Akdenizli olununca zeytinle aşk başlıyor zaten. Zeytinsiz kahvaltı, zeytinyağlısız yemek olmuyor. Sadece yemek mi güzel olan? Ya kültürü!... Bu blog, aşkımız zeytin ve zeytinyağı ile bilgileri sizinle paylaşmak arzumuzdan doğdu. Koray & Hakkı Yazıcı e-posta : mhyazici@gmail.com
Thursday, September 13, 2007
Bakanlık destekleme priminde değişikliğe gidiyor, üretici tepkili
Özgül Öztürk
13.09.2007, Referans Gazetesi
Tarım Bakanlığı’nın yağlı tohumlu bitkilerde kilogram başına verdiği destekleme primini dekar başına vermek için çalışmalara başlaması, üretici ve sanayicilerin tepkisine neden oldu. Uygulamanın verimli üretimin önünü keseceği belirtiliyor.
Tarım Bakanlığı, kilogram başına verilen destekleme priminin; kontrol ve denetimlerin daha etkin yapılabilmesi ve verimliliğin arttırılması için alan bazlı verilmesine yönelik çalışmalara başladı. Uygulama çerçevesinde; yağlık ayçiçeği, zeytinyağı, kanola, soya, aspir, kütlü pamuk, dane mısır gibi yağlı tohumlu bitkilerde bugüne dek kilogram başına verilen destek, bundan böyle alan (dekar) başına verilecek. Ancak uygulamaya, birlikler ve uzmanlar karşı çıkıyor.
Tariş Zeytin ve Zeytinyağı Birliği Başkanı Cahit Çetin, dekar başına destek uygulaması ile üretime verilen destekten vazgeçildiğini bunun da verimli üretimi engelleyeceğini söyledi. Uygulamayı onaylamayacaklarını ifade eden Çetin, “Prim desteği faturaya önem vererek, üretimi desteklediği gibi sanayii de kayıt altına alan bir sistem. Bence önemli olan verim artırıcı desteklerdir. Prim sistemi kaldırılırsa verimli çalışan insanlarla verimsiz çalışan insanlar arasındaki fark da ortadan kalkar” dedi. Batıda da bu tür uygulamalara üretim fazlası ürünlerde başvurulduğuna dikkat çeken Çetin, Türkiye’de prim sisteminin verimli ve kaliteli üretimi özendirecek şekilde bir sisteme bağlanması gerektiğini kaydetti.
'Uygulama üretimi azaltır'
Çukurova Pamuk, Yerfıstığı ve Yağlı Tohumlar Tarım Satış Kooperatifleri Birliği (Çukobirlik) Yönetim Kurulu Başkanı Hamza Öztürk, Avrupa Birliği'nde (AB) desteklerin yüzde 60’ının doğrudan araziye, yüzde 40’ının da ürüne verildiğini, ancak bu uygulamanın Türkiye şartlarında geçerli olamayacağını belirtti. Uygulamanın üretimi yetersiz olan yağlı tohumların üretimini azaltacağını kaydeden Öztürk, şunları söyledi: “Ayçiçeği, pamuk, soya ve kanola gibi ekimi yetersiz ürünlerde dekara destek verirsek üretim başka alanlara kayabilir. Örneğin, bu yıl pamuk ekim alanları ciddi oranda azaldı. Bunda iklimsel değişimler ve yüksek üretim maliyetleri etkili oldu. Pamuk çiftçisi mısır ve diğer ürünlere yöneldi. Bu yıl sonunda pamuk rekoltesinde yüzde 15-20 düşüş olacağını tahmin ediyoruz.” Kilogram başına destekleme primlerinin uygulamasında bazı hatalar yapıldığını bunda henüz hasat yapılmadan prim verilmesinin etkili olduğunu dile getiren Öztürk, “Ancak bunlar alınacak önlemlerle düzelebilir. Bizim üretimi teşvik eden uygulamalara ihtiyacımız var. Aksi takdirde üretimde verimsizlik yaşanır” diye konuştu.
Trakya Yağlı Tohumlar Tarım Satış Kooperatifleri Birliği (Trakya Birlik) Yönetim Kurulu Başkanı Rafet Sezen ise yeni uygulamanın verim alan üreticiyi cezalandırmak anlamına geldiğini belirterek, “Trakya çiftçisi olarak bu uygulamaya karşıyız. Türkiye’de daha önce bu uygulamanın yanlış olduğu görüldü. Böylece üretim düşebilir” dedi.
Tarıma ciddi zarar verir
Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) İstanbul Şube Başkanı Ahmet Atalık, kilogram başına verilen desteklerin dekara verilmesi halinde destekleme priminin doğrudan gelir desteğinden farkının kalmayacağını söyledi. AB ve (DTÖ) Dünya Ticaret Örgütü’nün taahhütlerini uygulamak adına yanlış sistemleri hayata geçirmenin Türk tarımına ciddi zarar vereceğini belirten Atalık, "Kaldı ki AB’de doğrudan gelir destekleri belli kriterlere göre veriliyor. Biz de ise dekar başına veriliyor. Bu dekardan ne kadar ürün alındığına da bakılmıyor. Uygulama ile çiftçi verimli üretime itecek sistemden vazgeçilmiş olacak. Verilen desteğin miktarı da azalacak" şeklinde konuştu.
Ortadoğu Teknik Üniversitesi İktisat Bölüm Başkanı Prof. Dr. Erol Çakmak, Türkiye’nin DTÖ’ye verdiği taahhütler doğrultusunda her ürüne üretim değerinin yüzde 10’undan fazla destek veremediğini söyledi. Buna karşın 2006’da ayçiçeğinde yüzde 50’ye varan destekler verildiğine işaret eden Çakmak, "Bu da DTÖ’ye verilen taahhüde uymuyordu. Bakanlık şimdi destekleri alan başına vererek bu taahhüdü yerine getireceğini zannediyor. Ama yine de DTÖ anlaşmasına göre uyumlu olup olmayacağı kırmızı kutuya girip girmeyeceği belli değil" dedi.
Yeni uygulama neleri içeriyor
*Alan Bazlı Destekleme Modeli’ne göre ürünlere belirli oranda temel destek önerilirken, belirli oranda da sertifikalı tohumluk, makineli hasat, teknoloji kullanımı, örgütlenme, sözleşmeli üretim ve borsa tescili gibi konulara destek verilmesi planlanıyor.
* Her yıl yayımlanan kararname yerine 5 yıl süreli bakanlar kurulu kararı yayımlanarak, kamuoyunun ve üreticilerin önü açılacak ve desteklemelerde süreklilik sağlanacak.
* Destek verilen 7 ürünün en az 5 yıl süre ile belirlenen çerçevede destekleneceği, üreticilere duyurulacağı, ürün, üretim ve işletme planlamasının teşvik edilecek.
* Ürün ekolojisi, kalite ve verimlilik kriterlerine uygun üretim yapılabilen bölgelerde ve ürünlerde gerektiğinde farklı prim ödemeleri yapılabilecek.* Teknoloji kullanımı, örgütlü ve sözleşmeli üretim, ürün satışlarındaki borsa tescili gibi faktörlerin değerlendirilerek üreticilere gerektiğinde ilave prim ödemeleri yer alacak.
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment