Selamettin Bayındır
Yeni Asır
07 Kasım 2008,Cuma
Bu konu da nereden mi çıktı? Üç gün zeytin ve zeytinyağı ile haşır neşir olacağız. Ayvalık'ta dördüncüsü düzenlenen "Hasat Şenliği"ne konuk olacağız. Organizasyon hem zeytin ve zeytinyağı kültürünü hem de Ayvalık'ı daha iyi tanıtma amacını taşıyor. Dönüşte gözlemlerimizi, izlenimlerimizi aktaracağız. Bugün benim dağarcığımdaki bilgi kırıntısıyla bir sunum yapalım.
ATA BURADA DA ÖNCÜ
Önce Atatürk'ten bir anı. Yüce Adam, 1929 yılında Yalova'daki "Atatürk Bahçesi"ni gezerken kendi halinde bırakılan zeytin fidelerini görünce aklına düşmüş. İtalya'dan mühendis getirip zeytin fidancılığının nasıl yaygınlaştırılıp geliştirileceğini öğrenmiş. Bu arada bir grup ziraat mühendisi ile teknisyenini, zeytinciliği öğrenmeleri için İtalya'ya kursa göndermiş. Yalova, Gemlik ve İznik köylerinde kurslar açtırmış. İtalya'dan getirttiği 6 bin zeytin fidanını bu köylülere dağıtmış.
Tabii ki zeytincilik Anadolu'da daha önce de varmış. Ama Atatürk'ün özel ilgi ve gayretiyle yayılmış, gelişmiş. Türkiye 1960 yılını tam 55 milyon zeytin ağacı ile karşılamış.
SEFERBERLİKLER
Planlı kalkınma dönemi ile birlikte zeytincilikte yeni bir seferberlik başlatılmış. Köylüye bedava zeytin fidesi dağıtılmış, apayrı bir sektör yaratılmış. 2000'li yıllarla birlikte ikinci bir seferberlik ilan edilmiş, 10 yılda 160 milyon zeytin ağacı hedef edinilmiş. Bugüne dek bunun 40 milyonu gerçekleştirilebilmiş. Çalışmalar sürüyor. Türkiye'nin 2015 yılında 250 milyon zeytin ağacına, bir milyon tonluk zeytinyağı üretimine ulaşması hedefleniyor.
Dünya zeytinyağı tüketimi her geçen yıl artıyor. Tariş Zeytin ve Zeytinyağı Birliği Başkanı Cahit Çetin, sık sık "Gün gelecek herkes zeytinyağı tüketecek" der. Ütopya değildir. Gelecek zeytinyağınındır çünkü zeytinyağı sağlıktır. Bu yüzden zeytinciliği hükümet politikası haline getirmemiz, 10 ve 20 yılların planlarını yapmamız gerek. Bugün İspanya ve İtalya'nın ardından üçüncü sıradayız. En azından İtalya'yı geçmeliyiz.
GÜNEYDOĞU'YA İLGİ
Önemli bir konu da şu; Tarım Bakanlığı'nın ve geçen yıl kurulan Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi'nin, Doğu ve Güneydoğu'da yeni yeni başlayan zeytin dikimine özellikle ve öncelikle desteklemesi, kontini tesisler kurulmasına ön ayak olması, bu bölgeye hem ekonomik hem sosyal yönden büyük zenginlik katar.
Bizim bölgede Ayvalık ve Aydın zeytinyağının aromasının dünyada eşi olmadığı söylenir. En çok zeytin ağacının da bu iki yörede olduğu ifade edilir. Sevinerek ifade edelim ki zeytin dikimi şimdi tüm Ege'ye yayılıyor.
KOTA ALMALIYIZ
Avrupa Birliği, Türkiye dışındaki bazı zeytin üreticisi ülkelere kota veriyor. Bizim Gümrük Birliği anlaşmamız var. Buna rağmen AB ülkelerine gümrüksüz zeytinyağı satamıyoruz.
Öte yandan Türk zeytin ve zeytinyağının tanıtımı için atağa kalkmamız şart. Henüz bizim insanımız bile zeytinyağını yeterince tüketmiyor. Kişi başı yıllık tüketimimiz sadece 1-1.5 kilogram. Bu rakam Yunanistan'da 24, AB ülkelerinde 13 kilogramı aşıyor.
Dünya nüfusunun dörtte birine sahip Çin çok önemli bir pazar. Kendi ürettiği yetmiyor. Üç yıl önce 4 bin ton zeytinyağı ithal ediyordu, bu yıl ithalat 30 bin tona çıktı. İki yıl sonra en az 70 bin ton yağ ithal edecek. Türkiye'nin bu dev pazardan önemli pay çıkarabilmesi için bu ülkeye girmesi gerek.
Tarım ülkenin, zeytincilik ise tarımın güçlü silahı. Bunu unutmayalım.
No comments:
Post a Comment