Friday, June 27, 2008

Yağ İthali mercek altında

Tarım Merkezi
27 Haziran 2008,Cuma


Yağ İthalinin Önüne Geçmek için 1 Milyon Hektarlık Kanola Ekim Alanına İhtiyaç Var Petrolde Olduğu Gibi Yağ Üretiminde de İthalata Dayalı Politika İzleyen Türkiye, Üretim Tüketim Dengesini Sağlamak Amacıyla Yağ Bitkileri Üretimine Ağırlık Veriyor.

Petrolde olduğu gibi yağ üretiminde de ithalata dayalı politika izleyen Türkiye, üretim tüketim dengesini sağlamak amacıyla yağ bitkileri üretimine ağırlık veriyor. İthalatın önüne geçmek amacıyla çalışmalar yapan Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı, biyodizel yakıtının hammaddesi olan kanolaya yöneliyor. Ancak yaşanan yağ üretim ve tüketim dengesizliği, yüzde 70'lik ithalatı ise halen zorunlu kılıyor. Ekim alanının az olmasından kaynaklanan yağ açığının kapatılması ve ithalatın önlenmesi için Türkiye'de 1 milyon hektarlık alanda daha kanola üretilmesi gerekiyor.

Kanola üretimi konusunda Karadeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü (KTAE), Samsun'da 50 bin dönüm arazi üzerinde araştırma amaçlı kanola yetiştiriyor. Dünya genelindeki ve Avrupa ülkelerindeki kanola yetiştiriciliğindeki gelişmeleri yakından takip eden enstitüde görevli ziraat mühendisleri, ülkedeki yağ açığının giderilmesinin ve ithalattan vazgeçilmesinin kanola üretim alanının artırılmasıyla mümkün olacağını belirtiyor. Kanola üretiminin Avrupa'da 1., Dünya genelinde ise 3. sırayı aldığını hatırlatan Türkiye Kolza Koordinatörü Şahin Gizlenci, Türkiye'de sadece 300 bin dekarlık alanda kanola üretildiğini kaydetti. Gizlenci, ülke genelindeki ham yağ ihtiyacının karşılanması ve yağlı tohum ithalatının önlenmesi için ekim alanının 1 milyon hektara çıkarılmasının zorunlu olduğunu vurguladı.

Kanola ekim alanının her yıl arttığına dikkat çeken koordinatör Şahin Gizlenci, "Küresel ısınmanın ön plana çıktığı, çevre kirliliğinin arttığı, petrol rezervlerinin hızlı bir şekilde tükenmesi, piyasaların dalgalanması, Türkiye gibi petrolde yüzde 92 dışa bağımlı ülkeleri olumsuz etkiliyor. AB de zaten çevreyi korumak ve küresel ısınmayı önlemek amacıyla 2005 yılında yüzde 2 olan motorine biyodizel ve benzine biyoetonol katılması zorunluluğunu yüzde 5'e çıkarmıştı. O nedenle yenilenebilir enerjide de kullanılan ve biyodizelin yüzde 86'sını oluşturan kanola üretemi büyük önem taşıyor. Benzine ve motorine yüzde 5 biyodizel ve biyoetonol katmak istesek, 850 bin alanda daha kanola yetiştirmek zorundayız." dedi.

Kalite ve verim bakımından zeytinyağına eşdeğer olan kanolanın Doğu Anadolu Bölgesi hariç her yerde yetiştirilebileceğini ifade eden Gizlenci, bu açığın geciktirilmeden kapatılması gerektiğini de sözlerine ekledi. 12 yıldır kanola üretimi üzerine bilimsel araştırmalar yaptıklarını anlatan KTAE Müdürü Dr. Hasan Özcan ise kanola adaptasyon çalışmalarına devam ettiklerine değindi. Özcan, "Halk diliyle kolza olarak bilinen kanola bitkisi, yağ ve biodizel olarak kullanıldığı için çok önemli bir bitki. En rahat yetiştiği bölge de Samsun. Kanola konusunda hem bakanlık hem de üreticilere büyük destek veriyoruz. Bunun yanında Karadeniz Birlik Genel Müdürlüğü, üretilen kanola yağını alıyor. Batı ülkelerinde araç yakıtı olarak da kullanılan bu bitkiye sahip olduğumuz için son derece şanslıyız." ifadelerini kullandı.

Dünya genelinde kanola üretimi için 24.5 milyon hektarlık alan kullanılıyor. Yılda da 46 milyon ton kanalo yetiştiriliyor. Bunun 12 milyon tonu yağa dönüştülüyor. Biyodizel haricinde kimya, kozmetik, sabun, boya sanayinde, motor makine yağı, küspe ve hayvan yemi olarak da kullanılıyor. Kanola üretiminde ise başta Almanya olmak üzere Fransa, Kanada, Çin ve Hindistan başı çekiyor.

No comments: