.Geçmişte de uygulandı. Hatta Fiskobirlik’i batma noktasına getirenin, Pamukbank’ın batmasına neden olanın bu ucuz faizli krediler olduğu iddia edilir.
Birliklerin son 50 yıllık döneminde finansman sorununu çözmek için bir çok model denendi. Hepsi de başarısızlıkla sonuçlandığına göre, bu modelleri önerenlerin, yasa taslağı hazırlayanların “nerede hata yapıyoruz” diye özeleştiri yapmaları gerekmez mi?
Kendini öğretmen birlikleri öğrenci olarak gören Sanayi Bakanlığı geçenlerde birliklere yönelik bir anket yaptı. Sorulan sorular orta okul, lise düzeyinde öğrencilere yapılan sınavı andırıyor.
Bakanlık öğretmen ve birlikler de öğrenci ise ve 8 yılın sonunda 17 birliğin tamamı sınıfta kalıyorsa, öğretmenin veya müfredatın hiç mi suçu yok?
Borç ertelemekle, borç silmekle sorunların çözülemediği ortada. Neden sistemde bir değişikliğe gidilmiyor? Avrupa Birliği’nde uygulanan kooperatifçilik modeli Bakanlığın etki analiz raporunda ayrıntıları ile anlatılıyor da, neden Türkiye’de de uygulanmıyor?
No comments:
Post a Comment