Wednesday, March 12, 2008

Girdi fiyatına bakan yok gıda fiyatı artınca herkes üzülüyor


Tevfik GÜNGÖR / OLAYLARIN İÇİNDEN
gungoruras@superonline.com
Dünya
11.03.2008


Şubat ayında enflasyondaki tırmanışın gıda fiyatlarındaki artıştan kaynaklandığı açıklanınca, gıda fiyatlarının neden arttığını araştırmaya gerek görmeyenler telaşa kapıldı.

Tabi” ki kuraklığın ve dünyadaki gıda maddeleri fiyatlarındaki tırmanışın rüzgarı bizi de etkiliyor. Ama bizde hükümetlerin ve piyasada etkili ve yetkili durumda olanların anlayamadığı veya görmediği veya görmezden geldiği tarımın ana girdilerindeki fiyat artışıdır.

TZOB Genel Başkanı 2008 yılı başında açıkladı.

"Bizde tarım sektöründe girdi fiyatları dünyada rekabet içerisinde olduğumuz ülkelere göre yüksek seyretmekte, üretim maliyetleri de bu ölçüde artmaktadır."

Tarım sektöründe başlıca girdi fiyatlarındaki değişim (YTL)

2006 2007 Değişim (Yüzde)

GİRDİLER

Massey Ferguson(1000 YTL/adet) 27,100 27,943 3

Yem (Süt hayvancılığı için, YTL)0,367 0,600 64

Gübre (Yüzde 26 A.Nit.) 0,350 0,510 46

Gübre (DAP) 0,620 0,850 37

Mazot (YTL/Lt) 2,250 2,690 20

İlaç (Lebaycid) 48,710 48,710 0

Sulama-3 gr pamuk TL/da. 88,510 97,020 10

Tohumluk (2 gr ek.) 0,580 0,710 22

Tarımda asgari ücret YTL/gün 17,700 20,280 15

ORTALAMA 27,0

TZOB Genel Başkanı'nın açıklamasına göre 2007 yılında tarım sektöründe başlıca ürünlerdeki fiyat artışları ortalama yüzde 16 olarak gerçekleşirken, tarımın temel girdilerindeki fiyat artışı ortalama yüzde 27 olmuştur.

Doğal olarak kentlerde yaşayanlar sadece ekmek, sebze, meyve fiyatlarına bakmaktadır.

Halbuki 2007 yılında yem bitkileri fiyatları yüzde 64 gübre fiyatları yüzde 37-46, tohumluk fiyatı yüzde 22 artış göstermiştir.

TZOB Genel Başkanı, girdi fiyatlarındaki artışın olumsuz etkisine ek olarak tarım sektöründeki yapısal sorunları da sıralamaktadır. Genel başkana göre başlıca yapısal sorunlar şunlardır:

-Tarımda miras yolu ile araziler bölünmüş ve parçalanmış, işletme büyüklükleri küçülmüştür.

Bu durumu önlemek için Medeni Kanun'da değiştirilerek yeni bir yasal düzenleme getirilmiştir. Toprak Kanunu'nda yapılan değişiklikle bölünebilir parsel büyüklüğü 20 dekar olmuştur.

Bu yasaların uygulanabilmesi için kırsal kalkınmayı teşvik etmek gerekmektedir.

Önemli bir sorun olan tarım arazilerinde çok parçalılıktan kurtulmak için özellikle sulama şebekelerinin kurulduğu alanlarda yoğun bir toplulaştırma çalışmasına ihtiyaç vardır.

- Sulamaya elverişli arazilere mümkün olan en kısa dönemde sulama imkanı sağlanması, yaklaşık 3.5 milyon hektar arazinin sulamaya açılması gerekmektedir.

- Ülkemizde tarım-sanayi-ticaret organik bağı yeterince kurulamamıştır.

Bunun için üreticilerin diğer ülkelerde olduğu gibi başta tarımsal kooperatifler olmak üzere ekonomik bazda güçlü ve fonksiyonel örgütlenmelerinin gerçekleştirilmesi gereklidir.

- Türk tarımının bugün için en önemli sorunlarının başında pazarlama gelmektedir. Türk çiftçisi ekonomik örgütlenme yönünden çok zayıftır. Örneğin süt ve süt mamulleri sanayiinde kooperatiflerin payı Almanya'da yüzde 98, İtalya'da yüzde 65, Fransa'da yüzde 62, İrlanda ve Hollanda'da yüzde 100 iken Türkiye'de yüzde 3 civarındadır.

Bunun başlıca nedeni tarımsal ürünlerde pazarlama organizasyonlarının yeterince geliştirilememiş ve üretici-sanayici bağının kurulamamış olmasıdır.

Birliğimizce yapılan tespitlerde de görüldüğü üzere üretici fiyatları ile market fiyatları (perakende fiyatları) arasındaki fark yüzde 300'lere ulaşmaktadır.

- Çiftçilerimizin ekonomik örgütlenmeleri yanında onların haklarını savunan, seslerini duyuran mesleki örgütlerinin de güçlendirilmesi, başta ziraat odalarımız olmak üzere meslek kuruluşlarının önüne engeller konulmaması gereklidir.

- Tarımsal üretimde çiftçilerin teknolojik seviyeleri verimliliği belirleyen en önemli faktörlerden biridir.

Teknolojik seviyenin yükseltilmesi için yeni teknolojilerin geliştirilmesi, bu teknolojiler konusunda çiftçilerin eğitilmesi ve üreticileri bu teknolojileri satın alıp işletmelerde uygulanmasına bağlıdır.

- Ülkemizde bitki ve hayvan hastalık ve zararlıları yaygındır. Önemli oranda ürün ve gelir kaybı olmaktadır. Bu durum düzeltilmelidir.

- Tarımsal işletmelerimizde yatırımların yetersizliği ve teknolojik seviyelerinin düşüklüğü nispi olarak verimleri de düşürmektedir.

Finansman yetersizliği üreticilerin yatırım imkanlarını sınırlamıştır. Bu nedenle yatırımların teşvik edilmesi ve desteklenmesine ihtiyaç vardır.

- Son yıllarda zirai kredi faizleri devlet desteği ile indirim uygulanarak yüzde 7 ile yüzde 13 arasına çekilmiş, çiftçilerimizin ödediği faizler düşürülmüştür. Bu durum çiftçilerimiz için yararlı sonuçlar sağlamaktadır.

Ancak son yıllarda Ziraat Bankası sektör bankası olma özelliğini büyük ölçüde kaybetmiş, tarım kredi kooperatifleri ise yetersiz kalmıştır.

Bu nedenle özel bankalarda Ziraat Bankası kadar çiftçilere kredi açar duruma gelmiştir.

- 2006 yılında Ziraat Bankası'nca kullandırılan krediler 3,5 milyar YTL iken, özel bankalar 3,3 milyar YTL tarımsal kredi vermişlerdir. Bir o kadar çiftçi de tefecilerin elinde kalmıştır.

Ziraat Bankası'nın sektöre hitap eden bir ihtisas bankası haline dönüştürülmesi, bu olamayacaksa yeni bir sektör bankası oluşturulması gereklidir.

- Tüm ülkelerde tarım desteklenmektedir. Ülkemizde de tarım desteklenmektedir. Bu destekler tarımımızın gelişmesine zaman zaman önemli katkılar yapmıştır.

Fakat destekleme ödemeleri genellikle geç ödenmekte, bu ödemeler büyük oranlarda bir sonraki yıla kaymaktadır.

Rakamlar, ülkemizdeki desteklemenin yeterli seviyede olmadığını, diğer ülke desteklerinin altında kaldığını ortaya koymaktadır. Desteklerin artırılması gerekmektedir.

- Buna karşılık son yıllarda projeye dayalı tarımsal yatırım ve kırsal kalkınma destekleri yaygınlaştırılmaktadır. Bu çerçevede tarımsal alet makine, depolama ve ambalajlama, paketleme ve işleme gibi destekler kırsal kalkınmayı sağlamaktadır. Bu destekler artarak devam etmelidir.

- Küresel ısınma dünyayı ve Türkiye'yi tehdit etmektedir.

Ülkemizde yaşanan kuraklık ve girdi fiyatlarındaki artışlar bu şekilde devam ederse, ülkemizde gıda güvencesi tehlikeye girebilir.

Dünyada da gıda fiyatları artığına göre ucuz ve yeterli gıda temin imkanı da kalmamıştır.

Bu durumda kuraklığın etkilerini azaltıcı önlemlerle, çiftçilerimize daha ucuz girdi sağlamak gereken tedbirleri almamız lazımdır.

Bunlar söyleniyor ama, acaba kim bunları dinliyor ve değerlendiriyor? Sonra da, acaba tarımsal üretim neden geriledi, gıda maddeleri fiyatları neden artıyor diyerek sorgu sual ediliyor.

No comments: