Monday, November 10, 2008

Zeytin-Zeytinyağının açık ara şampiyonu :İspanya

M. Hakkı Yazıcı

Zeytincilikte, birkaç senedir, hepimizi umutlandıran önemli bir atılımın içindeyiz. Ağaç varlığımız her geçen gün artıyor. Tanıtıma, markalaşmaya, kaliteye, tağşişle mücadeleye, tadım panellerinin oluşturulmasına eskisinden daha fazla önem veriyoruz. Sektörün örgütlülüğünde de ciddi, yeni oluşumlar mevcut; UZK, Zeytindostu Derneği, Zeytinyağı Tanıtım Grubu gibi ciddi hareketlenmeler, örgütlenmeler var.

Sektörümüzün önde gelenleri, Amerika’yı yeniden keşfetmeyelim diye iyi, başarılı örnekleri inceliyor. En başta da zeytinciliğin açık ara şampiyonu olan İspanya inceleniyor. Hedefimiz de İspanya’nın arkasından dünyanın en büyük ikinci üreticisi olabilmek.

Heyetlerin biri gidiyor, biri geliyor. Örneğin Ekim 2007 sonunda Sevilla’da faaliyet gösteren Oleoestepa Kooperatifler Birliği’nin Başkanı Eduardo Perez Perez ve Genel Müdürü Alvaro Olavarria Govantes Tariş Zeytin ve Zeytinyağı Birliği’nin davetlisi olarak İzmir’e geldi.

Ocak 2008’de, Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği'nin (EZZİB) organizasyonunda, Türkiye Madrid Ticaret Müşavirliği tarafından İspanya'ya bir iş ve inceleme gezisi düzenlendi. Birlik Yönetim Kurulu üyeleri, sektör temsilcileri ve basın mensuplarından oluşan 27 kişilik heyet İspanya Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği, İspanya Zeytin ve Zeytinyağı Tarım Satış Kooperatifleri Birliği başta olmak üzere bu ülkenin zeytin ve zeytinyağıyla ilgili kuruluşlarını ve işletmelerini ziyaret ederek çeşitli temaslarda bulundu.

***

Hikaye bu ya, bir Türk zeytin üreticisi, yine bir inceleme gezisi için İspanya’ya gitmiş. İspanyol zeytin üreticisi dostu tarafından karşılanmış, ağırlanmış. Birlikte gezmeğe başlamışlar. İspanyol arkadaşı anlatıyor da anlatıyor;

“Bizim ağaç varlığımız şu kadar, Türkiye’de bize göre çok az,…

İspanya’da ağaç başına verim şu kadar, siz de çok az,..

Ağaçlara şöyle iyi bakıyoruz; böyle ilaçlama, şöyle sulama yapıyoruz…

Periyodisite farkı neredeyse yok…”

Adam haklı da bizim Türk zeytincinin canı sıkılmaya başlamış, gerilmiş.

İspanyol devam ediyor:

“İspanya’nın üretimi sofralık zeytinde bu kadar, zeytinyağında şu kadar,

İhracatımız bu kadar, markalı ambalajlı olanı şu kadar… Kalitemiz şöyle iyi, böyle iyi…”

Falan filan… Bizim Türk zeytincinin keyfi iyice kaçmış. Onun da bir kusur bulması lazım, ama ne?

“İyi, hepsi güzel, zeytin-zeytinyağında çok başarılısınız; ama siz de Güney Amerika yerlilerini; Aztekleri, Mayaları katlettiniz, medeniyetlerini yok ettiniz,” deyivermiş.


Yeni Sezonda Beklentiler

Hasat mevsiminin içindeyiz, iklim koşullarının önümüzdeki aylarda da iyi olması halinde dünya zeytin üretiminde iyi bir sezon yaşayacağımız umut edilmekte.

Bazı tahminlere göre içinde bulunduğumuz sezonda üretim rakamları şöyle olacaktır :

İspanya 1.250.000 ton
İtalya 250.000 ton
Yunanistan 300.000 ton
Tunus 120.000 ton
Türkiye 180.000 ton
Suriye 125.000 ton
Fas 70.000 ton

İspanya’da iç tüketim son aylardaki ekonomik kriz ile birlikte düştü. Normal olarak aylık iç tüketim ve ihracat toplamı 100.000 ton iken şu anda bu rakam aylık 80.000 tona düşmüştür. Tüketimin azalışından dolayı dönem sonu stokların 350.000 tona ulaşması beklenmektedir. Bu durumda, İspanya’daki gelecek yıl 350.000 ton devirden ve 1.250.000 ton üretimden olmak üzere 1.600.000 ton zeytinyağı miktarı olacağı beklenmektedir.

Dünyada süregelen ekonomik ve mali kriz nedeniyle, önümüzdeki yıl zeytinyağı fiyatlarının artmasının pek mümkün olamayacağı görüntüsü vardır. Fiyatların aşağı yukarı bugünkü seviyelerde kalması beklenmektedir.Talep arttığında fiyatların biraz yükselmesi, talep azaldığında tekrar düşmesini beklenirken, alımların spekülatif büyük alımlar değil, günlük alımlar olması öngörülmektedir. Sezon başında İspanya üretimi ile beraber fiyatlarda düşüş yaşanabilecek, üretim bittikten sonra piyasa sabit ve istikrarlı bir duruma gelebilecektir. Fiyatlar, bugün İspanya da geçerli olan fiyatların ötesinde beklenmemelidir. Sızma zeytinyağının İspanya'daki 2.400 Euro / ton’luk fiyatı makul bir fiyat izlenimi vermektedir.
İspanyol Çiftçi örgütü ASAJA ise önümüzdeki sezonda bütün İspanya’da 1.160.000 tonluk zeytinyağı üretimi öngörmekte. Bu üretim miktarının yaklaşık % 83’ünün (960.000 ton) Endülüs Bölgesinde olacağı tahmin edilmektedir.
Sofralık zeytin üretiminin ise 492.000 ton olması umuluyor.
İspanya dünya pazarında ağırlığını daha çok hissettirmekte.
Bu senenin flaş haberlerinden biri de İspanyol SOS Grubu’nun Ünilever’e ait İtalyan Bertolli markasını satınalmasıydı. Son zamanlarda İspanyollar, üretimin yanısıra ticari anlamda da inisiyatifi ellerine almaya, İtalyanların dünya pazarındaki liderliğini tehdit etmeye başladılar.Yani İtalyan zeytinyağı, İspanyolca konuşmaya başlıyor.

SOS Grubu, daha önce de bazı İtalyan markalarını satın almıştı. İspanyol SOS Grubu, Unilever'in Bertolli markasını satın alarak gücüne güç katıp, bugün 350-400 bin ton olan ambalajlı zeytinyağı pazarını Bertolli ile 600 bin tonlara kadar çıkarmayı planlıyor.
İspanya, Mayıs 2008 sonuna kadar 357.900 ton zeytinyağı ihracatı gerçekleştirdi. Bu rakam, geçen yıla göre % 5,4, son dört yıl ortalamasına göreyse % 12,8’lik bir artışı göstermektedir.
Aynı dönemde İspanya, 184.330 ton da sofralık zeytin ihracatını gerçekleştirdi. Sofralık zeytinde İspanya’nın 151.700 tonluk iç tüketimine bakarak sofralık zeytin üretiminin daha ziyade ihracata yönelik olduğu görülebilir.

IOOC verilerine gore, yeni sezonda 2.820.500 ton olacağı beklenen dünya üretiminin %43’ ü İspanya tarafından gerçekleştirilecektir.

