Thursday, December 06, 2007

Akhisarlı Ravika'nın Ayvalık gösterisi...


Durmuş Odabaşı
Yeni Asır
6 Aralık 2007,Perşembe


Sural Çiftliği'nin konukları arasında bulunan tanıdık yüzlerden Keskinoğlu Şirketler Grubu'nun genç patronu Keskin Keskinoğlu'nun yanına yaklaşıyorum.
Bugüne kadar hiç karşı karşıya gelmediğim Keskin Keskinoğlu'nu, gazetelerde çıkan fotoğraflarından tanıyorum.
Göz göze geldiğimiz anda o da beni bu köşedeki fotoğrafımdan tanımış olacak ki, "Sizi Akhibar'da göremiyoruz" diyerek elini uzatıyor.
Ayvalık cadde ve sokaklarındaki bir gözlemimden dolayı, İzmir'e dönüşte telefonla kutlamak istediğim Keskin Bey'i karşımda görünce bir hayli memnun oluyorum.
Gözlem şu;
Ravika markası ile zeytinyağı piyasasına giren Keskin Keskinoğlu ve ekibi, Ayvalık'ın tüm cadde ve sokaklarındaki bilbordları, Ravika reklamları ile donatmış.
Keskin Bey'i; "Türk zeytinyağının başkenti" diyebileceğimiz Ayvalık'ta, "Akhisar malı" zeytinyağı reklamı yapma cesaret ve esprisini gösterdiği için kutlamak istemiştim.
Bu "emaneti" hedefine ulaştırdıktan sonra Keskin Bey'e soruyorum;
- Zeytinyağı tavuk ve yumurtanın önüne mi geçecek?
- Zeytinyağında da iddialıyız. Ama tavukçuluk bizim asıl mesleğimiz.
- Ravika zeytinyağına ilgi nasıl.
- Beklentilerimizin çok üzerinde.

10 parmağında 10 hüner var
Sural Çiftliği'ndeki harika organizasyona imza atan çiftlik sahibinin kim olduğunu da merak ediyor ve kısa bir araştırmadan sonra Salih Sural ile tanıştırılıyoruz.
- Ne işle uğraşıyorsunuz?
- Ben üreticiyim.
- Ne üretiyorsunuz?
- Zeytin, zeytinyağı üretiyorum. Aynı zamanda açık bir arazim var, sulak arazi burada da pamuk ,tahıl ve pancar gibi ekilebilecek her türlü ürünü yetiştiriyorum.
- Zeytin ve zeytinyağını ambalajlı mı satıyorsunuz?
- Ben sadece üreticiyim. Ürettiğimi de Tariş'e veriyorum.
- Başka uğraşlarınız var mı?
- Müzikle uğraşıyorum. Bateri çalıyorum. Ayvalık Türk Sanat Müziği'ni Geliştirme Derneği 2. başkanıyım. Ayrıca yazın da kaptanlık yapıyorum. Hayatım dolu dolu geçiyor
- Müzisyenlik, kaptanlık, üreticilik hepsine nasıl yetişiyorsunuz?
- Hepsini çok severek yaptığım için, yetişmeye çalışıyorum. Denizden de buradan da kopmam mümkün değil. Ali Bey Adası'nda oturuyorum. Çiftlikte iki köpek ya da bir tavşan aç kalsa, 40 km yol yapıp gelip onları doyuruyorum.
- Batari ile Türk Sanat Müziği nasıl birleşiyor?
- Türk Sanat müziği Derneği'nin çalışmalarında tabii ki bateri çalmıyorum, darbuka çalıyorum.
- Ayvalıklı mısınız?
- Doğma büyüme Ayvalıklıyım. Ancak kökenim Giritli.

Acıklı bir Girit hikayesi
Salih Sural, sohbetimiz sırasında etkileyici bir aile anısından da sözediyor;
- Dedem Girit'te 17 yaşında evlenmiş. Mübadelenin yeni başladığı zamanlarda babaannem babama hamileymiş. Doğum yapacağı sırada, Giritli hemşireler "çoçuğun adını ne koyacaksın" demişler. Babaannem "Mustafa Kemal" koyacağım demiş. Eğer "Mustafa Kemal koyarsan seni öldürürüz" demişler. Bebeğin erkek mi, kız mı olacağı o dönemde, ultrason olmadığı için belli değil tabii. Çok sağlıklı bir doğumla babam dünyaya geliyor.
Hemşireler "ne koydun bebeğin ismini?" diyorlar. Babaannem de "Mustafa Kemal adını verdim" diyor. Aradan yarım saat geçiyor, hemşire babaanneme serum bağlıyor. O da "buna gerek yok, ben iyiyim" diyor. Hemşire "rahatlar uyursun" diyerek serumu takıyor. Meğer serumda zehir varmış. Babaannem orada ölüyor.

Sural Çiftliği'ni Türkiye tanıyor
Salih Sural'ın çiftliği, sıradan bir çiftlik değil.
Çoğumuz orayı, sinemlardan ve televizyonlardan tanıyoruz.
Bu çiftlik, ayınlandığı dönemde oldukça ilgi toplayan Babam ve Oğlum filmine, Kırık Kanatlar ve Kurşun Yarası gibi dizilere ev sahipliği yapmış.
Salih Sural'la sohbeti bu alana kaydırıyoruz;
- Siz bu çitliği çekimler için kiraya mı veriyorsunuz?
- Bu işten bir ücret almıyoruz.
- Misafir ağırlamayı sevdiğiniz her halinizden belli. Bizleri de çok güzel ağırlıyorsunuz.
- İnsanları ağırlamayı çok seviyorum. Arayan soran olmaz, hayatta tek başımıza yaşarsak hiç bir anlamı olmaz. Sizleri de memnun edebiliyorsak ne mutlu bize.
- Çiftliğiniz bir çok film ve diziye plato olurken, sizin de hiç "artist" olduğunu anlar var mı?
- Babam ve Oğlum'da "Zoro" bendim. Çetin Ağabey'in (Tekindor) yerine ata bindim. Yakında gösterime girecek "Ulak" filminde de Çetin Ağabey'in yerine oynadığım bir bölüm var. Kurşun Yarası'nda da oynadım, fakat çekim sırasında sarıp sarmalandığım için simam belli olmuyor.

No comments: