Ayşegül Sakarya
Referans
27 Kasım 2008,Perşembe
Zeytin dalı barışın simgesi olmasına rağmen zeytin sektöründe tartışmalar bitmiyor. Hasatın sürdüğü sektörün gündeminde bu yıl da fiyat ve ithalat tartışmaları var. Dünyanın en önemli zeytinyağı üreticilerinden biri olmasına rağmen Türkiye, yıllardır üretim, tüketim ve ihracatta ciddi sorunlarla mücadele ediyor. Son yıllarda teşvik edilen üretim sayesinde dünyanın en büyük ikinci zeytinyağı üreticisi olma yolunda ilerleyen Türkiye'de üretici, sanayici ve ihracatçı arasında bitmek bilmeyen tartışmalar sektörü çıkmaza sürüklüyor. Uzlaşmaz yaklaşımlar yüzünden sektörün tüm oyuncuları kaybediyor.
Tartışmalar fiyat ve ihracatçıların ithalat talebi noktasında kilitleniyor. Zeytinde giderek düşen fiyatlar üreticiyi mağdur ediyor. 2006'da 4.5-5 YTL'ye ulaşan fiyatlar bugün 3 YTL civarında. Üretici, mazot, gübre gibi maliyetlerin yükselmesi nedeniyle fiyatların düşmemesi gerektiğini savunuyor. Sektördeki en büyük boşluklardan biri fiyatları regüle edebilecek bir sistem olmaması. Bu görevi üstlenen 33 kooperatif ve 28 bin üreticinin üye olduğu Tariş Zeytinyağı Kooperatifleri Birliği ise üye üreticinin getirdiği ürünü almakla yükümlü olduğu için stok maliyetleri yüzünden zarar etme riskiyle karşı karşıya kalıyor. Öte yandan yüksek fiyatlar nedeniyle yurtdışında rekabetçi olmadıklarını söyleyen ihracatçılar "Dahili İşleme Rejimi" (DİR) uygulamasının başlaması gerektiğini ifade ediyor. Türkiye'nin 125 milyar dolara ulaşan ihracatının yüzde 75'inin faydalandığı DİR yurtdışından temin edilen hammadde, yarı mamül ve ara mamüllerin Türkiye'de işlenerek ihraç edilmesine olanak sağlayan bir sistem. DİR çerçevesinde ülkeye getirilen malların yurt içinde kullanımı mümkün değil. Çünkü DİR kapsamında ithalat yapılırken konu mala ait gümrük vergisi, KDV gibi tüm vergiler için gümrük bir teminat alıyor. Süresi içinde ithalat ve ihracat işlemleri gerçekleşmemesi durumunda ise teminat irad kaydediliyor. Üreticiler bu sistemin fiyat istikrarını bozarak üreticiye zarar vereceği kanısında. Ayvalık Zeytin Üreticileri Derneği Başkanı Salih Madra, ihracat kaydıyla ithal edilecek zeytinyağının fiyatları altüst edeceğini ve zaten zor durumda olan üreticiyi daha da zora sokacağını ifade ediyor. İhracatçılar ise giderek düşen ihracata tek çözüm olarak DİR'i görüyor. Zeytindostu Derneği Başkanı Metin Ölken, "İhracat pazarlarında sürekliliği sağlamak için ülkemizde yetersiz üretim ve arz ile yurt dışı ile rekabet edilemez fiyatlar karşısında DİR önemli bir araçtır. Yeter ki DİR uygulaması ve şartları iyi tanımlansın" diye konuşuyor.
Zeytinyağı ihracatı yüzde 25 geriledi
Rakamlar da ihracatçıların içinde bulunduğu çıkmazı ortaya koyuyor. Zeytin ihracatı artış gösterirken, zeytinyağı ihracatı ise giderek geriliyor. Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği'nin kayıtlarına göre, Türkiye, zeytin ve zeytinyağı sektörü 2006-07 sezonunda toplam 234 milyon 165 bin 799 dolarlık ihracat yapmışken, 2007-08 sezonunda bu rakam yüzde 25'lik düşüşle 176 milyon 736 bin 396 dolara geriledi. Zeytin ihracatı 2006-07 sezonunda sektörün toplam ihracatında yüzde 39'luk pay ile temsil edilirken, 2007-08 sezonunda bu rakam yüzde 60'ın üzerine çıktı. Zeytin ihracatı tarihinde ilk kez 2007-08 sezonunda zeytinyağı ihracatının üzerine çıktı. Türkiye'de hammadde fiyatlarının yüksekliği ve döviz kurlarının düşüklüğü üst üste gelince Türkiye dünya zeytinyağı piyasalarında fiyat tutturamaz ve ihracat yapamaz konuma geldi.
Zeytin ve zeytinyağı sektöründe üretici, sanayici ve ihracatçıların hem fikir olduğu tek şey ise üreticiye verilen primin artırılması gerektiği. En büyük üretici olan AB'de zeytinciliğe verilen toplam üretim desteği 2.350 milyar euro iken, çiftçiye verilen prim 1.32 euro. Türkiye'de ise Tarım Bakanlığı bu yıl primi 1 kuruş artırarak ve 21 kuruşa çıkardı. Üretim primi ilk uygulamaya başlandığı yıl verilen prim 40 cent yani 50 YKr'ydi. Üretim priminin üreticiye yönelik bir mavi boncuk uygulaması olarak görüldüğünü söyleyen Metin Ölken, "Aslında üretim primi üreticiyi ürün fiyatlarındaki spekülasyona karşı koruyan,piyasa dengesine ve istikrarlı mal tedarikine imkan tanıyan bir sistem olmalıdır. Bugünkü koşullarda üretim primi zeytinyağında asgari kilo başına 1 YTL olmalıdır. Ve unutulmamalıdır ki bu prim rakamı ile kayıt altına alınacak olan sistemin yaratacağı direk ve endirek vergiler ile bütçeye yük en az yüzde 60 azalacaktır" diye konuşuyor. Mazot, gübre gibi girdilerdeki fiyat artışlarıyla boğuşan çiftçinin zor durumda olduğuna dikkat çeken Salih Madra ise, yağ fiyatlarının da gerilediğini vuruluyor. Bu yıl 100 bin ton stok fazlası olacağını ifade eden Madra, piyasayı stabil tutmak için 40-50 bin ton ihracat yapılması gerektiğini aktarıyor.
Milli politika oluşturulmalı
Üreticiyi serbest pazar ekonomisinin fiyat dalgalanmalarından korumak gerektiğini ifade eden TARİŞ Yönetim Kurulu Başkanı Cahit Çetin, çiftçinin ekime devam etmesi için üretime ve ürüne ilgi duyması gerektiğini vurguluyor. Üreticinin heyecanının kaybolmaması gerektiğine işaret eden Çetin sözlerine şu şekilde devam ediyor: "Üretici ürününün değer kazanması konusunda kaygı duymamalı. Mesela Batı'da olması gereken hedef fiyatla piyasada oluşan fiyat arasındaki fark üreticiye yardım olarak verilir. Prim üreticiye bağışta bulunmak olarak düşünülmemeli. Zeytin fidanı dikildikten sonra 7 sene ürün vermez. Üretici 7 sene fidana ücretsiz bakar. Bu arada desteklenmesi gerekir." Zeytin yağının iyi pazarlaması için ulusal bir duruşa ihtiyaç olduğunu dile getiren Çetin, fedakarlığın çiftçiden beklendiğini belirtiyor.
Yıllardır sektörde bir ortak akıl oluşturulamadığını söyleyen Metin Ölken de devletin zeytin ve zeytinyağı ürünlerine yönelik bir milli politika yaratmadığı görüşünde. Yıllardır sadece Tarım Satış Kooperatifleri'nin taban fiyatları ile popülist yaklaşımlarla hareket edildiğini anlatan Ölken, "Bunun sonucunda Birliklerin iflası ve yüzlerce trilyon zarar söz konusu olmuştur. Devlet eli ile ticaret devri kapanmalıdır. Haksız rekabete dur denilmelidir. İspanyol modeline uygun gerçek anlamda yapılacak yeni bir kooperatifçilik anlayışı ortaya konmalıdır. Stok müessesesi devreye alınmalıdır" diye konuşuyor.
Tüketim tahmin edilenden fazla
Türkiye'nin son yıllarda zeytin konusunda örnek alması gereken ülke İspanya olarak görülüyor. Son 10 yılda zeytin ve zeytinyağında atılım gerçekleştiren İspanya, 15 yıl öncesine kadar 100 bin ton olan ihracat rakamlarını 600 bin tonlara çıkardı. Ortalama 1 milyon 200 bin tonun üzerinde üretimin olduğu İspanya'da pazarın yüzde 70'ini kooperatifler kontrol ediyor. Kooperatifler fiyatlarını günün koşullarına göre kendileri belirliyor. Ülkede finans kurumlarının uygun vadeli kredi imkanları olduğunu ancak devlet desteği söz konusu olmadığını söyleyen EZZİB Başkanı Ali Nedim Güreli, "Kooperatiflerin piyasa fiyatına müdahalesi yok. Piyasa liberizasyonu sağlanmış durumda. Yeniden yapılandırma ve kooperatifçilikte gerçekleştirilecek revizyonda İspanya, Türkiye'nin model alacağı ülke olmalı. Türkiye tarımda yeni model arayışı içinde. Bu model İspanya olmalı" diyor.
Türkiye'deki diğer önemli sorunlardan biri tüketimin çok az olması. Kişi başına düşen tüketim miktarı Yunanistan'da yıllık 20 litre, İtalya ve İspanya'da 12 litre iken Türkiye'de 1 litre civarında. Ancak zeytinyağcılar bu konuda da anlaşabilmiş değil. Ali Nedim Güreli'ye göre zeytinyağı tüketimi eskisine göre çok fazla. Ancak yüksek fiyat politikaları nedeniyle artık insanlar kendi bölgelerinde üretilen zeytinyağlarını tercih ediyor. "Türkiye'de pahalı zeytinyağları yenilmiyor. Türkiye'de 1000 tane fabrika var ve en az 20 ton tenekeye koyup yağ satıyorlar. Marka sayısı 500'e çıktı" diyen Güreli, Türkiye'de zeytinyağı tüketiminin 1 kilonun üzerinde olduğu kanısında. Sektörde oligopolleşme olduğunu iddia eden Güreli, markalı satışların yüzde 80'inin 3 firma tarafından yapıldığını belirtiyor. Bu üç markanın ürünlerini yüzde 100'ün üstünde bir karlılıkla sattığını söyleyen Güreli, yurtdışında oligopolle ilgili yasalar olduğunu ve böyle bir modele yurtdışında izin verilmeyeceğini aktarıyor. Tüm sektörlerde olduğu zeytin ve zeytinyağında da her kesimin çıkarı birbirinden farklı. İhracatçı ürünü düşük fiyatla alıp, üretici maliyetini çıkarıp para kazanmak, sanayici markalı ya da işlenmiş ürün ihracatının artmasını istiyor. Ancak sektörün kalkınması için her üç ayağın da tatmin olması gerekiyor. Bunun içinde hiç kimsenin ağzından düşmeyen uzlaşma için masaya oturulması şart. Zeytin sektörünü geleceği bu adımın atılmasına bağlı.
Doğu Akdeniz Bölgesi iddialı
Son dönemde zeytin ekim alanlarının giderek arttığı Doğu Akdeniz Bölgesi de adından söz ettiriyor. Bölgede Adana, Mersin, Hatay, Kilis, Gaziantep ve Osmaniye illerinde 36 milyon adetin üzerinde zeytin ağacı var. 2008 yılı tahmini zeytinyağı rekoltesinin 159 bin 366 ton. Bölgede zeytin üretim potansiyelinin artırılması için "Envanter Projesi"nin en kısa zamanda tamamlanması gerektiğini söyleyen Doğu Akdeniz Zeytin Birliği Başkanı Mehmet Güler, "Dikime uygun zeytin alanları belirlenerek, ağaçlandırılması sağlanmalı ve Doğu Akdeniz Bölgesi'nde zeytin dikilmesine uygun binlerce hektar arazi süratle ülke ekonomisine kazandırılmalı" diyor. Fidan dikimi esnasında düzenli ve yüksek verimli, ihracata uygun zeytin çeşitlerinin tercih edilmesi ve bölge yetkililerinin birikimlerinin dikkate alınması gerektiğine dikkat çeken Güler, mevcut zeytin ağaçlarının ıslahı ve bölgemizde tespit edilen yaklaşık 12 bin hektar yabanî zeytinliklerin aşılanması için gösterilen gayretlere destek sağlanması ve son yıllarda dikilen zeytinlerin özellikle budama sorunu acilen çözümlenmesi gerektiğini vurguluyor. Ayrıca Doğu Akdeniz Bölgesi'ne süt toplama merkezleri benzeri olan basit yağ toplama ve depolama üniteleri oluşturulması isteniyor. Böylece pazarlamadaki en önemli kalite sorununun giderilebileceği ifade ediliyor. Zeytincilik sektöründeki sorunların çözümü için ihracatçı, sanayici ve üretici arasında barış sağlanması gerektiğini söyleyen Güler, sözlerine şu şekilde devam ediyor: "İhracatçı fiyatları yükseltmek istiyor. Normaldir, geçimini böyle sağlamakta. İmalatçı üreticiye daha çok fiyat vermek için uğraşıyor. Üretici ise birimi alandan daha çok verim elde etmek için çalışmalı. Eğer bunlar gerçekleşirse sorun kalmaz, zira asıl mesele üreticinin artan girdiler ve küresel ısınmadan dolayı çok zor durumda olması."
Türkiye'de markalı zeytinyağı üreticilerinin sayısı giderek artıyor. Yurtdışına ihracat yapma başarısı gösteren markalardan biri de yaklaşık 3 yıl önce Ravika markasıyla zeytinyağı üretimine başlayan Keskinoğlu. Şirketin yıllık üretim ve dolum kapasitesi 15 milyon litre. Pazardaki 3'üncü yılında yüzde 9'luk pazar payı hedefleyen şirket, zeytinyağı üretim kapasitesini artırmak için yılsonuna kadar 2 milyon dolar daha yatırım yapacak. Bulgaristan, Bosna Hersek, Azerbaycan, Hong Kong, Rusya, Amerika, Kanada, Kosova, Makedonya, Çin, Norveç, Hindistan, İran, Maldivler, Seyşel Adaları, Ukrayna ve Dubai'ye zeytinyağı gönderen şirket, yıl sonuna kadar 1.5 milyon litrelik ihracat yapmayı planlıyor. 2007 yılında piyasa giren Rheia markası, butik üretimle ön plana çıkıyor. Şirket, bu yıl bin 500 litre civarında üretim yapmayı hedefliyor. DİR uygulamasının çözüm olmayacağını bunun yerine devletin üreticiye kilogram başına daha çok prim vermesi gerektiğini söyleyen şirket yetkilileri, "Ayrıca iç tüketimi artırmalıyız. Bunun içinde zeytinyağının tanıtıma ihtiyacı var. Bunun da devlet aracılığıyla yapılması daha doğru ve kolay olacaktır. En önemlisi primini artırılması böylece hem ihracatçı dış piyasada ürünü daha iyi satabilecek. Hem de üreticinin yüzü gülecek, tarlasına daha iyi bakabilecek dolayısıyla daha kaliteli zeytin elde edilecek ve sonuç olarak çok daha kaliteli zeytinyağı üretebileceğiz" diyor.
5 comments:
Greetings Ι am so grаteful I found youг weblog, Ι
rеallу found уοu by accidеnt, while I wаs broωsing on Askϳeeve for ѕomething else, Regarԁlеѕs I am heгe nοw and
would ϳust lіke tо say thanks a lot foг
a tremendous ρost and a all round eхciting blοg (I also love the
thеme/design), I don't have time to read it all at the minute but I have bookmarked it and also added your RSS feeds, so when I have time I will be back to read much more, Please do keep up the excellent job.
Also visit my website :: salbe gegen hämorrhoiden
Good day! This is my first vіsit to your blog!
Wе аre a tеam of ѵolunteeгs
аnd ѕtaгting a nеω initiative іn а сommunity
in the same niсhe. Үοuг blog proviԁed us beneficial infoгmatiοn to ωork οn.
You haνе done а marvеllous ϳob!
My homepаgе :: www.docstoc.com/docs/142274500/Haemorrhoid-Symptoms---Things-Are-The-Trouble-Of-Hemorrhoids_
Ι simply couldn't leave your web site before suggesting that I really loved the usual info an individual supply for your visitors? Is going to be back ceaselessly in order to investigate cross-check new posts
Review my web blog; chatroulette
This text is pгіceless. Hоw can Ι find out more?
Mу web blog :: сhаtгoulette *community.azc.edu.bd*
Howdy thiѕ is kind of оf off topiс but I was wanting to know if blogѕ use
WYSIWYG еditors oг if уou haѵe to manually сode with HTML.
I'm starting a blog soon but have no coding skills so I wanted to get guidance from someone with experience. Any help would be enormously appreciated!
Here is my blog post :: Bauchmuskelübungen
Post a Comment