Fikri Türkel
Zaman
26 Kasım 2008,Çarş.
Maalesef tam bilmiyoruz. Her kurumun ayrı rakamı var. Ama bilinen bir gerçek var ki son 5 yılda dikilen zeytin fidanıyla rakam iki katını da aştı.
Bu satırları birkaç konferans için geldiğim Avustralya Melbourne'dan yazıyorum. Burası kıtanın Türkiye'ye en yakın iklimine sahip şehri durumunda. Dört mevsim yaşanıyor ve haziran günlerini andıran bir iklimi var. Burada pek çok Akdeniz ülkesinden insan mevcut. Akdenizliler, zeytin ağacını buraya getirmişler ve hızlı bir şekilde zeytincilik gelişmeye başlamış. Ekonomik değerlere ulaşmasa da, artık bilinmelidir ki fındık gibi diğer iddialı olduğumuz meyvelere başka ülkelerden rakipler çıkıyor.
Önemli olan sayısı değil, sağladığı katkı olsa da; özelden genele giderek bilgilendireyim.
Mersin'in Mut ilçesi, 10 yıl önce Türkiye'nin en fakir ilçelerinden biriydi. Bugün zeytinciliği ile iddialı bir duruma geldi. Manisa Akhisar tütüncülükten zeytinciliğe geçerken; Mut da yoksulluğunu zeytincilikle kırmaya çalışıyor.
İlçede 1956 yılına kadar tahmin edilen zeytin ağacı sayısı 80 bin civarındaydı. İlk defa o tarihte modern zeytincilik uygulamalarına başlanarak yabani zeytin ağaçlarının aşılanması gündeme geldi. Halkın kendi girişimleriyle 2002 yılına kadar tahmini olarak 2 milyon zeytin ağacı yetiştirildi.
Bu döneme kadar ne yağ amacı güdüldü ne de cins tercihi yapıldı. 2002 yılında Gemlik fidanları hızla dikilmeye başlandı. Bugün resmî rakamlara göre 8, Mutlulara göre 10 milyon ağaca ulaşıldı. Mut Tarım Müdürü Murat Orhan da dahil olmak üzere, yetkililer artık ekimin durmasını istiyor. Rakam artırılacaksa bile, dağlardaki yabani ağaçların aşılanmasıyla devam edilmesini tavsiye ediyor.
İki hafta önce Mut'ta zeytin hasadı yapıldı. Edremit ve İzmir'den gelen zeytincilere verimi ve zeytinlerin kalitesini sordum. Onlar bile şaşırdılar. Bundan sonra Mutluların zeytinle mutlu olmaları için işin endüstrisine ve pazarlamasına ağırlık vermeleri gerekiyor. Bakir topraklarıyla sertifikalı üretimle bu rekabeti de sağlayacaklarını düşünüyorum.
Mesele sadece Mut değil.
Türkiye'de 2002 yılına kadar tahmin edilen zeytin ağacı sayımız 80 milyon civarındaydı. Kayıt içine girmeyenlerle veya üretim sonuçlarına göre 100 milyon olduğu da söyleniyor. İşin ilginç yanı son 6 yılda bu rakam 200 milyon adede dayanmış durumda.
Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, 150 milyonu aştığını söylüyor. Geçen yıl Tarım Bakanı Mehdi Eker, kendi dönemlerinde 39 milyon zeytin fidanı dikildiğini ve zeytin ağacı varlığının yüzde 40 arttığını açıklamıştı.
Tarım Bakanlığı'nın 2000 yılı raporuna göre 97,7 milyon zeytin ağacının 87,5 milyonunun verimli olduğu belirtiliyordu.
Sağda solda söylenen ifadelerde tutarsızlık görebilirsiniz. Pek çok alanda döküm olmadığı gibi bu konuda ileriye ışık tutan net bir rakam yok.
İşin ilginç yanı son beş yılda ekilen zeytin fidanlarının yarısının Mersin'den Hakkâri'ye olan bölgede ekilmiş olmasıdır. Kilis-Antakya'daki Suriye sınırında yer alan mayınlı bölgeye organik amaçlı zeytin ekimi planlanıyordu ama bölge iller daha atak davranarak tahminlerin üzerindeki arazileri zeytinciliğe ayırdı. Osmaniye, Mardin, Gaziantep de artık bir zeytin üretim bölgesidir.
Buradan şu sonuç çıkarılmalıdır. Güneydoğu'ya daha çok Gemlik cinsi zeytin dikildiği gözlemleniyor. Keşke Avrupa'da tercih edilen İspanya'daki cinslere benzeyen fidanlar dikilseydi de ihracat şansı artsaydı. Umarım işlenmesinde bu özellik gözetilir. Aksi takdirde ekonomik değeri istenilen seviyede olmaz. Yine de, Akhisar'da olduğu gibi hiç tahmin edilmeyen yerlerden sektöre yeni aktörler katılacaktır. Başta Gaziantep olmak üzere, zeytincilik sanayiinde yeni merkezler oluşacaktır.
Önümüzdeki 5 yıl içinde zeytin dikim alanlarının 700 bin hektardan 1 milyon hektara çıkarılması hedefleniyor. Konuyla ilgisi olanlar hesabını ona göre yapsın.
Zeytin, "ölmez ağacı" olarak da isimlendiriliyor. Şifalı verimi ve sağlıklı ürünleriyle her evin vazgeçilmezidir. Ne kadar yazılsa azdır.
Okurlarımın Avustralya'dan da pek çok şeyi merak ettiklerini zannediyorum. Önümüzdeki günlerde burayla ilgili de ilginç konu ve haberler yazmaya gayret edeceğim.
No comments:
Post a Comment