Türkiye’de de önümüzdeki 2008-2009 sezonu Rekolte Tahmini Raporu açıklandı.
İzmir Ticaret Borsası liderliğindeki resmi heyetin açıklamasına gore; var yılının yaşanacağı yeni sezonda 327 bin 634 ton yemeklik zeytin, 159 bin 366 ton da zeytinyağı elde edilmesi bekleniyor.

Ege Zeytin-Zeytinyağı ihracatçıları Birliği’nin öngörüsü ise bu rakamın üzerinde. 180 bin ton civarında bir gerçekleşme olacağı yönünde. Bilindiği gibi geçen sene bu miktarın yarısı kadar bir üretim gerçekleşmişti. Önümüzdeki günlerdeki yağışlarla Türkiye’de rekoltenin yüzde 10 daha artacağı belirtilirken, yeni sezona 32 bin ton civarında zeytinyağının devredeceği ifade ediliyor.

Yaklaşık 200 bin tona ulaşacak ürünün nasıl eritileceği yönünde ihracatçılarda ciddi endişeler var.


Rakamlarla İspanya

Yüzölçümü : 50.479.000 Ha
Nüfus : 43.975.375 (1.1.2005)
Nüfus Yoğunluğu : 86,9 kişi/km2 (1.1.2005)
Kişi başı GSYİH :19.642 Cari fiyatlarla (2004, Euro)

İspanya’nın topraklarının %50’si tarımda kullanılıyor.


İspanya’da zeytinin geçmişi

Zeytin-zeytinyağı üretiminin İspanya’da çok eski bir geçmişi olduğu bilinmektedir. Anavatanı Mezopotamya ve Anadolu olan zeytinin İspanya’ya Fenikeliler ve Yunanlar tarafından getirildiği söylenmektedir.

Zeytin tarımı ve zeytinyağı üretiminin ilk kez Romalılar tarafından geliştirildiği söylense de zeytinyağı üretimine en büyük katkının Araplar tarafından yapıldığı belirtilmektedir.


Rakamlarla İspanya’da zeytin-zeytinyağı

İspanya, ağaç sayısında; hem sofralık zeytin, hem de zeytinyağı üretiminde açık ara dünya birincisi.

İspanyolların “zeytinyağı denizi gibi” söylemlerinin arkasında 300 milyon zeytin ağacının olduğunu ve zeytinin ülkenin hemen her yerinde yağa dönüştürüldüğünü söylemeliyiz.

-İspanya, dünya toplam zeytinyağı üretiminin %45’i ile dünyanın en büyük zeytinyağı üreticisidir.

-İspanya, dünya toplam zeytinyağı tüketiminin de % 20’sini gerçekleştirmektedir.

-İspanya genelinde zeytinlikler 2.456.719 hektara yayılmıştır.

-Sektörde 380.000 kişi istihdam edilmektedir.

-En kötü iklim koşullarında bile yıllık ortalama 800.000 Tonluk bir hasat elde edilmektedir.

-Üretilen zeytinlerin %96’sı zeytinyağı üretimi için ayrılmış iken, kalan %4 sofralık zeytin olarak piyasaya sunulmaktadır.

-Zeytinyağı üretim sektöründe yaklaşık 1.814 üretici (almazaras), 61 yağ çıkarıcı, 26 rafineri, 580 laboratuar ve yaklaşık 1.595 paketleme ünitesi faaliyet göstermektedir.
Bu üreticilerin %14’ü geleneksel tipte üretim yaparken bunların üretimi toplam zeytinyağı üretiminin %1,16’sını oluşturmaktadır. Geri kalan üreticilerin %9’u 3 fazlı sistemle üretim yaparken, %72’si en modern teknoloji olan 2 fazlı sistemle üretim yapmakta ve %5’i de bir veya daha fazla metodu bir arada kullanarak karışık sistemle üretim yapmaktadır. 3 fazlı sistemle üretim yapan üreticiler toplam zeytinyağı üretiminin %3,18’ini gerçekleştirirken, 2 fazlı sistemle üretim yapanlar toplam üretimin %90,10’unu gerçekleştirmekte, karışık sistemle ise toplam üretimin %5,55’ini gerçekleştirmektedir.

-Zeytinyağı üretiminin en son aşaması olan şişeleme sektöründe 1.595 şirket faaliyet göstermektedir. Bu işletmelerden %90’u bir üreticiye bağlı olarak faaliyet göstermektedir.

-İspanyol zeytinyağı üretiminin yaklaşık %3’ü organik zeytinyağı üretimidir.

-İspanya’nın en büyük ihracat kalemleri arasında yağlar ve zeytinyağları 13. sırada yer almaktadır.

Yıllara göre İspanya’nın Zeytin-Zeytinyağı üretim, tüketim, ihracat, ithalat rakamlarına bakarsak:

Üretim (bin ton) Tüketim (bin ton) İhracat (bin ton) İthalat (bin ton)
2002 / 03 857,8 591,3 537,6 39,1
2003 / 04 1.416,6 625,9 633 61,9
2004 / 05 989,8 615,7 545,5 79,8
2005 / 06 827,4 477,7 453,6 85,5
2006 / 07 1.105,4 304,4 282,2 54,9
2007 / 08 1.250

İspanya’da Zeytin Türleri

İspanya genelindeki farklı iklim yapıları sayesinde değişik bölgelerde farklı zeytin türleri yetişmekte ve her bir zeytin türünden farklı tipte zeytinyağları üretilmektedir.

İspanya’da yaklaşık 260 farklı zeytin türünün var olduğu saptanmıştır.

Zeytinyağı üretiminde en çok kullanılan zeytin türleri: Picual, Picudo, Lechin, Cornicabra, Hojiblanca, Arbequina, Empeltre, Verdiel, Pico-Limon, Morisca, Verdala, Royal, Mollar, Morruda, Farga ve Manzanilla Cacerena’dır.


Zeytin üreticisi bölgeler

İspanya’daki en büyük zeytinyağı üreticisi bölge, üretimin %75’ini gerçekleştiren Endülüs bölgesidir. Onu üretimin %14’ü ile Castilla-La Mancha, %6 ile Extremadura, %4’ü ile Katalunya ve yaklaşık %1 ile Aragon ve Valensiya izlemektedir.

İspanya’daki 1.814 zeytinyağı üreticisinin %45’i Endülüste olup, bunun %40’ı da Jaen’dedir.


İspanya’da coğrafi tescil almış olan zeytinyağı tipleri ve bölgeleri

İspanyol naturel sızma zeytinyağlarının büyük bir kısmı zeytinyağının kalitesinin artırılması amacıyla ‘Coğrafi Tescil’ ile koruma altına alınmıştır. Coğrafi Tescil, üretim alanı, ürün çeşitleri, üretim teknikleri ve bitki karakteri gibi o ürünü özel kılan bütün özellikleri düzenler. Sadece coğrafi tescil almış olan zeytinyağları diğer zeytinyağlarından ayrılacak şekilde bu tescile ilişkin logoları taşıyabilirler.

İspanya’da coğrafi tescil almış 20’yi aşkın zeytinyağı ve bölgesi bulunmaktadır. Bunlar:

Antequera, Baena, Baix Ebre-Montsia, Bajo Aragón, Estepa, Gata-Hurdes, La Rioja, Les Garrigues, Mallorca, Monterrubio, Montes de Granada, Montes de Toledo, Sierra de Cazorla, Sierra Magina, Sierra de Segura, Siurana, Poniente de Granada, Priego de Cordoba, Sierra de Cadiz, Tierra Alta’ dır.


İspanya’daki zeytinciliği Türkiye’deki ile karşılaştırırsak

Zeytinciliğimizin sorunlarını en yakından izleyen gazetecilerden sayın Ali Ekber Yıldırım, İspanyol zeytincilerinin Tariş’le yaptığı temaslar sonrasında, Kasım 2007’de Dünya Gazetesi’ndeki köşesinde bazı bilgileri paylaşmıştı.

İspanya’da, uzun yıllar üreticiye zeytinyağında kilo başına 1,3 Euro destekleme primi ödendi.

Avrupa Birliği’nin tarımsal destekleme reformu kapsamında yapılan değişiklikle şimdi de kilo başına ödeme yerine alan bazında destekleme ödemesi yapılıyor.

Buna göre, 2007-2013 yılları arasında İspanya’da zeytin üreticisine hektar başına üreticiye 550 Avro doğrudan destek ödenecek. İspanya’daki zeytin üreticisi 2013 yılına kadar bu desteği alacağını biliyor. Yani önünü görebiliyor.

Türkiye’de ise zeytin üreticileri bu türden desteklerden ne yazık ki yoksunlar.

Zeytinyağında daha önceki yıl kilo başına 11 kuruş olan destekleme primi, geçen sene 20 kuruş olarak ilan edildi.

Açıklamalara göre; prim miktarı, bu sene de 21 kuruş olacak. Tarımsal Destek ve Yönlendirme Kurulu'nun başta pamuk ve zeytinyağı olmak üzere bazı tarım ürünlerinde 2008 yılı primini sadece 1 kuruş artırma yönündeki çalışmasına tarım kesiminden büyük tepkiler geldi. Tarım sektörü yetkilileri, düşük prim verilmesi halinde birçok tarım ürününde ithalata bağımlılığın artacağını ifade ediyor.

Sadece primin azlığı değil sorun. Destekleme primleri genellikle bir sene gecikmeli olarak ödenebiliyor. Bu durumda üreticiler, ancak kooperatiflerinin desteğiyle üretimlerini sürdürebiliyor. Ama kooperatiflerin durumu da malum.

Türkiye’deki süregelen sistemle uzun yıllar üretimin sürdürülemeyeceğini bilmek için kahin olmak gerekmiyor. Bu işin böyle devam etmesi olanaksız.

Nasıl olup da İspanya’nın arkasından en büyük zeytin olabileceğimizi bir bilen varsa açıklasın.


Murat Küçükçakır’ın izlenimleri

Sevgili Murat Küçükçakır hocam da İspanya inceleme gezisi sonrasında aşağıdaki gözlemlerini aktarmıştı :

“Bilindiği üzere Ege İhracatçılar Birliğinin İspanyaya düzenlemiş olduğu inceleme gezisine katılmış bulunmaktayım. Bu gezi içindeki izlenimlerimi sizlere aktarmaya çalışacağım. Öncelikle kendi konum olan hasat ile başlamak istiyorum.
Gezinin 2. günü Sevilla- Cordoba arasında bir bölgede bulunan zeytinliklerde hasat şekillerini görmek için gittik.Gittiğimiz bölge dekarda 7 ağaç bulunan hojiplanca çeşidi dikilmiş İspanya nın bir çok bölgesin de rastladığımız 3 gövdeli olan ağaçlardan oluşuyordu
Özellikle körfez bölgesinde olduğu gibi koyun korkusu olmadığından ağaçların dalları yerlere kadar inmişti
Hasatta pelenc bugy 900 kullanıldı. Türkiye de satılan bugy 1200 daha önceki yıllarda üretilmiş ilk modellerinden.
Sallama esnasında sırıklarla düşmeyen uç dallardaki taneler düşürüldü. Türkiye ye göre sırık acısından değişen tek şey sırıkların karbon-fiberden olmasıydı.Burada dikkate alınması gereken konu sırığın ana hasat aracı olarak değil, gövde sallayıcıya takviye şeklinde kullanılmasıydı.
Tente üzerinde kalan dal parçaları Türkiye’de çim üzerindeki yaprakları toplamak için kullanılan tarak benzeri bir aletle uzaklaştırıldı.
Tenteler toplanarak daneler bir araya getirildi ve traktöre monteli kepçe üzerine döküldü.
Boşalan tenteler tekrar ağaçların altına hemen serildi.
Kepçe ile doğru romörka dökülerek fabrikaya sevk edildi.Kimse çuval ve kasalarla uğraşmıyordu.
İşin maliyet kısmına gelince; işciler günde 6 saat çalışıyorlar. Günlük 45 euro ödendiğini ve oradaki ekibin günde ortalama 10 ton zeytin hasat ettiğini söylediler. Kaba bir hesapla, 1 kg zeytini 0,11 kuruşa topluyorlardı.”

Murat Küçükçakır hocam, Şubat 2008’de paylaştığı İspanya izlenimlerinin bir bölümünü de zeytinyağı fabrikalarının işleyişine ayırmıştı.

Gönderdiği aşağıdaki tablo birçok şeyi anlatıyor :

Kapasite(Ton) Adet İşleme yüzdesi
0-10 150 0,03
10-20 75 0,09
20-100 423 2,08
100-250 366 5,27
250-500 214 6,90
500-1000 229 14,55
1000-2500 213 30,55
2500-5000 91 28,79
5000 ve üzeri 18 11,73
TOPLAM FABRİKA SAYISI :1776

Murat Küçükçakır izlenimlerinden çıkardığı sonuçları şu şekilde aktarıyor :

“Sonuç olarak ortalama 1.200.000 ton zeytinyağı, 1776 fabrikada gerçekleşen üretimle elde ediliyor.

Ülkemizdeki zeytinyağı işleme fabrikası sayısının 1000 adet civarında olduğu söylenmekte. Bizde ortalama 120.000 ton yağı 1000 adet fabrikayla elde ediliyor. Bizde ki zeytinyağ fabrikaların kapasiteleri konusunda bilgim yok, ancak tahminim 250 tonun üzerinde ondan fazla fabrika yoktur. İspanya da elde edilen yağın yaklaşık % 70’i 1000 ton ve üzeri fabrikalardan elde edilmektedir.Burada ispanyanın maliyetlerini düşürmede kurduğu yalın sistemin avantajlarını nasıl kullandığını hep birlikte görmekteyiz.”


İspanya’da kooperatifçilik

Zeytincilik konusunda İspanya’da faaliyet gösteren çok sayıda kooperatif birliği vardır.

EZZİB Başkanı ve TİM Başkan Vekili Ali Nedim Güreli, "İspanya'da kooperatifler toplam zeytin ve zeytinyağı üretiminin yüzde 75'ini karşılıyor. Kooperatifçilik çok güçlü,” diyor. Sene başında İspanya’da kooperatiflerle yaptıkları temaslarla izleyecekleri politikaları yerinde tespit etme fırsatı bulduklarını ifade ediyor.

İspanya ekonomisine önemli katkısı olan tarım ürünleri arasında şarap, yağlık ve sofralık zeytin, meyve ve sebze türleri ile süt ve ürünlerinde tarımsal amaçlı kooperatiflerin yeri son yıllarda önem kazanmıştır.

Aslında İspanya kooperatifçiliğinin genç bir harekettir. İspanya’da 20.yüzyılın başlarında ilk tarımsal amaçlı kooperatiflerin kurulduğu görülmektedir.

İspanya Tarım Kooperatifleri Merkez Birliği (CCAE) 1985 yılında kuruldu. Bugün yaklaşık 1milyon bireysel ortağı, 4500 birim kooperatifi ve 15 bölge birliği vardır.

Öncelikli olarak son yıllarda güçlü üst örgütlenme ve pazarlamada yeni yöntemler denenmektedir.

Değişen günümüz koşullarında üretim kooperatifleri şeklinde örgütlenen üretim sektörü daha fazla önem kazanmaya başlamış ve bu işletmeler naturel zeytinyağını dökme olarak satmak yerine kendi markalarıyla pazarlamaya başlamışlardır. Halihazırda kooperatifler şeklinde örgütlenmiş olan üreticiler toplam üreticilerin %56’sı olup bunlar toplam üretimin de %67’sini gerçekleştirmektedirler.

İspanya’da önemli bazı zeytincilik kurumları

ASOLİVA
ASOLIVA, İspanya’nın zeytinyağı ihracatçıları birliğidir. Kar amacı gütmeyen, özel bir statüsü olan ASOLIVA, her ne kadar resmi olarak Eylül 1977’de kurulmuş ise de benzer oluşumlar halinde 1928’den beri değişik adlar ve biçimlerde varlığını sürdürmektedir.
Birlik, hasat durumuna ve rekolteye bağlı olarak, İspanya’nın ambalajlı, şişeli zeytinyağı ihracatının % 95’inden fazlasını, dökme zeytinyağının ise % 50 ile % 75’i arasındaki kısmını ihraç eden, ağırlıklı olarak Endülüs ve Katalonya bölgelerinde faaliyet gösteren 59 zeytinyağı ihracatı şirketinin bir araya geldiği bir kuruluştur.
ASOLIVA’nın amacı, her ne kadar üyesi olan zeytinyağı ihracatçılarının çıkarlarını savunmak, İspanyol zeytinyağının tanıtımı, satışı için önlemler almak ve faaliyette bulunmak ise de herhangi bir iş muamelesinin bizzat içine girmemekte, üyesi olan ihracatçı firmaların bu meyandaki ticari faaliyetlerine destek vermektedir.
ASOLIVA, ihracat sektörünün temsilcisi profesyonel bir kuruluş olarak pek çok ulusak ve uluslar arası kuruluşun, federasyonun, birliğin üyesidir de.

Oleoestepa:
Sevilla’da faaliyet gösteren Oleoestepa Kooperatifler Birliği, 4 bin ortaklı 16 kooperatiften oluşuyor.

Yılda ortalama 175 bin ton zeytin alıyor. Zeytinin bir kısmını sofralık olarak satıyor geri kalanından yılda ortalama 25 bin ton yağ elde ediyor. Yağın yüzde 60′ını ihraç ediyor, geri kalanını iç piyasaya satıyor.

Oleicata el Tejar:
1960 yılında zeytin üreticilerince kurulan, halen 92 ortaklı “Oleicata el Tejar" adlı kooperatif, yılda 120.000 ton zeytini yağ olarak işlemektedir. 1.500 ton/gün kapasiteli pres tesislerinde ayrıca, 800 ton/ gün ayçiçeği de preslenmektedir. Adı geçen bu kooperatif birkaç yüksekokul ile birlikte işledikleri ürün artıklarından saatte 12.600 kilowatt elektrik enerjisi kazanan bir işletmenin de sahibidir.


İspanyol kooperatiflerinin uygulamaları

Oleoestepa’nın Genel Müdürü Alvaro Olavarria Govantes’in verdiği bilgilere göre
İspanya’daki uygulama satırbaşlarıyla şöyle:

İspanya’da zeytin üreticisi, ürettiği zeytinin tamamını ortağı olduğu kooperatife teslim etmek zorunda.

Kooperatif, üreticiden aldığı zeytini sofralık olarak veya sıkarak yağ elde ettikten sonra piyasada satıyor. Kooperatif, maliyetlerini ve masrafını düştükten sonra üreticiye ürünü ne zaman ve hangi fiyattan satılırsa onun üzerinden 15′er günlük dönemler itibariyle ödeme yapıyor.

Üretici, ürünü satılmadıkça kooperatiften avans veya ürün bedelini alamıyor. Ancak, çok zorunlu durumlarda, teslim ettiği ürünün yaklaşık değeri hesaplanıyor ve bankadan bunun yüzde 75′i kadar kredi alması sağlanıyor. Alınan kredinin yıllık faizi yüzde 4 civarında.


Türkiye İçin Çözüm ne olmalı?

İlk şartlardan biri olan devletin stratejik bir ürün olması gereken zeytinde gerekli desteği vermesinin dışında sorunun çözülmesi için ne tür önlemler alınmalı?

Tariş Zeytin ve Zeytinyağı Birliği Başkanı Cahit Çetin’in ifade ettiği gibi, evrensel kooperatifçilik ilkelerinin Türkiye’de de uygulanması olmalıdır.

EZZİB Başkanı Ali Nedim Güreli de "İspanya dünya zeytin ve zeytinyağında üretim lideri. Ancak bu alandaki ticarette ise, İtalya'nın liderliği sözkonusu. Son yıllarda İspanya, İtalya'nın pazardaki hakimiyetini kırdı. Dolayısıyla, dünya zeytinyağı pazarında söz sahibi olma hedefindeki Türkiye'nin İspanya'dan öğreneceği çok şey var. Sektör dünyada bir şey yamak istiyorsa İspanyasız olmaz" demişti.

Ancak bütün sektör bileşenlerinin aynı kanaatte birleşip, el ele vermeleri gerek.

Dilşen Oktay’ın dediği gibi, istediğimiz kadar müthiş üretim yapalım, eğer alıcısı yoksa veya üretimimiz yetersiz ise malımız değerlenmez… Sonuçta bu bir zincir ve sektörün bileşenlerinin hepsi; üreticiler, ihracatçılar zincirin halkaları...Birbirlerine bağlılar...Bir halkadaki hata tüm zinciri olumsuz etkileyecektir...


Bir Anı

Sonsöz niyetine Hasan Köşklü’den bir anı ile yazıyı noktalayalım :

“Denetim Kurulu arkadaşım rahmetli Ali Günsur ile Endülüs/ İspanya gezisindeydik.
Her günün gecesi olduğu gibi yine otelde dinlenirken günün de değerlendrimesini yapıyorduk.
Konumuz İspanya'da zeytinciliğin ulaştığı seviye, Franco'nun zeytinciliğe verdiği önem, AB den sağlanan destekler ve benzeri konulardı.
Bizi özellikle verilen önem nedeniyle İspanyol Zeytincisi'ne verilen önem ve geldiği seviye çok etkilemişti.
Rahmetli Ali Günsür, o gece unutamayacağım bir değerlendirme yaptı.
"Şu İspanyol zeytin üreticisine verilen öneme hayran oldum. Adamlar kendilerine sağlanan imkanlar ile üretim yapıyorlar, haysiyetli bir yaşam sürüyorlar. Memlekete dönünce arazileri, zeytinlikleri satıp, burada zeytinlik alarak burada çifçilik yapmak istiyor canım." anlamındaydı değerlendirmesi.
Ali Günsur, tabii ki zeytinliklerini satmadı,memleketini terketmedi ve İspanya'ya yerleşmedi. Rahmetli olana kadar bu topraklara hizmet etmeye devam etti.
Yüksek sesle yaptığı değerlendirme, o günlerde içinde bulunduğumuz duruma isyanıydı.
O gün yaptığı değerlendirmeye ben de katılıyorum, içinde bulunduğumuz duruma tepki anlamında ve Ali Günsur'u rahmetle anıyorum.”


Kaynaklar :
- “Zeytinyağı Sektörü Raporu”,T.C. Madrid Büyükelçiliği Ticaret Müş.,Temmuz 2007,
- “Zeytinyağı kooperatifçiliği”, T.C. Madrid Büyükelçiliği Ticaret Müşavirliği Raporu,
17 Temmuz 2007
- “İspanya ve Türkiye’de Zeytin Kooperatifçiliği”, Ali Ekber Yıldırım,
Dünya Gazetesi, 7 Kasım 2007.
- “İspanya Gezisi İzlenimleri”, Murat Küçükçakır, Şubat 2008

No comments: