Akdenizli olununca zeytinle aşk başlıyor zaten. Zeytinsiz kahvaltı, zeytinyağlısız yemek olmuyor. Sadece yemek mi güzel olan? Ya kültürü!... Bu blog, aşkımız zeytin ve zeytinyağı ile bilgileri sizinle paylaşmak arzumuzdan doğdu. Koray & Hakkı Yazıcı e-posta : mhyazici@gmail.com
Saturday, December 08, 2007
Sektörel Uzlaşmasızlık..
Hasan Köşklü
Zeytin ve Zeytinyağı sektörü neden sürekli uzlaşmasız tartışmalar içinde anlamak pek mümkün değil.
Üretici, sanayici, ihracatçı, sivil toplum örgütleri, Devlet’i temsil eden bürokratlar, politikacılar, kısacası sektörün bileşenleri birlikte sorunları saptayamadıkları gibi, çözüm de üretemiyorlar.
Sürekli olan ve bu günlerde de güncel bir konu olan tağşişli(karışık, hileli) zeytinyağı en önemli sektörel sorunumuz.
Zeytinyağının temsil ettiği sağlıklı değerlerin çok dışında, farklı yağlar ile karıştırılarak ve zeytinyağının temsil ettiği değerler ön plana çıkartılarak satılan tağşişli zeytinyağı, farklı bir tüketici profili ve zeytinyağının dışında farklı damak tadı oluşturarak, haksız rekabetin de ötesinde kalıcı zarar veriyor.
Tağşişli zeytinyağını önlemek özellikle ülke genelinde satış yapan ve marka olduğunu düşünen firmaların bir araya gelerek bir Kalite Kontrol Proğramı ilk adımı ile bu sorunu çözmeleri çok zor olmasa gerek.
Önlenmek istenirse şeffaf fiyatlandırma ile tüketicinin kaliteli ve rakip yağlar ile de rekabetçi fiyatlardan zeytinyağı tüketebilmesi sağlanabilir.
Zeytinyağı analizlerinde uzmanlaşmış laboratuarlar, ülkenin her bir yanındaki tüketiciye ve diğer gıdaların yanı sıra tağşişli zeytinyağlarını da izleyen Gıda Kontrol Şubelerine maliyetine veya sponsorluklar ile ücretsiz analiz ve interaktif eğitim verebilirler.
Ülkemizde bir resmi Tadım Paneli oluşturularak duyusal özelliklerine uygun olarak etiketlendirilen zeytinyağı ürünleri, tüketicilerin güvenle zeytinyağı tüketmelerini sağlayabilir.
Üretimde ürün maliyeti ve rahatlatıcı bir unsur üretim primi (güncel olarak 1YTL. seslendirilmektedir.) pek çok sorunu çözecek gibi değerlendirilir genellikle.
Aslında üreticinin “Allah mahsul bereketi versin” diyerek özlemini ifade ettiği cümle, sektördeki sorunların bir diğer çözüm formülüdür.
Mevcut zeytinliklerimizden üretim artışı ile sağlanabilecek ürüne bağlı gelir artışı, üreticimizin pek çok sorununu çözebileceği gibi arz miktarının artışına bağlı olarak fiyat, tağşiş, dahilde işleme, ithalat gibi güncel olarak konuştuğumuz pek çok sorunu önemli ölçüde çözecektir.
Yüksek bir verim artışı için mevcut zeytinliklerimizin hızla gençleştirilmesi ve sulama imkanlarına kavuşturulması gerekmektedir.
Sulama, yakın zamanda yaşadığımız kuraklık problemine de çözüm olacak ve diğer ürünleri de içerecek şekilde yeniden ve bölgesel-yöresel yönetimlerin sorumluluğunda yapılmalıdır.
İl ve ilçelerimizde Su Yönetimleri ve Prim Komisyonlarına benzer kurumlar oluşturulmalı, gölet , baraj yapımları ve doğal su kaynaklarının kullanımlarını yönetmeleri sağlanmalıdır.
Bu yönetimlere damla sulama ve benzeri yöntemlerin desteklemelerinin uygulanmasında üreticilerin proje,rapor,imza gibi bürokratik engeller ile zaman kaybetmeleri önlenmeli, projelerin gerçekleşme oranları doğrultusunda desteklenmelerin bu yönetimler ve komisyonlar yetkili olmalıdır.
Sektör, uzlaşmasızlık içindeki ve işlevsiz kurumlarıyla sorunlarını çözemiyorsa, özeleştiri yapmalı, nerelerde yanlış yaptığını bulmalı, yapılması gerekenleri biran önce yapmalıdır.
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment