Wednesday, September 12, 2007

Kaz Dağı'na dozer


Yalçın BAYER
ybayer@hurriyet.com.tr

Hürriyet, 09 Eylül 2007


"İDA'nın efsanelerinden gelen 2500 yıllık mirasımız; ulusal değerlerlerimiz, zengin tabiatımız, faunamız, oksijenimiz, 2004 yılında çıkartılan 5177 sayılı Maden Kanunu ile ulus ötesi madenciler ve onların işbirlikçileri tarafından yok edilmeye başlandı. Kaz Dağı'nın altı üstüne getiriliyor.

Kaz Dağı'nın içerisinde barındırıp beslediği 1.5 milyon insanımızın yaşam alanı büyük bir tehlike altındadır. İda'nın bin pınarlı su kaynaklarına el koyan madencilerin yaptıkları sondajlar sonunda kullandıkları kimyasallarla yerüstü-yeraltı suları giderek zehirlenmektedir.

Şu anda Kaz Dağı eteklerinde Bahçedere Köyü'nün yaşam alanı sınırlarında 3400 hektarlık (34 bin dönüm) alanda, ruhsat verilen Global Madencilik AŞ tarafından kurşun, bakır ve arkasından da altın cevheri elde edilmek üzere tam bir doğa -ve de canlı hayvan- katliamı yaşanmaktadır.

Ne yazık ki, Kaz Dağı'nın doğası yitirilmekte, yöre halkı endişeye sürüklenmektedir.

Madencilere, dünyanın en kaliteli ekolojik zeytinlerine sahip olan yöremizin mahvolacağını söylüyoruz. Onlar ise saf insanlarımızı, "İstihdam yaratacağız, çıkardığımız madenden sizler de zenginleşeceksiniz" diye kandırmak istiyorlar. Halbuki yapılan sondaj ve maden çıkarma faaliyetlerinin zeytin alanlarımızın sınırında bulunduğunu, Zeytin Kanunu'nun 20. maddesine göre 3 km alan sınırları dışında maden faaliyetleri yapılamayacağını görmezlikten geliyorlar.

BU RUHSATI NASIL VERDİNİZ?

Maden İşleri Dairesi sorumluları bu ruhsatları nasıl veriyor? İşveren Hasan Bey'e, "Nasıl aldınız bu belgeyi?" diye sorduğumuzda "Daha ortada bir şey yok, önümüzü göremiyoruz, şu an arama yapıyoruz" diye kaçamak yanıtlar veriyor. "38000 dönüm orman arazisini kiraladınız, nasıl bir işletme yapacaksınız; açık ocak mı? Çam ağaçlarını kesecek misin?" sorularımıza ise sessiz kalıyor.

En önemli eko-turizm merkezi olan Kaz Dağı'nda insanlarımızın geçim kaynağı olan turizm, zeytincilik ve ormancılık yapılmaması mı isteniyor? Eğer öyle ise bizler buradan göç etmek zorunda kalacağız."

Bunları söyleyen Troia-İda Platform Başkanı Ecz. Muzaffer Bayraktar... "Zengin kültür ve doğamızda insanca yaşamak ve üretmek istiyoruz. Oluşan tehlikelere karşı herkesi duyarlı ve taraf olmaya çağırıyorum" diyor.
(0533-686 15 16)

No comments: