Tuesday, June 17, 2008

TÜRK KAŞİFİN DEVRİM GİBİ BULUŞU

İHA
17 Haziran 2008,Salı


Dünyada zeytin üretilen tüm ülkelerin 3 bin yıldır sorunu olan karasu problemini Türk iş adamı faydalı bir ürün haline getirdi. Canlılara büyük zararı olan karasuyunu 2 bin alanda kullanılan faydalı bir ürüne çeviren Faruk Durukan, Nobel ödülüne aday gösterildi.

Dünyadaki bilim adamları tarafından incelenerek net bir çözüm üretilemeyen zeytin karasuyu problemini, Balıkesir'in Edremit ilçesinde faaliyet gösteren Kale Naturel Ltd. Şti.'nin ortağı Faruk Durukan çözmeyi başardı. Karasu sorununu çözmekle birlikte çalışmalarını geliştiren Durukan, zeytin karasuyunun özütünü elde ederek yaklaşık 2 bin farklı alanda kullanabilen bir ürün ortaya çıkarttı. Türkiye'nin tek bitki özleri elde eden kuruluşunun önderi Durukan, Nobel ödülüne aday gösterildi.

Çalışmalara destek veren Balıkesir İl Tarım Müdürü Ruknettin Ceyhun, BAÜ Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Gülendam Tümen ve BAÜ Edremit Meslek Yüksek Okulu Müdürü Yrd. Doç. Dr. Sakin Vural Varlı açıklamalarda bulundu.

Zeytin karasuyu sorununu ve Faruk Durukan'ın ilginç buluşunu anlatan İl Tarım Müdürü Ruknettin Ceyhun, "Bölgemiz zeytincilik açısından büyük bir potansiyele sahip olup, Balıkesir ilinde yaklaşık 80 bin hektar alanda 11 milyon zeytin ağacı bulunur ve bu zeytin ağacından yılda, yılına göre 200 ile 220 bin tonluk yağlık, 20 bin ton da sofralık zeytin elde edilmektedir. Zeytin işlemesi sırasında, yağlık zeytin üretilirken şu anda trifaz olan bir sistemle zeytinden zeytin yağı elde edilirken, ürünün yüzde 50'si prina olarak ayrılır. Verime göre yüzde 20'si zeytinyağı ve geri kalan kısım ise karasuyu adı altında bir su çıkmaktadır. Bu su gerek bitkisel üretimde, gerekse su ürünlerinde sıkıntı doğurmaktadır. Yani zeytin karasuyu tarlalara verildiğinde bitkilere olumsuz etki yapar ve suya verildiğinde de 1380 sayılı su ürünleri kanununa göre sudaki canlıları olumsuz etkilemektedir. Bu nedenle Türkiye'de el atılması gereken en önemli konulardan biri de zeytin karasuyu ile ilgili çalışmalardır. Bu karasu ile ilgili değerli arkadaşımız Faruk Durukan'ın çalışmaları, katkıları var. Biz de kendisine üniversite, özel sektör ve bir de tarım teşkilatı olarak katkı sağlıyoruz. Bu katkılarda bizim elemanlarımız da birlikte çalışıyor. Bu durumda başarılı olmak yolunda son aşamaya gelindi. Dünyaya ve Türkiye'ye büyük bir hizmet sağlanmış olacaktır. Zeytin karasuyu sadece Türkiye'nin sorunu değil, dünyadaki tüm zeytin fabrikalarının meselesidir" diye konuştu.

"BU BÜYÜK BİR DEVRİMDİR"

Faruk Durukan'ın hayallerin gerçek olduğunu söyleyerek, yeni buluşu Türkiye ve dünyada büyük bir devrim olarak nitelendiren BAÜ Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Gülendam Tümen ise, "Kişiler hayallerinin peşinden koştuğu sürece başarılı olur. Genç, sanayici, girişimci Faruk bey de hayallerinin peşinden koşuyor. Ama bu hayaller adım adım gerçek olmaya başladı. Bu hayaller ülke ekonomisine çok büyük katkısı olan getirilere döndü. Bunlardan bir tanesi de, karasu sorunudur. Binlerce yıldır yalnız Türkiye'de değil tüm zeytin üretimi olan Akdeniz ülkelerinde insanların başına bela olmuş bir ekstreydi. Karasu dediğimiz madde aslında kara değil, sadece zeytin meyvelerinden zeytinyağı elde edilirken, ılık suyla yağın sürüklenmesi ve baskı sırasında kullanılan suyun havada okside olarak kararmasıyla oluşan zararlı bir üründür. Bu suyun aktığı bölgelerde oksijen azalırken canlılar da azalıyor. Toprakta ise uzun süre verim kaydı, işleme kaybı görülüyor. Ve İspanya ve İtalya gibi ülkeler bu sorunla ilgili binlerce, on binlerce çalışma yapmışlar, fakat hala bir çare bulunamamıştı. BAÜ ile 4-5 yıldır yakın temasta olan ve çalışmalarını üniversitemizde yaparak uzun sohbetler yaptığımız Faruk Durukan ile sürekli yakın temasta olan 8 - 10 tane araştırmacı arkadaşımız var. Faruk beye karasu sorununu anlattık ve kendisi, bizim yıllardır çare arayıp, araştırmalar yaptığımız teorikte kalan birikimimizi, yani karasu sorununu pratiğe çevirdi. Bu büyük bir devrim olarak tarihe geçmiştir. Karasuyun bu şekilde ekstre edilip toz haline getirilmesi önemsenecek nitelikte çok büyük bir devrimdir. Yaklaşık 5 üniversite ile birlikte çalışmalarını sürdüren Faruk beyi Balıkesir Üniversitesi olarak biz de destekliyoruz" dedi.

BAÜ Edremit Meslek Yüksek Okulu Müdürü Yrd. Doç. Dr. Sakin Vural Varlı ise, karasu sorunu ile ilgili olarak Edremit'te BAÜ ile ortaklaşa olarak uzun süredir çalışmalar yapıldığını söyleyerek, "Bu sorun ile ilgili pratik manada çalışma yapan değerli girişimci ve işadamı Faruk Durukan var. Faruk bey, karasuyun ekstrakt (öz) olarak çıkartılma işlemini ilk olarak okulumuzda denemişti. Karasuyun bir çok özelliği var. Buna karasu değil, zeytin özsuyu demek gerekiyor. Doğaya negatif etkisi vardır ve gıda zincirini kırıyor. Zeytin özütünü toz halinde Faruk bey gerçekleştirmeyi başardı. Bu devrim, yöre ve ülkemiz açısından çok önemlidir. Edremit Meslek Yüksek Okulu olarak biz de kendisini destekliyoruz" diye konuştu.

Kale Natürel Ldt. Şti.'nin ortağı Faruk Durukan, "Dünyada 3 bin yıldır problem olan karasuyunu ortadan kaldırma çalışmaları yıllardır yapılıyor. Ama bir türlü başarılı olunamadı. Biz karasuyu faydalı hale getirerek zeytin özüne dönüştürdük. Zeytin karasuyunu problem halinden çıkartıp ve zeytin özü elde ederek krem, kozmetik, ilaç gibi vs. 2 bin alanda kullanılır bir ürüne dönüştürdük. Bu çalışmalarımızı yaparken bunun 3 boyutu vardı. Biri Tarım Kontrol Genel Müdürlüğü, bir tanesi üniversiteler ve BAÜ'nün büyük katkıları oldu. Bir tanesi de, işin sanayi boyutu olan biz ilgilendik. Yani 3 ayaktan olusin karasuyu sadece Türkiye'nin sşan bir çalışma oldu. Bu proje ile Nobel ödülüne adayız. İnşallah Nobel'i de ülkemize getireceğiz. Türk Ar-Ge'sini ön plana çıkarmaya çalışıyoruz. Bizim amacımız bu. Yine biliyorsunuz ki, Isparta bölgemizde gül yağı elde ediliyor ve yılda 180 bin ton civarında gülden elde edilen atık ortaya çıkıyor. Bu da aslında zeytin karasuyuna benzer bir sorundur. Onu da biz sessiz sedasız çözdük ve onun adını da, bize büyük destekler veren BAÜ Fen Edebiyat Fakültesi Bölüm Başkanı Prof Dr. Gülendam Tümer'den esinlenerek Gülendam koyduk. Artık bu elde ettiğimiz gül özünün adı Gülendam olarak bilinecektir. Bizim amacımız aslında ülkemizdeki atıkları değerlendirmektir. Bunu yaparken de çevreye zararlı olanları faydalı hale getirmekte bizim başarımızı artırmaktadır " ifadelerini kullandı.

No comments: