Tuesday, December 18, 2007

"İthalat" İfadesine Tariş'ten Tepki


İhlas Haber Ajansı
17 Aralık 2007,Pazartesi

Tariş Zeytin ve Zeytinyağı Birliği Yönetim Kurulu Başkanı ve Edremit Ziraat Odası Başkanı Cahit Çetin, zeytincilikte son günlerde gündeme gelen ve çiftçinin heyecanını kaybettiren "ithalat" ifadesinin ortadan kaldırılması gerektiğini söyledi.

Cahit Çetin, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, önümüzdeki sezonda zeytin rekoltesinin rekor seviyelere ulaşmasını beklediklerini müjdeleyerek, "Geçen sene zeytinde 165 bin ton rekolte vardı. Öyle zannediyorum ki, son 50 yılın en kurak yazını yaşadık. Zaten Akdeniz ikliminde yazlar kurak geçer de, ama çok ciddi sıcaklar oldu. Mayıs ve Eylül ayları arasında neredeyse 39 derece civarında sıcaklar oldu. Bu sıcaklar nedeniyle zeytin ağaçlarının hayatları da tehlikeye girdi. Son 20 gündür yağan yağmurlar,bana göre zeytin ağaçlarına hayat iksiri gibi oldu. Ve yağış son derece yavaş yağıyor, yani selli yağmur değil. Bu da yağmurun toprağı işlemesi bakımından önemli bir unsurdur. Sindire sindire yağıyor. Türkiye'nin başka yerlerinde görülen sel baskınları gibi afetler zeytincilik bölgelerimizde görülmedi. Bu da yağmurun sakin ve yavaş yağmasından kaynaklandı. Herhangi bir yağış olayından dolayı zeytin ağaçlarımızın kökleri zarar görmedi. Mahsul bu sene Türkiye'de yok yılını yaşıyor. Buna rağmen ülkede 73 bin ton rekolte olduğunu biliyorsunuz. Türkiye'de geçen seneden kalma 60 bin ton stok var. Bu da aşağı yukarı 135 bin ton gibi bir rekolteyi beraberinde getiriyor. Tabii bunların akabinde ihracat ve iç pazar anlamında bir sorun yaşanmayacağını işaret ediyor. Kuraklığın etkisiyle zeytin tanecikleri küçük kaldı. Daha sonra yağan yağmurlar sayesinde zeytinler kısa sürede tutulacak bir büyüklüğe ulaştı. Bu sofralık zeytinde önem arz ediyor. Ancak, yağ randımanı konusunda bir sorun yaşanıyor gibi görünüyor. Bu yağmurlardan sonra daha yüksek bir rekolte bekleyebilirdik. Sanıyorum ki, rekolte tahmini rakamlarımızın üzerine çıkmayacak" dedi.

Yağışların etkisiyle önümüzdeki sezonda zeytin ağaçlarının daha verimli olacağını ve "var yılı" yaşanacağını ifade eden Çetin, "Biraz daha yağmur yağsaydı 73 bin ton rekoltenin 90-100 bin ton seviyelerine ulaşması mümkün olabilirdi. Bakla, buğday, mısır gibi diğer ürünler içinde bu yağışlar can suyu olmuştur. Önümüzdeki sene Türkiye 200 bin ton gibi rekor bir mahsul rekoltesi bekliyor" diye konuştu.

"İTHALAT KONUSUNUN GEREKÇESİ YOK"

Bazı ihracatçılar tarafından zeytinde ithalat konusunun gündeme getirilerek spekülasyonlara neden olunduğunu vurgulayan Cahit Çetin, "Şu anda Türkiye'de zeytin rekolteleri ihracat ve iç piyasa bakımından yeterli seviyede görülüyor. Ama son günlerde bazı ihracatçılar tarafından ithalat konusu gündeme getirilmiştir. Biz ithalat ifadesini Tarım Bakanıyla, Sayın Kürşad Tüzmen ve Sanayi Ticaret Bakanımızla devamlı görüşüyoruz. İthalat lafının Türkiye'deki zeytinciliği ve zeytin üreticisini çok ciddi derecede tedirgin ettiğini görüyorum. Bir an evvel ithalat ifadesi gündemden kalkmalıdır. Tabii gerektiği zaman ticarette, ithalatta da başvurulabilir ama şu anda Türkiye'de böyle bir ithalat sorunu yoktur. Bu üreticiyi fiyat baskısı altında tutmaktadır. Tariş'in fiyat açıklamasını belirsiz hale getirmektedir. Son zamanda Tarım Bakanlığı'nın çok ciddi bir yatırımı var. Geçen sene de bir zeytin araştırma komisyonu kuruldu ve çok olumlu tepkileri oldu piyasada. Tarım Bakanlığı zeytincilikte 700 bin ton rekolteye ulaşmayı ve İspanya'dan sonra ikinciliği hedefliyor. Tarım Bakanlığı'nın bu stratejisini gönülden kutluyor ve katılıyorum. Biz de bu projeye destek vermek anlamında Tariş olarak elimizden geleni yapıyoruz. Ama ithalat gibi ifadelerin çiftçinin heyecanını azalttığını, belirsizliğe ittiğini ve tehlikeli olduğunu düşünüyorum. Üretim esastır, çiftçinin heyecanının ortadan kaldırılmaması lazım. Çünkü üretim olmazsa sektörün hiçbir unsuru, ne ihracatı ne ithalatı olmaz. Ama ihracatta rekabet konusunda sanayicilerimizin ve ihracatçılarımızın bir sorunu varsa, bunu üreticilerin ürünü üzerine spekülasyon yaparak değil, üreticinin ürettiği ürünün değeri üzerinde bir baskı unsuru oluşturarak değil, tam tersine onun heyecanını kırmadan çözmek gerekir. Son yıllarda ihracatta önemli teşvikler var ve gerekirse teşviklerin artırılması konusunda girişimlerde bulunulur" şeklinde konuştu.

Ayrıca çiftçinin Avrupa'daki emsallere uygun şekilde pirim alması gerektiğini söyleyen Çetin, "Pirim de bana göre 1 lira, 75 kuruş diye fiks bir tarzda değil, hedef fiyat ile oluşan fiyatın arasındaki fark olan standart olur ve her sene pirim lafından da kurtulunmuş olunur. Dolayısıyla bu iki unsura dikkat etmek gerekir. Çiftçinin üretim heyecanı üzerinde bir olumsuzluk ortamı oluşturulmaması lazımdır. Yoksa Türkiye belirlediği hedeflere ulaşamaz" dedi.

"DAMLA SULAMA YÖNTEMİNE GEÇİLMELİDİR"

Türkiye'deki çiftçilerin bir an evvel damlama sulama yöntemine geçmesi gerektiğine dikkat çeken Çetin, bu konuda uzun vadeli ve faizsiz krediler verildiğini hatırlattı. Cahit Çetin, sözlerini şöyle tamamladı:

"Türkiye, damlama sulama yöntemine geçmelidir. Yağmur Allah'ın takdiridir, ne zaman yağacağını bilemeyiz. Kurak geçen yıllarda, damlama sulamayla çok az bir suyla bitkilerin hayatını sürdürmesi sağlanmaktadır. Ziraat Bankası'nın bu konuda uzun vadeli ve faizsiz krediler verdiğini biliyoruz. Çiftçilerimizin damlama sulama yöntemine yönelmesinde çok ciddi faydalar olacaktır. Sırf zeytinde değil, mandalinada da uygulanabilir bu yöntem. Bu yöntem hatta, yağmurlama sisteminden daha fazla etkilidir. Mandalina üretimi bu bölgede önemli bir tarımsal faaliyettir. Son yıllardaki ihracatta yaşanan bazı sorunlar nedeniyle mandalina pazar bulamadı. Ama bu sene bu sorun da ortadan kalktı gibi görünüyor. Önümüzdeki yıllarda, bu ihracat politikalarıyla mandalina ekimindeki bölgemizin başarısı devam ettirilebilir diye düşünüyorum."

No comments: