Thursday, February 07, 2008

1. Doğu Akdeniz Zeytin ve Zeytinyağı Zirvesi Değerlendirmesi


25-26/01/2008 tarihinde Ç.Ü.Mithat Özsan Anfisinde, Adana Valiliği koordinasyonunda İl Tarım Müdürlüğü ve Çukurova Üniversitesi tarafından ortaklaşa düzenlenen 1.Doğu Akdeniz Zeytin ve Zeytinyağı Zirvesi gerçekleştirildi.

25-26/01/2008 tarihinde Ç.Ü. Mithat Özsan Anfisinde, Adana Valiliği koordinasyonunda İl Tarım Müdürlüğü ve Çukurova Üniversitesi tarafından ortaklaşa düzenlenen 1. Doğu Akdeniz Zeytin ve Zeytinyağı Zirvesi gerçekleştirildi. Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konsey (UZZK) Başkanı Mustafa TAN’ın Divan Başkanlığı’nı yaptığı zirve iki gün sürdü.
Yöre sektör temsilcileri tarafından memnuniyetle karşılanan zirvede, Tarım ve Köyişleri Bakanı Sayın M.Mehdi EKER, zeytinciliğin Türkiye açısından son derece önemli bir ürün olduğunu söyledi. EKER, zirvenin kapanış gününde yaptığı konuşmada, Bakanlık olarak gelecek 10 yılda 140 milyon zeytin ağacını 180 milyon adede çıkarmayı hedeflediklerini vurguladı.

PROJE YARARLI OLDU
EKER, hükümet olarak göreve geldiklerinde 110 milyon adet civarında zeytin ağacının bulunduğunu, 2005 yılında başlatılan projeler ile bugün 140 milyon adet zeytin ağacına kavuştuklarına dikkat çekti. 2006 yılından önce 30 YTL, 2006 ve 2007 yıllarında ise dekara 250 YTL destek verdiklerini söyleyen EKER, sertifikalı fidanlarla bahçe kuranlara desteklemelerin gelecek yıllarda da süreceğini müjdeledi.

DESTEKLEMELER
Üreticinin, maliyetinin ucuz olmasından dolayı sofralık zeytine yöneldiğini anlatan EKER, şöyle konuştu: “Sofralık zeytin çeşidine 45 YTL, yağlık çeşide ise 250 YTL destek veriyoruz. 535 bin dekar alanda zeytinlik tesisi kuruldu. 40 milyon sertifikalı fidan dikildi. Bunun karşılığında ise 76 milyon YTL prim ödendi. Ayrıca zeytinciliğe 30 milyon YTL de kaynak ayırdık.

PRİM VERİLİYOR
1998 yılından bu yana üreticiye 126 milyon YTL prim ödendiğini ifade eden Bakan EKER, alınan 61 bin ton ürün karşılığı 6.7 milyon YTL’yi üreticiye dağıttıklarını da kaydetti. EKER, “2007-2011 yıllarında da desteklemeler sürecek. Yeni Pazar ve tanıtım hareketleriyle zeytincilik alanındaki mücadelemizi devam ettireceğiz” şeklinde konuştu.

ZİRVE'NİN SONUÇ BİLDİRGESİ
Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konsey (UZZK) Başkanı Mustafa TAN, zeytin yetiştiriciliğinin ana yurdunun Doğu Akdeniz olduğunu belirterek, zeytinin Doğu Akdeniz’den tüm dünyaya yayıldığını kaydetti. Zeytinin anayurdunda olmaktan büyük mutluluk duyduğunu dile getiren TAN, bölgede zeytin ve zeytinyağının daha fazla tüketilmesine çalıştıklarını vurguladı. Adana’ya Zeytincilik Enstitüsü kurulmasının önemine işaret eden TAN, Adana’nın zeytincilikte Ege ve Marmara Bölgesi’nden daha şanslı olduğunu söyledi.
Zeytincilikte yerli çeşitlere ağırlık verilmesi gerektiğini belirten TAN, zirveden çıkan sonuç bildirgesini kamuoyuna açıkladı.

Doğu Akdeniz Zeytin ve Zeytinyağı Zirvesi’nden çıkan sonuçlar şöyle:

ZEYTİNCİLİK ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ KURULMASI
“-) Adana Valiliği koordinasyonunda Çukurova Üniversitesi ve İl Tarım Müdürlüğü tarafından ortaklaşa düzenlenen Doğu Akdeniz Zeytin ve Zeytinyağı Zirvesi yöre sektör temsilcileri tarafından memnuniyetle karşılanmıştır. Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi (UZZK) tecrübelerinden ve katkılarından yararlanmak suretiyle ve Bornova Zeytincilik Araştırma Enstitüsü gibi diğer ilgili kurum ve kuruluşların da yer alması suretiyle her yıl geleneksel hale getirilmesi tüm sektör temsilcileri tarafından talep edilmektedir.
-) Ülkemizde var yılı yok yılı (alternans) etkisinin azaltılması için zeytin çeşitlerinin ıslahının yapılması, sulama, ilaçlama, gübreleme vb. bakım işlerinin modernize edilmesi, bunun için zeytin üreticisinin ve araştırıcıların desteklenmesi sağlanmalıdır.
-) Ülkemizin ve Doğu Akdeniz’in zeytin gen kaynaklarına sahip çıkılmalı ve fidan ithalatı yasaklanmalıdır. Silifke yağlık ve sarı ulak çeşitlerinin tescili yapılmaktadır. Kaliteli de olsa bir zeytin çeşidinin ülkemize ithal edilmesine, sadece Ar-Ge çalışmaları ve adaptasyon denemeleri yapmak amacıyla izin verilmelidir.

İLAVE TEŞVİKLERİN GETİRİLMESİ
-) Yeni oluşturulacak tesislerde sertifikalı fidan kullanılması durumunda verilmesi kararlaştırılan 250 YTL/da destek modelinin devamı gerekmektedir. Mevcut geleneksel zeytinliklerin imar ihyasında da benzeri yöntem ile destekleme gerekmektedir.
-) Ülkemiz zeytinyağı ambalajlı ve markalı ihracatının arttırılması ve sürekli pazarların elde edilmesi, ancak AB ülkeleri ile eşit koşullarda rekabet ile mümkündür. Halen 15-20 bin ton civarında satılan markalı ve ambalajlı zeytinyağı ihracatının arttırılması için ilave teşvikler geliştirilmeli, Türk zeytinyağı imajı oluşturulmasına yönelik tanıtım çalışmaları desteklenmelidir.
-) Ülkemiz zeytinyağı tüketimi düşüktür. Hemen hemen üretim bölgelerindeki alışkanlık ile sınırlı bir hale gelmiştir. Son yıllarda tüketimin arttırılmasına yönelik girişimler sonucunda, zeytinyağı tüketiminde artış eğilimi bulunduğu görülmektedir. Ancak bu artış, zeytinyağı tüketim sorununun çözüldüğü anlamına gelmemektedir. Zeytinyağı kullanma alışkanlığı olmayan tüketici kesimin, fiyat hareketleri karşısında zeytinyağından vazgeçmesi kolay olmaktadır.
-) Zeytinyağının önde gelen sorunlarından biri de tağşişdir. Bu nedenle, piyasa düzenli olarak takip edilerek, tağşişli yağ üretim ve satışı engellenmelidir. Tağşişli yağla ilgili kamu denetimleri arttırılarak etkin hale getirilmelidir.
-) Zeytinyağının önemi son yıllarda özellikle sağlık etkilerinin ortaya konulması ile artmıştır. Bunun tüketiciye basın yayın organları aracılığıyla duyurulması ve reklamlarda kullanılması yanında, Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı ilköğretim okulları ve liselerde ders kitaplarına da konmasında büyük yarar vardır. Böylece zeytin ve zeytinyağının tüketimi ile sağlıklı ve uzun bir yaşamın, nesillerimize bırakılacak en önemli miras olduğunu anlatmış olacağız.

UZK’YA ÜYELİĞİN GERÇEKLEŞTİRİLMESİ
-) Avrupa Birliği, yaptığı anlaşmalarla Cezayir, Tunus, Fas ve Lübnan’a zeytinyağı konusunda önemli imtiyazlar tanımıştır. Örneğin Tunus’a yıllık 56.000 tonluk, diğer ülkelere de 8.000 tonluk gümrük vergisinden muaf bir kota açıldığı görülmektedir. Benzer bir uygulamanın Suriye ile Avrupa-Akdeniz Anlaşması çerçevesinde yapılması için çalışıldığı bilinmektedir. Türkiye’nin de Avrupa Birliği’ne gümrüksüz zeytinyağı ihracatı yapabilmesi, hiç değilse diğer ülkelere tanınan imtiyazlardan yararlanması büyük önem taşımaktadır.
-) İhracatta halihazırda ton başına 750 $ vergi ödenmektedir. Oysa, zeytinyağı sanayi ürünü olarak kabul edilirse haksız vergilendirme engellenmiş olacaktır. Avrupa Birliği’ne yapılan ihracatta 1,12 avro telafi edici gümrük vergisi ile karşı karşıya kalınmaktadır. Oysa Tunus, Cezayir, Ürdün ve Fas gibi bazı ülkelere gümrüksüz kota uygulaması yapılmaktadır. Böyle bir durumda rekabet şansımız kalmamaktadır.
-) AB’deki zeytinyağı ile ilgili düzenlemelere sadece Topluluk müktesebatının üstlenilmesi yükümlülüğü kapsamında yaklaşılmamalı, bu düzenlemelerle ulusal politikalarımız arasında karşılaştırma yapılmalıdır. Topluluk’un Türk zeytinciliği için faydalı olan düzenlemelerinin ülkemizde hayata geçirilmesi için tam üyelik beklenmemelidir.
-) Hükümetimizce Uluslararası Zeytinyağı Konseyi (UZK)’ya yeniden üyelik kararı alınmasına rağmen henüz üyelik gerçekleşmemiştir. Bir an önce üyeliğimizle ilgili prosedür tamamlanmalı ve Ülkemiz bu önemli platformda yeniden yer almalı ve haklarını savunmalıdır.
-) Prim için bir rakam telaffuz etmekten ziyade, özellikle Tarım Kanunu’nun 19. maddesinin b bendinde yer alan Fark Ödemesinin uygulanması sorunumuzu çözecektir. Bölgelere göre değişmekle birlikte 1 kg. zeytinyağı maliyeti yaklaşık 5,5-6 YTL arasında değişmektedir. 19. madde b bendinde belirtildiği üzere iç ve dış fiyatlar dikkate alındığında, maliyetle arasındaki fark bu yıl verilmesi gereken prim miktarıdır. Dolayısıyla 1 kg. zeytinyağı için verilmesi gereken prim miktarı bu yıl için 1 YTL’nin üzerinde çıkmaktadır. O halde rakam telaffuzundan ziyade primin sisteme bağlanması, sektörün beklentisidir. Bakanlığımız’ca bütçenin tekrar gözden geçirilerek, sektörü belirlemiş olduğunuz hedeflere taşıyacak bir miktarda prim verilmesi talep edilmektedir. Prim, AB’de olduğu gibi zeytinyağının yanı sıra sofralık zeytin için de verilmelidir. AB’de uygulanan prim miktarı kilogramda 1,32 €’dir. Prim miktarı üretici tarafından önceden bilinmeli ve süreklilik arz etmelidir. Bu çerçevede AB’de uygulanan yöntemle prim miktarı Ağustos ayında Bakanlığımız’ca açıklanmalıdır.
-) Türk kooperatifçiliğinin bel kemiği kuruluşlar, bu düzenleme sonrası destekten yoksun kalarak ekonomik bakımdan gerilemeye uğramıştır. Bu nedenle acil olarak 4572 Sayılı Tarım Satış Kooperatifleri ve Birlikleri Hakkında Kanun yeniden gözden geçirilerek sorunları ortadan kaldıracak değişiklikler yapılmalıdır.
-) Tarım Kanunu çerçevesinde ele alınan Ulusal Zeytincilik politikalarının belirlenmesinde ve sorunların çözümünde yardımcı olmak üzere, sektörün tüm kesimlerini kapsayacak ortak bir platform olan Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi’nin kuruluşu, tüm konuşmacılar tarafından takdirle karşılanmış ve Bakanlığımıza ve kurucularına bu konudaki çabaları teşekkür edilmiştir.
UZZK, sektörün en önemli çatı örgütü ve sivil toplum kuruluşudur. UZZK’nın önümüzdeki yıllarda Ülke zeytinciliğinin gelişmesinde ve sorunların çözümünde önemli görevleri üstleneceğinden, mevcut yapısının mali yönden güçlendirilmesi, Tarım Kanunu’na Konseyin gelirlerini düzenleyici konseylere kaynak aktarımının sağlanacağı bir madde ilave edilmesi gerekmektedir.”

No comments: